• Sonuç bulunamadı

Hârezmşah Devleti’nin Dış Politikası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hârezmşah Devleti’nin Dış Politikası"

Copied!
257
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

HÂREZMŞAH DEVLETİ’NİN DIŞ POLİTİKASI

NAGEHAN VURGUN DOKTORA-TEZ

DANIŞMAN:

PROF. DR. AYŞE DUDU KUŞÇU

KONYA-2O21

(2)

T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI ORTAÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI

HÂREZMŞAH DEVLETİ’NİN DIŞ POLİTİKASI

NAGEHAN VURGUN DOKTORA-TEZ

DANIŞMAN:

PROF. DR. AYŞE DUDU KUŞÇU

KONYA-2021

(3)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin hazırlanmasında bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

Nagehan VURGUN

T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğrencinin

Adı Soyadı Nagehan VURGUN

Numarası

17810501060 Ana Bilim / Bilim Dalı

Tarh/Ortaçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans

Doktora

Tezin Adı

Hârezmşah Devleti’nin Dış Politikası

(4)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

ÖZET

Hârezmşah Devleti (1097-1231), ilk dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti’ne tâbi olmakla beraber Atsız’ın (1128-1156) bağımsız bir devlet kurmak için başlattığı mücadele zamanla olumlu sonuç vermiş, Sultan Sencer’in 1157 yılındaki vefatından sonra İlarslan döneminde (1156-1172) devlet, bağımsızlığını kazanmıştır.

Bağımsız bir devleti devralan Alâeddin Tekiş (1172-1200) ve sonrasındaki hükümdarların Abbâsî Halifesi ile iyi ilişkiler kurmak yerine mücadeleyi tercih etmeleri devletin dış politikasını olumsuz etkilemiş ve Halife, Hârezmşah Devleti ile baş edemediği için bu coğrafyada yeni bir güç olarak beliren Moğol Devleti’ni onun üzerine sefere çıkmaya teşvik etmiştir.

Alâeddin Muhammed (1200-1220) ve oğlu Celâleddin (1220-1231) zamanında da Moğol tehlikesi karşısında Hârezmşah Devleti’nin Türk-İslâm devletleri ile gerekli dostlukları kuramaması, kurulanları sürdürememesi ve bu devletler ile düşmana karşı ortak bir harekât şeklinde bir dış politika takip edememesi, Moğol hükümdarı Cengiz Han’ın, Türk-İslâm beldelerinde derin izler bırakan istilâ sürecini başlatmasına sebebiyet vermiştir.

T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğrencinin

Adı Soyadı Nagehan VURGUN

Numarası 17810501060

Ana Bilim / Bilim Dalı Tarih/Ortaçağ Tarihi Programı Tezli Yüksek Lisans

Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Ayşe Dudu KUŞÇU

Tezin Adı Hârezmşah Devleti’nin Dış Politikası

(5)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

Hârezmşahlar’ın başta Halife ve Selçuklular olmak üzere muhtelif Atabeylikler, Gurlular, Karahıtaylar, Kanglı-Kıpçaklar, İsmailîler, Eyyûbîler ve Türkiye Selçukluları ile olan mücadeleleri, onların devletlerinin büyüklüğü ve ihtişamı kadar bunu sürdürmede gerekli olan stratejiyi de ne oranda gösterdiklerinin delilidir. Devlet gücünü ve ihtişamını, her zaman ve bölgede, ordu gücüyle değil izlediği strateji ve diplomasi gücüyle ortaya koymaktadır.

Nitekim bu politika iyi ve verimli olduğu zaman devlet istikrarla yükselirken bu politikanın bozulduğu dönemlerde devlet, dayanabildiği askerî güç kadar ayakta kalabilmekte aksi takdirde, Hârezmşahlar’da olduğu gibi, devletin idamesine imkân kalmamaktadır.

Nitekim Hârezmşah Devleti’nin Moğol tehlikesi karşısında ordusunu toplu bir direnişe sevk etmesi yerine Türkistan beldelerine dağıtması ve başarı şansı düşük askerî stratejileri takip etmesi, devletin kendi sonunu hazırlamış ve 134 yıl ayakta kalabilen devlet 1231 senesinde tarih sahnesinden silinmiştir.

Anahtar Kelimeler: Hârezmşahlar, Dış Politika, Moğollar, Strateji, Diplomasi

(6)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

T.C.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ABSTRACT

Although the Khwarazm Shah State (1097-1231) was subject to the Great Seljuk State in its early periods, the struggle initiated by Atsiz (1128-1156) to establish an independent state gave positive results over time, and the state gained its independence during the reign of Ilarslan (1156-1172) after the death of Sultan Sanjar in 1157.

The fact that Alaeddin Tekish (1172-1200) who took over an independent state, and his successors preferred to fight instead of establishing good relations with the Abbasid Caliph, negatively affected the foreign policy of the state and the Caliph encouraged the Mongol State, which emerged as a new power in this geography, to go on a campaign against the Khwarazm Shah State since he could not cope with it.

In the time of Muhammad II of Khwarazm (1200-1220) and his son Jalaluddin (1220-1231), the fact that the Khwarazm Shah State failed to establish the necessary friendships with the Turkish-Islamic states, to continue established ones, and to pursue a foreign policy in the form of a joint operation

Author’s

Name and Surname Nagehan VURGUN

Student Number

17810501060

Department Tarih/Ortaçağ Tarihi

Study Programme

Master’s Degree (M.A.)

Doctora

Supervisor Prof. Dr. Ayşe Dudu KUŞÇU

Title of the

Thesis/Dissertation Foreign Policy Of The Khwarazm Shah State

(7)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fak. A1-Blok 42090 Meram Yeni Yol /Meram /KONYA

Tel: 0 332 201 0060 Faks: 0 332 201 0065 Web: www.konya.edu.tr E-posta: sosbil@konya.edu.tr

with these states against the enemy caused the Mongol ruler Genghis Khan to initiate the invasion process that left deep traces in the Turkish-Islamic lands.

The struggles of the Khwarazm Shahs with notably the Caliphs and Seljuks, and various Atabeyliks, Gurlus, Karahitays, Kangly-Kipchaks, Ismailis, Ayyubids and Turkey Seljuks are the proofs of how much they showed the strategy necessary to maintain this as well as the greatness and magnificence of their state. The state reveals its power and magnificence at all times and in the region, not with the power of the army, but with the power of strategy and diplomacy. As a matter of fact, when this policy is good and efficient, the state rises steadily, in the periods when this policy is broken, the state can survive as long as the military power it can withstand, otherwise, as in the Khwarazm Shahs, there is no possibility for the state to be sustained.

As a matter of fact, the Khwarazm Shah State distributed its army to Turkestan towns instead of propelling its army for a collective resistance in the face of the Mongolian danger and followed military strategies with a low chance of success led the state to its own end. The state, which survived for 134 years, was passed out of history in 1231.

Keywords: Khwarazm Shahs, Foreign Policy, Mongols, Strategy, Diplomacy

(8)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... III ABSTRACT ... V İÇİNDEKİLER ...VII KISALTMALAR ... XI ÖN SÖZ ...XII

GİRİŞ

KAYNAKLAR, KONUNUN TANITIMI VE KURULUŞ ÖNCESİ HÂREZMŞAHLAR

A. KAYNAKLAR ...1

1.MÜNŞEÂT MECMÛALARI ... 1

2.VEKĀYİNÂMELER ... 3

a. Arapça ve Farsça Vekāyinâmeler ... 3

b. Gürcü, Ermeni ve Süryânî Vekāyinâmeleri ... 11

3.COĞRAFÎ ESERLER ... 12

4.ŞEHİR TARİHLERİ ... 13

5.SEYAHATNÂMELER ... 13

6.ARAŞTIRMALAR ... 14

B. DIŞ İLİŞKİLER VE DİPLOMASİ HAKKINDA ...16

C. KURULUŞ ÖNCESİ HÂREZM ...17

1.HÂREZM İSMİNİN MENŞEİ,TANIMI VE ÖNEMİ ... 17

2. HÂREZM BÖLGESİNDE HANEDANLIKLAR DÖNEMİ SLÂMİYET ÖNCESİ VE SONRASI) ... 19

3.ANUŞ TEGİN DÖNEMİ (1077-1097) ... 23

4.KUTBEDDİN MUHAMMED DÖNEMİ (1097-1128) ... 24

BİRİNCİ BÖLÜM KURULUŞ DÖNEMİNDE HÂREZMŞAH DEVLETİ’NİN DIŞ POLİTİKASI 1.1.HÂREZMŞAHATSIZDÖNEMİNDEDIŞPOLİTİKA(1128-1156) ... 27

1.1.1. Atsız’ın Hârezmşah Olması ve Sadakat Devri (1128-1135) ... 27

1.1.1.1. Sultan Sencer’in Mâverâünnehir Seferi’nde Hârezmşah Atsız’ın Rolü (1130) ... 28

1.1.1.2. Sultan Sencer’in Irak Seferi’nde Hârezmşah Atsız’ın Rolü (1132) . 29 1.1.1.3. Sultan Sencer’in Gazne Seferi’nde Hârezmşah Atsız’ın Rolü (1135) ... 31

1.1.2. Hârezmşah Atsız’ın Büyük Selçuklular ile Mücadele Dönemi (1135-1148) ... 32

1.1.2.1. Sultan Sencer’in Hârezm Üzerine Birinci Seferi ... 32

1.1.2.2. Atsız’ın Hârezm’e Dönüşü ve Buhara’ya Hâkim Olması ... 34

1.1.2.3. Katvan Muharebesi Sonrasında Atsız’ın Selçuklu Beldelerini İşgali 36 1.1.2.4. Sultan Sencer’in Hârezm Üzerine İkinci Seferi (1143) ... 40

1.1.2.5. Sultan Sencer’in Hârezm Üzerine Üçüncü Seferi (1147) ... 42

1.1.2.6. Hârezmşah Atsız’ın Cend Şehrini Ele Geçirmesi (1152) ... 46

1.1.3. Hârezmşah Atsız’ın Oğuzlarla İlişkileri (1153-1156) ... 47

1.1.3.1. Hârezmşah Atsız’ın Sultan Sencer’e Gönderdiği (1. Mektup) ... 51

(9)

1.1.3.2. Hârezmşah Atsız’ın Sultan Sencer’e Gönderdiği (2. Mektup) ... 52

1.1.3.3. Hârezmşah Atsız’ın Sultan Sencer’e Gönderdiği (3. Mektup) ... 53

1.1.4. Hârezmşah Atsız Dönemi Abbâsî Halifeliği ile İlişkiler ... 54

1.1.4.1. Hârezmşah Atsız’ın Halife Muktefî Liemrillâh’a Gönderdiği (1.Mektup) ... 55

1.1.4.2. Hârezmşah Atsız’ın Halife Muktefî Liemrillâh’a Gönderdiği (2. Mektup) ... 57

1.1.4.3. Hârezmşah Atsız’ın Halife Muktefî Liemrillâh’a Gönderdiği (3. Mektup) ... 58

1.1.4.4. Hârezmşah Atsız’ın Halife Muktefî Liemrillâh’a Gönderdiği (4. Mektup) ... 59

1.2. HÂREZMŞAH İLARSLAN DÖNEMİNDE DIŞ POLİTİKA (1156-1172) ... 60

1.2.1. Tahta Geçme Süreci (1156) ... 60

1.2.2. Hârezmşah İlarslan’ın Batı Siyaseti ... 60

1.2.2.1. Irak Selçukluları ile İlişkiler ... 60

1.2.2.2. Oğuzlar Üzerine Horasan Seferi ve İldenizoğulları ile Mücadele .... 62

1.2.3. Hârezmşah İlarslan’ın Doğu Siyaseti ... 65

1.2.3.1. Karahıtay Devleti ile Mücadele ... 65

İKİNCİ BÖLÜM YÜKSELİŞ DÖNEMİNDE HÂREZMŞAH DEVLETİ’NİN DIŞ POLİTİKASI 2.1.HÂREZMŞAHTEKİŞDÖNEMİNDEDIŞPOLİTİKA(1172-1200) ... 68

2.1.1. Hârezmşah Tekiş’in Sultanşah ile Taht Mücadelesi ... 68

2.1.1.1. Sultanşah Mahmud ve Hârezmşah Tekiş Arasında Anlaşma Yapılması ve Tekiş’in Tahta Geçmesi (1189) ... 72

2.1.2. Karahıtay Devleti ile Mücadele ve Kıpçakların Yardımı ... 73

2.1.3. Hârezmşah Tekiş’in Horasan Politikası ... 76

2.1.4. Irak Selçukluları ve Halifelik ile İlişkiler ... 78

2.1.5. Kıpçaklar ile Mücadele ... 87

2.1.6. İsmailîler ile Mücadele ... 89

2.2. HÂREZMŞAH ALÂEDDİN MUHAMMED DÖNEMİNDE DIŞ POLİTİKA(1200- 1220) ... 90

2.2.1. Hârezmşah Muhammed’in Tahta Geçmesi (1200) ... 90

2.2.2. Hârezmşah Muhammed’in Mücadele Ettiği Devletler ... 90

2.2.2.1. Gurlu Sultanlığı ile Mücadele ... 90

2.2.2.2. Hârezmşah Muhammed’in Karahıtay Seferi (1207) ve Horasan’daki Karışıklıklar ... 101

2.2.2.3. Hârezmşah Muhammed’in Karahıtaylar Üzerine Yeniden Yürümesi (Ilâmış Zaferi 1210) ... 105

2.2.3. Hârezmşah Muhammed’in Son Verdiği Devletler ... 107

2.2.3.1. Batı Karahanlı Devleti’nin Sona Ermesi ... 107

2.2.3.2. Karahıtay Devleti’nin Sona Ermesi ... 109

2.2.3.3. Gurlu Devletinin Yıkılışı ve Gazne’nin Fethi ... 111

2.2.4. Irak-ı Acem’in (Batı İran’ın) Fethi ... 113

2.2.5. Abbâsî Halifeliği ile İlişkiler ... 116

2.2.6. Terken Hatun ve Devlet İdaresindeki Etkisi ... 120

(10)

2.2.7. Moğollar ile İlk Mücadele ... 123

2.2.8. Moğollar ile İlişkilerin Başlaması ... 125

2.2.8.1. Moğol İstilâsında Halife’nin Rolü ... 129

2.2.8.2. Moğollar’ın Hârezmşahlar’la Mücadelesi ... 132

2.2.9. Hârezmşah Muhammed’in Vefatı ... 143

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÇÖKÜŞ DÖNEMİNDE HÂREZMŞAH DEVLETİ’NİN DIŞ POLİTİKASI 3.1. CELÂLEDDİN HÂREZMŞAH DÖNEMİNDE DIŞ POLİTİKA (1220- 1231) ... 146

3.1.1. Celâleddin Mengübertî’nin Tahta Geçmeden Önceki Faaliyetleri ... 146

3.1.2. Celâleddin Mengübertî’nin Hindistan’daki Faaliyetleri (1221-1224) .. 151

3.1.3. Celâleddin Mengübertî’nin Irak’ı Acem’i (Batı İran’ı) Ele Geçirmesi ve Tahta Oturması (1224) ... 155

3.1.4. Celâleddin Hârezmşah’ın Abbâsî Halifeliği ile İlişkileri ... 157

3.1.5. İldenizlilerle İlişkiler ve Azerbaycan’ın Alınması ... 162

3.1.5.1. Meraga ve Tebriz’in Alınması ... 162

3.1.5.2. Atabeg Özbek Taraftarlarının İsyanı ... 165

3.1.5.3. Gence ve Civarındaki Yerlerin Ele Geçirilmesi Vezir Şerefü’l- Mülk’ün Azerbaycan ve Erran’daki Fetihleri ... 167

3.1.6. Celâleddin Hârezmşah’ın Gürcülerle İlişkileri ... 168

3.1.6.1. Celâleddin Hârezmşah’ın I. Gürcistan Seferi ve Gerni Zaferi ... 168

3.1.6.2. Gürcü Ülkelerine Akınlar Yapılması ... 170

3.1.6.3. Hârezmşah’ın II. Gürcistan Seferi ve Tiflis’in Fethi ... 171

3.1.6.4. Ani ve Kars Kuşatması ... 175

3.1.6.5. Gürcülerle Yapılan Son Meydan Muharebesi ... 175

3.1.7. Celâleddin Hârezmşah’ın Eyyûbîler’le İlişkileri ... 177

3.1.7.1. Celâleddin Hârezmşah’ın Eyyûbîler’le İlk Teması ... 177

3.1.7.2. Hârezmşah’ın I. Ahlat Kuşatması (1226) ... 180

3.1.7.3. Hârezmşah’ın Yıva Türkmenlerine Saldırısı ... 181

3.1.7.4. Hârezmşah’ın Ahlat Bölgesinde Akın ve Yağma Yaptırması ... 182

3.1.7.5. Hârezmşah’ın Ahlat’ı Fethetmesi (1230) ... 183

3.1.7.6. Hârezmşah’ın Ahlat’ı Zaptından Sonraki İcraatları ... 187

3.1.7.7. Ahlat Fetihnamesi ... 188

3.1.7.8. Hârezmşah’ın Melik Eşref ile Anlaşması ve Onun Kardeşlerini Serbest Bırakması ... 191

3.1.7.9. Hârezmşah’ın Moğollar’a Karşı Yardım İstemek İçin Melik Eşref’e Elçi Göndermesi ... 193

3.1.8. Celâleddin Hârezmşah’ın Türkiye Selçukku Devleti ile İlişkileri ... 194

3.1.8.1. Diplomatik İlişkiler ... 194

3.1.8.1.1. Celâleddin Hârezmşah’ın I. Alâeddin Keykubad’a İlk Mektubu ... 194

3.1.8.1.2. Alâeddin Keykubad’ın Celâleddin Hârezmşah’a Cevap Mektubu ... 196

3.1.8.1.3. Celâleddin Hârezmşah’ın İkinci Mektubu ... 198

3.1.8.1.4. İlişkilerin Gerginleşmesi, Celâleddin Hârezmşah ve I. Alâeddin Keykubad’ın arasında Elçilik Heyetlerinin Gidip Gelmesi ... 200

(11)

3.1.9. Alâeddin Keykubad’ın Celâleddin Hârezmşah’a Karşı Eyyûbî

Melikleriyle İttifak Yapması ... 205

3.1.9.1. Yassıçemen Muharebesi (10 Ağustos 1230) ... 206

3.1.10. Celâleddin Hârezmşah’ın İsmâilîlerle İlişkileri ... 210

3.1.11. Celâleddin Hârezmşah’ın Moğollar’la İlişkileri ... 214

3.1.11.1. İsfahan Muharebesi (1228) ... 214

3.1.11.2. Moğollar’ın Azerbaycan’da Celâleddin Hârezmşah’ı Takibi (Mugan Mağlupiyeti 1231) ... 216

3.1.11.3. Ahlat Yakınlarında Moğolların Görülmesi ... 218

3.1.11.4. Celâleddin Hârezmşah’ın Ölümü ... 219

SONUÇ ...222

KAYNAKÇA ...225

EKLER ...237

ÖZGEÇMİŞ ...243

(12)

KISALTMALAR

AÜDTCFD Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi

b. Bin

Bkz. Bakınız c. cilt çev. çeviren

DİA Diyanet İslâm Ansiklopedisi

Ed. Editör

ESOGÜTD Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Tarih Dergisi

Haz. Hazırlayan

İA. MEB İslâm Ansiklopedisi

İ.Ü. İstanbul Üniversitesi

İÜEFTD İstanbul Üniversitesi Edebîyat Fakültesi Tarih Dergisi

Ktb. Kütüphâne

MEB Milli Eğitim Bakanlığı

M.Ü. Marmara Üniversitesi

Neşr. Neşreden

Nr. Numara

ö. ölüm tarihi

S. Sayı

s. Sayfa

terc. tercüme eden

TDK Türk Dil Kurumu

TDV Türkiye Diyanet Vakfı

TTK Türk Tarih Kurumu

USAD Uluslararası Selçuklu Araştırmaları Dergisi

vb. ve benzeri

vs. ve saire

vr. Varak

yay. yayını, yayınlayan

(13)

ÖN SÖZ

Orta Asya coğrafyasında Türklerin İslâmiyet’i kabulünden önce ve sonra çeşitli Türk devletleri kurulmuştur. İslam sonrası dönemde birbiri ardına Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular ve Hârezmşahlar gibi Türk devletlerinin ortaya çıktığı görülmektedir.

İşte bunlardan birisi olan ve Anuş Tegin oğulları tarafından kurulan Hârezmşah Devleti XII. ve XIII. asırlarda siyasten var olmuş bir Türk-İslâm devletidir. Bu devletin hüküm sürdüğü çağlarda Türk-İslâm dünyası iki tramvatik vaka ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlardan biri Haçlı seferleri diğeri ise Moğol istilâsıdır. Tez konumuz özellikle tarihimizde derin izler bırakan Moğol istilâsı sürecinin Hârezmşah Devleti’ne bakan kısmını aydınlatması bakımından oldukça ehemmiyet arz etmektedir.

Hârezmşah Devleti’nin dış politikasını konu edindiğimiz çalışmamızda her ne kadar “Dış Politika” tabirinin modern bir kavram olduğunu düşünüyorsak da anakronizme düşmemeksizin o çağın içerisinden dış ilişkileri incelemek gayretindeyiz.

Bunun adına diplomasi veya haricî münasebetler ya da diğer devletlerle ilişkiler, (el- alakatu’l-Hariciyye) de diyebilirdik ama biraz da modern dünyaya hitap ettiğimiz için

“Dış Politika” başlığını kullanmayı uygun gördük.

Çalışmamızda Hârezmşah Devleti’nin kurucusu olarak kabul edilen Atsız döenmi ve İlarslan, Tekiş, Alâeddin Muhammed, Celâleddin Hârezmşah dönemlerinde dış politikada takip edilen stratejiler konu edinilmiştir. Özellikle Atsız döneminde Dîvân-ı İnşâ reisliğine kadar yükselen Reşîdüddin Vatvât’ın Fars diline ait olan ve ilim dünyasında yeterince istifade edilmeyen eserlerinin çevirisi yapılmış ve tezimiz de karanlık kalan noktalar, büyük ölçüde aydınlatılmıştır.

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır:

Birinci bölümde Hârezmşah Devleti’nin kuruluş dönemi Sultan’ları Atsız ve İlarslan’ın dış politikada da takip ettiği stratejiler öne çıkarılmıştır. Hârezmşah Atsız’ın Büyük Selçuklu Devleti’ne sadık kaldığı dönem ile isyan ettiği dönem ayrı ayrı incelenmiş, Atsız’ın uyguladığı stratejilerdeki iniş ve çıkışların sebepleri ortaya konulmak istenmiş, Sultan Sencer’in vefatı ile Selçuklu topraklarında oluşan boşluğu doldurmada yetersiz kalan Hârezmşah İlarslan’ın devleti yönetirken kullandığı stratejiler incelenmiştir.

İkinci bölümde Hârezmşah Devleti’nin yükseliş dönemi Sultan’ları Alâeddin

(14)

Tekiş ve Alâeddin Muhammed’in komşu devletlerle siyasi münsebetleri çerçevseinde geliştirdiği stratejiler tespit edilmiştir. Alâeddin Tekiş’in Kanglı-Kıpçak Türkleri’ni orduya kanalize etmesiyle yükselen Hârezmşah Devleti’nin inkişaf süreci analiz edilmiş ve Alâeddin Muhammed’in Gur, Karahanlı ve büyük oranda Karahıtay Devleti’ne son vermesi ile büyük bir coğrafyaya hâkim olması neticesinde belirlediği stratejilerin eksileri ve artıları tartışılmıştır.

Üçüncü bölümde ise Hârezmşah Devleti’nin Moğol istilâsından sonra çökme sürecine girmesi, son Hârezmşah Celâleddin’in Moğollar tarafından dağıtılan devleti yeniden topralayarak Azerbaycan ve Doğu Anadolu’da yeni bir devlet kurma aşaması ve bu süreçte gelişen olaylar silsilesi ele alınmıştır.

Araştırmada istifade edilen kaynaklarda geçen isim ve ıstılahların kullanımında bir birlik olması açısından umumiyetle Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nin transkripsiyon sistemi esas alınmıştır.

Bu tezi hazırlamakta büyük yardım ve teşviklerini gördüğüm değerli hocam ve tez danışmanım Prof. Dr. Ayşe Dudu KUŞÇU’ya teşekkürü bir borç bilirim. Kıymetli bilgilerinden istifade ettiğim Prof. Dr. Bekir BİÇER ve Prof. Dr. Mehmet Ali HACIGÖKMEN, Prof. Dr. M. Hanefi PALABIYIK ve Doç. Dr. Sefer SOLMAZ’a şükranlarımı arz ediyorum. Ayrıca tezimi hazırlama sürecinde maddi ve manevî desteği ile her zaman yanımda olup beni motive eden hayat arkadaşım Nusret VURGUN’a ve kızım Ayşe Buğlem VURGUN’a minnettarım.

KONYA 2021 Nagehan VURGUN

(15)

GİRİŞ

KAYNAKLAR, KONUNUN TANITIMI VE KURULUŞ ÖNCESİ HÂREZMŞAHLAR

A. KAYNAKLAR

Çalışmamda kullandığım kaynaklar yazıldıkları dillere ve metinlerde kullanım sıralarına göre (çok kullanılandan az kullanılana doğru) sıralanmıştır. Bu eserler, çalışmada ana kaynaklar olarak değerlendirilmiş, kullandığımız her kaynak ise buraya alınmamıştır. Aşağıda da görüleceği gibi bu eserler her açıdan değerlendirilmeyip çalışmamıza sağladığı katkılar, araştırmamızda konu edinilmiştir.

1. Münşeât Mecmûaları

Münşeât Mecmûaları, devletin resmî belgelerinin özel veya resmî mektuplarının yer aldığı eserlere verilen genel bir isimdir. Ortaçağ devletlerine ait orijinal vesikaların çok büyük bir kısmı yangın, doğal felaketler ve savaşlar neticesinde yok olmuştur. Ancak şunu belirtmekte fayda var. Hârezmşahlar dönemine ilişkin bazı münşeât mecmuaları günümüze kadar gelmiştir.

Bunların başında Reşîdüddin Vatvât’a ait olan münşeât mecmuaları gelmektedir. Müellif isminden çok lâkabı olan “Vatvât” veya “Reşîdüddin Vatvât”

diye anılmaktadır.1 Doğum tarihini kesin olarak bilmiyoruz ancak (1088-1094) yılları arasında Belh’te doğduğu kabul edilmektedir. 1178 veya 1182 yılında Hârezm’de ölmüş ve Gürgenç’te defnedilmiştir.2

Reşîdüddin Vatvât hem Hârezmşah Devleti’nin kuruluş dönemine şahit olması ve Hârezmşah Alâeddin Tekiş’in saltanatının başlangıcına kadar devlet hizmetinde bulunması bakımından hem de eserinin zengin edebî anlatımları ile çalışmamız açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Kendisi, Hârezmşah Atsız döneminde Dîvân-ı İnşâ reisliğine kadar yükselmiş ve ölene kadar da Hârezmşahlar’ın hizmetinde bulunmuştur. Reşîdüddin Vatvât’ın münşeât mecmuaları çalışmamızın temel kaynakları arasında yer almıştır.

Reşîdüddin Vatvât’a ait münşeât mecmualarından biri olan Ebkârü’l-Efkâr

1 Cüveynî Reşîdüddîn’e çok çirkin olduğu için yarasa manasına gelen Vatvât lâkabının verildiğini söyler. Cüveynî, Alâeddin Ata Melik, Tarih-i Cihan Güşa, (çev: Mürsel Öztürk), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1999, s.254.

