• Sonuç bulunamadı

MESLEKİ MÜZİK EĞİTİMİ ALAN VE ALMAYAN LİSE ÖĞRENCİLERİNİN KİŞİSEL UYUM DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MESLEKİ MÜZİK EĞİTİMİ ALAN VE ALMAYAN LİSE ÖĞRENCİLERİNİN KİŞİSEL UYUM DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Selçuk Üniversitesi

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 28, Sayfa 45 -61, 2009

MESLEKİ MÜZİK EĞİTİMİ ALAN VE ALMAYAN LİSE ÖĞRENCİLERİNİN KİŞİSEL UYUM DÜZEYLERİNİN

İNCELENMESİ

Şehriban Koca

Adana Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, sehriban.koca@hotmail.com

ÖZET

Bu araştırma, mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeylerinin incelenerek, müzik eğitiminin ergenlik dönemindeki öğrencilerin kişisel uyum düzeylerine katkısının olup olmadığını tespit etmek amacı ile yapılmıştır. Bu amaçla; altı farklı ildeki Anadolu Güzel Sanatlar Liselerine devam eden 140 lise son sınıf müzik öğrencisi ve Adana Ramazan Atıl, Adana Erkek Lisesi, son sınıflarına devam eden, müzik eğitimi almayan 140 öğrenci olmak üzere toplam 280 öğrenciye Hacettepe kişilik envanteri uygulanarak, müzik eğitiminin bu yaş grubu öğrencilerin kişisel uyum düzeylerinde fark yaratıp yaratmadığı saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonunda elde edilen bulgular karşılaştırıldığında; Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde öğrenim gören öğrencilerin kişisel uyum, kendini gerçekleştirme, nevrotik eğilimler, psikotik belirtiler puan ortalamalarının genel liselerde öğrenim gören öğrencilerin puan ortalamalarından anlamlı (p=.000) şekilde yüksek olduğu; kişisel uyum, duygusal kararlılık, nevrotik eğilimler, psikotik belirtiler puan ortalamaları bakımından ise ‘cinsiyet’ ve ‘lise türü’nde anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Bu sonuçlar, mesleki müzik eğitiminin ergenlik döneminde olan bireylerin kişisel uyum düzeylerine olumlu yönde katkısı olduğunu göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: Mesleki Müzik Eğitimi, Kişisel Uyum, Kişilik Envanteri

(2)

Selçuk Üniversitesi

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 28, Sayfa 45 -61, 2009

ANALYSIS OF PERSONAL CONGRUITY OF HIGH SCHOOL STUDENTS WHO TAKE AND DO NOT TAKE

VOCATIONAL MUSIC EDUCATION

Şehriban Koca

Adana Anatolian Fine Arts School, sehriban.koca@hotmail.com

ABSTRACT

This research was carried out to determine whether vocational music education has a contribution on personal congruity level of students in juvenile age by examining of high school students who do and do not take vocational music education. For this aim; we tried to determine whether vocational musical education has an effect on personal congruity level of this age group of students by applying Hacettepe Personality Inventory to 140 high school senior class students in six different Anatolian Fine Arts Schools and 140 high school senior class students who do not take vocational music education in Adana Ramazan Atıl and Adana Male High Schools. When we compared the findings at the end of the research; it was found that the average scores of the students who are educated in Anatolian Fine Arts Schools in personal congruity, self-realization, psychotic symptoms, neurotic tendencies, emotional determination are significantly higher (p=.000) than the students who are educated in general high schools, on the other hand in terms of personal congruity, emotional determination, neurotic tendencies, psychotic symptoms we have found significant differences in “sex” and “high school type” variants. These results show that vocational musical education has a positive contribution on personal congruity in juvenile age.

Keywords: Vocational Music Education, Personal Congruity, Personality Inventory

(3)

GİRİŞ

Bireyin kendisiyle ve çevresiyle iyi ilişkiler kurabilmesi ve kurduğu ilişkileri sürdürebilmesi şeklinde tanımlanan uyum, insanın doğumuyla birlikte başlamakta ve yaşamın sonuna kadar gelişim göstermektedir. Bireyin çevresine uyum sağlamak için geliştirdiği davranışların bütünü olarak kabul edilen kişisel uyumun sosyal rol ve sosyal başarı ile yakından ilişkili olduğu ileri sürülmektedir (Başaran,1992; Bostan 1993).

Bireylerin yaşamları ve gelişim süreçlerinde sanat ve sanat eğitiminin ayrı ve önemli bir yeri vardır. Uçan’a (1996, s.124) göre sanat, “bireyin kendine özgü bir kimlik ve kişilik kazanması dengeli ve doyumlu, sağlıklı ve başarılı, duyarlı ve mutlu olması için davranışları veya davranışsal yapıları üzerinde belirli izler bırakan estetik / artistik etkime ve tepkime biçimlerini kapsar”.

Sanatın okul eğitimindeki yeri ise hiçbir şeyle doldurulamaz. “Eğitimde bu temel taşın eksikliği, kişilik gelişiminde boşluklar bırakacak, bu nedenle yeni yetişen kuşaklarda büyük eksikliklere yol açarak toplumda onarılmayacak düzeyde olumsuz gelişmeler oluşturacaktır” (İpşiroğlu, 1998 : 40).

Sanatın önemli bir kolu ve sanat eğitiminin önemli bir parçası olan müzik, insanların yaşamlarının bir parçası olarak yaşamlarının her döneminde insanları saran, insanın doğumundan ölümüne kadar hayatın içinde var olan bir sanattır.

