• Sonuç bulunamadı

3. Narkotikler (uyku vericiler)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "3. Narkotikler (uyku vericiler)"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

3. Narkotikler (uyku vericiler)

Narkotik uyuşturucular; merkezi sinir sistemini uyuşturucu etkisiyle ağrı kesen analjezik maddelerdir.

Bunlar da üç gurupta incelenir.

1. Afyon alkaloitleri

2. Afyon türevleri

3. Opiyatlar

(3)

Papaveraceae

Papaver somniferum sp.

1. Afyon Alkaloitleri

Opium – Haşhaş - Poppy

(4)

Opium

Afyon, cilalı taş devrinden beri bilinen bir drog (yiyecek, anestezik, ritüel).

Sümerliler, Asurlular, Mısırlılar, Yunan ve Roma Medeniyetleri, Hintliler….  günümüz

Anadolu: 5000 yıldır haşhaş üretimi

Hipokrat, Dioscorides, ve Galen

Migren, siyatik, mensturasyon dönemi ağrıları, bağırsak ağrılarına karşı; uyku verici; zevk verici.

Opium katı, sıvı ve dumanı kullanılmış

(5)

Afyon Çin'de ve İran'da çubukla çok içilir (smoking). Günde 5 - 15 çubuk içenler vardır. Bir çubukta 0,05 g morfin bulunur. 1-2 g afyon insanı

öldürür.

(6)

Opium – Haşhaş - Poppy

Papaver somniferum varyetelerinin kapsül tipi meyvalarınden elde edilen bir drogdur.

Olgun meyvaların çizilmesi ile açığa çıkan lateksin kurutulmuş hali drogu oluşturur. Taze halde akıcı, beyaz renkte süt gibi, zamanla esmerleşen,

sertleşen bir maddedir.

Kapsül tipi meyvanın mezokarpında salgı kanalları vardır. Bu kanallarda bir lateks bulunmaktadır.

Kapsül yeşil iken sabah erken saatlerde enine

(7)

Papaver somniferum’un iki alt türü vardır:

1. P. somniferum subsp. spontaneum (Açık Haşhaş) (Kapsüller olgunlaşınca üstten deliklerle açılır ve

tohumlar buradan toprağa dökülür.)

2. P. somniferum subsp. anatolicum (Kör haşhaş) (Kapsüller olgunlukta açılmaz) 4 varyetesi var

var. album (beyaz çiçekli) var. nigrum (mor çiçekli)

var. setigerum (koyu mor çiçekli) var. glabrum (kırmızı-mor çiçekli)

(8)

Bitkinin kültürü; Türkiye, Avustralya, Fransa, İspanya, Hindistan ve Macaristan’da yapılır.

Ülkemizde;

P. somniferum subsp. anatolicum var. album (beyaz çiçekli)

P. somniferum subsp. anatolicum var. nigrum (mor çiçekli)

varyeteleri ekilir. Anadolu’da binlerce yıldır

bitkinin kültürü yapıldığından yetiştirilen türler en iyi ürünü veren türlerdir.

(9)

Çoğu narkotik analjeziklerin kaynağı olan afyon, genel olarak Asya Kıtası’nda yetişen haşhaştan elde edilir. Afyonun % 5-25 kadarını

alkoloitler oluşturur. Afyondaki alkoloitlerin sayısı 35'in üzerindedir.

Kimyasal yapılarına göre afyon alkaloitleri iki gurupta incelenebilir.

a- Fenantren grubu (morfin, kodein).

Opium Alkaloidleri

(10)

Afyondaki fenantren gurubu alkaloitler şiddetli bağımlılık yapma özelliğinde olup uluslararası ve ulusal kontrol altındadır. Benzilizokinolein gurubu alkaloitlerin ise bağımlılık yapma özelliği yoktur ve kolay kolay da bağımlılığa yol açan maddelere dönüştürülemezler. Bu guruptakiler kontrol altında değildir.

Bulunuş miktarları itibarı ile morfin, kodein, tebain, papaverin, noskapin ve narsein afyondaki en önemli alkaloitlerdir.

(11)

Ham afyondaki bazı alkaloitlerin bulunuş yüzdesi

Morfin 5-20

Kodein 1-5

Narsein 0,1-1

Tebain 1-4

Papaverin 1-6

Noskapin 5-15

(12)

Ham afyondaki alkaloitlerin miktarları değişiklik göstermektedir. Bunda nem, toprak, iklim koşullarındaki farklılıkların önemli ölçüde etkisi vardır. Diğer bir etkin faktör de hasat zamanıdır.

