• Sonuç bulunamadı

Kırsal Alanda Kadınların Hayvancılık- Ekolojik Tarım Đlişkisi Konusunda Bilgi Düzeyleri Ve Farkındalık Durumu: Tokat Đli Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kırsal Alanda Kadınların Hayvancılık- Ekolojik Tarım Đlişkisi Konusunda Bilgi Düzeyleri Ve Farkındalık Durumu: Tokat Đli Örneği"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kırsal Alanda Kadınların Hayvancılık- Ekolojik Tarım Đlişkisi Konusunda Bilgi Düzeyleri Ve Farkındalık Durumu: Tokat Đli Örneği

Esen ORUÇ BÜYÜKBAY1 Ebru ONURLUBAŞ2

Özet:

Bu araştırma, Tokat Đli Merkez Đlçede süt inekçiliğinin yoğun olarak yürütüldüğü köylerde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada temel olarak, mevcut hayvancılık faaliyetlerinin kadınların değerlendirmeleri ile tanımlanması ve onların ekolojik hayvancılıkla ilgili bilgi düzeyleri ve farkındalık durumlarının ortaya konması amaçlanmıştır. Bu amaçla 98 kadından anket yoluyla elde edilen veriler kullanılmıştır. Sonuç olarak, kadınların ifadelerine göre, yörede, hayvanların barınak, beslenme, bakım, refah ve sağlık koşullarının, ekolojik hayvancılıkta kabul edilen temel koşullara uyumunun yüksek oranlarda olduğu görülmektedir. Kadınların çok küçük bir bölümü ekolojik tarım ve hayvancılık kavramlarını tanımaktadır. Bu sonuca göre, yörede ekolojik hayvancılıkla paralellik gösteren uygulamalar, yoğun girdili değil, geleneksel tarımın geçerli olmasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Yaş ve eğitim düzeyi, kadınların çevreyle ilgili farkındalıklarıyla yüksek düzeyde ilişkilidir.

Anahtar kelimeler: Kadın, ekolojik tarım, ekolojik hayvancılık, bilgi düzeyi

Knowledge Level And Awareness Of Rural Women On The Relatıonshıp Between Anımal Husbandry And Ecologıcal Agrıculture: A Case Study Of Tokat

Abstract:

This research has been conducted in the villages of Tokat Province Central District in which dairy farming is widely managed. It is basically aimed in the research that the current animal husbandry activities is defined by rural women and that their knowledge level and awareness condition of ecological animal husbandry is revealed. For this reason, data has been used which has been collected via a survey obtained from 98 rural women. According to the statements of the women, it can be inferred that conditions of animals in terms of barns, nutrition, breeding, welfare and health are consistent of a high percentage with the rules of ecological animal husbandry. Only a small part of women is familiar with the concept of ecological agriculture and animal husbandry.

According to this result, the practices that show parallelism with ecological animal husbandry might be due to the use of conventional agriculture on the region instead of high input agricultural systems. Age and educational level of the women is highly related with their awareness of the environment.

Key words: Woman, ecolojical farming, ecolojical animal husbandry, knowledge level 1. GĐRĐŞ

Havayı, suyu ve toprağı kirletmeden, kaynakları bilinçsizce tüketmeden yada yormadan üretmeyi hedefleyen yeni üretim modellerinden biri de Ekolojik Tarım’dır.

Ekolojik tarım, hayvancılık faaliyetinde ekolojik hayvancılık olarak ortaya çıkmış, çok miktarda ama riskli üretim tarzı sınırları zorlandıkça, bu alanda da temiz üretim arayışları artmıştır. Buna karşın, ekolojik hayvancılığın ekolojik bitkisel üretime göre daha az bilinen ve uygulanan bir sistem olduğu öne sürülmektedir. Yoğun yetiştiricilik yöntemlerinin hayvanlarda önemli sağlık sorunlarına neden olduğu, hayvan beslemede hormon, antibiyotik vb yem katkı maddeleri kullanımının hayvansal ürünlerde kalıntı bıraktığı ve bu ürünleri tüketen insanlarda önemli sağlık sorunlarına neden olduğu bir çok çalışmada ifade edilmektedir (Pekel ve Ünalan, 1999; Sundrum, 2001; Hovi et al., 2003; Ak, 2004; Borell and Sbrensen, 2004; Vaarst et al., 2005;Çukur ve Saner 2005).

Türkiye’de hayvancılığın daha çok entansif olarak yapıldığı, girdi kullanımının düşük olduğu, doğal besleme yöntemlerinin halen önemini koruduğu, bu nedenlerle düşük verimli ama riskleri çok yükselmemiş hayvansal ürünlerin üretildiği ifade

1 GOPÜ Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, TOKAT eoruc@gop.edu.tr

2 Tarım Đl Müdürlüğü, TOKAT

(2)

edilmektedir. Ekolojik hayvancılık yaklaşımıyla bu durumun avantaja dönüştürülebileceği belirtilmektedir (Ak ve Kantar, 2007).

