• Sonuç bulunamadı

YARASA MÝKÝ. Yazan. Mehmet ERDOÐAN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YARASA MÝKÝ. Yazan. Mehmet ERDOÐAN"

Copied!
41
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Yazan

Mehmet ERDOÐAN

YARASA

MÝKÝ

(3)

YARASA MÝKÝ Altýn Kuþ Masal Serisi -8- Copyright © Muþtu Yayýnlarý, 2005

Bu kitaptaki metin ve resimlerin, tamamýnýn ya da bir kýsmýnýn, kitabý yayýmlayan þirketin önceden yazýlý izni olmaksýzýn elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayýt sistemi ile çoðaltýlmasý, yayýmlanmasý ve depolanmasý yasaktýr.

Editör Osman KAPLAN Görsel Yönetmen Engin ÇÝFTÇÝ Akademik Ýnceleme

Muhittin KÜÇÜK, Dr. F. Muharrem YILDIZ Çizimler

Murat BÝNGÖL Mizanpaj Hasan AYDIN

Kapak Mernuþ KALKAN

975-6031-12-3ISBN

Basým Yeri ve Yýlý

Çaðlayan Matbaasý / ÝZMÝR Tel:(0232) 252 20 96 Aralýk2005

Genel Daðýtým Gökkuþaðý Pazarlama ve Daðýtým Alayköþkü Cad. No:12Caðaloðlu/ÝSTANBUL Tel:(0212) 519 39 33 Faks:(0212) 519 39 01

Muþtu Yayýnlarý

Emniyet Mahallesi Huzur Sokak No:5 34676 Üsküdar/ÝSTANBUL Tel:(0216) 318 42 88 Faks:(0216) 318 52 20

(4)

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

1

ÇARE

24

YARASAMÝKÝ

(5)

ÇARE

(6)

Týrmýk o gün hastalanmýþtý. Karný aðrýyor- du. Ama sebebini bir türlü anlayamadý. Acaba zehirlenmiþ miydi?

(7)

Bunun için ormana yürüdü gitti. Belki derdine bir çare bulabilirdi. Aslýnda ilk önce kendi gibi bir kediye sorsaydý belki de çareyi

(8)

daha evvel bulabilirdi. Ama o, “Aman sen de!”

dedi. “Ben bir hayvaným. Hayvanýn hayvana tavsiye edeceði ilâç mutlaka iyidir. Ha bir ke- diye danýþmýþsýn ha baþka birine.” diyerek yo- la girdi.

Böyle düþünerek ilerlerken ilk önce Ayý Yogi’ye rastladý. Yogi böyle þeylerden anla- madýðýný belirtti. Ona Arslan Kaygýsýz’a git- mesini söyledi.

Týrmýk, Arslan Kaygýsýz’dan korkuyordu.

“Ya bir pençede iþimi bitirirse!” diye düþünü- yordu. Onun öfkeli biri olduðunu biliyordu.

Korkmasýna raðmen Yogi’nin sözünü din- ledi. Arslanýn bulunduðu yere doðru yürüdü.

Onun ormanda dolaþmasýný bazý hayvanlar hoþ karþýlamýyordu. Evcil bir hayvanýn orman- larda dolaþmasý eskiden beri uygun görülmez- di. Ama Týrmýk bunlara aldýrmadý. O þimdi karnýnýn aðrýsýndan baþka bir þey düþünemi-

(9)

yordu. Arslan Kaygýsýz’ý bir aðacýn altýnda uyurken buldu. Önce onu uyandýrmaktan çe- kindi. Ama en sonunda bütün cesaretini top- layýp onu uyandýrdý. Kaygýsýz, Týrmýk’ý karþýsýnda görünce biraz þaþýrdý:

– Sen bu ormanda ne arýyorsun, dedi.

Týrmýk derdini anlattý. Bu karýn aðrýsýna nasýl çare bulabileceðini sordu. Arslan Kaygý- sýz bilemeyeceðini söyledi. Kendilerine ait bir yol bildiðini, ama bunun kedilere bir faydasý olmayacaðýný anlattý:

– Aðzýna aldýðýn bir miktar suyu topraða tüküreceksin. Sonra onu karýp çamur yapa- caksýn yaptýðýn çamuru yiyeceksin. Ne karýn aðrýn kalýr ne de bir þeyin, dedi.