Eski çağlardan bu yana tüm bilim adamları, bireyin zihinsel, ruhsal ve fiziksel gelişiminde müziğin önemli bir yeri olduğunu, eğitim açısından büyük bir değer taşıdığını savunmuşlardır (Yavuzer, 1999).

Eski Yunan uygarlıklarında okullarda müziğin dil ve aritmetik bilgisinden önce gelmesi, Arkadya’da “aulos (obua’nın atası) ve lir” çalmanın otuz yaşına değin zorunlu olması bu düşünceyi kanıtlamaktadır (Tanrıverdi, 1997).

Rönesans döneminde bir kişinin (erkeğin) aydın olsun, sanatçı, bilgin ya da diplomat olsun, müzik teorisini bilmesi ve pratiğini yapmış olması gerekiyordu.

Castiglioni’nin yazdığı “Saray Adamı” adlı inceleme kitabında: sarayda görevli kişilerin, bilgilerinin yanı sıra müzisyen olması ve en azından bir çalgı çalması zorunlu tutuluyordu.

Müzik eğitimiyle ilgili Aristo “Politika” adlı eserinde şunları belirtiyor: “Müzik bir eğitim midir? Bir eğlence midir? Vakit geçirecek bir şey midir? Her üçüne birden yöneldiğini ve hepsinden bir pay aldığını söylemek doğru olur. Müziğin ister sadece bir çalgı ile yapılsın, ister yanı sıra şarkı söylensin, en hoş ve en zevkli şeylerden biri olduğunu hepimiz kabul ederiz. Öyle ki, çocuklara öğretilmesi gerektiği yalnızca bu olgudan çıkartılabilir. Dinlenilen müziğin bizde sahiden duygusal bir değişiklik yaratması, bunun bir belirtisidir. Müzikte yapılan ahlaki nitelikler vardır. İşittiğimiz melodiler bunları temsil eder. Bütün bunlardan müziğin gerçekten belli zihin halleri yaratma gücü olduğu anlaşılıyor, bu

(4)

doğruysa o zaman belli ki, eğitime uygulamalı, gençler müzik eğitimi görmeli ve müzikle eğitilmelidir” (Aristoteles, 1975: 239-241).

Müzik eğitimi bireyin kendini tanımasına, kendine güveninin artırmasına, kendini kanıtlamasına, kendini gerçekleştirmesine, kişiliğini geliştirmesine, yaşamını zenginleştirmesine ve böylece kendisine daha sağlıklı, mutlu bir yaşam kurmasına olanak sağlar (Uçan, 1996).

Müzik eğitiminin ana boyutlarından biri olan mesleki müzik eğitimi ise; müziğin belli bir dalını meslek olarak seçen, seçmek isteyen belli düzeyde yetenekli olanlara yönelik olup, mesleğin gerektirdiği müziksel bilgi, beceri ve kültürü kazandırmayı amaçlar. Mesleki müzik eğitimi bir anlamda müziğin eğitim alanı olarak kullanıldığı bölümdür (Uçan, 1992).

Günümüzde müzik eğitimcileri, okulda müzikle içten bağ kurabilen bir öğrencinin okul başarısının arttığı gibi, yaşamının diğer alanlarında da bu ilginin olumlu etkileri altında kendini gerçekleştirdiğini vurgulamaktadırlar. Ayrıca müzikle uğraşan bir öğrencinin kendine güven, düşünme ve dinleme alışkanlığı ile yaratıcılık ve kendini ifade edebilme yeteneğini geliştirdiği bilinmektedir (Öztürk, 2002).

Bir müzik aleti çalmak, bir koroda bulunmak veya müzik dersi almak; bireyin kendine güveninin artması, kendini fark etme ve ifade etme yeteneğini kazanması açısından çok etkili olmaktadır (Çoban, 2005:286).

Çevik, Akın, Onuk ve Yalçınkaya (2003) tarafından yapılan araştırma neticesinde müziğin, bireyler arası ilişkilerde sevgi ve saygıya dayalı insancıl duyguları geliştirdiği, bireylerin daha esnek, hoşgörülü ve anlayışlı olmalarını sağladığı saptanmıştır.

Yapılan bir çok araştırma (Çoban, 2005; Gifford ve Dean, 1990; Ka1liopuska ve Titinen, 1991; Köksal 2000; Kulaksızoğlu, 2000) müzik eğitimi alan, birçok etkinliğe katılan gençlerin olumlu bir benlik kavramına sahip, kendine güvenen, kendini fark eden ve ifade edebilen, dışa dönük, hareketli, toplumsal becerileri gelişmiş, daha neşeli ve sevgi dolu olacakları görüşünü desteklemektedir.

Yukarıdaki görüşler doğrultusunda, “müzik eğitimi” ve “psikoloji” gibi farklı disiplinleri birleştiren çalışmaların sınırlı olması yanında mesleki müzik eğitiminin lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeylerinde anlamlı bir fark yaratıp yaratmadığı düşüncesi araştırmanın çıkış noktasını oluşturmaktadır.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırma; mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeylerinin incelenerek, mesleki müzik eğitiminin öğrencilerin kişisel uyum düzeylerinde fark yaratıp yaratmadığının ortaya konmasını amaçlamaktadır. Araştırmanın müzik eğitimi alanına katkı sağlayacağı ve bu türdeki çalışmalara ışık tutacağı düşünülmektedir.

(5)

Çalışmanın problem cümlesi “Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeyleri arasında fark var mıdır, varsa farklılık düzeyleri nelerdir?” üzerine kurulmuştur. Araştırma yaparken oluşan alt problemler ise aşağıda sıralanmıştır:

1. Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘kişisel uyum’ düzey ortalamalarında öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir fark var mıdır?

2. Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘kişisel uyum’ düzey ortalamalarında öğrencilerin öğrenim gördükleri lise türüne göre anlamlı bir fark var mıdır?

3. Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘kişisel uyum’ alt ölçeklerine ait ortalamalarında öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir fark var mıdır?

4. Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘kişisel uyum’ alt ölçeklerine ait ortalamalarında öğrencilerin öğrenim gördükleri lise türüne göre anlamlı bir fark var mıdır?

YÖNTEM

Araştırma, mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeylerinin incelenmesini amaçlayan betimsel bir çalışmadır.

Araştırmada model olarak ‘genel tarama modeli’ kullanılmıştır.

Bu yöntemle Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ve genel liselere devam eden öğrencilerin kişisel uyum düzeyleri ‘cinsiyet’ ve ‘lise türü’ değişkenleri açısından karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

Örneklem

Araştırma küme örneklem yöntemiyle seçilen Adana, Konya, İstanbul, Niğde, Diyarbakır, Kars Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri müzik bölümlerinde öğrenim gören 97 kız, 43 erkek toplam 140 lise son sınıf öğrencisi ile karşılaştırma grubu olarak da Adana Ramazan Atıl Lisesi ve Adana Erkek Lisesi’nde öğrenim gören, lise döneminde müzik dersi almayan 82 kız, 58 erkek toplam 140 öğrenci olmak üzere 280 lise son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır.

Verilerin Toplanması

Araştırmanın dayanacağı temel gerçekleri saptamak ve konu ile ilgili yerli- yabancı kaynaklardaki görüşleri derlemek için ulusal - uluslararası basılı ve online yayınlara ulaşılarak belgesel tarama tekniği kullanılmıştır. Öğrencilerin kişisel uyum düzeylerini ölçmek için ise İbrahim Ethem Özgüven tarafından hazırlanan ve geliştirilen Hacettepe Kişilik Envanteri (Özgüven, 1992) kullanılmıştır.

(6)

Araştırma küme örnekleme yöntemiyle seçilen okullardaki öğrenciler arasında yürütülmüştür. Kişilik envanterinin uygulanması için seçilen okullardaki uygun sınıflarda, ders öğretmenlerinin gözetiminde yapılmış olan araştırmada katılımcılar veri toplama aracını kendileri doldurmuşlardır. Katılımcılara araştırmanın amacı, niteliği, verecekleri cevapların gizli tutulacağı belirtilmiştir.

Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan Hacettepe Kişilik Envanteri (HKE), bireylerin kişilik özelliklerini, kişisel ve sosyal uyum düzeylerini ölçmek, klinik ve normal vak’aları teşhis etmek ve ruh sağlığı taramaları yapmak amacıyla Özgüven tarafından 1976’da geliştirilmiştir. Envanter üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına göre, 1978’de birinci ve 1982’de de ikinci revizyonu yapılmış, 1992 yılında da Hacettepe Kişilik Envanteri (HKE) el kitabı yayınlanmıştır.

HKE zorunlu seçme tekniğine göre hazırlanmıştır. Cevap seçenekleri “Evet” ya da “Hayır” olmak üzere ikidir. Anahtarda belirtilen her cevap için bir puan verilir. Alt ölçekler 20’şer maddeden oluşmuştur. Alt ölçeklerden elde edilen puanlar 0 ile 20 arasında değişmektedir. Puanın yüksek ya da düşük olması, bireyin bu nitelikteki davranışlarını değerlendirme olanağı sağlamaktadır. Puanın

‘yüksek’ olması uyum düzeyinin ‘yüksek’ olduğunu gösterir.

Puanlama, soldan sağa doğru yapılmakta, bir tek “anahtar” kullanılarak tüm puanlar elde edilmektedir. Alt ölçek puanları toplanarak ‘kişisel uyum’, ‘sosyal uyum’ ve ‘genel uyum’ puanları elde edilmektedir. Bireyin, geçerlik (g) toplam puanı 8 üzerinden 5 ve daha az ise bireyin cevap kağıdı geçersiz sayılmaktadır.

‘Normal’ ve ‘uyumsuz’ olduğu bilinen ‘zıt gruplar’ üzerinde yapılan araştırmalarda, envanterin alt ölçeklerinin tümünün önemli düzeyde bu grupları birbirinden ayırt edebildiği görülmüştür. Bireyin maksatlı cevaplandırma davranışı üzerinde ‘yanıltma’ ile ilgili çalışma sonuçları da kişinin ‘normal’

cevaplandırmadan farklı olarak kendisini önemli düzeyde ‘uyumlu’ ya da

‘uyumsuz’ göstermede başarılı olmadığını göstermiştir

Farklı gruplar üzerinde Özgüven tarafından KR-21 ve envanterin aralıklı tekrarı yöntemiyle yapılan çok sayıdaki güvenirlik katsayılarının ortancası olarak, alt ölçeklere ilişkin güvenirlik katsayıları, 0.58 ile , 0.92 arasında ve ortalama, 0.82 civarında, toplam puanlara ilişkin güvenirlik katsayıları ise, kişisel uyum (KU), 93; sosyal uyum (SU) ,84 ve genel uyum (GU) için, 92 olarak raporlaştırılmıştır (Özgüven, 1992).

