Karadeniz Teknik Üniversitesi Ri ze ilahiyat Fakültesi
ÇOCUKSORUNLARIYE İSLAM SEMPOZYUMU ··
30 Eylül-2 Ekim 2005, Rize
o '-'
en sar
neşriyat
© Eserin Her Türlü Basım Hakkı Anlaşmalı Olarak Ensar Neşriyat'a Aittir.
ISBN: 978·605·5623·13·5 Sertifika No: 16093
KitabınAdı
"Çocuk Soruhlan ve İslam Sempozyumu"
(30 Eylül-2 Ekim 2005, ilahiyat Fakültesi, Rize)
Düzenleme Kurulu
Prof. Dr. S. Kemal SANDIK ÇI, Başkan
Yrd. Doç. Dr. Ahmet İshak DEMİR, Yrd. Doç. Dr. Alunet ALBAYRAK Yrd. Doç. Dr. Hüseyin KARAMAN, Doç. Dr. Yavuz KÖKTAŞ Yrd. Doç. Dr. Zafer ERGİNLİ, Arş. Gör. Bayramali NAZIROCLU, Sekreter
Yayma Hazırlayan
Yrd. Doç. Dr. Ahmet İshcik DEMİR
. Ses Kaydı Çözümleme ·
Yrd. Doç. Dr. Ahmet İshak DEMİR, Ai:ş. Gör. Bayramali NAZIROCLU Arş. Gör. Mustafa IRMAK, Arş. Gör. Ümit ERKAN
Kapak - Sayfa Düzeni AydaALACA
Baskı-Cilt
Nesil Matbaacılık
ı. Basım
Ocak2010 İletişim
Kıztaşı Cad. No: 10 Fatih 1 .istanbul
Tel: (0212) 49119 03-04 Faks: (0212) 49119 30
www.ensarnesriyat.com.tr e-mail: ensar@ensamesriyat.com.tr
Karadeniz Teknik Üniversitesi Rize İlahiy at Fakültesi
ÇOCUK SORUNLARI VE
İSLAM SEMPOZYUMU
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Başkan: Prof. Dr. İbrahim CAN'AN
Muhterem hazıran, üçiinçü oturumu açıyoruz. Cenab-ı Hak'tan rahmet, bereket, tesir talep ediyoruz. Haki.katen memleketimizde kamuoyuna çok fazla intikal etmeyen çocuk haklan meselesi güzel
şimdi ilmi şekilde ele alıruyor, inşallah kamuoyuna maledilir, muhim olun budur. Bu sempozyumlarla konunun içine daha iyi
girilmiş oluyor, ciddi şekilde eğinilmiş oluyor, sempozyumlann bu bakırndan önemi takdire Şayandır. Çok güzel organize eden
arkadaşlanmızdan Allah razı olsun. Sıra tabii bundan sonra bu bilgilerin bir surette halka mal edilmesi. Makalelerle olur, radyo, televizyon konuşmalarıyla olur, vaazlarla olur bu hatırlatmadan
sonra, Doç. Dr. Mehmet Eren Bey' d.en başlayalım, buyurun.
İBN
MAHLED EL-ATTAR'IN
(ö.331/ 943)
Jl
AHBARU' S-SIBYAN"
INDAKİ RİVAYETLER
.ÇERÇEVESiNDE ANNE-BABANIN COCUKLARINA
. . ~KARŞI
SORUMLULUKLAR!
1
Doç. Dr. Mehmet EREN!
Teşekkür ~derim hocam. Muhterem hocalarım, değerli meslektaşlarım, sevgili öğrenciJe~ çok kıymetli misafirler hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
1 Selçuk Ü., ilahiyat Fakültesi, Hadis anabilim dalı, merenll@hotmail.com, meren@selcuk.
edu.tr
214 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
Giriş
Allah'ın verdiği nimetierin en önemlilerinden biri olan çocuk, insan için bir imtihan ve denenme vesilesidir. Diğer nimetler gibi, bu nimetin de kıymeti bilinmeli, şükrünü eda edebilmek için çocuk iyi bir insan olarak yetiştirilmelidir. Zaten, bu dünyada, her
ana-babanın en önemli hedefi, iyi yetişmiş, hayırlı eviatlara sahip olmak br.
Yüce kitabunız Kur' an-ı Kerim' de ve sevgili Peygamberimizin sünnetinde, çocukların eğitimi hususunda, bize ışık tutacak temel kurallar ve ölçüler mevcuttur. İslam alimleri, bu iki kaynaktaki bilgilerden hareketle, ana-babanın çocuklara karşı görevlerini, çocuk haklarını ve yetiştirme esaslanru belirlemeye çalışıruş;
muhaddisler ci_e, çocuklarla ilgili rivayetleri müstakil kitaplarda bir araya toplaıruşlardır. İşte, Hadis alimi Muhammed ~- Mahled'in
Ahbiirıı's-sıbyan'ı, bu konudaki ilk çalışmalardan biridir. '
Bi!dirimizde, önce İbn Mahled ve kitabı hakkında kısaca--bilgi verilecektir. Daha sonra, çocuklarla ilgili rivayetler, "çocuk nimeti ve, onun için yapılacaklar" ile "çocuğun eğitimi" şeklinde iki ana başlık
altında işleTımeye çalışılacakhr. "İlim tahsili,- öğretmen-öğrenci
ilişkileri ile ilgili rivayetler", başlı-baş~a müstakil.bir konu olduğu
için, bu tebliğ metninde ona yer verilmemiştir. 1 Başlık ta, konunun
. \
"Ibn Mahled'in eserindeki rivayetler çerçevesinde" ineeleneceği belirtilmişti. Ama biz, onun yer vermediği bazı k-onulardaki rivayetlerin de e]e alınmasını uygun gördük. Bu yüzden, diğer
Hadis kaynaklarından işlediğimiz hususlada ilgili birçok rivayet seçip değerlendirdik
Şunu özellikle belirtelim ki, gerek İbn Mahled'in kitabında bulunan ve gerekse bizim ona ilave olarak seçtiğimiz rivayetlerin
tamaıru, Hadis ilminin kriterlerine göre, sahih ve sağlııpı. olmayabilir.
Bazı rivayetleriçin bk.linnizi, 'ilim', 4; ibn Mace, "Mukaddime", 22; ibn Mahled, Ahbaru's-srıwan s. 139, 141-142. Bu konuda müstakil kitaplar da yazılı:nıştır. ilklerden sayılan şu üç eseri burada misal olarak zikredebiliriz: ibn Sahnün (256/870} Adabü'l·muallimin ve'l-müteallimin {asıl metin ve çeviri: M. Faruk Bayraklar, istanbul 1996}; Ebü'I-Hasen el·Kabisi {40311012) Risale {çev.
Süleyman Ateş-Hıfzırrahman R. Öymen, islamda Öğretmen ve Öğrenci Meselelerine Dair Geniş Risale, Ankara 1966) ve Burhcinüddin ez-Zemüci (593/1196) Ta'limü'f·Müteallim {tre. Vehbi Yavuz, Ta'limü'[·Müteallim israrnda Eğitim-Öğretim Metodu, Bursa ıs., 2. bs.)
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
İçlerinde bazı zayıf hadisler de vardır. Ancak, "zayıf hadis" türünün,
"tergfb-terhib" ve "arnelierin faziletleri" gibi konularda kullamldığı bilinmektedir. Tebliğ konumuzu da bu çerçevede gördüğümüz
için, rivayetlerin sıhhat durumunu iyiden-iyiye inceleme yoluna gitmedi k.
