• Sonuç bulunamadı

TYT TEMEL YETERLİLİK SINAVI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TYT TEMEL YETERLİLİK SINAVI"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TYT TEMEL YETERLİLİK SINAVI

12 .

SINIF

3

(2)

leri/mezunları, Sosyal Bilimler testinin ilk 20 sorusunu cevaplamakla yükümlüdür. Bu adaylar, bu testin 21–25.

sorularını cevaplamayacaklardır. Bu adaylar, bu testin 21–25. sorularında işaretleme yapmış olsalar bile bu cevapları değerlendirmeye alınmayacaktır.

AÇIKLAMA

1. Bu kitapçıkta toplam 125 soru bulunmaktadır.

Türkçe Testi: 40 soru

Sosyal Bilimler Testi: 25 soru Temel Matematik Testi: 40 soru Fen Bilimleri Testi: 20 soru

2. Bu sınav için verilen cevaplama süresi 135 dakikadır. (2 saat, 15 dakika)

3. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevaplarınızın sayısından yanlış cevapla- rınızın sayısının dörtte biri çıkarılacak ve kalan sayı o bölümle ilgili ham puanınız olacaktır.

4. Kitapçığın sayfalarındaki boş yerleri müs- vedde için kullanabilirsiniz.

5. Cevaplamaya, istediğiniz sorudan başlaya- bilirsiniz. Bir soru ile ilgili cevabınızı, cevap kâğıdında o soru için ayrılmış olan yere işa- retlemeyi unutmayınız.

6. Bu kitapçıkta yer alan her sorunun sadece bir doğru cevabı vardır. Cevap kâğıdında bir soru için birden çok cevap yeri işaretlen- mişse o soru yanlış cevaplanmış sayılacaktır.

İşaretlediğiniz bir cevabı değiştirmek istediği- nizde, silme işlemini çok iyi yapmanız gerek- tiğini unutmayınız.

(3)

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Bu yıl iyi yağmur yağdığından barajların doluluk oranı arttı.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "iyi" sözcüğü bu cümleye kattığı anlamıyla kullanılmıştır?

A) Son yaptığı işten iyi para kazanınca biraz ra- hatladı.

B) Hastalığın seyri noktasında iyi haberler almış- tık.

C) Tartışmada karşı tarafın sözcüsü iyi cevaplar veriyordu.

D) Almış olduğumuz yünler hırka için iyidir umarım.

E) Onun iyi tarih bildiğini, bizi yanıltmayacağını bi- liyorduk.

2. Yaşamda karşılaşılan olumsuzluklar çocukların yönetmesini (yön vermesini) öğrenmeye başladıkları I

ya da başlamaları gereken duyguları da beraberinde getiriyor. Regülasyon ya da öz düzenleme olarak adlandıracağımız (belirteceğimiz) bu durum yaşam II

boyunca en çok gereksinim (ihtiyaç) duyduğumuz III

bir sosyal duygusal gelişim, kapasitesi (oranı). Sosyal IV

duygusal gelişim, bebeklikten başlayarak ilerleyen ve tüm yaşantımızı (hayatımızı) yönlendiren çok önemli

V

yapı taşlarını üst üste koyarak kazanılmakta.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi- nin anlamı ayraç ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E)V

3. Bir sözcük benzetme amacı olmaksızın başka bir sözcüğün yerine kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir kul- lanım yoktur?

A) Değerli yazar, üniversitedeki kürsüsünde yıllar- ca çalıştı.

B) Son gelen motor, gece karanlığında yükünü Bartın'a boşalttı.

C) Batı ve Doğu, inanç ve felsefe yönünden hem birbirini etkilemiş hem de birbirine uzak durmuş- tur.

D) Bahar aylarında toprağa rahmet düşmezse ürün iyi olmaz.

E) Egenin incisi bir önceki yıla oranla çok fazla tu- rist ağırlamıştı.

4. Rasim Özdenören’in Türk öykücülüğüne kazandır- dığı en somut unsur, yerliliktir. O, bu yaklaşımıyla alanına yepyeni bir hava ve soluk getirmiştir. Bu tematik çalışma, Özdenören’in öykü dünyasına eği- lerek onun Türk öykücülüğündeki yerini belirlemeyi hedeflerken öykülerinin geleneksel öykü anlayışı- mızla örtüşen ya da ondan ayrılan yanlarına vurgu yapıyor. Öykü sanatının kuramsal temellerine ve çağdaş Türk öykücülüğünün ulaştığı noktalara ilişkin kapsayıcı bir inceleme özelliği de taşıyan bu eserin yeni baskısında, Özdenören’in son yıllarda yayımla- nan kitapları ve öykü anlayışı da merkeze alınarak çalışmanın çerçevesi daha da genişletiliyor.

I. Karşılaştırma cümlelerine yer verilmiştir.

II. Değerlendirme cümlelerine yer verilmiştir.

III. Neden-sonuç cümlesine yer verilmiştir.

Yukarıdaki paragrafla ilgili numaralanmış ifade- lerden hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I, II ve III E) II ve III

(4)

5. (I) Sokrates MÖ 469 – 399 yılları arasında Atina’da yaşamış Yunan filozofudur.(II) Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates’in yaşamı- nın en belirgin olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılan davadır.(III) Sokrates'in Savun- ması adlı eserinde Platon’un anlattığı kadarıyla Sokrates; şehrin tanrılarına inanmamak, onların yerine başka tanrılar koymak ve böylece gençliği zehirlemekle suçlandığından ölüme mahkûm edilir.

(IV) Sokrates, yazılı bir kaynak bırakmamıştır.(V) Yaşamı ve düşünceleri ile ilgili bilgiler Aristophanes gibi çağdaş yazarlar, Platon ve Ksenophon gibi ar- dıllarının yazdıkları ve Sokrates’in ölümünden on beş yıl sonra dünyaya gelen Aristoteles’in dolaylı anlatımlarıyla günümüze ulaşmıştır.

Yukarıda verilen paragrafta numaralandırılmış cümlelerden hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) I B) II C) III D) IV E)V

6. (I) Yaşar Kemal yazdığı roman, hikâye ve röportaj- larıyla unutulmaz isimler arasına girmeyi başarmış- tır. (II) Uzun yıllar birlikte yaşadığı köy insanlarının hayatlarını onların içinden biri olarak dile getirmiş- tir. (III) Şiirsel bir üslubu olan yazarın dili canlı ve temizdir. (IV) Nehir romanlar yazan yazar, roman ve hikâyelerini röportaj havasıyla kaleme almıştır.

(V) Başarılı betimlemeler yapmış ve yazdığı eser- lerinde özgünlüğü yakalamıştır; ayrıca 29 dilde ya- yımlanmış olan kitaplarıyla, dünya yazınında çok önemli bir yeri vardır.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi eserin içeriğine ait bilgi içermektedir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

7. I. Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır.

II. Azmin insana kattığı değer yeteneğin kattığın- dan fazladır.

III. Kendini eleştirmekten kaçmayan insanlar mü- kemmelliğe yaklaşabilir.

IV. Sözlerinizin benimsenmesini istiyorsanız sesi- nizi değil fikrinizi yükseltin.

V. Bir anlık gafletle söylediğimiz sözlerin bize dö- nüşü çok yıkıcı olabilir.

Yukarıda verilen cümlelerden hangileri anlam- ca birbiriyle örtüşmektedir?

A) I ve II B) I ve IV C) I ve V D) II ve III E) III ve IV

8. (I) Türkiye’de modern edebiyat 1839’da Tanzimat hareketi ile başlamakla beraber uzun yıllar İstan- bul merkezli kalmış, Anadolu’ya açılamamıştır. (II) Anadolu, Anadolu insanının sorunları Türk edebi- yatında ancak Türkçülük akımına bağlı olarak görü- lür. (III) Bu süreçte aydın hem halktaki millî kültürü özümsemek ve hem de köyü canlandırmak gibi ikili bir görevle halka, köye gitmek durumundadır. (IV) Yeni Türkiye’nin kuruluşuyla, köy kökenli yazarların ortaya çıkışıyla edebiyattaki bu yönelişin hızlandığı görülmektedir. (V) Ne var ki Halkevleri kanalıyla sürdürülen bu Halka Doğru hareketi büyük ölçüde geniş kitlelere yayılmaktan, insanımızın asıl sorun- larına eğilmekten yoksun kalmıştır.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde virgül farklı bir işlevde kullanılmıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(5)

9. Gerçek bir sanatçı kendi insanının sorunlarını( ) ha- yallerini bilmeli( ) bu sorunları, hayalleri anlatırken de aklından iki şeyi asla çıkarmamalıdır( ) sanatın yönü( ) insanın sanatsal yönü( )

Yukarıdaki parçada ayraçlarla gösterilen yerle- re sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?

A) (,) (;) (,) (,) (.) B) (;) (,) (.) (,) (…) C) (,) (;) (:) (,) (.) D) (,) (;) (;) (,) (…) E) (;) (;) (:) (;) (.)

