• Sonuç bulunamadı

Temel sanat eğitiminde disiplinler arası yaklaşıma dayalı (müzik destekli) uygulamanın öğrenci başarı düzeyine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Temel sanat eğitiminde disiplinler arası yaklaşıma dayalı (müzik destekli) uygulamanın öğrenci başarı düzeyine etkisi"

Copied!
236
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TEMEL SANAT EĞİTİMİNDE DİSİPLİNLER ARASI YAKLAŞIMA

DAYALI (MÜZİK DESTEKLİ) UYGULAMANIN ÖĞRENCİ BAŞARI

DÜZEYİNE ETKİSİ

Asuman ÖZDEMİR

DOKTORA TEZİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren oniki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : Asuman Soyadı : Özdemir Bölümü : Resim-İş Öğretmenliği İmza : Teslim tarihi : TEZİN

Türkçe Adı : Temel Sanat Eğitiminde Disiplinlerarası Yaklaşıma Dayalı (Müzik Destekli) Uygulamanın Öğrenci Başarı Düzeyine Etkisi

İngilizce Adı : The Effect of Musıc Supported Practıce on Student Success Level Based on Interdıcıplınary Approach ın Basic Art Educatıon

(3)

ii

ETİK İLKELERİ UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Asuman ÖZDEMİR İmza:

(4)

iii Jüri Onay Sayfası

Asuman ÖZDEMİR tarafında hazırlanan “ Temel Sanat Eğitiminde Disiplinlerarası Yaklaşımla Müzik Destekli Uygulamanın Öğrenci Başarı Düzeyine Etkisi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği/oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Prof. Dr. Hülya İZ BÖLÜKOĞLU

Görsel İletişim Tasarımı Bölümü, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi

İkinci Danışman: Prof. Dr. Nezihe ŞENTÜRK Güzel Sanat Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi

Başkan: Prof. Şeniz AKSOY

Resim-İş Öğretmenliği Ana Bilim Dalı, Gazi Üniversitesi

Üye : Yrd.Doç.Dr. Nurettin ŞAHİN Gazi Eğitim Fakültesi, Gazi Üniversitesi

Üye : Yrd.Doç.Dr. Mehmet ŞEREN Gazi Eğitim Fakültesi, Gazi Üniversitesi

Üye : Yrd.Doç.Dr. Leyla ERCAN Gazi Eğitim Fakültesi, Gazi Üniversitesi

Üye : Yrd.Doç. Yusuf Baytekin BALCI Gazi Eğitim Fakültesi, Gazi Üniversitesi

Tez Savunma Tarihi: …../…../……….

Bu tezin Resim-İş Öğretmenliği Ana Bilim Dalı’nda Doktora tezi olması için Şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Ünvan Ad Soyad

(5)

iv

TEŞEKKÜR

Disiplinlerarası çalışmalar, farklı alanların bilgi ve tecrübelerinin bir araya gelmesi nedeniyle ayrı bir dikkat ve çaba gerektirmektedir. Böyle zor bir alanda yapılan bu araştırmada engin bilgileriyle her zaman yanımda olan değerli hocalarım; beni cesaretlendiren ve destekleyen, Sayın Prof.Dr. Hülya İZ BÖLÜKOĞLU’na, varlığıyla yolumu aydınlatan ve yüreklendiren hocam, Prof. Dr. Nezihe ŞENTÜRK’e sonsuz şükranlarımı sunarım. Ayrıca yine eleştirileri ile çalışmaya katkı sağlayan, dünyada karşılaşılabilecek en alçakgönüllü insan Sayın Prof. Dr. Ali UÇAN hocama, tez izleme jürimde yer alarak, değerli görüşleriyle yol gösteren Prof. Dr. Adnan TEPECİK’e ve Sayın Prof. Şeniz AKSOY’a, teşekkür borçluyum.

Çalışma süresince uygulamalarda yardımcı olan resim öğretmeni Abdullah GÜRELDİ, Şahika ÜNSAL, Öğr. Gör. Özhan ÖZGÜN’e, Kübra GÜLEÇ’e ve öğrencilerimize, minnettarlığımı bildirmek isterim.

Araştırma süresince analiz çalışmalarında destek olan Arş. Gör. Sami PEKTAŞ’ a, bilgileriyle katkı sağlayan Yrd. Doç. Dr. Canan DEMİR’e ve Arş.Gör. İzzet YÜCETOKER’e, Öğr.Gör. Sevinç AKKAYA’ya, resim öğretmeni Nuriye TEK’e ve çevirileriyle yardımcı olan Didem SALİHOĞLU’na çok teşekkür ederim.

Her zaman yanı başımda olan, maddi manevi desteklerini benden esirgemeyen can dostlarım, Arş. Gör. Melike BOLAT’a, Özge YÜKSEL’e ve o büyük aileme; abim A. Avar ÖZDEMİR’e, Dilek ÖZDEMİR’e, annem Mesude ÖZDEMİR’e ve babam Tahsin ÖZDEMİR’e sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

Asuman ÖZDEMİR Eylül, 2014

(6)

v

TEMEL SANAT EĞİTİMİNDE DİSİPLİNLER ARASI YAKLAŞIMA

DAYALI (MÜZİK DESTEKLİ) UYGULAMANIN ÖĞRENCİ BAŞARI

DÜZEYİNE ETKİSİ

Doktora Tezi

Asuman ÖZDEMİR GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Eylül, 2014, 214 Sayfa ÖZ

Günümüzde kültürel ilerlemeyi sağlayacak ana basamaklardan biri olan eğitimde yeniyi yakalama çabası ile değişen ve gelişen dünyaya paralel adımlar atmak gerekliliği doğmaktadır. Bu noktadan hareketle değişime karşı anlamlı çözümler üretme ve uygulamada başarıya ulaşma çabası oldukça önemlidir. Sanat eğitiminde gelişim çizgisini yakalamak kadar bunun devamını sağlayabilmekte ayrı bir öneme sahiptir. Sanat dünyasına dikkatlice bakıldığında sanat nesnesinin, formlarının yeni yöntem, teknik ve araç arayışının yanında zengin anlatım olanak arayışlarını başka disiplinlerin alanlarından beslenerek gerçekleştirdiği görülür. Böyle bir gelişim sürecine ait yapılanmanın içinde kendine yer arayan sanatçının, eğitimcinin araştırmalarını bu yöne çevirme zorunluluğunu hissetmesi kaçınılmazdır.

Bu araştırma, temel sanat kavramlarını öğrenme sürecinde disiplinlerarası yaklaşımı temel alan uygulamanın, Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri Resim bölümü öğrencilerinin, tutum ve başarı düzeyindeki etkisini belirlemek için yapılmıştır.

Çalışmada disiplinler arası uygulama ile ilgili kazandırılması gereken davranışların ölçülmesi, öğrencilerin temel müzik ögeleri eşliğinde (müzik ögelerinin vurgulanması/ anlatılması/ karşılaştırılması) temel sanat ilkelerini keşfetmeleri, tanımaları sağlanarak temel sanat ilkelerini öğrenme ve uygulamadaki başarı düzeylerindeki farkı ortaya koymak amaçlanmıştır.

Araştırmanın çalışma grubunu, Karabük ili İMKB Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nde Resim bölümünde öğrenim gören 10. Sınıf öğrencileri oluşturmuş ve uygulamanın yapıldığı deney (n=7) ve kontrol (n=7) grubu seçkisiz (random) örnekleme yoluyla seçilmiştir. Deneysel araştırma niteliğinde olan bu çalışmanın yürütülmesinde kontrol gruplu ön test-son test araştırma modeli kullanılmıştır.

Müzik ögeleri destekli uygulama sonucunda öğrencilerin akademik başarı düzeylerini ve tutumlarının ölçülmesinde karma yöntem kullanılmış; nicel araştırma kısmında

(7)

öntest-vi

sontest kontrol gruplu deneysel desen modeli ve nitel araştırma kısmını oluşturan görüşme formuna dayalı olarak içerik çözümlemesi yapılmıştır. Öğrencilere uygulanması için öncelikle Hazırbulunuşluk, Başarı ve Tutum ölçeği hazırlanmış, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmıştır.

Deney ve kontrol grubuna araştırmacı tarafından geliştirilen başarı, tutum ölçeği ve hazırbulunuşluk ölçeği, öntest olarak uygulanmıştır. Deney grubuna araştırmacı tarafından geliştirilen temel sanat eğitiminde müzik ögeleri destekli uygulama, kontrol grubuna geleneksel yöntem uygulanmıştır. 10 hafta sonunda deney ve kontrol grubuna başarı ve tutum ölçeği sontesti uygulanarak veriler istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Başarı ölçeği veri analiz sonuçların da, deney grubunun uygulama süreci sonunda, istatistiki anlamda bir farklılık olmamasına rağmen olumlu bir hareket gözlenmiştir. Kontrol grubunda ise istatistiki anlamda farklılık söz konusu olmamış aksine olumsuz yönde bir hareket durumu gözlenmiştir. Tutum ölçeği veri analiz sonuçlarına göre, deney grubunda kontrol grubuna göre anlamlı bir artış görülmüştür.

Çalışmada geleneksel yöntemlerin, kalıplaşmış metotların öğrenciler üzerinde bıraktığı olumsuz alışkanlıkların farkına varılmış ve tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda, deney grubu başarı ölçeği veri analizinde anlamlı bir farklılık olmamasına rağmen, uygulamanın öğrencilerin tutumlarında anlamlı bir ilişki olduğu, buna bağlı olarak çalışmalarında ufkunu açtığı, bakış açılarını değiştirdiği ve geleneksel yöntemlerin oluşturduğu alışkanlıklardan kurtulma hareketi sağladığı belirlenmiştir.

Yapılan bu araştırma çerçevesinde, temel sanat eğitiminde belirli bir hazırbulunuşluk seviyesine sahip öğrenciler için özellikle müzik ögeleri ile desteklenmesiyle oluşturulan uygulamaların yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca farklı disiplinlerle işbirliği içinde yapılacak bu tür çalışmaların diğer disiplinlerle birlikte çağdaş sanat eğitimine olumlu katkı yapacağı ve desteklenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Bilim Kodu:

Anahtar Kelimeler: Disiplinlerarası, Deneysel Yöntem, Temel Sanat Eğitimi, Müzik Ögeleri.

Sayfa Adedi:214

Danışman: Prof. Hülya İZ BÖLÜKOĞLU İkinci Danışman: Prof.Dr. Nezihe ŞENTÜRK

(8)

vii

THE EFFECT OF MUSIC SUPPORTED PRACTICE ON STUDENT SUCCESS LEVEL BASED ON INTERDICIPLINARY APPROACH IN BASİC ART

EDUCATION Ph.D THESIS

Asuman ÖZDEMİR GAZI UNIVERSITY

INSTİTUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES September-2014-214 Page

ABSTRACT

İn our age, the necessity of taking steps which are parallel to the developing world and effort to catch what is new in the field of education, which is one of the major steps that would provide cultural development, comes into the picture. From this point of view, it makes it significant to generate solutions against the alteration and making an effort to succeed in practice considerably important. In art education, procuring continuity has an appreciable significance as much as being in step with the development process. When the world of art is examined, it is seen that object and forms of art make searches of rich expression potentials along with searches of techniques and tools by means of other disciplines. Therefore, the artist or instructor, who tries to find a place in a structuring that belongs to this kind of development process, feels compelled to shift their researches to this way inevitably.

The purpose of this research is to determine the effects of the application, which uses interdisciplinary approach in the process of learning basic notions of art as a basis, on the level of attitudes and successes of the students of Fine Arts and Sports High School Painting Department.

In research, it is aimed to evaluate the behaviors that are required to achieve with respect to the interdisciplinary application, and present the difference between students’ levels of success in applying and understanding basic principles of art by providing them to discover and recognize basic principles of art in company with basic music components (emphasizing/ describing/ comparing notions of music).

The study group of the research which consists of the student who study in Painting Department of İMKB Fine Arts and Sports High School in Karabük and experimental (n=7) and control (n=7) groups in the application are determined by the way of random sampling. In the implementation of this study which is in the capacity of experimental research, pretest-posttest control group design is preferred as the research model.

In the context of application, which is supported by music elements, to evaluate academic success and attitude levels of students mixed method is used, pretest-posttest control group design is done as a model for quantitative research and content analysis which is based on interview forms is done for quantitative research. Primarily, success and attitude rate, and

(9)

viii

readiness level works are prepared to be applied to students and legitimacy and reliability studies are done.

Success and attitude rate, and readiness level which are developed by researcher are examined as pretest in experimental and control groups. While the experimental group is tested with the application which is developed by researcher and supported by music elements in basic art education, traditional methods are applied to control group. At the end of ten weeks, posttest of success and attitude rate is applied to experimental and control groups, and the acquired data is analyzed statistically. In the results of data analysis of success rate, it is observed that experimental group showed positive change at the end of the application process although there is not any significant difference in statistics. On the contrary, control group showed negative change and no difference in statistics. Additionally, the results of data analysis of attitude rate demonstrate a remarkable increase in experimental group when it is compared to control group.

In the study, it is ascertained that traditional practices and stereotyped methods influence students negatively. As a result of the research, although there is not any significant difference in data analysis of success rate of experimental group, it is determined that there is an important relation between the application and attitudes of students, accordingly the application widens their horizon in their studies, improves their point of view and provides them to get rid of the habits which are gained through traditional methods.

Within the framework of this research, it is taken into consideration that the applications which are especially supported by music elements would be beneficial for students who has a notable readiness level in basic art education. In addition to this, it is thought that this kind of studies, which are done in cooperation with different disciplines, would contribute art education positively and should be supported.

Science Code :

Key Words : İnterdisciplinary, Basic Art Education, Basic Music Components Page Number :214

Supervisor : Prof.Dr. Hülya İZ BÖLÜKOĞLU Co-supervisor : Prof.Dr. Nezihe ŞENTÜRK

(10)

ix

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... İ ETİK İLKELERİ UYGUNLUK BEYANI ... İİ JÜRİ ONAY SAYFASI ... İİİ TEŞEKKÜR ... İV ÖZ ... V ABSTRACT ... Vİİ İÇİNDEKİLER ... İX TABLOLAR LİSTESİ ... XİV ŞEKİLLER LİSTESİ ... XVİ RESİMLER LİSTESİ ... XVİİ FOTOĞRAFLAR LİSTESİ ... XİX SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... XXİ

BÖLÜM I ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1.Problem Durumu ... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 5 1.3. Araştırmanın Önemi ... 6 1.4.Sınırlılıklar ... 7 1.5.Tanımlar ... 7 BÖLÜM II ... 9

(11)

x

2.1. Disiplinlerarası Sanat ve Sanat Eğitimi ... 9

2.1.1.Disiplinlerarası Sanat ... 9

2.1.2.Görsel Sanatlar Eğitiminde Disiplinlerarası Yaklaşımlar ... 24

2.2. Disiplinlerarası Bağlamda Görsel Sanatlar ve Müzik ... 36

2.2.1Görsel Sanatlar ve Müzik ... 36

2.2.1Görsel Sanatlar Eğitiminde Müzik ... 51

2.3. Temel Sanat Eğitimi ve Müzik Ögeleri ... 57

2.3.1.Temel Sanat Eğitimi ... 57

2.3.2.Temel Sanat Öğeleri ... 61

2.3.2.1.Oran-Orantı ... 64 2.3.2.2.Armoni ... 66 2.3.2.3.Ritim ... 69 2.3.1.4.Zıtlık ... 70 2.3.2.5.Denge ... 72 2.3.2.6.Vurgu-Zıtlık ... 74 2.3.2.7.Birlik-Bütünlük ... 75 2.3.3.Müzik Ögeleri ... 76 2.3.3.1.Oran-Orantı ... 80 2.3.3.2.Armoni ... 81 2.3.3.3.Ritim ... 82 2.3.3.4.Zıtlık ... 83 2.3.3.5.Denge ... 84 2.3.3.6.Vurgu-Dominant-Çözülüm ... 86 2.3.3.7.Birlik-Bütünlük ... 87 2.4. İlgili Çalışmalar ... 88 BÖLÜM III ... 97

(12)

xi

YÖNTEM ... 97

3.1. Araştırmanın Modeli ... 97

3.1.1. Nicel Araştırma Metodu ... 97

3.1.2. Nitel Araştırma Metodu ... 100

3.2. Araştırma Süreci ... 101

3.3. Çalışma Grubu ... 102

3.4. Uygulama Basamakları ... 103

3.5. Veri Toplama Araçları ... 106

3.5.1. Başarı Ölçeği ... 107

3.5.2. Tutum Ölçeği ... 110

3.5.3. Hazırbulunuşluk Ölçeği ... 115

3.5.4. Resim Değerlendirme Formu ... 115

3.5.5. Görüşme Formu ... 116

3.5.6.Odak Grup Görüşme Formu ... 116

3.6. Verilerin Analizi ... 117

BÖLÜM IV ... 119

BULGULAR VE YORUMLAR ... 119

4.1. Deney Grubu İle Kontrol Grubunun Resim Uygulaması Başlamadan Önce Hazırbulunuşluk Düzeyleri İle İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 119

4.2. Deney Grubu İle Kontrol Grubunda Bulunan Öğrencilere İlişkin Uygulama Öncesi Ve Uygulama Sonrası Başarı Puanları Arasında Farklılık İle İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 125

4.3. Deney Grubu İle Kontrol Grubunda Bulunan Öğrencilere İlişkin Uygulama Öncesi Ve Uygulama Sonrası Tutum Puanları Arasında Farklılık İle İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 127

4.4. Deney Grubunda Bulunan Öğrencilere İlişkin Uygulama Öncesi Ve Uygulama Sonrası Başarı Puanları Ve Tutum Düzeyleri Arasında Farklılık İle İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 128

(13)

xii

4.5. Kontrol Grubunda Bulunan Öğrencilere İlişkin Uygulama Öncesi Ve Uygulama Sonrası Başarı Puanları Ve Tutum Düzeyleri Arasında Farklılık İle

İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 130

4.6. Deney Ve Kontrol Grubunda Bulunan Öğrencilerin Yapılan Resimlerin Değerlendirme Kriterlerine İlişkin Elde Edilen Puanlar Arasında Farklılık İle İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 131

4.7. Deney Grubu Öğrencilerinin MÖDU’e Yönelik Görüşleri ile İlgili Bulgular ve Yorumlar ... 135

4.8. Müzik Ögeleri Destekli Uygulamasına(MÖDU) Ait Öğrenci Çalışma Örnekleri ve Yorumlar ... 142 4.8.1.İlk Uygulama ... 142 4.8.2.Oran-Orantı Uygulaması ... 144 4.8.3.Armoni Uygulaması ... 144 4.8.4.Ritim Uygulaması ... 143 4.8.5.Zıtlık Uygulaması ... 147 4.8.6. Denge Uygulaması ... 147 4.8.7.Vurgu Uygulaması ... 149 4.8.8.Birlik-Bütünlük Uygulaması ... 149 4.8.9.Son Uygulama ... 151 BÖLÜM V ... 153

SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER ... 153

5.1. Sonuç ve Tartışma ... 153

5.2. Öneriler ... 160

KAYNAKÇA ... 165

EKLER ... 181

Müzik Öğeleri Destekli Uygulama(MÖDU) Ders Planı ... 180

Müzik Ögeleri Destekli Uygulama(MODU) Ünite Örneği ... 193

(14)

xiii

Tutum Ölçeği ... 198

Resim Değerlendirme Ölçeği ... 199

Başarı Testi ... 200

Deney Grubu Öğrenci Çalışmaları ... 205

Kontrol Grubu Öğrenci Çalışmaları ... 206

Deney Grubu Öğrenci Görüşme Formlarından Örnekler ... 207

Uygulamadan Fotoğraflar ... 211

Haftalık Ders Çizelgesi ... 212

Uygulama İzin Belgesi ... 213

(15)

xiv

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Araştırma da Kullanılan Öğe Birliktelikleri ... 64

Tablo 2. Öntest- Sontest Kontrol Gruplu Seçkisiz ... 99

Tablo 3.Öntest-Sontest Kontrol Gruplu Desen ... 99

Tablo 4. Araştırma Deseni I ... 102

Tablo 5. Tablo 5. Temel sanat eğitimi taslak başarı testi madde istatistikleri .... 108

Tablo 6. Temel sanat eğitimi başarı testine ilişkin test istatistikleri ... 109

Tablo 7. KMO ve Bartlett Testi Sonuçları ... 111

Tablo 8. Faktör Özdeğerleri ve Açıklama Varyansları ... 111

Tablo 9. Maddelere Ait Faktör Yük, r ve t Değerleri ... 112

Tablo 10. Faktöre Ait Alfa Güvenirlik Katsayıları ... 113

Tablo 11. Deney ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Hazır Bulunuşluk Düzeylerine İlişkin Frekans ve Yüzde Dağılımları ... 120

Tablo 12. Deney Grubu ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Test ve Son Test Başarı Puanlarına İlişkin Sıra Ortalamaları Arasındaki Farklılığa Göre Mann-Whitney U Testi Sonuçları ... 126

Tablo 13. Deney Grubu ve Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Test ve Son Test Tutum Puanlarına İlişkin Sıra Ortalamaları Arasındaki Farklılığa Göre Mann-Whitney U Testi Sonuçları ... 127

Tablo 14. Deney Grubu Öğrencilerinin Ön Test ve Son Test Başarı Puanları ve Tutum Düzeylerine İlişkin Sıra Ortalamaları Arasındaki Farklılığa Göre Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 129

(16)

xv

Tablo 15. Kontrol Grubu Öğrencilerinin Ön Test ve Son Test Başarı Puanları ve Tutum Düzeylerine İlişkin Sıra Ortalamaları Arasındaki Farklılığa Göre Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi Sonuçları ... 131 Tablo 16. Deney ve Kontrol Grubunda Bulunan Öğrencilerin Yapılan Resimlerin Özelliklerine İlişkin Elde Edilen Puanlar Arasındaki Farklılığa Göre

Mann-Whitney U Testi Sonuçları ... 132

(17)

xvi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Renk Çemberi ... 68

Şekil 2. a) Eksensel Koram b) Merkezsel Koram ... 72

Şekil 3. a) Basit Sesin b) Müzik Sesinin c) Gürültünün Osiloskoptaki Görüntüsü ... 77

Şekil 4. Sesin Titreşim Genişliği ... 78

Şekil 5. Dizek Üzerinde Sus Vuruş Değerleri ... 78

Şekil 6. Notaların Dizekte Gösterilmesi ... 79

Şekil 7. Notaların Vuruş Değerlerinin Dizek Üzerinde Gösterilmesi ... 79

Şekil 8. Uyumlu Aralıklar ... 82

Şekil 9. Senfonik Orkestra ... 85

Şekil 10. Klasik Orkestra Oturuş Düzeni ... 86

(18)

xvii

RESİMLER LİSTESİ

Resim 1. Black and White 1926 - Man Ray ... 12

Resim 2. The Gift,1921, Man Ray ... 12

Resim 3. Superimposition, 1935, Moholy-Nagy, László ... 14

Resim 4. Eifersucht, 1927, Moholy-Nagy, László ... 14

Resim 5. 23 Min, Color, Sound, 2004,Jodi ... 16

Resim 6. Saf Enerji ve Nevrotik Man, 1940, Barbara Morgan ... 17

Resim 7. Bitbanger Labs, ‘timelapse' animasyonu, Duncan McCloud Frazier -Steve McGuigan ... 17

Resim 8. “Yağlı -Güreş” Performansı, 1993, Bedri Baykam ... 20

Resim 9. 4th Surgery Performance, 1991, Orlan ... 20

Resim 10. İnstallation at Hangar Bicocca, Milan, 2009, Anthony Mccall ... 20

Resim 11. 13.İstanbul Bianel Afişi ... 21

Resim 12. Bilgisayar Yazılımları Yardımıyla Elde Edilmiş Bir Üç Boyutlu Sanal Yaratım Ortamı,(Video görüntüsünden alınmış sahne) ... 21

Resim 13. Üç Boyutlu Yazıcı Üretim Aşaması ... 22

Resim 14. Fuge in Rot, Paul Klee ... 38

Resim 15. Composition X, Wassily Kandinsky ... 39

Resim 16.Broadway Boogie Woogie, Piet Mondrian ... 40

Resim 17. Bach Heykeli, Heinrich Neugeboren,1928 ... 41

Resim 18. Sonchrometoscope, Alexander Laszlo ... 43

(19)

xviii

Resim 20. Stephen Malinowski, “Müzik Animosyonu Makinesi” Görsellerinden Biri ... 44

Resim 21. Ernst Chladni’nin Plaka Çalışması, 1807 ... 44

Resim 22. Waves, 2006-2007, Daniel Palacios ... 45

Resim 23. Realitat, Üç Boyutlu Baskılar ... 45

Resim 24. Alva Noto Performans ... 46

Resim 25. 30'000 Plastik Torba, 16 Vantilatör, 2010, Zimoun ... 47

Resim 26. Unnamed Sound Sculpture Daniel Franke, Cedric Kiefer ... 47

Resim 27. Glow(2006), Chunky Move dans topluluğu, Frieder Weiss ve koreograf Gideon Obarzanek(videodan görsel) ... 47

Resim 28. Bird on Money, Jean-Mizhel Basquiat ... 48

Resim 29. Müzik, Mehmet Mahir ... 49

Resim 30. Flux, 2010, Audiovisual İnstallation, 04' 43'' - Candas Sisman ... 50

Resim 31. Deep Space Music, 2012, Candan Şişman ... 50

(20)

xix

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ

Fotoğraf 1. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 143

Fotoğraf 2. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 143

Fotoğraf 3. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 144

Fotoğraf 4. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 144

Fotoğraf 5. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 145

Fotoğraf 6. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 145

Fotoğraf 7. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 146

Fotoğraf 8. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 146

Fotoğraf 9. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 147

Fotoğraf 10. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 147

Fotoğraf 11. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 148

Fotoğraf 12. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 148

Fotoğraf 13. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 149

Fotoğraf 14. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 149

Fotoğraf 15. İki nolu D.G.Ö. Çalışması ... 150

Fotoğraf 16. İki nolu K.G.Ö. Çalışması ... 150

Fotoğraf 17. İki Nolu D.G.Ö. Çalışması ... 151

Fotoğraf 18. İki Nolu K.G.Ö. Çalışması ... 151

Fotoğraf 19. Derslerden Fotoğraflar ... 210

(21)

xx

Fotoğraf 21. Derslerden Fotoğraflar ... 210

Fotoğraf 22. Derslerden Fotoğraflar ... 210

Fotoğraf 23. Derslerden Fotoğraflar ... 210

(22)

xxi

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

MEB. Milli Eğitim Bakanlığı

MEGEP Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi MÖDU Müzik Ögeleri Destekli Uygulama

GSSL Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi DGÖ Deney Grubu Öğrencisi KGÖ Kontrol Grubu Öğrencisi

(23)

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Bu bölümde araĢtırma problemine, amacına, araĢtırmanın önemine, sınırlılıklarına ve araĢtırma kapsamında kullanılan önemli kavramlara dair bilgiler verilmiĢtir.

1.1.Problem Durumu

Eğitim tarihi boyunca yapılan tüm çalıĢmalar eğitim kalitesinde daha iyiye ulaĢma çabası ile yapılmaktadır. Eğitimde disiplinler arası yaklaĢımla yapılan çalıĢmalar son yıllarda daha fazla dikkat çekmeye ve eğitimcilerin disiplinler arası çalıĢmalara karĢı duyarlılığı da artmaya baĢlamıĢtır. Sanat eğitimi veren kurumlarda disiplinler arası yaklaĢım yöntemlerinin uygulanması tartıĢılan bir konu haline gelmiĢ olsa da uygulama örnekleri yeterli düzeyde görülmemektedir. Bu konuda Yıldırım (1996, s.89), “Disiplinler arası öğretimin önemi, etkili ve anlamlı öğrenmeye olan katkısı her geçen gün daha fazla vurgulanmaktadır. Bu yaklaĢım yeni olmamakla birlikte kendini hem literatürde hem de okullardaki uygulamalarda daha fazla hissettirmeye baĢlamıĢtır” diyerek dikkat çekmektedir.

YurtdıĢında özellikle ABD‟de disiplinler arası öğretim yöntemi üzerine yapılan çalıĢmaların ciddi bir Ģekilde sürdüğünü ve yapılan çalıĢmalarda disiplinler arası uygulamaların sonucunda anlamlı farklılıklar ortaya çıktığı görülmektedir(ĠĢler, 2004; Yıldırım, 1996). Fakat ülkemizde yapılan araĢtırmalarda ve uygulamaların gerçekleĢtirilmesinde henüz yeterli duruma gelinememiĢtir. 2009 yılında yayınlanan bir raporda eğitim alanında disiplinlerarası iliĢkilere değinilmiĢtir. Avrupa birliği komisyonunca hazırlanan raporda, Avrupa okullarında sanat ve kültür eğitimi ele alınmıĢ

(24)

2

ve sanat eğitimi durumu ayrıntılı olarak(müfredat-süre ve program yapısı) incelenmiĢtir. Müfredat alanında ülkelerin üçte birinden fazlasının sanat ve kültür arasında bağ kurduğu ve Yunanistan, Ġspanya, Ġrlanda, Letonya, Avusturya v.b ülkelerin sanat ve diğer konular arasında müfredat bağlantılarını desteklediği rapor edilmiĢtir. Ayrıca Ġrlanda‟nın müfredatta „bütünleĢmeye‟ önem verdiği aktarılarak, bütünleĢme ile ilgili ana dayanağı olarak müzik, resim ve drama müfredatları olduğu belirtilir. Okul Ģartlarının geliĢtirilmesi için disiplinlerarası ve proje tabanlı öğretim ilkeleri sağlamayı savunan Avusturya‟nın yönetim kararı ön plana çıkmaktadır. Özellikle Çek Cumhuriyeti, Almanya, Macaristan, Ġsveç gibi ülkelerin, müfredatlar arası bağlantıyı müfredat amaçları arasında belirttiği görülmektedir. Rapordan anlaĢılacağı üzere birçok Avrupa ülkesinde disiplinler arası iliĢkiler üzerine kurulu müfredatlar kullanılmakta ve bu özellikle resim ve müzik alanı desteğiyle yapılmaktadır. Bu tür adımların sanatsal ve kültürel geliĢmeyi desteklediği üzerinde açıkça durulmaktadır. (Eurydice, 2009, s. 23-24-31)