İBN MAHLED VE AHB.tiRU'S-SIBYAN'I
"İbn Mahled el-Attar" diye ~ilinen Ebu Abdili
al:
Muhammed b.Mahled ed-Dfiri(233-331 / 848-943), Bağdatlı meşhur birmuhaddistir.
Uzun ömürlü olması sebebiyle, kendisinde ali isnatlar toplandığl
için, zamanında Miisnidü Bağdad ünvanını almıştır.
Kütüb-i Sitte müelliflerinin dönemine. yakın bir zamanda yaşaması, İbn Mahled'in Hadis ilm.iİldeki önemini Cl!tırmaktadır.
Nitekim, hocaları arasında, imam Müslim de zikredilir. Ö, Alıbtiru's
sıbyan'ında, Siinen sahibi Ebü Davüd'dan iki, Ahmed b. Hanbel'in
oğulları Abdullah'tan iki, Salih'ten bir rivayet nakletmiştir.
Tespitimize göre, bu kitabında yetmiş kadar kişiden rivayet
nakletmiştir ki, bu rakam, cüz hacmindeki bir eser için oldukça yüksektir. Dolayısıyla bu durum, onun çok sayıda hocasının olduğunu gösterir. Ne yazık ki, diğer eserleri elimizde olmadığı için, hocalarının tam sayısı hakkında kesin bir rakam söyleyemiyoruz.
İbnMahled, uzunömürlü olup Bağdad'ın "müsnid muhaddisi"
kabul edildiğine göre, çok sayıda talebesi olmuştur. Nitekim Acurrf (360/971), İbn Şahin (385/995) ve Darekutnf (385/995) gibi bir çok
meşhur muhaddis onun talebelen arasında sayılmaktadır.
\
Kaynaklardaki bilgilere göre: •İbn Mahled, küçük çaplı bazı kitaplar telif etmiştir. İbh Hacer (852/1448) hacalarma okumak suretiyle bunların icazetini almıştır. Onun zikrettiği eserler şunlardır:
1. Kitt7bii'l-Ekfibir 'an Mt1lik 2. Ciiz fihi Ahbaru's-sıbyfin 3. C üz min hadisi Ebi Abdillalı Muhammed b. Mahled 4. Min hadisi Ömer 'leyse ala men halfe'l-imtimi se1ıvüıı12
2 ibn Hacer, ei·Mecmau'l-müessis (Beyrut 1413) 1, 118,401, 493-494; ll, 411, 444. ibn Mahled'in hayatı ve eserleri için bk. Sezgin, Tarihu't·lüras (Kahire 1977) 1, 291-292; Özkes, ihsan, "lbn Mahled ei-Attar", DlA, XX, 167-168.
215
·-.
216 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
Hadis ilmi için "albn ça~" kabul edilen hicri üçüncü asırda yaşamış olan İbn Mahled, çocuklar ile ilgili rivayetleri "Ahbaru 's-
sıbyôn" adım verdi& bir cüzde toplaıruştır.1 Bu eserde, her ne kadar, rivayetler konularına göre tasnif edilmek istenm.işse de, bu hususta
başanlı olduğu söylenemez. Zira, yer-yer, verilen başlı~ın albnda, o konuyla ilgili olmayan rivayetler vardır. Mesela, "çocuğa namazın
emredilme zamanı" başlığı albnda zikredilen ilk hadisten sonraki rivayetlerin bu konuyla ilgisi yoktur. (s. 140) Konu başlıklanrun,
bizzat müellif tarafından değil, başka biri tarafından da konduğu
akla gelebilir. Ancak, hadislerin sıralanışı müell.ife aitse, bu karışıklık
yine ondan kaynaklanıyor demektir.
Hacminin küçük olmasına rağmen, kitapta temas edilen konu
sayısı oldukça fazladır. O, ·bu konularda hocalarından topladığı 103 rivayeti isnatları ile bize sunar. Kitabın dikkat çeken bir yönü de, sünnet, hatim ve düğün merasimlerindeki uygulamala'r--Pakkında farklı görüşlere yer vermesidir.
İbn Mahled, bu eserinde, yetmiş kişiden rivayet nakletmişfu: _ Muhammed b. İshak es-Sağ ani' den8, Ebü'l-Abbas en-Neysabfui' den 7, el-Abbas b. Muhammed ed-Dfui'den 6, Ahmed b. İshak el- Muhatar' dan 4 rivayet. Geri kalanların ço~dan birer, kimisinden de ikişer-üçer rivayet alm.ışbr. Genellikle, hocalarının neseplerini uzunca kaydetine hususunda dikkatlidir. BJna rağmen, birkaç yerde nesep zincirlerini farklı verdi& görülmektedir. Müellifimiz, yetmiş hocasından rivayet nakletti& gibi, bu rivayetlerin isnat edildi& kişi sayısı da yetmiş civarındadır. İbn Abbas' tan 7, el-Hasen el-Basri' den 6, Süfyan es-Sevr!' den 6, İbrahim en-Nehal' den 4 rivayet vardır.
Geri kalanların ço~dan birer, bir kısmından da ikişer-üçer rivayet
alındığı görülmektedir.
Kitapta, Hz. Peygamber'e ait 25, bir sahabfye ~t 22, tabiin ve sonraki bir alime ait de 56 rivayet bulunmaktadır. Böylece, "makru hadis" dediğimiz tablin ve sonraki alimlerin görüşleri fazla y_er
Bu cüz, Abdullah KenOn · tarafından neşredilmiştir tMecelletü'I·Akademiyye, sayı: 3, Rabat 1407/1986, s. 113-146). ihsan Özkes, bu eseri, rivayetlerin önündeki senet zincirlerini çıkararak •.
Hadisietle Çocuk Eğilimi (baskı yeri va tarihi yok) adıyla dilimize tercüme etmiştir. Biz, kitap
hakkında verdiğimiz bilgilerde, Arapça neşri~i esas aldık.
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
tuttuğu görülür. Merfü ve mevkfıi hadislerin toplamı, maktı1 hadis
sayısına ulaşamamaktadır. Kitap, bu yönüyle, adeta Kiitüb-i Şitte
dömemi öncesi eserlerin:in özelliğini aksettinnektedir. Belki de müellif, işlediği konularda yeterli sayıda merfıl ve mevkU.f habere
ulaşamadığı için böyle davranmıştır. Aslında, tebliğ metninde
görüleceği gibi, hadis kaynaklarında çocuklarla ilgili daha fazla merfü hadis bulunmaktadır. Ancak müellif, bazı konulara yer
vermediği veya ilgili hadisiere hocaları vasıtasıyla ulaşamadığı için
bunları kitabına almamış olabilir
İbn Mahled, rivayetleri, hocalarından haddesena siygası ile nakleder. Sadece dört yerde haddeseııl, iki yerde de semi'tii demiştir.
(s. 121, 126, 131, 138, 140, 141) Tekil siyga, muhaddisler tarafından
genellikle hadisin hocadan tek başına alındığı vakit kullanılmaktadır.
İki yerde, söz konusu rivayetleri, iki hacasından nakletmiş, buralarda muhaddis titizliğini göstererek metnin hangisine ait olduğunu belirtmiştir. (s. 133: ve'l-lafzu li's-Sen-Qc, s. 137: ve'l-lafzu li Ebi Avılne)
Kitaptaki rivayetlerin hepsi aynı derecede salıili değildir.
