• Sonuç bulunamadı

Sürtünmesiz uzayda hareket etmedi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sürtünmesiz uzayda hareket etmedi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sürtünmesiz uzayda hareket etmediğimizin bilgisi fizik biliminin en temel dersi olarak öğretilir. Ve aynı zamanda yaşam, tesadüflerin ve bir araya gelen tesadüflerin gerektirdiği sonuçların bir toplamıdır. 11 Ekim 2006, takvimlerde tüm bu tesadüflerin ve bu tesadüfleri açığa çıkaran sürtünmelerin kesiştiği çok anlamlı bir tarih olarak yer aldı. Bursa Valiliği'nin Cargill'i kapatma kararı aldığı, Cargill'in de ek süre talep ederek ertelettiği tarih olan 11 Ekim'in sabahında, Cumhuriyet gazetesinin üçüncü sayfasında "Kitaplarda ‘taraflı' reklamlar" haberi yer alıyordu. Habere göre Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda ücretsiz dağıttığı kitaplarda, bazı gıda maddelerinin markaları silinirken Ülker, Cola Turca ve BİM'in logolarına dokunulmamıştı. Ne tesadüftür ki aynı gazetenin baş yazarı İlhan Selçuk, 3 Ağustos 2006 tarihli köşesinde "Gazoz Oyunu" diyerek Türk olması nedeniyle Cola Turca'ya sahip çıkmış, Şeker Kurulu'nun verdiği 32 milyon YTL'lik cezayı haksız görmüştü. Türkiye Kanunlarına göre ceza almış bir davanın tarafı haline gelen Selçuk'tan sonra gazetesi ise Milli Eğitim Bakanlığını ‘taraflı' reklam yapmak konusunda haber yapıyordu. Diğer bir tesadüf ise Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkan Yardımcısı Alev çoşkun'un aynı zamanda Ülker Grubu'nun İstişare Konseyi üyesi olmasıydı. Bu tesadüflerin toplamının getirdiği ilk sonuç ise haberi yapan gazetenin başyazarı ile haberinin yapıldığı Milli Eğitim Bakanlığı'nın aynı tarafa düşmüş olmasıydı.

Tesadüflerin peşinden gitmeye devam edersek, aynı tarihli Referans Gazetesinin akşam haberine göre Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, yeni bir Şeker Yasası hazırlıyor ve 7 Şeker Kurulu üyesine gönderiyordu. Tasarıda şeker

sektörünün denetimi TOBB'a veriliyor ve TOBB'un, kapasite raporlarının incelenmesinde, kotaların belirlenmesinde yetki sahibi olarak, şeker fabrikalarının sattığı şeker üzerinden binde 4 pay alacağı belirtiliyordu. Tasarıda diğer önemli bir konu ise nişasta bazlı şeker üretimindeki kota oranının belirlenmesinin Şeker Kurulu'ndan alıp Bakanlar Kurulu yetkisine vermesiydi. Bu arada nişasta bazlı şeker üretimi, AB ülkelerinde % 2 iken Türkiye'de % 10 olup, Bakanlar Kurulu'nun yetkisi dahilinde % 50 arttırma yapılabiliyordu ki en son yapılan arttırmaya yönelik Şeker-İş sendikası dava açmış ve % 50 arttırma hakkında yürütmeyi durdurma kararı almıştı.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın hazırladığı bu tasarının, fındıkta Fiskobirliği, zeytinde Marmarabirliği çökertme hamlelerinin ardından gelmesinin tesadüflüğünü ve pancar ile Pankobirlik açısından ne anlama gelebileceğini bir kenara bırakarak tasarıdaki diğer önemli noktalara dikkatleri çekelim. Tasarıda "geçmişte bazı firmalar tarafından yapılan üretim talepleri veya üretimler tekrar gözden geçirilir" ifadesinin Cola Turca'nın Cargill ile ortak olduğu Pendik Nişasta Fabrikası'ndan aldığı nişasta sütünden, kota fazlası nişasta bazlı şeker üretimi yapmasından kaynaklı aldığı ceza olan 32 milyon YTL'ye af getirdiği yorumu ise konumuzun en canlı noktasını oluşturdu. Daha da canlısını ise, yasadışı görünen Cargill tesislerinin de yararlanacağı Bakanlar Kurulu'nun "Özel Endüstri Bölgesi" kararının Danıştay 10. Dairesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı almasının hemen ardından, ne tesadüf ki, hükümet tarafından Şeker Kurulu'na getirilen Cargill Murahhas Azası Mustafa Sayınataç'ın konuya ilişkin yorumuydu.