Hayvancılık, kadınların yüksek oranda dahil olduğu bir faaliyet koludur (Gülçubuk vd., 2010; Özgüler ve ark, 2008). Bu durumda, kadınların hayvancılık konusunda bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir. Kadınların, doğal kaynakları kullanmada yetenekli olduğu, çevre konusunda erkeklere göre daha duyarlı oldukları, çevre dostu sistemlere geçişte çok kritik bir noktada bulundukları, bir çok çalışmada ifade edilmektedir (Akbay ve ark., 2002; Çabuk ve Karacaoğlu, 2003; Yücel ve ark., 2006;

Deniş ve Genç, 2007; Anonim, 2008;

Farnworth and Hutchings, 2009

). Buna karşın, kırsal kesimde kadınların tarımsal üretime ilişkin eğitim çalışmalarında genellikle geri planda kaldığı bilinmektedir (Yıldırak ve ark., 2002; Anonim, 2000). Türkiye’de kırsal kesime yönelik eğitim çalışmalarının genel olarak aksayan yönleri de dikkate alındığında, ekolojik hayvancılığın kırsal alan kadını tarafından çok fazla bilinmiyor olması ihtimali güçlenmektedir. Bu öngörünün ne derece doğru olduğunu, hayvancılık alanındaki uygulamaların çevre dostu üretim sistemleriyle uyumluluk derecesini, uyumluluğu yüksekse bunun bilinçli olarak yapılıp yapılmadığını ortaya koyan araştırmaların önemli olduğu açıktır.

Bu noktalardan hareketle, bu çalışmadaki temel amaç, Tokat Đli Merkez Đlçede süt inekçiliğinin yoğun olarak yürütüldüğü köylerde, bu faaliyet alanına ilişkin mevcut uygulamaların, kadınların ekolojik hayvancılığa ve diğer bazı çevresel kavramlara ilişkin bilgi düzeylerinin ele alınmasıdır.

2. MATERYAL ve YÖNTEM

Araştırmanın ana materyalini Tokat merkez ilçeye bağlı köylerde kadınlarla yüz yüze görüşmeler yoluyla gerçekleştirilen anket çalışması sonucu elde edilen birincil nitelikli veriler oluşturmuştur. Örnek hacminin belirlenmesi amacıyla, Tokat Merkez ilçeye bağlı ve süt inekçiliğinin yoğun olarak yapıldığı köyler gayeli olarak seçilmiştir.

Bu köylerde, yaşamını sürdüren kadınlar çalışmanın ana popülasyonunu oluşturmuş ve basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilen 98 kadın ile görüşülmeye karar verilmiştir.

Anket çalışması sonucu elde edilen veriler, yüzde dağılımlar ve khi- analizi ile değerlendirilmiştir. Khi-kare analizlerinde, kadınların çevreyle ilgili bilgi ve haberdarlık durumuna ilişkin toplu bir değerlendirme yapılması amacıyla Likert Ölçeğinden yararlanılmıştır. Likert kendi ölçeğini puanlara bakabilmek ve bir kişinin kavramla ilgili pozitif ve negatif tutumunun olup olmadığını söyleyebilmek için oluşturmuştur. Likert ölçeği, tutum ölçmede popüler bir yöntemdir (Solomon, 1996).

Likert ölçeğine göre yapılan puanlamaya, kadınların çevresel değerlere ilişkin, bazı kavramları (iklim değişikliği, küresel ısınma, organik tarım, ozon tabakası, genetiği değiştirilmiş ürün, ekolojik tarım, ekolojik hayvancılık, sera gazları) duyup duymama, anlamını bilip bilmeme durumları; iklim değişikliği, iklimle ilgili olumsuz seyir ve tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin çevre ve iklim üzerine etkileri konusundaki farkındalıkları ve çevresel olumsuzluklar konusunda yapılabileceklere ilişkin cevapları dahil edilmiştir.

Değerlendirmede, olumlu her cevap ve çevre konusunda neler yapılabileceğine ilişkin her olumlu fikir için “1” puan verilmiştir. Bu şekilde, 0-30 arasında değişen bir puan skalası oluşmuş, kadınlar aldıkları puana göre iki gruba ayrılmıştır. Khi-kare analizlerinde puan grupları ile yaş, eğitim ve gelir grupları arasında ilişki durumu aranmıştır.

3.ARAŞTIRMA BULGULARI

Çevre dostu sistemlerden, ekolojik hayvancılığın konu edildiği bu çalışmada, süt inekçiliği faaliyetinin içinde yer alan kadınlarla görüşülmüştür. Görüşülen kadınların yaş ortalaması 43’tür. Eğitim durumuna ilişkin verilere göre; kadınların %33,67’sinin okuma yazması yokken, %13,27’si okuryazar, %47,96’sı ilkokul, %4,0’i ortaokul ve ancak

(3)

Ailelerin yıllık toplam geliri ortalama olarak 19038 TL, kişi başına ortalama yıllık gelir 2028 TL, hayvancılıktan elde edilen ortalama yıllık gelir 15335 TL’dir.

Đşletmelerin tamamında süt inekçiliği yapılmaktadır. Bu işletmelerde hayvancılık geliri, ortalama olarak toplam gelirin %76’sını oluşturmaktadır. Đşletmelerin %27.55’i yalnızca hayvancılık faaliyeti yaparak gelir elde etmektedir.