Ancak müellif, şu bir yer hariç, onların sıhhat durumları hakkında
herhangi bir açıklama yapmamışhr: Hz. Ömer' den şu hadis nakledilir: "Evlat kokusu, Cennet kokusundandır." İbn Mahled, bu haberin ravilerinden Hazim b. Cebele ile Harice b. Mus'ab'ın zayıf olduğuna işaret eder. Hatta Ahmed b. Hanbel, Veld'e Harice'den hadis nakletmeyi yasaklamışhr. Dolayısıyla İbn Mahled, bu iki
kişiden dolayı rivayetin zayıf olduğu kanaatindedir. Ancak o, aynı
metni, başka bir senetle Hz. Aişe' den nak.lederek, zayıf gördüğü bu hadisi destekiemiş olmaktadır. İkinci metin şöyledir: "Evlat kokusu, Cennet kokusundandır. Hurma bqlunmayan ev halkı, aç demektir."
(s. 135)
217
İbn Mahled'in rivayetlerin sıhhati hususunda başka bir yerde
açıklaması olmasa da, aslında eserde, israiliyyat türünden zayıf,
hatta mevzfı .ı;ivayetlerin bulunduğu görülür. Bu rivayetlerin · durumu, detaylı bir senet incelemesine gerek kalmadan, garip metinli olmalarından anlaşılmaktadır. Birkaç örnek verecek olursak,
şunları zikredebiliriz:
Vehb b. Münebbih, doğ~ çocuğun bedeninin yedi gün hissiz
olduğunu, acı duymayacağı için, onun yedinci günde sünnet
218 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
edilmesinin m üstehap oldugunu söylemiştir. (s. 121) Hz. Ömer' den
nakledildiğine göre, Tevrat'ta şöyle yazılıdır.: "Kimin on iki yaşında kızı olur da onu evlendirmez, sonra başına bir iş gelirse, bunun günalu o kişinin boynuna olur." (s. 128) Ata el-Horasaru, 'çocuk, her sene, kendi parmaklarının ölçüsüyle dört parmak büyür' demiştir.
(s. 132) Ka'b'ın şöyle dediği nakledilir: Vect, mukaddes tir. Rab (azze ve celle}, yerin yarahlışıru bitirdiği gün, oradan sema ya yükselmiştir.
(s. 134) Beşikteki bebeğin anne-babasını nasıl tarudığı sorulan ·İbn Abbas, şöyle cevap vermiştir: "Onları, gözlerinin arasındaki Allah vergisi parlak bir nur ile tan:ı.r." (s. 140)
İbnMahled,sıhhati-zayıflığıhakkındahiçbiraçıklamayapmadan bunları eserine almıştır. Şu halde, onun, rivayet kullarumında
mütesahil olduğunu söy~eyebiliriz. Bu gevşekliğine rağmen,
çocuklarla ilgili. rivayetleri müstakil bir kitapta toplamış olması
önemlidir. Ayrıca, bu cüzde, başka kaynaklarda bulamayacağımız bazı haberler vardır. Üstelik, bütün rivayetler, senediyle; hadisçi titizliği ile sunulur. Bu yüzden, İbn Mahled'in Ahbılru's-sıbydn'ı,. sahasının ilk çalışmalarından ve müellifinin hicri üçüncü asırda · , yaşamış bir muhaddis olması sebebiyle önemli bir kaynakhr.
ÇOCUK NİMETİ VE ONUN İÇİN YAPILACAKLAR 1. Çocuk nimeti ve sorumluluğu
Çocuk, Allah'ın, insanlara, imtihan vesilesi olarak verdiği
en değerli nimet ve kıymetli bir emanettir. Bu nirnetin · şükrünü yapabilmek için, emanete sahip çıkıp, onu en iyi biçimde korumak ve yetiştirmek, hem insani, hem de dW görevlerimizin başında
gelir. Çocuk nimetinin, insan için imtihan sebebi old.uğu bir ayet-i kerimede şu şekilde ifade edilir: "B~iniz ki, malla.rıruz ve
çocuklarınız, sadece birer imtihan sebebidir." (Enfal, 8/28)
"Vee bölgesinin avı ve çalılığı, haremdir" rivayeti için bk. EbO DiivOd, 'Meniisik", 94; Ahmed b. Hanbel!, 165. Aynca bk. IV, 172; VI, 409. "Vee', Tiiif yakınlarında bir yer adıdır. Onun raif kaleleri veya onlardan birisi için kullanılan isim olduğu da söylenir. Burası, Tiiifin koruluğu olduğu
için harem kılınmış olabilir. Yahul, belli bir süre için harem bölgesi ilan edilmiş, sonra bu hüküm kaldırılmıştır. Hatta bi, yukanda Ka'b'dan nakledilen haberi, zikretmeyi bile uygun bulmaz ve şöyle der: 'Bu haber, ne din açısından, ne de akıl açısından doğru bir sözdür.' Bilgi için bk. EbO DavOd, 'Meniisik', 94, dn. 3; ibnü'I·Esir, Nihfıye (Kahire 1385/1965) V, 154-155. · ·
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
İnsanın dünya hayabnda düşkün olduğu şeyler arasında
"çocuk" da vardır. Bu düşkünlük, bir övünç ve yanş şeklinde olursa;
insanı ebedi hüsrana sürükleyebilir. Sırf dünya için yaşayanlar,
zenginlik ve evlat çokluğu yanşma kapılıp gururianırlar. Gerçek Müslümanlar ise, dünya hayatının süsü olan şeylere kendilerini
kaptırmayıp, ahiret nimetleri ve Allah'ın hoşnutluğu için. çalışırlar.2 Eş ve çocukların idaresi ile ilgili olarak yüce kitabımızda şu
tavsiye yer alır: "Ey iman edenler, eşlerinizden ve çocuklamuzdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakıiunı. Ama affeder,
kusurlarını başianna kakmayıp onlan örterseniz, bilin ki, Allah çok
bağışlayan, çok esirgeyendir. Doğrusu mallanruz ve çocuklanruz, sizin için bir imtihandır. Büyük mükafat ise Allah'ın kabndadır."
(Teğabün, 64/14-15)
Çocuk nimetinin önemine dair bazı rivayet1eri şu şekilde sıralayabiliriz:
Huzeyfe'nin (r.a.) naklettiği bir hadiste, Rasfılüllah (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Kişinin eşi, malı, çocuğu ve komşusu, kendisi için birer imtihan vesilesidir. Ancak, bunlardan dolayı işlenen hata ve günahlara, şu hususlar kefaret olur: Namaz, oruç, sadaka, marufu emir-münkerden nehiy.3
Bir gün Hasan ile Hüseyin koşarak Peygamber' e (a.s.) gelmiş! er,
Rasfılüllah onları bağnna basarak şöyle demiştir: "Muhakkak ki çocuk, insan için, cimri davranma ve endişe etme sebebidir."4 Bu hadisin başka bir rivayetinin sonunda, torunlarına hitaben "Ama, sizler, aynı zamanda, Allah'ın güzel kokulu nimetlerindensiniz"5 ilavesi vardır.