Sayınataç, geçmişte ortaya çıkan aksaklıklar olduğunu, davalar ortaya çıktığını, bunların nasıl bertaraf edilir diye bir çalışma yapıldığını, bu tür aksaklıkların nasıl çözülebileceği yönünde ve neler yapılması gerektiği konusunda

görüşmeler yapıldığını belirtiyordu. Cargill Murahhas üyesi, şu an Türkiye Kanunlarına göre yasal olmayan bir zeminde üretim yapan bir tesisin başında bulunduğu halde, Türkiye devletinin en önemli kurumlarından birinde bulunabiliyor ve rahat rahat konuşabiliyordu. Bu ülkede ticaret yaparken, üretim yaparken bir şekilde kanunlara uymayan sıradan yurttaşlar vergi dairelerine, belediyelere, oraya buraya bir yığın ceza ödüyorlarken bir yasa ile bu cezalar bu kanunsuzluklar af mı edilecekti? AKP Hükümetinin her türlü yetkilisine soralım; sizin Adaletiniz bu mudur? Sizin Kalkınmanız bu mudur?

Diğer tesadüfler ise zaten gerçeği iyice açık ediyor. Başbakan Erdoğan'ın Bush'la yaptığı her ziyaret sonrası Cargill ve nişasta bazlı şeker üretimi kotasına gelen yeni kararları ya da Danıştay'ın verdiği her karardan sonra bir şekilde yargı kararlarının uygulanamamasını arka arkaya sıralayabiliriz. Sekiz yıllık tarihin biriktirdiği sağlam bir kronolojiye sahip bu öykü. Burada anlaşılamayan ise bunun bir gazoz oyunu olmadığı bunun bir hukuk oyunu da olmadığı bunun buz gibi kapitalizmin bir oyunu olduğudur. Yoksa Türk olduğunu sandığımız Cola Turca'nın ABD'nin GDO'lu olduğu belirtilen mısırına hizmet ediyor olmasını kim nasıl açıklayabilir? Ya da hukuk devletinin en önemli kurumu olan Bakanlar Kurulu'nun yargı kararlarının uygulanmasını sağlamak yerine yeni yasalar çıkararak yargı kararlarının önüne geçmesindeki yurttaşların hukuka olan inancın zedelenmesine açılan zemini.

Bursa Valiliğinden 2577 sayılı kanuna göre talep ettikleri bir haftanın sonunda kapatılması 19 Ekim 2006 tarihinde saat:10.00'a ertelenen Cargill'i kim, nasıl kurtaracak? Bakanlar Kurulu mu? Cargill'i bu kadar ayrıcalıklı ve özel kılan nedir? Şeker Bayramı yaklaşırken, Cargill'in hukuksal sıkışması mı, ertelenen şeker fabrikalarının özelleştirilmesi mi,

(2)

nişasta bazlı şeker kotasının artırılma derdi mi, pancar alımlarının başlaması mı, birliklerin yok edilme süreci mi yoksa hepsi birarada mı etkili oldu da bu yeni yasa düştü önümüze bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, bu yasanın da diğer yasalar gibi bilgisine sahip olmadan, Bakanlar Kurulu'ndan oldu bittiyle çıkıyor olmasıdır. Zaten bu ülke

yurttaşlarının, uzmanlarının, birliklerinin, çiftçi sendikalarının STK'ların yasaları bilmesinin ne anlamı var ki. Demokrasi de öyle kendinden menkul bir şey zaten.

İkbal POLAT

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünya Sosyal Forumu'nun "Başka bir dünya için hep birlikte eyleme" çağrısına uyan Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu (Küresel BAK) öncülü ğünde düzenlenen ve

"Gökçek istifa" yazılı tişörtlerle Kızılay Metrosu'ndaki turnikelere kendilerini zincirleyen öğrenciler, "Gökçek istifa et" diye slogan attı..

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Yazara göre 12 Mart sonrasında AP, kişi hak ve özgürlükleri karşısında devlet otoritesini güçlendirmeyi amaçlayan ara rejimin sivil destekçiliğine soyunmuş, sola

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar