• Sonuç bulunamadı

YATAĞA BAĞIMLI HASTANIN BAKIMI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YATAĞA BAĞIMLI HASTANIN BAKIMI"

Copied!
33
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YATAĞA BAĞIMLI HASTANIN BAKIMI

Öğr. Gör. Dr. Ayşegül ÖZTÜRK BİRGE

(2)

• Yatak istirahati koroner iskemi, cerrahi süreçler, travma sonucu oluşan kırık ve yaralanmalarda organizmanın metabolik gereksinimlerini ve ağrıyı azaltır, iyileşme ve yenilenmeyi sağlar.

• Yatak istirahati hasta dokulardan sağlam dokulara mikroorganizmaların yayılmasını önleyen fibrin bariyerini kuvvetlendiri.

• Ayrıca dokuların metabolik gereksinimlerini azaltarak oksijen gereksiniminin karşılanmasını kolaylaştırır.

• Konjesyonu ve ödemi azaltır.

(3)

• Yararlı etkilerinin yanında uzamış yatak istirahatinin olumsuz etkileri de bulunmaktadır.

(4)

Hareketsizliğin sistemleri üzerine etkisi:

• Kardiyovasküler sistem üzerine etkisi

Ortostatik hipotansiyon

Kalp yükünde artma

Trombüs ve pulmoner emboli

Valselva manevrasının kullanılmasında artma

(5)

Ortostatik Hipotansiyon (OH)

• OH, hasta sırtüstü yatar pozisyondan oturur pozisyona ya da ayağa kalktığı zaman 3 dk. içerisinde sistolik kan basıncında en az 20mmHg, diyastolik kan basıncında en az 10mmHg düşüş olmasıdır.

(6)

Yatak istirahatinda damarlarda vazodilatasyon gelişir

Birey birden ayağa kalktığında damarlar hemen vazokonstriksiyona geçemez

Kan periferde ve karın içi organlarda toplanır

Kalbe venöz dönüş azalır

Kan basıncı düşer ve taşikardi gelişir

Yorgunluk, göz kararması, baş dönmesi yaşanır.

ORTOSTATİK HİPOTANSİYON

(7)

Kalp Yükünde Artma

• Yatak istirahati kas ve kemiklerin dinlenmesini sağlarken kalbin yükünü arttırır.

• Yer çekiminin yarattığı basınç azalınca, alt ekstremitelerde toplanan

kanın vücudun diğer bölgelerine dağılması gerekir, bu da kalbin yükünü artırır.

• Dolaşan kan hacmi 10 günlük hareketsizlik sonucunda 700-800ml azalır.

• 3-4 haftalık istirahat sonrasında, istirahat kalp hızı 11-14atım/dk artmakta, atım hacmi %30’a varan oranda düşmektedir.

• Özellikle yaşlı hastalarda bu durum daha fazla görülür.

(8)

Trombüs ve Pulmoner Emboli

• Nedenleri;

• Kas hareketlerinin çok az ya da hiç olmaması, kasların damarlara olan basıncını ortadan kaldırır. Buna bağlı olarak kan akımında yavaşlama olur.

• Uzun süre yatan hastalarda kan vizkositesinde artma nedeniyle koagülasyon kolaylaşır.

• Uzun süre hareketsizliğe bağlı olarak ven duvarı intimasında hasar oluşur.

İntima hasarı trombositlerin kümelenmesini arttırır.

• Periferal arter tıkanıklığı belirtileri;

• Ağrı, solukluk, nabzın alınamaması, parestezi, paralizi.

(9)

Valselva manevrasının kullanılmasında artma:

• Yatak içinde kolların yardımıyla üst gövde kaslarının hareket ettirilmesi ve ıkınma ile intratorasik basıncın yükselmesidir.

• Valselva manevrasında solunumun tutulması ile glotis kapanır,

intratorasik basınç artar, nabız hızlanır, mkalbe dönen kan miktarı ile kalp debisi azalır ve venöz basınç yükselir.

• Manevra sonunda birey birden nefesini bıraktığında intratorasik

basınç ani düşer, venöz dönüş ve kalp debisi hemen artar, sistolik kan basıncı ve nabız basıncı yükselir.

