Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe 'nin "çevreciliğini kanıtlama" gösterisine dönüşen Acaristanbul'da "gerçek sorumlu" lar kimlerdir?
Son gelişmeleri özetleyerek bakalım:
Ormanları "bahçeli ev arsaları" na dönüştüren "binlerce villa" dan sadece 142 tanesine ait ruhsatları hukuka aykırı bulan 9 _ubat 2007 tarihli Danıştay kararı, haftalarca "beklendi" kten(!) sonra nihayet 13 Mart 2007'de Beykoz Belediye Encümeni'nde görüşülebildi...
Encümendeki 7 üyeden 4'ünün oyuyla "kıl payı" alınabilen "yıkım" kararı için yapımcılara yeniden "bir hafta" süre tanındı. Bu karara da itiraz edildiğinde yine mahkemenin sonucuna uyulacağını ise Beykoz Belediye Başkanı ve yapımcı, adeta "eşgüdüm" içinde aynı gün açıkladılar...
Bütün bunlara "Acaristan'da beklenen son" diyen Pepe'nin "sevinci" medyayı kaplarken, şu "üç" temel soru merak bile edilmedi;
1- Yargılama dışındaki binlerce villa da "orman işgalcisi" iken, bunların "yasal" (!)lıklarını sağlayan Orman Yasası'ndaki yüzde 6'lık inşaat hakkı neden "hâlâ" yürürlükte? Bakan bunun "iptal" ini sağlamak yerine, "yönetmelikte yüzde 5'e indirilecek" gibi yasaya aykırı ve hukuken geçersiz önerileri nasıl yapabiliyor?
2- Encümendeki "oyçokluğu" yargı kararının "uygulanması" nadır; ve bu zaten "anayasal zorunluluk" tur. Eğer "karşı oy" lar 3 yerine 4 olsaydı, Danıştay kararı "havada" kalamayacağına göre, "hukuk devleti" nin öngördüğü imar disiplininin gereğini kim yerine getirecekti?
3- Yargı kararını "uygulamayalım" diyen encümen üyeleri aynı zamanda "anayasal suç" işlediklerine göre, bu kişilerin "kamusal kimlikler" ine uygun davranmalarını kim sağlayacak; kim sorgulayacaktır?
Bu üç sorudan birincisinin muhatabı Bakan Osman Pepe; ikincisininki Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş; üçüncüsününki de İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu 'dur...
Ancak, üçünden de ne ses var ne seda... Tıpkı "medya" gibiler! Pepe samimi ise...
Evet... çevre ve Orman Bakanı Pepe, ormanlarımızın bu tür villa siteleriyle işgaline gerçekten üzülüyorsa; böyle bir ruh haline girdiği andan itibaren yapması gereken ilk hareket, aynı talana yasal dayanak oluşturan Orman Yasası'nı değiştirmekti...
Nice zamandır bunu "teklif" bile etmeden, binlerce talan villasından sadece 142 tanesiyle yetinerek "çevreci" olmasına ne denir bilmem...
Ancak, daha vahimi şu; geride kalan özel orman arazileri için de "aynı" yüzde 6'lık "imar hakkı" yla yakında inşaat izinleri alındığında, eminim ki temel atma törenine ilk davet edilecekler arasında yer alacak...
Hem de bu yağma olanağını "sürdürülebilir" kılmış olarak!.. Topbaş ve 11. madde
Büyükşehir Belediyeleri Yasası'nın "görev" lerle ilgili 7. maddesine göre Topbaş, İstanbul'un "tüm" ilçe ve beldelerindeki "imar planlarının uygulanmasını sağlamak" tan da sorumlu...
Özellikle "Büyükşehir Belediyesi'nin İmar Denetim Yetkisi" başlığını taşıyan 11. maddeye göre de aynı görevi bakın hangi "hüküm" lerle yerine getirmek zorunda:
yetkilidir.(...) Denetimde kamu kurum ve kuruluşlarından, üniversiteler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarından yararlanılabilir.(...) Aykırılıklar giderilmediği takdirde, büyükşehir belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir..."
Dilerseniz şimdi 2. sorumuzu yeniden okuyabilir; "Acaba Beykoz ormanları İstanbul'un değil mi" diye sorabilir ve şunu da "merak" ınıza ekleyebilirsiniz; "Bu yasal göreve rağmen, Beykoz Belediyesi'nin aylardır süren oyalanmasına karşı Topbaş'tan neden ses yok?.."
Üstelik "yıkım" a ait yargı kararları, aynı yasadaki "işbirliği" yapılması istenen "meslek odaları" nca açılmış davalarla "İstanbul adına kazanılmış" olmasına rağmen...
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'ya gelince...
Sadece "mahkeme kararına ret oyu" verebilen belediye yöneticileri hakkında değil; büyükşehirde imar düzenini sağlamak için "yasal müdahale yetkilerini tavsatan" lar hakkında da ne düşündüğünü merak ediyoruz...
Oktay EKİNCİ
ekinci@cumhuriyet.com.tr 18.03.2007 Cumhuriyet