• Sonuç bulunamadı

BEBEKLİK DÖNEMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BEBEKLİK DÖNEMİ"

Copied!
78
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BEBEKLİK DÖNEMİ

(2)

1.

Fiziksel ve Motor

Gelişim

(3)

Uzunluk

● Yeni doğmuş bir bebeğin boyu 50 cm’dir.

● İlk 6 ay boyunca ayda 8 cm,

● İkinci 6 ay boyunca ayda 4 cm uzar.

● 1-2 yaşlarında boy uzunluğu 10-12 cm artar

(4)

Ağırlık

● Yenidoğanın ağırlığı ortalama 3 kg’dır.

● 5 aylık olduğunda doğum ağırlığının 2 katı,

● 1 yaşında 3 katı,

● 2 yaşında ise 4 katı ağırlığa ulaşır

4

(5)

Büyük (Kaba)Motor

(6)

Duruşun Gelişimi

● Yeni doğan bir bebek duruşunu kontrol edemez.

Doğumdan birkaç hafta sonra içinde başını dik

tutabilir ve yüzükoyun yatarken başını kaldırabilir.

6-7 ay öncesinde destekli oturur ve daha

sonrasında desteksiz otururlar. İlk bir yılın sonunda ayakta durabilirler

6

(7)

Yürümeyi Öğrenmek

● Dik yürümek için bir ayağı ileri doğru atarken diğer ayak ile dengesini kurması gerekmekte ve sonra ayaklarının yerini değiştirmesi gerekmektedir.

● Bebekler ilk 6 aylarında sırt üstü yatarken ardışık

ayak hareketleri yapabilirler. Yürümeden önce çoğu

çocuk emekler ve ayakta durma koordinasyonunu

sağladıktan sonra yürümeye geçebilirler

(8)

Küçük (İnce)Motor

8

(9)

● Erişme ve kavrama çevre ile etkileşim açısından önemli becerilerdir.

● Gelişimin ilkesine uygun olarak önce omuzları ve dirsekleri ile hareket ederken daha sonra

bileklerini, sonra baş parmağı ve avuç içini ve en son parmaklarını kullanarak kavrarlar

● Birinci yılın sonunda baş ve işaret parmağını

kullanarak küçük nesneleri kavrayabilirler.

(10)

Duyu ve Algı

10

(11)

Motor Gelişimde Bazı Becerilerin Kazanılmaları

1. Ay-Yüzükoyun

pozisyondayken çenesini hafifçe kaldırır.

2. Ay-Yüzükoyun pozisyondayken başını 180 derece tutar.

3. Ay-Yüzükoyun pozisyondayken kollarından destek ile gövdesini kaldırır.

3. Ay-Nesnelere uzanır ancak yakalayamayabilir.

3. Ay- Kucağa alındığında başını dik tutabilir.

4. Ay- Destekle oturur.

5. Ay- Çıngırak gibi nesneleri kavrar.

6. Ay- Sırtüstünden yüzüstüne dönebilir.

7. Ay-Desteksiz oturur.

8. Ay- Emekler.

9. Ay- Destekle ayakta durur.

10. Ay- Sıralar.

12. Ay- Desteksiz yürür.

13-15. Ay- Yerdeki bir nesneyi eğilerek alır.

13-15. Ay- Kalemi avucuyla kavrar.

16-18. Ay- Elinden tutulduğunda basamak çıkar.

19-21. Ay- Dengeli koşar.

22-24. Ay- Yerinde zıplar.

22-24. Ay- Kalemi üç parmağı ile tutar

22-24. Ay- Merdivenden yardımsız iner

(12)

Duyu ● Duyu organlarının uyarılmasıyla beyin kabuğunda oluşan duyusal bilginin, çevremizdeki enerji değişikliklerinin yani uyaranların sinir akımı haline dönüştürülerek beynimize ulaştırılmasıdır. Verinin duyu alıcılarının (gözler, kulaklar, dil, burun ve deri) karşılıklı etkileşimiyle ortaya çıkar

12

(13)

Algı ● Duyu organları ile alınan bilginin organize edilip

yorumlanması sürecine algı denmektedir. Örneğin

kulakla temas eden hava dalgaları, gürültü veya

müzikal ses, algı olarak yorumlanabilir

(14)

Görsel Algı

● Hem gözlerdeki hem de beyindeki görsel yapılar doğum sonrasında tam olarak gelişmemiştir.