• Bu basınç değişiklikleri bradikardi ve kan basıncında düşmeye neden olarak kalp hastalarında ani kardiyak ölümlere neden olabilir.

(10)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri-I

• Hastanın KB, Nbz, periferal nabızları değerlendirilmeli ve venöz staz belirtileri gözlenir.

• Yatak başı 10-20 derece yükseltilir.

• Yatak içi mobilizasyonu sağlanır.

• Birey yatak dışı mobilizasyon için desteklenir.

• Günde en az 3 kez aktif/pasif ROM egzersizleri yaptırılır.

• Mümkün olduğunca erken mobilizasyon sağlanır.

• Hasta ilk defa ayağa kaldırılırken kademeli kaldırılır. Hasta ayağa kalkmadan önce yaşam bulguları alınır, derin solun um alması istenir. Yatağının kenarında bir müddet oturması sağlanır.

• Hastaya mümkün olduğunca valselva manevrasına neden olan aktivitelerden (defekesyon esnasında ıkınma, yatakta kendini yukarı çekerken nefesini tutma) kaçınması sağlanmalı.

(11)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri-II

• Hastanın bacakları kızarıklık, sıcaklık ve hassasiyet açısından değerlendirilir.

• Dispne, göğüs ağrısı gibi pulmoner emboli belirti ve bulguları,

• Bilinç durumunda azalma, duyusal ve motor fonksiyonlarda değişiklik gibi serebral emboli belirtileri izlenir.

• Hastaya varis çorabı giydirilir.

• Kan vizikositesini azaltmak için sakıncası yoksa sıvı alımı desteklenir.

• Heparin gibi derin ven trombozunun önlenmesinde yaygın olarak kullanılan ilaçların kanama gibi önemli yan etkileri izlenmelidir.

(12)

Hareketsizliğin solunum sistemi üzerine etkisi:

Göğüs kafesinin genişlemesi ve hareketinde azalma

Akciğerlerde sekresyon ve mukus birikimi

Solunum asidozu

(13)

Göğüs kafesinin genişlemesi ve hareketinde azalma;

• Uzun süre yatağa bağımlı hastalara yatağın yaptığı basınç ve solunum kaslarının kuvvetsizliğigöğüs kafesinin genişlemesine yol açar. Sonuçta ventilasyon azalır, kan oksijenlenmesi azalır.

(14)

Akciğerlerde sekresyon ve mukus birikimi;

• Sekresyonların akciğer ve bronşlarda birikmesi enfeksiyona neden

olur. Aynı zamanda hastanın devamlı sırtüstü yatması, sekresyonların akciğerin alt kısımlarında birikmesine, bronş duvarının neminin

azalmasına ve silyal hareketlerde yavaşlamaya neden olur.

• Bu nedenlerle pnömoni gelişme riski vardır.

(15)

Solunum asidozu;

• Hastanın solunum hareketleri ve gaz değişimi azaldığı zaman kanda karbondioksit (CO2) artar, oksijen (O2) miktarı azalır ve dokularda hipoksi gelişir.

• CO2’nin artması solunum merkezini uyararak hiperventilasyona neden olur. Bir süre sonra devamlı artan CO2 sonrası asidoz gelişir.

(16)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri-I

• Solunum hızı, derinliği, solunum sesleri değerlendirilir.

• Hastada ateş, öksürük, pürülan balgam, göğüs ağrısı ve dispne değerlendirilir.

• Ağır sedatif ve narkotikler solunumu depreşe edeceği için mümkün olduğunca kontrollü verilmelidir.

• Hastaya solunum egzersizleri yaptırılır. Derin solunum egzersizlerinin üst üste uygulanmamasına özen gösterilmeli, hastanın tolerasyonuna göre

belirlenmelidir.

• Gerekli ise postüral drenaj yapılır. Genellikle günde 2-4 defa, açken ve

yatmadan önce yapılmalıdır. Drenaj öncesi doktor istemi var ise bronkodilatör yapılmalıdır.

(17)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri-II

• Hastaya göğüs kafesinin genişlemesini destekleyen pozisyon verilir.

Sürekli yatan hastalarda en az 2 saatte bir pozisyon değiştirilmelidir.

• Sekresyonların atımını kolaylaştırmak için sakıncası yok ise sıvı alımı arttırılır.

• Öksürük ile atılamayan sekresyonlar aspirasyon işlemi ile temizlenmelidir.

(18)

Hareketsizliğin endokrin ve metabolik sistem üzerine etkisi:

• Metabolik hızda azalma,

• Karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında değişiklikler,

• Sıvı elektrolit ve kalsiyum dengesizlikleri görülür.

(19)

• Protein ya da kalori alımının azalması hareketsizliğe bağlı iştah azalması sonucu görülür.

• Yatağa bağımlı hastalarda vücuttan atılan nitrojen alınan protein miktarından daha fazla olunca negatif nitrojen dengesi ortaya çıkar.

• Dokulardaki katabolizma artışı ile hastada kilo kaybı, kas kitlesinde azalma ve zayıflık görülür.

• Kemiklerden kalsiyum çekilmesi hızlanır. Kanda yükselen Ca böbrekler tarafından atılır. Atılamadığı durumlarda hiperkalsemi gerçekleşir.

Kalsiyum reabsorbsiyonu devam ederse kemiklerde patolojik kırıklar oluşabilir.

(20)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri;

• Hastanın sıvı elektolit dengesi değerlendirilir.

• Serum elektrolitleri, albümin ve total protein, kan üre azot düzeyleri takip edilmelidir.

• Hastaya protein destekli diyet verilmelidir.

• B ve C vitamin alımları desteklenmelidir. B vit. Deri bütünlüğünün korunması ve yara iyileşmesini desteklerken C vit. Proteinlerin

depolanmasını kolaylaştırmaktadır.

(21)

Hareketsizliğin Kas-İskelet Sistemine Etkisi:

• Kuvvetsizlik, sırt ağrıları, kontraktür ve osteoporoza neden olabilir.

• Hareketsizlik hem kasların gelişmesini hem de yeterince beslenmesini engeller.

• Günde birkaç kasılma kasın gücünü korumasına yardımcı olur,

kullanılmadığında zamanla gücünü kaybeder. Kuvvetsizlik ve sırt ağrıları giderek kas atrofisi ile sonuçlanır.

• Kemiklerden kalsiyum çekilmesi ile osteoporoz riski artar.

• Eklem hareketlerinin kısıtlanması ve eklem çevresindeki dokuların kısalma ve fibrozisi sonunda el bileği düşmesi, ayak düşmesi, kalçanın eksternal rotasyon kontraktürü sıklıkla gelişir.

• Eklem kontraktürleri 3-7 gün içerisinde oluşabilir.

(22)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri;

• Hastalar osteoporoz açısından değerlendirilir. D vit. Ve kalsiyum alımı sorgulanır.

• Hasta sınırları dahilinde hareket ettirilir.

• Aktif/pasif ROM egzersizleri yaptırılır.

• Kaslar için izometrik egzersizler yapılmalıdır. Bu egzersiz vücut

bölümleri hareket ettirmeden kasları kasılması ya da germe işlemidir.

Örn. Kalçayı germe.

• Ayak düşmesini önlemek için ayak tahtası gibi destekleyiciler kullanılmalıdır.

(23)

Hareketsizliğin Üriner Sistem Üzerine Etkisi:

İdrar yapmada zorluk; hasta yatar pozisyonda iken zor idrara çıkarlar. Ördek ve sürgü kullanımı hastaları rahatsız edebilir. Ayrıca sırtüstü pozisyonda ördek ve sürgü kullanmak perianal kasların gevşemesini önler. Mesanede biriken idrar sonucu hastada mesane distansiyonu, taşma inkontinansı görülebilir.

Üriner staz ve böbrek taşı; yer çekiminden yararlanamama idrarın renal pelviste toplanmasına ve durgunlaşmasına neden olur. Durgunlaşan idrar içindeki

partiküller, kristaller ve epitel döküntüleri çökerek böbrek taşlarına neden olur.

Devamlı yatmanın 2. haftasında idrarda kalsiyum 3 katına kadar yükselebilir. Bu durum taş ve idrar yolu enfeksiyon oluşumunu artırır.

Ayrıca özellikle kadın hastalarda perine bölgesinin uygun şekilde ve sıklıkta temizlenmemesi, üriner katater kullanımına bağlı İYE (idrar yolu enfeksiyonu) oluşum riskini artırır.

