• Sonuç bulunamadı

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. Başvuru No /12 Gülseven YILDIZ ve diğerleri / TÜRKİYE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. Başvuru No /12 Gülseven YILDIZ ve diğerleri / TÜRKİYE"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

© T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayriresmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiş olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koşulu ile Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Daire Başkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

Başvuru No. 34442/12

Gülseven YILDIZ ve diğerleri / TÜRKİYE

Başkan András Sajó, Yargıçlar Işıl Karakaş, Nebojša Vučinić, Helen Keller, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, Jon Fridrik Kjølbro

ve İkinci Bölüm Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Abel Campos'un katılımıyla, 7 Nisan 2015 tarihinde, daire olarak toplanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Bölüm) heyeti, yukarıda belirtilen, 9 Nisan 2012 tarihli başvuruyu dikkate alarak gerçekleştirilen müzakerelerin ardından aşağıdaki kararı vermiştir:

(2)

OLAY

1. Başvuranlar Ali Rıza Yıldız, İbrahim Yıldız, Gülseven Yıldız ve Selda Yıldız, T.C. vatandaşları olup sırasıyla 1969, 1995, 1969 ve 1991 doğumludurlar ve İstanbul'da ikamet etmektedirler. Başvuranlar, sırasıyla, 2 Ocak 1989 tarihinde doğan ve 19 Şubat 2010 tarihinde vefat eden Serhat Yıldız'ın babası, erkek kardeşi, annesi ve kız kardeşidir. Başvuranlar, Mahkeme önünde Ankara Barosu'na bağlı Avukat Servet Aydın tarafından temsil edilmektedirler.

Türk Hükümeti (''Hükümet''), kendi yetkilisi tarafından temsil edilmektedir.

2. Davanın olay ve olguları, taraflarca ifade edildiği şekilde aşağıdaki gibi özetlenebilir.

3. Başvuranların yakınının da aralarında bulunduğu asker alımına ilişkin sayım işlemi, 2009 yılında gerçekleştirilmiştir.

4. Serhat, askerlik şubesine başvurmuştur. Askeri eğitime başlamadan önce, psikolojik muayenenin yanı sıra sağlık incelemesi gibi olağan işlemlere tabi tutulmuştur. Doktorlar ilgilinin askerlik görevini yerine getirmeye elverişli olduğunu beyan etmişlerdir.

5. Serhat Yıldız, acemi eğitimini tamamlamak üzere 22 Ağustos 2009 tarihinde Kütahya'daki birliğine katılmıştır.

6. Psikolojik muayene ve rehberlik merkezi sorumlusu, 24 Ağustos 2009 tarihinde, Serhat Yıldız'ın bir hastanenin psikiyatri bölümüne sevk edilmesi gerektiği kanaatine varmıştır.

7. Serhat, 28 Ağustos 2009 tarihinde, Kütahya Devlet Hastanesi Psikiyatri Bölümü'ne sevk edilmiştir. Askerlik hizmetini yerine getirmeye elverişli olduğu tespit edilmiştir.

8. Askeri birliğin doktoru, 30 Eylül 2009 tarihinde, ilgilide "davranış bozukluğu" bulunduğunu tespit etmiştir. Serhat'ın, Kütahya Devlet Hastanesi Psikiyatri Bölümü'ne sevk edilmesine karar vermiştir.

(3)

9. Serhat Yıldız, 2 Ekim 2009 tarihinde psikiyatrik bir muayeneden geçirilmiştir. Hastane tarafından düzenlenen vizite kâğıdına göre, ilgiliye herhangi bir tıbbi tedavi uygulanmamış ve takip edilmesi öngörülmemiştir.

10. Psikolojik muayene ve rehberlik merkezi sorumlusu, 5 Ekim 2009 tarihinde Serhat Yıldız'ın rahatsızlığının "sosyal bir patolojiden"

kaynaklanmadığını kaydetmiştir.

11. Kendisine verilen yedi günlük iznin ardından, Serhat Yıldız, 8 Kasım 2009 tarihinde, usta birliğine katılmak üzere Şehitkâmil (Gaziantep) İlçe Jandarma Komutanlığı'na gitmiştir.

12. Serhat Yıldız, dosyaya eklenen belgelere göre, özel bir sorununun bulunduğuna dair yetkililere herhangi bir bilgi sunmamıştır.

13. Şehitkâmil Jandarma Komutanlığı'na kabul görüşmesi sırasında, kabul sorumlusu, Serhat Yıldız'ın psikolojik sorunlarının olduğunu belirten bir sağlık dosyasının bulunduğunu fark etmiştir. İlgilinin bu konuyla ilgili ifadesi alınmıştır. Serhat, dövmelerinin bulunması sebebiyle, psikolojik sorunları olan bir kişiymiş gibi değerlendirildiğini ancak, hastanede yapılan psikiyatrik incelemenin, askerlik hizmetini yerine getirmesini engelleyebilecek herhangi bir patolojik rahatsızlığının bulunmadığının anlaşılmasına imkân verdiğini belirtmiştir.

14. Serhat Yıldız, 26 Ocak 2010 tarihinde Hayrat Jandarma Karakolu'nda görevlendirilmiştir.

15. Serhat Yıldız, 19 Şubat 2010 tarihinde saat 18.30'a doğru, arkadaşları ile birlikte askeri araçla çıktıkları görevden dönerken, kendisine emanet edilen silahla göğsünün ortasından kendisini vurarak intihar etmiştir.

16. Re'sen bir ceza soruşturması açılmıştır. Bununla eş zamanlı olarak idari soruşturma da başlatılmıştır.

17. Aynı gün saat 20.30'a doğru, Gaziantep Askeri Savcısı ve jandarma ekipleri, delil unsurlarının tespit edilmesi ve toplanması amacıyla olay yerine gitmiştir.

