• Sonuç bulunamadı

ve ve ve bir bir ve ve ve ve ve ve 40 iç ve ve ve e- O az ve o- ve — — ve bir Y. Y. VE Dâvalarımız:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ve ve ve bir bir ve ve ve ve ve ve 40 iç ve ve ve e- O az ve o- ve — — ve bir Y. Y. VE Dâvalarımız:"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D â v a l a r ı m ı z :

M E M L E K E T İ M İ Z D E Y A P I V E İ M A R İ Ş L E R İ

Raporu hazilayan: Y. Mimar Abidin MORTAŞ

U m u m î N o t :

Memleketimizde yapı ve imar işleri umumî bir kes-me içindedir, hiç bir programa, hiç bir nizama tâbi de-ğildir. Her bakanlığın, her umum müdürlüğün, her ban-kanın ve her yarı resmî müessesenin kendi anlayışına gö-ıe gelişi güzel çalışan gayri mütecanis bir yapı teşkilâtı vardır. Bu teşkilât tarafından memleketin her tarafında ayrı stilde, ayrı şartnamelerle konsepsiyonu, programı, ölçüsü bam başka binalar ve tesisler yapılır. Büyük şe-hirlerde mühendisler, küçük şeşe-hirlerde fen memurları ve arada kafalar, adeden az olan mimarların yerine icrayı faaliyet ederler. Dolayısile memleketi ve milleti tatmin e-decek mimarî eserler parmakla sayılacak kadar az meyda-na gelir. Bütün yapı faaliyetini nizamlayacak, derleyip toplayacak ve her meslek sahibini ait olduğu yerde kul-lanacak otoriter bir merci ve bir makam olmadığından idareciler yapı ve imar siyasetimizde sistemli ve istikrar-lı bir gidiş sağlayamazlar.

Her yaptığımız binanın bir san'at eseri olması, kul-lanışlı, mahallî ve millî şartlara uygun düşmesi, her bi-rile her bakımdan hepimizin iftihar edebilmesi için yapı işlerimize bir nizam ve bir istikamet vermemiz lâzımdır.

Yapı ve imar işlerimizi bir makamda toplamalıyız. Memleketin her tarafında mütecanis bir zihniyetle inşa tarzı, malzemesi, programı, hususiyeti ölçülü ve isabetli kararlarla tayin edilmiş binaları yeni mevzuatla en sâlim şekillerde tatbik etmeliyiz.

^eni yapı işleri makamı yalnız günlük mes'eleleri hâl etmekle iktifa etmemeli, umumî ve ana dâvalara sistemli ve programlı bir veçhe vermek üzere çalışmalı-dır.

İ k t i s a d î m ü l â h a z a l a r :

Son zamanlarda memlekette umumî para darlığı yüzünden inşaat işlerinde de cezrî bir tasarruf sağlanma-sı yolunda bir temayül mevcuttur. Ancak bu hususta ida-recilerin aklına gelen tedbirlerin-pek azı varit sayılabilir.

Hayatı ucuzlatmak için kurulan Bakanlıklar arası koor-dinasyon heyetine, yapı faaliyetini arttırarak mesken buh-ranına çare bulmak için T. Y. Mimarlar Birliği müteaddit müracaat yapmıştı. Bu tekliflerden biri olan aşağıdaki rapo-ru okuyucularımıza sunuyorapo-ruz.

Meselâ duvarlarda tuğla yerine kerpiç kullanılması, İsrarla üzerinde durulan amatörce bir tekliftir. Fakat esasen bir inşaatın ana malzemesi olmayan ve maliyetin

% 5 ini geçmeyen tuğla yerine bir çok mahzurlarına göz yumarak kerpiç kullanmanın dâvamızda yeri yoktur.

Tek katlı köy evlerinde zaten tatbik sahası bulan kerpiç, şehir binaları için bahis konusu olamaz. Deprem mülâhazasile bir kattan fazla binalarda ahşap iskelet ya-pılmadan kerpiç kullanılamaz. Ahşap iskelet ise haddi-zatında — kereste fiatlerimiz anormal bir şekilde yüksel-miş olduğundan — pahalıya mâl olan bir sistemdir.

