• Sonuç bulunamadı

Beyin ve Çocuk

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beyin ve Çocuk"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçmişte insan beyni beden içinde yaşa-yan bağımsız bir yapı olarak görülüyordu. Be-yin, bu görüşe göre, içinde büyük sırlar barın-dıran yapayalnız bir organdı. Görüntüleme tekniklerinin ilerlemesiyle birlikte beynin sır-ları da açığa çıkıyor ve artık beyinlerimizin na-sıl da ilişkisel olduğunu görüyoruz. Beyin ga-yet toplumsal bir organ; hem başka beyin-lerden etkileniyor, hem de onları etkileyebili-yor. Bir bebek anne babasına bu ilişkisel özel-liğiyle bağlanıyor: Hissedilmek, şefkat göste-rilmek, karşılıklı, tutarlı bir ilişki geliştirmek is-tiyor. Anne babaların duygusal açıdan tutar-lı olmaları bebek için çok önemli. Benlik duy-gumuz bu tutarlılık sayesinde oluşuyor. Tutar-lı iletişim sayesinde canTutar-lı ve neşe dolu bir ben-liğe kavuşuyoruz.

Hayatın başlangıç yıllarından itibaren be-yinlerimiz yaşantıya tepki veriyor: Beynin inşa edici tuğlaları sayabileceğimiz nöronlar ara-sındaki bağlantıları değiştiriyor. Bu

bağlantı-lar da beynin yapısını oluşturuyor ve böylece yaşantıyı hatırlayabiliyoruz. Beyin yapısı beyin işlevlerini belirliyor. Sonunda, beyin işlevi de zihni belirliyor. Beyin anatomisini belirleyen şeylerden birisi genetik bilgi olsa da, beyin içindeki bağlantı yollarını ve dolayısıyla bey-nimizin bize özgü yapısını belirleyen şey ya-şantılarımız. Yaşantılarımız beynimizin yapısı-nı belirliyor ve bizim kim olduğumuzu tayapısı-nım- tanım-layan zihnimizi oluşturuyor.

Beynin dinamik ve değişken yapısı bugün anne babalıkla ilgili bazı yaklaşımlarımızı da etkiliyor. Anne babalar olarak, çocuklarımızla sevgi dolu, uzun süreli ve anlamlı ilişkiler kur-mak istiyoruz. Duygular hem iç deneyimleri-mizi hem de insanlarla olan deneyimlerideneyimleri-mizi şekillendirir ve zihnimize nelerin anlamlı ol-duğuna dair bir his sağlar. Bir ebeveyn olarak, duygularla ilişki kurabilme beceriniz çocuğu-nuzun yaşama gücü ve empati geliştirmesini destekleyecektir. Bu nitelikler, ömür boyu

sü-recek yakın ve içten ilişkiler geliştirmeleri için çok önemli.

İnsanlar arasındaki iletişimin iki türü var: sözel iletişim ve sözel olmayan iletişim. İnsan beyninin sağ yarı küresi sözel olmayan iletişim sinyallerini algılamada ve işlemede özelleş-miştir. Bu nedenle beynin sağ yarı küresi, bey-nin duygusal işlemler için merkezi olan limbik korteks ile direkt ve çok sayıda bağlantıya sa-hiptir. Beynin sol yarı küresi ise daha çok sö-zel ve mantıksal sinyalleri algılar ve işler. Fakat tüm bir beyin fonksiyonu için mutlaka beynin sağ ve sol yarı kürelerinin birlikte çalışması ge-reklidir.

Ebeveynlerin bu fizyolojik bilgiler eşliğin-de bilmeleri gereken bazı noktalar var.

• Hayatın ilk bir iki yılında çocuk beyninin sağ yarısı baskın olarak aktiftir. Ebeveynler kendi beyinlerinin sağ yarısını kullanmada ne derece başarılıysalar, çocukla ebeveyn arasın-daki iletişim de o derecede başarılı olur.

