• Sonuç bulunamadı

Bir İlköğretim Okulunda Öğrenim Gören Çocuklarda Ruhsal Uyum Sorunları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bir İlköğretim Okulunda Öğrenim Gören Çocuklarda Ruhsal Uyum Sorunları"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A r a ş tı r m a / R e s e a r ch A r t i c l e K o r H e k . 2 0 0 8 ; 7 ( 1 ) : 4 7 - 5 2

Bir İlköğretim Okulunda Öğrenim Gören Çocuklarda Ruhsal Uyum Sorunları

[Mental Adaptation Problems of Children in a Primary School]

ÖZET

AMAÇ: Bu çalışma, bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 6-14 yaş grubundaki çocuklarda, ruhsal uyum durumu ve bazı çocukluk çağı ruhsal sorunların yaygınlığını saptamak amacı ile yapılmıştır.

YÖNTEM: Araştırmanın örneklemini Sivas ilinde bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 6-14 yaş grubundaki 255 çocuğun anneleri ve sınıf öğretmenleri oluşturmuştur. Verilerin toplanmasında “Kişisel Bilgi Formu” ve “Ruhsal Uyum Ölçeği” kullanılmıştır.

BULGULAR: Öğretmenlerin değerlendirmesine göre, çocukların %27,5’inde, annelerin değerlendirmesine göre ise, %24,7’sinin ruhsal yönden uyumsuzluk sorunu olduğu belirlenmiştir. Uyum puan ortalamaları erkeklerde, kızlardan, yaş grubu küçük olanlarda, yaş grubu büyük olanlara göre ve fiziksel bir hastalığı olanlarda fiziksel hastalığı olmayanlara göre yüksek bulunmuştur. Çalışmada ruhsal uyum puan ortalamaları ile diğer değişkenler karşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Çocukluk çağı ruhsal uyum sorunları değerlendirildiğinde, çocukların %2,3’inde kekemelik, %3,1’ünde tik bozukluğu, %7’sinde parmak emme,

%1,9’unda enkoprezis, %9’unda enürezis ve %19,6’sında okul başarısızlığı saptanmıştır. Ayrıca davranış sorunları erkeklerde (%59,5), kızlardan (%40,5) daha yüksek, nevrotik bozukluklar ise kızlarda (%56,3) erkeklerden (%43,8) yüksek bulunmuştur.

SONUÇ: Sonuç olarak, toplumda ve ilkokullarda çocuk ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesine önemli ölçüde gereksinim olduğu görülmüştür.

SUMMARY

BACKGROUND: This study was carried out on explanatory purposes to determine psychological compliance state of the children between age group 6-14, receiving education in a primary school province and how common some psychological infancy problems are.

METHODS: The samples of the research consist of mothers and teachers of 255 children between age group 6-14, receiving education in a primary school in Sivas province. “Personal Information Form” and

“Psychological Compliance Measurement” were used in the collection of data.

RESULTS: According to the evaluation of teachers it was found out that while %27.5 of the children has psychological compliance problems. According to the evaluation of mothers, it was obtained that only 24.7%

of the children has psychological compliance problems. The average compliance points were found higher in boys than girls, in younger age group than older age group, in group having physical disorders than not having any physical disorders. In the research a meaningful difference was not found when the average psychological compliance points and other variables were compared. When infancy psychological

compliance problems evaluated, in 2.3% of the children stammer, in 3.1% habit-spasm disorder, in 7% finger sucking, in 1.9% encopresis, in 9% enuresis, and in 19.6 educational failures were determined. When the state of being problematical in behaviors and neurotic compared with the gender, it was traced that behavioral problems were higher in boys (59.5%) than girls (40.5%) and the neurotic problems were higher in girls (56.

3%) than boys (56.3%).

CONCLUSION: Consequently, it was recognized that improvement of the services for the psychological care of the children in the society and primary schools is crucially needed.

Selma Doğan, Meral Kelleci, Selma Sabancıoğulları, Dilek Aydın

Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas, Türkiye.

