• Sonuç bulunamadı

Yeşil Teknik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeşil Teknik"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Su, yaşamımız için gerekli olan en önem-li birkaç öğeden birisidir. Renksiz, kokusuz ve saydam bir sıvıdır. İki hidrojen atomunun bir oksijen atomuyla kovalent bağ kurmasıy-la oluşur. Su moleküllerinin bir yanı eksi, öte-ki yanı da artı elektrik yüklüdür. Bundan do-layı, su moleküllerinin artı yüklü yanı başka su moleküllerinin eksi yüklü yanlarıyla bağ oluşturur. Böylece su normal koşullarda sıvı halde bulunur. Su moleküllerinin bu özelliği, başka maddelere de kolayca tutunmasını sağ-lar. Su aynı zamanda iyi bir çözücüdür. Bir-çok madde suyun içine girdiğinde çözülerek dağılır. Bu, suyun polar bir molekül olmasın-dan kaynaklanır.

Bütün hücrelerin içinde su bulunur. Hüc-redeki su da canlının tüm metabolik etkinlik-lerinin gerçekleşmesini sağlar. Su canlının ya-şaması için gerekli en temel maddedir. Bun-dan dolayı her canlının büyük bölümü sudur. Örneğin insan bedeninin yaklaşık %67’si su-dan oluşur. Domates de bu oran %95’e, kar-puzdaysa %98’e çıkar. Bu nedenle susuz bir dünyada canlıların yaşaması olanaksızdır.

Canlı organizmalarda su bu kadar büyük bir önem taşırken suyun niteliği de ön plana çıkar. Canlıların bedenine giren suların te-miz olması gerekir. Oysa çağımızda sular günden güne kirleniyor ve su kirliliği yalnız bizleri değil, bitkileri, hayvanları, mikroor-ganizmaları, kısaca tüm canlıları etkiliyor. Kirli sular en küçük canlıdan en büyüklere kadar aşamalı bir şekilde ulaşarak bütün ya-şamı tehdit ediyor.

Su kirliliğine neden olan en büyük etken kuşkusuz çevre kirliliğidir. Endüstriyel

üreti-min artması ve atıkların yeterince kontrol edilmemesinden ötürü çevremiz ve sularımız hızla kirleniyor. Tatlı su kaynaklarımız hızlı bir şekilde azalıyor. Yakın zamana kadar musluklardan akan su içilebilirken artık gü-nümüzde özellikle büyük kentlerde içilemi-yor. Kısa bir süre öncesinde evlerde su arı-tıcılarınca arıtılabilen sular şimdi, organik kirliliğin dışında arsenik ve kurşun gibi bazı inorganik kirleticiler nedeniyle evlerde arıtı-lamıyor. Bu nedenle kentlerde dağıtılan şe-beke sularının bazı özel yöntemlerle arıtıl-ması gerekiyor.

Günümüzde temiz su içmek için yapılan arıtma işlemine ilk kez Eski Mısır’da rastlı-yoruz. Ortaya çıkarılan bazı mezar duvarla-rında o dönemde suyun nasıl temizlendiği resmedilmiş. Yine o yıllarda bulanık suyun

içilmemesi ve bu tür suların arıtıldıktan son-ra kullanılması gerektiği vurgulanmış. Eski Mısır’dan günümüze kalan yazılarda suyun iç-meden önce kaynatılması gerektiği de yazı-yor. Bunun dışında suyun arıtımında kum ve çakıl taşının kullanıldığı da anlatılıyor. O yıl-larda suyu arıtma yöntemlerinden biri de su-yun güneşte pişirilmesi. Bu yönteme göre iç-mek için kullanılacak sular, ağzı geniş kapla-ra konuyor ve uzun süre güneşte bekletilerek ısıtılıyordu. Böylece güneş ışınlarının etkisiy-le su zararsız haetkisiy-le geliyordu. Eski Mısır’da suyun arıtılması için kullanılan bir başka yön-tem de kızgın demir yönyön-temiydi. Buna göre suyun kısa sürede içilebilmesi için bir demir çubuk ateşte kızdırılıyor ve suyun içine so-kuluyordu. Böylece kızgın demir, suyu hızla ısıtarak güneşin yaptığı etkiyi kısa sürede ya-pıyordu.