Đşletmelerde ortalama büyükbaş hayvan sayısı 20 iken, süt sığırı sayısı 18’dir.

Görüşülen kadınların %94,90’ı hayvancılık faaliyeti ile ilgili işlere katılmaktadır. Sağım (%85,71), hayvanların temizliği (%61,22) ve barınma yerinin temizliği (%57,14) kadınların daha fazla katılım gösterdikleri işlerdir. Verilere göre, kadınlar hayvancılık faaliyetleri ile ilgili kararlara düşük oranlarda katılmaktadır (Çizelge 1).

Çizelge 1.Hayvancılık faaliyetinde kadınların katıldığı işler

Hayvancılık faaliyetiyle ilgili işler Frekans %

Sağım 84 85.71

Hayvanların temizliği 60 61.22

Barınma yerinin temizliği 56 57.14

Hayvanların beslenmesi 31 31.63

Hayvanların temizlik ve bakım işleri ilgili kararlar 25 25.51

Barınma yerinin bakımı 19 19.39

Hayvanların bakımı 17 17.35

Barınma yeri ile ilgili kararlar 11 11.22

Beslenme ile ilgili kararlar 11 11.22

Hayvanların sağlıklarıyla ilgili işler 10 10.20

Sağlık işleri ile ilgili kararlar 9 9.18

Toplam 98 *

Çalışmada, hayvancılık faaliyetine ilişkin durum, kadınların bilgi ve gözlemleri ışığında belirlenmeye çalışılmıştır. Kadınların %91.84’ü hayvancılık sistemlerini geleneksel, %8.16’ü ise modern sisteme geçiş aşamasında şeklinde nitelendirmektedir.

Ekolojik hayvancılıkta barınakların tesis ve bakımında tüm hijyenik tedbirler alınmalıdır. Barınak yeterli temiz hava ve gün ışığı almalı, her tür ve ırka hareket serbestliği vermelidir. Süt sığırları için hayvan başına en az 6.0 m2 kapalı olması gerektiği belirtilmektedir (Ak, 2002; Anonim, 2001, Çukur ve Saner 2005). Kadınlara, bu koşulların işletmelerinde geçerli olup olmadığı sorulmuştur.

Đfadelere göre, hayvanlar için uygun barınma koşulları genellikle sağlanmıştır.

Kadınların tamamına yakın bir bölümü (%97.96) barınma ortamının yeterli ışık aldığını, büyük çoğunluğu (%93.88) uygun genişlikte olduğunu belirtmiştir. Kadınların ifadeleriyle elde edilen bazı oranların, kontrol sorularıyla gözden geçirilmesi mümkündür. Hayvan başına kapalı alan bunlardan biridir. Görüşmelerle elde edilen sonuçlara göre, işletmelerde büyükbaş hayvan başına ortalama kapalı alan 8.7 m2’dir. Bu rakam, süt inekçiliği için gerekli görülen asgari alanın (6.0 m2) üzerindedir. Ancak kimi işletmelerde genişlik 2.4 m2’ye kadar düşmektedir. Hayvan başına ideal genişliğin sağlanamadığı işletmelerin oranı % 54.08’dir. Bu sonuç, görüşülen kadınların iyimser değerlendirmeleri dikkate alındığında, barınma koşullarına ilişkin oranların gerçekte bir miktar daha düşük olması mümkündür (Çizelge 2). Đşletmelerde açık ve yarı açık ahır bulunmamaktadır.

Barınma ortamının sıcaklığı, tavan yüksekliği, pencere ve baca sayısı gibi kriterlerin uygun nitelikte olduğunu belirten kadınların oranı yine % 80’in üzerindedir.

Đşletmelerde, ortalama ahır sıcaklığı 16.51 0C’dir. Kapalı ahırlar için 10-150C arası en uygun sıcaklık değeri olarak ifade edilmekte, zorunlu durumlarda bu değerin 70C 'ye kadar inebileceği belirtilmektedir(www.taryat.gov.tr). Kadınlar tarafından verilen sıcaklık değerlerine göre, bu sınırların (7-15 0C) dışında kalan işletmelerin oranı %75.51’dir.

(4)

Çizelge 2. Hayvanların barınak koşulları

Barınma ortamı; Fekans %

Yeterli ışık almaktadır. 96 97.96

En uygun genişliğe sahiptir 92 93.88

En uygun sıcaklığa sahiptir 88 89.80

Hava dolaşımını sağlayacak, sağlıklı tavan yüksekliğine sahiptir 88 89.80

Yeterli pencere ve havalandırma bacasına sahiptir 80 81.63

Ayrı buzağı büyütme bölümü mevcuttur. 77 78.57

Barınma ortamı en sağlıklı barınmayı sağlayacak malzemeden inşa edilmiştir 75 76.53 Dışkıların rahatça temizleneceği bir sisteme sahiptir 62 63.27

Ahır kokusunu emecek tavan yapısına sahiptir 48 48.98

Yemlik ve otluklar yıkanabilme özelliğine sahiptir. 44 44.80

Ayrı bir doğum bölümü mevcuttur. 28 28.57

Toplam 98 *

*Birden fazla seçenekle cevap verilebildiği için toplam yüzü aşmaktadır.