Anahtar Kelimeler:

Psikososyal uyum, ruh sağlığı, hemşirelik, okul çocuğu

Key Words:

Psychosocial adjustment, mental health, nursing, schoolchild

Sorumlu yazar/

Corresponding author:

Meral Kelleci,

Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Sivas, Türkiye.

meralkelleci@yahoo.com

GİRİŞ

Uyum, çocuğun sahip olduğu özellikleri ile kendi benliği ve içinde bulunduğu çevre arasında dengeli bir ilişki kurabilmesi ve sürdürebilmesidir. Yani çocuğun hem kendisiyle hem de çevresiyle uyumlu bir ilişki içinde olmasıdır. Bu özelliklere sahip kendisiyle ve çevresiyle ahenkli ilişkiler kurabilen çocuklar için “uyumlu çocuklar” denilmektedir.

“Uyumsuz çocuklar” kendi benliği ile ve çevresiyle

dengeli ve etkili ilişki kurma, geliştirme ve sürdürmede güçlük çeken, bu yüzden gelişimleri aksayan ve çevresindekilerin olağan ilişkileriyle düzeltilemeyen davranış kalıplarına sahip olan çocuklardır (1,2).

İlkokul çağında özellikle ilk yıllarda öğretmen- öğrenci ilişkisinin sağlıklı kurulması, öğretmenlerin çocuk ruh sağlığının önemini ve bunun eğitimdeki yerini bilmesi ruh sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Çocukların bireysel farklılıklarının göz

(2)

ardı edilmesi, ilgi ve düzeylerine uymayan beklentilerle karşı karşıya bırakılması, uygun ve düzenli rehberliğin yapılamaması, yanlış disiplin ve eğitim uygulamaları çocuktaki uyumsuzlukların belirlenmesindeki önemli etkenlerdir (2, 3,4).

Ülkemizde çocuk ruh sağlığı epidemiyolojisi ile ilgili veriler oldukça sınırlıdır. Doğan ve ark (5) ilkokul öğrencilerinde %25-47 arasında ruhsal uyumsuzluk olduğunu, Gökler ve Öktem (6) anne ve öğretmenlerle yaptıkları çalışmada annelerin değerlendirmesine göre çocukların %33'ünde uyumsuzluk sorunu olduğunu saptamışlardır.

Davranış sorunları çocuğun psikolojik, sosyal ve akademik gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir (4,7,8). Bugünün uyumsuz çocuklarının yarının ruhsal sorunlu erişkinleri olabileceği düşünüldüğünde, çocuklardaki ruhsal sorunların öncelikle ilkokul çağı gibi erken bir dönemde tanınmasının önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Çocuk ruh sağlığına yönelik olarak aile ve toplumun eğitilmesi, risk gruplarının belirlenmesi, sorunların erken dönemde saptanması ve toplumun bilinçlenmesinde sağlık çalışanları büyük sorumluluklar taşımaktadır (9,10,11).

Bu çalışma, Sivas ilinde bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 6-14 yaş grubundaki çocukların ruhsal uyum durumları ve bazı çocukluk çağı ruhsal sorunların yaygınlığını saptamak amacı ile yapılmıştır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Araştırma tanımlayıcı tipte olup, Sivas ilinde bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 6-14 yaş grubundaki 255 çocuğun anneleri ve sınıf öğretmenleri ile görüşülerek gerçekleştirilmiştir.

Çalışmada verilerin toplanmasında 6-14 yaş çocukların demografik özelliklerini belirlemeye yönelik “Kişisel Bilgi Formu” ve “Ruhsal Uyum Ölçeği (RUÖ)” kullanılmıştır.

Ruhsal Uyum Ölçeği (RUÖ); Ölçek 32 sorudan oluşmaktadır. Ölçekteki ilk 24 soru, çocuğun ruhsal açıdan uyumsuz olup-olmadığını, eğer uyumsuzsa, bu uyumsuzluğun ‘’davranış sorunu‘’ ağırlıklı mı, yoksa

‘’nevrotik sorun‘’ ağırlıklı mı olduğunu belirlemektedir. Bunu izleyen 7 soru ise, çocuklarda sıkça karşılaşılan kekemelik, tırnak yeme, parmak emme, enürezis, enkoprezis ve okul başarısızlığı gibi bazı belirtilerin yaygınlığını saptamaya yöneliktir. İlk 24 soru ‘’yok‘’ (0) ‘’biraz’’ (1) ‘’çok’’ (2) olarak değerlendirilirken, bunu izleyen 7 soru ‘’var ‘’ ve

‘’yok ‘’ olarak değerlendirilmektedir. İlk 24 soru için

verilen yanıtların toplam puanı 12 ve üzeri ise çocuk ruhsal açıdan uyumsuz olarak değerlendirilmektedir.

Kişisel Bilgi Formu; Form çocukların demografik özellikleri, aile biçimi ve sağlık hastalık öykülerini belirlemeyi sağlayan sorulardan oluşmuştur.

Verilerin istatistiksel değerlendirmesinde Frekans dağılımı, Main Whitney U testi Kruskall Wallis testi, Ki-kare testi ve yüzdelik dağılım kullanılmıştır.

BULGULAR

Bu araştırma ile bir ilköğretim okulunda öğrenim gören 6-14 yaş dönemindeki çocukların ruhsal uyum sorunlarını ve bazı demografik özelliklerle ilişkisi konusunda bilgi edinilmiştir. Çalışmaya katılan çocukların yaş ortalaması 10.36±2.38 olup,

%51,8’inin kız, % 58,4’ünün ortanca çocuk, % 76,1’

inin çekirdek ailede yaşadığı ve % 10,2’sinde bir fiziksel hastalık olduğu saptanmıştır.

Tablo 1’de 6-14 yaş grubunda olan okul çocuklarının öğretmenlerin değerlendirmesine göre,

%27,5’inin, annelerin değerlendirmesine göre ise,

%247’sinin ruhsal yönden uyumsuzluk sorunu yaşadığı görülmektedir.

Tablo 2’de cinsiyete göre ruhsal uyum yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı (p>0,05) ancak uyumsuzluğun hem anne hem de öğretmen değerlendirmelerine göre erkek çocuklarda kız çocuklardan daha yüksek olduğu görülmektedir.

Çocukların yaş grupları ile ruhsal uyum durumları karşılaştırıldığında, anne değerlendirmelerine göre, yaş grupları yönünden ruhsal uyum puanında önemli bir fark bulunmazken, öğretmen değerlendirmelerine göre 6-8 yaş grubu ve 12-14 yaş grubu çocuklar ve ergenlerde, 9-11 yaş grubuna göre ruhsal uyum puanı daha düşük bulunmuştur (p<0,05)

Çocukların kardeş sayısı, sosyal güvence, ekonomik düzey, anne ve baba özellikleri, madde deneme davranışı değişkenlerine göre ruhsal uyumsuzluk düzeyleri karşılaştırıldığında gruplar arasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0,05).

Tablo 1. Anne ve öğretmen değerlendirmelerine göre çocuklarda ruhsal uyum bozukluğu görülme durumu

Anneye göre

Öğretmene göre Ruhsal uyum

sorunu

Sayı (%) Sayı (%) Uyum sorunu var 63 (24,7) 70 (27,5) Uyum sorunu yok 192 (75,3) 185 (72,5) TOPLAM 255 (100) 255 (100)

(3)

Tablo 2. Çocuklarda cinsiyete göre ruhsal uyum bozukluğu görülme durumu

Anneye göre Öğretmene göre

Ruhsal uyum sorunu Kız Sayı (%)

Erkek Sayı (%)

Toplam Sayı (%)

Kız Sayı (%)

Erkek Sayı(%)

Toplam Sayı (%) Uyum sorunu yok 101 (76,5) 84 (68,3) 185 (72,5) 107(81,1) 92 (74,8) 199 (78) Uyum sorunu var 31 (23,5) 39 (31,7) 70 (27,5) 25 (18,9) 31 (25,2) 56 (22) TOPLAM 132 (100) 123 (100) 255 (100) 132 (100) 123 (100) 255 (100)

Pא2P= 2,161 p= 0,142, p>0,05 Pא2P=1,458 p=0,227, p>0,05

Tablo 3. Çocuklarda yaşa göre ruhsal uyum bozukluğu görülme durumu

Anneye göre Öğretmene göre

Ruhsal uyum sorunu 6-8 Sayı (% )