10. (I) Parazit, yönetmenliği ve senaristliği Bong Jo- on-ho tarafından yapılan 2019 çıkışlı Güney Kore karakomedi, gerilim filimidir. (II) Filmin senaryosu Bong Joon-ho ve Han Jin-won ile birlikte yazıl- mıştır. (III) Başlıca oyuncuları Song Kang-ho, Lee Sun-kyun, Cho Yeo-jeong, Choi Woo-shik ve Park So-dam'dır. (IV) Film, fakir bir aileden gelen genç bir adamın zengin bir ailenin kızına özel ders ver- mesiyle başlıyor. (V) Bu genç adam, ebeveynleri ve kardeşiyle birlikte yavaş yavaş zengin ailenin özel hayatına sızmaya başlayacaktır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi- sinde yazım yanlışı vardır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

11. İsmet Özel’i, ikinci kitabı "Evet, İsyan"a ve oradan Halkın Dostları’na ulaştıran süreç, 1965 yılında Şiir Sanatı Dergisinde yayımlanan “Partizan” şiiriyle başlatılabilir. “Partizan”la başlayan süreç, aynı yıl yayımlanan “Çağdaş Bir Ürperti”, “Bir Devrimcinin Armonikası”, “Sevgilime Bir Kefen” şiirleriyle güç- lenmiş; 1966 yılında Cemal Süreya’nın dergisi Pa- pirüs’te yayımlanan “Kan Kalesi” ve “Evet, İsyan”

şiirleriyle iyice somutlaşmıştır. İlk kitabını 1966 yı- lında çıkarmasına karşılık, 1965’te yazdığı ve şiirini yeni bir aşamaya taşıdığının göstergesi sayılan bu şiirleri ilk kitabına almayışı, İsmet Özel’in kendi şii- rine dair bilinçli bir istikamet fikrine sahip olduğunu göstermektedir. Bütün şiiri boyunca, ilk plânda te- laffuz edilen; ifadeyi sıkıştırarak yoğunlaştırmaya, kelime seçimine, ses unsuruna, imge yoğunluğuna, bütünlük ve mısraya verdiği önem, İsmet Özel şii- rinde şiir işçiliğini en üst seviyeye çıkardı.

Bu metinde aşağıdaki kurallardan hangisine uyulmamasından kaynaklanan bir yazım yanlı- şı vardır?

A) Kurum adlarının her kelimesi büyük harfle baş- lar.

B) Özel isimlere gelen çekim ekleri kesme işareti ile ayrılır.

C) Eser isimleri cümle içinde tırnak işaretiyle gös- terilir.

D) Özel ada dâhil olmayan sözler büyük harfle başlamaz.

E) Sayılara getirilen ekler kesme işareti ile ayrılır.

(6)

12. Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’dan önce baş- kentliğini yapmış Edirne şehrindeki Selimiye Camii ve Külliyesi, 2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dâhil edilmiştir. Edirne’nin her yerinden tüm ihtişamı ile görülebilen, dört zarif minaresi, muhteşem kubbesi ile eşsiz bir yapı olan Selimiye Camii dünya tarihinin ünlü mimarlarından birisi olan Mimar Sinan’ın eseridir. Yapımına II. Selim’in emri ile 1568 yılında başlanan caminin inşası bin- lerce kişinin yoğun çalışması ile yedi yıl sürmüş ve 1575 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı mimarisinin en önemli eseri olarak kabul edilen camiyi Mimar Sinan da “ustalık eserim” olarak tanımlamıştır.

Bu metinle ilgili,

I. Niteleme ve belirtme sıfatı almış isme yer veril- miştir.

II. İsim-fiil ve sıfat fiile yer verilmiştir.

III. Birleşik çekimli fiile yer verilmiştir.

numaralanmış tespitlerden hangileri yanlıştır?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

13. Kamyonlar kavun taşır ve ben I

Boyuna onu düşünürdüm, II

Kamyonlar kavun taşır ve ben Boyuna onu düşünürdüm, III

Niksar'da evimizdeyken IV

Küçük bir serçe kadar hürdüm.

V

Bu cümledeki numaralanmış sözlerle ilgili aşa- ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. sözcük, basit çekimli bir fiildir.

B) II. sözcük, geniş zamanın hikâyesiyle çekim- lenmiştir.

C) III. sözcük, iyelik eki almış bir zamirdir.

D) IV. sözcük, durum eklerinden birini almıştır.

E) V. sözcük, ek eylem almıştır.

14. Dünyanın herhangi bir köşesinde sıradan insan- larla bir arada olmak ve onlarla duygularını pay- laşmak, sanatın gerçek gizemini çözmeyi başarmış tüm yazarları mutlu eder.

Bu cümlenin ögeleri ve öge dizilişi aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilmiştir?

A) Özne – Nesne – Yüklem

B) Dolaylı tümleç – Nesne – Yüklem C) Dolaylı tümleç – Özne – Yüklem D) Özne – Zarf tümleci – Yüklem E) Nesne – Dolaylı tümleç – Yüklem

15. Kendine has şiir tarzıyla döneminde hiçbir edebî I

akıma dâhil edilemeyen bir şair olan Yahya Kemal, II

Tarihçi Camille Jullian’ın, "Fransa toprağı bin yılda III

Fransız milletini yarattı." sözünden etkilenerek kendi IV V

tarih felsefesini oluşturmuş ve bunu şiirlerine yan- sıtmıştır.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez?

A) I. sözcük, eylem kökünden türetilmiştir.

B) II. sözcük, yapıca bileşiktir.

C) III. sözcük, belirtme durum eki almıştır.

D) IV. sözcük, birden çok çekim eki almış basit bir sözcüktür.

E) V. sözcük, birden çok yapım eki almıştır.

(7)

16. (I) Çocuklar atlıkarıncanın iplerine asılıp dönmeye başladıklarında bir hareket enerjisi oluşuyor. (II) Bir mimarlık firması, döndürüldüğünde elektrik üreten bir atlıkarınca geliştirdi. (III) Aküde toplanan enerji, geceleri atlıkarıncayı ışıklandırmak için kullanılı- yor. (IV) Atlıkarıncanın ışıklarının rengi ve parlaklığı tüm dikkatleri atlıkarıncanın üzerine çekiyor. (V) Bu enerji bir dinamoyla elektrik enerjisine dönüştürülü- yor ve atlıkarıncanın tabanında bulunan bir aküde depolanıyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

17. İlâhi Komedya’nın (La Divina Commedia) orijinal adı Commedia olup Divina sıfatı ilk defa, konusu itibariyle ve uyandırdığı hayranlık dolayısıyla 1555 Venedik baskısında kullanılmıştır. Commedia ise aslında özel isim değil, o dönemde iyi biten (se- vinçli) edebî çalışmaların genel adıdır (tragedia

“acıklı” karşıtı). Dante mektuplarında eserinden

“kutsal şiir” diye bahseder. İtalyanların en büyük şairleri ve dillerinin yaratıcısı saydıkları Dante Alighieri’nin, yazımına muhtemelen 1307 yılında başlayıp 1321’de ölümünden kısa bir süre önce ta- mamladığı İlâhi Komedya İtalyan edebiyatının ana kaynaklarındandır. ---- Önceleri –genellikle minya- türlü– yazma nüshalarının elden ele dolaştığı eser, matbaanın icadıyla en çok basılan metinler arasına girmiş ve çeşitli dillere çevrilerek asırlar boyu Avru- pa’nın Kitâb-ı Mukaddes’ten sonra en fazla okunan kitapları arasında yer almıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Halkın konuşma diline yakın olan İtalyancanın Floransa lehçesiyle yazmıştır.

B) Eserin en büyük özelliklerinden biri, İtalyanca öğretiminde her zaman bir ders kitabı niteliğiyle okutulmasını sağlayan dilidir.

C) Dante, özellikle bu eseri sebebiyle başlı başına bir bilim dalı konusu hâline getirilmiştir.

D) Batı edebiyatının da önemli eserlerinden biridir ve Hristiyanlığın en büyük şiiri kabul edilmekte- dir.

E) Dante; şair, filozof ve ahlâk kuramcılığının ya- nında dil araştırmacılığıyla da tanınır.

(8)

18. I. Yavuz Sultan Selim’in döneminde Yemen’de valilik yapan paşa kahveyi tatmış ve çok sevdi- ğinden dolayı İstanbul’a getirmiştir.

II. Osmanlının tarihinde kahvecibaşılıktan sadra- zamlığa yükselenler olduğu, kahvecibaşıların ne kadar önemli kişiler olduğunun bir anlamda ispatıdır.

III. Kahvenin Osmanlı kahvesi oluşu, 1517 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa aracılığıyla gerçek- leşmiştir.

IV. Kahvenin Osmanlı’ya gelişi ile kahve pişirmek- le görevlendirilen kahvecibaşılar ortaya çıkmış ve bu kişiler devlet erkânının kahvesini pişirme görevini üstlenmişlerdir.

V. Bu gelişmeyle kahve ile tanışan saray halkı bu farklı içeceği beğenmiş ve böylece kısa bir süre sonra kahve Osmanlı’nın saray mutfağında ye- rini almıştır.

Yukarıda verilen cümlelerden bir paragraf oluş- turulmak istense baştan üçüncü cümle hangisi olur?

A) V B) IV C) III D) II E) I

19. (I) Yeni kitabıyla okur karşısına çıkan Hasan Öztürk, kurmaca metinlere yönelik eleştirel okumalarını sür- dürüyor.(II) Çeyrek yüzyılı aşan yazı yolculuğunu Yeni Forum, Türk Edebiyatı, Türkiye Günlüğü, Po- lemik, Liberal Düşünce, Dergâh, Mavi Yeşil ve Ge- lenekten Geleceğe dergilerinde sürdüren Hasan Öztürk’ün “Orient” yayınlarından çıkan Kurmaca ve Gerçeklik (Ekim, 2014) kitabından önce Kitabın Dilinden Anlamak (1998), Yazının İzi (2010) ve Ay- nadaki Rüya (2013) adlı kitapları yayımlanmıştı.(III) Öykü ve roman eleştirisi yazılarından oluşan Kur- maca ve Gerçeklik, pek çok yönden bu okumaların devamı niteliğinde.(IV) Kurmaca ve Gerçeklik, ede- biyatın içinde var olduğu toplumsal ortama bakışı kadar edebiyatın kendi iç sorunlarına yönelmeyi deneyen metinlerin seçimiyle dikkat çekiyor.(V) Özgürlük sorunu olarak sanatın otorite karşısın- daki duruşuna, ülkenin siyaset medya ilişkilerine ve savaş çığırtkanlıklarının kulaklarımızı tırmaladığı bugünkü dünyaya sanat toplum ilişkisi penceresin- den bakıyor bu eserinde.

Yukarıda numaralandırılmış cümlelerden han- gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

20. ---- Matbu eserlerde dış yapı ve içerik arasındaki organik bağ minimum seviyedeyken yazma eser- lerde bu bağ oldukça güçlüdür. Yazma eserlerin biçimsel tasvirini tam ve doğru olarak yapabilmek için yazma eser terminolojisine bağlı kalarak ese- rin taşıdığı özellikleri bu terminoloji çerçevesinde tanımlayabilmek gerekmektedir. Bu da yazma eser- lerin fiziksel özelliklerinin bilgi ve belge yöneticileri tarafından kolaylıkla fark edilebilmesi ve fark edilen bu özellikleri ortak terimler aracılığıyla katalog ka- yıtlarına aktarabilme yetisini zorunlu kılmaktadır.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

A) Yazma eserlerin nadir olmaları, elle yazılıp süs- lenmelerinin yanı sıra günümüze kadar ulaşa- bilmiş nüsha sayısının azlığından kaynaklan- maktadır.

B) Fiziksel nitelemede verilen bilgiler, matbu eserle- rin aksine, yazma eserlerde eserin gerçek değe- rini ortaya koymada önemli bir yer tutmaktadır.

C) Yazma eserlerde cilt özelliği, en çok dikkat çe- ken ve yazma eserin maddi değerine doğrudan etki edebilecek bir özelliktir.

D) Yazma eserler matbu eserlere göre çok daha fazla emek verilerek oluşturulur.

E) Matbu eserlerin ortaya çıkışıyla birlikte yazma eserlerin sayısında ciddi azalma olmuştur.

(9)

21. Metinlerarasılık, birden çok metin arasındaki iliş- kiyi saptamaya çalışan bir edebiyat kuramıdır. Bu kavram özünü, bir sanat eserinin kritiğinde başka sanat eserlerini ölçüt tutmak parametresinden alır.

Eseri eserle ölçmek ve bir eserin başka bir eser- den metinsel düzeyde yararlanarak oluşturulması, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan belir- lenimlerin değil, mitsel kaynaklardan beri süregelen bir üretme biçimidir. Metinlerarasılık, her ne kadar son dönemde öne sürülen ve genellikle postmo- dernizm bağlamında ele alınan bir kuram ve eser inceleme yöntemi gibi görünse de klasik edebiyat metinleri ve retoriği incelendiğinde pek çok şâir ve yazarın yöntemsel olarak istifade ettiği bir kavram olarak görünürlük kazanmaktadır.

Bu parçada metinlerarasılık ile ilgili vurgulan- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kavram olarak yeni olmasına rağmen uygulanı- şı çok eskiye dayanmaktadır.

B) Bugüne kadar net bir tanımı yapılamamıştır.

C) Farklı edebî türlerde kullanılabilecek bir tekniktir.

D) Temel çıkış noktası dinsel metinlerdir.

E) İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra daha yoğun ola- rak kullanılmıştır.

22. Bir eleştirmen olarak, misyon olarak bir yazar veya şairden başka bir yere konumlandırmıyorum ken- dimi. Onlar gibi eleştirmenlerin de toplumsal bir yana sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle de ele alacağım eserlerin belli bir sosyal mesaj taşımasına önem veriyorum. Kitlesel hare- ketlere ilham olacak yapıdaki eserleri okurlarımla buluşturmanın bende, bir anlamda, görevini yerine getirme noktasında yarattığı doyumu anlatamam bu yüzden.

I. On beş yaşında kemik hastalığıyla mücadele eden bir çocuğun psikolojisinin ele alındığı Do- kuzuncu Hariciye Koğuşu romanı

II. Haksızlığa başkaldırarak bir ağa ile mücadele eden bir kahramanın anlatıldığı İnce Memed romanı

III. Kendi aşklarını vatan sevdasının ardına atan Ayşe ve İhsan’ın anlatıldığı Ateşten Gömlek ro- manı

Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişinin çalışma alanına girer?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III

(10)

23. Hayatın en önemli gerçeği samimiliktir. Bu itibarla hayat ile bağı olan edebiyat, mutlaka samimi olma- lıdır denebilir. Hayatı en gizli, en karışık yönleriyle anlatmayan, duygularımızı tıpkı hayatta olduğu gibi saf ve derin bir şekilde duyurmayan, felaketlerimizi açık açık yansıtmayan bir edebiyat; hayat ile ilgisiz ve sahte bir edebiyattır. Öyle bir edebiyat, kelime- leri dizip onları işleyen pek hünerli kuyumcular çı- karabilir. Belki onlar çok süslü, çok göz alıcı şeyler yapabilirler. Fakat ne yazık ki bütün bu sahte ürün- ler muntazam kış bahçelerinde yetişen iri yapraklı, parlak renkli çiçeklere benzer. Uzaklığından dolayı bize çok çekici, çok harikulade görünen o meçhul sıcak iklimlerin bu göz kamaştıran ürünleri nasıl açık bir havaya, sert bir rüzgâra dayanamazsa hayat ile ilgisi olmayan böyle bir edebiyat da zama- nın sonsuz kasırgaları önünde süpürülüp gitmeye mahkûmdur.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir?

A) Edebiyat, hayatı her yönüyle ve samimi bir dille ele alırsa kalıcı eser verebilir.

B) Sanatın her alanında insanın toplumcu yanı ön plana çıkarılmalı, sanat toplumu anlatmalıdır.

C) Edebiyatımızda unutulan eserler samimiyetini yitirdikleri için bugüne ulaşamamıştır.

D) Edebî bir eserin samimi bir dille yazılması onun toplumun arzularına hizmet etmesini sağlar.

E) Samimi bir üslup oluşturmayan eserler süslü bir dil kullanarak etki yaratabilir.

24. Stefan Zweig 28 Kasım 1881 – 22 Şubat 1942 yılları arası yaşamış Avusturyalı roman, oyun, biyografi yazarı ve gazetecidir. 1920'li ve 1930'lu yıllarda Alman dilinin en çok okunan yazarları arasında sayılan Zweig'in eserleri, dünya çapında dönemin en çok okunan kitapları arasına girdi; elliyi aşkın dile tercüme edildi. Zweig'in eserlerinin en belir- gin ortak özelliği, "trajedi", "drama", "melankoli" ve

"teslimiyet" mefhumlarını irdelemesidir. Zweig'in neredeyse tüm eserleri trajik bir teslimiyetle sonuç- lanır. 1933'te diğer Yahudi yazarlara da yapıldığı gibi eserleri, Naziler tarafından yakıldı. Bu olaydan sonra ülkesini terk eden Zweig, 1941'de Brezilya'ya yerleştikten sonra 22 Şubat 1942'de karısı Lotte Altmann ile birlikte hayatına son verdi.

Bu metinde aşağıdaki sorulardan hangisinin ya- nıtı yoktur?

A) Yazarın ilgilendiği ve eser verdiği yazı türleri ne- lerdir?

B) Çektiği sıkıntıların yansıması, eserlerinde tesli- miyet ve melankoli olarak görülür mü?

C) Yazarın eserleri farklı dillere çevrilmiş midir?

D) Yazarı ülkesini terk etmeye götüren sebepler nelerdir?

E) Yazarın eserleri dönemin siyasal politikalarının hışmına uğramış mıdır?

(11)

25. “Sizin dünyada insanlar” dedi Küçük Prens, “Bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradık- larını bulamıyorlar.” “Bulamıyorlar.” dedim.

“Oysa aradıkları tek bir gülde, bir damla suda bulu- nabilir.” “Doğru.” dedim.

Küçük Prens ekledi:

“Ama gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir...”

Yukarıda verilen metinde Küçük Prens’in asıl anlatmak istediği nedir?

A) İnsanların bir bahçede çok fazla gül yetiştirdiği B) Gerçeği görmenin imkânsız olduğu

C) İnsanların birden fazla şeyi aradığı

D) İnsanların aradığı şeyi ancak yürekleri ile baktı- ğında bulabileceği

E) Sadece gözleri görmeyen insanların gerçeği görebileceği

26. Bermuda Şeytan Üçgeni Atlantik okyanusunun 500 bin mil karelik bir bölümünü kaplayan, kuş ba- kışı bakıldığında Miami, Bermuda ve Puarta Rico sınırları içerisinde kalan, üçgen biçimini andıran bölgeye verilen addır. Bu bölge içerisindeyken son yıllarda kaybolan insan, gemi, uçak sayısı binler ile ifade edilmektedir. Bu bölgede uçak, gemi vb.

araçların bir anda ortadan kaybolması ile ilgili ola- rak çok sayıda teori ortaya atılmıştır.