18. Olay yeri tespit tutanağı düzenlenmiştir.

(4)

19. Olay yeri krokisi çizilmiştir.

20. Olay yeri fotoğrafları çekilmiştir.

21. Bir video kaydı alınmıştır.

22. Olay yerinde özellikle, Serhat Yıldız'a ait bir G-3 tipi tüfek, bir mermi kovanı, bir adet kartuş ve on yedi mermi bulunmuştur.

23. Serhat Yıldız'ın ellerinde barut kalıntısı bulunup bulunmadığı incelenmiştir. Bulunan kovan, kartuş ve on yedi mermi, tüfek ve olay anında müteveffanın üzerinde olan kıyafetlere, balistik inceleme raporunun düzenlenmesi ve parmak izi incelemesi yapılması amacıyla el konulmuştur.

24. Hastanede klasik otopsi gerçekleştirilmiştir. Söz konusu otopsi, Serhat Yıldız'ın, giriş deliği göğsünde bulunan bir mermiyle bitişiğe yakın bir atışla vurularak öldüğü sonucuna varılmasına imkân vermiştir.

Düzenlenen raporda, genç adamın ateşli silahlı yaralanmasına bağlı bir pulmoner kontüzyon ve kanama gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ayrıca doktorlar, müteveffanın sol kolunda iyileşmek üzere olan birçok jiletle kendini yaralama izi tespit etmişlerdir. Müteveffanın vücudunda başka herhangi bir yara izine rastlanmamıştır. Doktorlar diğer taraftan, Serhat'ın sol kolunda örümcek şeklinde ve sol elinin başparmağı ile işaret parmağı arasında yıldız şeklinde çizilmiş dövmeler bulunduğunu belirtmişlerdir.

Müteveffanın organlarında, kanında ve idrarında yapılan incelemeler, alkol veya uyuşturucu maddelerin bulunmadığını göstermiştir.

25. Balistik bir inceleme yapılmıştır. Bilirkişiler, Serhat Yıldız'ın ölümüne sebep olan G-3 tüfeği incelemiş ve tüfeğin işlevsel olarak iyi durumda olduğu ve olay yerinde bulunan mermi kovanının bu silaha ait olduğu sonucuna varmışlardır.

26. Serhat Yıldız'ın üzerinde yapılan araştırma ve incelemelerde, kamuflaj giysisinin ve hücum yeleğinin sağ bileğinde barut kalıntısı tespit edilmiştir.

27. Balistik raporuna göre, atışın bitişik mesafeden yapıldığı tespit edilmiştir.

(5)

28. Soruşturmalar kapsamında, Serhat Yıldız tarafından yapılan telefon aramaları da elde edilmiştir.

29. Müteveffanın görev arkadaşları ve üstlerinin, ayrıca ailesinin ifadeleri alınmıştır. Söz konusu ifadelerin somut olayla ilgili kısımları aşağıda yer almaktadır:

Er M.U. : "Serhat Yıldız'ı tanıyordum. Neşeli bir insandı. Ekonomik olarak ona yardım ediyordum. Serhat Yıldız, intihar edecek bir insanın davranışlarını sergilemiyordu."

Er K.İ. : "Serhat Yıldız'ı tanıyordum. Neşeli ve saygılı bir insandı. Serhat Yıldız'ın sağlık sorunları yoktu. Ekonomik sorunları da yoktu. Ailesini aradığını hiç görmedim.

Bize bağırması ve hakaret etmekten kaçınmaması sebebiyle, komutanımızı sevmezdi.

Komutanımızla göreve gitmekten nefret ederdi. Komutanımız herkese karşı sert davranırdı. Bildiğim kadarıyla, Serhat Yıldız'a karşı bir duruşu yoktu. Olayın meydana geldiği gün onu [Serhat Yıldız'ı] gördüm. İyi gibi görünüyordu. Olaydan sonra madde bağımlısı olduğunu öğrendim."

Er Z.C. : "Serhat Yıldız'ın herhangi bir sorunu yoktu. Herkesle iyi anlaşırdı. İyi bir askerdi. Göreve gitmeyi severdi."

Er T.Y. : "Serhat Yıldız herkes tarafından sevilirdi. Değişken bir yapısı vardı. Bir gün, neşeli ve dışa dönükken ertesi gün üzgün olur ve içine kapanırdı. Kenevir bağımlısıydı. Herkes bu durumu biliyordu. Komutanımız, bir hafta boyunca çarşı izinlerini engelleyerek, bu konuyla ilgili olarak kendisini cezalandırmıştı. Şehitkâmil Jandarma Komutanlığı'nda kendisine silah emanet edilmemişti. Hayrat'ta silah taşıdığını görünce şaşırmıştım. Serhat Yıldız ailesinden asla bahsetmezdi. Buna karşın, duyduğuma göre annesi hastaydı. Ekonomik sorunları yoktu. Hayrat'ta doktor tarafından hiç muayene edilmemişti. Arkadaşlarıyla ve üstleriyle herhangi bir sorunu yoktu. Bununla birlikte, komutanımızın bize bağırmasını ve hakaret etmesini hiç tasvip etmezdi. Zorunda olduğu için emirlere riayet ederdi. Bir gün, bana şakayla karışık askerden kaçacağını söylemişti. Benim de kendisini takip etmemi istedi."

Er C.D. : "Olayın meydana geldiği günden önceki gün akşam vakti, Serhat Yıldız, bana erkek kardeşleriyle ilgilenmek için askerden kesinlikle kaçması gerektiğini söyledi. Babasının öleli 5-6 yıl olduğunu ve annesinin ciddi bir hastalığı bulunduğunu ekledi. Serhat Yıldız madde bağımlısıydı. Acemilik eğitimi sırasında gördüğü psikolojik tedavi sebebiyle kendisine hemen bir silah emanet edilmediğini biliyorum.

(6)

Bu jandarma birliğinde, bize sıklıkla hakaret eden komutanımızın sert davranışları sebebiyle, ortam kötüydü."

