vM
ANAJDÜLÜ -
T % £ 0 &
tT a ı i_hiç*J B O p ö rta i!3.t •
Romancı
A hm et Mithat Efendi
ile bir mülâkat
K alem G azetesinden: 1908 *
— Yarım okka Meşrutiyet maka lesi lütfeder misiniz
— Eski okka mı, yeni okka mı? — Yeni.. Fakat rica ederim tâze olsun.
— R ahatsız etm iş olm ıyayım sizi efendim.
— E stafurullah, estafu ru ilah ev lâdım ; dünyanızın bunca m sşâgıli ke sirei m ühim m esi m eyanm da bendeni zi n a sıl d erh a tır ettiniz!
— Bilâkis, zatıâliniz gibi bü y ü k m ürşitlerim izi biz hiç u n u tm u ş de ğiliz ki üstadım .. Sizi rahatsız etm ek te n m aksadım ...
— Yoksa m ü lâ k at m ı yapacaksınız benim le?
— E vet üstadım .. Şöyle teşehhüt m ik tarı b ir m ülâkat.
— Peki, sor bakayım suallerini! — H ayatta iken, yani bizim d ü n yam ızda b u lu n u rk en zatıâlinizi en çok m em nun etm iş olan b ir kaç şeyi lü tfe n bendenize hikâye eder m isi niz?
— M em nuniyetle evlâdım .. H ele d u r bakayım , sağ iken ben nelere e:ı çok sevinm iştim !.. R uhan dünyayı kö tü gören bir adam sayılm azdım ben.. Ölm eden önce N işte gençliğin h er tü r lü zevku safasını sürdüm . Vali M itat P aşam n m aiyetinde b u lu n an a ğ a b e yim H afız A ğanın devam lı ih ta rla rına rağm en bu coşkunluktan kendi m i alam adım . İy i İd böyle yapm ışım , insan oğlu dünyada ne ekerse â h i- re tte onu biçiyor. Â h irette de zam an zam an gönlüm ü eğlendirm ekten hali kalm ıyorum ; A llaha şü k ü rler olsun, geçenlerde b u rad a küçük b ir m a t
baa açm ıya m u v affak oldum. D ağar çığı, K ırk a n b a n , L etâifi R ivâyâtı ve Üssü İnkılâbı yen id en bastım . Hem
m ürettiplikte, hem m u h a rrirlik te kıs m en ihtisasım bulunm ası, elli altm ış y şjifo e e vefat edip de buray ı şeref
le n d iren le r ve dolayısiyle b u rad a elli altm ış y ıl önceki um um î efkârı tem sil edenler ara sın d a adetâ b ir b ay ra m sevinci h usule getirdi. Önü m üzdeki ay, H aşan M ellah ile H üse yin F ellah m v e b ilhassa M ihm etke- şanm on sekizinci ta b ıla rın ı yapm ak bendenize m üyesser olacaktır. H er n e h a l ise efendi oğlum, siz benden ne istem iştiniz, ben size ııe veriyo rum ! Evet, beni dünya yüzünde y a şarken en fazla m em nun etm iş olan şey, işte aklım a geldi: «Fam ilyayı İs ta n b u la aşırd ık tan sonra B ağdatta sekiz ay k ad a r m üddeti ikam etim iz de, geçirdiğim iz öm ür, âlem de hiç b ir kim seye m üyesser olm am ış idüğünü dâva -etsem m azur görülürüm . B ir güzel h aneyi gözünüzün önüne geti riniz, h e r levazım m ükem m el.. İçin de d ö rt nefer bek âr var, dörd ü n ü n de fikri ol k ad a r m ü tte h it ki, h an gisi h e r neyi arzu etse diğer üçü de ol arzuya m üşterek çıkarlar. U şak lar, h ay v a n la r, hasılı h e r şey m üşte rek.. B ir m aişet k i d ö rt kardeş b ir yerde bulunsa bu k a d a r m untazam , bu derece m ü tteh it yaşam azlar. K i taplarım ız var, okuruz, yazarız, p i yanom uz var, çalarız, çağırırız. Fo- tögrafya takım ım ız v ar, tü rlü tü rlü resim ler yapar, eğleniriz.»