Bu konuda yurt dıĢında çok yol kat edilmiĢtir. Sanatın bir rekabet piyasası olmamasına rağmen sanatın kendi iç dinamiklerinde olan farklı bir rekabet durumu söz konusudur. Dünyanın bu yeni gerçeği ile paralelliğin sağlanabilmesi ve geri kalınmaması için pratik ve teorik çalıĢmalara hız verilmesi ayrı bir önem arz etmektedir. Disiplinler arası düĢünme, hızla çağ araĢtırmalarının ayrılmaz bir özelliği haline gelmekte, bir disipline odaklanmıĢ olan bilim veya sanatın, performans ve kaynak potansiyeli sınırlı kalmaktadır. “GeliĢen ve değiĢen dünya her geçen gün ortaya yeni alanların çıkması sonucunu doğurmaktadır. Disipliner yaklaĢımın dar sınırları içinde bu yeni geliĢen alanları incelemek ve öğretmek mümkün olamamaktadır. Bu bağlamda disiplinler arası yaklaĢıma ihtiyaç her geçen gün artmaktadır”( Turna, Bolat ve Keskin, 2012).

Günümüzde, eğitimin yeni yollar arama gayesi içinde yerini alan disiplinler arası yöntemler, yoğunlaĢmıĢ, müzik-matematik gibi alanlarda öğrenme kalitesini arttırmayı amaçlayan ve bu noktada da müzik–resim alanlarının yardımının kullanıldığını örneklerle görmekteyiz. Yapılacak her türlü çalıĢmanın, eğitimde geliĢmeye ön ayak olacağı ve bu çalıĢmaların eğitimin kalitesinde anlamlı bir fark yaratacağı üzerinde durulmaktadır.

Günümüzde kültürel ilerlemeyi sağlayacak ana basamaklardan biri olan eğitimde yeniyi yakalama çabası ile değiĢen ve geliĢen dünyaya paralel adımlar atma, değiĢime karĢı anlamlı çözümler üretme ve uygulamada baĢarıya ulaĢma çabası oldukça önemlidir.

(25)

3

Sanat eğitimi alan öğrenciler için en önemli Ģeylerden biri sanatsal ve biliĢsel geliĢim sürecinin sağlam temellere dayandırılması olacağına göre, bu bağın sağlam atılması, her anlamda geliĢtirilmek istenen eğitim süreci için vazgeçilmezdir. Yeni geliĢmelere bakıldığında bu çözüm sürecinin önemli aktörlerinden biri disiplinlerarası bakıĢ açısıdır.

Disiplinler arası kavramı ayrı ayrı disiplinlerin zenginliğini, onların birbiriyle bağlantılı olduğunu, gerçek hayattaki problemlerin her zaman tek doğru cevabı olmadığını kabul eder. Bununla birlikte disiplinler arası kavramı, bilim, matematik ve dil gibi konularda karĢıtlık içindeki çözümleri bir arada bulundurmak, düĢünceleri ifade etmenin daha iyi ve yeni yollarını bulmak için biliĢsel, duyuĢsal ve yaratıcı kapasiteyi ön plana çıkarır. Genellikle, bu tür bir duygusal ve biliĢsel karıĢım yaratıcı sanatçı, bilim adamı ve düĢünüre özgüdür (Perkins‟den aktaran Özkök, 2005, s.160).

Perkins‟in de ifade ettiği gibi düĢünceleri ifade etmenin gücü farklı bilgilere eriĢme ve tecrübe edinimi ile mümkündür.

Tarih içinde sanatçıların bireysel seçimleri ile yeni iliĢkilerin ortaya çıkmasına öncülük ettiği disiplinlerarası durum artık bireysel seçimlerin çok ötesine taĢınmıĢtır. Çağın bir zorunluluğu haline gelmiĢtir.

Tarihsel sürece bakıldığında sanata dair alanların sürekli kesiĢtiği, ortak bilgi üretimine geçildiği veya ortak çalıĢmalara imza atıldığı görülmektedir (Özel, 2007; ÖzmenteĢ, 2008; Esen, 2008; Tüzel, 2008; Kandemir, 2007). Zamanın biliminin, sanatının, kültürün iç içe geçmemesi mümkün değildir. Sanat alanlarından müzik ve resmin birbirini etkilediği ve tetiklediği birçok an olmuĢtur. Daha önceleri (kısmen devam etmektedir) müzikal konular ve motiflerin görsel temsilleriyle örneklerini gördüğümüz bu iliĢkiler yakın zamanda kendini daha çok müzik-motivasyon iliĢkisi ve müzik ile doğaçlama eser üretimi Ģeklinde göstermiĢtir. Günümüz de sanat dünyasında ise örneklerini daha çok yaratıcılık ve eser üretiminde, hem araç hem amaç gördüğümüz ikilinin eğitim alanında da yan yana düĢünülmesi garipsenmeyecektir. Sürekli birbirinden beslenen sanat dalları eğitimde de yine birbirinden beslenmektedir. Aynı iliĢkinin eğitim alanında da kaçınılmaz olarak kullanılma gerekliliği tartıĢılmaya ve uygulama örneklerini vermeye baĢlamıĢ bir alandır. Bu gereklilik çağın getirdiği bir zorunluluktur. Sanat dünyasına dikkatlice bakıldığında sanat nesnesinin, formlarının yeni yöntem, teknik ve araç arayıĢının yanında zengin anlatım olanak arayıĢlarını baĢka disiplinlerin alanlarından beslenerek gerçekleĢtirdiği görülür. Böyle bir geliĢim sürecine ait yapılanmanın içinde kendine yer arayan sanatçının, eğitimcinin araĢtırmalarını bu yöne çevirme zorunluluğunu hissetmesi kaçınılmazdır(Akdeniz ve Aksel, 1989; Kara 2012; Özer, Yazar, Eren, 2013; Newell ve Green, 1982; Suraco, 2006; Perdahçı ve Bozdağ, 2011; Bulut, 2014).

(26)

4

Bugünü yaĢayan ve geleceğe hazırlanan öğrenciler artık tek bir disiplin bilgisi ile donatılmamalıdır. Birey var olan bilgilerine yeni ve farklı bilgiler ekleyerek, yaĢamsal deneyimleri ile anlamlı hale gelecektir. Bu nokta da disiplinler arasılığın önemi ortaya çıkmaktadır. Çağın problematiklerini çözümsel bir süreçte deneyimleyecek olan bireyi hazırlama görevi edinen kurumlarımızda disiplinlerarası metotlara yönelmeyi tercih etmelidir. Öğrencilerin zihinsel becerilerini aktif bir Ģekilde değerlendirmeye yöneltmek, farklı alanlara ait öğrenilen bilgilerin anlamlı bir bütün haline getirerek öğrenmeye, çözümlemeye, bilgi üretimine ve uygulamaya yöneltmek doğru bir adım olacaktır. Öğrenciler bu sayede bilgilerini çoğaltarak ve çeĢitlendirerek, keĢfeden, hisseden, paralelinde düĢünerek yaĢamlarına uygun bir eğitim sürecinden geçmiĢ olacaklardır.

Sanatçı, sanatçı-eğitimci yetiĢtiren, her Ģeyden önemlisi birey olma bilinci kazandıran eğitim kurumlarında bu konuya gerekli önemin gösterilmesi gerekmektedir. Bilgi edinimi kadar bilginin nasıl edinildiği ya da aktarıldığı önemlidir hiç kuĢkusuz. Bilgi edinimleri ile birlikte bilgiye ulaĢma ve bilgi üretme yolları da eğitim sistemi içinde değerlendirilmelidir. Eğitim alanının yeni geliĢmelere paralel seyretmesi gerekliliği ve sanat alanında var olan disiplinler arası üretim biçimleri, yöntemleri karĢısında donatısız ve tecrübesiz kalmıĢ bireylerin var olması düĢünülemez. Bu nedenle öğrencilerin yetiĢtirilmesinde de gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekir.

Disiplinlerin farklı nedenlerle birbirleri ile iliĢkisi ve sanat alanları arasında olan yakın bağın bir çok defa tarih içinde karĢımıza çıktığı düĢünülecek olursa bu bağın oldukça sağlam temellere dayandığı görülebilir. Görsel ve iĢitsel alanların birlikteliği çoğu zaman yakın temas halinde olmuĢtur. Sanatçıların ifade araçları olarak farklı sanat alanlarına dair bilgiye ulaĢma çabası diğer alanlar gibi yakın zamanda daha da fazla ivme kazanmıĢ ve bunun eğitimde yansımaları da gün geçtikçe çoğalmaya baĢlamıĢtır. Bu iliĢkilerden yola çıkarak sanatın görsel olanla iĢitsel olanı birleĢtirme ihtiyacı dikkati çekmektedir (Aksu,2003; Bulut,2014; Korkmaz, 2007).

Sanatın yapısal özelliklerine bakıldığına yaratım, özgünlük gibi kavramlar ön plana çıkmaktadır. Bu özelliklerin oluĢturulması ise bir takım iç dinamiklerine bağlıdır. Buda bizi bir yönden sanat üretiminde kullanılan temel prensiplerine ulaĢtırır. Bu temel prensipler tüm sanat alanlarında az ya da çok aynı temel problematikler üzerine inĢaa edilmiĢtir. Bu temel problematiklerin değiĢmezliğinin farkındalığına ulaĢan birey sanat alanında daha sağlam ve emin adımlarla yürüyecektir. Müzik ve Görsel sanatlar alanında

(27)

5

da var olan bu yapısal özellikler ve iliĢki üzerine tarihsel süreçte birçok araĢtırma ve uygulama yapılmıĢtır. Bu araĢtırmalardan ve sanatçılardan esinlenilerek, sanatın ortak paydada buluĢtuğu öğeler üzerinden sanat öğrencilerinin çağdaĢ yaĢamın bilinçli bireyleri olmasında katkı sağlamak adına bu araĢtırmaya yön verilmiĢtir.