2 Ahmet Ateş, “Raşid al-Din Vatvât’ın Eserlerinin Bâzı Yazma Nüshaları”, İÜEFTD, c.XX, S.14, (1959), s.1.

(16)

fi’r-Resâ’il ve’l-Eş‘âr3 Hârezmşah Atsız için toplanmış bir mecmua olup, dört bölümden oluşmaktadır. Arapça ve Farsça mektupların yanı sıra yine bu iki dilde kasideler de bulunmaktadır. Bu mecmuada bulunan mektupların bir kısmı Vatvât’ın diğer eserlerinde de mevcuttur. Ayrıca Hârezmşah Atsız ve İl-Arslan dönemlerine ait olup yine Reşîdüddin Vatvât’ın kaleminden çıkan, Halifelik makamına gönderilen Arapça mektuplar Heribert Horst tarafından özetlenerek Almanca’ya tercüme edilmiş 4 sonrasında da Ergin Ayan tarafından Almanca’dan Türkçemize kazandırılmıştır.5 Araştırmamda bu mektupların Türkçe tercümesini kullandım.

Özellikle, “Hârezmşah Atsız ile Abbâsî Halifeliği Arasındaki İlişkiler” başlıklı bölümün en muteber kaynağı bu mektuplar olmuştur.

Reşîdüddin Vatvât’a ait olan bir diğer eser Arâisü’l-Havâtır ve Nefâisü’n- Nevâdir’dir.6 Bu münşeât mecmuasında ise yine Arapça ve Farsça mektuplar bulunmakla birlikte bunların sayıları nüshalar arasında farklılık arz etmektedir. Ayrıca Hârezmşah Atsız tarafından Sultan Sencer’e gönderilen mektuplar da bu mecmûada bulunmaktadır ki, siyasi tarih çalışmaları için taşıdığı önemin yanı sıra üslûp olarak da devrin yazışma usullerini göstermesi bakımından son derece önemlidir. Ebkârü’l- Efkâr ve Arâ’isü’l-Havâtır’da bulunan ve Kâsim-i Tûysîrkânî tarafından Nâmehâ-yi ReşîdüddinVatvât7 adı ile neşredilen bu Farsça mektuplar da yine en çok istifade ettiğim kaynaklar arasında yer almıştır. Nâmehâ-yi Reşîdüddin Vatvât, mukaddime, birinci bölüm, ikinci bölüm, üçüncü bölüm ve hatime isimli beş ayrı bölümden oluşmaktadır.

Reşîdüddin Vatvât’a ait bir diğer münşeât mecmuası da ‘Umdetü’l-Bülegâ’ ve

‘Uddetü’l-Füsahâ’dır.8 Bu mecmuanın iki nüshası bulunmaktadır. Bu mecmûada bulunan mektupların çoğu Vatvât’a ait diğer mecmualarda da mevcuttur. Hârezmşah Atsız tarafından Hilâfet makamına gönderilen mektupların bulunduğu bu mecmua

3 Reşîdüddîn Vatvât, Ebkârü’l-Efkâr fi’r-Resâil ve’l-Eşâr, İstanbul Üniversitesi, nr. F 424.

4 Heribert Horst, “Arabische Briefe der Horazmsahs an den Kalifenhof aus der Feder des Rasid ad- Din Watwat”, Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft, c.XVI, (1966), ss.25-43.

5 Heribert Horst, “Reşîdeddîn Vatvât’ın Koleksiyonunda Hârezmşahlardan Halifeliğe Yazılan Arapça Mektuplar”, (çev: Ergin Ayan), ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, c. III, S.6, (2012), ss. 333-335.

6 Reşîdüddîn Vatvât, ‘Arâisü’l-havâtır ve Nefâisü’n-Nevâdir, Süleymaniye Ktb, Ayasofya, nr. 4015.

7 Reşîdüddîn Vatvât, Nâmehâ-yi ReşîdüddînVatvât, (Neşr: Kâsim-i Tûysîrkânî), Tahran, 1938.

8 Reşîdüddîn Vatvât, “Umdetü’l-Bülegâ’ ve ‘Uddetü’l-Füsahâ”, Süleymaniye Ktb, Esad Efendi, nr.

3302.

(17)

siyasi tarih çalışmaları açısından oldukça kıymetlidir

Ayrıca Müeyyidü’d-devle Müntecebeddin Bedî’ nin Atebetü’l-Ketebe 9 isimli eseri de Büyük Selçuklu Sultan’ı Sencer’in saltanat dönemi ile ilgili önemli bir münşeât mecmuasıdır. Müntecebeddin Bedî’, Sultan Sencer devrinde Büyük Selçuklu Devleti İnşâ Dîvânının başındadır. O, Sencer’in Hârezmşah Atsız’a karşı çıktığı üçüncü Hârezm Seferi’nde (1147) Sultan’ın en yakın nedimi olarak yanında yer almıştır.10 Atebetü’l-Ketebe’de Sultan Sencer’in Oğuzlarla olan münasebetlerinin seyri, Katvan Savaşı (1141) sonrasında Mâverâünnehir’deki iktisadî hayatın durumu11 gibi noktalarda önemli bilgiler edindik.

2. Vekāyinâmeler

a. Arapça ve Farsça Vekāyinâmeler

Vekāyinâmeler, yaşanan olayları kronolojik bir sıra ile dünyanın yaratılışından müellifin kendi yaşadığı döneme kadar anlatan eserlerdir. Bu eserler bize daha çok siyasi olaylar hakkında bilgiler verir. İçerdiği bilgilerin doğruluğunun diğer eserlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve irdelenmesi gerekir. Araştırmamız kapsamında Farsça ve Arapça vekāyinâmeler başta olmak üzere Ermeni Gürcü ve Süryânî vekāyinâmeleri ile onlardan daha az olmak üzere Latince ve Türkçe vekāyinâmelerden istifade edilmiştir. Bunlar arasında özellikle Cüveynî’nin Tarih-i Cihan-Güşa, Nesevî’nin Celâlüttin Hârezmşah, İbnü’l-Esîr’in el-Kâmil fî’t-târih, Reşidüddîn Fazlullah’ın Câmiu’t-tevârîh, Cûzcânî’nin Tabakât-ı Nâsırî isimli eserlerini zikretmek yerinde olur.

Cüveynî, Alâeddin Ata Melik (ö. 1283)

İran’ın köklü ailelerinden birine mensup olan Cüveynî, Moğollar’ın önde gelen devlet adamlarından birisidir. Moğol sarayında çeşitli kademelerde çalışmış, zamanla idareciliğe kadar yükselmiştir. En önemli eseri Tarih-i Cihan-Güşa12 Farsça kaleme alınmış bir eserdir. Cihan-Güşa, Hârezmşah Devleti için ana kaynaklardan biri olma

9 Müeyyidü’d-devle Müntecebeddin Bedî’ Atabeg el-Cüveynî, Atebetü’l-ketebe, Mecmûa- Mürâselât-i Dîvân-ı Sultan Sencer, (Neşr: Muhammed Kazvînî-Abbas İkbal), Tahran, 1329 hş.

10 Tahsin Yazıcı, “Müntecebüddin Bedî’”, DİA, C.XXXII, TDV Yayınları, İstanbul 2006, s.25.

11 Bkz: K. S. Lambton, Atabetü’l-Ketebe’ye Göre Sancar İmparatorluğunun Yönetimi (çev: N.

Kaymaz), TTK Yayınları, Ankara, 1973; s.375-376 Müntecebeddin Bedî’, Atebetü’l-ketebe, ss.21- 22.

12 Cüveynî, Alâeddin Ata Melik, Tarih-i Cihan Güşa, (çev: Mürsel Öztürk), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1999.

(18)

özelliği taşımaktadır.

Eser, Sultan Sencer’in Hârezmşah Atsız üzerine yaptığı seferler, Hârezmşah İlarslan’ın Karluklarla ilişkileri ve Mâverâünnehir seferi, Alâeddin Tekiş’in kardeşi Sultanşah ile taht mücadelesi ve Horasan bölgesinde yürüttüğü faaliyetler, Alâeddin Muhammed’in Karahıtaylar ile mücadelesi ve Gurlu Devleti ile olan münasebetleri Celâleedin Hârezmşah’ın Hindistan, Irak-ı Acem ve Azerbaycan’da yürüttüğü faaliyetler, Abbâsî Halifeliği ve Moğollar’la ilişkileri gibi konularda tezimiz için oldukça malzeme vermiştir. Ayrıca Hârezmşah Devleti’nin kuruluş, gelişim ve çöküş evrelerini incelerken Cüveynî’nin vekāyinâmesi başvurduğum temel kaynaklardan olmuştur.

Nesevî, Muhammed b. Ahmed (ö. 1250)

Horasan’ın Nesa şehrinde doğan Nesevî, İran’ın ünlü münşîlerindendir. Asil ve zengin bir aileden gelen Nesevî, gençliğinde Hârezmşah Alâeddin Muhammed’in bütün icraatına şahit olmuş, onun idarî, askerî ve diğer ileri gelen adamlarıyla tanışmıştır. Horasan’da meydana gelen karışıklıklar ve Moğol istilâsı üzerine memleketinden ayrılmış ve Meraga’yı ele geçirmiş bulunan Celâleddin’in yanına gitmiştir. Celâleddin ona İnşâ Dîvânı’nın kâtipliği görevini vermiştir. Celâleddin Hârezmşah’ın hizmetinde çalışmış ve onun ölümünden sonra Siret üs Sultân Celâlüttin Mengübertî13 adlı eserini kaleme almıştır. Eser Necip Asım tarafından Celâlüttin Hârezmşah adıyla dilimize tercüme edilmiştir.