Bu rivayetlerde, çocuk nimetinin güzelliğinden bahsedilirken, onunla ilgili iki hususa vurgu yapıldığuu görüyoruz: Çocuğun,
insan için "cimri davranma" ve "endişe
1
üzüntü" sebebi olması.Gerçekten ana-babalar, çocuklarının geleceği için yatırım amaayla,
2 bk. Af.j imrıin, 2/14; Hadid, 57120. Ayrıca bk. Tevbe, 9124; Kehr, 18/46; Sebe', 34137.
3 Buhiiri, 'Mevakil", 4; ·savm~. 3; "Menakıb', 25 (IV. 174); "Fiten·, 17; Müslim, ·iman", 231; 'Fiten·. 26.
4 ibn Mace, "Edeb", 3; Ahmed b. Hanbel IV, 172. Ayrıca bk. V, 211.
5 Ahmed b. Hanbel VI, 409; ibn Mahled, a.g.e. s. 134.
219
220 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
harcamalanndan önemli ölçüde kısıntı yaparlar ve sürekli onlann
geleceği için endişe duyarlar, kaygılarurlar. Rasfilüllah (a.s.) bu
gerçeği dile getirerek, anne-babalan söz konusu imtihanda dikkatli olmalan için uyarmaktadır.
2. Aile yuvasının önemi
Allah teala, aile yuvasıru, eşler ve çocuklar için huzur ortamı k.ılnuştır. "O'nun (varlığının) delillerinden biri de, kendi cinsinizden sizi cezbeden eşler yaratması ve araruza sevgiyi ve şefkati yerleştirmesidir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır." (Rum, 30/21) Başka bir ayette de şöyle buyrulur: "Allah size kendi cinsinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar
ve torunlar yaraitb ve sizi temiz gıdalada rızıklandırdı. Onlar, hala
batıla inarup, Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar." (Nahl, 16/72)
Aııne-babalar, hayırlı-salih, azalan tam, kusursuz çocUklara ve zürriyete sahip olmak için dua etmelidir. Nitekim Kur'
an'
ı Kerlm' de.peygamberlerin bu şekilde dua ettikleri bildirilmektedir. 1 Nitekim· , Hz. Aişe, yakınlanndan birinin çocuğu olduğu zaman, "oğlan mı, kız nu" diye sormaz, bilakis "azalan tam mı, düzgün mü" diye
sorarnuş, "evet" denilirse, "ellıamdü lillalıi l'abbiliilemln" şeklinde
Allah' a hamd edermiş.2 ·.
\
İbn Abbas, insanın geçirdiği dönemlere işaret eden ayetlerde ki, beleğa eşüddehı13 ifadesini otuz üç yaş; istiva4lafzuu kırk yaş, Allah'ın kişiye yeterince h~yat verip, uyarıcı da göndererek, akluu başına
Bakara, 2/128; lbrahim, 14/4().41; AJ.i lmran, 3138; A'r.if, 7/189. Ayrıca bk. Furi<an, 25/7 4; Ahkaf, 46/15
2 Buhari, ei-EdebO'f-müfred(Beyrut1410/1990) s. 367, h. no: 1256.
3 Bazı ayetlerde, 'P eygambeı1ik için olgunluk yaşı· nı ifade eder. Yusuf, 12/22 (Hz. YusuQ; Kasas, 28/14 (Hz. MOsa). Ahkaf, 46/15. ayetinde, beleğa eşüddehü ifadesine atıf olarak kuk yaşma ulaşınca buyrulur. Burada kır1< yaşın, insan için, zihni ve rühi olgunluk yaşı kabul edildiği
görülmektedir. Bu ifade, üç yerde, yetim çocuğun tüşd çağına ulaşması (En' am, 6/52; is
ra,
17/34;Kehf. 1 8/82) için kullanılmıştır. insanoğlunun hayat evrelerinden lif/ devresinden sonra gelen dönem de, aynı terimle irade edilmiş olup, yine insanın nişd çağına ulaşmasını irade etmektedir.
(Hac, 22/5; Gafir, 40/67).1nsar. oğlu, anne karnında, üç katlı karanlık içinde ve çeşitli salhalardan geçerek yaratılmıştır. (Zümer, 39/6)
4 Kasas, 28/14
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu 221
almak için hiçbir bahane bırakmadığı ömrü de5 altmış yaş olarak açık.lamışbr. Vehb b. Münebbih, çocukta utanma ve korkma duygusm1un ortaya çıkışını, onWl rüşdiine işaret sayar.6 "Çocukluk dönemi", insanın doğumdan buh1ğ çağına kadar olan zaman dilimi olarak kabul edilir.
ÇOCUK İÇİN YAPILACAKLAR
Anne-baba ve onların yakınları, bir çocukları olduğu zaman sevinir. Komşular ve tamdıklar da, bm1dan d_olayı kendilerini tebrik ederek, onların bu sevincine ortak olurlar. İşte bu sevinçli zamanlarda ve daha sonraki yıllarda çocuklar için yapılacak bazı
görevler şunlardır:
Kulağına ezan ve ikamet okumak
Ebu Rafi''d~n rivayet edilen hadise göre, Hz. Fatıma validerniz
Hasan'ı doğurduğu zaman, Rasftlüllah (a.s.) onm1 kulağına ezan
okumuştur.7 Uygulama, çocuğWl sağ kulağına ezan, sol kulağına
ikamet okuma şeklindedir. Böylece, bebek, henüz hiçbir şeyden
haberi yokken, ilk olarak, Allah'ın yüceliğini ifade eden cümleleri duymuş olur. ·
İsim koymak
Hz. Aişevalidemizşöyledemiştir: "Doğan çocuklar, RasUlüllah' a (a.s.) getirilirdi. O, bu çocuklar için hayır duada bulWlur ve talınik yapardı.8 "Tahnik", hurma gibi tatlı bir şeyi ağzında çiğneyerek yumuşabp bebeğin damağına sürmektir. Bu konudaki rivayetlerde9,
, Hz. Peygamber'in (a.s.) kendisine getirilen çocuklara isim de
koyduğu belirtilmektedir.
Çocuklara, güzel !sim vern{ek esasbr. BW1W1. için Abdullah, Abdurrrahman gibi isimler veya peygamber adları yahut anlamı
5 Fa tır, 35137.
6 ibn Mahled, a.g.e. s. 132.
7 Ebü Oavüd, 'Edeb", 107; Tınnizi, 'Edahr', 16. Tınnizi, bu rivayet hakkında "hasen-sahih" der.
8 Müslim, "Taharel", 101; 'Adab", 27; Ebü Davüd, 'Edeb', 107.
9 Bazı örnekler için bk. Müslim, 'Adab', 22-29. Abdullah b. Selam'ın oğlu Yusuf şöyle der:
'Rasülüllah bana Yusuf adını koydu. Kucağına oturtarak başımı sıvazladı." (Buhari, a.g.e. s. 117, h. no: 367)
222 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
güzel olan kelimeler isim olarak konabilir.1 Hz. Peygamber: in (a.s.), tesadüfen öğrendiği kötü anlamlı bazı isimleri, iyi anlamlılarıyla değiştirdiği bilinmektedir.2
3. Komşulara, eşe-dosta yemek ikram etmek
Muaviye b. Kurra, oğlu İyas doğunca, Hz. Peygamber'in
ashabından bir grup insanı davet edip, kendilerine ziyafet vermiştir.
