Yirmi yedi yıl önce bugün Çernobil’de gerçekleşen nükleer santral felaketi nedeniyle, Yeşil Düşünce Derneği etkinlikler düzenliyor.Dernek, “Çernobil Haftası” kapsamında, Çernobil felaketinde çalışan tasfiye memurlarını Türkiye’ye getirdi.Memurların anlattıkları, felaketin boyutlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Gazetemize konuşan tasfiye memurlarından Jurij Schumchenko ve Mykola Bakieievise’nin söyledikleri fazla söze yer bırakmıyor.
İşte felaketin yakın tanıklarının anlattıkları: HER ŞEY RADYASYONLUYDU
Jurij Schumchenko (Felaket bölgesinde yangınları söndürdü ve radyasyona maruz kalan binaların temizliğinde çalıştı.):
* Ben itfaiye grubunun başında yer alıyordum. Takım ruhunu yüksek tutmaya çalışıyordum. Çünkü geride ailemiz vardı.
* İlk çalışmaya başladığımız yer boş bir köydü. Evleri ilaçlı sularla yıkıyorduk. Köyde insanlar yoktu ancak sahiplerini bekleyen evcil hayvanlar vardı. İnsanlar hiçbir şey almadan bölgeyi terk etmişlerdi. Her şey radyasyonluydu.
* Mayısın ilk günlerinde 50 bin kişilik Pripyat şehrinin nüfusu tamamen boşaltıldı. Aşağı yukarı 180 bin kişilik bir taşınma var.
* Nükleer patlamada havaya atılan maddelerin çok uzun süre boyunca radyolojik etkisini koruduğu bir gerçek. Ve o patlama hava üzerinden tüm Karadeniz bölgesini etkiledi. Kanser, kalp ve damar hastalıklarında artışlar oldu.
* O kazadan etkilenen aslında bizim çocuklarımız oldu ve etkisini yeni yeni görmeye başlayacağız.
* Ukrayna ve Rusya boyunca sağlık merkezleri kuruldu. Milyonlarca insan tedavi süreçlerinden geçti. Ben 3 defa tedavi oldum.
* Atom enerjisinin büyük artıları vardı. İnsanlığın gelişmesini sağladı. Ancak yeni gerçekleşen Fukuşima olayı
insanlığa bir hatırlatmadır. Japonların titizliği ve teknolojik imkanlarıyla yine bir patlama yaşandı ve bize bir kez daha tehlikenin ne kadar büyük olduğunu hatırlattı.
AĞZIMIZDA METAL TADI VARDI
Mykola Bakieiev (Çernobil felaketi sırasında helikopter pilotuydu. Görevi Çernobil Nükleer Santrali’nden farklı noktalara yük taşımaktı.):
* Helikopterlerle her gün patlamanın yaşandığı Çernobil Nükleer Santrali’ne görev için gidiyorduk. çok yüksek derecelerde ve çok ağır koşullarda çalışıyorduk. Ve radyasyondan dolayı bir çok araç çürüğe çıkarıldı.
* Sabah güneş doğuşuyla işe başlıyorduk, gece bitiriyorduk. Helikopterle kurşun, toprak, kum ve çeşitli özel malzemeleri reaktörün üzerine atıyorduk.
* Bizi en çok ağzımızdaki metal ve demir tatları rahatsız ediyordu. Halsizlik ve baş dönmesi gibi etkileri vardı. * Ben o dönemde çok gençtim ve ağlıklıydım. Sporcuydum üstelik. Çernobil patlamasından sonra çok kısa bir zaman içerisinde sağlık durumum gittikçe kötüleşti ve tasfiye işlemlerinden sonra kanla ilgili sorunlarım çıktı. Bu durum hayallerimin gerçekleşmemesine neden oldu. Askeriyeden ayrılıp sivil pilot olmak istiyordum. Ancak sağlık sorunlarımdan dolayı bir süre daha uçabildim, daha sonra ise zorunlu şekilde emekli oldum.
* 2 tane Afganistan savaşından geçtik. Ancak 3. verdiğimiz savaş da düşmanı karşıda görmüyorduk. Görünmeyen bir düşmanla savaştık. Ve o dönemde ölümcül tehlikeyi fark etmiyorduk.
* Bence atomdan vazgeçebiliriz. Teknolojik imkanlar bunu sağlıyor. Alternatif enerji kaynaklarına sahip insanlık. * Ukrayna’daki gibi barışçıl, sözde temiz enerji olan atomun yan etkilerini de görüyoruz. Bence atom enerjileri daha çok savaş amaçlı kullanılıyor.
