• Sonuç bulunamadı

kızı babasının yanında bırakıp onları hastaneye getiren adama teşekkür edip hastaneden ayrıldı. Eve geldiğinde ise bütün gece gözlerine uyku girmedi.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "kızı babasının yanında bırakıp onları hastaneye getiren adama teşekkür edip hastaneden ayrıldı. Eve geldiğinde ise bütün gece gözlerine uyku girmedi."

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ZEHİRLİ DUYGULAR

Karanlık çökmüştü sessizlik sokaklara hükmediyordu. Yolda yürürken sanki duvar taşları da uyuyordu. Gün doğarken onlar da uyanacakmış gibi duruyorlardı. Sokak taşları sokak lambalarının loş ışığında çok hoş görünüyordu. Sokakta yürüyünce kendisini huzurlu ve de özgür hissediyordu. Daldığı güzel duygulardan imdat sesiyle irkildi. Ayberk daldığı duygunun etkisinden kurtulmak istemeyerek sersem halde sesin geldiği yöne baktı.

-Yardım edin diye bağırıyordu. Ayberk sesin geldiği yöne yaklaştı yaklaştıkça ses daha da artıyor. Ayberk’i daldığı güzel ve derin duygulardan beynini yırtarak uyandıran sese doğru ilerledi. Yardım isteyen kızın yanına geldi.. Kız Ayberk’i görünce o kadar çok sevindi ki Ayberk’in kolundan tutup eve götürdü. Eve girdiklerinde yerde yatan adamı gördü. Adamın yerde yattığını görünce korktu. Kızın feryatlarını görünce sakin olmaya çalıştı. Titreyen sesiyle:

-Ne oldu? Kız ağlayarak:

-Aniden yere yığılıp kaldı.

Ayberk dışarıdan gelen sese kulak kabarttı bu ses araba sesiydi kendisini sokağa attı. Oradan geçiyordu. Ayberk telaşla arabayı durdurdu. Arabayı kullanan Ayberk’e şaşkınlıkla bakarak.

-Ne oldu hemşerim?

-Beyefendi acil hasta var. Hastaneye götürmemiz gerekiyor arabanızla götürür müsünüz?

-Tabi götürürüm fakat buraların yabancısıyım. Ayberk:

-Ben size yolu tarif ederim. Hastayı arabaya taşımam için yardım eder misiniz?

Adam arabadan inip Ayberk’i takip etti. Kız yerde yatan babasının başucunda ağlıyordu.

Yerde yatan adamı alıp arabaya götürdüler. Kız hasta olan adamın yanına oturdu birlikte hastaneye gittiler. Ayberk arabadan inip hastanedeki doktorları çağırdı. Doktorlar adama müdahale ettiler. Müdahale ederken dışarıda beklemelerini söylediler. Ayberk şoför ve de kız dışarıda beklemeye koyuldular. Ayberk karanlıkta tam göremediği kızı hastane koridorlarında daha iyi görme fırsatı buldu. Omzuna dökülen siyah saçları ince beli düzgün fiziği beyaz teniyle kız Ayberk’in aklını başından almaya yetti. Hele o güzel gözleri <bu gözlere ağlamak yakışmaz> diye düşündü. Bu kadar güzel kızın ağladığını görmek Ayberk’i daha da fazla üzdü. Galiba bu kıza aşık oluyordu. Ayakları onu kıza doğru götürdü.

-Afedersiniz içerideki sizin neyiniz?

Kız hıçkıra hıçkıra ağlayarak:

-Babam

-Fazla üzülmeyin umuyorum ki babanız yakında iyileşir.

Kızın masum haline güzelliğine bakmak Ayberk’e huzur veriyordu. Doktor odadan çıktı. Kız koşarak doktorun yanına geldi.

-Babamın durumu nasıl?

Sakin olun durumu iyi tam zamanında getirdiniz. Kalbindeki bir damarı tıkalı daha sonra anjiyo yaparak açacağız.

-Doktor bey babamı görebilir miyim?

-Görebilirsiniz.

Kız yanaklarından süzülen gözyaşlarını elleriyle sildi. Babasını görmek için içeriye girdi.

Ayberk’te kızı takip edip içeriye girdi. Adam yatakta gözlerini açmadan uyuyordu. Ayberk B

(2)

kızı babasının yanında bırakıp onları hastaneye getiren adama teşekkür edip hastaneden ayrıldı. Eve geldiğinde ise bütün gece gözlerine uyku girmedi. Siyah saçlı kızı düşündü, güzelliği gözlerinin önünden bir an olsun gitmiyordu. Ayberk o güzel kızı tekrar görecek miyim endişesi içindeydi, Yatakta bir sağa bir sola dönüp duruyordu. Bir süre düşündü sonra sabah olunca babasını merak etme bahanesiyle <hastaneye gittiğimde kızı görebilirim> diye düşündü. Bu düşünce Ayberk’i birazda olsa rahatlatmıştı. Bir saat kadar uyuyup hemen uyandı. Aceleyle hazırlanıp evin dış kapısından çıkarken arkadaşı Serhat’la karşılaştı. Serhat Ayberk’e şaşkınlıkla baktı.

-Ayberk bu saatte nereye gidiyorsun?

Ayberk panikleyerek : -Hiç dolaşacağım Serhat:

-Birlikte dolaşalım olmaz mı?

-Yok yok olmaz benim başka yerde de işim vardı.

Sen git mahalle kahvesinde buluşuruz.

Serhat şaşkınlıkla:

-Tamam olur .

Deyip farklı yöne gittiler. Ayberk yolda ‘Serhat’a her şeyi anlatsaydı bir kız için hastaneye gidiyorum desem mahallenin kızlarına asılıyor diye dedikodu yayılacak korkusuyla susmayı tercih etti. Ayberk dün gecenin büyüsünün etkisiyle hastaneye gitti. Odaya girdiğinde beğendiği kızın babasının başucunda oturduğunu gördü. Heyecandan kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Yavaşça yanlarına yaklaşarak:

-Geçmiş olsun, gelirken börekçiden börek aldım.

Kız Ayberk’e baktı poşetteki börekleri Ayberk’in elinden aldı.

Adam hasta yatağından Ayberk’i izliyordu.

-Hoş geldin yavrum sen kimsin?

Kızı atıldı:

-Babacığım seni hastaneye getirmemize yardım eden sana bahsetmiştim. Ayberk kızı

dinliyordu konuşurken sakin ses tonu ruhunu aydınlatıyordu. Karşısında bir şey söyleyemez oldu. Sadece kendisi kadar güzel ve çekici olan kızın sesini duymak istiyordu. Doktor odaya girdi.

-Geçmiş olsun Remzi bey. Bugün kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

-İyyim doktor artık çıkmak istiyorum.

-Çıkamazsınız izin veremem birkaç gün daha burada kalmalısınız.

Birkaç gün hastanede kalan adamın düzenli ziyaretçilerinden birisi Ayberk’ti her gelişinde ilk görüşte aşık olduğu kızı görüyordu. Sabah erken saatlerde Ayberk yine hastaneye koştu. Yine baba kız baş başaydılar. Elindeki kahvaltıyı masanın üzerine bıraktı. Doktor yanında hemşire ile içeriye girdi.

-Bugün sizi taburcu ediyorum. Evinize gidebilirsiniz.

Doktorun sözleri karşısında Ayberk’in yüzü asıldı.

Adam eve çıkıp giderse beğendiği kızla görüşme imkanı da ortadan kaybolacaktı. Bir süre sustu. Ne yapacağını düşünüyordu. Ziyaret saati bitince mecburen hastaneden ayrılmak zorunda kaldı. Günler günleri kovalarken Ayberk artık kızın evinin önünden ayrılmaz oldu.

Bir şekilde bahaneler uydurup sevdiği kızın evinin önünden geçip duruyordu. Kızsa her dışarı çıkışında Ayberk’i evlerinin önünde neden bu kadar sıklıkla gördüğüne anlam veremiyordu.

Daha sonraları Ayberk’in kendisiyle göz göze geldiğinde çekingen bakışlarından etkilenip Ayberk’ten hoşlanmaya başladı. Ve de Ayberk’in de kendisinden hoşlandığından

şüpheleniyordu. Yine bir akşamüzeri Ayberk kızın evinin önünden geçerken kızsa çöp dökmek için çöp kutusunun yanına geldi. Ayberk’in yanına yaklaştığını fark etmedi. Ayberk sessizce yanına yaklaşıp omzuna dokundu. Kız ise omzuna dokunulduğunda korkarak irkildi.

Arkasını dönüp Ayberk’i görünce rahatladı yüzü güldü.

(3)

-Şey kusura bakma fakat ismini öğrenebilir miyim?

-Tabi Cansu.

-İsminde kendin gibi güzel. Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum.