Onlar da, İ yas içirı dua etmişlerdir. Sorua Muaviye, 'bir de ben dua
edeyiqı, siz amin deyin' diyerek, oğlunun dini, aklı vs. için bol-b.ol
hayır duada bulunmuştur.3
4. Akika kurbanı kesilmesi, saçının tıraş edilmesi ve sadaka verilmesi
"Akl ka", doğan insan veya hayvan yavrusunun mevcut saçı
anlamına gelir. )'edinci günde çocuğun saçı tıraş edilir ve onun için bir koyun kurban edilir. İşte kesilen bu koyuna da akika adı verilmiştir.• Çocuklar için kurban kesme adeti, dhiliye döneminde de mevcuttu. Çocuk nimetine şükür anlamı taşıdığı için,
!"lz.
Peygamber bu adeti devam ettirrniştir. Oğlan çocuğu için iki, kız ,
çocuğu için tek.koyun kurban edilir. Bazı rivayetlerde, bu kurharun yedinci gün kesileceği, yine bugün çocuğun saçıı:ın tıraş edilerek, isminin kanacağı ifade edilmektedir.5
Bir dafasında, Hz. Peygamber'e akika sorulduğunda, "Allah, ukul..:u sevmez" buyurmuştur. -0, bunUnla, herhalde, akika terimirıden hoşlanmadığıru ifade etmek istemiştir- Soİrr~ (doğan çocuk için kurban kesilmesinin s.(_)rulduğunu öğl-enince): "Çocuğu olan birisi, onun için kurban (neslke) kesrnek isterse, erkek çocuk için birbirine denk iki, kız çocuk için ise bir ~oyun kessirı" derniştir.6
1 Eb O Dclvüd, "Edeb", 61; Buhari, a.g.e. s. 243, h. no: 814 2 Örnekler için bk. Ebu Diivüd, "Edeb', 62; Buhari, a.g.e. s. 244-250.
3 Buhari, a.g.e. s. 366, h. no: 1255. Ayrıca bk. s. 365-366, h. no: 1253. . 4 er-Razi, Muhammed b. Ebi Bekr, Muhtaru's-sıhah (Beyrul 1992) s. 187·('a-k·k).
5 Akika rivayetleri için bk. Muvaıta', 'Akika', 1-7, Buhari, "Akika", 1-2; Ebu Davüd, 'Edahi', 21;
Tınnizi, "Edahi', 16, 19, 21; Nesai, 'Akika", 1-5; İbn Mace, 'Zebiiih", 1; Oarimi, "Edahi",9.
6 EbO Diivüd, 'Ediihi", 21; Nesai, "Akika", 1; Muvatta', "Akika", 1 (Burada meınin baş tarafı, 'ben, ukUku sevmem• son tarah da "kesmıık isterse, kessin" şeldindedir.) ibnü1-Esir, Hz. Peygamber'in 'ben uklik\ı sevmem' hadisini şöyle açıklar: Bu ifade ile, akika uygulaması hafife alınmış veya kaklınlmış değildir.
RasOiüllah, bununla akika terimini sevmediğini söylemek istemiştir. Zira onun, kötü anlamlı terimleri
değiştirdiği bilinmektedir. (UkCık kelimesinde isyan anlamı da vardır.) Bu yüzden, akika değil de, onun yerine nesike, zebiha gibi terimierin kullanılmasını istemiştir. (ibnü'l-Esir, Nihaye lll, 2n)
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
Semüre b. Cündüb'ün (r.a.) naklettiği," akikanın yedinci günü
kesileceğini, çocuğun başının braş edilip isminin de bu günde
konacağıru" ifade eden hadis, Tirmizi'ye göre hasen-sahih bir hadis olup, alimler bu hadise göre amel etmiştir. Onlar, akikanın yedinci günde kesilmesini müstehap kabul ederler. O gün kesilemezse on dördüncü, bu gün de kesilemezse yirmi birinci günü kes ilir. Kesilecek koyunda, kurbClD olabilecek koyunun vasıflan bulunmalıdır.7
Hz. Ali' den de şu rivayet nakledilmiştir: "Rastllüllah (a.s.), Hasan için bir koyun kesti ve Fatıma' ya: 'Onun başını tıraş et. Saçının ağırlığı kadar gümüşü sadaka ver' dedi. Ben, saçını tartbğımda, bir dirhem veya bir dirheme yakın ağırlıkta geldi." Tirmizi, "hasen- garib bir hadis" diye nitelediği bu rivayetin isnadırun kopuk
olduğunu söyler. Çünkü, Ebu Ca' fer Muhammed b. Ali b. el-Huseyn, büyük dedesi Ali b·. EbfTalib'e erişmemiştir.8 Dolayısıyla isnadında
kopukluk olduğu için bu hadis zayıfbr.
İmam Malik, "akika" babında, Muhammed b. Ali b. el- Huseyn' den iki rivayet nakleder. Buna göre; Hz. Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in (ilkinde: Zeynep ile Ümmü Gülsüm de zikreclilir) saçlanru tıraş ettirip tartarak, ağırlıklannca gümüşü tasadduk
etmiştir.9 Görüldüğü gibi, burada, Hasan ve Hüseyin için akika
kesilip-kesilmediğine dair bilgi yoktur. Sadece, onların saçlarnun
ağırlığınca gümüş sadaka verilmesinden bahsedilmektedir. O halde, Müsned' deki10 haberin zayıf olduğu anlaşılmaktadır. Zira, Hasan ve Hüseyin için akika kesildiğini ifade eden rivayetler, hem
sayıca fazla, hem de daha sağlam gözükmektedir.11 Aynca, bazı
rivayetlerden onların saçlarının ağırlığınca gümüş sadaka verildiği
de anlaşılmaktadır.
7 Tirmizi, 'Edahr. 21. ei-Hasen akika konusundaki bu hadisi kimden işllUği sorulması üzerine, onu Semüre'den·işittiğini belirtmiştir. (Nesai, 'Akika', 5) Nesai, Hasen'in Samüre'den naklettiği
hadislerin bir kitaptan nakledildiğini söyler. Ona göre, Ha sen, Semüre'den sadece akika hadisini işitmiştir. Tirmizi'nin 'hasen·garib" olarak nitelediği 'Amr b. Şu ayb 'an ebihi 'an ceddihi isnadıyla nakledilen diğer bir ıivayette, Hz. Peygamber'in 'çocuğa yedinci günde isim konmasını, başının tıraş edilmesini ve onun için akika kesilmesini emrettiği" ifade edilmektedir. {'Edeb", 63)
B Tirmizi, 'Edahr, 19. ·
9 Muvatıa', "Akika', 2-3.
1 O Alımed b. Hanbel VI, 390-391, 392. •
11 Muvatta', "Akika', 6; E bO Davıld, 'Edahr, 21; Tırmizi,"Edahr, 19; Nesai."Akika", 1, 4; ibn Hanbel V, 355,361.
223
224 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
İmam Malik, erkek ve kız çocukları için birer koyun kurban ' edenleri zikrederek, kendi görüşünü şöyle açıklar: Bize göre,
çocukları için akika kesecek olan, erkek ve kız için birer koyun keser. Akika, vaclp/zorunlu değildir. Ancak, rivayetlere uyarak, bunu yapmak m üstehap
1
güzel bir davranış olur. Zaten bu, öteden beri Medine'de uygulana gelen adetlerden biridir. Akika için kesilecek hayvan, aynen normal kurbanlık gibidir. Dolayısıyla onun özelliklerini taşımalıdır, hükümleri de onun hükümleri gibidir ...Hiçbir şekilde onun karundan çocuğa sürülmez.1 5. Süt emzirmek ve beslemek
Hz. Peygamber zamarunda, Mekke ve Medine'de, çocukların
süt anneye verilmesinin yaygın bir adet olduğu anlaşılmaktadır.