Nesevî’nin Alâeddin Muhammed ve Celaleleddin Hârezmşah dönemine şahitlik eden birisi olması sebebiyle birçok konuda eserinden faydalandım. Özellikle Alâeddin Muhammed’in Gurlu, Karahıtay, Karahanlı ve Moğol Devleti ile ilişkileri, Celâleddin Hârezmşah’ın Azerbaycan beldelerini almasını, Gürcüler üzerine seferler düzenlemesini, Eyyûbî ve Türkiye Selçuklu Devleti ile ilişkilerini incelerken başvurduğum en önemli kaynaklardan biri olmuştur.

İbnü’l-Esîr, İzzeddin Ali b. Muhammed (ö. 1233)

1160’da Cizre’de (Cezîre-i İbn Ömer) doğdu; bundan dolayı Cezerî nisbesiyle, babasının Esîrüddin lakabını taşımasından dolayı da İbnü’l-Esîr künyesiyle anılır.

13 Nesevî, Celâlüttin Hârezmşah, (çev: Necip Asım), Devlet Matbaası, İstanbul 1934.

(19)

İbnü’l-Esîr tarafından yazılmış olan el-Kâmil fî’t-Târih14 isimli eser genel anlamda İslâm tarihi açısından oldukça önemli bir kaynaktır. Hatta bu eser müellife Ortaçağın en büyük ve en güvenilir tarihçilerinden birisi olma özelliğini kazandırmıştır.15

İbnü’l-Esîr’in el-Kâmil fî’t-Târih isimli eseri Moğol istilâsı ile yaklaşık aynı dönemde kaleme alınmıştır. Bununla birlikte İbnü’l-Esîr’in istilâ ile ilgili vermiş olduğu rakamları bilhassa ölü, yaralı ve asker sayısı ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü İbnü’l-Esîr, bu dönemde Irak/Musul’da yaşadığı için olayların ancak bir kısmına yakınen şahit olmuş geriye kalanlarını ise sözlü rivayetlerden öğrenebilmiştir. Örneğin Semerkand ile Buhara’nın zaptını gözüyle gören şahitlerin anlattıklarından nakletmiştir.16

Eserden, Atsız’ın Büyük Selçuklu Devleti ve Oğuzlarla mücadelesi, İlarslan’ın tahta geçiş süreci, Alâeddin Tekiş ve Sultanşah arasındaki taht mücadeleleri, Tekiş’in Irak Selçuklu Devleti’ni yok etmesi, Alâeddin Muhammed’in Gurlular ve Karahıtaylar’la mücadeleleri, Celâleddin Hârezmşah’ın Gürcüler ve Moğollar ve Türkiye Selçuklu Devleti ile mücadelelerini incelerken geniş ölçüde faydalandım.

Reşîdüddin Fazlullâh, el-Hemedanî (ö. 1318)

Ortaçağ İslâm dünyasının en önemli tarihçilerinden birisidir. 1248 yılında Hemedan’da dünyaya gelmiş ve hekimlikle uğraşan bir Yahudi ailesinin çocuğu olduğu için kendisi de hekimlik yapmıştır. Gazan Han (1295-1304) devrinden itibaren İlhanlı Devleti içinde önemli hizmetlerde bulunan Reşidüddîn, bu hükümdarın birinci (1300) ve üçüncü (1303) Suriye seferlerine katılmıştır. Ancak kısa bir süre sonra Olcaytu’nun zehirletilmesi işine karışmakla itham edilerek oğlu İzzeddin İbrahim ile birlikte Ebher yakınlarında idam edilmiştir (17 Temmuz 1318).17 Reşidüddîn’in Câmiu’t-Tevârîh18 adlı eseri istifade ettiğimiz başlıca ana kaynaklar arasında yer almaktadır. Müellif, olayların cereyanında tarafsız bir anlatım sergilemiştir. Eserin tarih yazıcılığı için olduğu kadar, araştırma konumuz için de hususî bir anlamı vardır.

14 İbnü’l-Esîr, İslâm Tarihi El Kâmil Fi’t-Tarih, c.X-XII, (çev: Ahmed Ağırakça-Abdülkerim Özaydın), Türkiyat Matbaacılık, İstanbul 1987.

15 Abdülkerim Özaydın, “İbnü’l-Esîr”, DİA, c.XXI, TDV Yayınları, İstanbul 2000, ss.26-27.

16 Ahmet Özdemir, Moğol İstilâsı, Cengiz ve Hülâgû Dönemleri, İz Yayıncılık, İstanbul 2005, s.18.

17 Osman G. Özgüdenli, “Reşîdüddîn Fazlullah-ı Hemedanî”, DİA, c.XXXV, TDV Yayınları, İstanbul, 2008, s.19.

18 Reşîdüddîn Fazlullâh, Câmiu’t-Tevârîh (Zikr-i Târîh-i Âl-i Selçûk) Tercüme ve Notlar, (çev:

Erkan. Göksu, H. Hüseyin Güneş), Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul 2010.

(20)

Müellif Selçuklular’a müstakil bir bölüm açmış ve bu bölümde çalışma konumuz ile ilgili mühim bilgiler vermiştir.

Reşidüddîn, Sultan Sencer’in Mâverâünnehir seferi, Irak’ta takip ettiği strateji, Katvan Savaşı, bu savaş neticesinde Hârezmşah Atsız’ın Selçuklu beldelerini işgali gibi konularda önemli bilgiler verdiği için araştırmamda bu esere sıkça başvurulmuştur.

Cûzcânî, Osman b. Sirâciddîn (ö. XIII. yy)

Ebû Amr Minhacüddîn Osman b. Sirâciddîn Muhammed el-Cûzcânî 1193 yılında Firuzkuh’ta doğdu. Müellif eserinin bir kısmını, zamanımıza intikal etmeyen birçok kaynaktan faydalanarak yazmıştır. Eser, XIII. yüzyılda yazılan tarihler arasında seçkin bir yere sahiptir.19 Yirmi üç bölümden (tabaka) oluşan Tabakât-ı Nâsırî,20 müellifin yaşadığı dönemde Hindistan ve Afganistan’da meydana gelen olaylar açısından birinci elden kaynak niteliğindedir.

Eserin müellifi Cûzcânî, Cengiz istilâsında Moğollara karşı bizzat savaşmış ve Horasan’da Tülek Kalesi’nin savunmasına katılmış birisidir. Bu bakımdan verdiği bilgiler ayrı bir önem taşır. Yalnız Cûzcânî’nin Gurlular hizmetinde bulunmaktan kaynaklanan eğilimleri, onların müttefiki olan Abbâsî hilafetine ve karşı cephede yer alan Hârezmlilere karşı objektifliğini koruyamamasına yol açmıştır. Bu durum eseri incelerken göz önünde bulundurulması gereken hususlardandır.21

Eser, Hârezmşah Atsız, İlarslan, Alâeddin Tekiş’in tahta geçişi ve Celâleddin Hârezmşah dönemi ile ilgili detaylı bilgiler verir. Cûzcânî, Sultan Tekiş’in Gurlu Devleti’ne karşı Karahıtaylar ile anlaşma yaptığını ve oğlu Alâeddin Muhammed’e de;

“Hıtay kâfirleriyle asla düşman olma! Yoksa İslâm, senin bu işin yüzünden yok olur.”22 diye vasiyette bulunduğunu kaydetmiştir. Bu bilgiler esasen Hârezmşahlar’ın Gurlular’a yönelik siyasetinin temel felsefesini oluşturur. Araştırmamda Cûzcânî’nin eserinde bu tür orijinal bilgilerin değerlendirmelerimde faydası oldu.

Hamdullah Müstevfî-i Kazvînî (ö. 1340)

Hamdullah Müstevfî-i Kazvînî, 1281 yılında Kazvîn’de doğmuştur. Başta

19 A. S. Bazmee Ansari, “el-Cûzcânî, Minhâc-i Sirâc”, DİA, c.VIII, TDV Yayınları, İstanbul 1993, s.98.

20 Minhâc-i Sirac el-Cûzcânî, Tabakât-ı Nâsırî Gazneliler, Selçuklular, Atabeglikler ve Hârezmşahlar, Terc. ve notlar (çev: Erkan Göksu), TTK Yayınları, Ankara 2015, s.11.

21 Özdemir, Moğol İstilâsı, s.17.

22 Cûzcânî, Tabakât, s.125

(21)

İlhanlı veziri Reşîdüddîn Fazlullah olmak üzere dönemin tanınmış âlimlerinin ilim meclislerine katılan Kazvînî, Reşîdüddîn’in dikkatini çekmiş ve dîvân-ı vezâret naibliğine getirilmiştir.23 Kazvînî,’nin eseri peygamberler tarihi, eski İran tarihi, Hz.

Muhammed ve Halifeler tarihi, İslâm devrinde İran ve Turan hanedanları tarihi, âlimler/şairler ve Kazvîn tarihi olmak üzere altı bölümden oluşmaktadır.24

Araştırmamda İlhanlılar döneminde yetişen önemli müverrihlerden biri olan Hamdullah Kazvînî’nin Târîh-i Güzîde25isimli eserinin İngilizce tercümesinden faydalandım. Anuş Tegin dönemi, Atsız’ın Büyük Selçuklu Devleti ile ilişkileri, Sultan Sencer ile mücadelesi, Alâeddin Muhammed’in Gurlular, Karahıtaylar ve Moğollar’la ilişkileri, Celâleddin Hârezmşah dönemi faaliyetleri eserde detayli bir şekilde anlatıldığından, Kazvînî sıkça başvurduğum kaynaklar arasında yer almıştır.