Bu basit mekanik yöntemler, uzunca süre kullanıldıktan sonra, MÖ 500’lü yıllarda ye-rini bazı kimyasal yöntemlere bıraktı. Yine bu tarihlerde Eski Mısırlılar, suyun içindeki mad-deleri çökertmek için demir sülfat ya da alü-minyum sülfat kullanıyorlardı. Duruma göre tek tek ya da karışım olarak kullanılan bu sül-fatlı bileşikler kilden, boksitten ya da bugün şaptaşı olarak bilinen maddelerden elde edi-liyordu. Antik çağda kullanılan bu eski yön-tem bugün dozları farklı olsa da hâlâ kulla-nılıyor.

Antik çağda Hindistan’da da suyun ko-runması ve temizlenmesine önem veriliyordu. İçilecek suların özellikle asit düzeyine, te-mizliğine ve berraklığına dikkat ediliyordu. Eski Mısır’dan farklı olarak Hindistan’da su-ların arıtılmasında çeşitli bitkilerden elde edi-len karışımlardan da yararlanılıyordu. Bu bit-kilerin başında kuvvetli antioksidan özelliği olan ve C vitamini bakımından zengin amla (Phyllantus emblica) ve vetiver (Vetiver ziza-nioides) adlı bitkiler geliyordu. Bunların dı-şında kargabüken tohumları (Strychos pota-torum), nilüfer kökleri (Nymphaea alba) ve çeşitli yosunlar da su arıtımında kullanılıyor-du. Bitkilerin dışında kuvars kristalleri, lal ta-şı ve inci gibi inorganik maddelerden de ya-rarlanılıyordu. Bu yöntemlerden başka suyun arıtılmasında, Eski Mısır’da olduğu gibi sıcak demir, sıcak kum ya da güneş ışığı da kulla-nılıyordu. Ayrıca, Hindistan’da sular genel-likle tahta fıçı ya da toprak kaplar yerine pi-rinç kaplarda saklanırdı.

Tıbbın babası kabul edilen Hipokrat (MÖ 460-360) da içme suyunun temiz ve nitelikli olmasının gerektiğini söylemiştir. Ayrıca kö-tü suların temizlenerek kullanılması için de bazı yöntemler önermiştir. Koni biçimli

“Hi-C e n k D u r m u ş k a h y a cdkahya@hotmail.com

Yeşil Teknik

BiLiMveTEKNiK 94 Kasım 2008

Yeşil Teknik

Doğal Su Arıtma Yöntemleri

(2)

pokrat filtresi” de bunlardan biridir. Orta-çağda 721-815 yılları arasında yaşayan Ca-bir İbn Hayyan adlı simyacı ilk kez suyun da-mıtılarak arıtılmasını geliştirmiştir. Kimyanın babası olarak bilinen İbn Hayyan bu alanda birçok kitap yazmıştır. Bu kitaplarda da çe-şitli kimyasal süreçlerde kullanılacak suyun arılaştırılması gerektiğini, tersi durumda iyi sonuç alınmayacağını vurgular.

1000-1500 yılları arasında suyun arıtıl-ması konusunda önemli bir gelişme olmaz. Suyla ilgili asıl çalışmalar 17. yüzyılda art-maya başlamıştır. Bu yıllarda mikroskobun bulunmasıyla suyun içinde yaşayan mikroor-ganizmalar keşfedilmiştir. Suyun arıtılması daha büyük bir önem kazanmıştır. Bu geliş-menin üzerine İtalyan fizikçi Lu Antonio Por-zio, çok katmanlı bir filtre tasarlar. Aynı dö-nemde Fransa’da içinde kum bulunan filtre-lerin evlerde kullanılması yaygınlaştırılır. On sekizinci yüzyılda su arıtımıyla ilgili iki filtre patenti alınır. Bu filtrelerin birincisinde

arıtı-cı olarak doğal sünger kullanılmaktadır. Bir İngiliz mimarın tasarladığı ikinci arıtıcıysa gü-nümüzde evlerde kullanılan ve üç düşey tüp-ten oluşan arıtıcıların atasıdır.

Suyun arıtılması geniş çapta ilk kez İs-koçya’da uygulanır. On dokuzuncu yüzyılda İskoçya’da bazı kentlerde ana su deposuna birer arıtma sistemi kurulmuştur. 1827’de su arıtımında seramikten yararlanılmaya başla-nır. Henry Doulton adlı bir İngiliz bilim insa-nı daha önce kil ve topraktan süzdürme şek-linde filtre edilen suyu seramik filtrelerden geçirerek içindeki bakterileri temizlemeyi ba-şarır. 1862’de yine Henry Doulton “diyato-me” denen canlıların oluşturduğu diyatome toprağını filtrelerde kullanmaya başlar. Bu toprak, diyatomelerin ölmesi ve kabuklarının çökelmesi sonucunda oluşur. Bu kabuklarda bulunan mikrometre boyutlarındaki delikler-de bu toprağı çok nitelikli doğal bir filtreye dönüştürür. Diyatome filtreleri uzun yıllar ba-şarılı bir şekilde kullanıldıktan sonra suların

arıtılması yine kimyasal yöntemlerle yapılma-ya başlanır. Böylece büyük miktardaki su küt-leleri daha kısa sürede arıtılır.

Bilimsel çalışmalar, organik maddelerce kirletilen suların temizlenmesinde yaklaşık 2500 yıl önce kullanılan kum, kil ve kömür-den filtrelerin hâlâ en iyi arıtıcılar olduğunu gösteriyor. Ancak bu filtreler kurşun, kadmi-yum ya da arsenik gibi inorganik kirleticileri temizleyemez. O nedenle bu tür inorganik kir-leticileri temizlemek için başka kimyasal yön-temler kullanmak gerekir.

Musluklarınızdan akan su bulanık ya da organik kirleticilerce kirletilmişse, evde kul-lanmak üzere basit ve doğal bir arıtıcı yapa-bilirsiniz. Bunun için bir kargının iki boğumu arasında yer alan ortası boş bölümü kesin. Alt bölümünü bir bezle bağlayın. Boru şekli-ne gelen kargının içişekli-ne kil, kum ve kömür to-zu koyun. Bu maddeleri tek tek koyabilece-ğiniz gibi üçünü birden de katmanlar halinde koyabilirsiniz. Eğer bulabilirseniz, diyatome toprağı da kullanabilirsiniz. Hazırladığınız bu filtreyi musluğa bağlayın ya da musluktan ge-len suyu bir hortum yardımıyla bu filtreden geçirin. Böylece tertemiz bir su elde edebi-lirsiniz.

Kaynaklar

A.F. Danil de Namor, Water prufication: (2007) from ancient civiliza-tion to the XXI century, Water Science and Technology, no: 701, pg : 33-39

K, Feig (2006) The Amazing Ancient World Premier Ancient Civiliza-tion. Internet Book, ACTI-pl (Availabe online at:

http://www.omnibusol.com/angreece.html)

Baker, N.N. (2000) The Physics – Indian Heritage of Science and Technology, Bhara (Publisher) New Delhi, India

Clementi E., (1976) Determination of the Liquid Water Structure: Co-ordination Numbers for Ions and Solvation for Biological Mole-cules, Springer-Verlag, Berlin.

BiLiMveTEKNiK

Kasım 200895

Referanslar

Benzer Belgeler

“Doğayı, dereleri, meraları, ormanları, yeraltı sularını, madenleri, biyolojik tür ve çe şitliliği şirketlerin sermaye birikimine sokan ‘Tabiat ve Biyolojik

Fındıklı Dört yoldan yaktıkları meşalelerle merkez camiinin meydanına kadar yürüyen ve burada bir basın açıklaması yapan Fındıklı halkı, sularına bir kez daha

_avşat'tan Ethem Kara "Bu bir küresel saldırıdır; uzun süreli mücadele için direniş yerel kalmamalı" dedi; daha çok hukuki destek istedi: "Gönüllü

5 Mart'ta Çevre ve Orman Müdürlüğü'nün Maslak'taki binasının önünde, 10 Mart'ta da AKP'nin Şişli'deki İstanbul il binasının önünde eylem yapacak olan Platform, 15

"Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu"nun düzenlediği, "Suyuna, toprağına, ormanına, emeğine sahip çıkanlar bulu şuyor" konulu forumda Munzur Koruma

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu'nun gerçekleştirdiği Mücadeleler Birleşiyor Forumu'nda, Türkiye'deki do ğayı ve insan sağlını tehdit eden girişimlere karşı

Biz, Suyun Ticarile ştirilmesine Hayır Platformu olarak, suyun metalaştırılması saldırısının olduğu her yerde suyun bir meta de ğil doğaya ait olduğunu, yaşam için

hakkında su sayacının mührünü birden fazla açıp kullandığı iddiası ile kamu davası açılmış ise de, suyun insan hayatı için çok önemli bir madde olmas ı, yaşaması