Onun için, Kur'an-ı Kerim'de, bu konuyla ilgili hükümler yer
alnuşhr. (Mesela bkz. Bakara, 2/233; Talak, 65/ 6-7) ,Rivayetlerde de, Rasıilüllah.'ın (a.s.), oğlu ·İbrahim'i bir süt anneye verdiği ifade edilir.2
Hadisiere göre; kişi, çoluk-çocuğunun nzkı için ve akrabalarına'
sadaka verii].e şeklindeki harcamalanndan ötürü, hem sadaka, hem de sıla-i rahi.m (akraba ile ilişkiyi devam ettirme) sevabı kazarur.3
Sevhan'ın (r.a.) Hz. Peygamber'den naklettiği bir hadiste, kişinin parasını harcadığı en iyi yerler; "çoluk-çocuğu, Allah yolundaki
bineği ve Allah yolundaki arkadaşları" olarak sıralarur.4 el-Mikdam b. Ma'dikerib'den nakledilen bir rivayette de, "insantn; ·kendine,
çocuğuna, eşine_ve hizmetçisine yedirmesinin, kendisi için birer sadak olduğu" hususu ifade edilmektedir.5
6. Diş çıkarma ziyafeti ve kıılak deldirme
el-Hasen el-Basri ve İkrime'ye göre, diş çıkaran çocuklar için, badem, ceviz ve şeker gibi şeylerin s açılması, diğer çocukların bunlan
1 Muvatta', 'Akika', 7. rivayetten sonra.
2 Buhilri, ·cenaiz", 44; Müslim, 'Fedail', 63.
3 Buhari, •iman", 41; "Nafakar, 1; Müslim, 'Zekat', 48; 'JirmizJ, "Zekaf', 26; Nesai, 'Zekat", 60, 82;
ibn Mace, 'Zekat", 24, 28; Daıimi, 'Zekar. 38; "isti'zan•. 35; Alımed b. Hanbel IV, 120.
4 Müsfim, 'Zekat", 38; 'Jirmizi, 'Birr", 46; ibn Mace, 'Cihcid', 4; Alımed b. Hanbel V, ın, 279, 284;
Buhari, a.g.e. s. 225, h. no: 748. Yıne bk. Müslim, 'Zekat", 39; Ahmed b. Hanbel ll, 473,476, 4n.
5 Alımed b. Hanbel IV, 131, 132; Buhari, a.g.e. s. 38, h. no: 82.
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu 225
kapışması helaldir. Bu iki aJ.ime göre, Kur'an'ı ezberleyen çocuklar için ceviz saçılması da helaldir.6 Mukatil b. Hayan da, saçılan ceviz, badem gibi şeylerin kapışılmasında bir sakınca görmemiştir.7
Bazı aJimler ise, bunu hoş görmeyerek, o şeylerin çocuklara pay edilerek verilmesi yolunu tercih etmektedir. Mesela Musa b. Abdullah şöyle der: "Abdurrahman b. Ebi Leyla ile bir nişan
merasiminde idik. Şeker getirilince, onu çocuklara saçmak istediler:
Bunun üzerine Abdurrahman, 'şu acem uygulamasıru bırakın, onu
aralarında pay ederek verin' dedi, onlar da öyle yaptılar."8
Araplar arasında, erkek çocuk!~ kulaklarının delinip küpe
takılınası adeti görülmektedir. Mesela, küçük yaşta babası ile birlikte Ebu Berze el-Eslemi'yi (r.a.) ziyaret eden Ebü'l-MinhaJ Seyyar b. Selame'nin, o ·zaman kulaklarında küpeleri varmış.9 Bununla birlikte, erkek çocukların kulaklarının delinmesini Koş görmeyen sahabiler ve alimler de vardır. Nitekim, bir kadın, Ümmü Selerne'ye gelerek, 'bir oğl~m oldu, kulağını deldirrnek istiyorum' dediğinde,
'onu kız gibi mi yapacaksın' cevabını vererek, buna karşı olduğunu
belli etmiştir. 10
Erkek çocukların kulaklarına küpe takılınası ad eti, bazı aJimler
tarafından hoş karşılanmışsa da, kanaatimizce bu konuda :tJmmü Selerne'nin uyarısı dikkate alınmalıdır. Zira, kaynaklanmızda,
"kadınlara benzerneye çalışan erkekleri ve erkeklere benzerneye
çalışan kadınlan lanetleyen sahih hadisler" bulunmaktadır.11 O halde, kadın ve erkeğe has, iki cinsi birbirinden aynt edici giyim-
kuşam ve davranış biçimleri korunmalı, karışıklığa sebep olacak
şeylerden uzak durulmalıdır.
6 ibn Mahled, a.g.e. s. 125.
7 lbn Mahled, a.g.e. s. 129.
8 ibn Mahled, a.g.e. s. 128.
9 Ahmed b. Hanbel IV, 421, 424.
1 O ibn Mahled, a.g.e. s. 125-126. Hz. Peygamber'in, kendi ev halkına, sadece gümüş ziynet için izin
verdiğini bildiren bir rivayet için bk. Ahmed b. Hanbel IV, 421, 424. Hanımfara, altın yerine, altın
rengi verilmiş gümüş ziynet tavsiye eden rivayeUer için bk. Nesıii, "liner, 39; Ahmed b. Hanbel ll, 440; VI, 454.
11 Buhari, 'lıbıis', 61-62; 'Hudüd", 33; Ebü Dıivüd, 'Ubıis', 28; "Edeb', 53; linnizi, 'Edeb', 34; ibn Mace, 'Nikah', 22; Darimi, •isti'zıin', 21.
226 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
7. Fıhr sadakası
Abdullah b. Ömer'in bildirdiğine göre, Rasıllüllah (a.s.t fıtır sadakasıru, hür olsun köle olsun, erkek olsun kadın olsun, küçük olsun büyük olsun, her Müslüman üzerine farz kılmıştır.1 Dola)'lsıyla
baba, şartları bulunduğunda, küçük çocuklarının fıtır sadakasıru
vermekle yükümlüdür.
8. Erkek çocukları sürınet ettimtek a. Sünnetin önemi
Sünnet olmak, Hz. İbrahim ile başlamış beden temizliği çeşitlerinin en başında gelenlerinden biridir. O, daha sonraki peygamberler için kuvvetli bir sünnet olmuştur. Nitekim Rasülüllah (a.s.): "Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Sünnet olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek"2 • buyurmuştur. Ayrıca, "hıtan (sünnet olmak), erkekler için önemli bir sÜnnettir"3 diyerek, erkek çocukların sünnet ettirilm~sini tavsiye
etı:rti ş tir.
Sünnet, İbrahim' den sonra, Yahudiler ile Araplar arasın~:fa
yaygın olarak devam etı:rtiştir.4 Bilindiği gibi Yemenliler hariç, bütün Araplar Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'in soyuiı.dandır. Bu yüzden İbrahim'in (a.s.) dininden bazı uygulamaları. devam ettirmişlerdir.