Kadınların %12.24’ü barınma ortamının sıcaklığı konusunda bilgi sahibi olmadıklarını belirtmişlerdir. Söz konusu veriler, uygun sıcaklığın işletmelerin çoğunluğunda sağlanamadığını göstermekle birlikte, söz konusu aralık dışında kalan sıcaklık değerleri, genellikle 16,17 ve 18 0C’dir.

Đşletmelerin %78.57’sinde hayvan barınaklarında ayrı bir buzağı büyütme bölümü bulunmaktadır. Barınma yerinin en uygun malzemeden yapıldığını belirten kadınların oranı %76.53’tür. Hayvan dışkılarının kolay bir şekilde temizleneceği bir sistem, hemen hemen işletmelerin üçte ikisinde bulunmaktadır. Barınma yeri ile ilgili oranların %50’nin altına düştüğü kriterler, ahır kokusunu emecek tavan yapısı (%48.98), yıkanabilen yemlik ve otluklar (%44.80) ve ayrı bir doğum bölümünün varlığıdır (%28.57).

Bu veriler, işletmelerde hayvan barınma yeri konusunda asgari koşulların önemli ölçüde sağlandığını göstermekle birlikte, oranlar tersten değerlendirildiğinde, eksikliklerin de önemli boyutta olduğu ifade edilebilir. Örnek verilirse, hayvan barınaklarının %2.04’ü yeterli ışık almamaktadır. Bu çok düşük bir oran olarak düşünülebilir ancak, yeterli ışık kaynağı gibi asgari ve büyük bir önem taşıyan koşulun, her yüz işletmeden ikisinde sağlanamamış olması önemli bir eksiklik olarak değerlendirilmelidir. Diğer kriterler için, koşulların sağlanmama oranı daha yüksektir. Bu konuda en yüksek oran ayrı doğum bölümü kriterine aittir. Her on işletmeden yedisinde ayrı bir doğum bölümü bulunmamaktadır. Bunların yanı sıra, çeşitli kontrol sorularına göre, kadınların değerlendirmeleri genelde mevcut duruma göre daha iyimserdir. Daha iyi barınak koşulları konusunda yeterli bilgi sahibi olmamaları nedeniyle ortaya çıkmış olabilecek bu durum da göz önüne alındığında, yörede daha iyi barınak koşullarının sağlanmasının çaba gerektiren bir konu olduğu ifade edilebilir.

Hayvanların beslenme koşulları, barınma koşulları kadar, hatta hayvansal ürün tüketicileri için daha fazla önem taşıyan bir konudur. Ekolojik hayvancılıkta, beslemede ekolojik olarak üretilmiş yemler kullanılmalı, bitkisel yemler tercihen işletmede üretilmelidir. Mera ve otlaklara kimyasal ilaç ve gübre atılmamalıdır. Ekolojik hayvancılıkta genetik yapısı değiştirilmiş (GMO) ve kimyasal işlem görmüş yemler kullanılamaz. Rasyonlara hayvansal yağ ve hayvansal yan ürünler katılamaz.

Hayvanlarda büyümeyi hızlandırmak, yemden yararlanmayı artırmak amacıyla hormon ve antibiyotik benzeri maddeler kullanılamaz. Vitamin ve minerallerin kullanımında yönetmelik kurallarına uyulması gerekmektedir (Anonim, 2001)

Beslenmeye ilişkin temel kriterlerin, kadınların kendi hayvancılık sistemleri için geçerliliği sorgulanmıştır. Sonuçlara göre, en yüksek oranda (%76.53) geçerli olan kriter, hormon kullanılmamasıyla ilgilidir. Merada otlatma (%73.47) ve hastalık durumu dışında

antibiyotik kullanmama (% 70.41) yine on işletmeden yedisi tarafından yerine getirilen koşullardır. Bitkisel yemlerin tamamını üreten işletme oranı (%20.41) oldukça

(5)

düşükken, bir kısmını üreten işletmeler önemli bir orandadır (%69.39). Kadınların

%67.35’i satın

Çizelge 3. Hayvanların beslenme koşulları

Besleme sırasında; frekans %

Hayvan beslenmesinde kesinlikle hormon kullanılmaz 75 76.53

Hayvanlar mümkün olduğunca merada otlatılır 72 73.47

Hastalık durumu dışında kesinlikle antibiyotik kullanılmaz 69 70.41 Kullanılan bitkisel yemlerin bir kısmı işletmede üretilir 68 69.39 Satın alınan yemlerde en kaliteli olan tercih edilir 66 67.35

Meralarda kimyasal ilaç ve gübre kullanılmaz 62 63.27

Đşletmede üretilen yem bitkilerinde çok sınırlı ilaç-gübre kullanılır 60 61.22

Genetiği değiştirilmiş yem kullanılmaz 54 55.10

Ulaşılacak mesafedeki meralar hayvanlar için yeterlidir 51 52.04 Satın alınan yemlerde insan sağlığa sakıncalı madde bulunmaz 44 44.80 Yem içeriğinde hayvansal yağ ve yan ürün bulunmaz 34 34.69