Fakat bu tedavi usulünün arslan türleri için geçerli olduðunu da tekrar etti. Kedi, sadece arslanlar için geçerli bir ilâcý kullanmayý uy-

(10)

gun bulmadý. Belki bu ilâcý kullanýrsa daha da kötü olabileceðini düþünerek oradan ayrýldý.

Arslan Kaygýsýz:

(11)

– Bir de Kaplan Benekli’ye git. Belki o bir yol bulabilir senin tedavin için, dedi.

Kedi bunun üzerine Benekli’yi aramaya

(12)

baþladý. Kaplaný çok kez av avlarken bulabilir- lerdi. Çünkü onun iþi gücü avlanmaktý. Ama Týrmýk'ýn bu gün talihi yaver gidiyordu. Kap- laný bir otlakta çimlerin üzerinde uyurken buldu. Onun yanýna yaklaþtý ve sordu:

– Kaplan amca, dedi.

Kaplan etrafýna baktý ve bir de ne görsün, kendine benzeyen bir hayvan.

– Sen de kimsin, dedi ona.

– Benim ismim Týrmýk.

– Allah Allah, sen bizlere ne kadar benzi- yorsun.

– Size bir þey sormaya geldim

– Neymiþ soracaðýn, sor bakalým. Bir yardýmým olursa sevinirim.

Kedi derdini anlattý güzelce. Ayý Yogi’ye, Arslan Kaygýsýz’a gittiðini söyledi. Ama der- dine bir çare bulamadýðýný belitti. Kaplan:

(13)

– Ben de buna bir çare bulamam, dedi. Bi- zim kendimize ait iyileþtirme usulümüz var ama sana yaramaz!

– Neymiþ o usul?

(14)

– Biz tükrüðümüzü yaramýzýn üstüne süre- riz ve böylece iyileþiriz. Hatta yaramýza aðzý- mýzla ulaþamazsak, pençemize tükrüðümüzü

(15)

alýr yaramýzýn üstüne süreriz.

Kedi þaþýrdý bu tedavi yöntemi karþýsýnda.

– Ama benim yaram yok. Benim karným aðrýyor. Tükrüðüm de her an mideme gidiyor zaten. Kaplan güldü.

– Valla bilmem. Benim sana söyleyebilece- ðim bu kadar. Keþke doktor olsam da senin derdine çare bulsam. Ama böyle bir yetene- ðim yok.

Týrmýk ona da teþekkür etti ve oradan ayrýldý. Tam gideceði sýrada kaplan ona:

– Ayý Yogi seni niçin arslana gönderdi, bu konularda pekâlâ kendisinin de bilgisi iyidir.

Birkaç kiþiyi iyi ettiðini biliyorum. Sen yine tekrar ona git ve sor. Israr edersen sana bir ilâç bulabilir.

Týrmýk, çaresiz bir þekilde karnýný tuta tu- ta tekrar Ayý Yogi’nin bulunduðu yere gitti.

Onu bir bal kütüðünün baþýnda buldu. Ona:

(16)

– Yine senin yanýna geldim, dedi. Kaplan Benekli senin bu konuda bilgili olduðunu söyledi. Bana bir çare söyleyemez misin?

(17)

Ayý Yogi:

– Valla dostum. Bizim ilâçlarýmýz kendimi- ze göredir. Benim iyileþtirdiðim birkaç kiþi var ama. Onlar da benim gibi ayýydý. Meselâ biz

(18)

hastalandýðýmýzda ayaðýmýzý balýn içine so- karýz. Birkaç saat içinde iyileþiriz. Hem ben baþka hiçbir hayvana bir ilâç tavsiye etmedim þimdiye kadar. Neme lâzým bir de yan tesiri olur da! Hiç kimsenin ölümüne sebep olmak istemem. Allah korusun.

Sonra Ayý Yogi biraz düþündü ve:

– Seni ben Alev Yele’ye göndereyim de sa- na bir çare bulsun, dedi. Onun bazý bitki ilâçlarý kullandýðýný duymuþtum.

– Alev Yele de kim?

– Þey, kurt var ya iþte onun ismi Alev Ye- le’dir bu yörelerde.

Týrmýk, kurt sözünü duyunca irkildi. Ken- di yörelerinde onun çok yýrtýcý bir hayvan ol- duðunu duymuþtu.

– Onun yanýna gitmekten korkarým, dedi.

Ayý Yogi güldü.

(19)

– Korkma, korkma! O bildiðiniz gibi kötü biri deðildir. Ýsmi çýkmýþ bir kere. Daha birkaç gün evvel konuþtuk kendisiyle. Bana, “Ýnsan-

(20)

larýn arasýnda ismim yýrtýcý hayvana, hatta ca- navara çýkmýþ. Hâlbuki ben böyle biri deði- lim.” diye dert yanýyordu. Sen hiç durma, var git ona. O senin derdine çare bulabilir. Ama onu bulman biraz zaman alabilir.

Týrmýk, bunun üzerine ormaný karýþ karýþ aradý taradý. En sonunda Alev Yele’yi buldu.

Alev Yele yakaladýðý bir avý yiyordu. Týrmýk ona selâm verdi. Alev Yele döndü baktý ve:

– Sen de kimsin, dedi. Seni ilk kez görüyo- rum bu yörelerde. Yoksa Kaplan Benekli’nin akrabasý falan mýsýn?

– Hayýr, dedi Týrmýk gülerek. Birbirimize benzeriz, ama Kaplan Benekli’yle bir akra- balýðýmýz yok.

Alev Yele bir taraftan avýný yiyor, bir taraf- tan konuþuyordu. Bir ara durdu ve:

(21)

– Peki benden ne istiyorsun?

– Ben hastayým! Senin buna bir çare bula- bileceðini söylediler.

(22)

– Kim söyledi sana bunlarý?

– Ayý Yogi, söyledi.

– Hýmm, dedi baþýný sallayýp. Evet, ben birkaç ilâç bilirim. Ama sana iyi gelir mi gel- mez mi bilmem.

Sonra da:

– Biz zehirlendiðimizde yýlan otu diye bir bitki vardýr, onu yeriz. O bizim derdimize ça- re olur.

– Ne! Yýlan otu mu, dedi Týrmýk.

Onu bilmediði için yýlana benzer bir þey zannetti. Alev Yele ona baktý ve tiksindiðini görünce:

– Yýlan otu dediysem yýlana benzer bir þey zannetme. Bir bitki iþte. Bizlerin derdine deva oluyor. Ýstersen bir dene.

Týrmýk bu ismi beðenmemiþti. Alev Ye- le’ye teþekkür etti ve ona þöyle cevap verdi:

(23)

– Ben, en iyisi kendi soyumdan birine so- rayým bu konuyu. Onlar böyle bir þey olunca nasýl tedavi ediyorlar kendilerini, bir öðrene- yim.

(24)

Alev Yele:

– Ýsabet edersin, dedi. Böyle tanýmadýðýn hayvanlardan ilâç soracaðýna, kendi soyundan deneyimli birine danýþsan daha iyi olur.

Týrmýk, bunun üzerine ormandan çýktý ve evinin yolunu tutu. Niçin böyle bir sürü za- man kaybetmiþti. En akýllýca þeyi ilk önce dü- þünmesi gerekmiyor muydu? Aslýnda düþün- müþtü, ama hafife almýþtý konuyu.

Evinin bulunduðu yere ulaþtýðýnda aklýna yaþlý bir kedi geldi. Onu bulup bu derdinin ça- resini sorabilirdi. Koþa koþa gitti. Onu bir çi- menlikte buldu. Güneþleniyordu. Týrmýk ona selâm verdi ve derdini anlattý. Yaþlý kedi:

– Bu her zaman bizlerin baþýna gelen bir þeydir, dedi. Karýn aðrýsý kedilerin sýk sýk uð- radýklarý bir hastalýktýr.

– Peki nasýl tedavi edileceðini biliyor musu- nuz? Karnýmýn aðrýsýndan öleceðim neredeyse.

Yaþlý kedi ona baktý ve gülümsedi:

(25)

– O kadar acele etme!

– Nasýl acele etmem, dedi Týrmýk. Sabah- tan beri çare aramaktan caným çýktý. Ta uzak- lara gittim. Ormanlarý dolaþtým. Arslan Kaygýsýz, Kaplan Benekli, Ayý Yogi, Kýzýl Ye- le ile görüþtüm.

Yaþlý kedi þaþýrdý:

– Bunun için ta oralara mý gittin?

– Elbette, dedi Týrmýk. Dayanýlacak gibi deðil sancým. Nasýl gitmem!

Yaþlý kedi ona baktý ve:

– Öyleyse sana hemen ilâcý tarif edeyim de kurtul!

– Hemen! Hemen, dedi Týrmýk heyecanlý bir þekilde.

– Ýlâcýn ayaðýnýn altýnda.

– Ne, ayaðýmýn altýnda mý, diyerek þaþkýn- lýðýný belirtti.

Sonra ayaðýný kaldýrýp baktý, ama bir þey göremedi.

(26)

– Öyle deðil saf delikanlý, dedi yaþlý kedi.

Ayaðýnla bastýðýn þu çimenler yok mu, iþte on- lar.

Týrmýk þaþýrdý tabi.

(27)

– Peki, onlarý nasýl kullanacaðým.

– Bu çimenleri aðzýna alýr çiðnersin. Sonra da yutarsýn tamam mý?

– Ne, bir de çimenleri yutacak mýyým?

– Elbette, dedi yaþlý kedi.

Týrmýk, yýlan otlarýndan daha iyidir diye düþündü. Eðer Alev Yele’nin tedavi þeklini ye- rine getirseydi, yýlan otlarýný yiyecekti. Bu ta- ze çimenler onlardan daha iç açýcýydý.

Sonra çimenlerden yemeye baþladý. Bir süre yedikten sonra karnýnda müthiþ bir bu- lantý meydana gelmesin mi?

– Eyvah, dedi ölüyorum herhâlde!

– Hayýr ölmüyorsun, iyi oluyorsun!

– Nasýl, dedi Týrmýk. Midem fena bu- lanýyor!

– Öyleyse ne duruyorsun kus!

– Ne! Kusacak mýyým?

– Elbette, dedi yaþlý kedi. Ama kuytu bir yer bul da öyle kus. Etrafý kirletme!

(28)

Týrmýk koþa koþa çimenliðin dýþýnda bir yer buldu. Ve kusmaya baþladý. Gözlerinden yaþ gelmiþti kusarken. Bütün yediklerini çýkardý böylece. Biraz sonra ferahladýðýný hissetti.

– Oh be, dedi hayat varmýþ. Neydi o öyle kývranýp duruyordum.

Sonra yaþlý kedinin yanýna giderek ona te- þekkür etti. Yaþlý kedi:

– Bir þey deðil, dedi. Sonra ona güzelce na- sihat etti:

– Her ilâç, her dert için kullanýlmaz. Her merhem her yarayý iyi etmez. Bazý ilâçlar bazý kiþilere zehir gibi etki edebilir. Ama sen sen ol kendi cinsinden varlýklarý iyi taný. Onlarýn dertlerini, çarelerini iyi bil. Böylece zor du- rumda kalýnca yabancý kapýlarda dolaþmaktan kurtulursun.

(29)

YARASA MÝKÝ

(30)

O gece epeyce oynamýþtý. Kanatlarýný þem- siye gibi açtý ve saða sola uçtu. Bir kaç sefer düþme tehlikesi geçirdi, ama düþmedi.

(31)

Yarasa Miki, gecenin bütün tadýný çýkar- mýþtý. Arkadaþlarýyla bir o tarafa bir bu ta- rafa uçup durdular. Ara sýra aðaçlarda tüne-

(32)

miþ kuþlarý bile ürküttüler. Ama bundan ne çýkardý.

(33)

Bazý hayvanlar onlarý ikaz ettiler, ama kim dinler. Onlar kara kanatlarýný bir açtýlar mý

(34)

kapamak bilmiyorlardý. Bir o tarafa bir bu ta- rafa. Yarasa Miki annesinin yanýna döndü- ðünde terliydi. Annesi onun bu kadar uçma- masýný söylemiþti. Terli olduðunu görünce:

(35)

– Hemen kurulan, dedi. Kanatlarýný açýp kapayarak rüzgâr oluþturdu ona. Yarasa Miki de onun rüzgârýyla kuruttu vücudunu. Tüyle-

(36)

ri parlak bir siyahlýktaydý. Bütün yarasalar öyle deðil mi? Evet öyle ama yarasa Miki’nin tüyleri daha bir siyahtý iþte.

(37)

O gün yarasa Miki annesine bir sürü soru sordu:

– Anne ben nasýl dünyaya geldim? Niçin kanatlarýmýz diðer kuþlar gibi deðil? Neden

(38)

dosdoðru uçmuyoruz, zikzak çiziyoruz? Niçin dallara asýlý olarak uyuyoruz, gibi sorulardý bunlar.

Anne yarasa, onun bütün sorularýný cevap- ladý. Zikzak çizerek uçmalarý ilginç gelmiþti yarasa Miki’ye. Gelen ses dalgalarýna göre yön deðiþtirmeleri harika bir þeydi. Hiç bir kuþta buna benzer bir özellik yoktu.

Yarasa Miki, kanatlarýnýn bu karýþýk uçuþa göre ayarlý olduðunu öðrendi o gün. Eðer di- ðer kuþlar gibi kanatlarý olsaydý ani zikzaklar çizemezmiþ. Ama ona en ilginç gelen þey doðu- muydu.

Annesi o günü bütün inceliklerine kadar anlattý.

– Eðer, ebe yarasa olmasaydý senin dünya- ya gelmen zor olurdu, dedi.

– Ebe yarasa da kim, dedi Miki.

(39)

– O, senin doðumuna yardým eden yarasa!

– Pekâlâ nasýl yardým etti anlatýr mýsýn, de- yince, anne þöyle bir kanatlarýný açýp kapadý sonra da:

(40)

– Ben bir dala tutundum. Hani uyurken sarktýðýmýz gibi. Ebe yarasa da aynen benim gi- bi yaptý. Seni karnýmdan çekerek çýkardý. Seni alýp temizledi. Sonra bana yaklaþtýrdý ve seni

(41)

emzirmeme yardým etti. O gün çok hâlsizdim.

O yarasa olmasaydý belki de sen ölü doða- caktýn.

– Onu tanýmak isterdim, dedi.

Anne yarasa þefkatle ona baktý. Sonra da:

– Yarýn gece seni ona götürürüm, dedi.

Yarasa Miki çok sevinçliydi. Sonra uyumak için ayaklarýyla bir dala tutundu. Annesine iyi geceler deyip uykuya daldý. Bir sürü rüya gördü o gece. Ertesi gün annesiyle beraber ebe yara- sayý ziyarete gittiler. Ebe yarasa onu görünce:

– Seni yaramaz seni! Beni ne kadar uð- raþtýrdýn o gün, diyerek þaka yaptý.

Yarasa Miki, bir de ondan dinledi doðum hikâyesini.

O gün bu gündür yarasa Miki de baþka- larýna yardým etmeyi huy hâline getirdi.

Hele bir yarasa darda kalsýn, hemen yardýmý- na koþuyordu. Büyüdüðünde o da ebe yarasa gi- bi doðumlarda baþkalarýna yardým edecekti.

Böylece nice miniklerin dünyaya gelmesine vesi- le olacaktý. Bundan daha güzel ne vardý?

Referanslar

Benzer Belgeler

Bergama Ovacık Çamköy’de ‘siyanür liçi’ yöntemiyle çalışan altın madeninin yargı kararlarına rağmen işletilmesini eleştirdiği için Koza Altın İşletmeleri

Ancak, vücut kendisi için gerekli olan kaloriden fazlas›n› ald›¤›nda, di¤er bir deyiflle gerekenden fazla yedi¤imizde, içimizden bir ses bize “daha az ye!” di- ye

Yüce ALLAH (cc)’ ın bize verdiği bu dünyayı korumalı, paydaşımız olan diğer canlıların hayat haklarına saygı göstermeli, hem onların hem de kendi türümüzün

Top- lantıya Türkiye Tüm Emlak Müşavirleri Federasyonu Genel Başkanı Hacı Ali Tay- lan, Muğla Esnaf Odaları Birliği Başkanı Şükrü Ay- yıldız, Muğla Ticaret

Bu •imlenme oranÝ •ok dŸßŸktŸr ve KayacÝk tohumlarÝ yukarÝda da deÛinildiÛi gibi zor •imlenen ve. •imlenme engeli

Bunun üzerine leylek, yaban kazý, kýr- langýç ve ördek turna balýðýný serbest býrak- mýþlar.. Sonra

Yavru torik buna çok üzüldü. Hâlbuki on- lara yardým etmeyi ne

Ölçüler: Kırıkkale ilinden tespit edilen 9 örneğin dış ve bazı iç karakter ölçüleri kaydedilmiştir (Çizelge 3.1.)... Vespertilio hipposideros Bechstein,