Kızılırmak’tan su getirme çalışmaları henüz tamamlanmazken Çamlıdere Barajı’ndaki seviye bir türlü yukarıya çıkmıyor. Başkent Ankara, “su kesintisi tehlikesi olmayan ama yasakların ve tassarruf önlemlerinin uygulanacağı” bir yaza hazırlanıyor. Çamlıdere Barajı, bir türlü “ölü hacim” seviyesinden yukarıya çıkamazken barajların toplam
kapasitesi ile bugünkü doluluk oranı arasında “uçurum” bulunuyor. “Umutların bağlandığı”, ancak insan sağlığına zararlı olduğu belirtilen Kızılırmak suyunun başkente gelişi konusundaki çalışmalar henüz bitirilemedi. Ankara Anakent Belediyesi ise “Bir daha bırakılmamak üzere tasarruf” diyor.
Ankaralılar, 2007’de susuzluk nedeniyle adeta “kâbus” gibi bir yaz geçirmişti. Kentin göbeğinden yansıyan “çağdışı”
görüntüler, tüm Türkiye’yi şaşırtmıştı. Başkentlileri, 2008 yılında bu kez belki su kesintisi tehlikesi olmayan, ama yine “su tasarrufuyla geçecek” bir yaz bekliyor. Ankara Anakent Belediyesi Basın-Yayın Koordinatörü Avni Kavlak, bundan sonra her zaman tasarrufun gerekli olduğunu, başkentlilerin de bu bilinçle su kullanması gerektiğini,
Kızılırmak’tan su getirme çalışmalarında 2 hattın tamamlandığını ve buralardan su verme denemelerinin sürdüğünü, 3.
hattın ise bitimine kısa bir süre kaldığını söyledi. Kavlak, “çalışmalar tamamlandığında bir tören düzenleyeceğiz ve bu hatlardan Ankaralılar su almaya başlayacak” dedi. Kavlak, halen Ankara’nın su ihtiyacını karşılayan çamlıdere
Barajı’nın ise uzun süredir olduğu gibi “ölü hacim” olarak tabir edilen seviyede bulunduğunu kaydetti.
Arsenikli, siyanürlü su!
Önlemlerin aynen devam etmesine ve barajlarda istendiği gibi doluluk yakalanamamasına karşın Ankara’da su kesintisi yapılmayacağının belirtilmesinin nedeni ise Kızılırmak Projesi. Anakent Belediyesi, “Başka hiçbir kaynak olmaksızın, Ankara’nın 15 yıllık su ihtiyacını karşılayacak” dediği ve 125 kilometre uzaktan getirilen Kızılırmak suyu ile başkentlilere, “kesinti eziyetini” bir kere daha yaşatmamayı vaat ediyor.
Ancak Ankaralılar, kesinti yapılmasından korktuğu kadar Kızılırmak suyunu kullanmaktan da korkuyor. Nedeni ise uzmanların testlere dayanarak hazırladığı raporlar. Kızılırmak suyunda birçok metalin yanı sıra zehirli özellikleriyle bilinen “arsenik” ve “siyanür”ün de bulunduğunu, ayrıca başta yaşlılar ve bebekler olmak üzere herkesin sağlığını olumsuz etkileyecek oranda yüksek sülfat barındırdığını ortaya koyuyor. Araştırmalara göre, ortalama 4 kişilik başkentli bir aile, tüketim miktarına göre ayda yaklaşık 35-70 YTL’yi dışarıdan su satın almak için kullanıyor.
18/05/2008 cumhuriyet