• Sonuç bulunamadı

Süt Proteinleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Süt Proteinleri"

Copied!
37
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)Süt Proteinleri.

(2) Protein, bütün canlı organizmalar için yaşamsal öneme sahip bir makrobesin elementidir. Ribozomlardan sentezlenir. Proteinler amin ve karboksilli asit içeren aminoasitlerden oluşan büyük moleküllü maddelerdir. Aminoasitler birbirine peptid, disülfid, hidrojen köprüsü ve iyon bağları ile bağlanarak, polipeptidleri ve proteinleri oluşturur.. Proteinlerin yapısında esas olarak; %50-55 karbon (C), %6-7 hidrojen (H), %20-23 oksijen (O), %12-19 azot (N) ve %0.2-3.0 kükürt (S) bulunur. Bunlardan başka P, Fe, Zn, Cu gibi elementlerde bulunabilmektedir..

(3) Sütün azotlu maddeleri. Proteinler (%95.2). %80 kazein %12 albumin %2 globulin %2.4 proteoz-pepton. Protein olmayan azotlu maddeler (%4.8). Amonyak Üre Kretain Ürik asit Nitrat Serbest aminoasitler Kolin Fosfatidler.

(4) Süt proteinlerinin önemi • Beslenme fizyolojisi açısından önemlidir. Çünkü, bünyesinde kolaylıkla sindirilebilen, biyolojik değeri yüksek ve kaliteli süt proteinleri yer alır. • Süt proteinleri organizmanın gelişmesi, büyümesi ve kendi kendini yenilemesi için gerekli en önemli yapıtaşıdır. • Yaşam için gerekli organik bileşiklerdir. Yapısında mutlaka dışarıdan alınması zorunlu elzem aminoasitleri içerir. Hidroksiprolin hariç yapısında 19 esansiyel aminoasit yer alır. • Hem yapıtaşı aynı zamanda enerji kaynağıdır..

(5) • Teknolojik açıdan süt ürünlerinin ana bileşeni yada önemli bileşenlerinden biridir. Örneğin; yoğurt, koyulaştırılmış süt ve süttozunun en önemli bileşeni iken, peynirin ana maddesidir. • İnek sütünün protein içeriği %2.8 - 3.7 arasında değişir ve süt kurumaddesinin ise %25’i proteindir..

(6) Süt Proteinlerinin Sınıflandırılması Çok karmaşık yapıda, 30 dan fazla fraksiyondan oluşmuştur. Temel olarak 2 gruba ayrılır. 1. Kazein 2. Serum proteinleri.

(7) Kazein; sütün esas proteinidir. Asit yada maya (enzim) ile koagüle olan fraksiyonudur. Serum proteinleri (peynir altı suyu proteinleri); çözelti pıhtılaştırılamayan kazein dışında kalan kısmına denir.. içinde. Proteoz-pepton; sütün 90 °C’ ye ısıtılması sonucu serum proteinleri ve asitliğin 4.6 pH’ ya düşürülmesi sonucu kazein çöker. Serum içerisinde kalan azotlu maddelerdir. Isıya karşı stabildir ancak %12’lik TCA (triklor asetik asit)’ da çöker..

(8) Süt Proteini. Kazein (%80). Serum proteini (%20). Sütün 4.6 pH da çöken proteini. Çözeltide çözünen protein. -s kazein. - -laktoalbumin. - -kazein. --laktoglobulin. --kazein. - İmmunoglobulinler. --kazein. Proteoz-pepton (%3) Çöken kazein ve denature serum proteinleri dışında serumda kalan azotlu madde.

(9) Süt proteinlerinin kimyasal bileşimi ve fraksiyonlar arasındaki farklar 1.. En önemli fark fosfor miktarındaki farklılıktır. Kazein bir fosfoproteindir. Serum proteinlerinde fosfor ya hiç ya da çok az miktarda bulunmaktadır.. 2. İkinci önemli fark kükürt miktarlarıdır. Serum proteinleri. (1.73), kazeine (0.758) oranla daha fazla kükürt içerir. Kükürt, sülfidril (-SH) gruplarının meydana gelmesinde kullanıldığı için teknolojik yönden bu durum önemlidir. βlaktoglobulin -SH grupları içerir ve antioksidan görevi vardır. Kükürt içeren proteinler, metiyonin, sistin ve sistein gibi kükürt içeren aminoasitler bakımından zengindir..

(10) 3. Serum proteinleri kazeine oranla daha fazla esansiyel. aminoasit içerirler. Bu nedenle serum proteinleri beslenme fizyolojisi açısından oldukça önemlidir.. 4. Kazein diğer proteinlere oranla daha fazla miktarda. glutamik asit ve aspartik asit içerdiğinden daha asidiktir.. 5. Kazein yüksek miktarda prolin içermekte olup bu durum. az oranda α-heliks yapının oluşmasına neden olur ki bunun sonucunda polipeptitler güçlü şekilde katlanırlar.. 6. α laktalbumin çok fazla miktarda triptofan içerir..

(11) Süt proteinlerinin fiziksel özellikleri 1. Elektrik yükü ve Hidratasyon Protein partiküllerinin yüzeyine dağılmış polar ve iyonize gruplar protein molekülünün elektrik yükünü ve elektriksel özelliklerini belirler. Bu gruplar sulu ortamlarda dissosiye olurlar ve iyon meydana gelir. Karboksil ve fosfat grupları ortama proton (H+) vererek anyonik özelik kazanır. Amino grupları proton alarak katyonlar oluşturur (NH3+)..

(12) Sütteki doğal protein molekülleri belirli bir elektrik yüküne sahiptir. Elektrik yükünün miktarı ve proteinlerin yüzeyindeki grupların birbirlerine oranları, önemli özelliklerin oluşmasına ve etkilenmesine neden olur. Bunlar; • Protein hidratasyonunu sağlar ve kolloidal çözelti oluşur. • Elektriksel alanda proteinler hareket etmesini sağlar. • Doğal proteinlerin asidik ve bazik karakterde olmasını belirler. • Proteinlerin tuz yapmaları mümkün olmaktadır..

(13) Proteinlerin hidratasyon özelliği; Proteinler çok güçlü şekilde hidratasyona uğrarlar. Su molekülleri dipol karakterleri nedeniyle iyonize gruplar üzerinde birikirler ve protein etrafında bir hidrat kılıfı oluştururlar. Hidrat kılıfının, kolloidi koruyucu görevi vardır. Böylece büyük protein parçacıklarının biraraya toplanmasına engel olur. Hidratasyonun oluşumunda rol oynayan faktörler; • Proteindeki polar gruplar arasındaki elektrostatik değişim • Su moleküllerinin dipol güçleridir..

(14) Proteinler güçlü su bağlama özelliğine sahiptir. Ancak serbest polar grupların su bağlama gücü bu kadar fazla değildir. Bu nedenle peptid bağlarınında hidratasyon özelliğine sahip olduğu kabul edilmektedir. Proteinler ne kadar fazla elektrik yüküne sahipse o kadar fazla su bağlarlar. Elektrik yükünün miktarı; aynı zamanda proteinlerin elektriksel alandaki hareket etme hızını da etkiler. Bu özelliğinden yararlanarak protein fraksiyonlarının elektroforez yöntemi ile ayrılmaları ve belirlenmeleri sağlanır..

(15) 2. İzolektrik noktası ve çözünürlük Proteinlerin elektrik yükleri, protein parçacıklarının bulunduğu sulu ortamdaki pH değerine bağlı olarak değişir. • Süt proteinleri hem anyon hem katyon içerdikleri için amfoter karakter gösterir. Asit çözeltilerde pozitif, alkali çözeltilerde negatif yüke sahip olurlar. Çok düşük pH değerlerinde karboksil grupları dissosiye olmazken, yüksek pH değerlerinde tamamen dissosiye olurlar..

(16) Belirli bir pH değerinde pozitif yük ile negatif yük eşit olması gerekir. Bu pH değerinde protein parçacıkları elektriksel alanda göç etmezler yani hareket etmezler. Anyon ve katyonların eşit olduğu bu duruma ‘zwetterion’ yada ‘ikiz iyonlar hali’ denir ve izoelektrik nokta olarak tanımlanır. Kazeinler izoelektrik noktada çözünmezler. İzoelektrik noktanın altında veya üstünde çözünürler..

(17) Proteinlerin çözünürlüğü; pH değerinin yanısıra, sistemdeki tuzların konsantrasyonu da proteinlerin çözünürlük durumunu güçlü şekilde etkiler. Çözünürlük, protein yapısındaki hidrofilik (polar) ve hidrofobik (apolar) gruplara bağlı olarak değişir. Çözünürlük özelliklerini etkileyen başlıca interaksiyonlar hidrofobik ve iyonik yapılardır. *Hidrofobik interaksiyon; protein-protein etkileşimini oluşturur ve sonuçta çözünürlük azalır. *İyonik reaksiyon; protein-çözücü etkileşimini sağlayarak çözünürlüğün artmasına yol açar..