Ahşap iskeleti kabul edersek arasını tuğla yerino ker-piç doldurmak esaslı bir tasarruf sağlamaz. Tuğlayı kul-landıktan sonra ise ahşap iskelete lüzum yoktur. O hal-de şehirlerimizhal-de ufak binalarımızı halen yapılmakta o-lan tarzda tuğla duvarlı yapmak en doğru hareket olur.

Esasen gelenek ve teamül bize en iktisadî yolu ken-diliğinden göstermektedir.

İdarecilerce üzerinde duı'ulan bir mes'ele de taş ve mermer kaplamalardır. Taş asıl ve ebedî bir malzemedir.

Bugün iç ve dış sıvaları dünyanın her tarafında terk edilmeye mahkûm bir duvar kaplamasıdır. Bundan 40 sene evveline kadar bizim de en mütevazi evlerimizde an-treler, taşlıklar, mutfak ve hamamlar mermer ve malta taşı döşeli idi. Bugün taş ve mermeri lüks gösteren bun-ların fiat yüksekliğidir.

Fiat yüksekliğine sebep de rağbetsizlikten ve fayans, seramik gibi ithal mallariie mozaik ve çimento şap gibi düşük kaliteli malzemelerin rekabeti yüzünden bir çok taş ocaklarının kapanmış olması, yol ve nakliyat güçlük-leri, makinesizlik dolayısile randımansız çalışmak, bir de taşçı ustalarının azalmış olması gibi muhtelif âmiler-dir.

(2)

ka-dar fena değildir. Hiç birinde bu kaka-dar kötü ve iptidaî tuğla kullanılmaz. Hiç birinde kiremitler bu kadar çar-pık ve bu kadar çapaklı yapılmaz. İşçiliğe gelince bugün eli keser veya mala tutan her işçinin ortalıkta usta namı altında dolaştığı acı biı hakikattir.

Bu itibarla memleketin yapı iktisadiyatını incele-yip umumî bir tasarrufa doğru gitmeyi istihdaf ederken ne malzemenin cinsinde, ne inşa tarzında artık en ufak bir fedakârlık yapılamayacağını, tasarrufun başka tarz da aranması gerektiğini bilmek lâzımdır.

Devletin veya şahısların parası olduğu zaman mıib-ıem bir ihtiyacı karşılamak üzere bir bina yapılır. Ya-pınca iyisi yapılmalıdır. Biz ileride daha sağlamını ve daha güzelini yaparız diye şimdiden uydurma ve muvak-kat binalar yapamayız. Yaptığımız kalmalıdır. Taştan, mermerden korkmamalı, teknik ve estetik icaplar yerine getirilmelidir.

M a l z e m e v e y a p ı s a n a y i i :

Yapı malzemesinin cinsinde son fedakârlığın yapıl-mış olduğu bundan böyle malzeme cinsinde tasarruf dü-şünmek değil bil'akis kaliteyi yükseltmek icabettiği, yu-karıda yazılı mülâhazalardan anlaşılmaktadır. Ancak halen yapılarımızda kullanılmakta olan malzemenin fiat-ları umumî hayat pahalılığile mütenasip olmayacak de-recede aşırı yüksektir.

İnşaat malzemelerinin en mühimleri ve binanın ma-liyetinde en çok yekûn tutanları olan demir, çimento ve kereste devlet elinde olduğundan bunlar üzerinde yapı-lacak yeni fiat ayarlamaları bütçeye taallûk eden bir mes'ele gibi görünürse de bu işlerin iç yüzü açık, samimî ve sıkı bir tetkikten geçirilirse memlekette yapı iktisadi-yatı sahasında yapılabilecek epey tasarruflar bulunduğu tezahür eder.

Karabük demir fabrikalarının bilânçosunda 30 mil-yon lira değerinde stok mal gözükürken ve bu işe yar'a-maz eb'atta binlerce ton demir paslanıp karıncalanırken piyasa, ihtiyaçları karşılamaktan uzak. senelerdir kıv-ranmaktadır.

Kereste için, en sıkı şartlar altında olduğumuz hal-de hariçten ithalât yapılması düşünülmektedir. Hakikî maliyeti 30 lirayr geçmemesi icap eden tomrukların re-virlerde müzayede ile 120 liradan fazlaya satıldığı bir vakıadır. Bu vaziyetlerin islâh ve tanzime mühtaç olduk-ları aşikârdır.