AraĢtırmada müzik-resim iliĢkisi farklı bir açıdan değerlendirilerek Görsel Sanatların temel tasarım öğelerinin benzer öğelere sahip olduğu bilinen müzik alanına ait özdeĢ kavramlarla desteklenerek anlatılması öngörülmektedir.

Sonuç olarak sanat eğitimi alanına baktığımızda çağın gereklilikleri karĢısında geleneksel eğitim yöntemlerinin veya yaklaĢımlarının yetersiz kaldığını görmekteyiz. Bu çalıĢma ile zamanın dinamiklerinin paralelinde bireylerin sanat bilincinin geliĢtirilmesi, farkındalıklarının yaratılarak alan bazında değil disiplinlerarası düĢünme biçimine aĢina olmaları gerekliliği üzerinde durulmak istenmiĢtir. OluĢturulan disiplinlerarası yaklaĢımlı uygulama örneği ile bu uygulamanın bu konudaki etkeni araĢtırılmaktadır.

Sanat insan bilincini arttırmakta ve her anlamda farkındalıklar sağlayan bir alan olarak bireylerin duygusal, duyusal ve biliĢsel yönlerini geliĢtirmekte, üretkenlik ve yaratıcılık yönlerini ortaya çıkarmaktadır. Bu tür çalımalar da kültürel, bilimsel ve toplumsal bilincin yükselmesine katkıda bulunacak bireylerin geliĢmesine zemin hazırlayacaktır.

1.2.AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın amacı Güzel Sanatlar ve Spor liselerinde, temel sanat eğitiminde müzik ögeleri destekli uygulamanın öğrencilerin tutum ve baĢarı düzeylerine etkisini inceleyerek öğrencilerin, temel müzik ögeleri eĢliğinde (müzik ögelerinin vurgulanması/ anlatılması/ karĢılaĢtırılması yoluyla) temel sanat öğelerini keĢfetmeleri, tanımaları ve kavramalarını sağlamak ve temel sanat öğelerini öğrenme ve uygulamadaki baĢarı düzeylerindeki farkı ortaya koymaktır. Bu çalıĢmada disiplinlerarası yaklaĢımı temel alan bir yapı ile hareket edilmiĢtir.

“Jacobs‟a (1989:8) göre disiplinlerarası öğretim bir temanın, kavramın, problemin incelenmesi icin birden fazla disiplinin yöntem ve bilgisinden yararlanan program anlayıĢıdır. Erickson (1995:96) ise disiplinlerarası öğretimi, “bir kavramın farklı disiplinlerdeki kavramsal bütünleĢmesi” olarak tanımlamaktadır”(Jacobs ve Erickson‟dan

(28)

6

aktaran Duman ve Aybek, 2003, s.5-6). Bu çalıĢmada Erickson‟un üzerinde durduğu “kavramsal bütünleĢme” temeline dayandırılarak bir uygulama yapılmıĢtır. Temel tasarım öğeleri ve elemanları olarak ikiye ayırdığımız alanların birbirinden bağımsız düĢünülmesi mümkün olmamasına rağmen bu çalıĢma temel tasarım öğeleri kullanılarak belirlenmiĢtir. Zamanımızın ilerleyen ve değiĢen sanat formlarına paralel bir yapıda sanat eğitimini ele alma gerekliliği her geçen gün artmaktadır. Bu çalıĢma ile öğrencilerde bu açıdan bir farkındalık oluĢturma, öğrencilerin çalıĢmalarında bir farklılık oluĢturma ya da sanatsal üretim anlamında zenginlik elde etmeleri tasarlanmaktadır. Öğrencilerin, sanat alanında eğitimci ve sanatçı olarak üretimlerinde, disiplinler arası çalıĢmalarla karĢılaĢtıklarında çözümleme yapabilmelerine, bu konuda kendilerini geliĢtirebilmelerine yardımcı olmak amaçlanmıĢtır.

AraĢtırmada genel amaç ile ilgili alt amaçlar Ģunlardır:

1. Deney grubu ile kontrol grubunun uygulama öncesi hazırbulunuĢluk düzeyleri nedir?

2. Deney grubu ile kontrol grubunda bulunan öğrencilere iliĢkin uygulama öncesi ve uygulama sonrası baĢarı puanları arasında farklılık var mıdır? 3. Deney grubu ile kontrol grubunda bulunan öğrencilere iliĢkin uygulama

öncesi ve uygulama sonrası tutum puanları arasında farklılık var mıdır? 4. Deney grubunda bulunan öğrencilere iliĢkin uygulama öncesi ve uygulama

sonrası baĢarı puanları ve tutum düzeyleri arasında farklılık var mıdır? 5. Kontrol grubunda bulunan öğrencilere iliĢkin uygulama öncesi ve uygulama

sonrası baĢarı puanları ve tutum düzeyleri arasında farklılık var mıdır? 6. Deney ve kontrol grubunda bulunan öğrencilerin yapılan resimlerin

değerlendirme kriterlerine iliĢkin elde edilen puanlar arasında farklılık var mıdır?

7. Deney grubu öğrencilerin müzik öğeleri destekli uygulama hakkında görüĢleri nelerdir?

1.3.AraĢtırmanın Önemi

Son yıllarda disiplinler arası çalıĢmalara yer verilmeye baĢlanmıĢ, yapılan araĢtırmaların ortaya koyduğu sonuçların oldukça anlamlı geliĢmeler sağladığı görülmüĢtür.

(29)

7

AraĢtırmacıların bu alanda yaptıkları uygulamalar gösteriyor ki gelecekte disiplinler arası ve çok alanlı öğretim yöntemleri öğretim yöntemlerinin dinamikleri arasına girecektir. Bu çalıĢma ile daha önce yapılmamıĢ olduğu gözlemlenen müzik öğeleri destekli bir uygulama üzerinde çalıĢılmıĢtır. Güzel Sanatlar ve Spor Liselerinin resim bölümü öğrencilerinin öğrenme kalitesini arttırmak ve anlamlı bir değiĢim sağlamak, bireysel öğrenmelerine katkısı açısından önemlidir. Öğretim yöntemlerine yeni bir bakıĢ açısı getirmesi sebebiyle yapılacak diğer çalıĢmalara kaynak teĢkil edebilir. Sanat eğitimi kurumlarının öğretim metodlarını geliĢtirme, çağdaĢ yapıya uygun hale getirme yolunda yapılan bu tür araĢtırmaların ve uygulama çalıĢmalarının hem geleceğin eğitim sistemine hem de öğrencilerin çağdaĢ sanat ortamına hazırlıklı olmalarına katkı sağlayacağı düĢünülmektedir.

1.4.Sınırlılıklar

AraĢtırma Karabük Ġli Safranbolu Ġlçesine bağlı ĠMKB Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Resim Bölümü 10. Sınıfta, 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılı Bahar Döneminde öğrenim gören 14 öğrenciyle sınırlıdır.

Resim alanında Temel Sanat Eğitiminin birlik- bütünlük, armoni, ritim, denge, vurgu-egemenlik, zıtlık-koram, oran-orantı konusu ile paralel olan Temel müzik ögeleriyle sınırlıdır.

Uygulanması planlanan program 10 Hafta ( Nisan- Haziran) süresince; haftada bir gün ve 4 ders saati (160dk) ile sınırlıdır.

1.5.Tanımlar

Disiplinlerarası Öğretim: Disipliner öğretimin belirli bir konu alanı (Matematik, Tarih gibi) çerçevesinde yapılan öğretim olduğunu düĢünürsek, disiplinler arası öğretim kısaca, geleneksel konu alanlarının belirli kavramlar etrafında anlamlı bir biçimde bir araya getirilerek sunulması olarak tanımlanabilir.(Yıldırım, 1996, s. 89)

(30)

8

Disiplinlerarası yaklaĢım: Disiplinlerarası yaklaĢım bir konuyu, baĢlığı, problemi veya bir deneyi sınamak amacıyla birden fazla disiplinin dilini ve yöntemlerini kullanan bilgi görüĢü ve program yaklaĢımıdır (Jacobs, 1989) (Jacobs‟dan aktaran Turna vd. 2012, s.2).

Müzik Ögeleri Destekli Uygulama(MÖDU): AraĢtırmacı tarafından geliĢtirilen müzik öğeleri destekli uygulama.

(31)

9

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

Bu bölümde araĢtırma konusu kapsamı tanıtılarak konu ile ilgili yapılmıĢ araĢtırma ve uygulamalara yer verilmiĢtir.

2.1. Disiplinlerarası Sanat ve Sanat Eğitimi

2.1.1.Disiplinlerarası Sanat

Teknolojinin her alanda kendini gösterdiği bir çağda yaĢıyoruz. Sanatta bundan payına düĢeni almaktadır. Daima geleceğin olanaklarını arayan, sorgulayan ve geleceğe dair ipuçlarını bünyesinde barındıran sanat, geçirgen yapısı ile öne çıkmaktadır. ĠpĢiroğlu (2010, s.32), Kandinsky‟nin “sanatın kendine özgü bir gücü olduğunu, bugün de yarını görebildiğini” ve “bu gücü yaratıcı ve öngörülü bir güç” olarak tanımladığını aktarmıĢtır. Öte yandan geçmiĢin tecrübesine sırtını hiçbir zaman dönmeyen sanat geleceğe uzanırken ruhsallığını, insana dayalı yönünü kaybetmez. Sanatın özü insan gerçeğidir ve bu gerçek üzerinde Ģekillenmektedir.

“Hegel, sanatı Ģöyle tanımlar: Sanat, ruhun madde içinde görünüĢüdür. Sanatın kullandığı araçlar derece derece ruhu anlatmaya, ifade etmeye elveriĢlidir. DeğiĢik sanat dallarının doğması da ruhu anlatmaya elveriĢli araçların çeĢitliliğinden ileri gelir”(Ġlyasoğlu, 2006). Sanatın ruhla estetikle olan sağlam bağı, yüzyılın mekanikliği içinde de kendine yer bulmaktadır. Sanat, bireyin toplumdan, bilimden, bilgiden beslenerek, hayal gücünü harekete geçirerek, duyarlı bir yapı ile düĢün sistemini yeniden kurgulayacak bir güce

(32)

10

sahiptir. Bu gücünü ruhsallığından almaktadır. Hayal gücü, sezgi ve duygu ile olan bağı ile düĢünceyi içine alan sanat bilimselliği içinde barındırmaktadır.

Daha önce de belirtildiği gibi sanat da diğer alanlar gibi geçmiĢin birikimlerinden yararlanarak geleceği Ģekillendirme de rol oynamaktadır. Fakat bu körü körüne bir inanç değil düĢünsel temellere dayanan bir faydacılık olmakla birlikte yine düĢünsel bir kavrayıĢa ulaĢmayı kolaylaĢtıran bir yapıdır. San “Hiçbir sanat eseri boĢ bir alan üzerinde değil, önceden gelmiĢ olan eserlerin bıraktığı izler üzerinde yükselir. Bir eserin kendisi de, kendinden sonraki eserlerin meydana gelmesine yardımcı olur” diyerek, geçmiĢin üstünde yükselen sanat eserlerinin farklı olacağını belirtmiĢtir (2008, s.72). Gelinen nokta ipuçlarını geçmiĢte barındırdığı gibi disiplinlerarası gerçeğini tekrar gözler önüne sermektedir. Sanatın geçirdiği sürece bakıldığında geçirdiği evrime yakından tanık olmaktayız.

Tarihsel süreçte yaĢanan evrimi, Soğancı ve Aydoğan (2014), basitçe ortaya koymuĢtur.

12. ve 13. yüzyıllarda bilginin tasnifi üniversitelerin açılmaya baĢlamasıyla değiĢime uğramıĢ, fakat tıp, ziraat, tiyatro ve benzeri dalları içine alıp geniĢleyen sistem güzel sanatları ayrı bir disiplin ya da dal olarak değil de esas dallara yardımcı alanlar olarak görmüĢtür. Örneğin resim anatominin yardımcı bir dalı heykel ise fizikle ilintili bir çalıĢma alanı kabul edilmiĢtir.(…) 14. yy. baĢında bazı resim ve heykel sanatçıları ait oldukları zanaat örgütlerinden ayrılarak yeni guruplar kurmaya baĢladılar. Bu hareket 15.yy.” da artık eskisiyle kıyaslanamayacak bir sanatçı imajını ortaya koymuĢtur. Öyle ki bindörtyüzlerde bir ressamın eğitimi matematiksel perspektif, optik, geometri ve anatomi gibi aĢağı sosyal sınıfların bihaber oldukları disiplinleri içeriyordu(Sogancı ve Aydoğan, 2014, s.8-9).

Sanatın evrensellik boyutu ve bilimsellikle bağdaĢık olması sanatın, sanatçının özgürleĢmesine yol açarak kendine yeni yollar aramasını ve bulmasını sağlamıĢtır. Rönesans‟ın bilgi ile olan olumlu iletiĢimi sayesinde daha fazla düĢünsel açılım yakalanmıĢtır. Disiplinler arasılığın öncüsü olarak, herkesin bu konuda ortak paydası olan Leonardo da Vinci‟yi göstermek gerekmektedir. Mimar ve mühendis olarak edebiyata düĢkünlüğünün yansıra resim sanatında da her zaman üstün bir örnektir.

Leonardo‟nun çok disiplinli bilgi ve tecrübesi bir örnek olarak karĢımıza çıktığı gibi üretimleriyle de aynı disiplinlerarası geleceğe dair ipuçlarını taĢımaktaydı. Kesin sınırları çizilememekle birlikte Rönesans‟ın tetiklediği bu durumla birlikte sanat da bir açılım sağlamıĢtır.

Metin Ġnce (2005, s.223), “ Bugün, yaratıcılığın tek baĢına önemi romantik bir yaklaĢım olarak geçmiĢte kalmıĢtır. Yaratıcılık bilgi ve deneyimle beslenen bir öğretim sonunda gerçekleĢir” diyerek zamanın taĢıdığı bilgi ve tecrübe yükünün farkındalığına değinmiĢtir.

(33)

11

Ayrıca Rönesans döneminde ortaya çıkan sanat-bilim iliĢkisinin ortaya çıkardıklarıyla “Rönesans‟ın disiplinler arası sanatın ilk baĢlangıç noktası sayıldığına” da değinmiĢtir. Disiplinler arası etkilerin örneklerini, farklı disiplinlerin(edebiyat, müzik, resim, matematik, fizik) bilgilerinin kullanıldığı eserlerde net olarak görmekteyiz. Bunda kiĢisel tercih ve yönelimler dıĢında dönemin kültürü ve biliminin de etkili olduğunu söylemek gerekir.

20. Yüzyıla doğru yaklaĢtığımızda sanatın, ayrı kulvarlarda ürünler vermek yerine, birbirlerinin teknik, yöntem ve biçim dillerini kullanarak sanatlar arası etkileĢimle farklılığa, özgün bir dil arayıĢına yöneldiği görülmektedir.

Bu konuda ĠpĢiroğlu (2006, s.15) teknolojinin getirdiği olumlu olumsuz yeniliklerle iç içe olan 20.yüzyılın yeni sanat türlerinin ortaya çıkmasına neden olduğunu belirtmektedir. Bu yeni açılımlarla sanatçıların bakıĢ açıları değiĢerek çalıĢmalarıyla daha geniĢ bir alanda etkinlik göstermiĢ olduğunu buna sebep olanınsa estetik anlayıĢında var olan değiĢimleri göstermektedir.

19. yüzyıla kadar olan dönemde natüralist tavırla ilerleyen sanatın 20 . yüzyılla birlikte natüralist tavrı bırakıp yeni kavramlar, algılar üzerinde ivme kazanarak bugünün sanatına geçit vermiĢtir. Fotoğraf makinesinin bulunması ile görünenin aynen aktarılmasıyla birlikte sanatın yönü değiĢmiĢtir. Klee bu konu da Ģöyle demiĢtir.

Dünün sanat ilkesi ve buna bağlı olarak doğanın incelenmesi, yerinde sayılabilecek bir adlandırmayla, görünüĢlerin çetin bir incelenmesine dayanıyordu. Ben ve Sen –sanatçı ve nesne- psiko optik bir yolla Ben‟i Sen‟den ayıran hava katmanına ulaĢmaya çalıĢıyorlardı. ĠĢte bu yolla, hava ile süzülen nesnenin yüzünün eĢsiz görünüĢleri elde edildi. Seyretme ve fiziksel olmayan izlenimleri görünür hale getirme sanatı bir yana bırakılırken, yalnız ve yalnız optik sanatla, böylece, yetkinleĢinceye değin uğraĢıldı (Klee, 2006,s.43).

Fotoğraf makinesinin icadı, ses ile ilgili yeni oluĢumların baĢ gösterdiği, görüntüyü aktaran televizyon ve video gibi araçların ortaya çıkmasıyla sanat bu yeni teknolojiyi kullanmakta gecikmemiĢtir. Üretilen teknolojik ürünleri bilimsel amaçlarının dıĢında sanatın bir aracı olarak yeni bir dil üstünde hareket etmeye baĢlamıĢtır. Bu yeni oluĢumlarla birlikte video-ses-fotoğraf içerikli sanat dillerini kullanan sanatçılar farklı alanların yana yana gelmesinin avantajlarını kullanıyorlardı. Ayrıca sanat göreli olarak kapalı kapılar ardında kalmaktan çıkmaya ve herkese ulaĢma çabasını göstermeye baĢlamıĢtır. Bunda teknolojinin büyük etkisi vardır.

Platon‟a göre görüntü bir fikrin, göklerdeki uzamsız-mekansız tanrısal ideanın bir yansıması; Kant‟a göre ise mekansal-zamansal kaydetme olarak tanımlandı. Ancak, yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren görüntünün tanımı yeniden sorgulandı. Özellikle televizyonun

(34)

12

geliĢimi bunda çok etkili oldu. Görüntünün yeni tanımı bir bakıma mistizmle denk düĢtü. Dijital görüntü nesne ili iliĢkilendirildi; dijitalizmin yeni gerçeklik alanından söz edilir oldu Görüntü yalnızca birer “yansıma” değil, yeniden “üretilen-tüketilen-üretilen” sanal gerçeklik dünyasında, “kayıt-sınırsız, çoğaltım-zihinsellik” bağlamında sanatçıyla yeni bir ortamda buluĢt.(Bozkurt, 2005, s.29-30).

Teknoloji ve sanat bağından faydalanan sanatçıların 1960 sonrası sanatsal tavırları, anı yakalama içgüdüsü ile Ģekillenir oldu. Bu da bilimsel buluĢları sanatın alanına dahil etmekle ön plana çıktı. Modern yaĢamın gereklilikleri ile birlikte tüketim kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte sanat gündelik yaĢama olan ilgisini artırdı. Sanatın hem üretim hem de tüketim nesnesi olarak kendini sunduğu örneklerle birlikte düĢünsel yapılanma içine girdi. Televizyon, fotoğraf makinesi, ses sistemleri ve video gibi bilimsel kaynakları kullanan sanatın, teknik, yöntem ve içerik bazında müthiĢ bir açılım yakalaması söz konusu oldu.

Fotoğrafın kullanılabilirliğinin keĢfedilmesiyle farklı açılımlar söz konusu olmuĢtur. Fotoğraf ile anlık görüntünün yakalanması sayesinde sanatçıların ilgisi bu yöne kaymıĢ ve sanatçılar, sanat nesnesinin ne olduğu, neyi içerdiği, neyi temsil ettiği ile ilgilenir olmuĢlardır. Bunlarla birlikte sanatçılar fotoğrafın dilinden faydalanma ya baĢlamıĢtır. Fransız sanatçı Man Ray, çalıĢmalarında sürekli farklı araçlar kullanarak zengin bir dil yakalamıĢtır. Sanatın özgür bir dile sahip olmasında etken olmuĢ ve fotoğraf alanında farklı iĢlere imza atmıĢtır.