Er O.N.K. : "Serhat Yıldız dışa dönük bir insandı. Çok fazla yakınlığım yok kendisiyle. Her halükarda, Serhat'ı herhangi bir sorundan şikâyet ederken görmedim."

Er C.K. : "Bu jandarma birliğinde bize iyi davranılıyor. Serhat Yıldız'ın bir sorundan şikâyet ettiğini görmedim. Madde bağımlısı olduğundan bahsedildiğini duydum."

Er S.T. : "Serhat Yıldız içine kapanık bir insandı. Çok fazla konuşmazdı. Annesi hastaydı. Yakınlarıyla konuşmak için çok fazla telefon kullandığını görmedim.

Ekonomik sorunu yoktu. Bildiğim kadarıyla, herhangi bir alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı yoktu. İçine kapanmayı tercih ettiği psikolojik sorunları olduğunu sanıyorum. Uykusu sırasında dişlerini gıcırdattığını fark etmiştim."

Er Ü.K. : "Olay gününde Serhat Yıldız'la birlikteydik. Bir sorunu varmış gibi görünmüyordu. Herhangi bir endişesini bize belirtmedi. Kimsenin ona kötü davrandığını görmedim."

Er İ.T. : "Olayın meydana geldiği gün Serhat Yıldız ile birlikte göreve katıldım.

Herhangi özel bir sorunu olduğundan bahsetmedi. Kendisini çok iyi tanımıyorum.

Ona da jandarma birliğindeki herkese davranıldığı gibi davranılıyordu."

Er A.F.B. : "Serhat Yıldız kendi içine kapanmış birisi değildir. Neşeli ve geveze bir insandı. Herhangi bir sorunu olduğundan bana bahsetmedi. Ailesi ona düzenli olarak para gönderiyordu. Komutanımız, madde bağımlısı olduğunu öğrenmişti. [Serhat Yıldız] bu konuyla ilgili uyarılmıştı bununla birlikte kendisine kötü davranıldı ve dövüldü. Jandarma birliğimizde iş yoğunluğu çok fazladır. Bu birlikte stresli bir ortam oluşmasına sebep oluyor. Ayrıca komutanımız, çok sert birisi. Herkes ondan korkar.

Serhat Yıldız'ın neden intihar ettiğini bilmiyorum."

Er M.Ö. : "Serhat Yıldız tamamen normal davranışlar sergileyen birisiydi. Onunla intihar ettiği gün tanıştım. Bir sorunu varmış gibi görünmüyordu. Komutanımız çok sert birisiydi. Arkadaşlarımızı dövdüğünü ve onlara hakaret ettiğini diğer askerlerden duymuştum. Bildiğim kadarıyla Serhat Yıldız o veya bir başkası tarafından dövülmemiştir."

Er M.Y. : "Serhat Yıldız askerlik hizmetini yerine getirdikten sonra babasıyla çalışmaya devam etmeyi düşünüyordu. Bizimle şakalaşmayı seven çok tatlı biriydi.

Her zaman gülümserken görüyordum. Herkesle iyi geçinirdi. İntihar edecek biri gibi değildi."

(7)

Er R.D. : "Serhat Yıldız ne ailevi ne de ekonomik bir sorunu yoktu. Herkesle iyi anlaşıyordu."

Er G.K. : "Serhat Yıldız'ın herhangi bir sorunu varmış gibi görünmüyordu.

Birlikteki komutanımızın sert bir insan olduğu doğrudur ancak kimseyi dövdüğünü görmedim."

Er E.A. : "Serhat Yıldız içine kapanık birisiydi. Askerlere çok sert davranan komutanımızın tutumundan şikâyetçiydi. Serhat'ı olayın meydana geldiği sabah gördüm. Dışarıda görevli olması dolayısıyla komutanı görmemiş olmaktan memnun olduğunu söyledi. Komutanımızın sürekli askerlere bağırmasından hoşlanmazdı."

Er C.C. : "Komutanın kişiliği dolayısıyla kimse askerlik hizmetini Hayrat Jandarma Karakolu'nda yerine getirmek istemiyordu. Bununla birlikte Serhat Yıldız askerlik hizmetini burada gerçekleştirdiği için zorluk çekiyormuş gibi görünmüyordu."

Er R.M. : "Serhat Yıldız, askerler üzerinde baskı kuran ve onlara hakaret eden komutanından şikâyetçiydi."

Er G.İ. : "Şehitkâmil'de, Serhat Yıldız, bana babasının vefat ettiğini söylemişti.

Hâlbuki olaydan sonra babasının yaşadığını öğrendim. Neden bana yalan söylediğini bilmiyorum. Hayrat Jandarma Komutanının çok zor birisi olduğunu söylediğini duymuştum. Herkesin önünde bir askeri dövmüştü."

Er E.Y. : "Serhat Yıldız komutanından şikâyetçiydi. Komutanının herkese hakaret etmesini tasvip etmiyordu. Bana, en sonunda onu öldüreceğini bile söyledi. Açık sözlü birisiydi. Herkesle tartışırdı. Askerlik hizmetini yerine getirmekten memnun değildi.

Ailevi sorunları vardı. Annesinin yüzüne telefonu kapattığını gördüm. Dediğine göre babası ölmüştü."

Er R.E. : "Olaydan bir önceki gün, Serhat Yıldız bana sıkıldığını söyledi.

Komutanımızın askerlere karşı davranışlarından şikâyet ediyordu."

Er İ.G. : "Serhat Yıldız güler yüzlü birisiydi. Sorunlu bir asker değildi.

Komutanımızın herkese bağırmasını tasvip etmiyordu. Neden intihar ettiğini bilmiyorum."

Er T.E. : "Serhat Yıldız, Hayrat Jandarma Karakolu'nda bulunmaktan memnun değildi. Komutanımızı sevmezdi. Arkadaşlarıyla iyi geçinirdi."

Er U.K. : "Serhat Yıldız sempatik birisiydi. Ailesiyle iyi anlaşırdı. Ekonomik sorunları yoktu. Herkes tarafından sevilirdi. Onu kenevir içerken gördüm. Kolundaki

(8)

façaları da gördüm. Askerlik hizmetini bir an önce bitirmek istiyordu. Askerlik hizmeti süresinin aşırı uzun olduğunu düşünüyordu. Bana "daha çok günüm var, asla bitmeyecek. Bu jandarma karakolunda kalırsam, ya firar edeceğim ya da delireceğim veya intihar edeceğim." Bunu söylediğinde etrafımızda başka insanlar da vardı.

Karamsar olmaması yönünde tavsiyede bulunduk. Askerlik hizmetini yerine getirmekten memnun değildi. Sadece zorunluluktan dolayı askerlik yapıyordu. Olayın meydana geldiği gün, sakindi. Durumunda bir anormallik görmedim. Olaydan bir önceki gün, bana "Kendimi silahla vurarak öldüreceğim, aileme ne diyeceklerini göreceğiz" Aklını kaybetmemesini ve sabırlı olmasını söyledim."

Er İ.G.Y. : "Serhat Yıldız jandarma karakolunda bulunmaktan memnun değildi.

Sıkıldığını söylüyordu. Askerden kaçmayı düşündüğünü söyledi."

Onbaşı R.M. : "Serhat Yıldız'ı olaydan bir gün önce gördüm. Komutanımızdan şikayet ediyordu, bana "ya onu ya kendimi öldüreceğim" dedi. Ciddi görünmüyordu.

Her halükarda intihar edebilecek birisiymiş gibi görünmüyordu. Olayın meydana geldiği gün, aceleci bir hali vardı. Göreve gideceği için memnundu. Komutanımızdan bahsederken bana "tüm gün onu görmeyeceğim" dedi. Serhat Yıldız'ın ekonomik sorunları vardı. Hayrat karakolu komutanının herkesi stres altına soktuğunu söyledi.

Fiziki veya sözlü şiddet uyguladığından bahsetmedi."

Onbaşı İ.K. : "Serhat Yıldız'ı iyi tanırım. Onunla herşeyle ilgili konuşurduk.

Arkadaşları ve üstleriyle iyi geçinirdi. Olayın meydana geldiği gün onu gördüm.

Birlikte bir göreve katıldık. İyi görünüyordu. Bana öğle yemeğimi ısmarladı.

Bilmediğim bir sebepten ötürü askeri araç içerisinde kendisini vurdu."

Astsubay K.K. : "Bu jandarma karakolunun komutanıyım. Serhat Yıldız disiplinli bir askerdi. Benim herhangi bir sorunundan haberim yok. Sivil hayatta uyuşturucu madde kullanıyormuş. Artık uyuşturucu madde kullanmayacağına dair bana söz verdi.

Psikolojik bir sorunu varmış gibi görünmüyordu."

Astsubay İ.Ç. : "Karakolun kabul işlemlerinden sorumluyum. Serhat Yıldız'ın geçmişte psikolojik sorunları olduğunu biliyordum. Kişisel dosyasını görmüştüm.

Belgelere göre, buna rağmen askerlik hizmetini yerine getirmek için elverişli bulunmuştu. Şehitkâmil'e geldiğinde, onunla bir görüşme gerçekleştirdim. Bana hiçbir şeyden bahsetmemeyi tercih etti. Neden bu bilgiyi benden sakladığını sordum.

Dövmeleri sebebiyle psikolojik sorunları olan bir insan olarak değerlendirildiğini ancak, hastanede yapılan psikiyatrik incelemenin, askerlik hizmetini yerine getirmesini engelleyecek herhangi bir patolojik rahatsızlığının bulunmadığının

(9)

anlaşılmasına imkan verdiğini söyledi. Ayrıca acemilik eğitiminin son bir ayında kendisine silah emanet edildiğini ekledi. Serhat Yıldız saygılı bir insandı ve askeri hayata iyi alışmıştı. Dışarıdan, sorunları olan birisiymiş gibi bir etki bırakmıyordu.

Arkadaşlarıyla iyi anlaşıyordu. Askerlik hizmetini yerine getirmek için hevesli görünüyordu."

Astsubay Ö.Y. : "Serhat Yıldız bende kendisiyle ilgili herhangi bir endişe belirmesine sebep olmadı. Hiç kimse bana onun bir sorunu olduğundan bahsetmedi.

Davranışları bana tamamen normal geldi."

Astsubay M.S. : "Serhat Yıldız jandarma karakolumuza geleli yaklaşık olarak yirmi gün olmuştu. Daha öncesinde Şehitkamil Jandarma Komutanlığındaydı. Herkesle iyi anlaşırdı ve herhangi bir sorundan yakınmazdı. Disiplinli bir askerdi. Saygılı bir insandı. Jandarma karakolumuzda tüm askerlere doğru düzgün davranırdık. Hiçbir şekilde şiddet uygulanmasına izin verilmezdi."

Astsubay Ü.K. : "Serhat Yıldız askeri hayata iyi alışmıştı. Arkadaşlarıyla iyi anlaşıyordu. Annesinin hasta olduğunu biliyordum. Ailesiyle ilişkileriyle ilgili olarak, çok fazla bilgi sahibi değilim. Olayın meydana geldiği gün tamamen normaldi. Bunu neden yaptı bilmiyorum."

Serhat Yıldız'ın babası Ali Rıza Yıldız : "Üç çocuğum var. Serhat Yıldız en büyük olan çocuğumdu. Özel bir sorunu, psikolojik veya fiziksel bir sorunu yoktu.

Kollarında yara izleri olduğunu fark etmiştim. Bu yaralar bir çivi ile oluşmuş gibiydi.

Derisinin o kısımları soyulmuş gibiydi. Amcası, [onun] cüzdanında uyuşturucu madde bulduğunu söyledi. Serhat Yıldız bunun kendisine değil, erkek arkadaşlarından birisine ait olduğunu ileri sürdü. Uyuşturucu madde kullandığını hiç anlamadım.