Ka bey i tav af etmek, s~et olmak, evlenn;ı.e ve boş~a hükümleri, can di yetinin yüz deve olması,. cünüplükten dola'yı boy abdesti alma gibi.5 İbn Kuteybe, sünneti Hiristiyanlıktaki vaftiz ile mukayese eder. Ona göre, Hıristiyanlar, doğumdan yedi gün sonra çocuklarıru boyalı bir su ile vaftiz etmeyi, Haniflerin sünneti gibi kendileri için bir nevi temizlik sayarlardı. Bu yüzden Allah, müminler~en, onların
1 Buhari, "Zekar, 70; Müslim, "Zek~r. 13, 16. .
2 Tirmizi, 'Nikah", 1: Ahmed b. Hanbel V, 421. Abdurrazzak'ın, Musannefinde (Beyrut 1403, VI, 173) metnin son tarafı "benim sünnetimdendir" şeklindedir.
3 Ahmed b. Hanbel V, 75; Tabarıini, e/-Mucemü1-kebir (Musul 1404) Xl, 233 (ibn Abb~s. Hz.
Peygamber'den). Bu metin, Xl, 359 ve XII, 182'de, ibn Abbas'ın sözü olarak nakledilir. Beyhaki (es-Sünenü'l-kübra -Mekke 1414- VIII, 324) ibn ·Abbas'ın sözü olarak nakledilen rivayelin 'mahfuz•, ötekinin isoadının ise zayıf olduğunu bildirir. Yani ona göre, bu söz, Hz. Peygambere değil, ibn Abbas'a aittir. . .
4 Abdurrazzak, MusannefV, 343; Buhari, "Bedü'l-vahy", 6 (1, 7); Tabarıini, e/-Mucemü7-kebir VIII, Hi.
5 ibn Kuleybe, Te'vilü muh!elifi1-hadis (Beyrut 1326) s. 75.
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
vaftizine değil, Hz. İbrahim'in dinindeki sünnet uygulamasına tabi olmalanru istemiştir.6
Hz Peygamber, Müslüman olmak için gelen bazı kişilerin
gusletmesini istemiştir? Bu rivayetlerin zahirini esas alan kimi a.J.irnler, Müslüman olanın gusletmesini gerekli görür. Ancak
çoğunluk, bunun vacip değit müstehap olduğu kanaatindeclir.
Diğer bir rivayette de, "Müslüman olan kişiden, bedenindeki kıllan
temizlernesi ve sünnet olması" istenmektedir.8
Sünnet, Müslümanların belirgin özelliklerinden birisi sayılır.
Öyle ki, İslam' a giren yaşlı kişilerin de sünnet olması tavsiye
edilmektedir.Hatta,sünnetsizkişininşahitliğininkabuledilıneyeceği, namazının geçerli olmayacağı, kestiğinin yenıneyeceği gibi bazı aşın görüşler vardır. Ancak bunları, imam Ahmed b. Hanbel'in şu izahı
ile anlamalıdır: "Bu durum, bana göre, Müslüman ana-babadan
doğmuş kişiler için söz konusu edilebilir. Zira, onun sünnetsiz
olması düşünülemez. Ama, yaşlı birisi, Müslüman olur da, sünnet olmadan dolayı sağlığı hususunda korkarsa, bana göre onun için (sünnet olmama konusunda) bir ruhsat vardır."9
İbnü'l-Münzir, "hıtaıı. (sünnet olma) konusunda, kendisine müracaat edilecek bir haber ve tabi olunacak bir sünnet yoktur"10 demiştir. İmam Şafii ile bazı alimiere göre hıtiin vaciptir. İmam Malik ve alirnlerin çoğunluğu ise, onun sünnet olduğu karıaatindedir.U
Hattabi bu konuda şu açıklamayı yapar: "Sünnet olmak, her ne kadar sünnetler arasında sayılsa da, aslında ilim adarnlarının bir çoğuna
göre vaciptir. O, dfnin şiarınqan yani en belirgin özelliklerinden
6 Nur Suveyd, Peygamberimizin Sünnetinde Çocuk Eğitimi (Konya 1994) s. 75. Krş. Rağıb el·
lsbehani, ei·Müfredat fi ğaribi'I-Kur'an (lsıanbul1986) s. 405.
7 Ebü Davüd, "Taharer, 129; Tirmizi, ·cumu'a", 72; Nesai, "Taharer·, 126;Ahmed b. Hanbel V, 61.
8 Ebü Davüd, "Taharef, 129;Ahmed b. Hanbel lll, 415. ibn Şihcib'a göre, kişi Müslüman olduğuni:la, yaşı büyük de olsa; sünnet olmakla yükümlüdür. (Buhari, a.g.e. s. 365, h. no: 1252)
9 ibn Mahled, a.g.e. s. 120, dn. 16. ei-Hasen el-~asri, Müslüman olan bir bölgenin yaşlı erkeklerinin sünnet ettirilmesi neticesinde onlardan bazılarının ölmesi haberi üzerine, bunu yaptıran Malik b. ei-Münzir'i kınayarak şöyle demiştir: "Rasülüllah zamanında Bizanslı ve Habeşli bazı kişiler
Müslüman olmuştu. O zaman hiç kimşe onların sünnetli olup-olmadığını araştırmamış, bunu mesele yapmamıştı. (Buhari, a.g.e. s. 365, h. no: 1251) ·
10 Münavi, Feyzu'l-kadir(Beyrut 139111972) ı. 216.
11 Geniş bilgi için bk. Ahm~d Davudoğlu, Sahih·i Müslim Tercüme ve Şerhi (istanbul1978) ll, 357.
227
228 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
' biridir. Zira Müslüman kişi, katirden onunla ayrıt edilir. Öldürülen bir grup sünnetsiz arasında sünnetli bir kimse bulunursa, onun
namazı kılınır ve Müslüman kabristanına defnedilir."1 O halder hıtiin hakkında, ister vacip densin, isterse sünnet, neticede o, Müslüman olmanın önemli bir göstergesi olup, aynı zamanda vücut temizliği ve sağlığı için de, insan olmanın tabii bir gerekliliğidir.
b. Sünnetin Zamanı
İbn Abbas'ın verdiği bilgiye göre, onun zamanında, çocuklar
buluğ çağına ulaştıklarında sünnet ettirilirmiş.2 Cabir b. Abdillah'ın
(r.a.) naklettiğine göre ise, Peygamber (a.s.) Hasan ve Hüseyin'i yedinci günde sünnet ettirmiş ve onlar için akika kurbanı kesmiş tir.
Başkalarına da, çocuklarını yedinci günde sünnet ettirmelerini ve isim koymal~ını tavsiye etmiştir.3
Öte yandan, çocuğu yedinci günde sünnet ettirmeyi, doğru · bulmayıp rnekruh sayan alimler de vardır. el-Has~n, el-Basri ve İmam Malik bu görüştedir. Onlar, bunu muhtemelen Yahup.ilerin
uygUlaması olduğu için rnekruh kabul etmektedirler. Süfyan-~
Uyeyne, çocuğun ne zamana kadar sünnet ettitileceği konusunda·
bir bilgisi ·olmadığını belirtip, "keşke, zam~da, insanlar İbn Ömer' e oğullarını ne zaman sünnet ettirdiğini sorsalardı" derİıiştir.
Zira İbn Öı.:ner, her işinde Rasfılüllah' a tabi olduğu için, muhtemelen bu hususta da ona uymuştur.~ . .