Resim 1. Black and White 1926 - Man Ray

4 Mart 2014 tarihinde http://www.wikipaintings.org/en/man-ray adresinden 2014 sayfasından eriĢilmiĢtir.

Resim 2. The Gift,1921, Man Ray

4 Mart 2014 tarihinde http://www.wikipaintings.org/en/man-ray adresinden 2014 sayfasından eriĢilmiĢtir.

(35)

13

20. yüzyıl ile birlikte sanat ve sanat eseri anlayıĢı değiĢime uğramıĢ ve sanat yapıtında ön planda tutulan biçim ve renk unsuru yapı bozumuna uğrayarak kavramsal sanat ön plana çıkmıĢtır. Sanat eserindeki biriciklik ve elitist düĢünme biçimi yadsınarak gündelik objeler ve popüler kültür unsurları da sanat eserinin içinde kendine yer edinmiĢtir. Eserin biçiminden ziyade sanatçının düĢüncesi, düĢünsel yaratım unsuru ön plana çıkmıĢtır. Sanat eserinde gündelik kullanım objeleri, taĢ, tahta gibi değiĢik türden malzemeler sanatın ögesi olmaya baĢlamıĢtır. Malzemelerin, gündelik yaĢamdaki kullanım alanlarının dıĢında anlamlandırılması ya da günlük yaĢam kodlamalarının reddedilmesi ile yapıbozumcu yeni bir biçim diline yönlenmiĢtir. Wittengensten‟in dilbilimsel kuramı ve Duchamp‟ın eserlerindeki bu yaklaĢım daha sonra Rauschenberg ve Jasper Johns‟un eserlerinde de sanat ve yaĢam; resim ile heykel sınırlarını kaldırma anlayıĢına yönlendirmiĢtir ve disiplinler arası sanat anlayıĢına katkıda bulunmuĢtur. Amerikalı besteci John Cage ile koreograf Merce Cunningham ile birlikte çalıĢmaları bu anlayıĢın devamı olarak sanat, estetik, biçim anlayıĢını sorgulayan biçim karĢıtı bir anlayıĢın devamıdır(Atakan, 1998, s.23).

20. yüzyılın en önemi oluĢumlarından biri olan Bauhaus da tüm disiplin alanlarından, her türlü yönden faydalanılıyordu. Öğrenciler, Klee ve Kandinsky gibi sanatçılar bir arada çalıĢıyorlardı.

Klee, yararcılık ilkesi ile ilerleyen Bauhaus ortamında öğrenciler ile çalıĢmalar gerçekleĢtirirken müzisyen yanından faydalanarak müzik ve resim arasında kurduğu iliĢkileri de kullanmaya çalıĢmıĢtır. Resmin yapısal yönüne olan merakı ve müzisyen ruhu ile oluĢturduğu çalıĢmaları, resimsel duyarlılığı yeni sanatçılara ilham vermiĢ ve diğer sanatçıları etkilemiĢtir.

Klee gibi Bauhaus da dersler veren Kandinsky de müziğin biçim dili ile ilgileniyor bunları resimlerinde yansıtıyordu. Bauhaus‟ta da sanatın yaĢamın bir parçası olması gerekliliği üzerinden endüstri alanına ait diğer tasarımlar gibi fotoğraflar ile de deneysel çalıĢmalar üretilmiĢtir. Teknolojinin birebir kullanıldığı Bauhaus ile birlikte sanatın biçim dili ciddi bir Ģekilde değiĢmiĢtir. ĠĢlevselliğin ve tasarımın iç içe geçmesiyle birlikte diğer bilim alanlarının ve sanat dallarının aynı platformda değerlendirilerek kullanılmasına sebep olmuĢ, tasarım sürecinin, tasarımın, biçim dillerinin yeni malzemelerle birlikte değiĢimini sağlamıĢtır. Fotokolajları, Fotogramları ve fotoplastikleri ile Lazslo Moholy- Nagy örnek verebiliriz.

(36)

14

Resim 3. Superimposition, 1935, Moholy-Nagy, László

4 Mart 2014 tarihinde http://www.geh.org/fm/amico99/htmlsrc2/ sayfasından eriĢilmiĢtir. Resim 4. Eifersucht, 1927, Moholy-Nagy, László

4 Mart 2014 tarihinde http://www.geh.org/fm/amico99/htmlsrc2/ sayfasından eriĢilmiĢtir.

1960 sonrası ortaya çıkan yeni sanat akımların Ģekillenmesinde payı olan, ürünler veren Robert Rauschenber, fotoğrafları ipek baskı ile tuale aktararak, performanslar yaparak, yeni yöntemler için geleceğe örnekler veriyor, Popart‟ın bitmek bilmeyen araç arayıĢları içinde yerini alan Roy Lichtenstein, bir projeksiyon makine yardımıyla çizgi roman karelerini tuale aktararak medya ürünleri ile sanat nesnesi arasında özgün bir ifade gücü elde etmiĢtir. Endüstriyel geliĢimlerin yaĢama etkilerinin sonucunda ortaya çıkan bu farklı ifade biçimlerinde kendini göstermiĢ, sanata farklı bir ivme kazandırmıĢtır.

Duchamp‟la ( 1887- 1968) birlikte Dadaizm sanat akımının geliĢtirdiği yeni bakıĢ açısı, sanatın, sanatçının ne olduğu, sanat yapıtının estetik niteliklerinin ötesinde düĢüncenin “öz”, sanat nesnesinin ise bir “araç” olarak varoluĢunu ortaya koymuĢtur ve bu anlayıĢıyla yirminci yüzyılın baĢında devrim niteliğindeki yeniliklere yol açmıĢtır.(Kılınç ve Reisoğlu, 2011, s.223)

Sanat ve sanatçı için her Ģey bir araç olmaya baĢlamıĢ, sanatın nesnesini her hangi bir Ģey olması veya herhangi bir disiplinin içinden çekip çıkaran ve diğer disiplinlerle birlikte kullanan, anlamından soyutlayan sanatçıyı, sanatçı kavramını farklı bir boyuta taĢımıĢtır.

Böyle bir sanat ortamında izleyici de sanatçılar arasında çağ ve sanat türü farkı gözetmeksizin onların duruĢları; yaĢama ve dünyaya bakıĢlarının getirdiği ortaklıklar; sanatlarının çıkıĢ noktası olan temel kavramlar; birbiriyle hiç iliĢkisi yokmuĢ gibi görünen sanatçılar ya da

(37)

15

sanatçı toplulukları arasındaki yakınlıkları bulgulayarak sanat yapıtına yeni alımlama boyutları getirebiliyor(ĠpĢiroğlu, 2006, s.15-16).

Zaman geçtikçe, izleyici ile aktif bir iletiĢim içinde olmayı, sanatın üretimi esnasında dahil etmeyi, farklı denemeler yaparak sanatın ekseninde kaymalar yaratmayı baĢaran sanatçılar artmaya baĢlamıĢtır. Fluxus akımı da bu yönde en iyi örneklerini vermiĢtir. Sönmez Ģöyle demektedir:

Fluxus akımının George Maciunas (1931-1978), George Brecht (d.1926) ve müzikçi John Cage (1912-1991) gibi üyeleri video tekniğinin rastlantıları belgeleyen özelliğini güncel yaĢama ait üç boyutlu nesnelerle birlikte yorumlayarak anarĢik bir kolaj estetiğinin altını çizmiĢlerdir. Videonun belgeleyici özelliğinin OluĢumlar, Çevresel Sanat, Pop Sanat, Minimal Sanat gibi baĢka çağdaĢ sanat akımlarında da kullanıldığı görülür. Ama videonun belgeleyiciliğini aĢarak bu tekniğin anlatım olanaklarını değiĢik deneylerle ortaya çıkarıp, onu baĢlı baĢına bağımsız bir yaratı alanı olarak keĢfeden Nam June PAIK ve Wolf Vostell olmuĢtur. (Sönmez, 1997, s. 1885).

Paik ve Cage‟in dahil olduğu, estetik kaygıları geri planda bırakan bu oluĢum; Ģiir, resim, müzik, tiyatro ve ne varsa hepsinden faydalanmakta, bu alanlara ait sanatçıların varlık gösterdiği disipliner ve coğrafi sınırları yok eden özgürlüğü yaĢamaktaydılar. Hatta sanatçı-izleyici, sanat nesnesi-nesne, Müze-mekan-mekansızlık hiçbiri kalmamıĢtır.

Cage‟in müzik ve sesleri kullanarak yaptığı çalıĢmalar paralelinde Paik‟in, videoyu, görüntüyü, heykeli, performansı eklemesi sanatın değiĢim geçirdiği keskin dönemeçe örnektir. Cage ve dönemin sanatçıları tüm bunları, her Ģeyi sanat aracı olarak kullanmaktaydılar. Bunlardan biri olan Paik, “Açıklamalı Müzik- Elektronik televizyon” adlı çalıĢmalarında(1963) John Cage‟in hazır piyanoları ve Fluxus üstüne bir model oluĢturmayı amaçladı.” ve “ Paik, iki Ģeyi ortaya koydu: Birincisi, monitörün bir heykel malzemesi gibi açıkça kullanım dili. Ġkincisi, ekranın ters çevrilmesi ile tipik bir değiĢim sürecinin dönüĢümüdür”(Bozkurt, 2005, s.178).

Sanatçılar yeni teknikleri keĢfetmekte hiç geri kalmıyorlar ve söz konusu tasarımlarında kendilerini aĢan durumlar olduğunda bilimden ve ilgili alanın uzmanlarıyla çalıĢmaktan bu konuda bilgi edinmekten yorulmuyorlardı. Bilimsel yönde bilgiler arttıkça yapılan tasarımın düĢünsel boyutları daha uç noktalara kadar taĢınıyordu.

Sinema alanına baktığımızda ise durum yine farklı değildir. Sinema tiyatro ve resmin biçim dilini kullanarak kendine bir açılım yakalamıĢ ve sadece bu alanların değil farklı alanlarında dilinden faydalanıyordu(Akengin, 2012, s.144). Bu konuda baĢat sanatçılardan biri olan Andy Warhol, sinema ile ilgilenmiĢ ve farklı disiplinlerden gelen insanlarla stüdyosunda deneysel çalıĢmalar üretmiĢtir.

