• Sonuç bulunamadı

DEPRENMELER VE BUNLARA DAYANIKLI EVLER Abdullah Türkmen Y. Mühendis Mektebinde Profesör

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DEPRENMELER VE BUNLARA DAYANIKLI EVLER Abdullah Türkmen Y. Mühendis Mektebinde Profesör"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D E P R E N M E L E R V E B U N L A R A D A Y A N I K L I E V L E R

Abdullah Türkmen

Y. Mühendis Mektebinde Profesör

A — Ö n s o z :

Bugünkü evlerimizin yer sarsıntılarına karşı du-rumunu incelemek ve yeni yapılacak evlerim ze bu bakımdan nasıl bir şek'l vereceğimizi saptamak (tes-pit etmek) için bir mimar ve yapı mühendisi gözü ile memleketimizin jeolojik durumuna, yer sarsıntıları-nın tesirlerine ve şiddetlerine, insanların depremler-den gördüğü zararlara, bu zararları azaltmak için baş vurduğu yollara ve bizim alabileceğimiz tedbirlere kısaca İbir göz atmak gerektir.

B — Memleketimizin tektonik durumu:

Bir kitlede veya birkaç kitlenin birbirile olan zayıf kaynak yerlerinde olabilecek şekil değiştirme-leri ve kitledeğiştirme-lerin birbiri üzerinde oynadıkları roldeğiştirme-leri görebilmek için memleketimizin tektonik durumunu hatırlayalım.

Jeolojik incelemelere göre memleketimiz, yalnız bir zamanda ortaya çıkmış ve son şeklini almış bir bölge değildir. Küremiz Güneşten ayrılıp çok soğuk bulunan boşluğa çıkınca, yavaş yavaş soğuyarak buk bağlamağa başlamıştır. Bildiğimiz gilbi, bu ka-buk her yerde aynı zamanda ve aynı yapıda olmak üzere bir şekil almış değildir; insanların yaşadıkları zamanla ölçülemeyecek kadar uzun süren bir müddet içerisinde jeolojik formasyon kendini göstermiştir. Bu formasyonda kürenin dönmesi, her yerde kabuğun aynı derecede soğumaması, Wegener'e göre kutupla., rın değişmesi, sertleşmiş kısımların mağmalar üzerine tesiri ve benzerleri büyük rol oynamışlardır. Kısaca jeolojik formasyon şöyle gösterilebilir :

Sahraları, fosilleri ile ve jeoloj'k diğer işaret-leri ile birbirinden kolayca ayırt edilebilen bu arazi parçaları, hemen her jeolojik formasyonda birbirin-den aldıkları gerilmeler yüzünbirbirin-den birçok defa şekil-lerini değiştirmişlerdir; fakat bugünkü şekilleri de değişmeyecek kader savlam görülmektedir. Çünkü yukardaki tabloda <?örüldıi«ü eibi, bugün Anadolu, yapıları denizden olan yükseklikleri, toprak yüzle-rinin esirimi (mevli) ve kavnak verleyüzle-rinin sağlam ve-ya oynak olmaları ve ve-yaşları bakımından birbirinden

çok farklı parçaların bir araya gelmesi ile ortaya çık-mış görünmektedir. Bu parçalar da şunlardır:

Güney (Şark) kitlesi: bu eski bir kısım ise de yeniden şekil almış ve genç, yüksek dağlarla

kabar-mış bir kitledir [,J (Şekil: 1).

Tavrid kitlesi: Doğuda Cilo dağı ile batıda Ma. raş arasında uzanır. Bunun sahraları, genç rusubî sah-ralar, lâvlar, tebeşir, kalker vesairedir. Cevat Eyüp bu bölgeyi çok iyi incelemiştir. ,

Dersim kitlesi: Os\vald ve Fhlippson tarafın-dan Tavrid kitlesinin kuzey kısmına bu ad verilmiş-tir. Bunun sahraları kristalli arduvazlardır.

Pontik kitle: Bu karadenizin doğu kıyıların? teşkil ,eder. Tebeşir devrinin sonlarında büyük

vol-(*) Memlekeimiz'n jeolojik durumunu şimdiye kadar pek çok kimseler incelenişlerdir. Doğrudan doğruya ve dolayı-sile bize faydalı yazılar ve fi k rier veren kimselerden

bazı-ları Çihacef, Philippson, W. I. Hsmilon, KleLnsorge< Wissler,

Wenzel, Bukowski, W. Penk) Oswald, Bonnet Pfaffenholz,

Arni, Renngarten, Zahn^ Kobe r, Nowakj W. Salomon-Ca'İvİ;

Chaputs, Hadi, A. Malık H. N. Pam'r'dir.