(18) Amonyum sülfat gibi nötral tuzlar protein çözünürlüğü üzerinde iki farklı etkiye sahiptir. 1. Düşük elektrolit konsantrasyonu; protein-protein etkileşimini engelleyerek proteinlerin çözünürlüğünü artırır. Proteinler iyonları adsorbe ederek elektrik yüklerini artırır ve hidrat zarlarını güçlendirir. İyonik kuvvette azalma su ilavesi gerçekleştiği için konsantrasyonunda azalma çözünürlükte ise artma meydana gelir.. İyonik kuvvetin azalmasıyla çöktürme «salting-in» reaksiyonlarıdır. Düşük iyonik kuvvete çöktürme olması için izoelektrik noktasında veya yakın bir değerde olması gerekir..

(19) 2. Yüksek tuz konsantrasyonu; Tuzdaki iyonların hidratasyon eğilimi nedeniyle protein çözünürlüğü artmaktadır. Hidrofobik gruplar proteinin iç kısmında yer alır. Ancak yüzeyde de bölge bölge bulunur. Ortamdaki su molekülleri bu gruplar ile etkileşerek onları içe doğru iterler. Ortama tuz ilave edildiğinde iyonlarına ayrılır. Artan tuz konsantrasyonu ile su molekülleri protein yüzeyinden ayrılır böylece yüzeyde serbest kalan hidrofobik bölgeler birbirleriyle etkileşerek biraraya toplanırlar ve topakçıklar halinde çökerler. Bu çöktürme reaksiyonuna «salting-out» denir. Reaksiyon değişim reaksiyonu olup geri dönüşümlüdür..

(20) Proteinlerin çözünürlüğü üzerine etkili faktörler; • Çözücünün pH’sı • İyonik kuvvet • Sıcaklık • Organik çözücü varlığı. Organik bir çözücü olan alkol ve aseton proteinlerin çözünürlüğünü olumsuz yönde etkiler. Etkileri tuzlardan farklıdır. Sulu çözeltinin elektrik yükünü azaltarak, hidratasyonun azalmasına neden olur. Proteinlerin sekonder ve tersiyer yapısında geriye dönüşümü olmayan değişikliklere neden olarak çökmesine neden olur..

(21) Alkol ile etkileşim, proteinin stabilitesi ile ilişkilidir. Stabilite ne kadar zayıf ise etkileşim fazla olur. Bundan tepkimeden yararlanarak süt proteinlerinin ısıl işleme dayanıp dayanamayacağı «alkol testi» ile belirlenir..

(22) 3. Proteinlerin optik özellikleri Protein çözeltilerinin optik özellikleri üç grupta toplanır. a. 280 nm dalga boyunda UV ışınların absorbsiyonu b. Refraksiyon c. Polarizasyon a. UV ışınların Absorpsiyonu Aromatik aminoasitlerden trozin, triptofan, fenilalanin, 280 nm dalga boyunda şiddetli ışıkları absorbe ederler. Bu aminoasitleri içeren proteinlerde konsantrasyona bağımlı absorbsiyon değişiklik gösterir. Absorbsiyon değerleri % olarak «ekstiksiyon katsayısı» olarak verilir. Bu yöntemle düşük protein konsantrasyonları belirlenir..

(23) b. Refraksiyon Proteinlerin sulu kolloidal çözeltileri, ışığı suya göre farklı ama belirli şeklide kırarlar. Işığı kırma indeksi konsantrasyonla artış gösterir. %1’lik protein çözeltisi ile saf çözücü maddeye ait kırılma indeksleri arasındaki fark «spesifik kırılma artışı» (K) olarak ifade edilir. Bu yöntem daha çok kazein miktarının hızlı bir şeklide belirlenmesinde kullanılır..

(24) c. Polarizasyon Aminoasitlerin bünyesinde yer alan asimetrik karbon atomları proteinlerin optikçe aktif olmalarını sağlar ve polarize ışığı sağa veya sola çeviriler. Her proteinin spesifik çevirme açıları arasındaki fark onları karakterize eder. Protein denature olduğunda yapısında farklılık oluştuğunda optik çevirmede artış olur. Proteinlerin spesifik çevirmeleri negatif 25 °C’de spesifik çevirme açısı, [α]D25 -30° ile – 60° dir..

(25) KAZEİN  Doğada sadece sütte bulunur ve süt proteinlerinin %80’. ni oluşturur.  Sütte misel adı verilen parçacıklar halinde bulunur.  Her bir kazein miseli; αs-kazein, β-kazein, κ-kazein, γ-kazein den oluşmuştur  Misellerin %93’ ü kazein, geri kalanı inorganik maddeler ( kalsiyum, magnezyum, fosfat, sitrat, potasyum) bulunur. Kazeinin bu maddelerle oluşturduğu komplekse; kalsiyum-kazeinat fosfat veya kalsiyum fosfo-kazeinat adı verilir.  Kazein bir fosfoproteindir..

(26) Kazein çok sayıda fraksiyonun biraraya gelmesi sonucu oluştuğu için asit ile pıhtılaşmada izolektrik noktası 4.64.9 arasında değişir. Kazeinin izoelektrik noktası 4.6 pH dır. Kazein bünyesinde hem asit (COOH) hem bazik (NH2) grupları bulundurduğundan amfoter özelliktedir..

(27) miselleri 10-15 nm çapında alt/sub misellerden oluşur. Alt miseller kazein misellerinin yapıtaşlarıdır.  Birbirlerine yakın alt miseller arasındaki iyonik bağlar kalsiyum köprüleri ile oluşturulur.  Alt misellerin çekirdek kısmında αs1-kazein ve βkazein, yüzey kısmında çoğunlukla k-kazein bulunur.  Kazein. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü.

(28) β-kazein; bünyesinde fazla miktarda hidrofob aminoasitler nedeniyle birleşme yeteneği gösterdiğinden miselin iç kısmında yer alır. κ-kazein; yapısındaki karbonhidratlar ve karboksil grubu gibi fazla miktarda hidrofil grupları yer aldığından miselin sulu kısmında yani dış katmanında fazla miktarda yer alır. Kollodal kalsiyum fosfat bileşimindeki bağlı kalsiyumun miktarı mevcut ester fosfat gruplarının sayısı kadardır. Buna göre Ca/P oranı 1.5 dur..

(29) Kazeinin Özellikleri 1. Isı ve mekanik işlemlere karşı stabildir. Stabil olmasında yapısının esnek olması büyük rol oynar. Bu nedenle rahatlıkla sterilize edilebilir. Kazeinin ısı işleme karşı stabilitesi yapısında; - α- heliks bağların az olması - Sistein bulunmaması - Sistin az olmasına bağlıdır. 2. Kazeinin izoelektrik noktası 4.6-4.7 pH’dır. Bu pH değerinde çözünmez, altında ve üstünde çözünür durumdadır..

(30) 3. Uzun süre soğukta bekletme etkilemektedir. Sütün 4 C°’ de 72 saat bekletilmesi teknolojik açıdan sorun yaratacak değişikliklere neden olur. -Sütün pH değeri ortalama 0.2 birim artar. -Kalsiyum tuzlarının miktarında artış olur. -Misellerden kalsiyum ve sitratın bir miktarı uzaklaşır. -Fosfat daha fazla miseller üzerinde toplanır. - β- kazein düşük sıcaklıkta daha iyi çözündüğü için misellerden su fazına geçer. (ısıtıldığında tekrar misellere geri döner) - soğukta bekletilen sütün peynir mayası ile pıhtılaşma süresi yaklaşık % 20-30 oranında artar..

(31) 4. İnorganik asit ve alkaliler ile çökerler. Kazein bünyesindeki karboksil ve amino grupları sayesinde amfoter özellik gösterir. Bunun sonucu pH değerine bağlı olarak bu fonksiyonel gruplar kazeine tuz yapma özelliği kazandırır. Özellikle sodyum kazeinat ve kalsiyum kazeinat önemli tuz bileşikleridir. Eritme peyniri yapımında kalsiyum kazeinatın bir bölümü sodyum kazeinata dönüşür. 5. Alkolün kazein üzerinde dehidre edici etkisi vardır. Kazein belirli miktarda suyunu kaybedince pıhtılaşır..

(32) 6. Ağır metalleri bağlar. Kazein civa, kurşun, gümüş, bakır, çinko, alüminyum ve demir gibi ağır metallerin suda çözününen tuzlarını bağlayarak çöker. Metal zehirlenmelerine karşı bu nedenle süt, yoğurt panzehirdir. Kazein bazı teknolojik işlemlerin etkisiyle koagüle olur ve pıhtılaşır. - Asit etkisiyle kazeinin topaklaşması (flokülasyon) - Proteolitik enzimlerin etkisiyle pıhtılaşma (koagülasyon) - Hidrokolloidlerin etkisiyle koagülasyonu.

(33) Misel oluşumunda; önce αs, β ve κ- kazein hidrofob etkileşim sonucu biraraya toplanırlar ve kalsiyum iyonlarının etkisiyle bir kazein alt miseli (sub-misel) oluştururlar.. Sonra kolloidal kalsiyum fosfat demetiyle submiseller toplanarak kazein misellerini meydana getirirler. Submiseller kolloidal kalsiyum-fosfat bağları ile hidrofobik ve hidrojen bağlarının ortak etkisi sonucunda birarada tutulmaktadır. Bir kazein miseli, yaklaşık 4000 polipeptid zincirinden oluşur..

(34) Kazein misellerinin stabilitesi Sütün kolloidal stabilitesi en önemli fizikokimyasal özelliklerinden birisidir. Miseller; - Proteinazlar (rennet gibi) - 4.6 pH’ya asidifikasyon, - %35 konsantrasyonda etanol ilavesi, - 4 M dan daha yüksek üre ilavesi, - SDS (sodyum dodesilsülfat) gibi anyonik deterjan varlığı - Yüksek basınç uygulamaları sonucunda destabilize olmaktadır..

(35) *İyi kaliteli sütte kazein miselleri aşağıdaki uygulamalara normal şartlarda dayanıklıdır. 1. Evaporasyon ve ultrafilitrasyonla konsantre etme; Konsantrasyon derecesi artıkça kazein misellerinin birbirine yaklaşmasından dolayı stabilize azalmaktadır. 2. Dehidrasyon; ısıl işlem sonucu özellikleri korunması koşulu ile süttozundaki miseller kolaylıkla rekonstitüe edilebilmekte ve fonksiyonel özellikleri korunmaktadır. 3. Dondurma işlemi; Sınırlı etkisi vardır. Ancak yavaş dondurma işlemi ve -10 °C ile – 20 °C’ de depolama ile Ca+2 konsantrasyonunun artışı ve pH azalmasından dolayı destabilizasyona neden olabilir..

(36) 4. Homojenizasyon; Sütün 20 MPa’ a kadar homojenizasyonu kazein miselleri üzerinde ya hiç etki yapmamakta ya da çok sınırlı bir etkiye sahiptir. 200 MPa’ dan daha yüksek basınçta homojenizasyon işlemleri yada yüksek basınç uygulamaları miselde ayrılmalara neden olabilmektedir. 5. Isıl işlem; 72 °C’ de 15 sn. uyugulanan HTST pastörizasyon kazein misellerini çok sınırlı etkilemektedir. Yüksek sıcaklıkta ısıl işlem serum proteinlerinin denaturasyonuna neden olmakta ve denature serum proteinlerinin kazein miselleri ile interaksiyonuna yol açmaktadır..

(37) Bu değişim misel ısı stabilitesi ve rennet koagülasyon özellikleri gibi birçok özelliği etkilemektedir. Özellikle konsantre sütlerde yüksek ısıl işlem; Maillard tipi esmerleşmeye, pH’da azalmaya, κkazeinin miselden arılmasına sonuçta koagülasyona neden olabilmektedir..

(38)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilindiği gibi; basit filtrasyondan geçmiş ana faz (süt) içindeki, filtrelerin ayıramadığı katı, yarı katı veya yarı sıvı fazların santrifüj kuvveti ile

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü... Albumin

Sonuç olarak bu çalışma ile Maggot debritman tedavisinde kullanılan L.sericata’nın lusifensin ve kimotripsin genlerinin moleküler karakterizasyonları yapılmış,

Özellikle HPV-16 ve HPV-18 gibi yüksek riskli tiplerin E6 ve E7 proteinleri, sırasıyla p53 ve retinoblastoma proteini (pRb) gibi tümör baskılayıcı proteinler ile etkileşip

• Bütirik Asit; Çok düşük miktarda olmasına rağmen süt yağına özgü kokuyu veren y.a...

Lezzet değişir, pişmiş süt lezzetini alır1.

On the other hand, the design of a network, using optical fiber as the backbone link and PMP radios as the subscriber access network, provides a viable solution

Harmanlanmış öğrenme modelinin uygulandığı deney-II grubundaki öğrencilerinin bilgisayar öz-yeterlik algıları öntest ve sontest puanları arasında farklılaşma