İnşaat malzemesinin islâhı ve istihsal fazlalığı do-ayısile ucuzlaması için bizde çok gecikmiş olan yapı sa-nayiinin teessüs ve inkişafını sağlayacak tedbirler alın-malıdır. Yeni ve faideli teşebbüsler desteklenmeli, mu-ayyen biı' müddet muamele vergisinden muaf tutulmalı, teşebbüs genişledikçe devlet müzahereti artmalıdır.

Bu vadide çok sözler söylenmiş, çok yazılar

yazıl-mıştır. Ekonomi Bakanlığının norm ve malzeme islâh e-tüdleri kâğıtta kalmıştır. Bizde bütün mes'elelerin bir başlangıç faaliyeti devresini uzun, bazen de ebedî bir nis-yan devresi takip ettiğinden noksan ve hatalarımıza teşhis konsa bile tedavi için gereken yeni ve sağlam bir zihni-yeti tesis imkânsızdır.

B i n a p r o g r a m l a r ı v e p r o j e i ş i er i : Halen inşaat işlerimizde, sebebi ve saiki yanlış yerlerde aranan ve önlenmesi için yersiz tedbirler düşü-nülen bir israf temayülü mevcut olduğu muhakkaktır. Bu israfın hakikî saikini ölçüsüz ve isabetsiz tesbit edilen bi-na programlarında aramalıdır. Bizde resmî bibi-naların programı, ait olduğu dairelerde, üzerinde gereği kadar durulmadan, bu işin büyük ehemmiyetinin farkına varıl-madan keyfî olarak hazırlanır. Büyük olsun, geniş olsun, şu salon, bu oda da bulunsun diye ortaya atılan, haddi-zatında basit ve zararsız gibi görünen temenniler binanın müstakbel maliyetini daha o günden yüksek olarak tayin etmiş olur.

Program hazırlamayı samimî bir zihniyetle ciddiye almalıdır. Bir umum müdürlük binasında vekil antresi, vekil çalışma ve istirahat odaları, vekil banyosu ve buna mümasil asla kullanılmamaya mahkûm ve sırf yaranma siyasetine mâtuf israflardan vaz geçip mutlaka lâzım ola-nı programa koymalıdır.

Gerek programın hazıranışında, gerek bu programı şekillendirecek olan mimarın projesini tetkik ederken ba-siretli ve şuurlu olmalıdır.

Filvaki bir binanın mukadderatım proje tayin eder; projede tasarruf da, israf da temin edilebilir. Projeyi okuyan ve anlayan bir mes'ul makam veya şahıs için o binanın âkibeti ve hakikî maliyeti daima aşağı yukarı bellidir.

Y abancı ve mütehassıs, profesör gibi ünvanlara mec-Iubiyet ve za'fımız fazlaca olduğundan onların bilhassa Ankarada yaptıkları çok ağıra mâl olmuş denemelerin bütçemize ve san'at bünyemize açtığı yaralar zamanla iyi oluncaya kadar çekmemiz zarurî olmakla beraber ar-tık gayri mes'ul idarecilerin ecnebi olmak şartile herkese devlet kesesinden âtifette bulunmalarının doğru olmadı-ğını hatırlatmak lâzımdır.

Türk mimarının diğer meslek müntesiplerinden ge-ri kalmış bir tarafı yoktur. Bizim yaşayış ve anlayış şart-larımıza, mahallî ihtiyaç ve malzememize uygun binala-rımızı yalnız ona yaptırmalı, yalnız onun yaptığiyle övün-meliyiz.

B i n a l a r ı n t a t b i k a t ı :

(3)

ne-ticelere rağmen halâ mer'iyette olan bu Artırma Eksiltme Kanununun yapı âleminde bahis olduğu fenalıkları say-makla bitmez. Harbin körüklediği işsizlik inşaat saha-sında gayri tabiî bir zümre yaratmış, bunlar yapı ince-liklerini bilmediklerinden eksiltmelerde olmayacak tenzi-lâtla iş almışlar, hüsnüniyeti olanları da dahil omak ü-zere hemen hepsi ya kendine, ya işe veya memlekete fe-nalık etmiş duruma düşmüşlerdir.