* Ve unutulmaması gerekiyor ki, bir yerde nükleer santral varsa, o mutlaka patlayacak demektir. TASFİYE MEMURLARI KİMDİR?
Çernobil felaketinden sonra, 800 bin tasfiye memuru görevlendirildi. Canları pahasına santraldeki yangını söndürdüler, radyasyona maruz kalan köyleri ve binaları temizlediler. Yerel halkı ve hayvanları tahliye ettiler. Genellikle
radyasyona karşı korumaları olmayan tasfiye memurlarının çok büyük bir kısmı engelli. Pek çoğu ise genç yaşlarda hayatını kaybetti.
ÇERNOBİL'DE NE OLDU?
26 Nisan 1986 Çernobil reaktör kazası, bir deney sırasında meydana gelen 20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazasıdır. Ukrayna’nın Kiev iline bağlı çernobil’de meydana gelen patlama sonucunda ölümcül radyoaktif maddeler neredeyse kuzey yarım kürenin tamamına yayıldı. Felaketin en çok etkilediği Beyaz Rusya, Ukrayna ve Rusya’da yaşayan yaklaşık 8.4 milyon insan radyasyona maruz kaldı. 150 bin kilometre karelik bir alan kirlendi, neredeyse 52 bin kilometre karelik tarım alanları mahvoldu ve 400 bin insan yeni yerlere yerleştirildi. Günümüzde, kabaca, 6 milyon insan etkilenen alanlarda yaşamaya devam ediyor.
ÇERNOBİL'İN ÇAYINI İÇMİŞTİ
Karadeniz bölgesinde bir çok insan Çernobil’den etkilenerek kanser oldu. Karadeniz’de yetişen çayda yüksek
oranlarda radyasyon tespit edilmişti. Ancak dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral, canlı yayında çay içmişti. Aral, “Artık çayınızı gönül rahatlığıyla içebilirsiniz. Zaten radyasyon kaynayınca geçiyor” demişti.
‘NÜKLEER GÜVENLİDİR’ YALANI
Güvenli nükleer bir masaldır. en güvenli denilen santrallerde bile risk vardır. Nükleerin zararları, genler aracılığıyla sonraki nesillere aktarılıyor. Bu bölgede yaşayan insanlarda görülen kanser ve kanser türleri -özellikle lösemi, lenfoma gibi kan kanseri türleri- akciğer kanseri ve birçok büyük tümörler radyoaktivite ile doğrudan ilintilidir. Down
sendromu da dahil olmak üzere, doğum anomalileri, doğuştan şekil bozuklukları, omurga sorunları, böbrek ve karaciğer sorunları da doğrudan radyasyonla bağlantılı olabilir. Yüksek radyoaktiviteye maruz kalma, radyasyon hastalığına neden olur. Birçok vakada ölüm, 2 hafta içinde gelir. (İstanbul/EVRENSEL)
TÜRKİYE DERS ALMIYOR
Tüm dünya nükleer enerjiyi terk ederken, Türkiye ise enerji ihtiyacında nükleere umut bağlıyor. Yaşam
savunucularının ve bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen, AKP hükümeti nükleer santral için anlaşma yapmaktan vazgeçmiyor.
Sinop’a yapılacak nükleer santral ihalesinde, Fransız Areva konsorsiyumunun imzasında sona yaklaşıldı. 2017’de inşaatına başlanacak 20 milyar dolarlık nükleer santral için ay başında imza atılması bekleniyor. Birinci ünitesinin 2023’te devreye girmesi hedeflenen santralin işletmesini Fransız GDF Suez elektrik şirketi üstlenecek.
Mersin Akkuyu’ya Rus NGS şirketi tarafından yapılacak ilk nükleer santral için önümüzdeki ay Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ÇED başvurusu yapılacak. Santralin, 2020’de işlemeye alınacak.
BUGÜN NÜKLEERE HAYIR GÜNÜ
Karadeniz İsyandadır Platformu, Çernobil’in 27. yılını sokakta geçiriyor. Bu gün 19.30’da Taksim Meydanı’nda toplanacak olan nükleer karşıtları, “Çernobil’in 27. yılında bütün gün sokaktayız, bütün gün isyandayız” diyecek. Nükleer karşıtları Çernobil’in Karadeniz’de yaptığı etkilere dikkat çekecek, Türkiye’de nükleer santral yapma girişimlerini protesto edecek.