Mesela afyonun erken alınması, ham afyondaki kodein miktarının daha yüksek, morfin miktarının daha düşük olmasına neden olur.

Tebain  kodein  morfin

Fenantren gurubu alkoloitlerin biyosentezinde ilk oluşan temel alkoloit tebaindir. Bu kodeine dönüşür, kodein de daha sonra morfine dönüşür.

(13)

O OH O

N CH3

O OH HO

N CH3

H3C

O O

O

N CH3

H3C CH3

Thebain Kodein Morfin

H2O2 AcOH

O O

O

N CH3

H3C

OH H2 / kat.

O O

O

N CH3

H3C

OH

Oksykodon

Tebain Kodein Morfin

Oksikodon

(14)

Opium düşük dozda solunumu çabuklaştırırken yüksek dozda solunumu deprese eder ve durdurur. Yine düşük dozda ağrı kesicidir, yüksek dozda sarhoşluk yapar.

Tıbbi olarak şiddetli ağrıları azaltmak ve uyku hali getirmede kullanıldığı kadar öksürük ve ishale karşı kullanılmıştır.

Afyon; morfin ve kodeinin imali için önemli bir hammadde olmuştur.

(15)

Afyon - Türkiye

Haşhaş ekimi 1971 yılında yasaklanmış ise de yine kontrollü olarak serbest bırakılmıştır. 1900 yıllarından önce afyonda hiçbir kanuni kısıtlama yoktu. O zamanlarda pek çok tıbbi ilaç etiketinde hiçbir uyarıda bulunmadan afyon ihtiva etmekteydi. Fakat bugün hem Türkiye'de hem de dünyada uyuşturucu maddelerin kullanımı kanuni kontrol altındadır. Afyondan 20 çeşit alkaloit elde edilir. Bunların insan vücudunda değişik şekilde etkileri olmaktadır.

(16)

Morfin, afyonda (opium) bulunan major alkaloitdir.

1805: Morfin opium’dan izole edildi - Sertürner (1935’de yapısı belirlendi, 1952’de sentez edildi)

Morfin

(17)

Morfin

Morfin, tek başına değerli bir ağrı kesicidir ve özellikle kodein ve eroin gibi türevleri bakımından da önemlidir. Beyaz kristaller halinde tabletler ve deri altına enjekte edilebilecek ambalajlar şekline piyasaya sunulmaktadır.

(18)

Kokusuzdur ve rengi zamanla koyulaşır. Ameliyat, kırıklar, yanıklar vs. den doğan kısa süreli şiddetli ağrılarda ve kanser gibi öldürücü hastalıkların son aşamalarında büyük ölçüde kullanılmaktaydı. Sentetik uyuşturucu maddeler ve diğer ağrı kesici (analjezik) uyuşturucu maddelerin ortaya çıkması ile morfinin önemi büyük ölçüde azalmıştır.

Morfin halen bütün uyuşturucu maddelerin en eski tipi olarak sayılmaktadır. Morfin diğer uyuşturucu maddelerin ölçüldüğü bir ağrı giderme standardını da teşkil eder. Morfin müptelalarının birçoğu, morfinle yapılan uzun süreli tedavilerde morfine bağımlı hale gelmişlerdir. Fakat bu madde özellikle eroin elde edilmesinin güç olduğu zamanlarda eroin müptelalarınca kullanılır.

(19)

Morfin, kodein, morfin türevi yarı sentetik ilaçlar ve farmakolojik etkileri yönünden morfine

benzeyen sentetik ilaçlar farmakolojide narkotik analjezikler veya opioidler diye adlandırılırlar.

Bu gurup ilaçlardan bağımlılar yönünden en fazla kullanılanlar morfin, eroin, afyon,

oksikadon ve meperidin'dir.

(20)

Genellikle konvulsiyon (nöbet) derecesinde ilacı alma isteği/yoksunluk ve dolayısıyla güçlü psişik bağımlılık vardır.

Tolerans ve fiziksel bağımlılık hızlı oluşur.

Damara enjeksiyon suretiyle kullanılır. 0,2 gramı öldürücüdür. Morfin kaslarda ve sinir

sisteminde dokularda toplanır, bir kısmı idrarla dışarı atılır.

(21)

Kullanılış

Postoperatif ağrılar, kırık, yaralanma ve diğer tür

travmalar sonrasında oluşan ağrılar; terminal kanser

olguları, akut miyokard enfarktüsünde hastada meydana gelen şiddetli ağrı, ölüm korkusu, anksiyete ve panik hali gibi durumlarda endikedir.

(22)

Kodein

1832'de keşfedilmiştir. Kodein kokusuz, beyaz kristaller halinde bir tozdur. Ham afyonun içinde % 0,7 - 2,5 arasında bulunur. Afyonun içinde tabii olarak bulunursa da bundan daha fazlası morfinden elde edilir. Ağrı kesici olarak morfinin 1/10'u kadar etkilidir.

(23)

Yatıştırıcı ve solunum zayıflaması etkileri morfine göre daha azdır. Ağrı kesici olarak aspirin, asetaminofen vb.ile birlikte kullanılır. Ağrı kesici olarak daha küçük dozlarda enjekte edilebilir. Kodeinin öksürük kesici etkisi vardır. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık yapar.

KIRMIZI REÇETE!

Kodein

(24)

Tebain

Kimyasal olarak kodein ve morfine benzer.

Depresan etkilerinden daha ziyade stimulan etkileri vardır.

Tebain genellikle tıbbi amaçlarla kullanılmaz.

Kodein, hidrokodon, oksikodon ve nalokson gibi önemli bileşiklerin yarı sentezinde

kullanılır.

(25)

Tıbbi amaçla kullanılmak üzere yapılan araştırmalar sonucu, 1805`de Friedrich Helm Serturner`in morfini bulmasından sonra bu madde tıp alanında yaygın bir kullanım alanı bulmuştur.

Özellikle 1865 Amerikan İç Savaşı`nda, 1860 Prusya- Avusturya Savaşı`nda, 1870-1871 Fransa-Almanya Savaşı`nda yaralı askerlerin ağrılarını dindirmek amacıyla morfin kullanılmış, askerlerin tedavileri sonunda yoksunluk krizine girmeleri üzerine bu durum asker hastalığı olarak adlandırılmıştır.

1879 yılında yapılan araştırma sonucu bu durum morfinmani sendromu olarak tanımlanmıştır. Askerlerin terhislerinden sonra sivil hayatta morfinden övgüyle bahsetmeleri üzerine Avrupa`nın büyük şehirlerinde zengin tabakaya mensup

(26)

1868’de Ludwigsburg’da doğan Felix Hoffmann, Cenevre’de kimya, Münih’te Farmakoloji okuyor. Aldığı yüksek notlarla hocalarının dikkatini çekiyor. Alman ilaç sanayiinin liderlerinden Friedrich Bayer genç kimyageri keşfedip işe alıyor.

Felix işe eski mısır papirüslerinde bile yazılı olan bir ağrı kesici ile başlamak istiyor. Zira o günlerde babası romatizma ağrılarından şikayetçi. Müslümanların sulak yerde yetişen ağaçların kabuklarını sirkeyle kaynatıp ağrı kesici yaptıklarını iyi biliyor.

Özellikle söğüt ağacının kabuklarında bulunan “salicin” şiş indiriyor, ağrı dindiriyor ve vücuda direnç kazandırıyor.

Bundan hareketle yaptığı ilaç bayağı bayağı iş görüyor, lâkin ihtiva ettiği sodyum salisilat mideyi tahriş ediyor.

Genç eczacı daha az asitli formüller üzerinde çalışıyor ve

(27)

Beyaz toz

Ama Felix durmuyor, daha güçlü bir ağrı kesici için kolları sıvıyor. Verem ve kanser gibi hastalıklarda hem ağrı dindirebilen, hem de tedavi edebilen bir ilaç keşfedebilmek için laboratuvara kapanıyor. O Ağustos sıcağında fokur fokur kaynayan tüplerin başında saf morfini asit anhidritle işliyor ve yorucu bir çalışmanın ardından “eroin hidroklor”

adlı beyaz tozu yakalıyor. Bayer firması aspirinden sadece 11 gün sonra keşfedilen (21 Ağustos 1897 tarihinde) ilacı tam bir yıl boyunca kobaylar üzerinde deniyor, baz morfinden 8 kat güçlü olan ilaç en dayanılmaz acıları bile dindiriyor.

Firma bu maddenin üzerinde çalışarak denemeye karar vermiştir. İçinde ağırlıklı olarak morfin olan ilaç, ağrıları kısa sürede kesmekteydi. Uzun süren denemelerinin ardından Bayer, ilacı eroin adıyla piyasaya sürmeye karar vermiştir. Olumlu tepki alan ve 25 gr`lık paketler halinde satılan

(28)

“Heroin” adıyla piyasaya sürülen toza ilk tepkiler çok olumlu çıkıyor, ızdıraptan kıvranan hastaları bile mutlu oluyor. 1. Dünya Savaşında kolu bacağı kopan askerler bununla rahatlıyor, iç organları dağılanlar bile huzura kavuşuyor.