Bizde müteahhitlerin sicilleri tutulmadığımdan umul-madik insanların bin bir muvazaa ve kombinezonla ehli-yet vesikaları aldıkları, her işi bir ihtilâf veya bir istis-mar mevzuu yapan bir müteahhidin en mühim işlerin ek-siltmesine girdiği her zaman görülen manzaralardandır.

Senelerden beri toplanamayan Yapı Kongresi için hazırlanmış raporlarda bu noktalara daha etraflı olarak temas edilmiştir. Artırma Eksiltme Kanununun tâdili bir zaruret halini almıştır. Kendi hazırladığımız mevzuata kendimizi ebediyyen mahkûm farz etmek aklı selimle te-lif edilemez.

M e s k e n d â v a s ı :

\apı ve imar işlerimizin başlıca aksak taraflarından biri de ehemmiyeti bütün dünyaca teslim edilmiş olan mesken probleminin bizde ciddî olarak halâ ele alınma, mış olması keyfiyetidir. Filvaki, zaman zaman komisyon-lar çalışır, raporkomisyon-lar hazırlanır, gazetelerde ciddî olma-yan mütalâalar intişar eder, bankalar, kooperatifler haya-lî programlar kurar, büyükler beyanatta bulunur, vaitler ibzal eder, fakat tatbikata geçmek nasib olmaz. Buna mu-kabil ihtiyaç o kadar şiddetlidir ki, büyük tedbirler dü-şünüle dursun, halk başının çaresine bakmak üzere gece'

kondu evleri yapar, çatı, bodrum, garajlar bulup sıcağı-na, soğuğuna; rutubetine ve karanlığına bakmaz, sığınır, Bir taraftan da bazen lüzumlu, fakat ekseriya yersiz ve vakitsiz istimlâkler, şehre akınlar, müessese ve memu-riyetlerin şehirden şehire nakli gibi âmiller mesken buh-ranını körükler durur.

Bir aralık Ankarada iyi niyetlerle, fakat yanlış tev-cihlerle Saraçoğlu Mahallesi inşa edildi. 15 milyon sar-file elde edilen 642 daireli apartımanlar bütün sevimsiz-lik ve maksada uygunsuzluklarına, zamimeten o kadar ran-dımansız ve gayri iktisadî oldu ki devleti mesken yapmak sevdasından soğuttu.

Fakat bütün dünya yanmış yıkılmış veya mesken ba-kımından kifayetsiz kalmış şehirlerinin eksiklerini bü-yük fedakârlıklarla tamamlarken biz isabetsiz bir tecrü-bemizin arkasından hayıflanıp boş oturmamalıyız. Yap-tığı işleri bin bir israfla şirin göstermek sevdasından baş-ka baş-kayguları olmayan ecnebilerin arbaş-kasından ağzı açık koşmaktan vaz geçerek iztirabımızı bizimle beraber duyan Türk mimarına mütevazi, iddiasız ve yerli evlerimizin tahakkukunu tevdi etmeliyiz.

H ü l â s a v e n e t i c e :

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmanın amacı ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin yazma eğilim ve tutumları ile yazma başarıları arasındaki ilişkiyi ve öğrencilerin yazmaya ilişkin eğilim

sınıf öğretim programında yer alan okuma becerileri kazanımlarının, PISA’nın çoğunlukla birinci, ikinci ve üçüncü düzeylerindeki okuma becerileri yeterlikleri

When analyzed with a tetrachoric correlation matrix in a sample of 250 students, the Ω coefficient differs slightly according to factor extraction methods, but the highest values

Sonuç olarak, merkezinde Süfraj hareketi ve kadınlar için oy hakkının önemini tartışan Votes for Women!, özel alan/kamusal alan ayrımını doğuran

the play historiographic is the playwright’s attempt at disrupting the mainstream historical knowledge and offering an alternative history to his readers and the audience with

Amaç: Yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) sonucu oluşan koroidal neovasküler membranda (KNVM), kombine fotodinamik tedavi (FDT) ve intravitreal ranibizumab

alınan vergiler (Pigonyan Yergiler), çevre zararı yaratan malların tüketimi ve girdileri üzerinden alınan vergiler (Dolaylı Çevre Vergisi) ve çevre ile

Bu nedenle geçmişten günümüze, iklim değişimleri ve bunun Van Gölü’nün seviye değişimleri üzerine etkisi ile ilgili çalışmalar, daha çok göl tabanından elde