r
TARTıŞMALI
ILMI TOPLANTlLAR
DIZİSİTÜRKiYE'DE
ZEKAT POTANSiYELi
Doç. Dr. Ali ÖZEK
Doç. Dr. Beşir HAMİ'.f'OGULLARI
Prof. Dr. Sacid ADALI Tahsin SINAV
Prof. Dr. Mehmet BAYRAKDAR
Sıddık ENSARi . ı_-:ı:S"c--c-~-c··--x .<: " , , Ali B.ULAÇ
- - --
= ":
... ] ----....,_~~-- IS~\1
tsl.AMt lUMLtR ARASl1HMA VAKflYAYINIARl
Kamilpaşa Sokak, 7 Fatih-!stanbul/34260
Kocamustafapaşa V.D. 4819700022 Tel ; 523 54 57 - 523 74 36 - 533 oo 31'
TÜRKİYE'NİN SANAYİ KESİMİNDE ZEKAT POTANSİYELİ
I. İSLAM'DA ZEKAT ANLAYlŞI
Sıddık ENSARİ D.P.T. Uzmanı
ibadet, dinlerin hepsinde bir esas olarak mevcuttur. ibadetsiz bir din olmaz. Değişiklik, ibadetin aslında değil, şeklindedir.
((Öyle milletler ve kabileler görülmüştür ki onlarda ibadet an- cak vücuda eziyet için sözkonusudur. Gene öyle kavimler vardır
ki onlarda bedenin organlarından birini kesmek ibadet bilinir, zühd ve takva sayılırdı. Bunlardan bazıları sırt vücuda eziyet ver- mek maksadiyle oruç tutarak yemekten, içmekten nefsini mene- det. Yemeyi, içmeyi ölürcesine bırakmayı, nefsin her türlü arzu-
Zarına karşı gelmeyi, evlenmemeyi ibadetin en yüksek derecesi sa- yanlar da vardır.» (1)
((islam'ın ibadeti ise, hiç de böyle değildir. İslam'da ibadetten maksat, Allah'ı kalbine yerleştirmek, Allah'ı anmak, Allah'ı hatır~
Zamak, karşılıklı merhamet, şefkat ve sevgi hislerini beslemek; vü- cudu, elbiseyi, kalbi temizlik içinde bulundurmaktır.» (2)
İslam'da ibadetleri yerine getirmek tüm Müslümanlar için farzdır. Yani her Müslüman ibadetleri yerine getirmekle mükel- lef tutulmuştur. Lakin İslam, her emir ve teklifinde insanlara güç- lük değil, kolaylık murat etmiştir.
(1) A. Harndi Akseki, İslam, s. 293.
(2) a.g:e., s. 293.
11o 1 TÜRKİYE'DE ZEKAT POTANSİYELİ
Böylece İslam dininde ibadetin aklz ve vicdanı bir vazife ol- duğu kolaylıkla görülmektedir. Bir yandan Allah'ı kalbine yerleş
tirerek; vücudu, elbiseyi,, kalbi temizlik içinde bulundurmak ve
karşılıklı şefkat, merhamet ve sevgi hisleri beslemek, öte yandan
bunları yaparken zorlanmamak, içten ve vicdanen müsterih ola- rak yapabileceği kadarını yapmak.
İşte İslam'da akll ve vicdani bir vazife olan ibadetin sosyal adaleti sağlayan şekli zekat'tır. ·
"Gerçekten zekatın bazı koşulları vardır. Yani her Müslüman zekat vermekle mükellef değildir. Zekat, nisaba malik olanlara
farzdır. Yani belirli bir düzeyin üstünde gelir veya serveti olanlar, bu düzeyin altında olanlara zekat vermekle mükelleftirler. Başka
bir ifadeyle, iktisat ilminde kaynakların yeniden dağıtımı ile gelir
dağılımını düzeltme dedi~~imiz olayın en ulvi şeklidir.
Zekatı veren kişinin (içinden zekat niyetiyle) alana «bağış
ladım, borç verdim» demesi ile zekatın sahih sayılması, bu sosyal
yardımlaşma kurumunun, toplumdaki kişileri incitmemedeki gay- retlerle nasıl donatıldığının açık ifadesidir. Aynı şekilde Zekatı
alan kişinin zekat olduğunu bilmesi şart koşulmamıştır. Bu da
İslam dininin insan psikolojisine verdiği önemi vurgulamaktadır.
Daha doğrusu insan unsurunu nasıl yücelttiğinin bir göstergesi
olmaktadır.
İslam'da zekatın fazlleti, insanoğlunun canı gibi sevdiği ma-
lını, karşılık beklemeksizin ihtiyaç sahiplerine teslim etmesi şek
linde yüce bir terbiye ile donatılmasıdır.
II. ZEKAT MÜKELLEFiYETi
Zekat, aklı başında (deli ve bı,mak olmayan), ergin, h ür olup borcundan ve «hacet-i asliyyeıısinden başka alış- verişle veya do- -ğurmakla (koyun, dana vs.) artmaya kabil «nisab>> miktarı ve yıl
lanmış malı olan Müslüman'a borçtur. Bu koşulları var olan Müs- lüman, İslam'a göre zengin sayılır ve zekatını vermesi gereklidir,
farzdır.
«Nisabııın anlamı, malın zekata taalluk eden miktarı demek- tir. Yani kişi o miktarda bir mala sahip olur ve diğer koşullar da bulunursa ondan zekat lazım gelir demektir. Örneğin; bu miktar,
_,
SANAYİ KESİMİNDE ZEKAT POTANSİYELİ 1 111
gümüşte ikiyüz dirhem (561 gr.), altında 20 miskal (80,18 gr.)
dır. Yani «hacet-i asliyyensinden maada bir kişide 20 miskal'den fazla saf altın varsa ondan kırkta birini zekat olarak ayırıp ihti-
yacı olanlara vermesi farzdır.
«Iİacet-i asliyyeıı, hayatta oldukça insanın muhtaç olduğu şey
ler demektir. Mesken, dükkan, najaka, ev eşyası, yazlık- kışlık el- bise, avadanlık, binek hayvanları, ticarı olmayan kitaplar hacet-i asliyyedendir. Borcundan ve hacet-i asliyyesinden maada nisab
miktarı veyahut daha ziyade malı olup üzerinden bir sene geçmiş
bulunursa onun üzerine zekat lazım gelir. Bu mallar; altın, gü-
müş, koyun, keçi, sığır, manda, deve ve hangi çeşit olursa olsun
alınıp- satılan mallardır.
III. iMALAT SANAYİİNDE ZEKAT POTANSİYELİ
Zekata ilişkin genel bilgileri verdikten sonra, Türkiye'de İma
zat Sanayiinde Zekat Potansiyeline geçebiliriz. Önce imalat sana- . yiinin tanımını yapmakta yarar vardır.
imalat sanayii, temel olarak tarımsal mallarla, madencilik ve taşocakçılığı sektörlerinde Çıkarılan malları belli bir · prosesden ge- çirme, işleme suretiyle yeni bir mamul haline getirme veya bu iş
lenmiş mamulleri yeniden işleme tabi tutarak yeni bir mal elde etme faaliyetlerini kapsar.
Örneğin; buğdayı öğütüp un haline getirme işlemi tarımsal malın yeni bir mamul haline dönüşmesidir. Aynı şekilde undan ek- mek yapma işlemi de, bu işlenmiş olan malın (un) yeniden işle
ma tabi tutulmasıdır. Her ikisi de imalat sanayii faaliyetleri için- dedir. Keza bir madEm olan alüminyum cevherinin işlenip alümin- yum levha elde edilmesi ve bu levhadan da uçak kanadı vb. mal- lar yapılması da imalat sanayii faaliyetleri içindedir. Ancak, bu üretilen malların taşınması, pazarlanması, ithalatı, ihracatı, ima- · lat sanayii faaliyetleri kapsamına girmez. Hizmetler diye tanım
ladığımız bu faaliyetler ticaret, ulq,ştırma sektörleri faaliyetleri- nin kapsamına girer.
Bir fikir vermek maksadıyla aşağıda vereceğimiz tabloda Tür- kiye'de üretimin ve yaratılan gelirin sektörler itibariyle dağılımı verilmiştir. '
iı2 1 TÜRKİYE'DE ZEKAT POTANSİYELİ
GAYRI SAFi YURTİÇİ ÜRETİM VE GELİRİ
!Milyon TL.l
Tarım
Sanayi
* Madencilik
* İmalii.t
* Enerji Hizmetler TOPLAM Kaynak : DPT, DİE
Üretim 7.406.200 23.716.100 910.300 20.835.200 1.970.600 16.980.000 48.102.300
1985
Gelir 4.581.105 8.185.108 665.331 6.246.853 1.272.924 12.962.426 25.728.639
Türkiye'de İmahlt Sanayiinde Zekat Potansiyelini tam olarak hesaplayabilmek için bu sektörde üretilen malların nisabını bil~
m ek gerekir.
Yukarıda altın ve gümüşün nisabını ifade etmiştik, Alım ve
satım mallarının. değeri de altın veya gümüş hesabıyla hesaplanıp
zekatı verilir. · ·
Şöyle bir örnek verilirse, imalat sanayiinde faaliyet gösteren bir firmanın sahibinin elinde değeri ıoo milyon TL. olan stok mik~
tarı vardır ve bunun üzerinden bir yıl geçmiştir. Ayrıca bir yıl zar-
fında 50.0 milyon TL. değerinde mal üretmişse bunların zekat ni~
sabına ulaşıp ulaşmadığı şöyle hesaplanacaktır:
24 ayar altının gramı piyasada sözgelimi 7 000 TL. ise, 7 000 x 80,ı8 = 56ı 260 TL. olan nisabm üzerinde olan 500 000 000
+
ıoo ooo ooo=
600 000 000 TL. nın zekatının verilmesi gerekecek~ti( Eğer firma ı 000 ki§ilik eşit hisseli bir Anonim Şirket olsa idi durum değişmeyecekti. Zira kişi başına zekat hissesi olan 600 000 TL. nisabın üzerinde olacaktır. Ama eğer aynı firma ı 000
ortaklı ve 2 000 hisseli ise, bu ortaklardan 2 hisse ve daha fazla sahip olanların zekat vermesi gerekecek, ı hisse ile ortak olanlar nisa ba .ulaşamadıkları için ·zekat vermeleri gerekmeyecekti.
Aynı şekilde firma yüzde 60 özkaynakla çalışıyor ise, yani ci- rosunun yüzde 40'ı olan 500 000 000 x 0.40 = 200 000 000 TL. borç ise, bu borcu düşmek gerekecektir. Bu durumda ı 000 eşit hisseli
ortaklı durumunda da zekat nisabına ulaşılamıyacaktır. Örneğin;
SANAYİ KESİMİNDE ZEKAT POTANSiYELi 1 113
stoktakimalın değeri piyasada 3 misli artmışsa yani 100 milyon- luk dönembaşı mal stoku, dönem sonunda fiyat hareketlerinden
dolayı 300 milyona ulaşmışsa bunu yeni değeri üzerinden hesaba katmak g~rekecektir. Bu durumda ciro 500 milyon, borç 200 mil~
yon olacak, 300 milyonluk ciroya 300 milyonluk stok miktarı dı:ı,
hil edilecek ve 600 milyon un lOOO'e bölümü suretiyle 600 000 TL.'- nin nisabı aştığı görülecektir.
Eğer. firmanın kasasında altın veya gümüş değil de onların nisabı geçen. tutarı kadar banknot veya başka para, kıymetli ka-
ğıt bulunursa onların da zekatı verilecektir. Çünkü bunların altın
ve gümüş gibi tedavülü sözkonusudur. Bunların karşılıkları ha- kiki ve itibari olarak mevcut bulunmaktadır. Bunlar hazır bir mal demektir ve kamunun servetini teşkil etmektedir. Bunlardan ye- teri miktarda malik olanlar zengin sayılmaktadır. Bunlar birer alacak senedi değildir. Bunların vasıtası ile derhal istifade edile- bilir. Birer nakit, birer mübadele vasıtası olarak kabul edilmek- tedir. Böylelikle bunların tek başlarına veya nakit veya ticaret mallar~ ile beraber nisab miktarında olunca zekatlarını vermek
lazım gelir. Eğer bunlar altın ve gümüş gibi nakit sayılınayıp da zekata tabi olmasalar, fakirler zekat nimetinden mahrum olacak, zenginler de (servetlerini bu yolla arttıranlar) zekat gibi yüksek bir vecibeyi ifa şerefinden ve sevabmdan nasipsiz kalacaktır.
Konuya açıklık getirmek için verdiğimiz örneklerin yeterli ol-
duğu kanaatindeyiz. Böylece bir yandan imalat sanayii kapsamını belirlemiş olduk, bir yandan da zekatın nisabının hesaplanmasın
da nelerin dikkate alınacağını göstermiş olduk.
Zekat potansiyelini hesaplamak için tüm firmaların bilanço-
larını ve kar - zarar tablolarını teker teker incelememiz ve tek tek tüm firmaların mülkiyet yapısını, hisse senedi adedini ve her or-
tağın hisse senedi sayısını bilmemiz, stok politikasını, stok değer~
lendirme yöntemini de bu bilgilere katmamız gerekir. Ancak bun-
ların imkansızlığı bazı varsayımlarda bulunmamız gereğini ortaya
koymaktadır.
Bu varsayımları şöylece sıralıyabiliriz :
1. Tüm firmalar özkaynakla çalışmaktadır. Yani borç mik-
tarı yoktur. Mikro bazda firmaların borçlanması mümkündür. Ya- ni dengelerinin açıklarını borçla kapatmaları mümkündür. Bu
114 1 TÜRKİYE'DE ZEKAT POTANSİYELİ
borç miktarı kadar başka firmaların fazla verdikleri düşünülürse
makro açıdan durum sıfıra tekabül etmektedir. Toplumda iki tür firma grubu olsun. A firma topluluğu borç kullanmakta, B fir~
malar topluluğu fazla verip bunlara karşı nakit veya benzeri tah~
vil, kıymetli kağıtları kasasında bulundurmaktadır. A firmalar grubunun borcu düşülürse, ona eşit olma durumu:ç.da olan B fir- malar grubunun da kasasındaki nakit ve benzeri kıymetli kağıt
larının ilave edilmesi gerekecektir. Bu nedenle her iki grubun faz- la veya açıklarının toplamı sıfır olacaktır.