Fakat bunların pek çoğu bir mühendisin ve mimarin

te-sislerini, elektrik fabrikalarını j şehir plânlarını ve

benzerle-rini yapması için kullanacağı jeolojik donneleri vermemiş-ler, kısa veya uzun zaman içerisinde Türkiyeyı gezerek yal-nız gördüklerini yazmışlardır. Hataya düşmekten çekinen bu kimseler, kesin olarak söz söylememişler j.se de, bugün bizi yazıları ile tatmin eden je oloğlara yariyan bilg leri

(2)

Formasyon

zamanları Devirler Ana taşları

Faydalı elemanları / Türkiye'deki arazisi En eski zamar (Arkeozoik) 1 ) Arkeen 2) Algonkium Granit ve Gne'.s cinleri

Mineraller Meriçten Karadenize uzanan Trakya kitlesi, Menteşe ve Saruhan kitlesi Uşak'la Milas arasındaki kitleler.

Sultandağı ile Tuzgölü arası. Birinci zaman (Paleozoik) 1 ) Kambrium 2 ) Siİür 3) Devon 4 ) Karbon 5) Perm Arduvazlar Kömür Maden tuzu Kırmızı kumtaşı Çatı arduvazarı, taş kömürü, tuz, alçı taşı, bakirli

filizler

Haliç'in yakınları, İstanbul boğazı ara-zisi, Gemlik ile Yalova arası, Hendek

or-manlığı, Silifke'nin batı kıyıları, Van ile Saray arası kısmen,... Zonguldak havzası, Merzifon ve Bitlis yakınları.

İkinci zaman (Mesozoik) 1 ) Trias 2 ) Jura 3) Tebeşir Kum taşları Muşil karkerleri, kalkerler Litoğrafya, kal,, keri, Demir filiz, leri, Mermerler,

an killer

Gebze ile İzmit arası, Kocaeli Sinop, Samsun ve Malatya ile Haymana, Ankara, Amasya ve Tokat dolayları ve Urfa böl-gesi.

Üçüncü zaman (Neozoik)

1 ) Eojen 2 ) Neojen

Kum, Kil, Ba-zalt,...

Kum, Kil, Kömür,...»

Trakya'nın büyük bir kısmı, Bursa Ma-nisa, İsparta, Burdur, Antalya, Bolu, An-kara ve Çorum bölgelerinin büyük kısım-ları. Dördüncü zaman 1 ) Dillüvium 2 ) Allüvion Nehirlerin ve denizlerin rüsup-lan, Glasyelerin rüsupları Turp kömürü Çakıl ve Killer

îçde ve kıyılardaki bir çok ovalar.

kanik olaylara uğrayan bu kütle, yanındaki kısımlar üzerinde de rol oynamıştır.

Anadolu'nun Güney sınırlarında uzanan kitle, ler de bunlardan farklıdır. Bütün bu eski kitlelerin yeniden yükselmesi, karadenizin bu kitlelere yakın yerlerinin karalara doğru ilerlemesine de sebep ol-muştur; ve yine bu kitleler burada Van gölü ve bazı volkanik dağlan ortaya çıkarmıştır.

(Şekil: 2)

(Şekil; 3)

Merkezdeki Plato: W . Salamon.Calvi'ye göre •bu bölgenin karakteristik çukurlarının Güney.Batı

nm haıfif olması ve volkanik olmasıdır. Plato, çevre-sindeki kitleler kadar yüksek değildir.

Volkanik sıralar: Sahraların yarıklarından ileri doğrultusunda (istikametinde) olmaları, dalgaları, gelen bu volkanik bölge eskiden vucut bulan kabuk üzerine lâvların ve tüflerin çökmesi ile şimdiki şekli-ni almıştır. ,

Merkezdeki iltivalar: büyük bir alan üzerine da-ğılmıştır. Burada ve bunun ile çevresindeki kitleler arasında büyük seviye farkları vardır.

Fırat nehrinin batı kısmı. W. Salamon.Calvi'-ye göre bu sahada bir tecanüs yoktur. Aşağıdaki par-çaları bundan ayırmak gerektir.

Batı karadeniz dağları: Bu dağ yanındaki saha-lara nazaran yüksek ve oynak hatsaha-lara yakın bulun-ması bakımından önemlidir.

Paflagonya yarığı: Anadolu'da eşi olmayafn

oy-nak bir kayoy-nak yeridir. E. Nowack bu sahayı incele-miş ve buna ait bir harita verm'ştir. Bu hat Bolu ve Gerede üzerinden Bayındır ve Hamamh'dan geçer ve Akbaş deresi boyunca uzanır (Şekil: 2 ) .