9-11 Sayı (%)

12-14 Sayı (%)

Toplam Sayı (%)

6-8 Sayı (%)

9-11 Sayı (%)

12-14 Sayı (%)

Toplam Sayı (%) Uyum sorunu yok 46(25,1) 60(32,8) 79(42,1) 185(100) 48(24,4) 64(32,5) 87(43,1) 199(100) Uyum sorunu var 27(38,6) 18(25,7) 25(35,7) 70(100) 25(44,6) 14(25) 17(30,4) 56(100) TOPLAM 73(28,9) 78(30,8) 104(40,3) 255(100) 73(28,6) 78(30,6) 104(40,8) 255(100)

Pא2P=4,690 p= 0,096 Pא2P=9,075, p=0,01

Tablo 4. Çocukların davranış ve nevrotik sorunlu olma durumlarına göre dağılımı

Anneye göre

Öğretmene göre Sorun çeşidi

Sayı (%) Sayı (%) Davranış sorunlu 42(6,5 ) 42(16,5) Nevrotik sorunlu 32(12,5 ) 28(11,0)

Sorun yok 181 (71) 85(72,5)

TOPLAM 255 (100) 255(100)

Tablo 4’ de görüldüğü gibi çocukların uyumsuzluk durumu nevrotik ve davranışsal olarak değerlendirildiğinde, anneler nevrotik sorunlu çocukları %12,5 öğretmenler ise %11 olarak belirtmişlerdir. Aynı şekilde davranışsal değerlendirmede hem anne hem de öğretmenler

%16,5 oranında sorun ifade etmişlerdir.

Çocukların davranış ya da nevrotik sorunlu olma durumları cinsiyet, sosyal güvence ve aile tipi açısından karşılaştırılmış, bu değişkenler yönünden

farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı (p>0,05) saptanmıştır. Ancak davranış ve nevrotik sorunlu olma durumu cinsiyet ile karşılaştırıldığında, davranış sorunlarının erkeklerde (%59,5), kızlardan (%40,5) daha yüksek, nevrotik bozuklukların ise kızlarda (%56,3) erkeklerden (%43,8) daha yüksek olduğu saptanmıştı

r.

Çocukluk çağı ruhsal uyum sorunları, çocukların fiziksel bir hastalığa sahip olup olma durumuna göre değerlendirildiğinde, annelere göre fiziksel hastalığı olan çocukların %53,8’ inde ruhsal uyum sorunu görülürken, fiziksel hastalığı olmayanların %24,5’

inde ruhsal uyum sorunu saptanmış ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur(p<0,01).

Aynı şekilde öğretmen değerlendirmelerine göre fiziksel hastalığı olan çocukların % 46,2’inde ruhsal uyum sorunu görülürken, fiziksel hastalığı olmayanların % 19,2’sinde ruhsal uyum sorunu saptanmış ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,01).

Tablo 5. Çocuğun fiziksel bir hastalığının olması durumuna göre uyumsuzluk yaşama durumu

Anneye göre Öğretmene göre

Fiziksel hastalık Sorun var Sayı (%)

Sorun yok Sayı (%)

TOPLAM Sayı (%)

Sorun var Sayı(%)

Sorun yok Sayı(%)

TOPLAM sayı(%) Var 14 (53,8) 12 (46,2) 26 (100) 12 (46,2) 14 (53,8) 26 (100) Yok 56 (24,5) 173 (75,5) 229 (100) 44 (19,2) 185 (80,8) 229 (100) TOPLAM 70 (27,5) 185 (72,5) 225 (100) 56 (22,0) 199 (78,0) 225 (100)

(4)

Tablo 6. Çocuklarda ruhsal uyum sorunları

Çocuklarda Ruhsal Uyum Sorunları Sayı (%) Okul başarısızlığı

Enürezis Parmak emme Tik bozukluğu Kekemelik Enkopresiz Uyum sorunu yok

50 (19,6) 23 (9,0) 17 (7,0) 8 (3,1) 6 (2,3) 5 (1,9) 146 (57,1)

TOPLAM 255 (100)

Çocukluk çağı ruhsal uyum sorunları değerlendirildiğinde, çocukların %2,3’ünde kekemelik, %3,13’ünde tik bozukluğu, %7,05’inde parmak emme, %1,96’sında enkoprezis, %9’unda enürezis ve %19,6’sında ise okul başarısızlığı olduğu saptanmıştır.