2. Birinci varsayımın sonucu olarak nisab miktarı üretimle belirlenecek, borç ve fazlalığın mümessili kıymetli kağıtlar hesaba
katılmayacaktır. ·
3. Stok finansmanı gözönüne alındığında, firmaların rasyo- nel davrandığı ve bir yıllık stok mal bulundurmayacağı düşünül
mektedir. Hal böyle olunca firmaların mutlak stok miktarı değil,
stok değişmesi ele alınacaktır.
4. Stok değerlendirmesi milli gelir hesaplarmdaki gibi orta- lama fiyatla değil, dönem sonu fiyatla değerlendirilecektir. Daha
doğrusu firmalar:ı,n bilançolarında gözüken stok değişmesi değeri
ele alınacaktır.
5. Firmaların tümünün ürettikleri ürünler değerlendirildi
ğinde, firmaların mülkiyet yapısına bakılmaksızın nisab miktarı
gözönüne alınacaktır.
6. Kamu ve özel ayırımı yapılıp özel sektör firmaları hesap~
lara dahil edilecektir.
7. Çalışmalar imalat sanayiinin alt sektörleri itibariyle Dev- let İstatistik Enstitüsü'nün en son yayınlanan 1980 Genel Sanayi ve işyerleri Sayımı ,.-Büyük imalat Anketi- sonuçlarına dayan-
dırılarak, günümüz. değerlerine büyüme hızları ve fiyatıarda göz~
lenen gelişmeler gözönüne alınarak getirilecektir. Bu konuda bü- yüme hızları yanında, fiyat değişiklikleri deflatör dediğimiz teknik bir katsayı hesaplanarak Işlemlere dahil edilecektir.
8. DiE tarafından takip edilen firmalar Büyük İmaZat Sana~
yiini, yani 10 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerini kapsamakta-
dır. Toplam imalat sanayilinin yüzde 80- 85'ini oluşturan bu fir-
<- ' ~ ' • ' !
SANAYİ KESİMİNDE ZEKAT POTANSİYELİ 1 11~
malara yüzde 20 ilave (küçük işyerleri için) edilerek toplama ula~
şılacaktır.
1980 yılı ile 1985 yılı arasındaki, fiyat artış katsayısı 4.87; bü- yüme artış katsayısı ise 1.438 olmuştur. Böylece 4.87 x 1.438 = 7.003
genişleme faktörü elde edilmektedir.
Özel Sektör Büyük imalat Üretim Değeri böylece 1985 yılı için 9 430 008 Milyon TL. olmaktadır. Buna stok değişmesi olan 887 392 Milyon TL.'yi ilave ettiğimizde bizim varsayımıanınıza göre Zekat Matrahını bulabiliriz. Bu· da 10 317 400 Milyon TL. olmaktadır.
Buradan 1985 yılı için zekat potansiyelinin 257 935 Milyon TL. ol-
duğu görülmektedir.
Buna ay:ı;ıca yüzde 20 civarında Küçük imalat Sanayiince üre- tilen kıymetlerin, zekatı da dahil edilebilir. Ancak bu konuda Kü- çük Sanayi kapsamına girenierin zekat nisabını geçip- geçmiye- cekleri konusu ayrı bir araştırmaya konu olabilir niteliktedir. Bu konuda yapılabilecek araştırmaların zekat potansiyeli mevzuuna
katkı sağlayabileceği inancını taşıyoruz.
SEKTÖRLER İTİBARİYLE ÖZEL SEKTÖR BÜYÜK iMALAT SANAYİİ ÜRETİM DEGERİ VE KATMA DEGERi
IMiiyon TL.J
19.80
Maaş Ücret
Üretim Katma Ücret Dışı Stok
Değeri Değeri Toplamı Gelir Değişmesi
Gıda-İçki-Tütün 244.666 68,672 16.973 51.699 19.668 Dokuma-Giyim-Deri 254.037 107.950 33.026 74.924 27.216 Orman~Mobilya 18.922 6.880 2.381 4.499 1.666 Kağıt-Basım 37.612 14.379 4.183 10.196 3.255 Kimya-Petrol-Plastik 263.005 93.081 19.610 73.471 25.435
Taş-Toprak 93.659 46.734 12.216 34.518 11.332 Metal Ana 114.683 30.729 7.929 22.800 10.102 Metal Eşya-Makine -Taşıt 315.554 120.593 38.452 82.141 27.364 Diğer imalat 4.429 2.114 648 1.466 678
TOPLAM 1.346.567 491.032 135.4ı8 355.614 126.716