• Sonuç bulunamadı

Geçenlerde bir tepkimizi dile getirirken Çevre ve Orman Bakan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geçenlerde bir tepkimizi dile getirirken Çevre ve Orman Bakan"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçenlerde bir tepkimizi dile getirirken Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu'nun “neyin bakanı?” olduğunu sormuştuk. Meğer bu laf tam yerine oturuyormuş. Onu da Çevre Bakanı'nın, “cennet” güzelliğindeki İkizdere Vadisi'nde 22 adet hidroelektrik baraj yapılmasını engelleyen sit kararına gösterdiği tepkiyle anladık. Konunun bir “hukuki” tarafı da var ama, ona gelmeden değinelim:

Veysel Eroğlu'nun aslında Çevre Bakanı anlayışıyla değil “çevre Düşmanlığı Bakanı” gibi görev yaptığını gösteren son haberi, arkadaşımız Nuray Babacan dün bildirdi:

İkizdere Vadisi'nde Hidroeldektrik Santrallar (HES) kurmak için baraj inşa edilmesine biliyorsunuz önce yöredeki bilinçli insanlar karşı çıktı.

Çünkü her barajın yöredeki tabiatı mahvedeceği aşikârdı. İkizdereliler belki de Veysel Eroğlu'nun sıfatına bakıp kendilerini destekleyeceğini sanmışlardı.

Oysa Eroğlu kendisini hâlâ Devlet Su İşleri Genel Müdürü koltuğunda oturuyor sandığı için tam tersini yaptı: Tam bir Çevre düşmanı gibi HES yapımında ısrar etti. Ama Trabzon'daki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu geçen gün İkizdere Vadisi'ni “sit alanı” ilan edip de baraj yapımını durdurunca aynen Başbakan Tayyip Erdoğan gibi o da küplere bindi.

“HES'lere karşı çıkanlar Avrupa'dan finanse ediliyor” diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız gibi (3 Eylül 2010 gazeteler) o da tuttu, “ülkesini seven, enerjide dışa bağımlılığın azalmasını isteyen vatansever çevrecilerin de olduğunu” söyleyerek kendisini eleştirenlerin hareketini “vatan hainliği” ile açıkladı.

Meğer o da yetmemişmiş.

Nuray Babacan'ın haberi işte onu ortaya koyuyor. Çünkü haberde “İkizdere Vadisi”nin “sit alanı” olduğuna karar veren Kurulun elindeki yetkinin oradan alınıp Çevre Bakanlığı'na verilmesini öngören bir yasal değişikliğin Meclis'e sunulduğu bildiriliyor.

Şimdi görürsünüz Türkiye'nin güzelliklerinin ırzına nasıl geçildiğini...

Yukarıda Veysel Eroğlu'nun sıfatı ile yaptığının birbirine zıt olduğundan söz etmiştik. Bunun “hukuki” zeminini de söyleyelim:

Biliyorsunuz devletin her kurumunun varlığı, onunla ilgili yasa hükmüne dayanır. Açın Çevre ve Orman Bakanlığı'nın kuruluş yasasını okuyun. Burada Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, “baraj” yapmasına izin veren tek kelimelik bir hüküm yok.

Tam tersine yasa, Çevre Bakanı'na, bu sıfatıyla ilgili tam 13 adet görev vermiş. Onlardan biri olarak da “çevreye olumsuz etkileri olan her türlü faaliyeti ülke bütününde izlemesini ve denetlemesini” emretmiş.

Ama anlaşılan bir kararla Devlet Su İşleri'ni Çevre Bakanı'na bağlamışlar yani “kümesi tilkiye teslim edip” meseleyi çözmüşler.

Biliyorsunuz “ileri demokrasi” ve yeni “hukuk devleti” anlayışıyla yönetiliyoruz ya...

Bu anlayış, Anadolu'daki 2000'den fazla akarsuyu, o yörenin tabiatına ne zarar vereceğini hesaba katmadan tuttu “Baraj yapıp elektrik üreteceğim, bunu da devlete satacağım” diyen şirketlere 49 yıl için peşkeş çekti.

Şimdi, her şeyi satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyoruz. Oktay EKŞİ

(2)

Referanslar

Benzer Belgeler

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, tarım açısından kuraklık korkuları olmadığını söyleyerek, "Kuraklığı daha önceden bilmek mümkün de ğil, ancak önlemek

Ilısu Barajı bir Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü projesidir.. Otuz ay kadar önce baraj ın temeli atıldığında Eroğlu DSİ genel

Açılış sırasında gazetecilerin sorularını cevaplayan Eroğlu, İkizdere vadisinin SİT alanı ilan edilmesinin ardından yargıya müracaat edeceklerini belirterek bununla

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İzmir’in Bergama ilçesinde Yortanlı Barajı’nın su toplama havzasında tart ışmalara neden olan bölgeyle ilgili koruma kurulunun

Orman yangınlarını söndürmek amacıyla uçak helikopterlerinin Orman Genel Müdürlü ğü tarafından kiralanmasının şov ve gösteriş için yapılan bir propaganda

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, 1988 yılından bu yana Karadeniz kıyıları için tehlike taşıyan zehirli atık varillerinin, imha edilmek üzere ekim ay ı sonuna

AK Parti'nin tarihi eserlere sayg ılı olduğunun altını çizen Eroğlu, "Bende zaten bir tarihçi olarak, nerede bir tarihi eser varsa oray ı kurtarmak, müzelere

Ülkemizde "orman" say ılan alanların ve bu kapsamda da orman ekosistemlerinin hangi amaçlarla yönetileceği, yersel olarak ayr ıntılı biçimde belirlenmemiştir. Böylesi