Retinadaki hücreler, gözün içinde ışığı yakalayıp beyne iletiler gönderecek kadar henüz gelişmemiştir. Bu bilgileri aktaran görme siniri ve beyinde onları alan görsel merkezler de birkaç yıl kadar, yetişkinlerinki gibi olmayacaktır.

14

(15)

Derinlik Algısı

● Bir bebek de her türlü basit görevi yerine getirirken

derinlik değerlendirebilmeye gereksinim duyar. Bir

nesnenin ulaşabileceği uzaklıkta olup olmadığını

değerlendirme, divanın kenarından yere doğru

inmeden önce yerden yüksekliği hesaplayabilme ya

da kaşığı çikolatalı puding kasesine hedefleme gibi

görevleri bunlar arasında sayılabilir

(16)

İnsan yüzü algısı

İki aylıktan küçük bebekler insan yüzünü diğerlerinden ayıramazlar. İki üç aylık bebekler ise uyarıcıları keşfettiği zaman diğer uyarıcılardan çok insan yüzüne bakmayı tercih etmektedirler. Üç aydan itibaren bebek değişik yüzlerin arasında daha iyi bir ayrım yapar.

Örneğin ilk olarak annenin yüzünü tanır, annenin yüzünün fotoğrafına daha uzun bakar. Yedi on aylarda duygusal ifadeleri anlar, olumlu-olumsuz yüz ifadelerine değişik davranır

16

(17)

Renk Görüşü

● 4 aylık olduklarında ebeveynlerinin gösterdiği açık ve koyu maviden doymuş renkli olanı tercih

etmektedirler

(18)

İşitme

● Normal gelişen bir çocukta sesleri tanıma 3 aylıktan başlar. Başlangıçta bebek başını sese çevirir, sonra sesin geldiği tarafa doğru ikinci bir hareket yapar. Başını önce aşağı sonra yukarı hareket ettirir. Zamanla bu hareket kaynaşır ve 10 aylıkta tek bir hareket olur. Bu yaştan sonra seslerin şiddeti, değişik frekansı, tonu, süresi ve diğer seslerle ilişkisi bebek tarafından ayırt edilmeye başlar

18

(19)

Ses yüksekliği

● Doğumdan sonra bebekler yetişkinler gibi

yumuşak sesleri duyamamaktadır. Sağlıklı bir

yetişkin 12-15 metreden fısıltıları duyabilirken bu

mesafede yeni doğan ancak normal konuşma

sesini duyabilir

(20)

Dokunma Duyusu

● Bebeklerin dokunma ve hareket duyuları belki de sahip oldukları en gelişmiş duyulardır. Bebekler, bebek masajlarına verdikleri tepkiler bebeklerin dokunmaya duyarlı olduklarını göstermektedir

● Deri vücudun en duyarlı dokusudur. Yenidoğanda dokunma duyusu özellikle dudaklar, dil, kulaklar ve alında olmak üzere tüm vücutta çok iyi gelişmiştir

20

(21)

Koku Duyusu

● Yeni doğanlar kokuları ayırt edebilmektedirler.