Verilerin Çözümlenmesi

Örnekleme seçilen öğrencilere uygulanan envanterde (HKE) öncelikle cevap kağıdının altında bulunan G (geçerlilik) puanı ikili maddeler doğrultusunda değerlendirilmiş, geçersiz olan kağıtlar değerlendirme dışı bırakılarak örneklem grubu elde edilmiştir. Cevap kağıtlarının, cevap anahtarının kullanılarak puanlama kurallarına uygun şekilde puanlanması sonucunda, kişisel uyum alt

(7)

ölçeklerine ilişkin ‘kendini gerçekleştirme, duygusal kararlılık, nevrotik eğilimler ve psikotik belirtiler ’ puanları elde edilmiştir.

Elde edilen veriler, bilgisayar ortamına aktarılarak gerekli istatistiksel çözümlemeler için SPSS (The Statistical Packet for the Social Sciences) paket programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde istatistiksel çözümleme tekniklerinden “iki faktörlü varyans analizi” ve ‘Tukey HSD’ testinin uygulanması neticesinde bulgular elde edilmiştir. Sonuçların yorumlanmasında ise ilgili alanın uzman görüşleri alınmıştır.

BULGULAR

Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeyleri; kişisel uyum alt ölçeklerinden kendini gerçekleştirme, duygusal kararlılık, nevrotik eğilimler ve psikotik belirtilere ait bulgular tablolar halinde verilmiştir.

Tablo 1. Mesleki Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin ‘Kişisel Uyum’ Düzeylerinin Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular

Cinsiyet Lise n a.ortalama s.s

Kız Agsl 97 43,97 10,038

Genel 82 29,65 6,253

Toplam 179 37,41 11,106

Erkek Agsl 43 48,91 12,296 Genel 58 33,52 8,135 Toplam 101 40,07 12,637 Toplam Agsl 140 45,49 10,977 Genel 140 31,25 7,320 Toplam 280 38,37 11,729

Tablo 2. ‘Kişisel Uyum’ Düzeylerinin Karşılaştırılmasına İlişkin İki Faktörlü ANOVA Sonuçları

Varyansın Kareler toplamı Sd Kareler ortalaması F p

kaynağı

1231,636 1 1231,636 *14,804 ,000 Cinsiyet

Lise 14012,830 1 14012,830 *168,434 ,000

Cinsiyet*Lise 18,071 1 18,071 ,217 ,642 Hata 22961,762 276 83,195

Toplam 450569,000 280

(8)

Tablo 2’de görüldüğü gibi ‘cinsiyet’ ve ‘lise’ türü faktöründe anlamlı düzeyde (,000-,000) farklılık bulunmuştur. Tablo 1’de ‘cinsiyet’ değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde öğrenim gören erkek öğrencilerin ‘kişisel uyum’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören kız öğrencilerden ve aynı zamanda genel liselerde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir. Ortalamalara bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre kişisel uyumlarının yüksek olduğu (45,49) görülmektedir.

‘Kişisel uyum’ alt ölçeklerine ilişkin bulgular

Tablo 3. Mesleki Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin ‘Kendini Gerçekleştirme’

(KG) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular

Cinsiyet Lise n a.ortalama s.s

Kız Agsl 97 13,15 3,386

Genel 82 10,98 2,567

Toplam 179 12,16 3,220

Erkek Agsl 43 14,09 3,442 Genel 58 11,17 3,062 Toplam 101 12,42 3,525 Toplam Agsl 140 13,44 3,419 Genel 140 11,06 2,774 Toplam 280 12,25 3,329

Tablo 4. ‘Kendini Gerçekleştirme’ (KG) Alt Ölçeğine İlişkin İki Faktörlü ANOVA Sonuçları

Tablo 4’de görüldüğü gibi cinsiyet anlamlı bir farklılığa yol açmazken ( ,147), lise türü faktöründe anlamlı düzeyde ( ,000) farklılık bulunmuştur. Tablo 3 incelendiğinde, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre

‘kendini gerçekleştirme’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının yüksek olduğu (13,44) görülmektedir. Envantere göre puanın yüksek olması öğrencilerin kendine

Varyansın kaynağı Kareler toplamı sd Kareler ortalaması F p

20,454 1 20,454 2,117 ,147 Cinsiyet

Lise 412,788 1 412,788 *42,726 ,000

Cinsiyet*Lise 8,729 1 8,729 ,903 ,343 Hata 2666,535 276 9,661

Toplam 45110,000 280

(9)

güvenen, yeteneklerinin farkında olan, kendi kendilerine karar veren bireyler olduklarını göstermektedir.

Tablo 5. Duygusal Kararlılık (DK) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular

Cinsiyet Lise n a.ortalama s.s

Kız Agsl 97 9,02 3,038

Genel 82 6,32 2,514

Toplam 179 7,78 3,111

Erkek Agsl 43 11,51 3,514 Genel 58 8,59 2,562 Toplam 101 9,83 3,323 Toplam Agsl 140 9,79 3,382 Genel 140 7,26 2,762 Toplam 280 8,52 3,332

Tablo 6. ‘Duygusal Kararlılık’ (DK) Alt Ölçeğine İlişkin İki Faktörlü ANOVA Sonuçları

Tablo 6’da görüldüğü gibi ‘cinsiyet’ ve ‘lise’ türü faktöründe anlamlı düzeyde (,000 - ,000) farklılık bulunmuştur. Tablo 5 incelendiğinde, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre ‘duygusal kararlılık’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının yüksek olduğu (9,79) görülmektedir. ‘Cinsiyet’

değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde öğrenim gören erkek öğrencilerin ‘duygusal kararlılık’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören kız öğrencilerden ve aynı zamanda genel liselerde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir. Envanter kriterlerine göre puanın yüksek olması öğrencilerin kendine güvenen, alıngan olmayan, sakin, az üzülebilen bireyler olduklarını göstermektedir.