Bayer böylesine cazip bir malı pazarlamanın rahatlığı ile aspirinleri ambara kaldırıyor. Artık kimse o acı ve ekşi tabletleri görmek istemiyor.

Derken heroinin şurubu da yapılıyor, başı dişi ağrıyan ilacı alır almaz gülücükler dağıtıyor. Alan memnun, satan memnun, eczanelere mal yetişmiyor. Gel gelelim hasta olmayanların bile eroine meyli Amerikan sağlık dairesini şüphelendiriyor.

(29)

Bayer`in en iyi müşterisi Amerika ise, herkesin

"Eroin"den bahsetmesi üzerine ilacı araştırmaya başladığında, aşırı dozda alındığında ölüme yol açtığını ve bağımlılık yaptığını saptamıştır.

Klinikler, eroinmanlarla dolup taşmaya başladığında, ABD`de ilacın bağımlılık yaptığına dair bir rapor yayınlanmış ve devamında gerekli önlemler alınarak eczanelerden kaldırılmıştır.

(30)

Eroini mercek altına alınca bunun pek de “masum” bir ilaç olmadığı ortaya çıkıyor ama bu süre zarfında klinikler dolup taşmaya başlıyor, krize girenler ortalığı dağıtıyor.

İlaç eczanelerden kaldırılıyor, ancak şeytanın tozu şişeden kaçıyor.

1931 yılında kanunen yasaklanıyor ama eroinmanlar yasağı dinlemiyor, küçük bir doz için büyük paralar ödemekten çekinmiyor. İşte o gün bugündür bir sektör doğuyor, uyuşturucu kartelleri hava, kara ve deniz trafiğini kullanarak mal taşıyor. İcabında bürokratları satın alıyor, hükümetleri yıkıyor.

(31)

Bayer iflasın eşiğine geliyor. Depolarında tonlarca aspirin bulunuyor ama eroinden ağzı yanan yöneticiler aspirin için de tedirgin... Yeni bir sabıkalı ürüne daha tahammül edemeyeceklerini düşünüyorlar. Hatta Felix’in eli değdi diye aspirini de zehir sayanlar çıkıyor, tonlarca tablet çöpe atılıyor. Ancak zorda kalınca elde kalanları “ürke korka”

piyasaya veriyorlar ve Bayer “Bayer” oluyor. Bu küçücük haptan bir imparatorluk doğuyor.

(32)

Bu şirin tablet tarihe geçiyor, iki dünya savaşı arasındaki yıllar “aspirin çağı” olarak anılıyor. İngilizler Almanlarla savaştıkları yıllarda aspirinin eksikliğini çok hissediyor ve bunu yapabilecek eczacıya 20.000 Sterlin ödül koyuyorlar.

Zamanla aspirinin sadece ağrı kesmediği, kalp-damar hastalıklarına, yüksek tansiyona, miyokardiyal enfarktüse iyi geldiği ve vücut aktivitelerindeki düzenleyici rolü olduğu tespit ediliyor. Derken beyin damarlarındaki daralmaları da önlediği ve felçlere mani olduğu ortaya çıkıyor.

(33)

Eroin (Diasetil Morfin) :

Beyaz kristal halde veya açık kahve renkli bir tozdur. 0,1 gramı öldürücüdür. Buruna çekme ve intravenöz enjeksiyon şeklinde kullanılır. Eroine alışma çok çabuk olur. Bir defa bile kullananlar alışabilirler. Burundan alındığında koku alma hissi, burun iç zarı (mukozası) yıkıntısı dolayısıyla kaybolabilir.

(34)

Eroin

1898, Bayer Pharmaceuticals eroini alışkanlık yapmayan, morfin ve kodeinden daha etkili olarak piyasaya çıkarmıştı; ancak morfinden 6 kat daha bağımlılık yapıcıdır.

Eroin; yarı-sentetik bir morfin türevidir:

diasetilmorfin

1898 - 1914 yıllarında tonik, ağrı kesici ve öksürük şuruplarında kullanılmıştır.

1914 ten itibaren ABD de illegal kabul edilmiştir.

Harrison Act of 1914

(35)

Eroin morfinden "asetilasyon" yolu ile üretilir. Uyuşturucu Maddeler Komisyonu'nun tavsiyesi üzerine eroin birçok ülkede yasaklanmıştır ve bunun tıptaki kullanımının yerini daha az tehlikeli diğer ağrı kesici ilaçlar almıştır.