TARTIŞMA

Çalışmada 6-14 yaş grubunda olan okul çocuklarının öğretmenlerin değerlendirmesine göre,

% 27,5’ inin, annelerin değerlendirmesine göre ise,

%24,7’sinin ruhsal yönden uyumsuzluk sorunu yaşadığı belirlenmiştir. Ülkemizde aynı ölçekle yapılmış olan çalışmalarda, uyumsuzluk yaygınlığı için %25-47 arasında değişen oranlar bildirilmiştir (5,10,12,13,14). Gülmez (15) çalışmasında çocuklarda uyumsuzluk yaygınlığının anne değerlendirmelerine göre %35, öğretmen değerlendirmelerine göre ise % 24,1 olduğunu saptamıştır. Yapılan bir tarama çalışmasında ise ilköğretim grubu çocukların %40,1’inde ruhsal uyum sorunu bulunmuştur (10). Öğretmen ve ailelere göre çocukların yaklaşık dörtte birinde uyum sorunu olduğunun bildirilmesi önemli bir bulgu olup, toplum ruh sağlığı ve okul sağlığı programlarının geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu sonuç özellikle aile ve öğretmenlerin bilgilendirilmelerinin, çocukların yakın izleminin yapılmasının ve erken müdahale etmenin öncelikli olduğunu göstermektedir. Bu yolla sorunlar erken dönemde gelişmeden önlenebilir ve daha az maliyetle daha etkin bakım sunulabilir. Bu konuda özellikle okul hemşireliğine büyük sorumluluklar düşmektedir.

National Association of School Nurses (NASN) (16) okul hemşirelerini; çocukların ve gençlerin entellektüel potansiyellerini kullanarak bireysel yeteneklerini arttırmak, şu anda ve gelecekteki fiziksel, sosyal, kişisel ve emosyonel büyümelerini olumlu etkilemek için yararlı kararlar alan kişi olarak tanımlamaktadır. Dünyada son 100 yıl içinde çocuk

ve adölesan sağlığına hümanist, koruyucu ve eğitici yaklaşımları ile tanınan okul hemşireleri birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde önemli görevler üstlenmişlerdir (17). Robert Wood Johnson Kuruluşu’ nun desteklediği bir çalışmada, okul hemşirelerinin % 87’sinin çocukların sağlık sorunlarını anladıkları ve %96’sının bu sorunların çözümünde başarılı oldukları belirlenmiştir (18).

Çalışmada cinsiyete göre ruhsal uyum yönünden istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı ancak uyumsuzluğun hem anne hem de öğretmen değerlendirmelerine göre erkek çocuklarda kız çocuklardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu sonuç önce yapılan çalışmaların sonuçları ile de uyumludur (4,7). Gülmez’in (15) Sivas’ta yaptığı çalışmada da, erkek çocukların (%35,9), kız çocuklardan (%34,1) daha fazla ruhsal yönden uyumsuz olduklarını saptamıştır. Conrad (19) ise yaptığı çalışmasında, erkek çocuklarda ruhsal uyumsuzluk yaygınlığını %30,7, kız çocuklarında

%20,3 olarak bulmuştur. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu’na (1998) göre de, 5-18 yaş grubu erkeklerde uyum davranışı kızlara oranla daha yüksek bulunmuştur (14).

Çocukların yaş grupları ile ruhsal uyum durumları karşılaştırıldığında, anne değerlendirmelerine göre, yaş grupları yönünden ruhsal uyum puanında önemli bir fark bulunmazken, öğretmen değerlendirmelerine göre 6-8 yaş grubu ve 12-14 yaş grubu çocuklar ve ergenlerde, 9-11 yaş grubuna göre ruhsal uyum puanı daha düşük bulunmuştur. Türkiye ruh sağlığı profili raporunda (1998) ise öğretmen değerlendirmelerine göre büyük yaş grubundaki çocuk ve ergenlerin küçük yaş grubuna oranla daha uyumlu olarak algılandığı belirtilmektedir. Gülmez’in (15) Sivas ilindeki ilköğretim okullarında yaptığı çalışmada ise, öğretmen değerlendirmelerine göre uyumsuzluk 12- 15 yaş grubu çocuklarda daha yüksek bulunmuştur.

Buna göre, ergenlik dönemine giren gençlerin çocukluktan gençliğe geçişte değişikliklere uyum sağlamada zorlanabildikleri, bu nedenle de desteklenmeye daha fazla gereksinim duydukları söylenebilir. Diğer taraftan küçük yaştaki çocuklar ise okul yaşamına uyumda zorlanıyor olabilirler.

Çocukların uyumsuzluk durumu nevrotik ve davranışsal olarak değerlendirildiğinde, anneler nevrotik sorunlu çocukları %12,5 öğretmenler ise

%11,0 olarak belirtmişlerdir. Aynı şekilde davranışsal değerlendirmede hem anne hem de öğretmenler % 16,5 oranında sorun ifade etmişlerdir. Çocukların davranış ya da nevrotik sorunlu olma durumları cinsiyet, sosyal güvence ve aile tipi açısından karşılaştırılmış, bu değişkenler yönünden farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptanmıştır.

(5)

Ancak davranış ve nevrotik sorunlu olma durumu cinsiyet ile karşılaştırıldığında, davranış sorunlarının erkeklerde (%59,5), kızlardan (%40,5) daha yüksek, nevrotik bozuklukların ise kızlarda (%56,3) erkeklerden (%43,8) daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu sonuçlar literatür ile uyumludur (3,5,10,19,20,21). Geleneksel Türk ailesinin erkek ve kız çocuklara farklı yaklaşımı, atfedilen farklı değerler kız çocuklarda benlik saygısının azalması sonucunu doğurabilmektedir. Yüzeyel bir bakışla az konuşan, ürkek, ağır, uslu bir kız çocuğu uyumlu değerlendirilmiş olsa da gerçekte sağlıklı bir ruhsal durum içinde olmayabilir. Erkekler için atak, cesur, gözü pek olmanın "yiğitlik" sayıldığı toplumumuzda, çocuk davranışlarını kontrol etmede, sınırını çizmekte zorlanabilir ve çeşitli davranış sorunları gösterebilmektedir (3) .

Çocukluk çağı ruhsal uyum sorunları, çocukların fiziksel bir hastalığa sahip olup olma durumuna göre değerlendirildiğinde, annelere göre fiziksel hastalığı olan çocukların % 53,8’ inde ruhsal uyum sorunu görülürken, fiziksel hastalığı olmayanların % 24,5’

inde ruhsal uyum sorunu saptanmış ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Aynı şekilde öğretmen değerlendirmelerine göre fiziksel hastalığı olan çocukların % 46,2’inde ruhsal uyum sorunu görülürken, fiziksel hastalığı olmayanların % 19,2’sinde ruhsal uyum sorunu saptanmış ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sein (22) 5362 çocuğu 36 yıl izleyerek yaptığı çalışmasında, özellikle kronik hastalığı olan çocuklarda ruhsal uyum sorunlarının daha fazla olduğunu saptamış, çocukların ruhsal uyumlarının ve ailelerinin baş etmelerinin daha iyi olabilmesi için hemşireler, pediatrist ve ruh sağlığı profesyonellerine çok fazla sorumluluk düştüğünü belirtmiştir. Buna göre, fiziksel bir hastalığı olan çocukların öncelikle yakından izlenmesi gerektiği söylenebilir.

Çocukluk çağı ruhsal uyum sorunları değerlendirildiğinde, çocukların %2,3’ünde kekemelik, %3.13’ünde tik bozukluğu, %7.05’inde parmak emme, %1.96’sında enkoprezis, %9’unda enürezis ve %19,6’sında ise okul başarısızlığı olduğu saptanmıştır. Gülmez (15) yaptığı çalışmada çocuklarda tırnak yeme yaygınlığını %8, okul başarısızlığını %38,6 enürezisi %5,5 olarak belirlemiştir. Ülkemizde ilkokul öğrencilerinde kekemelik yaygınlığı %1,6-%1,94, Tik yaygınlığı

%2,5 Parmak emme %5,7 Enürezis yaygınlığı %7,55 bulunmuştur (5). Çalışma bulguları Gökler ve Öktem (6), Dwyer ve arkadaşlarının (23), Güray ve arkadaşlarının (24) sonuçları ile de uyumludur.

Çalışmaya katılan anne ve öğretmenler çocukların yaklaşık dörtte birinde ruhsal uyum sorunu olduğunu belirtmişlerdir. Ruhsal uyum sorunlarının erkek çocuklarda kız çocuklardan daha yüksek olduğu saptanmıştır. Anne ve öğretmenler çocuklarda nevrotik ve davranışsal nitelikte uyum sorunu olduğunu belirtmişlerdir. Davranışsal uyum sorunlarının erkeklerde, nevrotik uyum sorunlarının ise kızlarda daha yüksek olduğu ifade edilmişti.

Ruhsal uyum sorunu görülme oranının, erkek çocuklarda, 6-12 yaş grubundaki çocuklarda ve fiziksel hastalığı olanlarda daha çok arttığı saptanmıştır.

SONUÇ

Bu sonuçlara bağlı olarak toplum ruh sağlığı uygulamaları kapsamında;

¾ Ruh sağlığı yönünden önemli bir risk grubunu oluşturan çocukların ruhsal uyum düzeylerinin düzenli aralıklarla değerlendirilmesi,

¾ Aile bireyleri ve öğretmenlerin çocukluk dönemi ruhsal sorunları tanıma ve erken yardım almaya yönelik bilgilendirilmeleri,

¾ İyi bir aile, öğretmen ve sağlık çalışanı işbirliği sağlayarak annelere ve öğretmenlere çocukluk dönemi ruhsal sorunlarına yaklaşım konusunda danışmanlık verilmesi,

¾ Çocukluk dönemi ruhsal uyum sorunlarından kekemelik, tik, tırnak yeme, okul başarısızlığı, enürezisi olan çocukların ve ailelerinin gerekli olan yardımı alabilmeleri için bir üst kuruma yönlendirilmeleri,

¾ Çalışmanın geniş populasyon da tekrarlanması önerilmektedir.

KAYNAKLAR

1. Appleyard K, Egeland B, Van Dulmen MH, Sroufe LA. When more is not better: the role of cumulative risk in child behavior outcomes. Journal of Child Psycology and Psychiatry.2005; 46(3): 235-245.

2. Çağlar D. Uyumsuz çocuklar ve eğitimi. Ankara.

Ankara Üniversitesi Basımevi. 3. Basım. 1981.

3. Dökmen YZ. Çocuğunuzun ruh sağlığı. Türk Psikoloji Bülteni. 2000;3 (7): 72-76.

4. Oswald DP, Cohen R, Best A, Jensen C, Lyons J.

Child strengths and the level of care for children with emotional and hehavioral disorders. Journal of Emotional and Behavioral Disorders. 2001; 9:

192-200.

(6)

5. Doğan O, Gülmez H, Ketenoğlu C. ve ark. Sivas.

Ruhsal Bozuklukların Epidemiyolojisi. Dilek Matbaası. 1995.

6. Gökler B, Öktem F. Bir gecekondu ilkokulu öğrencilerinde ruhsal uyum taraması. Toplum ve Hekim. 1985; 36: 24.

7. Öner B, Yılmaz S. Anne ve Baba Gözüyle “Çocuk eğitimi” Bir Sosyal Temsil Ön Çalışması. Kriz Dergisi.2001; 9(1): 39-46

8. Sugai G, Horner R. Introduction to the special series on pozitive behavior support in schools.

Journal of Emotional and Behavioral Disorders.

2002; 10: 130-136.

9. Lı Y, Shi A, Owen Y. Child behavior problems:

prevelance and correlates in rural minority areas of China. Pediatric International. 2001; 43: 651-661.