Kimyasal işlem görmüş yem kullanılmaz 30 30.61

Satın alınan yemlerin içeriği tam olarak bilinir 28 28.57 Kullanılan bitkisel yemlerin tamamı işletmede üretilir 20 20.41

Toplam 98 *

*Birden fazla seçenekle cevap verilebildiği için toplam yüzü aşmaktadır.

alınan yemlerde en kaliteli olanların tercih edildiğini, % 63.27’si meralarda kimyasal gübre ya da ilaç kullanılmadığını, %61.22’si işletmede üretilen yem bitkilerinde kimyasalların çok sınırlı ölçüde kullanıldığını ifade etmişlerdir (Çizelge 3).

Hayvan beslenmesinde genetiği değiştirilmiş yem kullanılmadığını (% 55.10) ve yakın mesafedeki meraların hayvanları için yeter düzeyde olduğunu (% 52.04) belirten kadınlar yine yarıyı aşmaktadır. Bunların dışında, satın alınan yemlerde insan sağlığa sakıncalı madde bulunmaz (%44.80), yem içeriğinde hayvansal yağ ve yan ürün bulunmaz (%34.69), kimyasal işlem görmüş yem kullanılmaz (%30.61) ve satın alınan yemlerin içeriği tam olarak bilinir (%28.57) gibi kriterlerin, işletme için geçerli olduğunu söyleyebilen kadınların oranları %50’nin altında kalmıştır.

Beslenme ile ilgili oranlara göre, işletmelerin %23.47’sinde beslenme sırasında hormon, %29.59’unda antibiyotik, %44.90’ında genetiği değiştirilmiş ürün, %55.20’sinde insan sağlığı için sakıncalı madde, %56.31’sinde hayvansal yağ ve ürün içeren,

%69.39’unda kimyasal işlem görmüş yem kullanılıyor olma ihtimali söz konusudur.

Hayvancılıkta önemli bir diğer konu, hayvanların bakım, sağlık ve refah koşullarıdır. Yine Çizelge 4’de hayvan yetiştirilmesi sırasında uyulması gereken bazı asgari koşullar yer almaktadır (Anonim 2001). Bu koşullarla ilgili değerlere bakıldığında da genel olarak şartların sağlanma oranlarının yüksek olduğu söylenebilir. Bu konuda en Çizelge 4. Hayvanların bakım, sağlık, refah koşulları

Hayvanların bakım, sağlık, refah koşulları Frekans %

Hayvan gübreleri işletmede bitkisel üretimde kullanılır 87 88.78

Hayvan gübreleri gelişigüzel çevreye atılmaz 82 83.67

Damızlık hayvan seçiminde en uygun ırk ve tür seçilir 81 82.65 Hasta hayvanlara daima veteriner kontrolünde ilaç verilir 78 79.59

Uygun havalarda hayvanlar açık alana çıkarılır 75 76.53

Nakil sırasında vs. sakinleştirici ilaç kullanılmaz 75 76.53 Hayvanların toprakla ve bitkiyle ilişkisi kesilmez 73 74.49 Hayvan nakilleri rahat, stressiz şartlarda ve kısa zamanda yapılır 67 68.37 Doğal olarak hastalığa dayanıklı tür ve ırk seçilir 59 60.20

Kuyruk kesme işlemi kesinlikle yapılmaz 55 56.12

Toplam 98 *

* Birden fazla seçenekle cevap verilebildiği için toplam yüzü aşmaktadır.

(6)

yüksek oranları %88.78 ve %83.67 ile hayvan gübresinin kullanım ve saklama şekline ilişkin kriterler almaktadır. En düşük oran ise %56.21 ile kuyruk kesme işleminin yapılmadığı ifadesine aittir.

Görüşülen kadınların çevreye ilişkin yeni bilgi ve kavramlardan ne kadar haberdar olduklarını ölçmek amacıyla bazı sorular yöneltilmiştir. Bu bölümde ilk olarak Çizelge 5’de yer alan kavramları duyup duymadıkları, duymuşlarsa anlamını bilip bilmedikleri sorulmuştur. En fazla duyulmuş olan ve anlamı bilinen kavram, iklim değişikliğidir. Bu kavramı kadınların %44.80’i duymuştur. Duyanların %86.36’sı anlamını bilmektedir. Anlamı kısaca sorulduğunda, genelde, dünyanın çok ısınması, mevsimlerde sıcaklık dengesinin bozulması, sıcaklık değişimi, kar yağmaması, kuraklık, havaların fazla ısınıp fazla soğuması, gibi cevaplar alınmıştır.