(36)

Eroin, ölçme tekniklerine bağlı olarak morfinden 2 veya 10 defa daha kuvvetlidir. Eroin belki de bilinen bütün uyuşturucu maddelerin en fazla İptila/bağımlılık yapanıdır.

Bu uyuşturucu madde tarafından meydana getirilen yüksek neşe ve canlılık hissi, müptelalar arasında eroini en popüler morfin türevi haline getirmiştir.

Bir enjeksiyonu müteakip müptela, gerçeğin uzaklaştığı rüya gibi bir trans haline sürüklenir. Eroine karşı tolerans çok çabuk gelişir. Böylece aynı etkiyi elde etmek üzere daha fazla miktarlar enjekte edilmelidir.

(37)

Hidromorfon (Hydromorphone)

En genel olarak Dilaudid adıyla bilinen hidromorfon ikinci eski yarı sentetik narkotik ağrı kesicidir.

Tablet ve enjekte edilebilir halde piyasaya arz edilmiştir. Morfinden daha sedatiftir ve daha kısa sürede etkir. Bu yüzden fazla miktarda suistimal edilebilir bir ilaçtır.

(38)

Oksikodon (Oxycodone)

Tebainden sentez edilir. Kodeine benzer fakat daha fazla bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Ağız yoluyla ve diğer ilaçlarla karıştırılarak ağrı kesici olarak kullanılır.

(39)

Sentetik Opiatlar

Opiatlar, doğal olarak bulunan afyon alkaloitlerinden üretilmemekle birlikte, benzer narkotik analjezik etkilere sahip olan tam sentetik maddelerdir.

(40)

Sentetik Opiatlar

Pethidine Dextromoramide

Trimeperidine Dipipanone

KetobemidonePhenadoxone

Alphaprodine Levorphanol

Anileridine Dimethylthiambutene

Methadone

(41)

Meperidin (pethidine)

Sentezi yapılan ilk narkotiktir. Kimyasal olarak morfine benzememekle birlikte ağrı kesici potansiyeli bakımından benzer.

En fazla orta şiddetteki ağrıları kesmede kullanılır. Ağız yoluyla ve enjeksiyon yoluyla çokça suistimal edilir. Aşırı kullanımlarda tolerans ve bağımlılık gelişir.

(42)

Metadon ve benzeri ilaçlar

Alman bilim adamları II. Dünya Savaşı'nda morfin kıtlığı sırasında metadonu sentezlediler. Kimyasal olarak morfin ve eroine benzememekle birlikte etkilerinin pek çoğu onlara benzer.

1960'larda narkotik bağımlılığın tedavisinde geniş olarak kullanılmağa başlandı. Metadonun etkisi morfin temelli ilaçlardan farklıdır. Daha uzun süre etkilidir (24 saate kadar uzayabilir). Bu nedenle eroin tedavisinde günde bir defa kullanılmasına izin verilmiştir. Metadon enjeksiyonla olduğu kadar ağız yoluyla da etkilidir.

Tolerans ve bağımlılık gelişebilir fakat bu yan etkiler daha zayıf ve uzun sürelidir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnsanların çok eski çağlardan beri bazı bitkileri uyuşturucu, uyarıcı, ağrı giderici, hastalıkları iyileştirici etkisinden yararlanmak amacıyla kontrollü

14.Hafta Mineli parçaların karborundum eğe ile temizlenmesi ve ürün

• Dış bükey-aynı farksızlık eğrilerinde kaldığı sürece bir malın tüketimi artarken diğeri düşer. • Fayda düzeyi aynı olmadığı

Türk mutfağında lezzet verici olarak özellikle sulu yemeklerde sıklıkla

Bakım ortamı alt boyutu ile iş doyumu, ekip çalışması, güvenlik iklimi ve yönetim anlayışı alt boyutları arasında anlamlı ve pozitif bir ilişki, stresi

In the study by Dimitrova and colleagues, DMSO (dimethyl sulphoxide) in the 5-10 kGy gamma- irradiated solution of amoxicillin trihydrate did not cause a loss

Araştırmanın yedinci alt problemi olan “Sosyal medya bilişsel gelişiminizi nasıl etkiliyor?“ sorusuna ilişkin cevap analizleri incelendiğinde, katılımcıların sosyal

Temizlik yöntemleri zamana, temizlenen yüzeye, kullanılan temizlik aracına ve malzemesine, temizliğin amacına, çalışma yöntemine ve kirin türüne göre