(38)

16

Bir anda birçok kiĢinin ulaĢabildiği, aynı anda görüntü ve sesle karĢılaĢtığı bu yeni araç, sanatın elinde her zaman ki gibi farklılaĢmıĢtır. Sinema diğer sanat alanlarının, özellikle resmin dilini kullandığı için en baĢtan tek baĢına değildir. Bu etkileĢime karĢı taraftan bakacak olursak, sinemaya ait görüntü, kayıt yöntemlerinin sanatın diğer alanlarda sıkça kullanıldığını görebiliriz. Sahnelerin, seslerin parçalanarak yeniden kurgulanması, bunlar üzerinde sonradan oynamalar yaparak Video enstalasyonlar, performanslar oluĢturarak ve ya ikisinin iç içe geçtiği Ģekil de kullanılıyordu.

Teknolojinin olağan üstü geliĢmesi ile ortaya çıkan internet ise bugüne kadar yaĢanan her türlü sosyal çevresel, fiziksel, sanatsal, politik oluĢumları altüst etmeye yetmiĢtir. Doğal olarak sanat yine internet üstünden kendine yeni bir dil bulmuĢtur. Ġzleyicinin katılımını gerektiren interaktif özellik taĢıyan bu çalıĢmalarla birlikte, Ģimdi sanatçılar Ģekerleme dükkanındaki küçük çocuklar gibidir.

Resim 5. 23 Min, Color, Sound, 2004,Jodi

27 Mayıs 2014 tarihinde http://www.eai.org/title.htm?id=14293 sayfasından eriĢilmiĢtir.

Ġnternet sanatı, sanatçılar tarafından ilgi gösterilen bir alan haline gelmiĢ kendini tüm sanat nesnelerinden, mekânlarından, araçlarından besleyerek özel bir alan haline getirmiĢtir. Elle tutulur mekânların dıĢına çıkarak, süreçten ve izleyiciden beslenerek deneysel ortamlar oluĢturmaktadır. Aynı zamanda, daha önce bahsettiğimiz sanat oluĢumlarında da olduğu gibi sanatçı birlikteliklerini de içermektedir, zaman zaman sanatçılar bir araya gelerek bireysel eser üretiminden çıkarak kolektif bir yapı sergilemiĢlerdir. Sanatçılar bilgisayar programlarını kullanarak sanal dünyaya açtıkları kurgularının, sadece hareket alanını planlayarak serbest alanlar yaratmıĢlardır. Bu serbest alanlara ulaĢan katılımcılarla eserin yaratım süreci gerçek manada baĢlar ve son bulur.

Antoni Muntadas 1994'te karĢılıklı etkileĢime dayalı geçici bir bilgisayar yerleĢtirmesi olan The File Room'u yaratırken katılımcılar tarafından yüklenen ve internette sansürü tema edinen sürekli bir görsel veri bankası kullandı. O zamanlar henüz yeni bir medya olan internet sanatsal uygulamalarda önemli değiĢiklikleri beraberinde getirerek, zamanı ve mekânı kat etme,

(39)

17

sınırların üzerinden yeni iletiĢim ağları oluĢturma ve sanatsal iĢbirliğine zemin hazırlama kapasitesinde yeni bir kamusal alan olarak neredeyse ütopik bir etki yarattı. Malzeme ve bilgiyi yayma ve değiĢ tokuĢ etme olanağı sunan bu yeni teknoloji, sanatçılar için Nettime, Rhizome, The Thing, Sydicate ve benzerleri gibi internet toplulukları kurma, internet ve onun beraberinde getirdiği yeni kültürel biçimler üzerine yapıtlar üretme imkânı yarattı. (Gkoutziouli )s

Sanat artık sadece estetik kaygılar barındıran, müzeler ve galerilerde dokunulamayan, ulaĢılamayan kimliğinden çıkmıĢ, her yere ve herkese ait nesne ötesi bir hal almıĢtır. Ġlk örneklerini Man Ray ve Barbara Morgan‟ dan gördüğümüz ıĢıkla(ıĢıkla boyama) yapılan çalıĢmaların, Ģimdilerde en son teknolojilerin kullanılarak, dıĢ mekanda hareketli formlara dönüĢünü izlemek bu nedenle oldukça keyifli bir hal almaktadır.

Resim 6. Saf Enerji ve Nevrotik Man, 1940, Barbara Morgan

25 Mayıs 2014 tarihinde http://en.wikipedia.org/wiki/Light_painting sayfasından eriĢilmiĢtir.

Resim 7. Bitbanger Labs, „timelapse' animasyonu, Duncan McCloud Frazier -Steve McGuigan,

13 Mart 2014 tarihinde http://bigumigu.com/haber/yalnizca-isigi-kullanarak-sokak-sanati-yapmak sayfasından eriĢilmiĢtir.

(40)

18

Yazının ve sözün sanatı olan edebiyat alanı da sanatın tarihsel evriminde payına düĢeni almıĢtır. Sadece kendi rotasında değil artık sanatın diğer alanlarında da kendini göstermiĢtir. Sanatçılar Ģiiri, sözü, yazıyı yani dili kullanarak, sanata yeni bir rol yüklemiĢ, özellikle kavramsal sanatın oyuncusu olan dil sanatın aracı olmuĢtur. Tüm bu geliĢmelere bakıldığında sanatın ana öğesi olarak belli bir düĢüncenin, kavramın peĢinden koĢan, ona ait özellikleri sunmaya çalıĢan, yorumlayan, eleĢtiren problematik bir yapıya sahip olduğu görülebilir. Araçlar ve yöntemler çoğu zaman sadece yoldur.

“Aslında kavramın sanattaki önemi yeni değildir. DüĢüncenin yapıta üstünlüğü inancı Marcel Duchamp‟ta öteden var olan bir görüĢtür.1965‟lerden sonra çok sayıda sanatçı, yapıtın gerçekleĢtirilmesi üzerine değil ama daha çok sanatın kendisi –anlamı, amacı- üzerinde düĢüncelerini yoğunlaĢtırmıĢtır”(Germaner, 1997, s.47).

Performans, Enstalasyon, Body art, Kavramsal Sanat, Yeryüzü sanatı, Webart ve diğerleri teknoloji geliĢimi ile birlikte dijitalleĢen sanat, düĢünme edimini baĢ tacı ederek gücünü kavramsal dünyadan edinmekte, yaratıcılıkta, üretimde sınır tanımamaktadır. Bu sebeple sanatın var olduğu her yerde diğer bilim ve sanat dallarının birlikteliğini, varlığını net bir Ģekilde kabul etmek gerekir. Sanat çalıĢmaları disiplinler arası edinilen bilgi, birikim ve yaklaĢımla zengin bir ürün yelpazesine dönüĢmektedir. Postmodernizmin getirilerinden biri olarak sanatın, zaman zaman öngörülerin ötesine taĢınmasında belki de bu hem her Ģeyi içine alan hem de reddeden postmodern yapısına borçludur. ġahiner, postmodern estetiğin birçok disiplini ve unsuru aynı anda kullanarak yeni bir sentez yarattığına değinerek Ģöyle demiĢtir. “Postmodern estetik, yeni bir sentez yaratırken, disiplinler-arasılık, kültürler-disiplinler-arasılık, seçkin ve sıradanın aynı düzlemde harmanlanması ya da estetik ve estetik olmayanın biraradalığıyla yeni bir görme ve algılama stratejisi geliĢtirmektedir” ( 2002, s.1).

Türkiye ye baktığımızda da hiç azımsanmayacak oranda sanatın bu yeni örnekleri ile karĢılaĢırız. GeçmiĢte boya ve heykel den bağımsız farklı ya da iç içe geçmiĢ örneklerini görmemiz Avrupa sanatı paralelinde geliĢmiĢ olmasa da bu açık hızla kapatılmıĢ, diğer ülkelerde olan geliĢmeler ve değiĢimler takip edilerek ülkemizde de hızla denenmeye baĢlanmıĢtır. Cumhuriyet sonrasında hareketlenen sanat ortamında sanatçıların yurt dıĢı ile bağları kuvvetlenmeye baĢlamıĢ ve paralelinde sanat ve sanatçılar yenilenme çabası içinde olmuĢtur. Sanatçıların kiĢisel insiyatifleri ve devlet tarafından sağlanan destekler yardımıyla değiĢime uğrayan sanat batı düĢünce biçimlerinden etkilenmeye baĢlamıĢtır. Bir

Şekil

Tablo 1. AraĢtırma da kullanılan öğe birliktelikleri
ġekil 4. Sesin TitreĢim GeniĢliği
ġekil 7. Notaların VuruĢ Değerlerinin Dizek Üzerinde Gösterilmesi
ġekil 8. Uyumlu Aralıklar (Cangal, 1999, s.64).
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

After the clinical examination of a warm and fluctuant mass, as big as an orange, in front of the right regio carpalis of a half- blood Belgian horse, chronic fibrous

Tablo 33: Eğitim Bölgesi Değişkenine Göre Tüm Maddelerin Geneline İlişkin Varyans Analizi Sonuçları Levene Testi Varyansın Kaynağı Sd Kareler Toplamı Kareler

zamanda” olumlu cümle içinde özne görevinde kullanıldığında yüklem “özne-yüklem uyumu” kuralı gereği “-s” takısı alır. Fakat cümlenin öznesi “I, we,

6 mm olarak belirlenmiş olan diş boyu bizim çalışmamızda 4-6 mm olarak tespit edilmiş olup, Florada belirtilmemiş olan diş sayısının bizim çalışmamızda

Mayıs, Eylül ve 2011 yılı Şubat aylarında uygulanmıştır. Đki boyutlu elektrik ut ısıtılması amacı ile aktif olarak kullanılan Balçova jeotermal alanında

Okuma yazma öğretim aşamasının devamında, madencilikle ilgili kelimelerin yer aldığı ve görsellerle desteklenmiş basit paragraflar şeklinde, okuma öğretimine devam

Kaç lira para üstü

incelendiğinde araĢtırmaya katılan deney ve kontrol gurubu son test değerlerinin karĢılaĢtırılmasında, vücut ağırlığı, vücut kütle indeksi, yağ%, ıĢık