Cansu Ayberk’in sözleri karşısında heyecandan titredi. Cansu utanıp eve doğru koşup evin kapısını kapattı. Cansu Ayberk’in yanından koşarak ayrıldığı için Ayberk kendisini kötü hissetti Cansu’nun kendisini sevmediğini düşündü üzülerek evine gidip odasına kapandı.

Cansu ise duygularının karşılığı olduğunu öğrendiği için mutluydu. Ayberk Cansu’nun kendisini sevmediğini düşündüğü için birkaç gün Cansu’ nun evinin önüne uğramadı. Cansu pencereden dışarıya her baktığında hoşlandığı adamı göremiyordu, göremediği için

üzülüyordu. Birkaç gün sonra Ayberk dayanamayıp Cansu’nun evinin önünde yeniden dolaşmaya başladı. Cansu Ayberk’i görünce çok mutlu oldu, koşarak aşağıya inip Ayberk’in yanına geldi. Fısıltıyla

-Nerelerdesin neden görünmüyorsun?

Ayberk mahçup yüz ifadesiyle:

-Ama geçen gün seni seviyorum deyince hemen kaçtın Eve kaçınca benden hoşlanmadığını düşündüm.

Cansu utanarak

-Hayır öyle düşünmedim.

-Ya ne düşündün?

Cansu’nun yanakları kızardı.

-Senin sözlerinden dolayı utanıp kaçtım.

Ayberk tebessüm ederek. Cansu’nun yüzünü iki elinin arasına alıp yere bakan yüzünü yukarıya kaldırdı. Gözlerine bakmasını sağladı. Ayberk Cansu’nun gözlerine bakınca içine büyük bir huzurun dolduğunu fark etti. Cansu’da aynı duyguları ilk o an Ayberk’in gözlerine bakarken hissetti.

-Cansu seni seviyorum seni ilk gördüğüm gün sana aşık oldum.

Benim sana hissettiğimi sende bana hissediyor musun?

Cansu gülümseyerek:

-Evet bende sana aynı duyguları hissediyorum.

Ayberk’in beklediği cümlelerdi bunlar. Heyecanı bir kat daha arttı. Mutluluğu o kadar büyüktü ki Cansu’yu yanağından öpmek isterken uzaktan yürüyerek gelenlerin ayak seslerini duydu. Cansu sesleri duyar duymaz hemen eve koştu. Gelenler Cansu’nun erkek kardeşi ile amcasının oğlu idi. Ayberk’i evin önünde gördüler, hızlı adımlarla yaklaştılar. Ayberk bunları görünce evin önünden uzaklaşmak istedi. Fakat iki kişi daha hızlı yürüyerek Ayberk’e ulaşmayı başardılar. Cansu’nun kardeşi Ayberk’in omzuna elini koydu.

-Kimsin sen? Neden buralarda geziniyorsun?

Ayberk sakin olmaya çalıştı.

-Akşam olmak üzere havanın güzel olduğunu görünce gidip dışarıda dolaşayım dedim.

Dolaşırken ayaklarım beni buralara getirmiş.

Ayberk’in sözleri karşısında iki amca çocukları sustular. Cansu’nun kardeşi Orhan -Kusura bakma kardeş düşüncesizlik edip sana böyle tuhaf sorular sorduk.

-Önemli değil Orhan.

-Sen yoluna git kardeş.

Orhan evine gitmek için ara sokağa saptı.

Cansu kardeşi Orhan ve amcası oğlunun Ayberk’le konuştuğunu evin penceresinden perdenin arkasına saklanarak izledi. Kardeşiyle amcası oğlunun eve doğru yürüdüğünü görünce de hemen perdeyi kapattı. Fakat Cansu’dan duyduğu sevgi cümlelerini düşündüğünde bütün sıkıntısı geçti. Cansu ile Ayberk’in aralarındaki yakınlık her geçen gün biraz daha ilerliyordu.

Artık birbirlerine tutkunca bağlı aşıklar olmuşlardı. Bir gün birbirlerini görmediklerinde çok özlüyorlardı. Ayberk’in gelip gitmeleriyle bütün mahalle bunların aşklarını öğrenmişti.

(4)

Zamanla Cansu ile Ayberk’in aşkları dillere düşünce mahalleliler Cansu’yu görünce dalga geçmeye başladılar. Evli erkekler eşlerini Cansu’yla konuşmaya bırakmıyorlardı. Hatta mahalledeki kızları babaları, ağabeyleri Cansu’yla konuşmaması için sıkıştırıyorlardı. Cansu tamamen yalnız kalmıştı. İlk önce bu duruma anlam vermekte güçlük çekiyordu. Cansu mahalledeki bakkala giderken yol üzerinde gördüğü genç kızların, kadınların kendisine selam vermemesini düşünüp anlamaya çalışıyordu, fakat işin içinden çıkamıyordu. Bu duruma o kadar çok üzülüyordu ki dayanamayıp mahallede çok samimi olduğu Sıla’ya sormaya karar verdi. Sıla evlerinin önünden geçerken Cansu koşarak Sıla’yı kolundan tutup durdurdu.

-Sıla seninle konuşmalıyım.

-Seninle konuşacak bir şeyim yok.

-Neden böylesiniz bana neden böyle davranıyorsunuz?

-Sen nedenini çok iyi biliyorsun.

-Bütün mahalleli bana düşman olmuş kimse benimle eskisi gibi konuşmuyor.

-Cansu beni rahat bırakır mısın? İşim var.

-Sıla kolunu Cansu’nun parmaklarının arasından kurtarıp hızla uzaklaştı. Yine bir akşam Ayberk Cansu’nun evinin önünden geçerken yine aynı saatte Cansu aşağıya indi. Ayberk’e olanları anlatmaya karar verdi. Kimselerin görmeyeceği yere bahçelerindeki kulübenin arkasına gittiler.

-Cansum bitanem güzel gözlüm maralım bugün çok tedirginsin Neden?

-Canım tedirginlikten ziyade üzgünüm mahalledeki arkadaşlarım ve mahalledeki kadınlar benimle konuşmuyorlar. Sebebi ne olabilir soruyorum fakat söylemiyorlar.

Ayberk bir süre düşündü. Sonra

-Acaba bizim ilişkimizi öğrenmişler midir?

-Bak bu aklıma hiç gelmedi.

Cansu ağlamaya başladı.

-Mahalleli duyduysa babam, kardeşim yakında onlarda duyarlar.

-Eyvah!

Kendilerine yaklaşan ayak seslerini duydular. Arkalarını dönüp bakamadan:

-Duyduk Cansu duyduk inananamadık seni takip edip gözümüzle görelim dedik Cansu ile Ayberk başlarını çevirdiklerinde karşılarında Cansu’nun babasıyla kardeşini gördüler. Cansu panikledi. Ayberk’te şaşkınlık geçirdi.

Cansu’nun babası:

-Ahlaksız adam beni hastaneye götürmek için kızıma göz koymak için bize yaklaşmışsın.

Hayır düşündüğünüz gibi değil.

Cansu’nun kardeşi Ayberk’e yumruk attı. Yumrukla yere düşen Ayberk kendisini toparlayıp yerden kalktı.

-Bakın ben kardeşinizle evlenmek istiyorum.

Cansu’nun babası:

-Yıkıl karşımdan benim sana verecek kızım yok.

Cansu’yu eve götürüp dövdüler. Birkaç gün dışarıya çıkarmadılar. Ayberk Cansu’yu göremiyor ona ulaşamıyordu.

Sonunda bir yolunu bulup mahalledeki çocukla Cansu’ya mektup gönderdi. Mektupta kaçalım diyordu. Cansu evde gördüğü baskılar ve de işlerin bu aşamaya gelmesini düşünerek

Ayberk’le kaçmaya karar verdi. Cansu mektuba cevap yazıp gece geç saatte kendisini gelip almasını istedi. Ayberk mektubu okuyunca çok sevindi. Cansu’nun verdiği saatte hazırlandı.

Cansu’yu da alıp şehre zengin olan dayısının yanına kaçtılar. Babasıyla kardeşi Ayberk’le kaçtığını tahmin edip gece yarısı evini bastılar. Ayberk’in kardeşleri annesi olaydan habersiz oldukları için ne yapacaklarını şaşırdılar. Cansu’nun kardeşi eve girince

-Nerdeler kardeşimle Ayberk neredeler?

(5)

Ayberk’in annesi oturduğu yerden kalkarak

- Oğlum evde yok kardeşin kim bize mi gelecekti?

Rol yapma yine bir yerlere saklamışsındır.

-Yok oğlum nereye saklayacağım akşamdan çıktı dolaşıp gelirim dedi. Bir daha da gelmedi.

-Yalan söylüyorsun.

Ayberk’in erkek kardeşleri oturduğu yerden kalktılar. İlk önce Tarık cevap verdi.

-Suat neden yalan söyleyeyim -Suat hışımla

-Yalancısınız da ondan

Osman dayanamayıp Suat’ın yüzünün ortasına yumruğu attı. Yumruğu yiyen Suat yere düştü.