Varyansın kaynağı Kareler toplamı sd Kareler ortalaması F p

359,657 1 359,657 *43,337 ,000

Cinsiyet

Lise 502,928 1 502,928 *60,601 ,000

Cinsiyet*Lise ,781 1 ,781 ,094 ,759 Hata 2290,528 276 8,299

Toplam 23430,000 280

(10)

Tablo 7. Nevrotik Eğilimler (NE) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular

Cinsiyet Lise n a.ortalama s.s

Kız Agsl 97 11,13 3,213

Genel 81 6,19 2,044

Toplam 178 8,88 3,687

Erkek Agsl 43 12,26 3,606 Genel 58 6,45 2,465 Toplam 101 8,92 4,154 Toplam Agsl 140 11,48 3,366 Genel 139 6,29 2,225 Toplam 279 8,90 3,855

Tablo 8. Nevrotik Eğilimler (NE) Alt Ölçeğine İlişkin İki Faktörlü ANOVA Sonuçları

Tablo 8’de görüldüğü gibi ‘cinsiyet’ ve ‘lise’ türü faktöründe anlamlı düzeyde (,053-,000) farklılık bulunmuştur. Tablo 7’de ‘cinsiyet’ değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; genel liselerde öğrenim gören kız öğrencilerin ‘nevrotik eğilimler’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören erkek öğrencilerden ve aynı zamanda Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden düşük olduğu görülmektedir. Ortalamalara bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre ‘nevrotik eğilimler’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının yüksek olduğu (11,48) görülmektedir. Envanter kriterlerine göre puanın düşük olması öğrencilerin kronik yorgunluk, uyuyamama gibi psikosomatik belirtilerin birinden ya da bir kaçından şikayetçi olduklarını göstermektedir. Nevrotik eğilimler puanının yüksek bulunması, bu tür belirtilerin azlığını, düşük olması ise çokluğunu gösterir.

Varyansın kaynağı Kareler toplamı sd Kareler ortalaması F p

30,370 1 30,370 *3,765 ,053 Cinsiyet

Lise 1832,077 1 1832,077 *227,150 ,000

Cinsiyet*Lise 11,676 1 11,676 1,448 ,230

Hata 2218,011 275 8,065

Toplam 26212,000 279

(11)

Tablo 9. Psikotik Belirtiler (PB) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular

Cinsiyet Lise n a.ortalama s.s

Kız Agsl 97 10,45 2,876

Genel 82 6,23 2,506

Toplam 179 8,52 3,430

Erkek Agsl 43 10,84 3,565 Genel 58 7,36 2,433 Toplam 101 8,84 3,420 Toplam Agsl 140 10,57 3,096 Genel 140 6,70 2,530 Toplam 280 8,64 3,424

Tablo 10. Psikotik Belirtiler (PB) Alt Ölçeğine İlişkin İki Faktörlü ANOVA Sonuçları

Tablo 10’da görüldüğü gibi ‘cinsiyet’ ve ‘lise’ türü faktöründe anlamlı düzeyde (,032 - ,000) farklılık bulunmuştur. Tablo 9 incelendiğinde, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre ‘psikotik belirtiler’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının yüksek olduğu (10,570) görülmektedir. ‘Cinsiyet’ değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde öğrenim gören erkek öğrencilerin ‘psikotik belirtiler’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören kız öğrencilerden ve aynı zamanda genel liselerde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir. Envanter kriterlerine göre psikotik belirtiler puanı düşük olan bireylerde, insanlardan uzaklaşma ve yalnız kalmayı yeğleme eğilimi, dikkatini bir noktada toplama güçlüğü ve hayal kurma eğilimi gözlenir. Bu bireyler, alıngan ve aşırı duygusaldırlar.

Varyansın kaynağı Kareler toplamı sd Kareler ortalaması F p

36,381 1 36,381 *4,619 ,032

Cinsiyet

Lise 940,364 1 940,364 *119,390 ,000

Cinsiyet*Lise 8,851 1 8,851 1,124 ,290

Hata 2173,896 276 7,876 Toplam 26212,000 280

(12)

TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER

Mesleki müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeylerini incelemeyi amaçlayan bu çalışmada, öğrencilerin kişisel uyum düzeyleri istatistiksel açıdan değerlendirilmiştir

.

Kendini gerçekleştirme, duygusal kararlılık, nevrotik eğilimler ve psikotik belirtiler alt ölçeklerinden oluşan ‘kişisel uyum’ düzeylerine ilişkin bulgular incelendiğinde; mesleki müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeyleri ortalamalarının almayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Puanın yüksek olması öğrencilerin alt ölçeklerde (kendini gerçekleştirme, duygusal kararlılık, nevrotik eğilimler ve psikotik belirtiler) problem yaşamadıklarını göstermektedir. Yapılan varyans analizi sonucu

‘cinsiyet’ değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde öğrenim gören erkek öğrencilerin ‘kişisel uyum’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören kız öğrencilerden ve aynı zamanda genel liselerde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir. Köksal (2000), Mangır ve Aktaş (1993) tarafından gençler üzerinde yapılan çalışmalarda da, bu araştırmada elde edilen bulgularla benzer sonuçlar elde edilerek kızların erkeklere göre kişisel uyum puanlarının daha düşük olduğu saptanmıştır.

Balabanlı (1990) tarafından lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeyleri üzerinde yapılan bir araştırmada cinsiyetin kişisel uyum düzeylerinde etkili olmadığı bulunurken; Kızıltan (1984) tarafından yapılan bir başka araştırmada üniversiteye devam eden erkek öğrencilerin kişisel uyum düzeylerinin kızlardan daha yüksek olduğu saptanmıştır.

Kişisel uyum alt ölçeklerinden ‘kendini gerçekleştirme’ ye ilişkin bulgular incelendiğinde; mesleki müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan ortalamalarının almayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

Envanter kriterlerine göre kendini gerçekleştirme puanının yüksek olması kendini gerçekleştiren kişinin davranış özelliklerinden kendine güvenme, yeteneklerinin farkında olma, kendi kendine kararlar verebilme, doğru bildiğini söyleyebilme, kabul edildiği ve bir işe yaradığı duygusu içinde olma gibi niteliklerle ilişkilidir.

Maslow “ihtiyaçlar teorisi” olarak anılan görüşe göre, insanın kendini gerçekleştirme yolunda doyum sağlaması gereken basamaklar beş aşamalıdır. Bu aşamalar:

1. Fizyolojik ihtiyaçlar: İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli temel ihtiyaçlar

2. Güvenlik ihtiyaçları: Güvende olma ihtiyacı

(13)

3. Ait olma ihtiyaçları: Bir grubun üyesi olma, sosyal etkileşimlerde bulunma, etkileşimleri geliştirerek dostluk ilişkileri kurma, sevme ve sevilme ihtiyacı.

4. Toplumsal onay ve prestij ihtiyaçları: Özsaygı, güven, başarı, yeterlik, prestij, bağımsızlık ve statü kazanma ihtiyaçları.

5. Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: Kendini gerçekleştirmiş insanlarda bulunan tutumları ve davranışları kazanma ihtiyacı ( Günay, 2006).

Mesleki müzik eğitimi veren Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde müziksel işitme-yazma, orkestra gibi öğretim alanlarındaki çalışmaların küçük gruplarla yapılıyor olmaları bireyler arası etkileşimi de olumlu yönde etkileyebilmektedir.

“Doğal ki bir çalışma süreci sonunda elde edilenlerin insan önüne, gün ışığına çıkarılarak topluma sunulmaları sağlıklı bir öğretim sürecinin göstergesidir.

Başarı, ilgililere güven duygusu sağlar, toplum üyeleri ile sosyal ilişkiler kurma yolu ile sevilme ve giderek seçkin bir statü ile prestij, bağımsızlık, saygı kazandırır. Bu yaşantılar sanatçının kendini gerçekleştirme yolunda kat ettiği kilometre taşları gibidir” (Günay, 2006: 91).

Çoban’a (2005: 286) göre “bir müzik aleti çalmak, kişiye büyük bir kıvanç duygusu verir. Kişinin kendine güveninin artması, çoğunlukla böyle bir başarının ödülü, kendini müzik yoluyla ifade etmek ise insanın içindeki gücü ortaya çıkaran, onu tatmin eden bir yoldur. Çünkü müzik, hisleri ve düşünceleri ortaya çıkaran duygusal bir dildir. Kişinin kendisinin farkına varmasını sağlar ve duygusal ifade gücünü artırır. Kişi, müzik aletleriyle etkileşim süresince, sözel olmayan bir şekilde duygularını ifade edebilir”.

Uçan’a (1996, s.25) göre müzik eğitimi, “bireyin kendini tanımasına, kendine güveninin artmasına, kendini kanıtlamasına, kişiliğini geliştirmesine, yaşamını zenginleştirmesine ve böylece kendisine daha sağlıklı, mutlu, bir yaşam kurmasına olanak sağlamaktadır”.

Kendisi de bir müzik eğitimcisi olan Wolfgang Stern 10-14 yaş arasındaki yetenekli öğrencilere Avusturya’da müzik ağırlıklı eğitim veren okulların açılmasını sağlamış ve 1976 yılında Graz’da deneme eğitimine başlayan ilk müzik ağırlıklı ortaokul olan bu müzik okulları, hızla ülkenin birçok bölgesine yayılmıştır. Bu okullarda okuyan öğrenciler, normal okullarda okuyanlara oranla ağır bir yükün altına girmekte, ayrıca birden fazla çalgı çalmayı öğrenmektedirler. Müzik ağırlıklı ortaokullara devam eden öğrencilerin okula severek gittikleri, birlikte müzik yapma alışkanlığı sonucu birlik ve toplum kavramlarının geliştiği, daha bağımsız, kendine güvenen kişilikli bireyler olma yolunda adım attıkları, birbirleriyle dayanışma ve yardımlaşmaya özen gösterdikleri gözlenmiştir (Tanrıverdi, 1996). Araştırmadan elde edilen sonuçlar öne sürülen tüm bu görüşleri destekler niteliktedir.

Kişisel uyum alt ölçeklerinden ‘duygusal kararlılık’a ilişkin bulgular incelendiğinde; mesleki müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan

(14)

ortalamalarının almayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

‘Cinsiyet’ ve ‘lise türü’ faktörlerinden elde edilen değerlerde de anlamlı farklılıklar bulunmuştur. ‘Cinsiyet’ faktörüne ilişkin bulgular incelendiğinde;

Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde öğrenim gören erkek öğrencilerin ‘duygusal kararlılık’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören kız öğrencilerden ve aynı zamanda genel liselerde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir. Envanter kriterlerine göre puanın yüksek olması öğrencilerin kendine güvenen, alıngan olmayan, sakin, az üzülebilen bireyler olduklarını göstermektedir.