Ereğli hattı: Tektonik hareketler bakımından çok oynak bir hattır.

(3)

(Şekil: 4)

karadeniz arasındaki kısım ise bunlardan başka bir bünyeye maliktir.

AnkaraJConya masifi: Bu kütle antitoroslar, toroslar ile Paflagonya yarığı arasındadır.

Toroslar, Antitoroslar, Saruhan ve Menteşe kitlesi: Yer yer büyük yüksekliklere çıkan ve bir çok yerlerinde derin vadileri (bulunan bu kütleler bir kaç zamanda teşekkül etmiştir; fakat henüz oturmuş de„

ğillerdir. ( ,

Güney.Batı Anadolu iltivalarınm adaları teşkil etmek üzere uzanan kısımları: Bukowski'nin görüşü, ne göre, yukarıda, görülen son kütle adalara doğru uzanmıştır. Böylece R o d o s ve diğer bazı adalar çık-mış ve hattâ 'bu iltivalar Girid'e doğru ilerlemiştir.

Batıda ve merkezdeki hendekler ve ovalar: Bir

(Şekil; 6)

çöküntüden başka bir şey olmayan bu kısımlar az çok rüsubatla kaplanmıştır. Fakat bunlar yeni teşekkül etmişlerdir; ve yanlarındaki yüksek kitlelerin sık sık tesirlerine maruz kalmaktadırlar.

Pihilippson'un (Eğe) denizi güneyinde uzanan dajğlar sistemi: Saruhan Menteşe kitlelerinin batısın-da ve kuzeyinde uzanarak Bursa çukuruna kabatısın-dar gi-derler

Trakya da bünye bakımından birbirinden fark-lı parçalar ve bunlar arasında az çok hareketli kay-nak yerleri vardır. (Şekil:3)

Kısaca Türkiye, Dünya'nm Güneş'ten ayrıldık-an sonra karaların geçildiği şekil değiştirmelertn he-men hepsine az çok sahne olmuş ve bu yüzden ho-mojen ibir kitle olarak kalmayıp bir mozayık şeklini almıştır. Bugünkü şekli de rijit görünmemektedir.

C — Memleketinizde1 1 yer sarsıntılarını

do-ğuran sebepler:

Montessüs de Ballore'nin Avrupa, Asya,Afrika ve Avusturalya da yer sarsıntılarının sık sık olduğu yerleri gösteren haritasına bakılacak olursa, Dünya zelzele şeridi ile Geosenklinal'ler arasındaki ilgi gö-gülür (Şekil: 4_5). Bu şekillerin birincisinde kara ve denizlerden geçen Alp, Mozambik ve Cincumpasifik geosenklinal'leri gösterilmiştir. Halbuki sonuncu şe-kilde yalnız yer sarsıntısının karalar üzerindeki şerit-leri siyaha boyanmıştır. Türkiye Alp geosenklinan üzerindedir. Bunlardan başka yukarda görüldüğü gi-bi, kitlelerimizin teşekkül zamanları da biıbirinden çok farklıdır. Türkiye'de toprak yüzünün deniz sevi-yesinden olan yüksekliği sık sık ve pek çok değiş-mektedir. Güney ve kuzey'deki dağlarımız ve

(4)

( Ş e k î l : 7 )

mizdeki bazı denizler pek gençtir. Bu sebepler yü-zünden yüksek ve uzun dağlar, aralarında ve dış yan-larındaki bölgeler üzerine tesir ederek birbirinden farklı iklimler yaratmakta, kitlelerde gerilmeler do-ğurmakta ve magma üzerinde büyük roller oyna-makta ve yanar dağları ortaya çıkaracak tesirler yap-maktadır. ,

Mürefte'den ibaşl'ıyarak Marmara denizinden, izmit körfezinden geçip Sapanca Düzce, Bolu ve Ge-rede'ye uğrayan kaynak yeri, bugün birinci derecede önemli tektonik bir yarıktır (Şekil :2).

(50 km.) uzunluğundaki Erzincan hufresi ile bundan (35 kim.) yukarıda ve aynı uzunlukta bulu-nan hufre de tektonik hareketlere çok elverişli bulun-maktadır.

Yeni birer çöküntüden başka bir şey o'mıyan ovalarımızın (çukur ova müstesna) çevrelerinde az çok hafif kaynak yerleri bulunmaktadır. Bunlar ve diğer Fay'lar bugün istirahat halindedir.

Başka yerlerde olan depremler ya volkaniktir veya (relais) sarsıntılarıdır. Bir kütle harekete geçe-rek kendine yeni bir şekil verirken ve hattâ şekil ver-dikten sonra yanındaki kütleler üzerinde büyük kuv-vetler doğurur. Bu kuvkuv-vetlerle ortaya çıkan yandaki kütlelerin gerilmeleri bu kütlelerin alabileceği kritik gerilmelerden daha büyük olursa, bunlarda da denge

(muvazenet) lerini kaybederek yarılır, parçalanırlar ve büyük sarsıntılara uğrarlar. Bu sarsıntılara (relais)

sarsıntılar adı verilir. O hâlde bunlar yeni kütlelerin birleşmeleri esnasında eski kütlelere verdikleri kuv-vetler ve bu kütleler altındaki sıvık olan magmalara yaptıkları etkime (tesir) yüzünden doğarlar.

Bu gün en az sarsıntılara uğrayan yerler, (Şeldl 1 ) de görüldüğü gibi, Palearctis adını alan kuzey (Şimal) kıtası ile güneydeki Gondwana kıtası, yani Afrika, Arabistan ve Suriye kütlesinin Türkiye'deki parçasıdır; yalnız kuzey kütlesi küçük ve çok oyna-yan yerlere yakıı^ olduğundan ikincisi kadar hareket-siz görünmemektedir. Yapı zelzele talimatnamesinde verilen harta yukarıda verilen bilgiyi tamamlamaya yarar.

(Şekil: 6 . 7 ) şimdiye kadar yer sarsıntılarından büyük zarar gören şehirlerimizin yerlerini göstermek-tedir. Yalnız Montessus de Baljore Burdur, İsparta ve dolaylarından Kayseriye kadar olan bölgeyi ha-reketsiz olarak almıştır; hâ'lbuki burada da önemli sarsıntıların olduğu ve şehirlerimizin Birinci Dünya Harbinden önce ( 1 0 0 0 . 1 8 0 0 ) kişi kaybederek he.. men büsbütün harap olduğu hatırlardadır. O hâlde Türkiye'nin hemen her yelinde yapılacak inşaat sar-sıntılara uğrayabilecektir. Fakat böyle bir düşünce (bizi korkutmamalıdır. Meselâ (679.125) kilometre

karelik Japon adaları üzerinde ( 9 9 3 5 4 0 0 0 ) kişi otur-maktadır. Eskiden bu ada yer sarsıntılarından pek çok zarar görmüştür. (Şekil :8) bölgelerin ş'mdiye kadar kaç defa yıkıldığını ve bir sene içerisinde olan

depremlerin sayılarını göstermektedir. Görülüyor ki bizden daha kötü durumda bulunan bir bölgede bü-yük bir insan kütlesi oturmakta ve alınan tedbirlerle zararların derecesi küçültülmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Trablusşam sancağına iskân olunmak üzere doğrudan ve Humus’dan gelen Girit muhacirlerinin hala iskân edilemediği, iskân ve diğer masrafları için gerekli

Bu flütün günümüz modern flüt- lerine kıyasla birçok ses çıkarabildiği düşünüldüğün- de, Hohle Fels flütünün daha çok ses çıkarabileceği muhtemeldir.. Ayrıca geniş

Tarım sektörü Tunus’un en önemli sektörlerinden biri olup, GSMH’ye olan %10,6’lık katkısı ve toplam ihracattaki %9,4’lük payı ile ülke ekonomisinde

Kredi gayet tabiî olarak evin satın alınması için te- min olunuyor ve kabul esnasında kredi bir nevi ipotek halini alıyor ki bu alım fiyatının % 90 ını

İnşaat malzemelerinin en mühimleri ve binanın ma- liyetinde en çok yekûn tutanları olan demir, çimento ve kereste devlet elinde olduğundan bunlar üzerinde yapı- lacak yeni

evleri görürüz. Dıvarlarin büyük bir kısmı çamur harçlı, pek küçük ibir kısmı da kireç harçlıdır. Hatta küçük zemin taşınanlarından müteessir ola- rak

Diş Hekimliği Fakültesine başvuracak adaylar için Lisans, Yüksek Lisans, Doktora veya Diş Hekimliğinde Uzmanlık belgeleri (Yurt dışından alınan diploma var

2 Server YOUniverse (Dünyayı Keşfe Çıkıyoruz: Afrika/Gıyaseddin Karatepe/Youtube/31 Mayıs 2020) Ahmet Kavas, Geçmişten Günümüze Afrika, Alelmas Yayıncılık, Yalova