Babası dayanamayıp Tarık’a vurdu. Suat düştüğü yerden kalkıp Tarık’a vurdu. Tarık’ı döverlerken Ayberk’in annesi ile diğer oğlu araya girdiler . Tabiî ki onlarda dayaklardan nasibini aldı Daha sonra Ayşe ağzı yüzü kanlar içerisinde komşusundan yardım istedi.

Komşular gelip kavgayı ayırdılar. Cansu’nun kardeşi ile babasını evlerine göndermeyi başardılar. Daha sonra çok dayak yiyen Osman’ı sağlık ocağına götürdüler. Sağlık ocağında doktorun müdahalesiyle kendisine geldi. Ayşe oğlu kendisine gelince rahatladı. Tarık’ın tedavisi yapıldıktan sonra sabaha doğru eve geldiler. Evlerine daha henüz gelmişlerdiki telefon çaldı. Arayan Ayberk’ti. Ayşe Ayberk’e sesini yükselterek

-Neler yaptın ne işler açtın başımıza?

-Ne oldu anne?

-Cansu’nun babasıyla kardeşi evimize baskın yaptılar. Tarık’ı dövdüler. Sağlık ocağına götürdük yeni geldik oğlum eve, beni de dövdüler Cansu’yu kaçırdığını söylediler doğrumu?

Ayberk kekeleyerek:

-Evet anne doğru kaçırdım.

-Oğlum kardeşine neler yaptığının farkında mısın Tarık’ın halini görmelisin Oğlumu bu hale getirenlerin kızını gelin olarak kabul etmiyorum.

Ayberk annesinin sözlerine üzüldü.

-Anne lütfen yapma.

Annesiyle bir süre telefonda tartıştılar. Tarık başı ağrımasına rağmen yattığı yerden kalkıp telefonu annesinin elinden aldı.

-Kısılan sesiyle konuşmak için kendisini zorluyordu.

-Ayberk beni önemseme iyiyim sen bir an önce bu aileyle barışmanın yollarını arayıp gelip düğünü yaparsın.

-İyi olduğuna emin misin?

-Eminim biraz ağrım var. Geçer merak etme kardeşimiz için olsun artık.

-Çok üzgünüm senin durumuna Tarık her şeyi yoluna koymak için uğraşacağım cami imamını arayayım Cansu’nun babasıyla görüşsün bizi afetsinde gelip orada düğünümüzü yapalım.

Deyip telefonu kapattı. Dayısı Ayberk’in konuşmalarını istemeden duydu.

-Ayberk sevgili yeğenim barışma işini halleder halletmez Cansu ile evlen. Evlendikten sonrada buraya yerleş.

Ayberk dayısının teklifi karşısında bir süre şaşırıp durdu.

-Yerleşmek için para veririm. İş kurarsın hele barışıp evlenin de -Annem Tarık gelirler mi?

-Ben ikna ederim gelirler. Sen bir an önce Cansu’nun ailesiyle anlaşmaya çalış.

-Bakarız dayı.

Dayısının sözleri Ayberk’i derin bir düşüncelere sürükledi. Önce alıştığı yerlerden kopmak düşüncesi ona zor geldi. Annesinin gelmeyi kabul etmeyeceğini biliyordu. Ya Tarık o gelirmiydi acaba diğer kardeşi Kadir Evet Cansu’yu hiç düşünmemişti. Cansu şehre yerleşir mi diye düşündü, Kafasındaki sorulardan sıyrılıp <bir an önce imamın numarasını arayıp bulmalıyım> diye düşündü.. Caminin imamının numarasını arayıp buldu. Cansulara gidip

(6)

babasıyla konuşması için ikna etti. İmam Ayberk’in ricası üzerine Cansu’nun babasını

barışması için ikna etmeyi başardı. Bunu öğrenen Ayberk sevinçle Cansu’yu alıp şehrine geri döndü .

Dayısıyla çocukları ve eşi daha sonra düğün için gittiler. Sorunların geçmişte kalması onları mutlu ediyordu. Artık son hazırlıklar yapılıp bitmişti. Düğün günü geldiğinde herkes

Ayberklerin bahçesinde toplandılar. Cansu ile Ayberk birlikte evden çıktılar kendilerine ayrılan gelin damat koltuğuna oturdular. Düğünde hemen herkes hazır bulunuyordu.

Cansu’nun kardeşi ile Ayberk’in halasının kızı düğünde hazır buldular. Tabiî ki Ayberk’le Cansu’nun düğünleri yeni aşkların başlamasına sebep olacaktı. Kır düğünü düşman

çatlatacak şekilde şaşalı oldu. Cansu’nun babası Cansu’yu afetti. Kızının düğününde gönlünce eğlendi.

Cansu’nun kardeşi Osman düğün boyunca Ayberk’in halasının kızıyla bakıştılar.. Gece boyunca kimselere belli ettirmeden göz ucuyla birbirlerini izlediler.

Fakat bunların bakıştıklarını düğün boyunca sadece anlayan Cansu olmuştu. Cansu yeni aşkın başladığını görüyordu.

Düğünden sonra Ayberk’in halasının kızı Kader ile Cansu’nun kardeşi Osman bir bahane bulup Cansu’ların evine gidip geliyorlardı. Gidip gelirken de Osman’la Kader birbirlerini görme fırsatı bulabiliyorlardı. Birbirlerini gördükçe aşkları alevleniyordu Cansu olayı anlamasına rağmen Kader’le Osman Cansu’ya hiçbir şey anlatmıyorlardı. Cansu’da bir şey sormuyordu. Bu durum böyle sürüp gitti. Taki Ayberk’in zengin olan dayısının yanına taşınmaya karar verene kadar Ayberk herkes evde otururlarken mutlu yüz ifadesiyle içeriye girdi.

-Size çok güzel haberim var.

Cansu gülümseyerek ayağa kalktı.

-Güzel haberin nedir?

-Dayımın yanına büyük şehre gidiyoruz. Yeni iş kuruyorum.

Bu habere Osman’la Kader’in dışında odada bulunan herkes sevindi. Ayberk’in Kardeşi Aykut Ayberk’ten daha fazla mutlu oldu. Kendi kendisine <bu küçük şehirden kurtulup daha büyük şehirde daha fazla para kazanarak çok iyi yaşayabilirim> diye düşündü. Bu düşünce Aykut’un içinin kıpır kıpır olmasına yetip artıyordu bile daha fazla para daha fazla güç demekti. Ayberk’in annesi ekonomik açıdan iyi olacaklarına seviniyor diğer taraftan da burada çocukluğunu gelinlik ve de eşinden kalan hatıraları bırakacağı için üzülüyordu.

-Oğlum gitmemiz iyide uzaklara gitmek benim için oldukça zor olacak.

Annesinin isteksiz olduğunu anlayan Ayberk’in morali bozuldu.

-Neden anne?

Annesinin kalbi sızlayarak.

-Hatıralarım var oğlum buralar bu ev babanın hatıralarıyla dolu.

Ayberk annesinin yanağından öperek:

-Üzülme anneciğim buraları özlediğinde gelirsin birkaç gün kaldıktan sonra tekrar geri dönersin.

Ayberk’in tesellisiyle annesinin yüzü güldü. Osman’la Kader aynı şekilde düşünmüyorlardı.

Osman Kader’e dışarıya çıkmalarını işaret ederek önce Osman daha sonrada Kader dışarıya çıktı. Kader endişeli yüz ifadesiyle:

-Osman bizimkiler büyük şehire taşınırlarsa bizler ne yapacağız nasıl görüşeceğiz? Kader oflayarak:

-Cansu’nun Ayberk’le gizlice buluşup Ayberk’e kaçmasından sonra beni takip ediyorlar.

Dışarıya çıkarken yanımda birileri oluyor. Seninle konuşmak için burası en uygun yer. Osman oflayarak ayağının önünde duran taşa tekme attı.

-Cansu ile Ayberk oraya yerleşince bizde oraya kaçalım.

-Olmaz Osman kaçamam.

(7)

-Ailen bana vermez.

-Daha önce istedin mi beni böyle konuşuyorsun.

Osman Kader’e anlamlı bakarak

-Haklısın isteteceğim seni vermezlerse kaçıracağım.

-Sana hayır demem biliyorsun seni seviyorum kaçarım seninle

Ayberk’le Cansu taşınmak için hazırlıklara başladılar. Ayberk’in annesi bir taraftan hazırlanıyor diğer taraftan da kocasıyla geçirdiği güzel günlerin hatıralarını arkasında

bırakacağı için üzülüyordu. Osman’sa Kader’i istemeyi aklına koyduğu için konuyu babasına açtı. Babası duyunca öfkesinden yüzü kıpkırmızı oldu. Osman babasının yüzünün kırmızı olduğunu görünce babasının vereceği cevabın hayır olacağını anladı. Kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Kalp ritmi o kadar hızlandı ki sanki denizden dışarıya çıkacak balık gibi kalbi yerinden dışarıya fırlayacak gibi çarpıyordu. Aslan bey ayağa kalktı, yumruğunu sıktı önünde duran masaya yumruk vurdu.

-Olmaz kesinlikle olmaz o aileden bize gelin gelemez. Bu saçmalığa izin veremem. Cansu’ya halen kızgınım Ayberk’le evlendiği için ikinci şoku yaşayamam. Osman:

-Ama baba Cansu halinden memnun görünüyor. Ayberk’le birbirlerini seviyorlar. Kader’le de ben birbirimizi seviyoruz. Aslan bey Osman’ın yüzüne bakarak köpürdü.

-Ne yani ben istemediğim halde yine onunla evlenmek mi istiyorsun?

Osman beklemediği tepkiyi görünce korkudan bütün vücudu titriyordu. Cesaretini toplayıp babasına kafa tutmak istedi, fakat vazgeçti.

Aslan bey oğlunun fikrini değiştirmesini bekliyordu. Fakat Osman babasının beklentisini tam tersini yapıp kapıyı hızlıca çarpıp Kader’in evinin önüne gitti. Kader’in dışarıya çıkmasını bekledi. Beklemesine rağmen Kader dışarıya adımını atmıyordu. Elindeki telefonu alıp Kader’in evinin numarasını çevirdi. Telefon çaldı Telefona Kader cevap verdi. Osman sinirli ses tonuyla:

-Çabuk dışarı çık.

-Ne oldu ya?

-Çık dedim.

Kader telefonu kapatıp dışarıya çıktı. Dışarı karanlık olmasına rağmen Kader Osman’ı fenerle bulabildi. Osman aynı öfkeyle

-Kader gidiyoruz.

-Kader şaşkınlıkla -Nereye gidiyoruz?

-Kaçıyoruz seni kaçıracağım.

Kader’in korkudan kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı. Başı döndü olduğu yere oturdu.

Osman hiddetlenerek:

-Ne oluyor sana neden oturdun? Ne o beni sevmiyor musun? Benimle kaçarak Kader bana güvenmiyor musun?

Kendisini toparlayıp oturduğu yerden ayağa kalktı.

-Sana güveniyorum fakat kaçmaya cesaretim yok.

Osman öfkeli ses tonunu değiştirip biraz daha yumuşak ses tonuyla:

-Başka çaremiz kalmadı.

-Neden, sen daha beni ailemden istemendi durup dururken başka çaremiz nasıl oluyor?

Osman eliyle siyah saçlarını karıştırdı.

Seni kaçırmaya geldim.

Kader bir süre düşündü. Üzerinde kısa kol badisi ve oldukça eskimiş mavi kot pantolonu ayaklarında ise yırtık terlikleri vardı. Osman Kader’i alıp arkadaşı Fuat’ın evine götürdü. Evin önüne geldiklerinde Fuat’sa bahçeden içeriye giriyordu. Fuat Kader’le Osman’ı karşısında görünce çok şaşırdı. Pantolonun cebinde olan ellerini cebinden çıkardı. İkisine yaklaştı.

-Hoş geldin Osman Kader sen iyi ki buradasınız?

(8)

Osman arkadaşının omzuna elini koyarak Kader’i babam istemediği için kaçırdım.

-Aferin iyi yaptın Aslan amcayla başımızı belaya soktun.

-Ne belası Fuat bu akşam sizde kalabilir miyiz?

-Fuat tereddüt ederek:

-Buyurun annemle kız kardeşim evdeler.

Birlikte Fuatlara gittiler. Fuat’ın annesi Osman’la Kader’i görünce şaşırdılar. Fuat’ın annesi -Osman oğlum bu saatte hayırdır.

Hemen söze Fuat karıştı.

-Anne Osman Kader’i kaçırdı. Evleninceye kadar buradalar.

Fuat’ın annesi Nevriye yüzünü ekşiterek:

-Buyurun oğlum kızım içerideki odada oturun.

Onlar odaya geçip oturunca Nevriye onlar fark etmeden Fuat’ı yanına çağırdı. Fısıltıyla -Oğlum ne yapmaya çalışıyorsun? Ayberk’in Cansu’yu kaçırdığı olayı ne çabuk unuttun başımıza bela olacaklar. Fuat iç çekerek annesine de hak verir bakışlarıyla

-Anneciğim yaşadıkları olayları bende unutmadım fakat biliyorsun Osman benim en samimi arkadaşım evden kovamam sana haksızsın demiyorum.

Osman Fuat’ın annesiyle fısıltılı konuşmalarından şüphelenmişti.

Fakat çaresizlik içinde bu akşam Fuat’ın evinde kalmak zorunda olduğunu biliyordu. Fuat’la annesinin içerideki odadaki fısıltılı konuşmalarına kulak kabartmasına rağmen hiçbir şey duymuyordu. Konuşmaları uzadıkça Osman’ın sıkıntısı artmaya başladı. Kader Osman’daki huzursuzluğu fark edince Osman’a ne oldu der gibi kaş göz işareti yapınca Osman aldığı cevapla sessiz durdu. Osman sessiz duruyor. Diğer taraftan da evde istenmediğini anladığı için zor dakikalar yaşıyordu. Fuat’la annesi uzun konuşmalarından sonra nihayet içeriye geldiler. Nevriye :

-Aç mısınız çocuklar?

Kader korkudan açlığı düşünemiyordu. Osman’sa yarından sonra neler yapacağını düşündüğü için yemek yemeyi düşünemiyordu. Kader:

-Aç değilim Osman

-Zahmet etme Nevriye anne aç değilim.

Olmaz yavrum sofrayı kuruyorum.

Nevriye sofrayı hazırlarken Osman Kader’e fısıltıyla:

-Nevriye teyzem yaşlı olduğu halde hizmet ediyor asıl gelinlerin bu işleri yapması gerekiyor.

Kader sevdiği erkeği memnun etmek için oturduğu yerden kalkıp sofranın hazırlamasına yardım etti. Sofra hazırlanıp bitince Osman,Fuat oturdukları yerden kalkıp sandalyelere oturup yemeklerini yemeye başladılar. Yemeklerini sessizce yediler. Nevriye dayanamayıp sordu.

-Oğlum baban Aslan bey bu durumu bilince ne yapacak?

-Umurumda değil ne yaparsa yapsın.

Nevriye hanım aldığı cevaptan ürkerek oğluna baktı. Osman yemekten sonra Ayberk’i arayıp onlarla beraber Ayberk’in dayısının yanına gitmek aklına geldi. Yemek yerken aklına gelen fikri yemekten sonra uygulamak için yemeğin bitmesini bekledi. Sohbete dalmışlardıki kapı hızlı hızlı çalmaya başladı. Korktukları için oturdukları yerden hızla kalktılar. Fuat hızlı adımlarla gidip kapıyı Aslan beyin geldiğini düşünerek açtığında karşısında komşusunun çocuğu Ümit’i gördü. Fuat :

-Oo senmiydin Ümit hayat işte endişelendiğin zamanlarda güzel yüzünü gösterebiliyor biz insanlara buyur ne istiyorsun?

On bir yaşlarında olan siyah saçlı kahverengi gözlü çocuk.

-Fuat abi annem Nevriye teyzeden salça iste evde salça bitmiş dedi o nedenle size geldim.

(9)

-Ümit burada dur sana mutfaktan salça getireyim. Ümit tamam der şekilde başını salladı. Ümit içeriden gelen sese kulak kabarttı. Dayanamayıp ayakkabısını çıkarıp içeriye girdi. Osman’la Kader’i gördü. Ümit hemen tanıdı. Kader’e:

-Aaa Kader abla bu saatte senin burada ne işin var Osman abi ya sen Osman tedirgin olarak.

-Sen ne çok soru soruyorsun .

Fuat mutfaktan gelip elindeki salçayı Ümide uzattı. Ümit salçayı alıp evine gitmek için yola koyuldu. Yolda Osman’ın babası Aslan beyi gördü. Kendi kendisine ”galiba Aslan amcada Osman abinin yanına gidiyor söyleyeyim fazla aramasın’’ Ümit Aslan beyin yanına geldi.

-Aslan amca Aslan amca Aslan bey sinirli yüz ifadesi ile -Ne var?

-Osman abiyimi arıyorsun?

Kaşlarını çatarak

-Evet sen nerden biliyorsun?

Ümidin kolundan tutup sallayarak -Yoksa gördün mü?

Aslan’ın ümidin kolunu sıkıp sallamasından korktuğu için bir süre sustu.

-Susma oğlum Osman’ı gördün mü?

Ümit Aslan’ın bir anlık boşluğundan yararlanıp Aslan’ın elinden kurtulup koşmaya başladı.

Aslan Ümit’in bir şeyler bildiğini düşündüğü için Ümit’in arkasından koştu. Ümit evin bahçesine girmeden yakaladı.

-Konuş seni dinliyorum.

Ümit korkudan titreyerek:

-Osman abi ile Kader ablayı Nevriye teyzelerde gördüm.

Aslan bey duydukları karşısında öfkeden köpürdü. Osman’ın yanında Osman’ın istediği kızın Kader’in de orada olduğunu duyması Aslan beyi çileden çıkarmıştı. Aslan köpürerek

Nevriye’nin evine gitti. Kapıyı tüm öfkesiyle hızlı hızlı çaldı. Kapı hızlı hızlı çalınca Fuat -Yine Ümittir. Kesin annesi başka bir şey için göndermiştir.

Fuat tebessüm ederek kapıyı açtı. Aslan bey karşısında kaşları çatık yüzü asık halde duruyordu. Fuat Aslan beyi karşısında görünce korkudan kalbi hızlı hızlı çarpmaya başladı.

Nevriye hanım içeride -Oğlum kim geldi?

Fuat kekeleyerek -Aslan amca geldi.

Osman’la Kader oturdukları yerden kalktılar. Osman Aslan’ın onları bulmasını

istemediğinden dışarıya çıkmak için pencereyi açtı önce Kader pencereden dışarıya çıktı.

Daha sonra Osman çıktı. Onları yolcu eden Nevriye pencereyi kapatıp yerine oturdu. Fuat’sa kapıda duran Aslan’a

-Aslan amca buyurun bu saatte hayırdır.

Aslan hışımla

-Sen neden geldiğimi daha iyi biliyorsun.Osman’la Kader’i arıyorum. Sizde olduğunu öğrendim.

Fuat Aslan beyi içeriye davet etmeden Aslan ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi. Koltukta oturan Nevriye :

-Osman’la Kader neredeler?

Nevriye gayet sakin ses tonuyla

-Aslan bey yanlışınız var. Osman’la Kader buraya hiç gelmediler. Ne oldu olayı tam anlayamadım. Aslan Nevriye’ye inanmadığı için odaları teker teker aradı fakat Osman’la Kader’i bulamadı. Fuat Osman’la Kader’in evde olmamasına çok şaşırdı. Fakat bir şeyde söyleyemiyordu. Aslan çocukları bulamayınca Nevriye’nin yanına geldi.

(10)

-Komşusunun çocuğu Ümit Osman’la Kader’in burada olduklarını söyledi.

Nevriye yine sakin ve kendine güvenen ses tonuyla

-Aslan bey beyninizdeki acılardan kurtulmak için mantığınıza ulaşmalısınız.

Aslan öfkeli halde başını iki yana sallayarak bütün hışmıyla evden çıktı. Nevriye hanım Aslan beyin evden uzaklaştığını arkasından izleyerek görüp emin olduktan sonra pencereyi açıp Osman’la Kader’i tekrar eve geri aldı. Hepsi olayı ucuz atlattıklarına çok sevindiler.

Osman yemek öncesinde planladığı gibi Ayberk’le Cansu’yu aradı olanları onlara anlattı ve de yardım istedi. Ayberk aynı durumu yaşadığı için Osman’ı evine davet etti. Osman’la Kader geceyi Fuat’larda geçirip erken saatlerde uyanıp Ayberk’lere gittiler. Cansu evin eşyalarını toplamıştı, kırılacak eşyaları kolileyip doldurmuştu. Cansu Kader’le Osman’a hoş geldin deyip ikisini içeriye davet ettiler.

Ayberk içeri odada oturup Osman’la Kader’i bekliyordu. Osman Cansu’ya:

-Ayberk evdemi? Cansu:

-Evde içerideki odada oturuyor üç odalı evin iki odasını geçip en son odasına gitti. Ayberk Osman’ın içeriye girdiğini görünce elindeki çay bardağını sehpanın üzerine bırakıp oturduğu yerden ayağa kalktı. Osman’a sarıldı hoş geldin. Otur konuşalım.

Osman Ayberk’in gösterdiği yere yani yanına oturdu.

-Kader’i kaçırmışsın bana mı özendin?

-Hayır abi babası Kader’le evlenemeyeceğimi söyleyince Kader’i kolundan tutup kaçırdım.

-İyi yapmışsında bundan sonra ne yapacaksın ne yapmayı düşünüyorsun?

Ayberk’e emin bakışlarla bakarak

-Seninle beraber dayının yanına gelmek istiyorum.

Ayberk gülümseyerek -Olur gelmeni çok isterim.

Osman’ın asılan yüzü güldü.

-Baksana sevindim Ayberk

-Önce ailelerinizle barışmalı evlenmelisiniz.

-Haklısın en son babamla kavga edip evden ayrılmıştım. Babamı tanırım benimle barışacağını zannetmiyorum.

-Yine de Aslan amcayla konuşmaya çalışacağım.

Kader Cansu’nun mutluluğunu gözlerinden okuyordu Mutlu olduğunu görünce kıskanıyordu.

İçinden <bende Cansu gibi mutlu olabilecek miyim> diye geçiriyordu.

Ayberk Aslan beyle konuşup Kader’le Osman’ın evlenmesi için ikna etti. Kader’in ailesi bu evliliğe onay verdi.

Kader’le Osman’ın evlenmelerinin ardından hep birlikte Ayberk’in dayısının yanına taşındılar. Ayberk kısa sürede iş hayatına alışıp işinde başarılı oldu. Bir süre sonra şirket kurdu.

Osman’sa Ayberk’in yanında yardımcısı olarak çalışıyordu. Ayberk’le Osman eskiden olduğu gibi iki samimi arkadaştılar. Hemen hemen her akşam Osman’la Kader Ayberklerin

evlerindeydiler. Casnu’nun kıyafetlerinin takılarının olması Kader’i kıskançlıktan

çıldırtıyordu. Yine bir gün Kader’le Osman Ayberklere gittiklerinde Kader eve girdiğinde Cansu’nun evin eşyalarını değiştirdiğini gördü. Oysa kendisinin evinde sadece oturma grubuyla iki halısı vardı. Cansu’nun yeni mobilyalarını değiştirdiği için çok mutlu olduğunu görmek Kader’i çılgına çevirmişti. O akşam sinirden sus pus oturdu. Yemekten sonra

mutfaktan tatlıların servis edilmesi için Cansu’ya yardım etmedi. Biriktirdiği öfkesini evde Osman’a saklamıştı. Evlerine gittiklerinde Kader hiç bir şey söylemeden içeriye geçti.

Kanepenin üzerinde yatağı hazırladı. Osman yatmadan önce televizyon izlemek istediği için televizyonu açtı. Kader Yatağı hazırladıktan sonra kanepeye Osman’ın yanına oturdu. Kader Osman’a:

-Osman Ne zamana kadar böyle yaşamaya devam edeceğiz?

(11)

-Nasıl Kader?

-Fakir, perişan az miktarda maaşa muhtacız üstelik evimizde kira. Cansu hanımsa her gün yeni mobilyalar alıyor evine, havasından geçilmiyor. Bizim halimize bakar mısın?

Osman şaşkın yüz ifadesiyle Kader’e dönerek -Ne olmuş bizim halimize?

Kader oturduğu kanepeyi yırtarcasına aniden tüm hışmıyla Osman’a doğru dönerek -Daha ne olacak durumumuz ortada biz fakiriz Ayberk’le Cansu çok zenginler Ayberk’in yanında çalışmana rağmen Ayberk daha zengin biz daha fakiriz.

Osman daha önce yapmadığını yaptı. Elindeki kumandayı masanın üzerine bıraktı. Oturduğu yerden kalkıp Kader’i kollarıdan tutup ayağa kaldırdı.

-Bana bak beğenmiyorsan çekip gidersin.

Kader duydukları karşısında şok oldu. Ne diyeceğini şaşırdı. Osman Kader’i kollarından ittirerek kanepenin üzerine attı. Cep telefonunu aldı. Kapıya yöneldi. Askıda asılı olan ceketini giyinip kapıyı çarparak çıktı. Kader içeride sinirinden ağladı. Babasının evine geri dönmek istedi fakat bir süre düşündü babası onu kabul etmezdi zaten kaçtığı için ailesinin ona kızgın olduğunu biliyordu. Kader’in sabaha kadar gözüne uyku girmedi.

Osman karısına kızıp evden çıkınca soluğu yasak aşkı olan güzel vücutlu evli ama mutsuz sevgilisi Tuğba’nın yanında aldı, gizlice satın aldığı evde telefonlaşıp buluştular. Osman o geceyi sevgilisi ile birlikte geçirdi.

*****************

Ayberk’le Cansu ise hayatlarının en güzel dönemlerini yaşıyorlardı. Birbirlerine duydukları aşkları bir kat daha artmıştı. Ayberk’te Cansu’yu görmediği zaman çok özlüyordu. Ayberk işlerini iyice yoluna koymuştu. Cansu ile tatile gitmeye karar verdiler.

Ayberk biletleri alıp eve geldi. Cansu kocasını heyecanla kapıda karşıladı Cansu Ayberk’e sarılıp:

-Hoş geldin.

Ayberk’te Cansu’ya sarılarak -Hoş bulduk deyip içeriye girdiler.

Ayberk biletleri masanın üzerine bırakıp elbiselerini değiştirip kendisini daha rahat

hissedeceği kıyafet giymek için yatak odalarına gitti. Cansu ise hazırladığı yemekleri servis yapmak için mutfaktan salonda hazırlamış olduğu masaya getirdi. Cansu kot pantolonu ve üzerine giydiği kırmızı gömleği düzgün vücuduna çok yakıştığından çok güzel görünüyordu Cansu mumları hazırladı. Ayberk üzerini değiştirip ellerini yıkayıp içeriye girince ışıkları kapatıp romantik şarkı açtı. Ayberk şaşkınlıktan olduğu yerde kaldı.

-Cansucuğum neler oluyor?

Beni dansa davet etmeyecek misin ?

Ayberk loş ışıkta üzerindeki siyah pijamalarıyla Cansu’nun yanına gitti. Cansu’ya sarıldı.

Cansu Ayberk kendisine sarılınca ayakları titredi. Sanki Ayberk’e yeniden aşık olduğunu hissetti. Ayberk’le Cansu müziğin ritmine uyarak dans ettiler. Cansu Ayberk’in kollarında dans ederken kendi kendisine <Herhalde benden daha mutlu kadın yoktur> diye düşünüyordu.

Ayberk’se Cansu’yla ilk tanıştığı anı düşündü. Bugünlere gelebilmesini rüya olarak

görüyordu. Sevdiği kadına sarılıp dans etmek Ayberk’i ayrı mutluluğa sürüklüyordu. Dans ettikleri zaman içerisinde dünyada her şeyin silinip yok olduğunu ve sadece kendilerinin olduğunu düşünerek mutluluk içerisinde dans ediyorlardı. Cd de çalan romantik şarkının bitmesiyle kendilerine geldiler. Dansı bırakıp yemek masasına oturdular. Cansu:

-Biraz daha ayakta kalsaydım bayılabilirim.

-Neden canım -Başım döndü.

(12)

-Hasta mısın?

Cansu gülümseyerek -Hayır hamileyim Ayberk’in yüzü güldü.

Neden daha önce söylemedin?

-Şüpheleniyorum canım.

Doktora gider tam emin oluruz.

Cansu başını onaylar şekilde salladı.

O gece bebek sevinciyle yemeklerini yiyip uyudular.

**********************

Kader ağladıktan sonra kanepenin üzerinde uyuyup kalmıştı. Osman sabah olunca eve geri döndü. Geceyi sevgilisinin yanında geçiren Osman Kader’e hissettirmeden cebindeki anahtarı çıkarıp sessizce kapıyı açıp içeriye girdi. Kader’in oturma odasında kanepenin üzerinde üstü açık halde uyuyakaldığını gördü. Biran duraksadı bütün gece böyle uyumuşsa şimdi

üşümüştür, battaniye örteyim diye düşündü. Yine sessizce yatak odasının kapısını açtı. Hiç açılmayan yatağın üzerinde duran bataniye yi Kader’in üzerine örttü. Osman tekrar yatak odasına gidip gardrobun dan çıkardığı siyah takım elbisesini çıkardı. İçine de giyinmek için beyaz gömlek ve takım elbisesine uyan kravat çıkarıp yatağın üzerine bıraktı. Banyoya girip duşunu aldı. Duştan çıkıp elbiselerini giyinip Kader uyanmadan evden sessizce çıktı.

*************

Ayberk’le Cansu ise sabah erken uyandılar. Doktora gideceklerdi. Ayberk Cansu’dan daha heyecanlıydı. Hastaneye yetişmek için telaşla hazırlanıyorlardı. Kapıdan çıkarken çarpıştılar.

Birbirlerine bakıp gülümsediler. Ayberk Cansu’ya sarıldı.

-Sana çarparken umarım bebeğe bir şey olmamıştır.

-Olmaz olmaz.

Kapıyı kilitleyip aşağıya indiler. Şoför aşağıda bekliyordu. Ayberk’le Cansu’yu görünce şoför arabanın kapısını açtı. Ayberk’le Cansu gülen yüzleriyle arabaya bindiler. Şoför arabayı sürdü. Cansu ile Ayberk yol boyunca hiç konuşmadılar. Cansu o kadar mutluydu ki arabanın camından izlediği dışarı ona çok güzel görünüyordu. Her dışarı çıkışında izlediği ağaçlar, insanlar hatta kuşlar bugün daha güzel görünüyorlardı. Aşk Cansu’nun aklını başından almıştı. Hele Ayberk yanında olunca bu duygu onu daha fazla sarıyordu. Hastaneye

geldiklerinde şoförün uyarısıyla kendilerine geldiler. Araba durunca inip Hastaneye girdiler.

Doktorun muayenehanesinin kapısından girdiler. Muayenehanede bir hasta vardı. Doktor hastasını muayene edip gönderdikten sonra Cansu’yu muayene odasına aldı.Uzun bekleyişten sonra doktor Cansu ile Ayberk’i çağırdı. Cansu’yu muayene ettikten sonra beklenen an gelmişti. Doktor ikisine de tebessümle bakarak:

-Gözünüz aydın bebeğiniz olacak Ayberk:

-Kaç aylık olduğunu da öğrenebilir miyiz?

-Tabi ki bir buçuk aylık.

. Cansu ile Ayberk çocuklarının olacağından iyice emin oldular. Bu durum onları daha da mutlu ettiği için doktora teşekkür edip oradan ayrıldılar. Ayberk’i iş yerine bıraktılar. Cansu ise şoförle alışveriş yapmak için şehrin en büyük alışveriş merkezine gitti. Herhangi bir mağazaya girdiler kendisine elbise Ayberk’e de gömlek alıp mağazadan çıktı. Tam kapının önüne gelmişken Kader aklına geldi. <Kader’e hediye alırsam çok mutlu olur> diye

düşünerek elindeki paketleri arabaya bırakıp Kader’le Osman’a hediye almak için mağazaya geri döndü. Kırk beden yeşil renkli elbise aldı. Osman’a da bir tane beyaz gömlek alıp

(13)

mağazadan çıktı. Arabaya bindi eve gitmek için yola çıktılar. Eve geldiklerinde Cansu bir süre oturup dinlendi, dinlenirken Ayberk aradı.

-Nasılsın hayatım?

-iyiyim sen nasılsın?

-Bende bildiğin gibi iş yerindeyim seni merak ettim sesini duymak istedim. Yeni şirket kuruyorum. Fabrika kurmak içinde çalışmalara başlama kararı aldık bugün bak bebek bize şimdiden şans getirdi.

-Bak buna sevindim hayatım heyecanını anlıyorum eve gelince görüşürüz.

Deyip telefonu kapattı. Cansu oturduğu yerden kalkıp mutfağa gitti. Ayberk geleceği için yemek hazırlamaya başladı. Temizlenmiş balığı dolaptan çıkardı. kızartmak için tavanın içinde yağı ocağın üzerine bıraktı. Balıkları tavaya dizdi. Arkasını dönerken karşısında Ayberk’i görünce çok şaşırdı. Ayberk elindeki çantasını yere bıraktı. Cansu’yu içeri odaya götürüp oturmasını istedi. Üzerini değiştirip hemen mutfağa geçti. Cansu yorulmaması için kendisi balıkları kızarttı. Balıklar kızarıncaya kadar salata yaptı.

*************

Osman Kader’den habersiz evden çıkmasına rağmen işe gidince Kader’i aramadı. Kader uyandığında yatak odasına gitti. Her şey yerli yerindeydi. Banyoya gittiğinde ise ortalığın dağınık olduğunu görünce Osman’ın kendisinden habersiz eve gelip gittiğini fark etti. Osman daha önce yapmadığını yapıyordu Habersizce eve girip çıkmıştı. Kader Osman’la arasındaki küslüğü bitirmek için telefona sarıldı. Osman Kader’in aradığını görünce telefonu meşgule alıyordu. Birkaç defa bu durum böyle devam etti. En sonunda Kader sinirlenip Osman’ı aramaktan vazgeçti, akşama kadar evde Osman’ın kendisini aramasını bekledi. Osman aramamakta inat ediyordu. Hava kararmak üzereydi Kader camın kenarında durup dışarıyı izliyordu. Dışarıda oynayan çocukları izlemeye dalmışken masanın üzerinde çalan telefon sesiyle irkildi. Osman’ın aradığını düşündüğü için koşup telefonu eline aldı. Arayan Cansu’ydu onu kıskandığı için araması hoşuna gitmedi. Fakat ona inat mutlu görünmesi gerektiğini düşündüğü için kendisini zorlayarak neşeli ses tonuyla Cansu’ya

-Efendim Cansucuğum

-Merhaba Kaderciğim nasılsın canım?

-Çok iyiyim Cansucuğum.

-Canım yarın akşam size gelmek istiyoruz müsait misin?

-Şeyy olabilir.

-Kaderciğim durumunuzu biliyorum sizi zorlarsa akşam yemeği için siz bize gelin.

-Osman’la konuşayım geliriz. Sende Osman’ı arayıp söylersen iyi olur.

Cansu Kader’le Osman’ın arasında esen soğuk rüzgarlardan şüphelenmeyerek telefonu kapatıp Osman’ı aradı. Kader’e bahsettiklerini Osman’a da anlattı Osman’dan olumlu yanıt alıp telefonu kapattı. Ayberk’se Cansu’nun yanında durmuş Osman’la Kader’in cevaplarının neler olacağını öğrenmeye çalışıyordu. Osman’ın cevabının olumlu olduğunu öğrenince ikisi de mutlu oldular. Pişirdikleri balıkları yiyip akşam dışarıya yürüyüşe çıktılar. İnsanlar dışarıda cıvıl cıvıllar dı. Yeni evliler birbirlerine sarılarak yürüyor diğer taraftan da akşamın tadını çıkarmaya çalışıyorlardı. Yürüyüş yapıp rahatladılar yürüyerek mahallelerine geldiklerinde mahalledekiler balkonlarda oturup Ayberk’le Cansu’nun gelişini izliyorlardı. Neredeyse mutluluklarını bütün mahalleliler kıskanıyordu. Birbirlerine baktıklarında gözlerindeki aşkı herkes fark edebiliyordu. Bekarlar Ayberk’le Cansu’nun aşklarını kıskanıyor onlar gibi aşık olup onlar gibi evlilik yaşamak istiyorlardı. Balkonda oturanlara iyi geceler deyip evlerine girdiler. Ayberk gece yarısına kadar eve getirdiği dosyalar üzerinde çalıştı

*****************

Akşam olmasına rağmen evine uğramayan Osman Kader’i telefonla arayarak Cansu’lara gitmek için hazırlanması gerektiğini söyledi. Kader telefonu kapatıp hazırlığını yapıp Osman’ın kendisini almasını bekledi. Yarım saat geçmişti ki Osman şirketin arabasıyla

(14)

kapının önündeydi. Kader dışarıya çıktı. Arabanın ön koltuğuna binmek isterken Osman Kader’e arkaya oturması için uyardı. Kader bozularak Osman’ın dediği şekilde arka koltukta oturdu. Osman arabayı çalıştırıp yola çıktı. Osman hep susuyordu. Kader dayanamayıp Osman’a

-Osman davranışların ne zamana kadar sürecek ne yapmaya çalışıyorsun? Geceleri eve dahi gelmiyorsun. Biz yeni evliyiz böyle olmamalıyız.

-Osman sert üslupla

-Bundan sonra böyle işine gelirse evin ihtiyacını karşılarım ama artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Son sözüm bu kesin evde onlara iyi ikram yapmayacağını düşündüğüm içinde onlara yemeğe gitmeyi ben istedim. Bize gelmeleri doğru olmazdı. Kavga çıkmaması için susmayı tercih etti. Fakat Osman’dan duyduğu sözlerin kalbini paramparça etmesinin etkisiyle ağlamaklı gözlerle camdan dışarıyı izlemeye başladı. Belli bir zaman sonra Ayberk’lerin evine geldiler. Osman eve yaklaşınca Kader’in gözyaşlarını umursamadan arabadan inip eve doğru yürüdü. Kader arkadan gelerek eve girdi. Ayberk’le Cansu kapıda karşıladı. Salona geçip oturdular. Sohbete dalmışlardı ki kapının zili çaldı. Ayberk

-Yeni ortağım Mehmet bey ve eşini davet etmiştim, Onlar olmalı sizlerde tanışmış olursunuz.

Cansu kapıyı açıp misafirleri salona aldı. Ayberk ayağa kalkıp misafirlere hoş geldin dedi.

Osman’la Mehmet beyi tanıştırdı. Daha sonra arkadan gelen Mehmet beyin eşi Tuğba hanımla tanıştırdı. Tuğba ile Osman birbirlerini görünce çok şaşırdılar. Hiç konuşmadan tokalaştılar.

Kader de Mehmet beyle eşine hoş geldiniz deyip hep birlikte oturdular. Bir süre sohbet ettikten sonra yemeye geçtiler. Yemek servisini o gece için tuttukları aşçı yapıyordu.

Yemekten sonra Ayberk’le Mehmet Ayberk’in çalışma odasına iş ortaklığını konuşmak için geçtiler. Kaderse Cansu’ya yardım etmek için mutfağa gitti. Tuğbayla Osman baş başa kaldılar. Osman fısıltıyla

-Beni tanıdığını sakın belli ettirme.

-Bak Osman sende bir şey belli ettirme eşimin anlamasını istemiyorum.

Biz ilişkimizi bu aşamadan sonra biraz zorluklar yaşayarak sürdürebileceğimizi düşünüyorum.

Bunlar fısıltıyla konuşurlarken Cansu ile Kader içeriye girdiler. Cansu ile Kader’i gören Osman’la Tuğba fısıltıyı bırakıp birbirlerini tanımaya çalışan yabancılar gibi konuşmaya başladılar. Daha sonra Osman Kader’in yanında oturdu. Karşı kanepede oturan Tuğba’yı izlemeye başladı. Kaderse Osman’dan bakışlarını ayırmıyordu. Osman Kader’in kendisini izlediğini fark edince Tuğba’ya bakmayı bırakıp sehpanın üzerinde duran dergiyi karıştırmayı tercih etti. Osman dergiye bakar gibi yapıyor fakat bayanların konuşmalarını dinliyordu.

Tuğbaya bakmak istemesine rağmen Kader’in tepkisini çekmemek için başını dergiden kaldırmadı. Osman’ın derginin sadece bir sayfasına baktığını fark eden Cansu

-Osman sen neden sustun katılmıyorsun?

-Dergiye takıldım siz sohbetinize devam edin sizi dinliyorum.

Ayberk salona geldi.

- Osman Mehmet beyle çalışma odasındayız sende bize katılmak ister misin? Osman oturduğu yerden kalkıp Ayberk’le çalışma odasına gittiler. Masanın üzerinde dosyalar ve etrafa

saçılmış belgeler vardı. Ayberk yapacakları işten Osman’a bahsetti. Karlı iş olarak bakıyorlardı. Osman Mehmet beyin eşiyle gizli aşk yaşadığı için Mehmet’e yakın davranamıyordu. Osman’ın Mehmet’e soğuk davranışları Ayberk’in gözünden kaçmadı.

Osman herhalde işi karlı bulmadı ya da Mehmet’i gözü tutmadığı için böyle davranıyor> diye düşündü.

Hanımlar içeride ev işleri ,alışveriş ve son moda konusunda yoğun sohbete daldılar. Cansu ile Tuğba yaptıkları lüks alışverişlerden bahsederken üzerine ayda bir defa kıyafet alabilen Kader’se Tuğba’yla Cansu’nun sohbetine gülümseyerek çok mutluymuş gibi görünerek onları

(15)

dinliyordu. Fakat içi kan ağlıyordu. Kader huzursuzluğunu saklamakta zorluk çekiyordu.

Yaşadığı rahatsızlık o kadar artmıştı ki bir an önce gecenin bitmesini istiyordu. Tuğba Cansu ile konuşuyor aynı zamanda Kader’i iyice geriyordu. Hep gülüp bu gerginliği belli ettirmemek için yoğun çaba sarf ediyordu.

***************

Ayberk’le Mehmet yeni kuracakları ortaklık için anlaştılar. Bu konuda Ayberk Osman’ın düşüncelerini aldı. Osman olumlu düşüncelerini söyleyip onayladı. Mehmet saate baktı. Saat gece yarısı olmuştu. Çalışma odasından ayrılmak için ayağa kalktı. Ayberk’le Osman’da Mehmet’i takip edip salona gittiler. Salonda bayanların yanında bir süre oturdular. Mehmet Kader’in karşısında oturmuştu. Kader’in gözlerine bakıyordu. Kader Mehmet kendisine baktığını fark edince utanıp gözlerini başka yöne kaçırdı. Mehmet eşi Tuğba’ya

-Hayatım geç oldu kalkalım artık.