Hüseynî, Ali b. Nâsır (ö. XIII. yy)

Ali b. Nâsır el-Hüseynî’nin Ahbârü’d-Devleti’s-Selçukiyye26 isimli eserinin içinde yer alan bazı bilgiler, müellifin XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde Horasan’da yaşadığına ve muhtemelen Alâeddin Tekiş’in hizmetinde bulunduğuna işaret etmektedir.27 Bu ihtimali göz önünde bulundurarak Hüseynî’nin Hârezmşahlar hakkında verdiği bilgileri tezimde oldukça sık kullandım. Eserden, Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sencer’in düzenlediği Mâverâünnehir ve Irak seferlerinde Atsız’ın üstlendiği rolü anlatırken, ayrıca Atsız’ın Selçuklu beldelerini İşgali ve Karahıtay Devleti’yle ilişkilerini ortaya koyarken ve nihayet İlarslan’ın Horasan Politikasını incelerken faydalandım.

İbn Bîbî, Hüseyn b. Muhammed b. Ali Caferî er-Rugedî (ö. 1285)

Selçuklu devlet erkânından Emir Kemâleddin Kamyar, elçilikle Ahlat’a Celâleddin’in yanına gittiği zaman orada İbn Bîbî’yi tanımış ve dönüşünde Alâeddin Keykubad’a ondan bahsetmiştir. Yassıçemen Savaşı’nı (1230) müteakip, ailece önce

23 Ayşe Dudu Kuşçu, v.d.d, Selçuklu Tarihçiliği’ne Başlarken, Necmettin Erbakan Üniversitesi Kültür Yayınları, Konya 2017 s.56.

24 Erkan Göksu, “Târîh-i Güzîde’ye Göre Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu ve Tuğrul Beg Dönemi”, History Studies, c.III, S.1, (2011), ss.290-291.

25 Hamdullah Müstevfi el-Kazvînî, The Ta’rih-i-Guzida, Part II Containing the Abridged Translation and Indicates: E. G. Browne and R. A. Nicholson, Printed by E. J. Brill, Leyden 1913.

26Ali b. Nâsır El-Hüseynî, Ahbârü’d-Devleti’s-Selçukiyye, (çev: Necati Lügal), TTK Yayınları, Ankara, 1999,

27Osman Gazi Özgüdenli, “Hüseynî, Ali b. Nâsır”, DİA, Gözden Geçirilmiş İkinci Basım, TDV Yayınları, İstanbul, 2006, s.572.

(22)

Dımaşk’a ardından da I. Alâeddin Keykubad’ın daveti ile Konya’ya gelmişler ve devlet hizmetine girmişlerdir.

İbn Bîbî’nin eseri, özellikle I. Alâeddîn Keykûbâd dönemi için oldukça ayrıntılı bilgiler içermekle birlikte kronolojik bazı hatalarının olduğu, olaylar karşısında zaman zaman taraflı bir tutum içine girdiği ve eksik bilgi verdiği bilinmektedir. Bütün bunlara rağmen, bu eser Celâleddin Hârezmşah’ın Türkiye Selçuklu Devleti ile ilişkisini incelerken çalışmamızın en önemli kaynağı olmuştur.

İbn Bîbî’nin el-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-umûri’l’Alâiyye28 isimli eserinde, Celâleddin Hârezmşah’ın Türkiye Selçukluları ile ilişkileri, elçi ve mektup teatileri özellikle de Yassıçemen Muharebesi oldukça ayrıntılı anlatılmıştır.

Bundârî, İmâdeddîn el-Isfahâni (ö. 1245)

İsfahan’da doğdu ve gençlik yıllarını orada geçirdi. 1217’de Suriye’ye giderek Dımaşk’a yerleşti. Bir süre Eyyûbîler’in hizmetinde kâtip olarak görev yaptı ve 2 Ağustos 1245 tarihinde Dımaşk’ta öldü.29 Vezir Enûşirvan b. Hâlid’in hatıralarını yazıp 1134 yılına kadar yaşanan olayları anlattığı Fütûru Zamâni’s-Sudûr ve Sudûru Zamâni’l-Fütûr adlı eseri İmâdeddîn Kâtip İsfihânî tarafından Arapça’ya çevrilerek Zübdetü’n-Nusra ve Nuhbetü’l-‘Usra30 adıyla, 1194 senesine kadarki hadiseleri anlatan bir eser haline getirilmiştir.

Bundârî bu eseri 1226 yılında, asıl metindeki olayları kendi ifadesiyle değiştirmeden, Irak ve Horasan Selçukluları’nın tarihini aktaracak şekilde tamamlamıştır. Hârezmşah Atsız ile Sultan Sencer arasında gelişen olaylar, Hârezmşah İlarslan’ın Horasan’da yürüttüğü faaliyetler ve İldenizoğulları ile mücadeleleri, Irak Selçuklu Devleti’ne Alâeddin Tekiş tarafından nasıl ve neden son verildiği noktasında detaylı bilgiler veren eser, bu özelliğinden dolayı araştırmama oldukça büyük katkı sağlamıştır.

Ahmed b. Mahmûd (ö. 1570)

Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından üç asır sonra (XVI. yüzyıl) yazılan eser, genel bir Selçuklu tarihidir. Osmanlı tarihçisi Ahmed b. Mahmud tarafından

28 İbn Bîbî, El-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-umûri’l’Alâiyye (Selçuk Name) c.I. (çev: Mürsel Öztürk), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1996.

29Abdülkerim Özaydın, “Bundârî”, DİA, c.VI, TDV Yayınları, İstanbul 1992, s.489.

30 İmâdeddîn el-Isfahâni Bundârî, Zubdat al Nusra ve Nuhbat al Usra (Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi), (çev: Kıvameddin Burslan), Maarif Matbaası, İstanbul 1943.

(23)

yazılan eserde, Selçukluların kuruluşundan Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna kadarki hadiseler kaleme alınmıştır. Ahmed b. Mahmûd’un Selçuk-nâme’si31 geç bir dönemde kaleme alınmasına rağmen, eserde çalışma konumuz ile ilgi önemli bilgiler bulunmaktadır.

Ahmed b. Mahmud Atsız’ın Sencer’la birlikte çıkmış olduğu seferler hakkında önemli bilgiler vermekle birlikte Atsız’ın 1135 yılından sonra Sultan Sencer’e karşı başlattığı mücadele hakkında oldukça detaylı bilgiler vermektedir. O eserinde Katvan muharebesinin müsebbibi olarak Atsız’ı göstermektedir. Duyumlarına göre Atsız, Sencer’in daha önceden iki oğlunu öldürmesini kabullenememiş Karahıtaylar’a haber gönderip o bölgeyi ele geçirmeleri için onları tahrik ve süratle hareket etmeye teşvik etmiştir.32 Çalışmamda Ahmed b. Mahmud’un verdiği bu bilgileri de kullanarak Hârezmşah Atsız’ın dış politikadaki staretjilerini belirlemeye çalıştım

Râvendî, Muhammed b. Ali b. Süleyman (ö. 1207’den sonra)

Muhammed b. Ali b. Süleyman er-Râvendî, Kâşân yakınlarındaki Râvend kasabasında doğmuştur. Dayısı ile birlikte Irak’ın çeşitli şehirlerini gezmiş ve Türkiye Selçuklu Devleti ve Irak Selçuklu Devleti hakkında bilgiler toplayarak eserinde kullanmıştır.33 Râvendî 1202 tarihinde Râhatü’s-Sudûr34 isimli eserini Türkiye Selçuklu Sultanı I. Gıyâseddin Keyhüsrev’e (1205-1211) ithaf etmiştir.

Ravendî eserinde; Alâeddin Tekiş’in II. Tuğrul’u katlettiğini ve Irak’ta kendisine köşkler yaptırdığını ifade etmiş ve Sultan Tekiş tarafından Irak’ın ele geçirilişini anlatırken fazlasıyla Hârezmşahlar’ı suçlamıştır. O, “Hârezmşahların Irak bölgesinde yaptıklarını “haksız yere kan dökmek, zulüm yapmak, yağma ve yıkma gibi işlerde Hârezmlilerin Iraklılara gösterdikleri merhametsizlikleri ve yaptıkları kanunsuzluğu, Oğuzlar Horasan’da yapmamışlardı.”35 diyerek ifade etmiştir. Eserden Alâeddin Tekiş’in Irak Selçuklu Devleti’ne son verdikten sonra Irak’ta meydana gelen karışıklıklara karşı takip ettiği politikaları anlatmak için faydalandım. Eser, özellikle

31 Ahmed b. Mahmûd, Selçuk-Nâme, c.II, (Haz. Erdoğan Merçil), Tercüman, 1001 Temel Eserler, İstanbul 1977.

32 Ahmed b. Mahmud, Selçuk-Nâme, s.50.

33Abdülkerim Özaydın, “Râvendî Muhammed b. Ali”, DİA, c.XXXIV, TDV Yayınları, İstanbul 2007, s.471.

34 Muhammed b. Ali b. Süleyman er-Râvendî, Râhatu’s-Sudûr ve Âyetü’s-Surûr (Gönüllerin Rahatı ve Sevinç Alâmeti), c.II, (çev: Ahmed Ateş), TTK Yayınları, Ankara 1960.

35 Ravendî, Râhatu’s-Sudûr, s.356, 363.

(24)

Alâeddin Tekiş’in Irak bölgesini oğlu Melik Yunus Han’a bıraktıktan sonrası hakkında oldukça detaylı bilgiler vermektedir.