Kişisel uyum alt ölçeklerinden ‘nevrotik eğilimler’e ilişkin bulgular incelendiğinde; mesleki müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan ortalamalarının almayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

‘Cinsiyet’ ve ‘lise türü’ faktörlerinden elde edilen değerlerde de anlamlı farklılıklar bulunmuştur. ‘Cinsiyet’ faktörüne ilişkin bulgular incelendiğinde;

genel liselerde öğrenim gören kız öğrencilerin ‘nevrotik eğilimler’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören erkek öğrencilerden ve aynı zamanda Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden düşük olduğu görülmektedir. Envanter kriterlerine göre nevrotik eğilimler puanının yüksek olması bireylerin nevrotik eğilimleri olmadığını gösterir. Nevrotik kişiler, duygusal çatışmalarını genellikle fiziksel yollarla ifade etmektedirler (Özgüven, 1992).

Çoban’a (2005, s.156) göre “müzikal etkinlikler sayesinde bireyler mevcut sağlıksız duyguları ve tepkileri ortaya çıkarıp, onları olması gerektiği şekilde yeniden yapılandırır. Bu sayede, kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilemeye devam eden erken yaşanmış örseleyici ve yaralayıcı olayların yarattığı bilinçdışı çatışmaları çözmek, ortaya çıkarmak ve yeniden canlandırmak için müzikal etkinlikler kullanılır”.

Kişisel uyum alt ölçeklerinden ‘psikotik belirtiler’e ilişkin bulgular incelendiğinde; mesleki müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan ortalamalarının almayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu görülmüştür.

‘Cinsiyet’ ve ‘lise türü’ faktörlerinden elde edilen değerlerinde de anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Bu sonuçlar, Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin ‘psikotik belirtiler’ puan ortalamalarının genel liselere devam eden öğrencilerden oldukça yüksek olduğunu göstermektedir. ‘Cinsiyet’ faktörüne ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde öğrenim gören erkek öğrencilerin ‘psikotik belirtiler’ puanlarının aynı liselerde öğrenim gören kız öğrencilerden ve aynı zamanda genel liselerde öğrenim gören kız ve erkek öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir.

Envanter kriterleri doğrultusunda psikotik belirtiler puanının düşük olduğu bireylerde insanlardan uzaklaşma ve yalnız kalmayı yeğleme eğilimi, dikkatini bir noktada toplama güçlüğü ve hayal kurma eğilimi gözlenir. Bu bireyler alıngan ve aşırı duygusaldırlar. Kendilerine yönelik düşünceleri fazladır. Elde

(15)

edilen sonuçlar, mesleki müzik eğitiminin lise öğrencilerinin kişisel uyum düzeylerinde anlamlı farklılıklar yaratabileceği hipotezini kanıtlar niteliktedir.

Elde edilen araştırma bulguları neticesinde konuyla ilgili aşağıdaki öneriler getirilmiştir.

1- Müzik eğitimi yolu ile bireylerin bir kimlik kazandığı, ruhsal açıdan dengeli ve doyumlu, çevreye duyarlı, çevresi ile iletişimi kuvvetli olduğu göz ardı edilmemelidir. Ergenlik döneminde olan ve genel liselerde öğrenim gören gençlerin sanat eğitimi almamaları, bir çalgı çalmamaları, okullarda müzik derslerinin seçmeli olması iç dünyalarında eksiklik yaratabilir. Buradan hareketle gençlerin eğitim programlarının çeşitli yönlerinin öğrencilerin yetenek, ilgi, sağlık v.b nitelikleri ve bireysel temel ihtiyaçları ile ahenkli, uyumlu hale getirilmesi, programların farklılaştırılması sağlanmalıdır.

2- Özellikle müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda öğretmen adayları müziğin psikolojik ve sosyolojik boyutları hakkında bilgilendirilerek, müziğin önemli bir eğitim alanı olduğu ve bireylerin kişilik gelişimleri üzerindeki etkileri vurgulanmalıdır. Ayrıca okullarda uzman kişiler tarafından konu ile ilgili seminerler düzenlenerek idarecilerin, eğitimcilerin, velilerin bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.

3- Bu çalışmanın sonuçları dikkate alınarak bu tür araştırmaların aynı yöntem ve envanter ya da farklı kişilik envanterleri kullanılarak müzik eğitimi alan farklı yaş gruplarında uygulanması araştırmanın geçerliliğini ortaya koyacaktır.

4- Aynı çalışmanın ‘cinsiyet’ ve ‘lise türü’ değişkenleri dışında öğrencinin başarısında etkili olduğu düşünülen ‘çevre’ ve ‘aile yapısı’ değişkenlerinin de dahil edilerek tekrarlanması önerilmektedir.

5- Müzik eğitimine katkı sağlayacak disiplinler arası bu tür araştırmaların daha sık yapılması ve elde edilen sonuçların karşılaştırılarak öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlaması hedeflenmelidir.

YAZAR NOTLARI

Bu çalışma Şubat 2007’de S.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamlanan

“Mesleki Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin Genel Kişilik Özelliklerinin Kişilik Envanterlerine Göre İncelenmesi” başlıklı doktora tezinin bir bölümünden yararlanılarak oluşturulmuştur.

(16)

KAYNAKLAR

Aristoteles. (1975). Politika. (Çev. Tuncay, M.). İstanbul: Remzi Kitabevi Balabanlı, F. (1990). Öğretmen Liselerinde Okuyan Öğrencilerin Kişisel Ve

Sosyal Uyum Düzeylerini Etkileyen Bazı Etmenler. Yüksek Lisans Tezi.