Çizelge 5.Kadınların çevre konularına ilişkin bazı kavramlarla ilgili farkındalıkları

Duydum Duymadım Toplam

Kavramlar frekans % Frekans % frekans %

Đklim değişikliği 44 44.80 54 55.10 98 100.00

Küresel ısınma 39 39.80 59 60.20 98 100.00

Organik tarım 35 35.71 63 64.29 98 100.00

Ozon tabakası 31 31.63 67 68.37 98 100.00

Genetiği değiştirilmiş

ürün 12 12.24 86 87.76 98 100.00

Ekolojik tarım 9 9.18 89 90.82 98 100.00

Ekolojik hayvancılık 5 5.10 93 94.90 98 100.00

Sera gazları 3 3.06 95 96.94 98 100.00

Anlamını biliyor Anlamını bilmiyor Toplam

Đklim değişikliği 38 86.36 6 13.64 44 100.00

Küresel ısınma 33 84.62 6 15.38 39 100.00

Organik tarım 26 74.29 9 25.71 35 100.00

Ozon tabakası 8 25.81 23 74.19 31 100.00

Genetiği değiştirilmiş

ürün 7 58.33 5 41.67 12 100.00

Ekolojik tarım 3 33.33 6 66.67 9 100.00

Sera gazları 2 66.67 1 33.33 3 100.00

Ekolojik hayvancılık 1 20.00 4 80.00 5 100.00

Küresel ısınma (%39.80), organik tarım (%39.80) ve ozon tabakası (%35.71) gibi kavramları, kadınların yüksek olmamakla birlikte önemli sayılabilecek bir bölümü duymuştur. Anlamını bilenler yaklaşık, ancak yüzeysel tanımlamalar yapmışlardır.

Ekolojik tarım ve hayvancılığı duymuş olan ve anlamını bilenler çok düşük bir orandadır.

Kadınlarca göreli olarak daha fazla duyulmuş ve anlamı bilinen kavramlarla ilgili olarak medyanın etkili olduğu düşünülebilir.

Đklim değişikliği ile ilgili farkındalığın belirlenmesi amacıyla, “Sizce dünyanın iklimi değişti mi?”sorusu yöneltilmiş, Kadınların büyük bir çoğunluğundan (%92.86) evet cevabı alınmıştır. Đklim değişikliğinin söz konusu olmadığını düşünenlerin oranı ise

%7.14’tür. Đklimin değiştiğini düşünen kadınların %12.09’u bu durumun çok anormal olmadığını ve zamanla düzelebileceğini, %18.68’i endişe verici bir durum olduğunu ama yapılabilecek bir şey kalmadığını, %35.16’sı ise yapılabilecekler konusunda herhangi bir fikri olmadığını ifade etmişlerdir. Đklim değişti, bu durum endişe verici ve acilen önlemler alınması gerekiyor fikrini taşıyan kadınların oranı ancak %34.07’dir.

Tarımsal faaliyetlerin, özellikle yanlış uygulandığında çevreye zarar verdiği, iklim değişikliği üzerinde etkili olarak, olumsuz giden seyri hızlandırdığı bilinmektedir.

Kadınların bu durumdan haberdar olup olmadıkları belirlenmeye çalışılmıştır.

Sonuçlara göre, tarımsal faaliyetlerin çevreye herhangi bir zarar vermediğini

(7)

düşünceyi taşıyanların oranı (%63.26) çok daha yüksektir. Bu oranların dışında kalan kadınların önemli bir bölümü de(%29.59 ve %25.51), tarımsal ve hayvansal faaliyetlerle çevre ilişki konusunda herhangi bir fikre sahip olmadıklarını ifade etmişlerdir. Özellikle hayvancılık faaliyetlerinin çevreye zarar verdiğinin bilincinde olan kadınların oranı (%11.23) oldukça düşüktür.

Tarımsal faaliyetlerin iklim değişikliğine etkisi olduğu fikrini taşıyan kadınların oranı %16.33 iken, kadınların hiç biri hayvancılık faaliyetlerinin böyle bir etki oluşturduğunu düşünmemektedir. Kadınlardan %48.98’i tarımsal faaliyetlerin, %61.22’si ise hayvancılık faaliyetlerinin iklim değişikliği üzerinde etkili olmadığı düşüncesindedir.

bu konuyla herhangi bir fikri olmadığını belirten kadınların oranları da (%34.69 ve

%38.78) yine önemli düzeydedir.

Çizelge 6. Kadınların tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerin çevresel etkileri ile ilgili farkındalıkları Çevreye Zarar

Verir Vermez Fikri yok Toplam

frekans % frekans % frekans % frekans %

Tarımsal faaliyetler 30 30.61 39 39.80 29 29.59 98 100.00

Hayvancılık faal. 11 11.23 62 63.26 25 25.51 98 100.00

Đklim değişikliğine etkisi

Vardır Yoktur Fikri yok Toplam

frekans % frekans % frekans % frekans %

Tarımsal faaliyetlerin 16 16.33 48 48.98 34 34.69 98 100.00

Hayv.faaliyetlerinin 0 0.00 60 61.22 38 38.78 98 100.00

Đklim değişikliği ile ilgili olarak kendilerinin yapabilecekleri konusunda, hiçbir gücü olmadığını, bu nedenle herhangi bir şey yapamayacağını düşünen kadınların oranı

%27.55, ne yapabileceği konusunda fikri olmayanların oranı ise %9.18’dir. Bunun dışında, kadınların %45.92’si çocuklarını bilinçli yetiştirip, eğitebileceğini, %37.76’sı kendini bilgilendirebileceğini, %35.71’i eşini ve etrafındakileri etkileyebileceğini,

%33.67’si ev içi faaliyetlerde, %19.39’u tarımsal faaliyetlerde en doğru yöntemleri öğrenip, uygulayabileceğini ifade etmiştir.