Serhat Yıldız askerlik hizmetini Hayrat'ta yerine getirmek istemiyordu. Gaziantep'te Şehitkamil Jandarma Komutanlığında iyiydi. Hayrat'taki jandarma karakolunda da askeri hayatın şartlarına alışmıştı. Şimdi bana sorduğunuzda, Kütahya'da diğer askerlerle birlikte kontrolden geçmek üzere psikiyatri bölümüne sevk edildiğini hatırladım. Her halükarda telefonda bana her şeyin iyi gittiğini söylüyordu. Olaydan iki gün önce telefonda kendisiyle konuştum. Sesinden oldukça iyi olduğu anlaşılıyordu. Ekonomik bir sorunu yoktu. Ona düzenli olarak para gönderiyordum.

Kendini öldürmüş olduğuna inanmıyorum."

Serhat Yıldız'ın annesi Gülseven Yıldız : "Oğlumun hiçbir sorunu yoktu. Haftada bir defa kendisiyle telefonla görüşürdük. O aramasa da biz onu arardık. Herhangi bir sorunundan bize bahsetmedi. Ekonomik sorunları yoktu. Ona düzenli olarak para

(10)

gönderiyorduk. Hayrat Jandarma Karakolu'na gitmek istemiyordu. Bunun dışında askerliği iyi geçiyordu. Bildiğim kadarıyla askerlik hizmeti süresi boyunca hiç hastalanmadı. Oğlumun psikolojik bir sorunu yoktu."

30. İdari soruşturma kapsamında, idari soruşturma komisyonu, 26 Şubat 2010 tarihinde bir rapor düzenlemiş olup, bu raporun somut olayla ilgili kısımları aşağıdaki gibidir:

" KAZANIN VE OLAYIN SEBEPLERİ:

a. Doğrudan sebebi: olası ailevi sorunlar.

b. Dolaylı sebebi: üstleri tarafından anlaşılamamış olan olası ailevi sebepler.

BU TÜRDEN KAZA VE OLAYLARIN ÖNLENMESİ İÇİN TAVSİYELER:

İstatistikler, özellikle askerlik hizmetinin ilk altı ayında intihar vakalarıyla karşılaşıldığını göstermektedir. Özellikle bu süre boyunca, erlerin sağlık durumuyla ilgili olarak tüm rütbeden askerlerin dikkatli olması gerekmektedir.

Sorunlu askerlerin mutlaka kimliklerinin teşhis edilmesi ve uygun çözümlerin bulunması gerekmektedir.

Askerler arasındaki iletişime her rütbede ayrıcalık verilmelidir.

SORUŞTURMA KOMİSYONUNUN OLAYA İLİŞKİN DEĞERLENDİRMESİ VE GÖRÜŞÜ

Serhat Yıldız'ın intihar sebebi kesin olarak belirlenememiştir.

Askeri personelin herhangi bir kusuru tespit edilmemiştir. Serhat Yıldız, herkesle iyi anlaşan sosyal ve saygılı biri olarak görülmüştür. Psikolojik muayene için hastaneye sevk edildiğinde, herhangi bir sorunu bulunmadığı ve askerlik hizmetini yerine getirmeye elverişli olduğu anlaşılmıştır.

Serhat Yıldız, komutanı tarafından doğrudan şiddete maruz kalmamış olsa bile, askerlere kızan ve bağıran komutanının davranışları kabul edilemez bulunmuştur. Bu türden davranışlardan kaçınması ve emri altındaki kişilere samimi ve yakın olması için söz konusu komutana uyarıda bulunulması uygundur."

31. Komutan K.K., emri altındaki erlere hakaret etmekten ve kötü muamelede bulunmaktan suçlanmıştır.

(11)

32. Gaziantep Disiplin Mahkemesi, 20 Temmuz 2010 tarihinde, zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın kayıttan düşürülmesine karar vermiştir.

33. Ceza soruşturması kapsamında Gaziantep Askeri Savcısı, 30 Kasım 2010 tarihinde Serhat Yıldız'ın intihar ettiği sonucuna ve askeri makamlara herhangi bir kusur atfedilemeyeceği kanaatine vararak, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiştir. Savcı bu kararı verirken, özellikle yerinde (in situ) düzenlenen soruşturma raporuna, olay yeri krokisine, fotoğraflarına ve videosuna, otopsi raporuna, balistik raporuna ve tanıkların ifadelerine dayanmıştır.

34. Serhat Yıldız'ın annesi ve babası, 30 Aralık 2010 tarihinde, avukatları aracılığıyla, takipsizlik kararına itirazda bulunmuştur. Özellikle oğullarının Kütahya'daki askeri eğitimi sırasında, makamların Serhat Yıldız'ın uyuşturucu madde bağımlısı olduğunu ve psikolojik sorunları bulunduğunu tespit ettiğini ve bu sebeple kendisine ateşli silah emanet edilmediğini ileri sürmüşlerdir. Oysaki Hayrat Jandarma Karakolu'nda Serhat Yıldız'ın silahlandırılmış ve askeri operasyonlarda aktif şekilde görev almıştır. Diğer taraftan Yıldız, emri altındaki bir kişiye küfür, hakaret etmekten ve kötü muamelede bulunmaktan askeri mahkeme önünde iki defa yargılanmış olan komutanının baskısına maruz kalmıştır.

35. Davacılara 19 Kasım 2011 tarihinde tebliğ edilen 28 Eylül 2011 tarihli bir kararla, Malatya Askeri Mahkemesi, adli ek bilgi sağlanmasına karar verdikten sonra, üçüncü bir şahsın Serhat Yıldız'ı intihar etmesi yönünde tahrik ettiği veya ona hakaret ettiği ya da yardım ettiğine dair tespitte bulunulabilmesi için delil unsurlarının bulunmadığı sonucuna varmıştır. Sonuç olarak, mahkeme, Serhat Yıldız'ın kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı ebeveynlerinin ileri sürdüğü itirazı reddetmiştir.

36. Mehmetçik Vakfı (askerlik hizmetini yerine getirdiği süre içerisinde yaralanan veya vefat eden askerlerin ailelerine yardım etmek amacıyla

(12)

kurulmuş vakıf), Serhat Yıldız'ın ailesine 13.390 Türk Lirası (olayların meydana geldiği dönemde yaklaşık 6.700 avro) miktarında yardım parası ödemiştir.

ŞİKÂYET

37. Başvuranlar, Sözleşme'nin 2. maddesini ileri sürerek, oğullarının ve kardeşlerinin, askeri makamların sorumluluğu altında zorunlu askerlik hizmetini yerine getirdiği sırada hayatını kaybetmesinden şikayet etmektedir; başvuranlara göre, yakınlarının fiziki ve psikolojik bütünlüğünü korumak amacıyla, makamların uygun tedbirleri almış olması gerekirdi.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME

38. Başvuranlar, Sözleşme'nin 2. maddesi bakımından yakınlarının yaşam hakkının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir.

39. Hükümet, öncelikle, sırasıyla Serhat Yıldız'ın erkek kardeşi ve kız kardeşi olan başvuranlar İbrahim Yıldız ve Selda Yıldız'ın 30 Kasım 2010 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmedikleri gerekçesiyle, iç hukuk yollarını tüketilmediğine ilişkin itirazını ileri sürmektedir.

40. Hükümet ardından, erlerin fiziki ve psikolojik bütünlüğünün korunması için öngörülen mekanizmanın aşağıda açıklandığı gibi işlediğini belirtmektedir.

41. Erler, askeri sayıma katılmadan önce, fiziksel olduğu kadar psikolojik durumlarının da askerlik hizmetine uygun olup olmadığının belirlenmesine imkân veren sağlık muayenelerinden geçmektedir. Sağlık sorunlarına ilişkin riskleri tespit etmek amacıyla tedbirler alınmaktadır.

Askerlik şubelerinde davranış muayenelerini gerçekleştiren bir psikiyatr

(13)

bulunmaktadır. Kırsal kesimde ilçe belediye başkanları, ilgililerin geçmişleri ve kişilikleri ile ilgili olarak makamları bilgilendirmekle ve şayet gerekliyse, erlerin şahsi sorunlarının bulunup bulunmadığını belirtmekle yükümlüdür. Savunma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında var olan bir protokol gereğince, hastanelerin, tıbbi geçmişleri bulunan 17 yaşından büyük kişileri askerlik şubelerine bildirmesi gerekmektedir. Psikolojik sorunlardan mağdur olduğunu söyleyen veya bu anlamda sağlık raporu bulunan erler, psikiyatrik muayeneden geçmeleri için askeri hastanelere yönlendirilirler.

42. Eğitim merkezine gelmelerinden on beş gün sonra, erler davranış analizi testine tabi tutulurlar: sorun teşkil edenler sağlık merkezlerine sevk edilirler ve durumları takip edilir. Erlerin dışarıyla bağlantı kurması teşvik edilir ve onlara iletişim yolları sunulur. Karşılaşılan ailevi ve kişisel sorunlar, devamlı olarak değerlendirilir ve duruma göre çevresel faktörleri iyileştirilir. Erlere herhangi bir görev verildiğinde, psikolojik durumlarını takip edebilecek kişilerin denetimi altında tutulurlar.

43. Acemilerin orduya katılmasının ardından, sağlık muayeneleri ve psikolojik kontrolleri düzenli olarak yapılır ve her erin doktorla görüşmeyi talep etme hakkı vardır. Garnizon ve kışlalarda psikolojik yardım birimleri bulunmaktadır. Bu merkezler, psikolojik sorunları olan kişilere daimi olarak yardım sağlamaktadır. Acemi erlerin bu merkezlerdeki yardımcılara ulaşmasını kolaylaştırmak için ücretsiz bir telefon hattı kurulmuştur. Erlerin sorunlarına ve kişisel ihtiyaçlarına yardım edilmesi için birliklerde tavsiye mekanizması kurulmuştur. Bu mekanizma, kriz durumuna yer vermeden önce sorunların hızlı bir şekilde çözülmesini amaçlamaktadır. Şizofreni, depresyon hastası veya madde bağımlısı olan kişiler, orduya katılmadan önce yakından takip edilirler ve görevleri kapsamında güçlü bir baskı altında tutulan kişiler gibi periyodik bir takibe tabi tutulurlar. Şayet ihtiyaç duyulursa, söz konusu kişiler, görevleri boyunca veya sonunda psikolojik rehabilitasyon merkezlerine gönderilirler. Psikolojik sorunlarının varlığı

(14)

kesin olarak tespit edilmiş olan kişilere, görevlerinin yerine getirilmesinde yardım edilir. Gerektiği takdirde, ilgilinin psişik durumunun askerlik hizmetinin tamamlanmasına izin verip vermediğinin belirlenmesi için yakınlarına haber verilir.

44. Diğer taraftan, daimi personeli ve erleri bilgilendirmek amacıyla

"Askere Alım Personelinin Rehberi", "Güvenlik ve Kazalardan Korunma"

veya "Adli Yardım" gibi birçok broşür hazırlanmaktadır. Silahlı Kuvvetler, psikolojik sorunları olan erler için takip edilecek işlemlere ilişkin emirleri düzenli olarak kaleme almaktadır. Son olarak, psikolojik sorunları sağlık raporlarıyla tespit edilmiş olan erler, 19 Ocak 2005 tarihli bir tüzük uyarınca, silah taşımamaktadır ve idari veya benzeri görevlere atanmaktadırlar. Subay ve astsubaylar farklı kazalardan ve olaylardan korunmak hususunda eğitilmektedirler. Komutanların erlerinin etkin kişiliklerini tanımaları ve uygun göreve yerleştirilmelerini sağlama zorunluluğu bulunmaktadır. Birlikler bünyesinde diyalog ve işbirliği teşvik edilir ve askerlere ödül verme yoluyla disiplin ve moralin yükseltilmesi için tedbirler alınır. İzinler öngörülmekte olup, yaratıcı faaliyetler sunulmaktadır. Askerlere küfür etmek ve kötü muamelede bulunmak yasaktır ve bu türden davranışlar cezalandırılır. Askerlerin intihar girişiminde bulunabilecekleri silahlar ve ilaçlar denetim altında tutulur. Her birlikteki bağlılığın önemi göz önüne alındığında, yalnızlık duygusunu ve sosyal yardımın eksikliğini engellemek için her şey yapılır.

45. Son olarak Hükümet, başvuranların şikâyetinin esası hakkındaki değerlendirmeyi Mahkeme'nin takdirine bırakmaktadır.

46. Başvuranlardan ikisi – Serhat Yıldız'ın anne ve babası -, yerel mahkemeler önüne sundukları iddialarını yinelemektedirler (yukarıda 34.

paragraf).

47. Mahkeme, Hükümetin ilk itirazıyla ilgili olarak, Ali Rıza Yıldız ve Gülseven Yıldız'ın 30 Kasım 2010 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ettiklerini (yukarıda 34. paragraf) ve Malatya Askeri

(15)

Mahkemesinin, bu talebi inceleme ve adli ek bilgi talep etmesinin ardından, itirazı bertaraf etme imkânı verdiğini gözlemlemektedir. İbrahim Yıldız ve Selda Yıldız'ın bu davaya katılmadıkları doğrudur. Bununla birlikte askeri mahkemenin soruşturma aşamasında denetim organı olarak karar vermiş olması ve soruşturma dosyasında bulunan unsurların tümüne sahip olması sebebiyle, Mahkeme, bu koşullarda ilgililerin söz konusu davaya katılmış olmalarının gerekliliği hakkında ikna olmamıştır. Sonuç olarak, Mahkeme'ye göre, Hükümet tarafından ileri sürülen itiraz geçerli değildir (Gerekli değişikliklerin yapılması şartıyla bk. (mutatis mutandis), Yüksel Erdoğan ve diğerleri/Türkiye, no. 57049/00, §§ 74-75, 15 Şubat 2007).

48. Mahkeme, başvurunun esasına ilişkin olarak, Sözleşme'nin 2.

maddesinin, Devleti, bir başkasının suç içeren davranışlarıyla veya kendi davranışlarıyla hayatı tehdit edilen kişinin, makamların sorumluluğu altında olduğu sürece (Keenan/Birleşik Krallık, no. 27229/95, §§ 89-93, AİHM 2001-III) korunması için gerekli tüm önlemleri almaya yükümlü kıldığını hatırlatmaktadır (Osman/Birleşik Krallık [BD], 28 Ekim 1998, § 115, Karar ve Hükümler Derlemesi 1998-VIII).

49. Mahkeme ayrıca, zorunlu askerlik hizmeti alanında da itirazsız geçerli olan bu yükümlülüğün, Devletlere, yaşam hakkına yapılan ihlallerden etkin korunmayı hedefleyen hukuki ve idari bir çerçeve ortaya koyma yükümlülüğünü de getirdiğini hatırlatmaktadır (Álvarez Ramón/İspanya (kabul edilebilirlik hakkında karar), no. 51192/99, 3 Temmuz 2001 ve Abdullah Yılmaz/Türkiye, no. 21899/02, §§ 55-58, 17 Haziran 2008).

50. Aynı zamanda zorunlu askerlik hizmeti alanında, hukuki ve idari çerçevenin, yaşama yönelik risk teşkil etme seviyesine göre uyarlanmış bir düzenlemeye özel bir yer ayrılmalıdır. Bu yalnızca askerlikle ilgili bir takım faaliyet ve görevlerin niteliğinden dolayı değil, aynı zamanda bir Devletin, sade vatandaşlarını askere alma kararı verdiğinde söz konusu olan insan unsurundan da kaynaklanmaktadır. Böylesi bir düzenlemede, kendilerini

(16)

askerlik yaşamının doğasında var olan tehlikeler karşısında bulan askerlerin, etkin bir şekilde korunmasını gözeten uygulamaya ilişkin önlemler ile hiyerarşinin farklı rütbelere sahip sorumlular tarafından işlenebilecek kusur ve hataların tespit edilmesini sağlayacak usuller öngörülmelidir. Bu bağlamda, askerlerin korunmasının sağlanmasına yönelik düzenleyici tedbirlerin ilgili sağlık kuruluşları tarafından uygulamaya geçirilmesi de gerekmektedir, zira askeri sağlık hizmet birimlerinin, uygulamaları dâhilindeki davranışları, bazı durumlarda, Sözleşme'nin 2. maddesinin maddi kısmı açısından sorumluluk yükleyebilir (Kılınç ve diğerleri/Türkiye, no. 40145/98, §§ 40-43, 7 Haziran 2005).

51. Mevcut davada, Mahkeme, öncelikle Serhat Yıldız'ın üçüncü bir şahıstan korunması yükümlülüğüne ilişkin olarak, ölüm koşullarını, toplanan delil unsurlarını ve olayı çevreleyen koşulların tümünü dikkate aldığında, hiçbir hususun genç adamın yaşamının başkasının davranışlarıyla tehdit edildiği varsayımında bulunulmasına imkân vermediği kanaatine varmaktadır.

52. Mahkeme ardından, Serhat Yıldız'ın yaşamını kendisinden koruma yükümlülüğüyle ilgili olarak, şayet bu durumdan haberdar olmuşlar ve bu riski önlemek için kendilerinden makul olarak beklenebilecek her şeyi yapmışlarsa askeri makamların, başvuranların yakınının intihar edeceğine dair gerçek bir riskin bulunduğunu bilip bilmediklerini veya bilmeleri gerekip gerekmediğini tespit etmelidir (Tanrıbilir/Türkiye, no. 21422/93, § 72, 16 Kasım 2000, daha önce anılan Keenan, § 93 ve daha önce anılan Kılınç ve diğerleri, § 43).

53. Bu bağlamda Mahkeme, Serhat Yıldız'ın askerlik hizmetine başlamadan önce olağan sağlık kontrolü işlemine tabi tutulduğunu (yukarıda 4. paragraf), askerlik hizmetini yerine getirebilmek için elverişli bulunduğunu ve ne başvuranların ne de Hükümetin aksini ileri sürmediğini tespit etmektedir.

(17)

54. Mahkeme, kendisine sunulan unsurlara atıfta bulunarak, Serhat Yıldız'ın 24 Ağustos 2009 tarihinden itibaren tıbbi ve psikolojik takip altında tutulduğunu, birçok gözlem ve incelemeden geçirildiğini, doktorların askerlik hizmetini yerine getirmesine engel olabilecek psikolojik bir sorununun bulunmadığını ve bu tespitin yapılmasının ardından ilgilinin atandığı yere gidebilmiş ve silah taşımasına izin verilmiş olduğunu gözlemlemektedir.

55. Bununla birlikte Mahkeme, dosyaya eklenen tanık ifadelerine göre, Serhat Yıldız'ın kenevir bağımlısı olduğunu ve askeri makamların bu sorundan haberdar olduklarını tespit etmektedir. Burada, söz konusu makamların, Serhat Yıldız'ın intihar edebileceğine dair gerçek bir riskin bulunduğunu bilip bilmedikleri sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu noktada Mahkeme'nin, ordu personeline atfedilebilir hatanın, basit bir karar hatasının veya tedbirsizliğin ötesine geçip geçmediğini tespit etmesi gerekmektedir (daha önce anılan Abdullah Yılmaz, § 57). Aslında benzer bir davada, insan davranışının öngörülmezliğini göz ardı etmemek ve Devletin pozitif yükümlülüğünü, Devlete yüklenen aşırı veya dayanılmaz bir yük olarak yorumlamamak gerekmektedir (daha önce anılan Keenan, § 90).

56. Mahkeme'ye göre, somut olayda her şey, özellikle komutanının sert tutumundan şikâyetçi olan başvuranların yakınının, olayın meydana geldiği güne kadar intiharın öngörülebileceği bir davranış sergilemediğini düşündürmektedir: ilgili üstlerine hiçbir zaman herhangi bir sorunundan bahsetmemiştir ve psişik durumu başvuranlar tarafından asla sorgulanmamıştır.

57. Mahkeme ardından, jandarma karakolunun başındaki subayın idari soruşturma komisyonu tarafından eleştirildiğini, bu komisyonun komutanın askerlere karşı davranışlarını kabul edilemez bulduğunu kaydetmektedir (bk. yukarıda 30. paragraf). Mahkeme, her halükarda hiyerarşik olarak ilgilinin üstü olan söz konusu komutanın iddia edilen davranışıyla meydana gelen intihar arasında makul bir nedensellik bağının kurulamayacağı

(18)

kanaatindedir. Mahkeme ayrıca, komutanın, öncü işaretler bulunmaksızın, Serhat Yıldız'ın intiharının gerçek ve acil bir risk teşkil ettiğini öngörememekle suçlanamayacağı kanaatindedir.

58. Yukarıda belirtilen hususlar ışığında Mahkeme ayrıca, meydana gelen olayı önleyememiş olmaları sebebiyle askeri makamları suçlamanın, Sözleşme'nin 2. maddesinden doğan yükümlülükleri bakımından, onlara aşırı bir yük getirmek anlamına geleceği kanaatindedir.

59. Dolayısıyla başvuranların bu hükme dayanan şikâyeti, açıkça dayanaktan yoksundur.

Bu gerekçelerle, Mahkeme, Oybirliğiyle,

başvurunun kabul edilemez olduğuna

karar vermiştir.

İşbu karar, Fransızca tanzim edilmiş olup, 30 Nisan 2015 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir.

Abel Campos András Sajó

Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Başkan

Referanslar

Benzer Belgeler

Mahkeme, 24 Mart 1999 tarihli bilirkiĢi raporuyla ve Kriminal Polis Laboratuvarının 29 Temmuz 1999 tarihli raporuyla, söz konusu patlayıcı maddenin, askeri mühimmat

Tarafların her biri tarafından sunulan açıklamalar arasında bulunan uyuĢmazlıkları dikkate alan Mahkeme, sahip olduğu delillerden yola çıkarak aĢağıdaki

A.T.’ye vermek istediğini, ancak A.T.’nin bunları almak istemediğini, V.K.’nin, bu durumu hesabındaki parayı babasına göndermesi gerektiğini ancak çarĢı

Askeri savcı, 7 Haziran 2004 tarihinde, mermi giriş ve çıkış deliği ile atış mesafesinin belirlenmesi amacıyla ek bir inceleme yapılması için, Yılmaz’ın

BaĢvuranlar özellikle, Hükümetin görüĢlerinin ekinde bulunan, A.S.’nin tutuklanmasının baĢlangıcında doldurulan “intihar riski bulunan tutuklu kiĢilerin

İstanbul Atatürk Havalimanı ve Kumkapı Yabancılar Geri Gönderme Mer- kezi’ndeki kötü fiziki koşullara ilişkin olarak, Hükümet’in iç hukuk yollarının tüke-

Vahit Uzun’un birlik komutanı Üsteğmen G.B., şu beyanlarda bulunmuştur : 28 Aralık 2006 tarihinde nöbet tuttuğu sırada genç bir adam görmüştü ; Komutan ona

Đtiraz, 13 Ağustos 2009 tarihinde, iki yasal temsilcinin, “Cumhuriyet Savcısının 18 Mart 1996 tarihli kararını aldığı tarihte, başvuranı temsil etmediği ve