10. Öy B. Çocuk ve ergenlerde depresyon epidemiyolojisi ve risk etmenleri ile ilişkisi. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi. 1995;2 (1): 40-44.

11. Yıldız S, Kavaklı A. Çocuklarda Psikolojik Sorunlar ve Etkileyen Faktörler. Hemşirelik Bülteni. 1995;

9(35): 67-76

12. Öztürk O. Ruh Sağlığı Bozuklukları. Ankara.

Hekimler Yayın Birliği. 1994.

13. Gezgin R. Çocuk ruh sağlığı. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi. 1998;7 ( 5 ):156-170.

14. Erol N, Kılıç C, Ulusoy M, Keçeci M, Şimşek Z.

Türkiye ruh sağlığı profili raporu. Ankara. Eksen Tanıtım Ltd. Şti. 1998.

15. Gülmez H. İlkokul öğrencilerinde ruhsal uyumun değerlendirilmesi. Uzmanlık tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı.

1991. Sivas.

16. Holt CR, Barta KM, Neigbors M, Smith RM. The Role of the school nurse: perceptions of school nurses and superintendents. Journal of Educational Research&PolicyStudies. 2003; 3(2):

89-100.

17. Igoe JB. School nursing, Nursing Clinics of NorthAmerica. 1994; 29(3): 443-458.

18. National Association of School Nurses: Scope andstandarts of Professional School Nursing Practice. Washington DC, American. 2001;

Nurses._http://www.nasn.org/positions/emergency prep.htm.

19. Conrad BS. Maternal depressive symptoms and homeless childrens’ mental health: risk and resiliency, Archives of Psychiatric Nursing. 1998;

12(1): 50-58.

20. Bhargava S. Prevalence of behaviour problems in ajmer school children. İndian J Pediatr. 1988; 55:

408- 415.

21. Yu-feng W, Yu-cun S, Bo-mei C. et. All. An epidemiological study of behaviour problems in school children in urban areas of Beiying.

J.Child.Psychol.Psychiatry.1989; 36 (6): 907-912.

22. Sein EP Chronic illness: The Child and Family Symposium: Social Pediatrics. 1999; 9: 177-181 23. Dwyer SB, Battistutta D, Oldenburg B. Teachers’

knowledge of children’s exposure to family risk factors: accuracy and usefulness, Journal of School Psychology. 2005; 43(1): 23-38.

24. Güray Ö, Sercan Y, Sercan M. İlkokul çocuklarında kekemelik. XXII. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Bilimsel Çalışmaları.

1986. İzmir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Çal›flmam›zda, e¤itim düzeyi yüksek ve yöntemi duymufl olan kad›nlar›n &#34;Yönteme nas›l ulafl›lmal›?&#34; soru- suna, &#34;istendi¤i zaman

Determining the texture and moisture content is a decision that can be obtained for the multicriteria decision making materials for choice and identification of problems to develop

karşılaştırılmalarına ilişkin bulgularda; deney grubu ön test ortalamalarında, davranış ve nevrotik alt boyutlarında kontrol grubuna göre anlamlı bir farklılık

Araştırma bulgularımızda hasta ebeveyne sahip olmanın ve ebeveynin has- talığını başkalarına söylemenin izolasyona neden olduğu ortaya çıkmış- tır.[13,28] Benzer

&#34;noncompleted&#34; cases (3 of 14 cases) in the 3 group developed a manic episode (mania, hypomania, and worsening of mixed state), whereas the depressive symptoms of all of

ArsD and ArsB are proposed to bind to the same site on ArsA sequentially in a cycle of metal transfer from ArsD to ArsA to ArsB concomitant with ATP binding and then hydrolysis

Bir araştırmaya göre, öğrencilerin %64.4’ü karşılaştıkları problemler karşısında ailelerinden destek aldıklarını ifade etmişler ve aile ile yaşayan öğrencilerin

Bu sonuçlara göre sağlık bilimleri ve veteriner fakültesinde öğrenim gören üniversite öğrencilerinin ruhsal hastalığa sahip bireylerin tehlikeli olduğunu, ruhsal