B ek ârlık günlerim i b an a te k ra r ya şatan bu B ağdat h atırasın ı u nutm a m a im kân yoktur. B ir de, yin e Bağ d atta ilm inden çok fay d a gördüğüm H anıdi beyle «müzeci» yaptığım ız sohbetlerden aldığım bînihâne inşi ra h ve zevk hafızam dan çıkmaz letâifi R ivâyâtııı te lifinde H am di beyin delâletinden daim a istifade ey lerdim . Y ani diyebilirim ki, eğer m um aileyhin beni dürtercesine teş- v ikatı olm asaydı naha beş on seneler geçer idi de ben m u h a rrir olamaz idim . Bazı A vrupa m u h a rrirlerin in aşarını okur, ve b u n la rın en güzel y erle ri geldikçe (şurasının tercüm e ve tahvili m üm kün m üdür, m üm kün ise yap bakalım ) diye ben i ta h rik eder, yaptığım şeylerin noksanım bi- h akkin b ulup ve gösterip islâhına de lâlet eylerdi. K endisi A vrupada b ir takım bü y ü k m u h a rrirleri v e san’at- k â rla rı görm üş ve dairei hususiyet le rin e girm iş olduğundan b u n la rın em ri te lifte hangi ta rik i iltizam eyle m iş old u k larım hikâye ile beni daim a irşad eyler idi. Elhasıl öm rüm olduk ça m iri m um aileyhe m üteşekkir ve — Sonu Sahife 4 Sü. 3 de ■—
Romancı Ahmet Mit
hat Efendi ile bir
miüâkat
— Baş ta ra fı S ncü Sahifedc — m innettarım »
— Ü siadım , Can M u a tta rı sever m iy diniz?
— Niçin «sever m iy diniz?» diyor sunuz. «Sever m isiniz?» deseneze! B ir saat evvel Can M u a tta r beni zi y arete gelmişti. Bu adam diinya y ü zünde y erini bulam am ış b ir dâhiydi, lâkin âh ire tte büyüklüğü d erh a l a n laşıldı; C enabılıak kendisini filozof la rın ik am et ettiği y eer alarak D a rü lfü n u n a hoca yaptı.
Ona sağ iken deli, serseri, şa rla ta n filân dediler, am a b u n u diyenler h ak sizlik etm ekteydiler. M uattar, hâza b ir filezoftu; F arsçayı, A rapçayı, H intçeyi İbraniceyi, İngilizceyi fasiiı su rette konuşuyor, Ş ark ve G arp din le rin in gavam ızm a vakıf b u lu n u y o r du.
H er bü y ü k adam ın h ay a tın d a ol duğu gibi Can M u a tta rın h ay a tın d a
da bir takım ini şve yokuşların mev cu t bulunduğu m u h a k k ak tır. M u at ta r P ro te sta n ların tesirile ta n assu r etm iş, bu din, b eklediklerini ken d i sine verm eyince y ah u d ili|i,,k a b u l e t miş, bu da yetişm iyor muş^ gibi H in- distana gidip Mecus olm uş ve n ih a y et dini İslam a gelip b unda k a ra r kıl m ıştır.
Ben, H am di beye ne nisbette borçlu isem , Can M u a tta ra d a aynı nisbette borçluyum dur.
— H am di bey de b u r d a m ıd ırla r’ — Onu hiç görm edim burda.. Hani b ir üstada tesadüf edebilsem!.. G e
çen h afta M ithat paşa hazretleri de H am di beyi ban a sorm uştu.
— Ya eski S u lta n la r n ere d ed irle r üstadım , C enabıhak a y rı k onaklarda m ı m isafir ediyor onları!
Üstad, bu sualim üzerine oturm ak ta olduğu k o ltu k tan biraz kalktı, ve yavaşça,
— Sualinizi duym am ış olayım ; ne olur ne olmaz, yerin kulağı var, de di, hem bilirsiniz ki A bdülhaınit Efendiye benim çok hıncım vardır, o beni Bâlâ rü tbesine çıkardığı halde Vezir rütbesine çıkarm am ası yani ba na « M ithat paşa» denm em esi için e- den geleni yapm ıştır. M alûm âlim z S ultan efendi, M ithat P aşayı Taife sürdürm üştü...
Aziz hocam ızın konuştuğu m üddet zarfında b ir kaç defa esnediğine şa h it olm uştum . Y arım asır evvel D a rü lfü n u n u n um um î tarih , T arih i Ed- yan, D arülm uallim alm ta rih ve p e dagoji, M edresetiilvâizihin yine E d- yan hocası olan üstad, 37 yıl evvel b ir gece D arüşşefakada a rk a d aşla ri- le konuştuğu esnada gözlerini d ü n yaya yum m uştu.
Sevgili K ırk an b a r ü sta rm n u rlu ellerinden öperek h u zu ru n d an ayrıl dım; hepinize kendisinin ferade fe- rade selâm ları vardır.
İrfan HAZAR
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi