Güncel konularla her Çarşamba
Haftanın Ortası artık her Çarşamba posta kutunuzda.
Çin ekonomisinde temelde sorunlar yavaşlayan emlak piyasası, ihracat pazarının dengesizliği, yavaşlayan iç talep ve azalan yatırımlar olarak özetlenebilir.
15 senedir ilk defa 2014 yılında, Çin’in GSMH artışı hedeflenenin altına kalarak %7,3 büyüyecek.
2015’te Çin’in büyümesi daha da ivme kaydederek %7,1’e düşerken 2016’da büyüme %7’nin de altına inebilecek.
Çin’in büyüme hızında 2015 ve 2016 yıllarında beklenen iki puanlık düşüş, yarattığı belirsizlikler de eklendiğinde dünya ekonomisinden yarım puanlık büyümeyi yok edecek güçte.
Çin ekonomisini finansal krizden koruyan birkaç önemli etken var.
En önemlisi Çin’in elinde bulunan çok yüksek iç tasarruf miktarı.
Çin hükümeti iç talebi teşvik
edecek önlemlerle büyümesini arzu ettiği seviyede istikrarlı hale
getirebilir.
Keyifli okumalar dileriz.
Çin: Yumuşak iniş mi?
Çin hakkında yazmak gerçekten zor çünkü politik, sosyal ve ekonomik farkları kavrayabilmek çaba gerektiriyor. Ancak,
1979’daki reform kararının ardından dünya ekonomisi içinde bugün geldiği yer ve bu yolda ilerlerken başka ekonomilerde yarattığı önemli değişimler, Çin ekonomisinde dinamiklerinin ne yöne evrilmekte olduğunu başlı başına ayrı ve kritik bir konu haline getiriyor.
Kendisini “sosyalist piyasa ekonomisi” olarak tanımlayan;
24 Aralık 2014
“merkezi kapitalist” ya da
“devlet kapitalizmi” dersek bize daha anlamlı hale gelebilecek Çin ekonomisi bugün ABD’nin hemen ardından dünyanın en büyük ikinci ekonomisi.
Son 30 yılda ortalama %10 reel büyüme ile de dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi. Dünyanın en büyük imalat sanayi sektörü Çin’de. Mal ihracatında ilk sırada, mal ithalatında ise büyüklük açısından dünyada ikinci sırada.
Buna rağmen, bölgesel dengesizlikler nedeniyle Çin
Haftanın Ortası
Grafik 1. Çin ,Büyüme (1982-2018)
Kaynak: IMF
2 henüz kalkınmış ülkeler
arasında sayılmıyor. Ancak, Çin Halk Cumhuriyeti’nin 100.
Kuruluş yılı olan 2049’da ülkenin resmi hedefi dev
nüfusunun yarattığı problemlere rağmen tamamıyla kalkınmış bir ülke olmak.
Bu hedefle uyumlu olarak, geçtiğimiz Kasım ayının başında tarihi Çin İpek yolu boyunca kara ve deniz olan serbest ticaret bölgesi fonunun
kurulmasına 40 milyar dolarlık yatırım yapacağını açıkladı.
Ülkenin kuzey batısında
başlatılan, “İpek Yolu Ekonomik Kuşağı” (Silk Road Economic Belt) Çin’in güneyini içine alan ve bir bölümü deniz yolları üzerinden gerçekleştirilmesi öngörülen bu proje ile amaç, önümüzdeki birkaç yılda Çin ekonomisinin büyümeye devam etmesine zemin oluştumak.
Çin’in dış ticaret hacmi yaklaşık 4,5 trilyon dolar. Enerji hariç,
başta Japonya ve ABD olmak üzere ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerden yüksek teknolojiye sahip sanayi ve sermaye malları ithal ediyor. Kendi tekstil
sektörünün ihtiyacı olan pamuğu satın aldığı Hindistan’ın en büyük ihracat pazarı. Enerji ithalatında ise Rusya Çin için çok önemli bir
ortak. Avustralya mesela, en büyük pazarı olan Çin
ekonomisinin yavaşlamasından en çok darbeyi yiyen ekonomi olarak öne çıkacak.
İthalatının yarısı doğu ve güneydoğu Asya’ya olan Çin, buna karşılık tekstil ve elektronik mallar ağırlıklı imalat sanayi ihracatının sadece %25’ini bu bölgeye yapıyor. Çin’in en büyük ihracat pazarı ise resesyon tehlikesini atlatmak için çırpınan Avrupa; ki bu da Çin için çoktan önemli bir sorun haline gelmiş durumda.
İhracata dayalı büyüme Çin ekonomisi için çok önemli. Çok uluslu şirketlerin doğrudan fabrika yatırımlarını çekmek 1990’ların başından bu yana aktif olarak izlediği bir politika.
2005 başından bu yana ise, hem bölgesel dengesizlikleri gidermek hem de sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için ağırlıklı olarak iç talebe yöneliyor. Çin’de iç Grafik 2. Büyümeye Katkı (2000-2018)
Kaynak: IMF, Dünya Bankası
Grafik 3. Çin’in iç talebinde2 puanlık düşüşün etkileri
Kaynak: OECD
3 talebin son on sene içinde
olağanüstü güçlü seyri
sayesindeyse Çin’e mal satan ülkeler de önemli ölçüde refah artışı yakaladı.
Daha çok fazla detay var; ancak Çin ekonomisinin dünya için önemini son kertede rakamlar zaten söylüyor. Çin’in büyüme hızında 2015 ve 2016 yıllarında beklenen iki puanlık düşüş, yarattığı belirsizlikler de eklendiğinde dünya
ekonomisinden yarım puanlık büyümeyi yok edecek güçte.
Peki, sorun ne?
Çin Merkez Bankası aylarca tersini iddia ettikten sonra, sürpriz bir şekilde 21 Kasım’da politika faizini %2,75’e indirerek büyümeye destek vermek
istediğini ilan etti.
İzleyen günlerde, büyümede öncü göstergelerinden sayılan
PMI (purchasing manager index), Kasım ayında Çin imalat sanayinin aylardır kan
kaybetmesinin devamı olarak küçülmeye döndü.
Şimdi herkes önümüzdeki aylarda Çin Merkez
Bankası’ndan daha fazla faiz indirimi ve karşılıklarda indirim
yaparak gevşemeyi
derinleştirmesini bekliyor.
Parasal önlemlerin yanında Çin hükümetinin yeniden altyapı harcamalarıyla iç talebe desteğini artıracağı öngörülüyor.
Dünya ticaretindeki yüksek payı nedeniyle de, Çin Merkez
Bankası’nın ve Çin hükümetinin büyümeyi tekrar ayağa kaldırmak için nasıl bir oyun planı
geliştirdikleri yakından izleniyor.
Çin ekonomisinde temelde sorunlar yavaşlayan emlak piyasası, ihracat pazarının dengesizliği, yavaşlayan iç talep ve azalan yatırımlar olarak özetlenebilir. 15 senedir ilk defa 2014 yılında, Çin’in GSMH artışı hedeflenenin altına kalarak %7,3 büyüyecek.
Bu oran aynı zamanda son 24 yılın en zayıf büyüme oranı.
Üstelik anketlere göre, 2015’te Çin’in büyümesi daha da ivme kaydederek %7,1’e gerileyecek.
Grafik 5. Çin GSMH (2000-2013)
Kaynak: CEIC, Capital Economics Grafik 4. Kümülatif Büyüme (2000-2013)
Kaynak: IMF
4 2016 ise büyümenin %7’nin de
altına inebilecek olması nedeniyle 2015’ten daha da zor bir yıl olacak Çin ekonomisi için.
Çin’in emlak piyasası,
1990’lardan bu yana ülkenin ortalama büyüme seviyesi olan
%10’un üzerinde büyüdü. 2008- 2009 yıllarında merkezi
hükümetin ekonomik büyümeye destek için sağladığı
sübvansiyonlar, emlak piyasasında büyümeyi iyice güçlendirdi.
Köprü, otoban ve demiryolu gibi altyapı yatırımlarına yönelen harcamalar 2013 itibarıyla Çin GSMH’sinin %50’sine ulaşmış durumda. Bu büyümenin finansörü borç alma yetkisi olmayan yerel yönetimlerin yarattıkları özel finans
kuruluşlarının bankalardan, bono piyasasından sağladığı krediler oldu.
IMF bilanço dışı bu borcu 800 trilyon dolar olarak hesaplıyor.
Yerel yönetimler, bu borcu arazi satışlarıyla kolayca öderken, arazi fiyatlarının düşüşe geçmesi ile sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Arazi fiyatlarının düşme nedeni, emlak piyasasına
yönelen yatırımların her sene GSMH’nin %12-13 kadar yüksek olması sonucunda arz fazlası oluşması. FED’in 2008’den bu yana yarattığı dolar likiditesi Çin’de de bir balon yaratmış olsa da, faiz artırmaya
başlamasının hemen ardından Çin’in altyapı yatırımlarında hemen bir çöküş beklenmiyor.
Zaten gelişmiş ülke hedefi çerçevesinde şehirleşme
oranının daha yükselecek olması Çin’de alt yapı yatırımlarının devam etmek zorunda olduğu anlamına geliyor.