Mîrhând, Muhammed b. Hâvendşâh b. Mahmûd (ö. 1498)

Timurlular dönemi müelliflerinden Muhammed b. Hâvendşâh b. Mahmûd Mîrhând tarafından kaleme alınan eser, yedi ciltten oluşmaktadır. Mîrhând’ın Ravzatu’s-Safâ fi Sireti’l Enbiyâ ve’l-Mülük ve’l-Hulefa36 isimli eserinden özellikle Sultan Sencer’in Atsız’ı Hârezmşah olarak tayin etmesi, Sultan Sencer’den sonra Horasan bölgesinin Hârezmşah İlarslan’a bağlanması, İlarslan ve Alâeddin Tekiş’in Irak Selçukluları ile ilişkileri ve Irak bölgesinin Hârezmşah Devleti’ne dâhil olması gibi konuları incelerken faydalandım.

Ayrıca Hârezm’in Selçuklular’a intikalini ve Gazneliler’in yıkılış evresini anlatırken Mîrhând’ın sözü edilen eserinin Ravzatu’s-Safâ Gazneliler (Mülûk-i Gaznevyye) 37 kısmının tercümesinden de faydalanmayı gözardı etmedim.

Beyhakî, Ebu’l-Fazl Muhammed b. Hüseyin (ö. 1066)

Ebu’l-Fazl Beyhakî, 999 yılında Nişâbur yakınındaki Beyhak bölgesinde dünyaya gelmiştir. 19 yıl Gaznelilerin Divanü’r-Resâili’nde çalışan Ebu’l-Fazl Beyhakî’nin Târîh-i Beyhakî 38 isimli eseri Gazneli Devleti’nin umumî tarihi niteliğindedir. Hârezm bölgesinin Selçuklular öncesi tarihini ortaya koyarken en çok başvurduğum eserler arasında Târîh-i Beyhakî’de yer aldı.

İbn Kesîr, İmâdeddin İsmâil b. Ömer (ö. 1373)

İbn Kesîr’in büyük tarihçiler arasında yer almasını sağlayan el-Bidâye ve’n- Nihâye39 isimli eseri, başlangıçtan 1366 yılına kadar gelen olayları kronolojik sırayla anlatan on dört ciltlik umumi bir İslâm tarihidir.40 Eserden özellikle Alâeddin Tekiş’in Irak Selçuklu Devleti’ne son vermesi, Halife Nâsır’ın Moğolları Anadolu’ya çeken güç olup olmadığı gibi konularda bilgi aldım.

36 Muhammed b. Hâvendşâh b. Mahmûd Mîrhând, Ravzatu’s-Safâ fî Sireti’l Enbiyâ ve’l-Mülük ve’l- Hulefa (Tabaka-i Selçûkiyye), (Trc: Erkan Göksu), TTK Yayınları, Ankara 2108.

37 Muhammed b. Hâvendşâh b. Mahmûd Mîrhând, Ravzatu’s-Safâ Gazneliler (Mülûk-i Gaznevyye), Terc. ve notlar Erkan Göksu, Kronik Yayınları, İstanbul, 2017.

38 Ebu’l-Fazl Muhammed b. Hüseyin-i Beyhakî, Târîh-i Beyhakî, (çev: Necati Lügal), TTK Yayınları, Ankara 2019.

39 İbn Kesîr, El-Bidâye ve’n-Nihâye (Büyük İslâm Tarihi), c.XIII, (çev: Mehmed Keskin), Çağrı Yayınları, İstanbul 2000.

40 Abdülkerim Özaydın, “İbn Kesîr, Ebü’l-Fidâ”, DİA, C.XX, TDV Yayınları, İstanbul 1999, s.133.

(25)

b. Gürcü, Ermeni ve Süryânî Vekāyinâmeleri Ebû’l-Ferec, Bar Hebraus/İbnü’l-İbrî (ö. 1286)

Malatya’da İbranî bir doktorun oğlu olarak dünyaya gelen (1225) Ebû’l-Ferec (Bar Hebraeus); din, astronomi, fizik, mantık ile ilgili çeşitli eserlerin tercümeleri başta olmak üzere ondan fazla kitap kaleme almıştır. Abû’l-Farac Tarihi’nin41 tercümesini, Ömer Rıza Doğrul iki cilt halinde neşretmiştir. Türkiye Selçuklu Devleti, Moğollar ve Hârezmşahlarla ilgili içerdiği bilgiler bakımından önemlidir.

Eserden özellikle Celâleddin Hârezmşah’ın Eyyûbî melikleri ile ilişkileri, Ahlat’ı fethederkenki durumu ve Hârezmşah’ın Ahlat’ı fetheddikten sonra yaptıkları hakkında bilgiler topladım. Ayrıca eser Yassıçemen Savaşı’nda oluşan ittifakların sebeplerini ve sonuçlarını incelerken yorum yapabilmemi kolaylaştırdı. Doğu Anadolu bölgesi’ne hâkim olma fikri o dönemde üç büyük Türk-İslâm devletini karşı karşıya getirmiştir. İşte bu noktada Hârezmşah, Eyyûbî ve Türkiye Selçuklu Devletleri’nin ilişkileri ve dış politika da izlediği stratejiler eserin verdiği bilgiler yardımıyla netliğe kavuşmuştur.

Kiragos (ö. XIII. yy.)

XIII. asırda yaşadığı düşünülen müellifin Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar42 isimli eseri, Moğollar’ın Gürcü ve Ermeni ülkeleri ile Anadolu’da ve Suriye’de yapmış oldukları tahribat hakkında verdiği malumat açısından ayrı bir yere sahiptir. Bu eserde verilen bilgiler Kiragos’un Moğol istilâsına şahit olması açısından oldukça önemlidir.43 Eser, Celâleddin Hârezmşah’ın Gürcüler üzerine yaptığı akınları, Tiflis’i fethini ve Moğollar’la ilişkilerini detaylı anlatması bakımından araştırmama büyük katkı sağladı.

Vardan (ö. 1271)

Vardan Vardapet (Rahip) Ermenistan’ın doğusunda doğmuş XIII. yüzyıl müelliflerindendir. Müverrih Vardan’ın Tük Fütuhatı Tarihi (889-1269)44 isimli

41 Abû’l-Farac, (Bar Hebraeus), Abû’l-Farac Tarihi, c.II, (çev: Ömer Rıza Doğrul), TTK. Yayınları Ankara 1987.

42 Müverrih Kiragos, Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar, c.II, Edvar Dulaurier Tarafından Asıl Metinden Tercüme Edilen Parçalar, Türkiyat Mecmuası Yayınları, İstanbul 1928; Müverrih Kiragos, Ermeni Müverrihlerine Göre Moğollar, (çev: Gürsoy Solmaz), Elips Yayınları, Ankara 2009.

43 Kuşçu vd, Selçuklu Tarihçiliği’ne Başlarken, s.78.

44 Müverrih Vardan, Tük Fütuhatı Tarihi (889-1269) c.III, (çev: Hrant D. Andreasyan), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1937.

(26)

eserinin neşrinden özellikle Celâleddin Hârezmşah’ın Gürcülerle ilişkilerini ve Moğllarla ilişkilerini incelerken istifade ettim.

3. Coğrafî Eserler

Ömerî, Şihabeddin b. Fazlullah (ö. 1349)

Şihabeddin b. Fazlullah el-Ömerî’nin Mesâlikü’l-Ebsâr fi Memâliki’l-Emsâr45 isimli eseri tarih ve coğrafyadan bahseden ansiklopedik bir eserdir. Eserden Anuş Tegin, Kutbeddin Muhammed ve Atsız dönemi olaylarını, Atsız’ın Karahıtay Devleti ile ilişkilerini ve Onun Katvan Savaşı sonrasında Selçuklu beldelerini nasıl işgal ettiğini, Alâeddin Muhammed’in Cengiz Han ile mücadelesini Celâleddin’in Moğollar Eyyûbîler ve Türkiye Selçuklu Devleti ile ilişkilerini anlatırken faydalandım.

İbn Havkal (ö. X. yy)

İbn Havkal, 943 senesinde Bağdat’tan hareket ederek önce Arap yarımadasının çeşitli bölgelerini, 955’te Mısır, Doğu Anadolu ve Azerbaycan’ı 961-969 yılları arasında ise İran, Horasan ve Batı Türkistan’ı dolaşmıştır.46 10. Asırda İslâm Coğrafyası47 isimli eserinde bu bölgelerde gördüklerini coğrafî, etnik ve ticarî açıdan tanımlamaya çalışmıştır. Eserden özellikle Hârezm bölgesinin coğrafî tanım ve önemini anlatırken istifade ettim.

Yâkût el-Hamevî, (ö. 1229)

Yâkût el-Hamevî, Hârezm ve Mâverâünnehir’de uzun bir süre yaşamıştır.

Moğol istilâsı üzerine Anadolu’ya gelmiş, ömrünün geri kalan kısmını Irak, Suriye ve Mısır’da geçirmiştir. 48 Yâkût el-Hamevî’nin Mu’cemü’l-Büldân 49 isimli eseri günümüze ulaşan en büyük coğrafya ansiklopedisidir.50 Eser, müellifin Hârezm bölgesini gezip görmesinden dolayı Hârezm coğrafyasını ve başkent Gürgenç’i tanımlarken sıklıkla başvurduğum kaynaklar arasında yer aldı.