Beyin ve Çocuk

Thinkst

ock

Psikiyatri

Prof. Dr. Kemal Sayar

(2)

• Beynin iki yarı küresinin birleşmesini ve çalışmasını sağlayan yapı, korpus kallozum, anaokulu yıllarında tam olarak gelişimini tamamlamamış olabilir. Bu nedenle ço-cuk, duygularını sözlere dökmekte bazen yetersiz kalabi-lir. Özellikle sağ yarı kürenin çok aktif olarak çalıştığı za-manlarda iletişim için dil becerilerinin kullanılamadığı gö-rülür. Bu durumda sözel olmayan iletişim tek seçenektir.

• Okullar ve eğitim programları genellikle beynin sol yarı küresini geliştirmek hedefindedirler. Oysaki sağ yarı kürenin kişilik algısında, kişilik gelişiminde ve empatide rol aldığını unutmamak gerekir. Ebeveynler bu açığı ka-patmak için sağ yarı küreyi geliştirici girişimlerde bulun-malıdır. Sağ ve sol yarı kürelerin birlikteliği ve koordinas-yonu sağlıklı bir bireyin gelişimi için kaçınılmazdır.

• Bir çocuğun hayatının ilk yıllarında beyninin sağ yarı küresinin daha çok çalıştığını ve sol yarı kürenin dil bece-rileri, sözcükler, anlamlar gibi görevler için henüz yeni ye-ni geliştiğiye-ni unutmamalıyız.

• Hayatının ilk yıllarında ebeveynlerin çocukla iletişim kurmasının en etkili yolu çocuğun beyninin sağ yarı kü-resine hitap etmek olacaktır. Henüz fetüs halindeyken bi-le çocuk annenin sesini ve ses tonunu algılar. Sıcak, seve-cen, alçak bir ses tonuyla çocukla konuşmak ve onun göz-lerine bakmak, konuşma becerileri gelişmemiş bir çocu-ğun bile verilen mesajın büyük kısmını anlamasına imkân sağlayacaktır: Güvendesin, seviliyorsun…

• Her ne kadar farklı görevler için özelleşmiş olsalar da beynin her iki küresi de mutlaka her aktivitede bir işbir-liği içinde bulunurlar. Çocuğun dil becerilerini kazandığı yaşta özellikle dikkat edilmesi gereken nokta, ebeveynin çocukla olan konuşmasında içeriğin ve duygusal mesajın tutarlılığıdır. Olumlu bir içerik ile olumsuz bir ses tonu ve-ya tam tersi iletişim

kurma yetenekle-rinin gelişmesinin güçleşmesine ne-den olabilir.

• Beynin sağ ve sol yarı kürlerindeki özelleşme ve geliş-me 14 yaş civarında sabit hale gelme-ye başlar. Bu yaştan sonra sağ ve sol ya-rı kürede büyük ge-lişmeler meydana gelmez. Bu sebep-le çocuğun hem

sağ yarı küresine, duygusal algılama ve analize; hem sol ya-rı küresine, mantıksal algılama ve analize yönelik etkinlikle-rin ilk yıllardan itibaren planlanması ve uygulamaya geçiril-mesi gerekir. Bu tarz etkinliklere ebeveynleri ile birlikte ka-tılan çocuklar gelişim açısından daha şanslıdır.

• Bebeklik ve çocukluk yıllarında aile içi şiddete, kötü muameleye, huzursuz bir ev ortamına sahip olan bir

ço-cuğun beyninin sağ yarı küresi sürekli olumsuz duygula-rı, korkuyu, paniği, hüznü ve ilerleyen zamanlarda utanç duygusunu üretecektir. Beynin ve sinirlerin en temel ça-lışma prensibine uyarak bir kere ardı ardına ve güçlü sin-yallerle harekete geçen sistemler, ilerleyen zamanlarda zayıf sinyallerle de harekete geçecektir. Kısacası bir kere korku, panik, utanç gibi duygular üretmeye başlayan be-yin, olumsuz şartlar azaldığında ve hatta ortadan kalktı-ğında da bu duyguları üretecek olan mekanizmayı çalıştı-racaktır. Bu sebeple özellikle çocukluk yıllarında ebeveyn ile olan ilişkilerin güvenilir, sıcak, cezalandırma sistemin-den uzak, tutarlı ve destekleyici olması gerekir.

• Yine aynı şekilde çocukluk yıllarında televizyonda ve-ya bilgisave-yar oyunlarında olumsuz görüntülere maruz kal-mak, sağ yarı küreyi tetikleyici bir etken olacaktır. Bazı ço-cukluk dönemi rahatsızlıkları sağ yarı kürenin aşırı akti-vasyonu ile başlar.

Çocuklar anla-yışlı ve empati sa-hibi bir yetişkin-le uyumlu bir bağ-lantı kurduklarında kendilerini iyi his-seder, çünkü duy-gularına değer ve-rildiğini ve anlaşıl-dıklarını düşünür-ler. Uyumlu ileti-şim daha özerk bir benliğin ortaya çık-masını sağlar. Duy-gusal iletişim hem ebeveyn hem de çocuk için yaşama sevinci veren, gerçek bir bütünleşme sürecidir. Uyumlu iletişim için kulağımızı hep çocukları-mıza vermemiz gerekmiyor. Anlayışlı ebeveyn, çocukların iletişim kurma, sonra yalnız kalma ve sonra tekrar iletişim kurma ihtiyaçlarının gelgitli doğal ritimlerine saygı gös-terir. İletişim kuracağım diye çocuklarını sıkboğaz etmez. Özetle, çocuklarımızla kuracağımız yoğun ilişki ve di-yalog, onların beyinlerini suyun toprağı beslemesi gibi besliyor, doyuruyor. Bu ilişki ve yaşantılar sayesinde be-yin olgunlaşıyor. Bebe-yin olgunlaştıkça yeni ilişkileri arıyor ve çevresini şekillendiriyor. Anne baba ve çocuk ilişkile-ri, duyguların anlaşılması ve tanınması bakımından çok önemli. Beyinlerin ilişkiyle zenginleşmesi, çocuklara ile-riki hayatlarında özgüven ve mutluluk olarak geri dönü-yor. Çocuklarıyla göz göze iletişim kuran anne ve babalar, onlarla hikâye ve masallar paylaşan aile büyükleri, onların ruh sağlığını adeta ilmek ilmek dokumuş oluyor.

Thinkst

ock

Thinkst

ock Boğaziçi Üniversitesi

Psikoloji Bölümü öğrencisi Süreyya Aysun’a katkıları nedeniyle teşekkür ederim.

Kaynaklar

Siegel, D. J., The Developing Mind, Guiford Press, 1999.

Siegel, D. J., Hartzel, M., Parenting from the Inside

Out, Jeremy P. Tarcher/Penguin 2004.

LeDoux, J., Emotional Brain, Grosset-Putnam,1996. Springer S. P., Deutsch, G., Left Brain, Right Brain, Freeman, 1998.

kemalsayar@hotmail.com

Bilim ve Teknik Mart 2010

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir İstanbul ressamı olan sa­ natçı, empresyonist geleneğe ya­ şamı boyunca sadık kalmışsa da, kişisel üslup özellikleri içerisin­ de erittiği izlenimciliği ile

Kendisini Türkiye’nin Zati Sungur’dan sonra en önemli illüzyonisti olarak niteleyen Sermet Erkin, “Kendime sihirbaz demek is­.. temiyorum, çünkü sihirbazlığı bir

(1.3) denklemini N -değer Dirichlet probleminin sonuçlarından belirlemek kolaydır... Bu, yukarıda Şekil 10 da

Yandaki şekilde tristörün iletime geçmesi için tetikleme akımı ve geriliminin alması gerekli değeri gösteren bölge taralı alan olarak işaretlenmiştir.. Uygun

"Siz bu yarı ş maya ne kadar ahmak oldu ğ unuzu görmek için mi katıldınız kuzum" denilen yıllara nasıl gelindi bilmiyorum ama, yarı ş malarda ilk a ş ılanan ş ey

Yapılan istatistiksel analizler sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin problem çözme becerilerinin öğretmenlerin mesleki kıdem yılı, çalıştıkları okul türü,

söz konusu yedi beyin bölgesi arasındaki bağlantıların kontrol grubundaki bireylerde incelenen bağlantılara göre daha güçlü olduğu gözlemlendi.. Araştırmacılar bu

Doğal olarak aynı sonuçları elde ede- ceklerini umuyorlardı, ancak tam tersi oldu ve sağ yarımküre ayrıntılarla uğ- raşırken etkin hale geçti, sol yarımkü- re de