(24)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri;

• Hastanın yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır.

• Mümkünse erkek hastaların ayakta, kadın hastaların sandalyenin üzerinde sürgüye oturarak idrar yapmaları sağlanmalıdır.

• Perianal kasların gevşemesini kolaylaştırmak için perine üzerine sıcak uygulama yapılabilir. Hastaya sus sesi dinletmek ve karın üzerine hafif baskı uygulamak işe yarayabilir.

• Bu yöntemlerle miksiyon gerçekleşmedi ise mesane kataterizasyonu yapılabilir.

• Üriner durgunluğu önlemek için hastaya yatak iç aktif pasif ROM egzersizleri yaptırılır.

• Gerekli olmadıkça üriner kataterizasyon yapılmamalıdır.

• Hastanın pozisyonu sık değiştirilmelidir.

(25)

Hareketsizliğin GİS üzerine etkisi;

• Anoreksiya ve konstipasyon görülebilir.

• Artan protein gereksiniminin iştahsızlık ve negatif nitrojen dengesi nedeniyle karşılanamaması malnütrisyona neden olabilir.

• Fiziksel aktivitenin azalması, diyetin değişmesi, sürgü kullanmaktan rahatsızlık duyma konstipasyon riskini artırmaktadır.

(26)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri;

• Protein destekli diyet verilir.

• Hasta az az sık sık beslenmelidir.

• Her sabah açken içilecek bir bardak su, kuru erik suyu, kayısı suyu konstipasyonu önlemede etkilidir.

• Sakıncası yoksa günlük sıvı miktarı arttırırlır.

• Önlemlere rağmen konstipasyon oluştu ise doktor isteminde yer alan osmolak/duphalak solüsyonları verilebilir, lavman yapılabilir.

(27)

Hareketsizliğin Deri Üzerine Etkisi:

• Sürekli basınca maruz kalan bölgelerde basınç ülserleri oluşur.

• Basınç ülserleri, kemik çıkıntılarının ve dış yüzeylerinin üzerindeki yumuşak dokuların uzun süreli basınca maruz kalması ile ortaya çıkan lokalize doku hasarıdır.

• Deri kapilleri üzerindeki uzamış basınç dokuda iskemiye neden olur. Basıncın uzun süre devam etmesi iskemik doku ölümüne kadar ilerler.

• Basınç altında kalan deride açık tenli kişilerde kızarıklık koyu tenlilerde morumsu ya da mavimsi bir renk ve ısı artışı olur.

• Fazla kilolu olma, zayıflık, sedasyon, paralizi, ödem, yetersiz beslenme, ileri yaş, fekal ya da üriner inkontinans, sürtünme gibi faktörler yatak yaralarının

açılmasını kolaylaştırır.

(28)

• Basınç noktoları;

• Sırt üstü yatar pozisyond, kürek kemikleri, iliyak kemik köşeleri, sakrum, topuklar, dirsekler ve başın arkasıdır.

• Lateral pozisyonda, malleol, diz, torakanter, kostalar, akromiyon ve kulak kepçesidir.

• Nazogastrik tüp ya da oksijen kanüllerinin bulunduğu burun delikleri, foley sondayla temas eden genital bölgede de görülebilir.

(29)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri-I;

• Kemik çıkıntıları ile olası basınç alanları değerlendirilir.

• Hastanın bilinç düzeyi kontrol edilir.

• Basınç ülserleri oluşma riski braden ve norton skalaları ile değerlendirilir.

• Hastanın pozisyonu en az 2 saatte bir değiştirilmelidir.

• Pozisyon değiştirme esnasında sürtünme önlenmelidir.

• Basınç noktaları yastıkla desteklenmelidir.

• Havalı yatak basınç oluşumunu azaltabilir.

• Hastanın yeterli beslenmesi ve sıvı alımı sağlanır.

• Hastanın derisi temiz ve kuru tutulmalıdır, çarşaflar kırışıksız olmalı.

• Yatak içinde sert cisimler olmamalıdır.

• Deri kuru ise nemlendirilmelidir.

(30)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri-II;

• Hastanın kilosu, serum albümin düzeyi değerlendirilir. Albumin düzeyi

2.5mg/dl’nin altına inmesi durumunda ağır protein kaybının olduğu anlaşılır.

• Hastada ödem, üriner ve fekal inkontinans değerlendirilir.

• Hastada basınç ülseri oluşumuna neden olacak faktörler belirlenir ve önlem alınırsa doku bütünlüğü korunabilir. Basınç ülseri gelişti ise neden araştırılır ve

etkin tedavisi sağlanır. Yara iyileşmesini destekleyen ürünlerle pansumanı sağlanır.

• Pansuman metaryali yaranın özelliğine göre seçilir. Temiz bir yara ise serum

fizyolojik yeterli olacakken, enfekte bir yarada antimikrobik, antibakteriyel ürünler seçilmelidir. Nekrotik doku yaradan uzaklaştırılır, nemliliği korunur.

• Yaranın iyileşmesini hızlandırmak için hastanın yeterli protein, sıvı ve vitamin alımı desteklenmelidir.

(31)

Hareketsizliğin Mental Duruma Etkisi;

• Uzun süre yatan hastalarda uyaran yoksunluğu, duyusal ve sosyal izolasyona neden olabilir.

• Bu bireylerde sıklıkla anksiyete, depresyon görülebilir.

• Yalnızlık duygusu daha baskındır.

• Hastalar işini, sosyal statülerini kaybetme korkusu yaşayabilirler.

• Tüm bunlar hastada uykusuzluk sorununu da açığa çıkarabilir.

• Kronik uykusuzluk unutkanlığa neden olur.

(32)

Önleyici Hemşirelik Girişimleri;

• Hasta ile güven ilişkisine dayalı bir terapötik etkileşim geliştirilmelidir.

• Hastanın mevcut başetme stratejileri gözden geçirilir.

• Anksiyete ve korkuları açıklamasına izin verilir.

• Benzer sağlık sorunu olan bireylerle tanıştırılabilir.

• Kalabalık hasta odalarında yatışı sağlanabilir.

• Aile ve arkadaşları ile görüşmesi desteklenir (ziyaret kısıtlaması!)

• Hastanın kendi bakımına mümkün olduğunca katılması desteklenir. (umut verme, umutlandırma)

• Hastada görülen anormal ve uygunsuz duygusal tepkiler değerlendirilir ve doktor ile paylaşılarak gerekli girişimlerde bulunulur.

(33)

Örnek soru

Riskli hastalarda derin ven trombozunu (DVT) önleyici hemşirelik yaklaşımlarına örnek veriniz?

Referanslar

Benzer Belgeler

- Bilinen veya şüpheli kötü semen parametresi olanlar - Düzensiz adet gören veya oligomenoreik adeti olanlar - pelvik infeksiyon hikayesi.. - Endometriosis hikayesi olanlar - >

14) Kimlik tespiti yapma yükümlülüğü.. Hekimin özen yükümlülüğü Borçlar Kanunu’nun 506/2. maddesine göre, vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekalet verenin

Yaşlı hastalarda damar yolu açıldıktan sonra sıvı verilirken ( Ringler Lâktan ) dikkatli olunmalıdır hızlı sıvı yüklemesi. kalp yetmezliği bulgularını

göre 2008 yılında büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,58 azalarak, 10 milyon 946 bin 239'a düşmüştür. Büyükbaş hayvanlardan sığır sayısı yüzde 1,60

Ancak, hastanın belirtilerinin düzelmemesi üzerine yatırılan hastada, yaklaşık olarak enjeksiyonu takiben 12 gün sonra NMS'ye dönüşmesi, özellikle MR gibi

Absorpsiyon kulelerinde akış yönü olarak çoğunlukla karşıt akım kullanılır. Yani, sıvı çözücü yukarıdan verilirken gaz akımı aşağıdan verilir.. 1) Gaz

Grup 1’deki hastalar, ders başarısını düşen ve konsantras- yon güçlüğü ve unutkanlık öyküsü olan hastalardan; Grup 2’deki hastalar, gelişimsel motor geriliği

Bu olgu analizinde yüksek ateş şikayeti ile acil servise başvuran ve Covid-19 tanısı alan hasta, Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Hemşirelik Bakım Modeli ve