Çalışmada, kadınların çevre konularıyla ilgili bilgi ve haberdarlık durumlarının, yaş, eğitim ve gelir durumlarıyla ilişkisi araştırılmıştır. Puan değerleri 0 ile 30 arasında değişmekte, 30 puan, işleme dahil edilen kriterlerle ilgili tam bilgi ve haberdarlık durumunu yansıtmaktadır. Görüşülen kadınlar bu puanlama işleminden en az 1 en fazla 23 puan almışlar ve alınan puanlara göre iki gruba ayrılmışlardır. Sonuçlara göre, kadınların yaşları ile çevreyle ilgili kavramlar konusunda bilgi ve haberdarlık durumları arasında önemli düzeyde bir ilişki vardır. Khi-kare dağılımına göre genç kadınlar bu kavramlarla ilgili daha bilinçli ve haberdar durumdadır (Çizelge 9).

Çizelge 9.Kadınların çevreye ilişkin farkındalık durumlarının yaş, eğitim ve gelir ile ilişkisi --- Kriterler Kadınların çevreye ilişkin farkındalık durumları --- Yaş X2: 6.775, X20.01;1:6.635

Eğitim X2: 14.997, X20.005;2:10.597

Kişi başına yıllık gelir X2: 1.314, X20.750;2:0.575

--- Eğitim düzeyi ve çevreye ilişkin bilinç ve haberdarlık durumu arasında da, oldukça kuvvetli bir ilişki söz konusudur. Göreli olarak daha eğitimli olan kadınlar, çevresel kavramları daha fazla tanımakta ve bu konuda daha bilinçli düşünmektedirler.

Değerlendirmeler sonucu, gelir ve çevreye ilişkin bilinç durumu arasında istatistiksel anlamda önemli düzeyde bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

4.SONUÇ

Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre, seçilen araştırma yöresinde işletmelerin önemli bölümü süt inekçiliği faaliyet biçimi, ekolojik hayvancılık kriterlerine paralellik

(8)

göstermektedir. Buna karşın Ekolojik Hayvancılık kadınlar tarafından çok az duyulan ve bilinen bir kavramdır. Buna durum, yörede yoğun girdili hayvancılıktan çok geleneksel ve düşük girdili sistemin yaygın oluşuyla açıklanabilir. Bu durumda, bilinçli olarak değil, geleneksel sistemden kaynaklanan nedenlerle, çevresel değerlere ve insan sağlığına uyumlu bir hayvancılık sistemi sürdürülmektedirler.

Bu noktada, kadınların ekolojik hayvancılık da dahil olmak üzere, çevre dostu sistemler, çevreye uyumlu yetiştiricilik, dünyada çevre ve insan sağlığına dost üretimin artan önemi vb. konularda bilgilendirilmesi ve farkındalıklarının arttırılması büyük önem taşımaktadır. Khi-kare analizleri, yaş ve eğitimin, çevre konusundaki bilgi ve farkındalık durumuyla yüksek oranda ilişkili olduğunu göstermiştir. Khi-kare dağılımına göre, genç ve eğitimi yüksek olanlar, çevresel kavramlarla ilgili daha yüksek bilgi düzeyine ve farkındalığa sahiptir. Bu sonuçtan da yola çıkarak ifade edilebilir ki, özellikle kırsal alanda eğitim düzeyinin arttırılması, gençlere ve kadınlara yönelik çevresel değerleri içeren eğitim çalışmalarının yaygınlaştırılması yerinde olacaktır.

Kaynaklar

Anonim, 2000. Türkiye’de Kırsal Kesimin Yapısı ve Kadınlar, Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara.

Anonim, 2001. Organik Tarım El Kitabı. T.C. Tarım ve Köy Đşleri Bakanlığı, Yayın Dairesi Başkanlığı, 68 s.

Anonim, 2008. Politika Dokümanı Kadın ve Çevre, T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, ISBN 978-975-19-4361-3, Ankara.

Ak, Đ. ve Kantar, F., 2007. “Türkiye’de Ekolojik Hayvancılık Potansiyeli ve Gelecegi”. 10. Organik Tarım Kongresi. Bahçesehir Üniversitesi sözlü bildiri. 19-20.

Ak, Đ.,2004. Ekolojik Tarım ve Hayvancılık. 4. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. 1-3 Eylül 2004. s., 490-497 Akbay, A. Ö., Özçiçek, C., Bal, T. ve Gül, A., 2002. “Bireyin Çevre Bilinci ve Gıda ürünleri Tüketiminde

Çevresel Duyarlılık: Adana Đli Örneği”, Turkish Journal of Agricultural Economics, Volume: 7, ISSN: 1303-0183.

Alkan, S. ve Toksoy, D., 2009. “Orman Köylerinde Kadın ve Kırsal Kalkınma (Trabzon Đli Örneği)”. II.

Ormancılıkta Sosyo-ekonomik Sorunlar Kongresi, 19-21 Şubat 2009, SDÜ, Isparta, syf.99-107.

Borell, E and Sbrensen, J.T.,2004. Organic livestock production in Europe: aims, rules and trends with special emphasis on animal health and welfare. Livestock Production Science 90 (2004) 3 –9

Çabuk, B. ve Karacaoğlu, C., 2003. “Üniversite Öğrencilerinin Çevre Duyarlılıklarının Đncelenmesi”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, Cilt: 36, sayı:1-2.

Çukur,F. ve Saner, G., 2005. “Konvansıyonel ve Ekolojik Hayvancılık Sistemlerinin Sürdürülebilirliği ve Türkıye Üzerıne Bir Değerlendirme”. ADÜ Ziraat Fakültesi Dergisi 2005; 2(1) : 39 - 44

Deniş, H. ve Genç, H., 2007. “Çevre Bilimi Dersi Alan ve Almayan Sınıf Öğretmenliği Öğrencilerinin Çevreye Đlişkin Tutumları ve Çevre Bilimi Dersindeki Başarılarının Karşılaştırılması”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, sayı 13.

Farnworth,C. And Hutchings, J., 2009. Organic Agriculture and Womens’ Empowerment. IFOAM Gülçubuk, B., Yıldırak, N., Kızılaslan N., Özer,D., Kan, M. Ve Kepoğlu, A., 2010. “Kırsal Kalkınma

Yaklaşımları ve Politika Değişimleri”, TMMOB, VII. Teknik Kongresi, 11-1 Ocak 2010, Ankara.

Hovi, M., Sundrum, A.and Thamsborg S.M, 2003. Animal health and welfare in organic livestock production in Europe: current state and future challenges. Livestock Production Science 80(2003), pg.41-53. www.elsevier.com

Özgüler,M., Özekici, B. ve Davran M.K., 2008. “Suyun Sürdürülebilir Yönetiminde Kadınlarınların Etkinliğinin Artırılması: Türkiye Örneği”, Sulama ve Tuzlanma Konferansı, 12-13 Haziran 2008, Şanlıurfa.

Pekel, E., Ünalan, A. 1999. “Hayvansal Üretimde Ekolojik Tarımın Yeri ve Türkiye Đçin Önemi”.Türkiye I.

Ekolojik Tarım Sempozyumu. 21-23 Haziran 1999, Đzmir, Sayfa:17-24.

Vaarst, M., Padel, S., Hovi, M., Younie, D.and , Sundrum, A.,2005. Sustaining animal health and food safety in European organic livestock farming. Livestock Production Science. 94(2005). 61–69.

Solomon, M.R., 1996. Consumer Behaviour Buying, Having and Being. Printice Hall, USA, p:86.

Sundrum, A.,2001. Organic livestock farming A critical review. Livestock Production Science 67 (2001) 207–215

Yıldırak, N., Gülçubuk, B., Gün, S., Olhan, E. ve Kılıç, M., 2002. Türkiye’de Gezici ve Geçici Kadın Tarım Đşçilerinin Çalışma ve Yaşam Koşulları ve Sorunları, Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye Temsilciliği, Ankara.

Yücel, M., Altunkasa, F. ve Güçray, S., 2006. “Adana’da Çevre Duyarlılığı Düzeyinin ve Geliştirme Olanaklarının Araştırılması”, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 19(2),217-228.

www.taryat.gov.tr/bilgibank/HayvanBarinaklari.pdf (erişim: 06.2010)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Türkiye’de veteriner tıbbi ürün endüstrisi, bu ürünlerin geliştirilmesi, üretimi ve kontrolünde yüksek Kalite.. Yönetim standartlarını

Organik tarımın ilk olarak İzmir’de başlaması, ürün işleme tesislerinin büyük kısmının da İzmir’de olması ve üretilen ürünlerin yine önemli bir bölümünün

ÝSS’de semptom olarak baþaðrýsý hemen herzaman ol- duðu için, tedaviye cevap vermiyen ve uzamýþ baþaðrýsý olan hastalara paranazal sinüs CT‘sinin çektirilmesi ve

• Paleolitik Teknoloji : Taş devrinin ilk bölümüne, insanla taş aletler kullandığı için paleolitik çağ denir.. İlk insanlar ve

• Evcilleştirme başladıktan sonra, bitki ve hayvanlar ikincil ürün üretimi için evcilleştirmeye başladılar: Süt ve yağ (süt, tereyağı veya peynir yapmak için

Ekipman Dağıtımı Etkinliği"ne; Siverek Kaymakamlığı, GAP BKİ Temsilcileri , Kırsal Kalkınma Teknik Destek Ekibi, Siverek T icaret ve Sanayi Odası, Tarım İl

Güney Marmara Kalkınma Ajansı, yatırım ortamının tanıtılması için hazırlamış olduğu bu rehberin yanı sıra, teknik altyapı ve uzman personeliyle tüm yatırımcılar

Adıyaman ili ve ilçelerini kapsayan kırsal alanda yaşayan kadınların sosyo-ekonomik durumlarını incelemek ve kadınların genel olarak girişimcilik konusunda