Anne sütü ile beslenen altı günlük bebeklere

annelerinin göğüs petleri ve kullanılmamış göğüs

petleri koklatıldığında annelerinin kokusunu açık

bir şekilde tercih ettikleri görülmektedir. Bu durum

ise doğumdan hemen sonraki iki günde yokken

kokuyu tanımak için bir süreye ihtiyaç

duymuşlardır

(22)

Tat Alma Duyusu

● Yenidoğanda tat duyusu oldukça iyi gelişmiştir. Tat tomurcukları gestasyon yaşının 3.ayında gözükmeye başlar. Bu fetüste yutma refleksinin gözükmeye başladığı dönemdir. Yenidoğan döneminde bu duyu yaşamın diğer dönemlerinden çok daha önemlidir. Tatlı besinlerin yenidoğanı sakinleştirirken, acı ve ekşi besilerin onu huzursuz ettiği gözlenmiştir

22

(23)

Yeni doğanlar dört temel tada farklı tepkiler göstermektedirler. Bu olguyu en iyi şekilde gösteren çalışmalardan biri Jacop Steiner tarafından çok ince ve basit bir şekilde düzenlenen bir dizi araştırmadır.

Daha önce hiç beslenmemiş yeni doğan bebeklerin

ağızlarına değişik tatlar içeren sular konmuş, bundan

önce ve sonra bebeklerin fotoğrafları çekilmiştir.

(24)

Bilişsel Gelişim

(25)

Şemalar

● Piaget bebeklerin dünyayı algılarken şemalar oluşturduklarını söylemektedir.

● Bilgiyi örgütleyen eylemler ya da zihinsel tasarımlardır

● Beyin ve sinir sisteminin olgunlaşması ile birlikte bireyin çevresine adapte olmasını sağlamaktadır

Bebeğin şemaları; emme, bakma ve yakalama gibi

örneklendirilebilir

(26)

Özümleme (Asimilasyon)

● Yeni bilgi ya da yaşantılarında var olan şemalarını kullanmalarıdır Bebeğin dünyayı tutarlı bir şekilde algılaması ve bilgileri kavramasıdır

Asimilasyona örnek olarak bebek eğer çıngırağı sallama şemasını kazandıysa farklı nesneleri de sallamasıdır

26

(27)

Uyma (Adaptasyon)

● Yeni bilgi ve yaşantıyı içe almak için var olan şemanın uyarlanmasıdır

● Yeni yaşantılar geliştikçe bazen mevcut şemalar

yetersiz kalabilir Mevcut şemaların çevreye göre

değişim ve gelişim göstermesidir

(28)

Uymaya (Adaptasyon) örnek olarak bebeğin

ulaşamayacağı bir nesneye bakması ve dokunmak için hareket etmesi ya da yardım istemesidir.

28

(29)

Akamodasyon (Kendini uydurma)

● Bebek dünyayı algılamak için bilgi ve algıları özümsemektedir.

● Özümseme var olan şemaları değiştirebilir.

● Yeni duruma uymak için şemasını değiştirmesidir.

(30)

Akamodasyona örnek olarak bebek köpek

gördüğünde daha önceden bildiği «kedi» olarak isimlendirmektedir. Daha sonra iki canlı arasındaki ayrımı annesi ona söylediğinde «hayır o bir köpek»

dediğinde artık şemasını değiştirerek kendini uydurmaktadır.

30

(31)

Organizasyon

● Birbirinden ayrı davranış ve düşüncelerin daha üst bir sistemde gruplanmasıdır.

● Bebeğin şemalarına rehberlik etmektedir.

● Birden fazla şemanın birleştirilmesi ve

kaynaşmadır

(32)

Organizasyona örnek olarak 3 aylık bir bebek önce gözünü ile nesneyi izler sonra uzanır. Bu bakma ve uzanma şemalarının birleşimidir.

5 aylık bir bebek çıngırağı alıp ağzına

götürdüğünde iste bakma, uzanma ve ağzına alma olmak üzere üç şemayı birleştirir.

32

(33)

Duyu Motor Evresi (0-2

yaş)

(34)

Duyu Motor Evresi

● Doğumdan sonra 2 yaşa kadar olan süreçtir.

● Bebekler dünyayı duyuları ile algılamaktadırlar

● Duyu motor dönem dönemde erişilen temel özellikler;

○ Kendisini dış dünyadan ayırt edebilir.

○ Refleksif davranışları amaçlı davranışlara dönüşür.

○ Nesne devamlılığı kazanılır

34

(35)

Basit refleksler 0-1 ay İlk alışkanlıklar ve birinci döngüsel

tepkiler 1-4 ay

İkincil döngüsel tepkiler 4-8 ay İkincil şemaların eşgüdümlenmesi 8-12 ay

Üçüncü döngüsel tepkiler 12-18 ay

Şemaların içselleştirilmesi 18-24 ay

Duyu Hareket Evresi

(36)

Basit refleksler (0-1 ay)

● Algılama ve eylemler refleksler ile

gerçekleşmektedir Bu dönemde emme çok güçlü bir reflekstir ve nesnelerle-kişilerle ilişkisini

sağlamada önemli bir araçtır

36

(37)

İlk alışkanlıklar ve birinci döngüsel tepkiler (1-4 ay)

● Bebek iki farklı duyusal şemasını eş

güdümlemektedir Alışkanlık basit bir refleks üzerine kurulmuş şemadır örneğin emmenin refleks olmaktan çıkıp bilinçli bir şekilde

yapılmasıdır

(38)

İkincil döngüsel tepkiler (4-8 ay)

● Bebek kendisi ile olan meşguliyetinin ötesine

geçerek çevresindeki nesneler ile ilgilenmektedir.

Kasıtlı ya da amaca yönelik değildir ama ortaya çıkan sonuç tekrarlanmaktadır salladığı için çıkan sesi tekrarlar.

38

(39)

İkincil şemaların eşgüdümlenmesi (8-12 ay)

● Görme ve dokunmayı, el ve gözü

eşgüdümlemektedir. Önceden var olan şemalarını

birleştirmekte ve amaçlı davranmaktadır Görme

alanından kaybolan bir nesneyi aramaktadır.

(40)

Üçüncü döngüsel tepkiler (12-18 ay)

● Nesnelere sürekli yeni şeyler yaparak sonuçlarını araştırır ve amaçlı olarak nesnelerin farklı

kullanımlarını değerlendirirler

40

(41)

Zihinsel kombinasyonlar ve problem çözme (18- 24 ay)

● Bebek duyu motor düzeyden sembolik düzeye geçmeye başlar.

● Semboller somut durumları kavramasını kolaylaştırır.

● Karşılaştığı problem durumlarına çözümler

üretmektedir

(42)

Nesne Devamlılığı

● Duyu hareket döneminin sonunda nesneler artık hem bireyin kendisinden hem de sürekli hale

gelmeye başlamaktadır.

● Nesnelerin görünmediklerinde, duyulmadıklarında ya da dokunulmadıklarında bile var olmaya devam ettikleri anlayıştır

42

(43)

Koşullama

Skinner’i edimsel koşullanmasında olduğu gibi (davranışın sonuçlarını, davranışın ortaya çıkma olasılığını değiştirmektedir) bebekler de davranışların sonunda ödüllendirildiğinde o davranışı tekrarlar.

Örneğin; bebeğin mobiline ayak bileğine bir kurdele ile

bağlandığında bebek ayağını hareket ettirdiğinde

mobilinin hareket ettiğini görünce bu davranışını tekrarlar

(44)

Dikkat

● Zihinsel gücün belirli bir bilgi üzerinde odaklanmasıdır.

● Yeni doğan bebekler bir bir şekli algılayabilmekte ve dikkatlerini bir süre odaklayabilmektedirler

44

(45)

Ortak Dikkat

● Bebeğin dikkatini bir yetişkin ile birlikte aynı nesneye ya da olaya odaklamasıdır.

○ Birinin bakışını takip etme veya başkasının davranışlarını izleme,

○ Bir kişinin dikkatini başkasının dikkatine yöneltmesi,

○ Karşılıklı etkileşim şeklinde olabilir

(46)

Ortak Dikkat

● Ortak dikkat ilk olarak 7-8 ay civarında ortaya çıkmaktadır ama birinci yılın sonuna kadar ortak dikkat becerileri çok fazla gözlemlenememektedir.

● Ortak dikkat öğrenme açısından oldukça temel ve önemli bir beceridir

46

(47)

Ertelenmiş taklit

● Piaget 18. aya kadar ertelenmiş taklidin ortaya

çıkmadığını söylemektedir ancak Meltzoff (1988) 9 aylık bebeklerin 24 saat önce gördükleri bip sesi çıkaran düğmeye basma eylemlerini taklit

ettiklerini ortaya çıkarmıştır

(48)

3.

Dil Gelişimi

(49)

Doğum Ağlama

2-4 ay Cıvıldama

5 ay İlk sözcükleri anlar

6 ay Babıldama başlar

7-11 ay Evrensel dilden dile özgü dinleyiciye doğru değişir 8-12 ay İşaret etme ve gösterme gibi jestleri kullanır

Kelimeleri kavramaya başlar

13 ay İlk sözcüklerini söyler

18 ay Sözcük patlaması yaşanır

18-24 ay İki sözcüklü ifadeler kullanır

Sözcükleri anlamada hızlı bir gelişim yaşanır

(50)

Dilin İlk Algılanışı

● Bebekler ilk aylarında dinledikleri konuşmaların tonlama ve vurgularına duyarlıdırlar. Konuşan yetişkinin olumlu mu yoksa olumsuz tonda mı konuştuğunu ayırt etmektedirler. Tonlamaya göre de gülümsemektedirler

50

(51)

Babıldama (Babbling) ve diğer seslendirmeler

● Anlaşılır sözcükler kullanılmadan önce meydana gelen seslendirmelerdir.

● Ses çıkarmayı pratik etme, iletişim kurma ve dikkat çekme amacıyla kullanılmaktadır.

● 2-4 ay arasında cıvıldama ve 6. aydan sonra ba ba ba

gibi hece tekrarları oluşmaktadır

(52)

Jestler

● 8-12 aylarda el sallama, kafasını eğme ya da işaret etme gibi jestler ile iletişim kurmaktadırlar

52

(53)

İlk sözcükler

● Birinci yılda yakınındaki insanlar (baba-anne), oyuncaklar (top), yiyecekler (su-süt), organları (göz) gibi çevrelerinde aşina oldukları kelimeleri söyleyebilmektedirler.

● 18. aydan sonra sözcük patlaması yaşayarak fazla

sözcüğü tekrar etmektedirler

(54)

İki sözcüklü ifadeler

● 18-24 aylık olduklarında iki sözcükleri birleştirerek ifadeler kullanırlar Ör;Anne ver, baba bak vb.

● Sadece isim ve fiillerin birleşmesi ile oluşan ve sadece anlam taşıyan sözcüklerden oluşan bu cümleler telgrafik konuşmadır

54

(55)

Biyolojik ve Çevresel Etkenler

(56)

Biyolojik Etkenler

● Sözcük çıkarmak için gerekli olan beyin bölgesi Broca bölgesi; dili anlamada gerekli olan beyin bölgesi Wenicke bölgesidir. Bu bölgelerden birinde meydana gelen hasar, dil kaybı olan afazi (söz yitimi) türlerine neden olmaktadır.

● Dilbilimci Chomsky’ye göre insanlar belirli zamanlarda belirli bir yolla dil öğrenmeye biyolojik olarak donanımlı olarak doğmaktadırlar

56

(57)

Çevresel Etkenler

Davranışçı görüş: Bir bebek anne dediğinde annesi onu kucağına alır ona gülümser ve

ödüllendirir dolayısı ile bebek anne demeyi tekrarlar

Genişletme: Çocuğun söylediklerini dilsel olarak daha genişleterek tekrar etmek.

Etiketleme: Nesnelerin isimlerini belirlemektir.

Nesne ve ismin eşlemesidir.

(58)

Etkileşimci görüş

● Hem biyolojik yapı hem de yaşantılar dil

gelişiminde etkilidir Doğuştan getirilen potansiyel vardır. Ayrıca uygun zengin uyaranlı çevresel

koşullar da çocuğun dil gelişiminde katkı sağlamaktadır

58

(59)

4.

Sosyal

DuygusalGelişimi

(60)

Duygusal anlatım ve sosyal ilişkiler

● Duygusal anlatımlar bebeklerin bakım verenlerle etkileşim kurmasını sağlamaktadır ve ona bağlı olarak gelişmektedir.

60

(61)

Ağlama

Temel ağlama: Ağlamanın hemen ardından gelen kısa bir sessizlik, sonra temel ağlamadan sonra daha yüksek tonda gelen iç çekme ve yeniden ağlama

döngüsüdür. Açlık gibi etkenleri olabilir.

Kızgınlık ağlaması: Ses tellerinden daha fazla

havanın geçmesiyle olan açlık ağlamasının başka bir çeşididir.

Acı ağlaması: Başlangıçta ani ve uzun süreli yüksek

sesli ağlama olarak başlar

(62)

Ağlama

● Anne ve babalar zamanla bebeklerinin

ağlamasının neyden kaynaklandığını anlayabilir hale gelmektedirler.

62

(63)

Gülümseme

● Önemli bir sosyal etkileşim aracıdır.

Refleksif gülümseme: Dışarıdan bir uyarana karşı meydana gelir ve doğumdan sonraki ilk bir ayda uyku sorasında olur.

Sosyal gülümseme: Dışarıdan bir uyarana

karşılık meydana gelir ve ikinci ay civarında

görülmeye başlar

(64)

Mizaç

● Bazı bebeklerin çok sık ağladığı bazı bebeklerin ise daha neşeli oldukları görülmektedir. Bu özellikler mizacı yansıtabilmektedir.

64

(65)

Mizacın sınıflandırılması

Kolay çocuk: Çoğunlukla pozitif duygu durumuna sahiptir. Hızlı bir şekilde düzenli alışkanlıklar oluşturur ve yeniliklere kolay uyum sağlar.

Zor çocuk: Çoğunlukla olumsuz tepkiler verir, sıklıkla ağlar. Günlük alışkanlıkları düzensizdir ve değişimi

kabul etmesi yavaştır.

● Yavaş harekete geçen çocuk: Düşük etkinlik düzeyine

sahiptir kısmen olumsuz ve düşük yoğunlukta duygu

durum sergiler

(66)

Psikoseksüel Gelişim Kuramı

66

(67)

● Freud’un psikoseksüel gelişim kuramına göre insan kişiliğinde var olan;

○ İd: Doğuştan var olan, mantıksız, bilinçsiz, hırslı ve bencil yanıdır. Yenidoğanlar beklemeyi bilmez ve temel

ihtiyaçların karşılanması önemlidir.

○ Ego: Yaşamın birinci yılının sonlarında her istediklerinin istedikleri zamanda olmayacağını anlar ve artık istekleri için beklemesi gerektiğini kavrar.

○ Süperego: Kişiliğin 3-4 yaşlarından sonra gelişir ve ebeveynleri ile olan özdeşimler sayesinde toplumun değerlerini benimserler

(68)

0-1 yaş Freud’a göre oral dönemdir. Libido yani haz merkezi ağız bölgesindedir. Bu nedenle de bebekler her şeyi ağızlarına götürürler Bebeklerin bu dönemde oral doyum sağlayan kişi veya

nesneye bağlandığını belirtmektedir

68

(69)

Psikososyal Gelişim Kuramı

(70)

● Erik Erikson kişilik gelişimini 8 ayrı döneme ayırmış ve her dönemin kendi içinde çatışmalarının

olduğunu belirtmiştir.

● Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramında 0-1 yaşlık dönem temel güvene karşı güvensizlik dönemidir. Fiziksel rahatlık ve duyarlı bakım

bebeklerin temel güven duygusunu kazanmasını sağlamaktadır

70

(71)

● Erikson’un Psikososyal Gelişim Kuramında 1-3 yaş arası özgürlüğe karşı utanç ve korku

dönemidir.

● Yürümeye başlama ile birlikte çocuk

bağımsızlaşmaya başlar ve bakım verenden fiziksel yakınlığı uzaklaşmaya başlar. Her şeyi kendisi

yapmak denemek ister. Çocuk engellediğinde

utanç ve korku yaşamaktadır

(72)

Bağlanma

● Harlow’un bebek maymunlar üzerinde yaptığı deneyde altı ay boyunca bebek maymunlara bir

telden yapılmış anne bir de kumaştan yapılmış anne bakmıştır. Hangi annenin maymunları beslediğine bakmaksızın yavru maymunlar en fazla zamanlarını kumaştan kaplı anne ile geçirmişlerdir

72

(73)

Bağlanma

● Bowlby, bebeklerin ve bakım verenlerin bağlanma davranışları açısından incelemiştir. Bebek ağlar, sarılır, mırıldanır ve sonra güler. Daha sonra emekler ve bakım vereni takip eder.

● Birinci hedef bakım verenin yanında olmasıdır

(74)

Bağlanma

Birinci aşama (0-2 ay): Bağlanma insana yöneliktir.

Yabancılar, kardeşler, anne-babalara karşı eşit bir şekilde gülümser.

İkinci aşama (2-7 ay): Tanıdık olanı ayırt etmeyi öğrenir ve bağlanma sadece bir kişiye (temel bakım verene)

odaklanmaya başlar.

Üçüncü aşama (7-24 ay): Bağlanma gerçekleşir. Bağımsız hareket edebilmesi sayesinde ebeveynleri ile iletişim sağlar.

Dördüncü aşama (24 ayın üstü): Başkalarının duygu ve davranışlarının farkında olmaya başlar

74

(75)

Bağlanma çeşitleri

● Ainsworth (1979) gerçekleştirdiği yabancı ortam deneyinde bakım veren bebeğin ayrılma ve

birleşme zamanlarında gözlemlemiştir.

● Yabancı ortam deneyinden sonra bebekler

verdikleri tepkilere göre dört kategoriye ayrılmıştır

(Ainsworth, 1979).

(76)

Bağlanma çeşitleri

76

Güvenli bağlanmış bebekler Güvenli bağlanmış bebekler

Güvensiz kaçınan bebekler Güvensiz kaçınan bebekler Güvensiz dirençli bebekler Güvensiz dirençli bebekler Güvensiz dağınık bebekler Güvensiz dağınık bebekler

(77)

Kaynakça

Ainsworth, M. S. (1979). Infant–mother attachment. American psychologist, 34(10), 932.

Aksoy, P & Baran, G. (2019). Dil Gelişimi. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I (2. Baskı). Ankara: Anı yayıncılık.

Aral, N. (2011). Bilişsel Gelişim. Çocuk Gelişimi (Aral, N. & Baran, G. Ed..). İstanbul: Yapa.

Aral, N. (2011). Dil Gelişimi. Çocuk Gelişimi (Aral, N. & Baran, G. Ed..). İstanbul: Yapa.

Aytekin, Ç. (2016). Fiziksel Büyüme ve Gelişim. Doğum öncesinden ergenliğe çocuk gelişimi (Nilgün Metin, ed.).

Ankara: Pegem Akademi.

Baran, G. (2011). Sosyal Gelişim. Çocuk Gelişimi (Aral, N. & Baran, G. Ed..). İstanbul: Yapa.

Bayhan, P. ve Artan, İ. (2012). Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. İstanbul: Morpa yayınevi

Bee H, Boyd D (2009). Çocuk Gelişim Psikolojisi. İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Chess, S., & Thomas, A. (1977). Temperamental individuality from childhood to adolescence. Journal of the American Academy of Child Psychiatry, 16(2), 218-226.

(78)

78

Gürsoy, F. & Özaslan, H. (2019). Fiziksel Gelişim. Algısal Gelişim. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I (2.

Baskı). Ankara: Anı yayıncılık.

Kavaklı A (1992). Çocukluk Yaşlarında Büyüme ve Gelişme. Hilal Matbaacılık. 1. Baskı. İstanbul. Bölüm 5. s.:

155-173.

Köksal Akyol, A. & Didin, E. (2019). Algısal Gelişim. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim I (2. Baskı). Ankara:

Anı yayıncılık.

Köksal Akyol, A. & Didin, E. (2020). Algısal Gelişim. Erken Çocukluk Döneminde Gelişim II (2. Baskı). Ankara:

Anı yayıncılık.

Harlow, H. F. & Zimmermann, R. R. (1958). The development of affective responsiveness in infant monkeys.

Proceedings of the American Philosophical Society, 102,501 -509.

Macfarlane, A. (1975). Olfaction in the development of social preferences in the human neonate. In Ciba Found Symp (Vol. 33, pp. 103-117).

Meltzoff, A. N. (1988). Infant imitation and memory: Nine-month-olds in immediate and deferred tests. Child development, 59(1), 217.

Pedük, Ş. (2011). Psikomotor Gelişim. Çocuk Gelişimi (Neriman Aral & Gülen Baran, ed.). Ankara: Yapa.

Santrock, J. W. (2011). Yaşam boyu gelişim. (G. Yüksel, Çev. Ed.) Ankara: Nobel yayıncılık.

Senemoğlu, N. (2016).. Gelişim Öğrenme ve Öğretim Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Anı Yayıncılık

Steiner, J. E. (1979). Human facial expressions in response to taste and smell stimulation. In Advances in child development and behavior (Vol. 13, pp. 257-295). JAI.

Şahin, S. (2016). Bilişsel Gelişim. Doğum öncesinden ergenliğe çocuk gelişimi (Nilgün Metin, ed.). Ankara:

Pegem Akademi.

Turan, F. & Topçu, G. (2016). İletişim ve Dil Gelişimi. Doğum öncesinden ergenliğe çocuk gelişimi (Nilgün Metin, ed.). Ankara: Pegem Akademi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada belirlenen değerler (dikey sapmanın en yüksek mutlak değeri 4°, ortanca değeri kadınlarda 2° ve erkeklerde 2,5°) sağlıklı Türk genç erişkinler için

Literatürde en sık uygulanan ve önerilen adölesan sağlığını geliştirme programlarının beslenme, egzersiz, hijyen, uyku, alkol, ilaç, sigara kullanımı ve

Kanında kurşun yüksek çıkan işçiler Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde bazen birkaç hafta, bazen birkaç ay tedavi görüyor, sonra yine işbaşı yapıyor.. Kurşun bir

zen Âşık, bazen Şatıroğlu, bazen de Veysel efendi diye çağırırlar, nedense kimse Veysel bey de­ mez,.. Veysel’in Sivrialandakl adı İsa Veysel Emmi, ama

«Hayatımızda bütün faaliyetimiz, memleket işle­ rinde keyfî, müstebitçe hareket edenlere karşı mü­ cadele ile geçmiştir» diyen Atatürk, en kutsal

Vaktile, benim de kalem yar­ dımımla milliyetçi “Turan,, gazete­ sini çıkarmış olan Zekeriya Beyin Türk ordusunu, Türk milliyetper­ verlerini ve Türk

Ney ve nısfiyeyi, mest olduğu demlerde; gelişi güzel, fakat bir bahçeden rastgele toplanan çiçekler gi­ bi, hoş çalar ve ayık olduğu zamanlarda ise; değil

Tüm çalışmalarda ciddi bakteriyel enfeksiyonu tanımlamada; yanlış pozitiflik oranı yenidoğan dönemindeki bebeklerde (aralık %1.0-6.2) daha büyük bebeklere