Bu paragrafın anlatımında güdülen amaç aşağı- dakilerden hangisidir?

A) Düşünce ve kanıları değiştirmek B) Bir konu hakkında bilgi vermek C) Bir olay içinde yaşatmak

D) Bir varlığı göz önünde canlandırmak E) Bir varlıkla ilgili izlenim kazandırmak

27. Romanımız, roman eleştirisinden en az yüz adım öndedir. Bu bir abartı değildir. Romancılığımızın son on yıllık dökümünü yapıp bir o kadar da onlar üzerine yazılanlara bakıldığında bunu apaçık gör- memiz mümkündür. Roman eleştirisine yönelik ça- lışmalar yok denecek kadar az. Dünya ölçüsünde romanlarımız olmasına karşın roman eleştirimizin o düzeyin oluşumunun izleyicisi, yönlendiricisi ol- duğunu söylemek güç.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Romancılığımız son on yılda çok gelişme gös- termemiştir.

B) Roman eleştirimiz, romanımızın sevk edicisi olacak düzeyde gelişmemiştir.

C) Roman eleştirisine yönelik çalışmalar olması gerekenden azdır.

D) Romanlarımız evrensel romanlar ölçüsünde gelişmiştir.

E) Son on yılda romancılığımızda çokça gelişme yaşanmıştır.

28. Tiyatronun önemli bir görevi vardır. Ancak bunu abartarak tiyatronun bir silah olduğunu söylemek ne kadar doğrudur? Tiyatro bir silah değildir ama bir uyarıcıdır. Gerçi tiyatro tarihi içinde bazı temsillerin (oyun) ayaklanmalara sahne olduğunu, halkı heye- cana getirdiğini görürüz. Ancak bu ayaklanmaları ortaya çıkaran tiyatro değildir, tiyatro ayaklanmaya uygun bir ortam içinde uyarıcı görevini yaptığı anda böyle ayaklanmalar ortaya çıkmıştır. Tiyatro- nun uyarıcı gücünün böyle geniş çapta bir devinimi gerçekleştirmesi, ancak o toplumun içindeki birikim ile olmuştur. Tiyatro, insanoğluna kendini gösteren bir aynadır; insanoğlunun eline silah veren bir yer değildir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi ağır basmaktadır?

A) Betimleme B) Karşılaştırma C) Tartışma D) Öyküleme E) Açıklama

(12)

29. Levnî, 18. yüzyıl başlarında kendini göstermeye başlayan yeni eğilimlerin, yeni yönelimlerin sanat- sal uzantısıdır. Levnî’nin kişiliği ve sanatsal yete- neğiyle dönemin özel koşulları, birbirini etkilemiştir.

Osmanlı sanatında yeni bir betimleme anlayışına yol açmıştır. Ancak Levni, hiçbir zaman bilinçli olarak Batı sanatını taklit etmemiş, tam aksine Osmanlı resim sanatını canlandırmaya çalışmış- tır. Özellikle minyatür alanında önemli çalışmalara imza atmıştır. Bu canlandırma, dönemin beğenisini ve sanatçının görgüsünü yansıtır biçimde kendini göstermiştir.

Bu parçada Levnî ile ilgili hangisine değinilme- miştir?

A) Hangi yüzyılda yaşadığına B) Sanat anlayışının ne olduğuna C) Osmanlı sanatına katkısına D) Hangi alanda çalıştığına E) Ne tür eserlerden etkilendiğine

30. Muhabir:

(I) ---- Sanatçı:

– Sanat evrensel bir dildir aslında. Tüm insanlığın ortak dili. Sevinçlerin, sorunların, acıların, umut- ların, hayata dair yaşanan her şeyin paylaşıldığı ortak bir paydadır. Sanatçı bu evrensel dilin icra- cısıdır. Sanatçı üreten, gören, duyan, hisseden ve var eden bir öncüdür.

Muhabir:

(II) ---- Sanatçı:

– Ben Ulu Önderimizin dediği gibi, kendimi dinlen- memek üzere yola çıkanlardan biri olarak tanımla- yabilirim. Başta annem olmak üzere yakın çevrem bu sözümle ne anlatmak istediğimi çok iyi bilir.

“İşinin kölesi olmadan efendisi olunmaz.” temel ça- lışma felsefemdir. Hayat dengeleri yıkıp tekrar inşa etme üzerine kuruludur. Hayatta hata yapmadan mesafe kat edilemeyeceğini bilirim. Tüm bunlara ilave olarak hümanist bir yapım var. İnsan benim için çok değerli, doğa insan kadar değerli.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdaki- lerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) I. Sanatı ve sanatçıyı nasıl tanımlarsınız?

II. Başarılara imza atmış biri olarak okuyucu- larımız adına soruyorum; hayata dair temel felsefeniz nelerdir?

B) I. Sizce sanat nedir?

II. Eserlerinizi nasıl ifade edersiniz?

C) I. Yaşamın gerçeği üzerinde ne düşünüyorsu- nuz?

II. Sanatçı kimliğinizin yanında eğitimci yanınızı da göz önüne alarak sanat eğitimi hakkındaki fikirlerinizi öğrenebilir miyiz?

D) I. Çocuk ve gençlerin sanat eğitimi sizce nasıl olmalıdır?

II. Çalışmalarınızın dünya sanat piyasasındaki yoğun ilgisini nasıl buluyorsunuz? Bunun ne- denlerinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?

E) I. Toplumların gelişmişlik düzeyi ile sanat ara- sında nasıl bir ilişki var?

II. Çalışmalarınıza nasıl başlarsınız?

(13)

31. Radyo ve televizyona göre daha köklü bir kitle ileti- şim aracı olan gazeteler ve dergiler, Osmanlı Dev- leti’nin tarih sahnesinden çekilmesinin ardından yeni bir alfabe ile yoluna devam etmek zorunda kaldıkları için başlangıçta okur bulmakta zorlanmış- lar, dolayısıyla bir süre hem Arap harfleriyle hem de Latin alfabesiyle yayımlanmışlardır. Bu durum, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki ekonomik zorluklar ve sözlü kültür geleneğinin yaygınlığı ile birleşince yazılı basın gelişememiş; hem nicelik hem nitelik açısından sorunlar yaşanmıştır. 1930’larda çıkan gazete ve dergilerin geniş kitleler için birer haber kaynağı olduğunu kabul etmek zordur. 1950’ler- den itibaren yayına başlayan gazetelerle dergiler, önemli haberleşme ve bilgilenme araçları olarak öne çıkmıştır. Özellikle gazeteler sayfalarında ha- berin yanı sıra magazin, mizah ve spora yer ver- meleriyle geniş kitleler tarafından takip edilir hâle gelmiştir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılabilir?

A) Osmanlı Devleti süresince dergi ve gazeteler ilgi görmemiştir.

B) 1950’den sonra Latin alfabesi halk tarafından benimsenmiştir.

C) Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok az sayıda gaze- te çıkmıştır.

D) Gazete Türk toplumunda her zaman dergiler- den daha popüler olmuştur.

E) İçeriğin zenginleştirilmesi gazetelere olan ilgiyi artırmıştır.

32. Bilinç akışı tekniği, genellikle roman ve öykü ya- zımında karakterlerin zihninden geçenleri seri bir şekilde ara vermeden, belli bir sıralamaya sokmaya gerek duymadan aktaran edebî anlatım tekniğidir.

Psikolojiden edebiyata geçen bu teknikte anlık izleklerden oluşan cümleler uzun ve karmaşık ol- maya meyillidir. Bu tekniği kullanan yazar, kahra- manın nesneleri, hayatı, olayları nasıl algıladığını bilinç yansıması şeklinde açıklar. İç monolog ve iç konuşma tekniğiyle karıştırılan bilinç akışı, ben- zerlik göstermesine rağmen yapısal olarak farklılık gözetmektedir. Bilinç akışı tekniğinde gramere, imlâ kurallarına dikkat edilmeksizin kelimeler birbirini takip etmektedir. Daha çok derin ve soyut ifade- lerle meydana gelirken, samimi düşüncelerin or- taya çıkmasına neden olarak mantıksal örgütlenme içermez. Bilinçsizliğe daha yatkın, anlık imgelerle sürekli değişen düşüncelerin bir araya gelmesidir.

Bu parçadan bilinç akışı tekniği ile ilgili aşağı- dakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Farklı bilimsel alanlarda kullanılmıştır.

B) Mantıksal bir yapıya sahip değildir.

C) Öykü ve roman dışında kullanıma uygun değildir.

D) Kapalı bir anlatımı beraberinde getirir.

E) Benzer tekniklerden yapısal yönden ayrılır.

(14)

33. Şair, öykü ve roman yazarı olan Sait Faik Abası- yanık, 23 Kasım 1906’da Sakarya’da dünyaya gel- miştir. 1924-1928 yılları arasında Adapazarı Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi ve daha sonra Bursa Lise- sinde okudu. Hamal adını taşıyan ilk şiirini Ada- pazarı’ndaki öğrencilik yıllarında yazdı. İlk öyküsü

“Uçurtmalar” 9 Aralık’ta Milliyet gazetesinin sanat sayfasında yayımlandı. Kurun ve Varlık dergile- rinde yayınlanan “Çelme” öyküsü sebebiyle Askerî Mahkemede yargılandı. 28 mahkeme yazısı yazan Abasıyanık’ın bu yazıları Mahkeme Kapısı ismiyle kitaplaştırıldı. 11 Mayıs’ta İstanbul’da tedavi gör- düğü hastanede hayatını kaybetti.

Bu parçadan hareketle Sait Faik ile ilgili, I. Mahkeme yazılarını bir eserde toplamıştır.

II. Yazmaya öğrencilik yıllarında başlamıştır.

III. Edebiyatın farklı türleriyle ilgilenmiştir.

IV. Yazdıklarıyla, çalıştığı kurumları da olumsuz etkilemiştir.

numaralanmış ifadelerden hangilerine ulaşıla- maz?

A) Yalnız II B) Yalnız III C) Yalnız IV D) I ve II E) III ve IV

34. Düş, doğanın veya yaşamın değil, bütünüyle insan beyninin yarattığı en harika eserlerden biridir. Tu- tarlı tutarsız davranışlarla, evrende rastlanmayan konularla, akılları durduran görüntü ve serüven- lerle bezenmiştir. Zihinde oluşan bir dünyadır ve dokunamaz, avucunuza alamazsınız. Bu hakiki düşün yanında uyanık gözle ve kafayla görülenler, düşlenenler de var. Katı gerçeklerin ve koşulların sıkboğaz ettiği günlerde sığındığımız, dört elle sa- rıldığımız renkli, bizleri rahatlatan, avutan, uyuştu- ran düşler yararlı ve güzeldir.

Bu parçadan düş ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine ulaşılamaz?

A) Zihnin yarattığı en güzel ürünlerinden biridir.

B) İnsanın zor zamanlardaki sığınağıdır.

C) İnsanı oyalayan bir nitelik taşır.

D) Anlamı kişiden kişiye değişir.

E) Doğaüstü konularla ilintilidir.

35. Aldığı maaşla zar zor geçinen, hayat mücadelesine dalarak mesleğe başladığı yıllardaki idealistliğini kaybeden öğretmene, kitaba ulaşma ve bilgilerini tazeleme konusunda Millî Eğitim Bakanlığı des- tek olmalıdır. “Mesleğindeki yenilikleri bildiren”,

“dünyayı anlatan” kitaplar, tarih, coğrafya kitapları, yerli-yabancı romanlar, hikâyeler ve şiirleri her yıl düzenli olarak öğretmene ulaştırmalıdır. Bu kitaplar okul kütüphanesine koyulmalıdır. Böylece ülkenin her bölgesindeki okullarda kütüphane kurulmuş olacaktır. Köyde çalışan öğretmen, köylüleri belli günlerde toplayıp, bu kitapları tanıtarak örgün eği- timden yaygın eğitime de geçebilir. Bunun yanında gazete ve dergilerde yayımlanan öğretmenin fay- dalanabileceği bütün yazılar bakanlık tarafından her yıl bir kitapta toplanıp bütün öğretmenlere yine ücretsiz olarak gönderilmelidir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılamaz?

A) Millî Eğitim Bakanlığı, kitaba ulaşma konusun- da öğretmene destek olmalıdır.

B) Millî Eğitim Bakanlığı, yalnızca akademik ürün- leri düzenli olarak öğretmenlere ulaştırmalıdır.

C) Millî Eğitim Bakanlığının gönderdiği kitaplar kü- tüphane oluşmasını sağlayacaktır.

D) Gazete ve dergilerde yayınlanan öğretmenin faydalanabileceği yazılar kitaplaştırılarak öğret- menlere ücretsiz olarak gönderilmelidir.

E) Köyde çalışan öğretmenler kitapları belli gün- lerde köylülere tanıtarak örgün eğitimle sınırlı kalmayabilir.

(15)

36.

Denizlerin kirlenmesinin en önemli sebebi ka- rasal atıklardır. Denizlerin kirlenmesi; deniz ekosisteminin bozulması, balıkçılık faaliyetle- rinin yapılamaması, insan sağlığının olumsuz etkilenmesi gibi sonuçlar doğurur.

Deniz kirliliği insanların doğrudan ya da dolaylı yollar ile atıklarını ve enerjilerini deniz kıyıları- na bırakmaları ile oluşur. Denizlerdeki ekolojik yaşamın sürebilmesi için sulardaki oksijen mik- tarının yeterli seviyede olması ve suyun sıcak- lığının canlıların yaşamasına uygun olması ge- rekir.

Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler.

B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadırlar.

C) Aynı olgunun sebep ve sonuçlarını değerlendi- rip ele almaktadırlar.

D) Aynı düşüncenin farklı yönlerini, farklı örnekler- le sunmaktadırlar.

E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadırlar.

37. (I) Nemli havayı çok sever Antoryum; sahili, deniz havasını seven İspanyol kadını gibidir.(II) Tutkudur Antoryum çiçeğinin anlamı.(III) Hayatını güneşten alır, şayet yaşam alanına güneş sokarsanız tüm enerji ve neşesini saçar bulunduğu yere; kırmızısı daha da parlar, cazibesi daha da artar.(IV) Çok soğuk olmamalıdır bulunduğu yer yoksa küser, sıcaklığını yaşayabileceği bir ortam arayışındadır hep.(V) Toprağına göstereceğiniz ilgi, haftada bir yapraklarına fışkırtacağınız su ve ek olarak birkaç sevgi sözcüğü ile tüm güzelliğini size verecektir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşa- ğıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) I. cümlede benzetmeye yer verilmiştir.

B) II. cümle tanım niteliğindedir.

C) III. cümle antoryumun nasıl bir ortamda bulun- ması gerektiğine dair bilgi içermektedir.

D) IV. cümlede kişileştirmeye başvurulmuştur.

E) V. cümlede güzelliğini ortaya çıkarması için sevgi sözcüklerinin yeterli olduğu söylenmiştir.

(16)

38. Kurmaca metinleri okumayı ve onlar için yazmayı bir tür diyalog olarak görüyorum; hayata bakıp yazan yazar ile kitabı okuyanın/eleştirenin buluşup zenginleştirdiği bir diyalog, ayrı bir gerçeklik. Öy- külerinden ve romanlarından söz ettiğim yazarların sesi olmak ya da yazdıklarının fotoğrafını çekmek gibi bir kaygım olmadı. Yazısını yokluğumuzda var eden yazarınkine benzer biçimde, yokluğunda onun adına ve onunla konuşabilmeyi uygun gördüm ken- dim için. Bu tutumumda, kurmaca metinlerin ve özellikle de romanın “bir şey” söylemiş olduğu/

olması gerektiği varsayımımla, yazarın roman eği- timinden geçmesini önemsememin payı açıktır.

Biçimsel bir kaygıyla bakıldığında yazdıklarımın eleştiri sayılıp sayılamayacağını kestiremiyorum.

Fakat her içeriğe tastamam denk gelecek bir biçim belirlemenin güçlüğünü, belki imkânsızlığını, buna karşılık söylenenin/içeriğin uygun yeni biçimlerle kendine yol bulacağını düşünüyorum.

Parçadaki gibi konuşan eleştirmenin sözlerin- den hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşı- lamaz?

A) Yaptığı işin kendi, okuyucu ve eleştirmen ara- sında bir konuşma olduğunu düşünmektedir.

B) Ele aldığı eserlerde olanı olduğu gibi aktarmak endişesinde değildir.

C) Yazın sırasında okuyucu ve eleştirmenden ba- ğımsız olan eserin, eleştiri sırasında da bağım- sız olmasını uygun görür.

D) Biçimsel olarak bir eleştirinin her içeriğe uygun olmasının zorluğuna değinmiştir.

E) Eserin “bir şey” söylemekten öte eğitimli eller- den çıkması gerektiğini savunur.

39. Bir kimsenin dil yanlışı yapmayacak yeterlilikte olması, yazılarını her zaman doğru yazacağının güvencesi değildir. Tanınmış yazar ve şairler de dalgınlıkla zaman zaman dil yanlışları yapmakta- dırlar. Ne sebeple olursa olsun okuyucu için yanlış yanlıştır. Bundan dolayı yazar, kafasındakini kâğıt üzerine döktükten sonra işini bitmiş saymamalı; ya- zısını birkaç kez ve başkasının yazısını okuyormuş gibi okumalıdır. Her okuyuşta dalgınlıktan, dikkat- sizlikten ileri gelen yanlışları görüp düzeltecek; ge- rekli olmayan parçaları çıkaracaktır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir?

A) İnsanın yeterli düzeyde dil bilgisine sahip olma- sı, hiçbir zaman dil yanlışı yapmayacağı anla- mına gelmez.

B) Tanınmış yazar ve şairler, dalgınlıkla da olsa, bazen dil yanlışları yapabilirler.

C) Eser tamamlandıktan sonra yazarın yaptığı düzeltmeler okuyucu tarafından anlayışla kar- şılanmayabilir.

D) Yazar kafasındakini kâğıda aktardıktan sonra işe bitti gözüyle bakmamalıdır.

E) Yazar hatalarını görmek için kendi eserini bir başkasının eseri gibi okumalıdır.

(17)

40. Sanatın temel işlevlerinden biri, insanlığın tarihsel deneyimlerini koruyup saklanmasına ve bunların hatırlanmasına yardımcı olmasıdır. Bu anlamda sanat nesnesi, bireysel ve toplumsal bellek için hafıza tetikleyicisi rolüne sahiptir. Birey, yaygın ola- rak kendisinin ve ait olduğu topluluğun geçmişinin izlerini görsel sanatlar aracılığı ile sürer. Özellikle anlatımcı sanat geleneği içinde bir zaman ve uzam içinde gerçekleşen insan etkinliklerinin temsil ve kaydedilme biçimleri, sanat disiplinlerinin temel so- runlarından biri hâline gelir. Toplumsal ve kültürel değişimler, saklama ve koruma motivasyonunda etkili olurken aynı zamanda saklama ve koruma biçimlerini de belirlemişlerdir. Son iki yüz yıldır insanlık tarihini etkileyen teknolojik gelişmeler ve sosyal değişimler, tarihin diğer dönemlerine göre hem daha hızlı gerçekleşmişlerdir hem de daha etkin olmuşlardır. Bu hızlı değişim sonrasında or- taya çıkan yeni duyuş ve düşünüş biçimleri, sanat- sal stillerde yeni temsil ve kaydetme biçimlerinin geliştirilmesinde etkili olmuştur. Buna bağlı olarak modernizm sonrası sanat stillerinde zaman ve bel- lek kavramları yeni tariflerle sorgulanmıştır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir?

A) Zaman ve bellek kavramlarının modernizmle birlikte yeniden ele alındığına

B) Sanatın toplumsal hafıza açısından taşıdığı öneme

C) Teknolojik ve sosyal değişimlerin sanat eseri üzerinde etkili olduğuna

D) Sanat eserlerinin toplumsal gelişimlerde ilham unsuru olduğuna

E) Toplumsal değişimin görsel sanatlar üzerinden takip edilebileceğine

(18)

1. Bu testte sırasıyla Tarih (1 – 5), Coğrafya (6 – 10), Felsefe (11 – 15), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16 – 20), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alanlar için Felsefe (21 – 25) alanlarına ait toplam 25 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Türkiye Selçuklu Devleti’nin hüküm sürdüğü Anadolu topraklarının uluslararası ticaret yolla- rı üzerinde olması ve Venedikli tüccarlara vergi indirimini sağlaması ile aşağıdaki gelişmeler- den hangisinin devlete katkı sağladığı söylene- mez?

A) Gümrük gelirlerinin artması

B) Kervansaray inşasına önem verilmesi C) Tarım üretiminin ikta sistemiyle yapılması D) Farklı kültürlerle etkileşim içinde olması E) Ticari amaçlı kentlerinin oluşması

2. Uygurlarda kağanlar saraylarda yaşamaya başla- mış, kayıtlar ve kanunlar kâğıda yazılıp matbaada çoğaltılmıştır.

Uygurlarda bu gelişmelerin;

I. Bilgi aktarımının kolaylaşması II. Etkileşimin hızlanması III. Yazılı kültürün gelişmesi

gibi durumlardan hangilerini etkileyebileceği söylenebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III

3. Mondros Ateşkes Antlaşması ile 400.000 kişilik Türk ordusunun mevcudu 50.000’e indirilmiştir.

Bu durumun;

I. İç güvenliğin bozulması II. Sınırların güvenliksiz kalması III. Sivil Savunma Teşkilatı’nın kurulması IV. Milis kuvvetlerin ortaya çıkması

gelişmelerinden hangilerine neden olduğu söy- lenemez?

A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve III D) III ve IV E) I, II ve IV

4. Tanzimat Dönemi'nde eğitime önemli yatırımlar yapıldı. Çevirilerin ve ders kitaplarının seçimi için, Encümenidaniş kuruldu. Ayrıca harbiye, tıbbiye ve bahriye dışındaki okullar 1861’de Maarifiumumiye Nezareti’ne bağlandı.

Osmanlı Devleti'nin bu uygulamalarla;

I. Eğitim işlerinin bir merkezden yönetilmesi II. Yetişmiş nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması III. Medreselerin kaldırılması

gelişmelerinden hangilerini amaçladığı söyle- nebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III

(19)

5. Lozan Konferansı’nda diğer katılımcı devletle- rin aşağıdaki isteklerinden hangisinin Türkiye açısından bağımsız devlet anlayışına aykırı ol- duğu savunulamaz?

A) Boğazların denetiminin uluslararası bir komis- yona bırakılması

B) Kapitülasyonların sürdürülmesi

C) Azınlıklar haklarının anlaşma devletleri tarafın- dan denetlenmesi

D) Yabancı okulların Osmanlı Dönemi’ndeki statü- lerinin devam ettirilmesi

E) Musul sorununun çözümünün antlaşma sonra- sına bırakılması

6. Kapadokya'da hava fotoğrafı çeken iki balondan;

I. Balon 800 m yükseklikten, II. Balon 1400 m yükseklikten Fotoğraf çekmiştir.

Buna göre bu hava fotoğraflarının ve kullanılan ölçeklerin haritaya olan etkileri ile ilgili aşağıda- ki bilgilendirmelerden hangisi yanlıştır?

A) I. balonun çektiği hava fotoğrafları ile çizilen ha- ritanın ölçeği daha büyüktür.

B) II. balonun çektiği hava fotoğrafları ile çizilen haritanın ayrıntıyı gösterme gücü daha azdır.

C) I. balonun çektiği fotoğrafta yer şekilleri daha belirgin gözlenir.

D) Aynı boyuttaki kağıtlara çizilen haritada II. ba- lonun çektiği hava fotoğrafı ile yapılan haritanın kağıtta kapladığı alan daha azdır.

E) Aynı boyuttaki kağıtlara çizilen haritalarda II.

balonun çektiği fotoğraf ile çizilen haritanın izo- hips aralığı daha küçüktür.

7. Aşağıdaki grafiklerden hangisi bağıl nem ile sı- caklık arasındaki ilişkiyi gösterir?

O O

O O

O Sıcaklık

Sıcaklık

Sıcaklık

Sıcaklık

Sıcaklık

Bağıl Nem Bağıl Nem

Bağıl Nem Bağıl Nem

A) B)

C) D)

E)

Bağıl Nem

8. Aşağıdakilerden hangisi enlemin sıcaklık üze- rindeki etkisine örnek gösterilebilir?

A) Orta Kuşak'ta dağların yüksek kesimlerinde ka- lıcı karların bulunması

B) Türkiye'de batıdan doğuya gidildiğinde karın yerde kalma süresinin uzaması

C) Türkiye'de Ocak ayında Ankara'nın sıcaklık değerinin Sinop'un sıcaklık değerinden düşük olması

D) İngiltere'nin batı kıyılarının Kanada'nın doğu kı- yılarından daha sıcak olması

E) Kuzey Yarım Küre'de güneyden esen rüzgarla- rın sıcaklığı arttırması

(20)

9.

III I

IV V

II

Türkiye'de arazilerin %62,5'i sarp, kayalık ve enge- belidir. Böyle yapıya sahip alanlarda ise yerleşme- nin güçlüğünden dolayı seyrek nüfuslu kalmıştır.

Buna göre yukarıdaki haritada işaretli bölgeler- den hangisi yukarıda anlatılan nedenden dolayı seyrek nüfuslu bölge olarak nitelendirilir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

10. I. Akdeniz İklimi II. Kutup İklimi III. Tundra iklimi IV. Savan iklimi

Yukarıdaki makroklimalardan hangisi veya hangileri her iki yarım kürede de yayılış alanı göstermez?

A)Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) III ve IV

11. Osmanlı padişahları yönetme haklarını geldikleri soyda; Gandhi ise kişiliğinin halk üzerinde yarat- tığı etkiden alırdı. Günümüzde ise durum halkın bu gücü kime verme arzusunda olduğuna göre şekil- leniyor.

Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki hangi sorunun yanıtı verilmiştir?

A) Bürokrasiden vazgeçilebilir mi?

B) Bireyin temel hakları nelerdir?

C) Sivil toplum kurumlarının işlevi nedir?

D) İktidarın kaynağı nedir?

E) Bürokrasiden vazgeçilir mi?

12. İnsan bilgi yolunda duyulardan da akıldan da yarar- lanabilir fakat bu yetiler doğru bilgiyi veremez. Zira, gerçek ve kesin bilgi, sezgi yolu ile elde edilir. Bu bilgi türü insanın gönlüne yüce ve manevi bir algı olarak iner.

Bu düşünceye sahip olan filozof aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Gazali B) İbn-i Sina C) İbn-i Haldun D) Farabi E) İbn-i Rüşd

13. Doğru, gerçeklerin insan diliyle işlenmesi, yorum- lanması veya belirtilmesidir. İnsandan ayrı, insana bağlı olmadan bir doğrudan söz etmek olanaklı de- ğildir. Doğru, dilsel bir ögedir ve her şeyden önce insanın düşüncesini dile getirmesinde gerçekleşir ancak. Bilen insanı ortadan kaldırdığımızda doğ- ruyu dile getirecek kimse de olmaz.

Paragraf ile aşağıdaki yargılardan hangisi para- leldir?

A) İnsan her şeyin ölçüsüdür.

B) İnsan bilgisi doğuştan gelir.

C) Gerçek olan akılsal, akılsal olan gerçektir.

D) Dil olmadan felsefe olmaz.

E) Aynı nehirde iki kez yıkanmaz.

(21)

14. Kesin hakikate gelince, bilen yoktur onu Ne o bilinir ne de tanrılar

Ne de konuştuğum bütün bu şeyler hatta

Çünkü şans eseri biri son hakikati dile getirecek olsa

Kendi de bilmeyecek bunu

Çünkü her şey tahminlerden dokunmuş bir ağdan ibaret.

Yukarıdaki parçada verilen görüşlerden hangi- sine ulaşılabilir?

A) Egzistansiyalizm B) Septisizm C) Fenomenoloji D) Analitik Felsefe E) Materyalizm

15. En kötüsü, sürekli bir korku ve şiddet yoluyla öl- dürülme tehlikesidir; insan yaşamı, yalnız zavallı, tehlikeler içinde hayvanca ve kısadır. İnsanın ken- disini sürekli olarak güvende hissetmemesi devletin doğuşuna sebep olmuştur.

Buna göre devletin ortaya çıkış sebebi verilen- lerden hangisi olabilir?

A) Temel hakların korunması isteği B) Laik bir yapılanmaya duyulan ihtiyaç C) Ataerkil toplum yapısı

D) Karizmatik bir liderin varlığı

E) Ekonomik refah düzenin yüksek olması

16.-20. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olanlar ve İmam Hatip Okulları öğrencileri / mezun- ları cevaplayacaktır.

16. Sözlükte yaratmak; meydana getirmek, bir şeyden yeni bir şey icat etmek, imal etmek, ölçüp biçmek anlamına gelir. Dinî terminolojide özellikle Allah’a mahsus olmak üzere “yaratmak, yoktan var etmek”

“alete, maddeye, zamana ve mekâna bağlı kalma- dan bir şeye varlık kazandırmak” olarak açıklanır.

Yukarıdaki bilgilere göre hangisi konu bakımın- dan diğerlerinden farklıdır?

A) “Gökleri ve yeri gerçek bir gaye ve hikmet ile yerli yerince yaratan O’dur. “Ol!” dediği gün her şey birden oluverir. O’nun sözü gerçektir.

Sûra üflendiği gün de bütün varlık ve mutlak hâkimiyet O’nundur. O, duyuların kapsam alanı dışında kalanları da kapsam alanına girenleri de bilir. O, her hükmü ve işi sağlam ve hikmetli olandır ve her şeyden haberdardır.” (En’am 73) B) “Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yara- tan, sonra semaya yönelip onları yedi kat gök olarak tastamam tanzim eden O’dur. O, her şeyi hakkıyla bilendir.“ (Bakara 29)

C) “Kullarım sana, benden soracak olurlarsa, şüp- hesiz ki ben onlara yakınım. Dua edenin dua- sına icabet ederim. (Öyleyse) onlar da benim davetime icabet etsinler ve bana iman etsinler ki (akıl, doğruluk ve olgunluk sahibi olan) rüşt ehlinden olsunlar.” (Bakara 186)

D) “Şüphesiz Allah, daneyi ve çekirdeği çatlatıp yarandır. Ölüden diriyi O çıkarır; diriden ölüyü çıkaran da O’dur. İşte Allah budur. Bu gerçekler karşısında nasıl oluyor da bâtıl sevdalar peşine düşüp O’na kulluk etmekten yüz çeviriyorsu- nuz?” (En’am 95)

E) “Hiç şüphesiz senin Rabbin, işte O, her şeyi mükemmel yaratan ve her şeyi hakkiyle bilen- dir.” (Hicr 86)

(22)

17. “De ki: O Allah birdir. Allah samed (her şey O'na muhtaç, O kimseye muhtaç değil)'dir. O doğur- mamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir.” (İhlas Suresi)

Mekke döneminde indirilen ihlas suresi Müslü- manlar arasında okunması çok faziletli bir sure olduğuna inanıldığından en çok bilinen ve oku- nan suredir. Bu ayetlerde Allah’ın hangi sıfatına daha çok vurgu yapılmıştır?

A) Vahdaniyet B) Kelam C) Kudret D) Kıdem E) Tekvin

18. I. Allah’ın her şeyi bilmesi - İlim II. Allah’ın her şeyi duyması - Basar III. Allah’ın sonunun olmaması - Kıdem IV. Allah’ın her şeyi yaratması - Beka

Yukarıda anlamları ile birlikte verilen kavram- lardan hangilerinde yanlışlık yapılmıştır?

A) I ve IV B) I, II ve IV C) III ve IV D) II, III ve IV E) I, II, III

19. • İnsanın yalnızlık hissinden kurtulmasına katkı sağlar.

• İnsanın iyilikler yapmasına katkıda bulunur.

• İnsanın kötülüklerden uzak durmasına katkı sağlar.

Yukarıda meleklere inancın insana sağladığı bazı yararlar sıralanmıştır. Ancak halk arasında melek- lerle ilgili birçok hurafe dolaşmaktadır.

Aşağıdakilerden hangisi meleklerle ilgili halk arasında dolaşan hurafelerdendir?

A) Nurdan yaratılmış varlıklardır.

B) Şeytan da Allah’ın huzurundan kovulmadan önce bir melekti.

C) Allah’ın izniyle çeşitli suretlere girebilirler.

D) Melekler iyilikle anılırlar.

E) Melekler sadece Allah’ın emirlerini yerine geti- rirler.

20. Hacca gideceksen, bir hac yoldaşı ara.

İster Hintli olsun ister Türk ister Arap.

Şekline, rengine bakma, maksadı ne, ona bak.

Hangisi ünlü İslâm düşünürü Mevlana’nın yu- karıdaki mısraları ile ilişkilendirilebilir?

A) “Kur’an okuyun zira Kur’an kıyamet günü ken- disini okuyanlara şefaatçi olarak gelir.” (Hadis-i Şerif)

B) “O (muttakiler) ki; bir kötülük yaptıklarında ya- hut (günah işleyerek) kendilerine zulmettikle- rinde Allah’ı anar ve günahları için bağışlanma dilerler. Allah’tan başka kim günahları bağış- layabilir? Ve bile bile yaptıkları (yanlışta) ısrar etmezler.” (Al-i İmran 135)

C) “İffetli, hiçbir şeyden habersiz ve mümin olan kadınlara iftira edenler, dünyada ve ahirette la- netlenmişlerdir. Onlar için büyük bir azap var- dır.” (Nur 23)

D) “...Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.” (Hadis-i Şerif)

E) “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir di- şiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli ola- nınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.

Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat 13)

(23)

21.-25. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alanlar cevaplaya- caktır.

21. Ütopya, çocuksu bir akılcılıkla dinden ve iradeden bağımsızlaşmış bir yapıyı ifade eder. Ütopyaya dair düşlerimiz teorik bir imkansızlık üzerine ku- rulur. Onları haklı çıkarmak için sağlam paradoks- lara başvurmanın gerekmesinde şaşırtıcı ne var?

Ütopya baştan çıkarıcıdır.

Bu parçadan hareketle ütopyalar ile ilgili aşağı- daki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Var olan devletlerin temelini oluşturmaktadır.

B) Ekonomiye ilişkin fikir verir.

C) Olması gereken hayali devlet tasarımlarıdır.

D) Bireyin ahlaki gelişimi için gereklidir.

E) İnsanların barış içinde yaşayabilmeleri için ge- reklidir.

22. Erdem ölçülü olmak ile mümkündür. Ölçülü olmak, akıl yolu ile iki aşırı ucun ortasında yer alanı seç- mek demektir. Korkaklık ile atılganlık arasında ce- saret durur. Cesur olmayı seçen erdemli olur ve mutluluğa ulaşır.

Yukarıdaki görüşü savunan filozof aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Aristoteles B) Platon C) Sokrates D) Kant E) Sartre

23. Aşağıdakilerden hangisi sanat felsefesinin so- rularından biridir?

A) Güzel nedir?

B) Doğadaki güzelin bir ölçütü var mıdır?

C) Güzelin bilgisine ulaşılır mı?

D) Sanat eseri hangi özelliği taşımalıdır?

E) Evrensel bir güzel tanımı yapılabilir mi?

24. Platon’a göre; Doxa duyulur şeylerin kesinlikten yoksun bilgisi iken episteme ideaların kesin bilgisi- dir. Bu sıralamaların en üstünde yer alan iyi ideası epistemolojik bakımdan varlık derecelerinin doru- ğunu oluşturur.

Platon’un görüşlerinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Doxa hakikatin bilgisini veren bilgidir.

B) Nesneler dünyasının bilgisi epistemedir.

C) Episteme genele ilişkin olan bilgidir.

D) Gerçek olan öze ulaşmaktır.

E) Evrendeki olaylar nedensellik ilkesi ile açıklanır.

25. Kant’a göre insanın aklı duyu ötesi varlıklarla ilgili öyle sorular tarafından rahatsız edilmektedir ki akıl ne onları yadsıyabilir ne de onları yanıtlayabilir.

Kant'ın bahsettiği kavrama verilen ad aşağıda- kilerden hangisidir?

A) Diyalektik B) Etik C) Mantık

D) Arkhe E) Metafizik

(24)

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Temel Matematik testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. x, y, z birer tam sayı olmak üzere,

y – 3

x = 6•z eşitliği veriliyor.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?

A) z çift sayıdır.

B) x çift sayıdır.

C) x tek, z çift sayıdır.

D) y tek sayıdır.

E) y ve z tek sayıdır.

2.

30 40 50 60

Satış Fiyatı (TL)

Ürün Cinsi (Adet)

A B C D

Grafikte internet üzerinden satışı yapılan A, B, C ve D ürünlerinin birer adedinin fiyatı verilmiştir.

Mert arkadaşlarına yılbaşı için dört tane A, bir tane D ve diğer hediyelerinden de en az bir tane aldı- ğında toplam 350 lira ödemiştir.

Buna göre kaçar adet B ve C hediyesi almıştır?

B C

A) 2 1

B) 3 1

C) 3 2

D) 1 3

E) 2 2

3. Üzerlerinde 1'den n'ye kadar ardışık doğal sayıla- rın yazdığı n tane kutunun her birinin içinde n tane bilye vardır. Bir kutu hariç kalan her kutudan üze- rinde yazan doğal sayı kadar bilye alınıp kutularda kalan bilyeler tekrar sayılıyor ve sonuç 48 çıkıyor.

Buna göre başlangıçta kutularda toplam kaç bilye vardır?

A) 81 B) 100 C) 121 D) 144 E) 196

4. Aşağıdaki şemada kutular içerisine yazılan sayıları bulmak için en alt kutuya yazılan sayıdan başlana- rak oklar üzerinde verilen işlemler sırasıyla kullanıl- mıştır.

A

+15 +17 x3 +1

÷5 x3

B

Buna göre A

B oranı kaçtır?

A) 5 B) 10 C) 15 D) 20 E) 25

(25)

5. Aşağıdaki üçgenlerde verilen sayılarla, dikdörtgen- ler içinde verilen üç basamaklı sayılar arasında be- lirli bir kural ilişkisi vardır.

215 349 425 143

424 658 834 xyz

Buna göre (x+y)z işleminin sonucu aşağıdaki- lerden hangisi olabilir?

A) 18 B) 36 C) 49 D) 100 E) 625

6. Pozitif gerçel sayılar kümesi üzerinde işlemi aşağıdaki gibi tanımlanıyor.

(a b) = ab • ba Buna göre

[(2 3) (1 2)]

İşleminin sonucu kaçtır?

A) 384.35 B) 284.36 C) 280.32 D) 278.34 E) 268.33

7. Aşağıda verilen dikdörtgen biçimindeki yüzey, alanı X birim kare olan üç eş kare, Y birim kare olan iki eş dikdörtgen ile alanı Z birim kare olan dikdörtgenden oluşmuştur.

X X X

Z

Y Y

• X alanlı bir kare ile Y alanlı bir dikdörtgenin bi- rer kenar uzunlukları eşittir.

• Y alanlı bir dikdörtgen ile Z alanlı dikdörtgenin birer kenar uzunlukları eşittir.

Kemal, alanı X birim kare olan bir kareyi 12 daki- kada boyayabilmektedir.

Buna göre Kemal, önce X sonra Y yüzeylerinin tamamını boyadıktan sonra en son Z yüzeyini boyamak şartıyla toplam 81 dakikada boyama yaptığında Z yüzeyinin kaçta kaçını boyamış olur?

A) 1

4 B) 1

6 C) 1

8 D) 1

3 E) 1 2

8.

3

1

3

1

3

0

3

1

3

2

3

1

3

1

3

3

3

3

3

1

3

1

3

4

3

6

3

4

3

1

Yukarıda bir örüntünün ilk beş adımı verilmiştir.

Buna göre altıncı satırda oluşan tüm sayıların çarpımı kaçtır?

A) 332 B) 331 C) 330 D) 329 E) 328

(26)

9. 30 basamaklı 123457891198230692114239573693 sayısından rakamlarının yerleri değiştirilmemek şartıyla, 15 tane rakam silinerek en küçük sayı elde edilmiştir.

Buna göre elde edilen bu sayının binler basa- mağındaki rakam kaçtır?

A) 9 B) 7 C) 6 D) 5 E) 3

10. Dört basamaklı 358x sayısı 2 ve 3 ile ayrı ayrı bö- lündüğünde aynı tek doğal sayı kalanını vermekte- dir.

Buna göre x'in alabileceği değerlerin toplamı kaçtır?

A) 3 B) 6 C) 9 D) 12 E) 15

11. Borsa İstanbul’da X Anonim Şirketine ait bir hisse senedinin değeri haftayı 37 TL'den kapatmıştır.

O gün televizyon programlarındaki bir borsa uz- manı aşağıdaki yorumu yapmıştır:

“X Anonim Şirketine ait bir hisse senedinin önü- müzdeki hafta en çok 5 TL düşeceğini ve en çok 9 TL artacağını düşünüyorum.”

Bu yoruma göre X Anonim Şirketine ait bir his- se senedinin bir sonraki hafta alabileceği de- ğer aralığı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) |x – 37| ≤ 9 B) |x – 37| ≤ 5 C) |x – 39| ≤ 9 D) |x – 39| ≤ 7 E) |x – 39| ≤ 5

12. m bir gerçek sayı olmak üzere, m2x – m = 9x – 3 denklemi veriliyor.

Bu denklemin çözüm kümesi boş küme oldu- ğuna göre m kaçtır?

A) – 4 B) – 3 C) – 2 D) 0 E) 3

13. x ≠ 2007 ve y≠ 2007 için, x + y = 4014 eşitliği veriliyor.

Buna göre x – 2007 x + y

y – 2007 işleminin sonucu kaçtır?

A) 0 B) 2 C) 4

D) 6 E) 2007

14. |a • b| = a • b ve |b| = – b eşitlikleri veriliyor.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi daima doğ- rudur?

A) a + b > 0 B) a – b > 0 C) a2 + b < 0 D) a3 + b3 ≤ 0 E) 1

a ≥ 1 b

15. Japonca veya Fransızca dillerinden en az birini bilenlerden oluşan 30 kişilik bir sınıfta, yalnız Ja- ponca bilenlerin sayısı yalnız Fransızca bilenlerin sayısının 3 katından 1 fazladır. Japonca ve Fran- sızca bilen öğrenci sayısı 9'dur.

Buna göre bu sınıfta sadece Japonca bilen kaç öğrenci vardır?

A) 16 B) 20 C) 23 D) 24 E) 25

(27)

16. Boyutları 6a + 1 cm ve 12a – 1 cm olan dikdörtgen şeklindeki bir zemine, bir kenarı 3a – 1 cm olan kare şeklindeki küçük kartonlardan, hiç boşluk kalmaya- cak şekilde 62 • 26 adet karton yerleştiriliyor.

Buna göre a kaçtır?

A) 6 B) 5 C) 4 D) 3 E) 2

17. x, y, z birbirinden farklı pozitif tam sayıları için, x

y+1 = z ve x + y = 12 eşitlikleri veriliyor.

Buna göre y'nin alabileceği değerler toplamı kaçtır?

A) 22 B) 18 C) 15 D) 10 E) 6

18. Aşağıdaki sayı doğrusuna merkezi 17 noktası olan ve sayı doğrusunu A ve B noktalarında kesen bir çember çizilmiştir.

B

A 17

Çemberin yarıçapı 2�15 birim olduğuna göre, A ve B noktaları hangi iki ardışık sayı arasındadır?

A B A) (10,11) (22,23) B) (10,11) (24,25) C) (9,10) (24,25) D) (9,10) (23,24) E) (11,12) (22,23)

19. 4 2 – �5 + 20

�5

işleminin sonucu kaçtır?

A) 8 B) 4 C) 1 D) – 4 E) – 8

20. Ömer her 5 günde bir pizza ve her 8 günde bir makarna yemektedir. Ömer’in 2021 yılının ilk haf- tasında Pazar günü hem pizza hem makarna yediği bilinmektedir.

Buna göre 2021 yılında Ömer’in aynı gün için- de hem makarna hem pizza yediği 2. gün hangi gündür?

A) Pazartesi

B) Salı

C) Çarşamba D) Perşembe E) Cuma

21. Bir futbol takımının bir sezonda yaptığı maçlarda aldığı beraberlik, mağlubiyet ve galibiyet sayıları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Galibiyet 5x– 6

Beraberlik x

Mağlubiyet x + 2

Toplam maç sayısı 24

Bu futbol takımı, her galibiyet için 3 puan, her beraberlik için 1 puan kazanmış ve her mağlu- biyet için de 1 puan kaybetmiş olduğuna göre sezonu kaç puanla bitirmiştir?

A) 46 B) 44 C) 42 D) 40 E) 24

Referanslar

Benzer Belgeler

• Osmanlı topraklarında 1908’e kadar yaklaşık 150 Fransızca gazete basılmıştır. Bunların bir bölümü Babıâli’nin hizmetinde ya da onun

• Gazete, dergi, televizyon, radyo gibi haber, eğlence ve eğitsel içeriğin yanında reklamları da geniş kitlelere ulaştıran mecralar geleneksel medya

Histopatolojik inceleme sonuçlarına göre; gerçek pozitif sonuç (GP) ameliyat esnasında SLN bulunmuş ve soğuk kesit incelemede metastatik olarak saptanmış hastada parafin

Dizgenin 20 yıllık çalışmalarının doruk noktaları arasında, yüzey sıcaklığı 425 °C olan Merkür’ün Kuzey kutbunda saptadığı buz (sol üst resimde tepedeki

İnsanlık tarihine bakanlar, bakmayı seçtikleri açıya göre, bu tarihi kesintisiz bir değişim ya da sürekli tekrarlanan bir döngü olarak görmüşlerdir. Savaş da bu

Örnekleme yapmak için kullanılan ve literatürde yaygın olarak kullanılan bazı örnekleme yöntemleri (sampling techniques) aşağıdaki gibidir:..  Basit

Batılı insan tipi ile Doğulu insan tipi birbirinden çok farklı niteliklere sahiptir. Doğu’da insan başak gibidir. Doldukça, olgunlaştıkça ağırlaşır, başını önüne eğer

Cevap C 33 Paragrafta &#34;değinilmeyen, ulaşıla- mayacak, çıkarılamayacak&#34; yar- gılar, yardımcı düşünceyle ilgilidir. Bu parçalarda okunan her cümle