Ankara: Hacettepe Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü

Başaran, F. (1992). “Psiko-Sosyal Gelişim, 7-11 Yaş Çocukları Üzerine Yapılan Bir Araştırma". Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, s. 21

Bostan, S. (1993). 14-16 Yaş Ergenlerinin Uyum Düzeylerinin Ve Ana-Baba Tutumlarının İncelenmesi.Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi

Çevik, S., Akın.Ö., Onuk, Ö., Yalçınkaya, B. (2003).Cumhuriyetin 80. Yılında Gazi Üniversitesi Gençliğinin Yaşamında Müziğin Yeri Ve İşlevi.

Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu. Malatya: Öncü Basımevi, s. 26, 32, 33, 37

Çilingir, V. (1990). İlk Ve Orta Dereceli Okullarda Eğitici Çalışmalar İçerisinde Müziğin Yeri, Orkestra Dergisi, sayı:198, s.31

Çoban, A. (2005). Müzikterapi, Ruh Sağlığı İçin Müzikle Tedavi. İstanbul: Timaş Yayınları, s.151, 157

Gifford ,V. D., ve Dean, M. M.. (1990). “ Differences İn Extra Curricular Activity Participation, Achievement And Attitudes Toward School Between Ninth-Grade Students Attending Junior High School And Those Attending Senior High School”, Adolescence, 25, 799- 802

Günay, E. (2006). Müzik Sosyolojisi. İstanbul: Bağlam Yayıncılık, s.89,90,91 Güngörmüş, O. (1988). Çocuk Ve Müzik, Aile ve Çocuk, Sayı:70, 25

İpşiroğlu, N. (1998). Sanattan Güncel Yaşama. İstanbul :Pan Yayıncılık Ka1liopuska, M. ve Titinen, U. (1991). "Influence Of Two Developmental

Programmes On The Empathy And Prosociability Of Preschool Children"

Perceptual And Motor Skills, 72: 323-328

Kızıltan, G. (1984).Üniversite Öğrencilerinin Kişisel Ve Sosyal Uyum Düzeylerini Etkileyen Etmenler . Doktora Tezi. Ankara:H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

Koca, Ş. (2007). Mesleki Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin Genel Kişilik Özelliklerinin Kişilik Envanterlerine Göre İncelenmesi.

Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

(17)

Köksal, A. (2000). Müzik Eğitimi Alma, Cinsiyet Ve Sınıf Düzeyi Değişkenlerine Göre Ergenlerin Empatik Becerilerinin Ve Uyum Düzeylerinin İncelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, sayı:18 , 99- 107

Kulaksızoğlu, A. (2000). Ergenlik Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi, s.84, 106, 112, 160,165 , 166, 180

Mangır, M. ve Aktaş, Y. (1993). Baba Yoksunluğu Olan Gençlerin Uyum Düzeylerinin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma, Ankara: A.Ü. Z.F.

Yayınları, 34-35

Özgüven, İ. E. (1992). Hacettepe Kişilik Envanteri El Kitabı. Ankara: Odak Ofset Matbaacılık

Öztürk, G. F. (2002). “Öğrencilerin Gelişiminde Müziğin Etkisi”.Uluslararası Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri’nde Müzik Kültürü ve Eğitimi Kongresi.

Ankara: Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi, 298, 300

Tanrıverdi, A. (1996) . “AGSL Müzik Bölümlerinde Uygulanan Çalgı Eğitimi Ve Viyola’nın Çalgı Eğitimi İçerisindeki Yeri”, 1. Ulusal Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümler Sempozyumu, 154, Bursa

Tanrıverdi, A. (1997) . “AGSL Müzik Bölümlerinde Uygulanan Çalgı Eğitimi Ve Viyola’nın Çalgı Eğitimi İçerisindeki Yeri”, Mavi Nota Dergisi, sayı 25,7-9

Uçan, A. (1996). İnsan Ve Müzik, İnsan Ve Sanat Eğitimi. Ankara:Müzik Ansiklopedisi Yayınları, 24, 125, 128

Uçan, A. (1992). “Sanat Eğitiminin Niteliği Üç Ana Türü Ve Bazı Temel Sorunları”, Orkestra Aylık Müzik Dergisi, 207, 25-49.

Yavuzer, H., (1999). Çocuk Psikolojisi. Ankara: Remzi Kitabevi, 220-221

(18)

Referanslar

Benzer Belgeler

Sınav sonuçları; Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve İzmir Işılay Saygın Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde 07 Ağustos

Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum düzeylerini incelemeyi amaçlayan bu çalışmada örneklem olarak seçilen Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ve

Bu çalışmada öğretmenlerin, kaynaştırma öğrencisi olan velilerin, kaynaştırma öğrencilerin ve normal gelişim gösteren akran öğrencilerin kaynaştırma eğitimine

Güzel Sanatlar Liseleri Müzik Bölümleri 2014-2015 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Yetenek Sınavı’na yapılan başvurular incelendiğinde; 30 kişilik

Bununla birlikte Miller, Ziaian ve Esterman (2016), okulun öğrenciler için sosyalleşme, arkadaşlık kurabilecekleri ve gelecek için önemli bir somut odak noktası

Sınav  sonuçlarının  açıklanmasından  sonra,  atama  iş  ve  işlemleri  “Millî  Eğitim  Bakanlığına  Bağlı  Fen  Liseleri,  Sosyal  Bilimler  Liseleri, 

Müzik eğitimi alanında benimsenmiş görüşlere göre MÖABD hazırlık sınıfları olarak da değerlendirilen AGSL Müzik Bölümleri mezunlarının çeşitli sorunları

Aynı şekilde öğretmen değerlendirmelerine göre fiziksel hastalığı olan çocukların % 46,2’inde ruhsal uyum sorunu görülürken, fiziksel hastalığı olmayanların