Tuğba eşinin söylemesi ile yerinden kalktı. Onlarla beraber herkes yerinden kalktı. Mehmet eşini yolcu edip tekrar salona geçip koltuklara oturdular. Cansu oturduğu yerden kalkıp içerideki odaya gidip Kader’le Osman için aldığı hediyeleri getirdi. Kader’le Osman teşekkür ederek hediyelerini aldılar. Kader hediyeyi açınca elbiseyi çok beğenmesine rağmen içi burkuldu. Bu tür hediyeleri eşinin yani Osman’ın almasını istiyordu. Osman’sa hiçbir şekilde ilgilenmiyor hatta yüzüne bakmıyordu. Yarım saat oturduktan sonra Osman:

-Kader artık bizde gidelim. Ayberk:

-Oturun ya bizim için sorun değil. Osman:

-Yok Ayberk seninde işlerin var kalkmalıyız. İyi geceler Cansu hediyeler içinde teşekkürler.

Ayberk’le Cansu’nun ısrar etmesine rağmen kalkmayı daha uygun buldular. Cansu en sonunda gece burada kalabileceklerini söylemesine rağmen Osman kalmak istemiyordu.

Kader’se kalabileceğini düşünüyordu. Kader Cansu’nun ricasını kabul edip kalmak istediğini Osman’a hissettirmesine rağmen Osman Kader istediği için kabul etmeyip eve gitmeyi tercih etti. Kader’le beraber veda edip Cansu’lardan ayrıldılar.

***************

Kader arabaya binerlerken Osman’ın yanında oturmak istedi. Osman yine sert ses tonu ile Kader’in arka koltuğa oturmasını istedi.

Kader yine büyük tartışma olmasını istemediği için susup Osman’ın işaret ettiği şekilde arabanın arka koltuğuna oturdu. Osman arabayı çalıştırıp evlerine doğru yol aldı. Evlerine geldiğinde ise Kader’i evin önünde bırakıp kendisi eve girmeyip arabasını sürüp gitti. Kader üzgün halde eve girdi.

****************

Ayberk’le Cansu misafirlerini yolcu edip evlerine gittiler. Ayberk çalışma odasına kapanıp yarına yetişmesi gereken işlerini yapmaya koyuldu. Cansu ise salonla mutfağı toparlayıp oturdu. Televizyon izlemek istedi. 10 dakika Kader izledikten sonra yorgunluğu gözlerine yansıyınca göz kapakları ağırlık yapıp kapandı. Dayanamayıp televizyonu kapatıp odasına gidip uyudu. Ayberk o gece sabaha kadar çalıştı. Cansu sabah uyandığında Ayberk’i yanında görmeyince şaşırıp yatağından kalkıp kocasını evde aramaya koyuldu. İlk gittiği yer çalışma odası oldu. Ayberk’in gözleri kan çanağına dönmüş halde dosyalar üzerinde çalışıyordu.

-Ayberk hayatım sen hiç uyumadın mı?

-Uyuyamadım canım bugüne yetişmesi gereken işler vardı.

-Uyumadan mı şirkete gideceksin? Daha sat 6:15 en azından 9:00 a kadar biraz uyumalısın.

-Haklısın canım kalkıyorum.

Ayberk kalkıp odasına gidip yatağa girer girmez uyudu.

Cansu’da artık uykusu kaçtığı için uyumayıp evin işleriyle uğraşmayı tercih etti.

***************

Kader üzüntüsünden sabaha kadar uyuyamadı Osman böyle davranmasına katlanamıyordu.

Yine sabaha doğru Osman sessizce kapıyı açıp içeriye girmek için kapıyı açtı. Odaya girince

(16)

Kader’i karşısında gördü. Yine sabaha doğru Osman sessizce kapıyı açıp içeriye girmek için kapıyı açtı. Odaya girince Kader’i karşısında gördü. Yine Kader’i önemseyip yatak odasına doğru yürümek istedi. Kader kolundan tutup durmasını sağladı.

-İki gündür gece eve gelmiyorsun nerelerdesin?

Osman Kader’in gözüne bakmadan -Sana hesap mı vereceğim?

-Ben senin karınım bana böyle davranamazsın.

-Bundan sonra böyle beğenmiyorsan babanın evine git. Kader Osman’ın acımasız sözleri karşısında bir şey diyemediği için hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Osman Kader’in

gözyaşlarına umursamadan üzerini değiştirip evden çıktı. Kader’se telefonla annesini arayıp olanları anlattı. Evine geri dönmek istediğini söyledi. Annesi seni biz vermedik kendin kaçtın hem buralara gelip bizi komşulara mahalleliye rezil etme dedi. Kader telefonu kapattı,

kendisini çıkmazda hissediyordu. Evde yiyecek de kalmamıştı. Birkaç gün bu böyle devam etti. Osman günler ilerledikçe artık gündüz vakitleri de eve uğramaz olmuştu.

***********************

Cansu ise bebeğini düşünüyor. Doktor kontrollerini hiç kaçırmıyor oldukça özenli davranıyordu. Ayberk’in de Cansu’dan farkı yoktu. Cinsiyetini çok merak ediyorlardı.

Doktordan yeni randevu alıp bebeğin cinsiyetini öğrenmeye gideceklerdi. Doktora gitmeye daha üç gün vardı. Üç günü iple çektiler. Doktora gidecekleri gün sabah saatlerinde Kader Cansu’yu aradı.

-Canım müsaitsen bugün sana gelmek istiyorum.

-Olur Kader şoföre söyleyeyim seni gelip alsın.

Şoför Cansu’nun söylediği gibi Kader’i evinden gidip aldı. Arabadan inince Kader’i kapıda karşıladı. İçeriye geçtiler.

-Canım bende Ayberk’i bekliyorum gelip beni alacak doktora gideceğiz.

-Ne oldu hasta mısın?

-Hayır hamileyim.

Kader Cansu’nun hamile olduğunu öğrenince yüzü asıldı. Kendisinin Cansu’nun hayatından daha kötü hayatı vardı. Osman’ı kendisine düşmandı kaldı bide çocukları olması şu an için imkansız olarak görüyordu. Cansu’nun kendisinden daha mutlu olduğunu görmekse Kader’i kahrediyordu. Bir defa daha akan gözyaşlarını içine akıtıp Cansu’ya şirin gözükmek istedi.

Kendisini zorlayarak gülümsedi.

-Ne zaman gideceksiniz?

-Öğleden sonra gideceğim randevumuz öğleden sonra -Durumun nasıl kötü olduğun için mi gidiyorsun?

-Hayır

Deyip bahçede bulunan çiçeklere doğru yürüdü. Kader’de onu takip etti. Cansu bahçenin güzel kokan çiçeklerinin havasını aldıkça kendisini daha da mutlu hissediyordu. Kader’se kıskançlık içini o kadar çok kemiriyordu ki gözleri çiçekleri görmüyordu. Yarım saat kadar yine bahçede dolaştılar. Dolaşmaktan sıkılıp eve dönünce Ayberk’i karşında gören Cansu şaşkınlıkla Ayberk’e baktı. Ayberk bebeğin cinsiyetini merak ettiği için dayanamayıp eve erken gelmişti. Heyecanını anlayan Cansu Ayberk’e bakıp gülümsedi.

-Canım erken gelmişsin.

-Evet heyecandan

Kader’i fark eden Ayberk Kader’e hoş geldin etti. İsterse onlarla birlikte doktora

gelebileceğini söyledi. Kader Cansu’yu kıskandığı için bu teklifi duyar duymaz reddetti. Fakat

<onların baş başa gitmelerinin daha doğru olacağını söyledi. O nedenle yalnız gitmeleri gerektiğini söyledi.> Cansu gelmesi için ısrar edince Kader dayanamayıp onlarla birlikte

Referanslar

Benzer Belgeler

Bacalardan çıkan siyah dumanların üstüne basa basa aşağı inen kötürüm ruhların hep bir ağızdan ama uyum içinde söylediği ağıtların kabristana çe- virdiği sokaklarda

Uyku konumlandırıcı olarak tanımlanan ve ABÖ riskini azalttığı iddiası ile piyasaya sürülen ürünlerin, bebeğin yüzünün olduğu tarafta konumlandırıldığında da,

Hastaların tedavi gördükleri hastane ve kliniklere göre puan ortalamaları incelendiğinde; Tepecik Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim Hastanesi'nde

Araştırma sonuçlarına göre, duyguları yönetme becerilerin- den, duygularını sözel ifade etme, gösterme, olumsuz beden tepkilerini kontrol etme, başa çıkma ve öfkeyi

Adres İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Türkçe Eğitimi ABD Cevizli Kampüsü, Kartal-İstanbul/TÜRKİYE

Laminat malzeme; iç (orta) tabakaları fenolik reçine ile doyurulmuş özel nitelikli kağıtlardan, üst tabakası veya tabakaları ise aminoplastik reçine ile

Laboratuvar incelemelerinde karaci¤er fonksiyon testlerinin bozuk, idrar bulgular›n›n pozitif (Tablo 1), hepatit belirleyicile- rinden anti-HAV IgM ve IgG pozitifli¤i

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, mahkeme kararıyla Kızılay ve çevresinin dinlenmesi konusunda, “Genel ilke olarak Yarg ıtay’ın kararları ortada, dinlemenin