Hz. Peygamber' in (a.s.) çocukları yedinci günde s~ et ettirmeyi tavsiye ettiğine dair bazı ka~aklarda bir ri\rayet yer alıyorsa da, bu bir zorunlulük olmadığı gibi, Müslümanlar arasında yaygın bir uygulama şekli de değildir. Aksine, İbnAbbas'tan nakledilen bilgiye göre, sahabenin çocuklarını buluğ çağına yakın bir zamanda sünnet
ettirdiği anlaşılmaktadır. O halde, günümüzdeki uygulamada
olduğu gibi, bir sağlık sorunundan dolayı gereklilik yoksa, çoc;uklar
buluğ çağından önceki herhangi bir zamanda sünnet ettirilebilir.
c. Sünnet yemeği
/
1 Nur Suveyd, a.g.e. s. 75.
2 Buhari, •fsti'zan·, 51. ibnu'I·Esir'in verdiği bilgiye göre, sahabe döneminde, çocuklar on ile on beş
yaşlan arsında sünnet ettirilirmiş. (Nihfıye lll, 196)
3 ibn Mahled, a.g.e. s. 121; Heysemi, Mecmau'z-ıevfıid(Beyrut 1407) IV, 59; Beylıaki, a.g.e. VIII, 324.
4 ibn Mahled, a.g.e. s. 121·122. ·
Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu 229
Sünnet yemeği verilmesi adetinin, saha be döneminden itibaren başladığı anlaşılmaktadır. Mesela, Abdullah b. Ömer, çocuklarının sünnetinden dolayı yemek vermiştir. Salim şöyle anlahr: "İbn Ömer, beni ve Nuaym'ı sünnet ettirdiğinde, büyük bir koç kesmişti. Öyle zannediyorum ki, 'bizim için büyük bir koç kesti' diye, o gün sevinç ve neşe içinde çocuklara hava atmıştık."5
Süfyan b. 'Uyeyne'ye, "yaruiruzda yetim bir çocuk var, onu sünnet ettitmek istiyoruz, ne tavsiye edersin" denildiğinde, "onun
adına bir koç kesin" diye cevap vermiştir. Eş'as b~ Abdurrahman, 'kendi sünnetinde, dedesi Zübeyd'in çok sayıda koyun kestiğini, çocukların pişen yemeğe saidırmaları üzerine, 'böyle yapmayın'
diyerek, yemeği onlara kendi eliyle dağıtarak, 'bu şekilde daha iyi
değil mi' dediğini" hatırlaınaktadır. Ebu Hasin de şu ilginç olayı anlatır: Bir çocuğun vasfsi, onun sünnetinde yüz dinar harcamıştı.
Çocuk buluğ çağına ulaşınca, bu harcamayıkadı Şüreyh' e dava eder.
O, bu davada şöyle hükmetmiştir: Bir koç veya dengi bir hayvan kesilerek verilen ziyafet hariç, diğer harc!lmalar tazmin edilir.6
Genel kabul, sünnetle bir hayvankeserekziyafetvermeninmeşru olduğu yönündedir. Ancak, bunu hoş görmeyen alimler de vardır.
Mesela, Selim b. Hassan'dan, "sünnetle bir hayvan kesilmesinin
yasaklandığı" bilgisi nakledilir. Fakat, meşhur haberlere aykırı olan bu rivayetin sabit olmadığı anlaşılmaktadır.7
9. Evlendirrnek
Abdullah b .. Ömer'in (r.a.) naklettiği bir hadise göre, çocuğun babası üzerinde üç hakkı vardır: İyi ~ğitilmesi, güzel bir isim verilmesi ve evlendirilmesi. Hz. Ömer, çocukfarın buluğ çağına geldiklerinde evlendirilmelerini tavsir-e etmiştir. Said b. el-As da şöyle der:
5 Buhari, a.g.e. s. 364, h. no: 1246.
6 ibn Mahled, a.g.e. s. 122-123.
7 ibn Mahled, a.g.e.
s .
124. Sünnet yemeği verilmemesini ifade eden rivayeUer için bk. Alımed b. Hanbel IV, 217; Tabarani, ei-Mucemü'l-kebir IX, 57; Heysemi, a.g.e. IV, 60. Benzer haberler için b k. Tabaran i, ei-Mucemü'l-evsat (Kah i re 1415) IV, 193; Heysemi, a.g.e. IV, 52; ibnü'I-Esir, Nihfıye ll, 22. Bu konudaki rivayetler kanaatimizce kız çocukları hakkındadır. Zlra Araplar arasında kız çocuklarını sünnet ettirme adeti de vardı. Ama onların sünneti, iki tarafa duyurutmadan gizlice yapılırdı. Dolayısıyla onda yemek verme de yaygın değildi. (Nur Suveyd, a~g.e. s. 75 -ibn Cüzeyy'in ei-Kavaninü7-flkh1We'si s. 214'ten naklen)230 Çocuk Sorunları ve islam Sempozyumu
, "Kur' an'ı öğretti~m, hac yaphrdığım ve evlendirdiğim zaman,
çocuğumun hakkını yerine getirmiş olu yorum. Geriye, benim onun üzerindeki hakkım kalıyor." Talha b. Musarrıf ise: "Müslümanların
güzel adetlerinden biri de, çocuklarına hac yaptırmalarıdır" der.1
ÇOCUGUN EGİTİMİ
Enes b. Malik'ten nakledilen bir hadiste, Rasulüllah (a.s.):
"Çocuklarınıza ikram edin ve onlan güzel e~tin" buyurur.2 Eyyilb b. Musa'nın dedesinden naklettiği hadiste de, "bir baba, çocuğuna, güzel eğitimden daha degerli hiçbir hediye veremez" denir.
Semüre'nin (r.a.) aktardığı hadiste ise, Hz. Peygamber: "Birinizin çocuğunu eğitmesi, kendisi için, bir fakire.her gün yarım sa (ölçek) tasaddukta bulunmasından daha iyidir" buyurmuştur. İbn Ömer bir adama şöyle der: "Ey adam, oğlunu güzel eğit, zira sen onuri
eğitiminden mesulsün, o da sana iyi davranmaktiu{ mesuldür."
Nümeyr b. Evs, insanlar arasında şu sözün meşhur olduğunu
bildirir: "Babaların görevi, çocuğunu eğitıneye çalışmaktır; ~nun iyi bir insan olması, Allah'ın yardımıyladır."3 ' • Hz. Peygamber'in sünnetindeki çocuk _eğitimini; "duygusal, dini, sosyal ve fiziksel eğitim" olmak üzere dört başlık altında
sunmaya çalışacağız.
1. Duygusal eğitim
Ana-babaların çocuklarına
iyi
bir duygusal eğitim verebilmesi için, önce kendilerinin bu koriuda eğitilmiş olmaları gerekir. Çocuktaçeşitli duygular yeterli derecede ve dengeli ölçüde bulunmalıdır.
Örneğin, çocuklar arasında ayrımcılık yapılması yahut gerekli sevgi ve şefkatin gösterilmemesi veya aşın ilgi, onlarda kıskançlık, nefret ve düşmanlık gibi bazı olumsuz duyguların artmasına sebep
olabilir.4 •
1 ibn Mahled, a.g.e. s .. 127.
2 ibn Mace, "Edeb", 3; Kudai, Muhammed b. Seliime, Müsnedü'ş-şihfıb (Beyrul1407) 1, 389.
3 ibn Mahled, a.g.e. s. 129-130. Bu rivayet için aynca bk. Buhiiri, a.g.e. s. 41, h. no: 92.
4 Yavuz, Kerim, Çocuk ve Din Eğitimi (islanbul1994) s. 71-72.