45Şihabeddin b. Fazlullah el-Ömerî, Mesâlikü’l-Ebsâr fi Memâliki’l-Emsâr (Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım), (terc. Ve notlar D. Ahsen Batur), Selenge Yayınları İstanbul 2019.

46 Ramazan Şeşen, “İbn Havkal”, DİA, c.XX, TDV Yayınları, İstanbul 1999, s.34.

47 İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, (çev: Ramazan Şeşen), Yeditepe yayınları, İstanbul 2017.

48 Ramazan Şeşen, İslâm Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, TTK Yayınları, Ankara 2001, s.17.

49 Yâkût el-Hamevî (626/1228), Mu’cemü’l Büldân, c.II-V, Beyrut ts,

50 Casim Avcı, “Yâkût el-Hamevî”, DİA, C. XXXIII. TDV Yayınları, İstanbul 2013, s.289.

(27)

4. Şehir Tarihleri

Narşahî, Ebû Bekr Muhammed b. Ca’fer (ö. 959)

Ebû Bekr Muhammed b. Ca’fer en-Narşahî’nin Târîh-i Buhârâ51 isimli eseri Orta Asya tarihi araştırmalarında sıklıkla müracaat edilen eserlerden birisidir. Eser, Mâverâünnehir’in en eski şehirlerinden biri olan Buhârâ ve çevresi için İslâm öncesi ve erken dönem İslâm tarihi hakkında bilgi vermektedir. Eserden Atsız’ın 1140 senesinde Buhara’ya yaptığı seferden bahsederken istifade ettim.

İbnü’l-Ezrak, Ahmed b. Yusuf b. Ali (ö. 1181)

Ahmed b. Yusuf b. Ali İbnü’l-Ezrak Meyyâfârikîn ve Âmid Târihi52 isimli eserinde Irak Suriye ve Doğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaptığı gezileri bulunduğu görevleri, tanıştığı Halife, sultan, emir, vezir, kadı gibi önemli kişileri ayrıntılı bir biçimde anlatmıştır.53 Eserden Atsız’ın Halife Müsterşid’in ölümünden Sencer’i sorumlu tutmasının gerçekliğini araştırırken faydalandım.

İbnü’l-Adîm (ö. 1262)

İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-Taleb fî Târihî Halep54 isimli eseri Halep’in tarihi, coğrafyası ve meşhur şahıslarıyla ilgili önemli bir kaynaktır. Ben bu eserden Halife Müsterşid ile Melik Mesud arasında yapılan savaşı anlatırken faydalandım.

5. Seyahatnâmeler

İbn Fadlân (ö. 922’den sonra)

İbn Fadlân, Müslümanlığı kabul eden ve Abbâsî Halifesi Muktedir-Billâh’tan halkına İslâm’ı öğretmek için istenen din adamları arasında İdil Bulgar hükümdarı Almış Han’a gönderilen heyette bulunmuştur. Yazdığı eserde Bulgarlar, Oğuzlar, Peçenekler, Başkırtlar, Hazarlar, Ruslar ve diğer bazı milletlerin siyasi düzenleri, dinî inançları, ahlak kuralları, ölü gömme merasimleri, giyecekleri, evlenme gelenekleri, dilleri, ekonomik durumları, vergi ve ticaret sistemleri hakkında bilgiler vermiştir.55

51 Ebû Bekr Muhammed b. Ca’fer en- en-Narşahî, Târîh-i Buhârâ, (Arapçadan terc. Ebû Nasr Ahmed b. Muhammed el-Kubâvî), (Farsçadan çev. Erkan Göksu), TTK Yayınları Ankara 2013.

52 Ahmed b. Yusuf b. Ali İbnü’l-Ezrak Meyyâfârikîn ve Âmid Târihi (Artuklular Kısmı), Araştırma, İnceleme ve Notlarla, (çev: Ahmed Savran), Atatürk Üniversitesi Fen-Edebîyat Fakültesi Yayınları Erzurum 1992.

53 Ahmed Savran, “İbnü’l Ezrak el-Fârikî”, DİA, C.XXI, TDV Yayınları, İstanbul 20002, s.34.

54 İbnü’l-Adîm, Buğyetü’t-taleb fî Târihî Haleb (Biyografilerle Selçuklular Tarihi), (terc. Notlar ve açıklamalar: Ali Sevim), TTK Yayınları, Ankara 1982.

55 Saleh Muhammedoğlu Aliev, “İbn Fadlân”, DİA, C.XIX, TDV Yayınları, İstanbul 1999, s.477.

(28)

Tezimde İbn-i Fadlân Seyahatnamesi’nden 56 İslâmiyet öncesi ve sonrası Hârezm coğrafyasını anlatırken faydalandım.

İbn Battûta, Ebû Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Levâti et-Tancî (ö.

1368)

XIV. yüzyıl seyyahlarından İbn Battûta, İbn Bâttuta Seyahatnâmesi57 isimli eserinde 28 yıl süren gezileri boyunca Mısır, Arap Yarımadası, Irak, İran, Anadolu, Orta Asya Hindistan, Çin’de gördüğü devletleri, toplumları inanç ve adetlerini anlatmıştır. Eserden, Hârezm bölgesini tanımlarken, Otrar Hadisesi’nin analizini yaparken ve Cengiz Han’ın Hârezm beldelerini (Otrar, Semerkand, Buhara) işgalini ve bu bölgelerde yaptığı tahribatları anlatırken sıkça istifade ettim.

6. Araştırmalar

Hârezmşah Devleti ile ilgili araştırmalar, özellikle yakın dönem çalışmalarına göre oldukça azdır. Dönemi aydınlatan kaynakların azlığı yanında bu kaynakların henüz tam anlamıyla ortaya konulmamış ve dağınık vaziyette olması ayrıca pek çoğunun şimdiye kadar dilimize kazandırılmaması bu alanda çalışanları zorlamaktadır.

Hârezmşahlarla ilgili bugüne kadar yapılan çalışmalardan konunumuzun muhtevasına göre faydalanmaya çalıştım. Bu eserlerden en önemlisi Fuad Köprülünün MEB İslâm Ansiklopedisi’nde yer alan “Hârizmşahlar”58 maddesidir. Bir diğeri ise çok kıymetli tespit ve yorumlar içeren İbrahim Kafesoğlu’nun Harezmşahlar Devleti Tarihi59 adlı eseridir. Aydın Taneri’nin Harezmşahlar60 isimli kitabı ve İslâm Ansiklopedisi’nde yer alan “Hârezmşahlar” maddesi 61 ile Ziya Bünyatov’un Hârezmşahlığı ve Enuştekinler Devleti62 isimli eseri ve Barthold’un Moğol İstilâsına Kadar Türkistan63 adlı çalışması başvurulan önemli eserlerdendir. Ayrıca Meryem Gürbüz’ün genişleterek kitap haline getirdiği Hârizmşahlar’da Devlet Teşkilâtı, Ekonomik ve

56 İbn Fadlân, İbn-i Fadlân Seyahatnâmesi, (çev: Ramazan Şeşen), Bedir Yayınevi, İstanbul 1995

57 Ebû Abdullah Muhammed İbn Battûta Tancî, İbn Battûta Seyahatnâmesi, c.I,(çev: A.Sait Aykut),Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2000.

58 M, F. Köprülü, “Hârizmşahlar”, İA, C.V/1, MEB Yayınları, İstanbul 1979.

59 İbrahim Kafesoğlu, Hârezmşahlar Devleti Tarihi, TTK Yayınları, Ankara 1992.

60 Aydın Taneri, Harezmşahlar, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1993.

61 Aydın Taneri, “Hârezmşahlar”, DİA, c.XVI. TDV Yayınları, İstanbul 1997, ss.228-231.

62 Ziya Bünyatov, Hârezmşahlığı ve Enuştekinler Devleti, (çev: Tural Rızayev), Derin Yayınları, İstanbul 2003.

63 V.V. Barthold, Moğol İstilâsına Kadar Türkistan, (çev: Hakkı Dursun Yıldız,) TTK Yayınları, Ankara 1990.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ciltle birlikte tercüme ettiği Mesnevî ’yi Gazi Yusuf Paşa’ya (ö. Bir nüshası İstanbul Ünv. Türkçe Yazmalar arasında, 5323 numaradadır. yüzyıl), Mesnevî ’nin

Diğer bir ifadeyle, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Irak’a yönelik politikaları- nın, Irak merkezi hükümetinin ve Kürt Bölgesel Yönetiminin, terör örgütü PKK,

Partiden ayrılan Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan, 7 Ocak 1946 ‘da Demokrat Parti’yi kurmuşlar, partinin başarılı olması için ülke

Kazakistan’ın hidrokarbon kaynakları üzerinde Batı Rusya arasında büyük bir rekabet gözükmese de Astana hükümeti 1990’ların sonlarından itibaren Rusya’nın

3 Ayrıca İran’daki politika yapıcıları, 1979’daki İslam Devrimi öncesinde İran’ın ABD ile olan çok yakın seyreden ilişkilerinin, ülkenin dış politikadaki

Örneğin, Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı ihracat ortalaması, dünya ticaretindeki diğer ülkelerin Azerbaycan’a yaptığı ihracat ortalamasının altında

• Allah Teâlâ'nın, onun yaşadığı dönemin ve coğrafyanın şartlarına göre yediği yemekleri, kullandığı eşyaları, giydiği elbiseleri, kısaca onun hayatının

Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olan Yozgat Şehir Hastanesinde doğduktan sonra temaslı olarak korona virüse yakalanan bebeklerle hemşireler özel olarak