Kısa vadede Çin’den sermaye çıkışı yapısal nedenlerle diğer gelişmekte olan ülkelerde
olduğu kadar hızlı ve keskin olmayacak.
Ancak, orta vadede Çin’in büyümesine son yıllarda
lokomotif olan yatırımlarda elle tutulur bir yavaşlama bekleniyor ki bu bile dünya ekonomik büyümesi önünde önemli bir engel haline geliyor. Çin’in ekonomik büyümesinin %7’nin de altına inme potansiyeli uzun vadede küresel büyüme adına önemli bir tehdit.
Çin’in tasarruf mucizesi
Ancak, Çin ekonomisini finansal krizden koruyan birkaç önemli etken var. Bunlardan en önemlisi tasarruf oranının yatırım oranının üzerinde olması. Diğeri de de merkezi hükümetin yatırımları nedeniyle yüksek borçlu yerel yönetimlere sağlamış olduğu örtülü garantiler.
Grafik 6. Tasarruf-Yatırım Oranı, (GSMH, %)
Kaynak: Çin Devlet İstatistik Kurumu
Grafik 7. Çin PMI (2004-2014)
Kaynak: HSBC
5 1979’da Çin hükümeti
ekonomisini açık bir ekonomi haline getirme kararı aldığında brüt tasarrufların GSMH’ye oranı
%20-25 civarında. Bugün Çin’de bu oran %53 ile rekor sayılan bir seviyede. Son 30 senede elde edilen ortalamada %10
oranındaki muazzam büyüme aynı zamanda tasarruf
seviyesinin de olağanüstü bir hızda arttığı bir dönem olarak
Çin’i öne çıkarıyor zaten.
Öyle bir ülke ki, kamu da, şirketler de, hane halkı da harcamaların ötesinde tasarruf ediyor.
Çin’in elinde bulunan çok yüksek iç tasarruf miktarı nüfus yapısı ile de
birleştiğinde, ekonomik yavaşlamanın finansal krize uzanan yolunu çok etkin bir
şekilde keseceği çok önemli bir silah halinde.
Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde dış dünyada işlerin sarpa sardığı; Fed’in faiz artırdığı ve Avrupa’nın yıllarca
durgunlukla boğuştuğu bu zor yolda, Çin hükümeti iç talebi teşvik edecek önlemlerle büyümesini arzu ettiği seviyede istikrarlı hale getirebilir.
Aynı yöntemle, son on yıla
“küresel dengesizlikler” adıyla damgasını vuran Çin’in aşırı cari fazlası da eritilerek dünya ekonomisi daha sağlıklı bir dengeye kavuşturulabilir.
Bu resmin diğer tarafında, küresel büyümenin de daha sürdürülebilir hale gelme olasılığını yaratıyor.
İşte IMF’nin Çin’e hızlandırmasını önerdiği yapısal reformların arasında en önemlileri, Çin’in yüksek tasarruf oranı merkezli.
Tasarruf oranının yatırım oranının çok üzerinde seyretmesinin önüne geçememesi halinde IMF’ye göre Çin’in ekonomisi Grafik 8. Çin Emlak Yatırımları– GSMH’nin Yüzdesi (1996-2012)
Kaynak: CEIC, IMF
Kaynak: IZA, Discussion Paper Series Grafik 9. Çin—Tasarrufların dağılımı– GSMH’ye oran olarak (1997-2013)
6 2020 yılında %3,5 seviyesine
kadar gerileyecek.
Başka bir ifadeyle önümüzdeki beş sene içinde Çin’in büyüme hızı şimdikinin yarısına kadar inmiş olacak ki, bu da dünya ekonomisinin neredeyse durgunluğa girmesi anlamına geliyor.
Tasarrufların iç talebi körükleyerek ekonomiye kazandırılmasının büyüme
tarafında yaratacağı alan, Çin hükümetine diğer yapısal sorunları ile mücadele etme fırsatı sağlayacak IMF’ye göre.
Bu sorunlar arasında özellikle yerel yönetimlerin hızla artan borç oranı, daralan emlak sektörü ve emlak sektörüyle bağlantılı olarak “gölge bankacılık” sistemindeki
dengesizlikler öne çıkartılabilir.
Çin’in 2006’ya kadar dolara sabitlediği, daha sonra ise
uluslararası bir sepet oluşturarak bir bant içinde hareketine izin verdiği yerel para birimi renminbinin “ekonomik göstergelere göre %10 daha değerli” olması da artık çok tekrarlanmış, çoğunluğun farkında olduğu sorunlardan bir diğeri.
İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji +90 530 016 98 69
Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.”) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri:
03.11.2010 PYS./PY. 35/946 ve 03.11.2010 PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden
gelmektedir. Egeli & Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır.
YASAL UYARI:
Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti
oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir.
(Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz.