TARTİŞMALI iLMi TOPLANTlLAR Dtztst
ISLAM'DA KILIK.- KIYAFET
VE ·ÖRTÜNME
3. BASKI
Tebliğcile11:
Doç. Dr. Bekir TopaJoğlu Doç. Dr. Ümid Meriç Doç. Dr. ismaU L. Çakan Prof. Dr. Sabahattin Zaim Prof. Dr. Asaf Ataseven Doç. Dr. Faruk Beşer
Doç. Dr. Abdülaziz Bayındır
'~-n:MT"'N'EŞIUYA·ı
tç VE DIŞ TİCARET A.Ş.
Kamilpaşa Sokak 7/1, Fatih-lstanbul 34260
Kocamustafapaşa V.D. 48197000022 TeL: 523 15 85 • 523 54 57 - 523 74 36
V
TIBBI AÇlDAN ÖRTÜNME
Prof, Dr. Asa.f ATASEVEN
Vakıf Guraba Hastahanesi Başhekimi
Elbise insaını iklim ve havanın tesirlerine. karşı koruyan ,bir
vasıta, bir örtüdür. Fakat, elbisenin tek görevi bu olmamak la-
zım gelir. Her devirde _giyüımenin mutlaka ahlaki yönü olmuş.,.
tur. Biz bu dü-şünce ile elbisenin ilk insanla beraber mevcut ol- duğuna ve insanlarm mağaralardra,. çıplak yaşamadıklarıına ina-
nıyoruz. Zira, :K!ur-'an-ı Kerim'de ilk insan ve ilk peyıgamber Hz.
Adem Ca .. s.) ve eşinin cennette elbtseti olduğu CA'raf süresi, 22')
ve Ademoğullanna çirkin yerlerini örtecek bir elbise, bir de gi~
yip süıs1eıneceği bir elbisenin indirildiği (A'raf süresi, 26) bildi- riliyor. Keza Hz. Adem Ca.sJ 'in Kabe'yi inşa ettiği; yine İdris
Ca,s.J 'in terzi olduğu ve pek çok şehirler kurduığu; -bu şehirler
den birinin bizim Urfa vilayetimiz olduğu rivayet ediliyor. İn
sanların her devirde fakirlikten mağaralarda yaşadıklarmı, bu-
güın de mağaralarda yaşayıanlar bulunduğunu biliyoruz. Bun- lar, yukarıdş,ki görüşün delillerinden birkaçı sayılmalıdır. Kal- dı ki, arkeolajik araştırmalar bunu destekler mıruhiyettedir.
O halde giyinmenin ahlaki yönü 'doğru m.uhaldmk; fakat, elbisenin daha çok insan .Organizmasını harici tesiriere karşı
korumak gibi bir düşünceden de k~ynaklandığı anlaşılıyor. Bu sonucu gö~önüne alınırsa gerçekt:::n elbise dış ortam ile vü- cudumuz arasında bir vasat oluşturmak gibi önemli bir vazi~
fe ifa ediyor. Bugün buna "elbise iklimi" deniliyor. İşte biz, yaz~
kış bu ikiimin içinde yaşıyoruz.
'a4 / İSLAM'DA KILIK-KlYAFET VE ÖRTÜNME
O halde giydiğimiz elbiselerin, iklim şartları, mevsimler, iŞ
durumu ve ahlak telakkileıine göre şe~U a~ması tabiidir. Yani elbisenin insanı soğuk-sıcak, rüzgar ve ya.ğmura, bazı meslek-
lerde tazyik ve darbelere karşı koruması gerekiyor. Günlük ha- yatta değişik iklim şartları ve mesleklere göre giy'diğimiz elbi- seler özellikle çeşitli iş kolları ve spor dallı;ı..rında kulDamlan el- biseler, tayyareci başlıkları, nihayet uza'Y kıyafetleri buna misal gösterilebilir.
Elbisenin en önemli fonksiyonlarından b~ri de vücudu kir- lenmek ve başerelerin ısırmasma karşı korumak gibi sıhhi bir vaizifesi olmasıdır. Bundan başka, elbise değişik milletlerde çe- şitli kültür, örf ve adet}er, SQSyal faiktörler
ve
dini kuralların te~siıi altında. şekillen"e'biHr; hatta. farıklılıklar gösterebilir. Bilhas- sa dini düşÜnceler, özellikle müslüman milletlerde elbise, cinsi farikalan gizlemek gibi ·önemli bir fonksiyon ifa eder. Aksine
bazı milletlerde bugün bize de bulaştığı gibi bu cinsi farikala-
rın tebarüz .;:,ttirilmBsi gibi bir düşünce ile, bilha,ssa kadınlarda
daha bariz olmak üzere değişik ve dikkat çeki.ci bir şekilde gi- yinmek, karşı cinse dişiliğini hissettirmek yı;ı.. da kendini teşhir
etmek şekliında tezahür ediyorÇ Tabiatlyla ~unu kamçılayan sa- dece hanımların ileride bah.sed~ceğimiz psikolojileri değil; asn- mızın başında giyim sanayii ile uğrişan ticaret erbabının ka-·
zanç gayesi ile ortaya attıklan "moda" en önemli sebeptir. Ger- çekten moda; bu konunun tam bir istismarı kabul edilmelidir.
Zira, bugün moda ile elbise bilha;ssa sağlık ve
ahlak
kurallarına uygunluğunu taımamen kaybetmiş; haıtta buı son'unculaır !3-Çısuıdan. pekç~k zararlar tevlit eder hale gebniştir. BUndan ileride
bahsedeceğiz. Modanın bu şekilde körüklenmesi ile toplum ha-
yatında pekçok telakkinin değişmesiıı1e sebep olunduğu gibi, bil- hassa hanımların giyinme, hijyenine aykırı kıya.fetlere · itibar etmelerine de zemin hazırlamış oluyor.)
YAZ-KIŞ GİYİNMEK LAZlMDIR
Yaz ayla,rında bilhassa hanımların erkeklerdert daha açık
giyindiklarine şahit pluyoruz. Acaba hanımlar sıcaktan, erke:k- lerden daha mı çok müteessir olurlar? Pek değil! Ancak hanım
ların ciltleri altında erkeklerden daha ~azla yağ bulunduğunu, yağlı, şişman ciltlerde vücutta ha:sıl olan sıcaklığın kaybının, ya ..
TIBBİ AÇIDAN ORTÜNME 1 85
!ğm sıcaklığı az IIlakledici bir vasat oluşturması sebebiyle iyi ol~
,.tnia.yacağı söylenebilir. Çok şişman hanımlar bu sebepten açılmış
rolabilirler. Ama hanımların sıcaklarda açılmak değil, fazla yağ~
ları atmaları ve aksin3 ileride özelliklerinden bahsedeceğimiz şekilde giyinı;ırek elbise ikliminde yaşıamaları gerekir.·
Hanımların 89lk giyinmeleri sadece bu yukarki uygulama~
dan kaynaklanmıyor. Onların kendilerini .erkeklere göstermek,
beğendirmek; aksine. erkeklerin ;hanımlan seyretmek t'eımayülün
de yaratılmış olmalarından da ileri gele;bUir. -Bir görüşe· göre gi~
yinrnenin aıhlaki yönü bu olsa gerektir. İşte dinler özellikle İıs
lam, erkek ve kadınlardaki yukarki psH{Iolojiy1i görzıönüne. alarak, giyinmenin esaslarını, bilhassa hanımlar i·çin kesin olarak b~lirt
miş bulunuyor.
Başka bir misal daha verelim. Kış aylarında sobayı kucak- 'layacak kadar üşüyenler oluyor. Bu, şayet bir hastalığa ba:ğll değilse sadece bir giyinme hatası olmaktan başka bir şey de-
ğildir. Bw kimseler soğuk mevsime göre giyinseler üşümekten korunmuş olurlardı.· ,
Bu iki misal ,gözônüne ıaJınırsa yazın sıcağı veya kışın so~
ğuğunda; kadın ya da erkek olalım giyinmenin ~erekliliği orta- ya çıkıyor. Gilbert Schlogel "1\ıya.fetimiz ve Sağlığımız" adlı .
kitabında değişik iklim şartları ve çeşitli iş kollarına, spor, ça- lıışma, diınlenme hatta; . hastalık haline gÖre elbise tarif ederek giyinme hijyeninin önemine dikkat çekiyor. Schlogel'e ıgöre el~
lbise bilhassa iç çamaşırlar, harici tozlar ve ciltten çıkan yağ ve ter bezleri ifra:ıJarı ile bir mikrop yuvası haline gelir. Çamaşır ideğh}meyenlerde ciltte yanma; ve kaşıntılar bilhassa t.:3nasül or-
ganı bölgesinde çeşitli hastalıklara sebep olur. Değiştirilen iç
çamaşırlar iyice yıkaınmalı, hatta kaynatılmaya dayanıklı pa- muklu liflerden yapılmış olanlar tercih edilmeUdir.
~ ..
.' 'ı
GiYiNME HİJYENİ AÇISINDAN KUMAŞLAR.IN. ÖZELLİKLERİ NASIL OLMALIDIR?
Elbis·~lik kumaşın kalınlığı .az ve ihtiva: ettiği hava fazla ol- . malı; bir kumaş ne kadar gev.şek ve delikli olursa içinde o ka- dar fazla hava bulunur ve sıcaktan tecride o kadar elverişli ka-
66 1 İSLAM'DA KlLIK~KIYAFET _YE ÖRTÜNME
bul edilir. Ziııa; kumaşın içindeki hava bir hararet izolatörü gi- bi tesir eder, insanı sıcağa karşı korıur. Bu düşünce ile yazın seyreık . dokunmuş; aksine kışın sık dokunmuş ;kumaşlardan ya- pılmış elbiseler. giyilmesi gerektiği söylenebilir. Tabiatıyla ütü- ıenmiş, kolalanmış elbiselerde· yukarıda bahsedilen hava~ mi:,kta-
rı azaldığı için ,1yeterli tecrit yapamazlar, '
Kumaşla.rın hava .geçirgenliği de oldukça önemlidir. Gev-
şek dokunmuş kumaşlar ha,vayı daha kolaylıkla geçirirler. Ke- ten kuma.şlar, ~ dokunmuş pamuklu- kumaşiara nisbetle daha fazla geçirgendir. Bu sebepten yaz aylannda ve terletici işlerde çalışanlar keten kumaŞlardan yapılmış elbiseleri tercih etml)lidir.
Kuma.şların mesamatı ve elbiseler arasında hava bulunma~
sı sıcaklık nakli baMımından önemlidir. Bu hava, yukanda bah-
sedildiği gibi bir sıcaklık izolatörü gibi tesir eder. Sıcaklık nakli içerden dışanya do-ğru olur; elbise yüzeyinde temas ve hav~ ce-
reyanı ile kaybedilir.
Kumaşların rutube-t tutma hassaları da önemlidir. Bu özel- - lfği iyi olmayan kumaşlar, cilt üzerinde terin toplanmasına s-e- bebiyet verer~k sağlığa zararlı olurlar. Teri alma bakımından
yine keten ve ipekli kumaşlar digerlerinden üstündür. Ancak
yıa;.ğmur altında ısıanma
ve .
vücudun sıcaklığım muhafaza et- mek bakımından yünlü kumaşlar diğerle-rinden üstün· kabuledilir. Tabiatıyla lifleri rutubet tutmayan ve hava geçirmeyen · naylon kumaışiarın saığlık !yönünden ~aıraırlı olduğunu ;söylenı6-
liyiz. : : i ' • i '
Kumaşlaırın, sıcaklık kadar güneş ışınlarını da geçirmeleri önemlidir, Bu kumaşların rengi, kalınlığı, dokunma tarzı, lifle- rinin şeffaflığına bağlıdır. Koyu renk ve kalın kumaşlar, güneş ışınlarını beyaz ve ince kumaşiara göre daha f!azla massederler.
Keza mesamatı geniş ve şeffaf lifli kumaşlar sıcaklığı daha faz- la geçirirler. Keten .kumaşlar pamuk ve yünlülere göre sıcıaklı
ğı daha iyi massederler. Bu mülaihaza ile yazın keten liflerden ve seyrek dokunmuş açık renkli kumaşlar; /aksine .kışın pamuk;.
lu ya da yünlü koyu renk ;ve sık doJ.tunmuş kumaşlardan yapıl
m•~ el~iş~ler .~yil~şi ~erektiği söylenebilir. :
TIBBI AÇIDAN ÖRTÜNME 1 i31
İslclm k~ynaWarıtıda Hz. Peygamber· (s,,aJ'in keten ve pa- muktan dokunmuş sade· ve beyaz kumaşlardan yap·ılmış elbise- ler giydiğini kaydeder. Sıcak iklimler jçin bunun ne kaldar .iyi
seçilmiş bir kıyafet olduğunu bugünkü bilgiletimize dayanarak dah,a iyi anlıyoruz.
Eiles b. Malik (r.aJ
Rasiılullah (s.a.Yin en .çok hoşuna giden elbisenin hibere :olduğunu haber vermiştir (Müslim, libas 33). Hibemı, Yemenlle keten veya pıanıuktan dokunan çubüklu bir kumaştır. Buna Bürd-i Yemani adı
?a
verilmiştir.Aişe (r.aJ 'nın rivayetine göre Rasululla.h (s,.aJ vefat et-
tiğinde beyaz Bürd-i Yemani ile örtülmüş {kefenlenmiş) idi mu- harD.
Gerçekten gıyınmenin ·-yukarıda ifade edildiği gibi yaz ile kı-ş arasında .bir farkı olmalıdır. Ama bu, kışm giyinmeli yıazın çıplak dolaşmalı şeklinde anlaışılmamalıdır. Kışın giyinmek, hem de sımsıkı giyinrnek ittifak halindedir._ Ama, yazın ne -yapmalı?
Giyinme hijyeni açısından yazın da giyinmek gerektiği kabul edilmelidir. Aşağıdaki deneyler bu hususu aydınlatabilir :
Çıplak ya da kumaş giydirilmiş küreler sıcaklık kaybı ba-
rkımından mukayese edilirse, giydirilmiş kürelerde sıcaklık kay-
'bı, çıplak kürelerden daha fazladır. Zira, kumaş lifleri sıcaklı
ğı havaya nazaran daha iyi naklederler. Bu demektir ki, sıcak
·havalarda elbise giyinmek, insanı çıplak olmaıya nazaran daha snin tutar. O halde elbisıe, sadece vücut satbından ı sıcaklığın kaybı !!çin değil, dışa;rıd~ki sıcaJklığın cildiıniza doğı1uda'il ıcloğruya intikal ertme:ın,esi iVeı güneş ışınla~nı-a. rav..ı.~ mıarurz kalma.mamız için de gereklidir. Görülüyor ki, elbise soğuğun za-
rarlı tesiri gibi, sıcağın. da zararlarından irı.sam koruyor; hatta vücut stcakl,ığı ile dış ortam arasındaki h arareti tanzim etmek gibi bir fonksiyon ifa ediyor. Böylece insanm elbise ikliminde
yaşamasını sağlıyor.
Rubner ve talebeleri, çıpl,ak ve elbiseli kolda yapılan kalo- rimetrik ölçmelerle giyinrtıenin, sıcaklık kaybı üzerine tesirini incelediler. Elbisenin muhtelif hararet derecelerinde sıcaklık
kaybı üzerine tesirinin şU şekilde olduğunu gösterdiler:
BB 1 1SLAM'DA KILIK,KlYAFET VE ÖRTÜNME
Sıcaklık Kaybı
Harici Fark Sıcaklık
hava Kalari Tasarrufu
sıcaklığı Çıplak Elbise li Kol
,co
Kol SaatteSıaatte/ Kal o ri Kal o ri
6,6 14,27 10,69 3,58 25
10,6 12',84 8,84 4,2 32,7
20,8 7,79 5,59 2,20 28,3
29,6 9,92 4,20 0,69 14,1
Tabloda görüldüğü gibi elbisenin vüout satlımdan vuku bu-·
ilacak hararet kaybina önemli tesiri vardır. Elbise sayesinde ta- . sarruf edilen sıcaklık haran~t yükseldikçe azalır. Yani sıcaklık
alçaldıkça tasarruf artar. Sıcak lıMnalarda çıplak kolda hararet tasarrufu da önemini kaybeder. Ancak, bu durumda giyilen el- bisenin sıcaklığı koruma tesirleri ·önem kazanır.
Mesela; Kışlık bir elbise ile sıcaklık kıa.ybı tasarrufu yapı
lır. Yani, elbise ısıcakl-ığı muhafaza eder. Cilt üzeriınde mutedil, hatta soğuk iklimlerde bir tropik iklim sıcaklığı sağlamış olur.
Aksine, sıcak havalarda yazlık bir elbise ile sıcaklık dışarı doğ
ru azalır. Bu da insanı serin tutar. Tabiatiyle burada giyilen ku-
maşların mesamatı ve elbiseler araısındaki havanın dışandaki pıa;va ile iştirakli oluşu yani, elbise içindeki hava hararetleri çok önemlidir. Bu havanın vam.tilasyonu iyi ise sıcak havalarda el-
hi:se içinde iyi bir iklim teessüs etmiş olur. Böylece kışın olduğu
gibi yazın da giyinmenin gerekliliği ortaya çıkmış oluyor.
BİR ELBİSEDE ARANAN ÖZELLİKLER NE OLMALIDIR?
. Giyinme hijyeni bakımından bir elbisede aranan özellikler
şunlar olıabilir :
Elbise iklim ve hava şartlarına JU.ygun olmalı; vücuttan sı
caklık ve rutUbetin atılması yani, elbise ha;vasının değişmesine
imkan vermelidir. ·
TIBBİ AÇIDAN ÖRTÜNME 1 !lll
Elbise serbest olmalı, hareketleri engellememeli, hayat şart
la:rl ve mesleğe uygun olmalı, yaş, ~insiyet, şişmanlık ve çeşit:
li alışkanlıklara uyacak ;şekilde her bünyeye uygun olmalı, uc~
ve dayanıklı, sıhhi ve yıkanabilir olmalı. . \
Şimdiye kadar bütün
bu
şartlan haiz pir elbise mevout ol-ma.mıştır. Bu hale göre herkesin lbirço,k. elbisesi olması lazım ge- liyor. Bu da. şahsın mali durumu ve iş durumuna göre yazlık, kışlık, spor, seyahat, gezinti, hatta bayramlık elbiseler şeklinde
olabilir. Bu herkes için mümkün değildir. O halde ülkemiz gibi
kalkınmakta olan ülkeler için halk topluluklarına uygun sağ
lam, ucuz elbiseler ve çamaşırlar seçilmesi gerektiği kabul edil- melidir.
MODANIN GETİRDİGİ PROBLEMLER
Elbise modaya uyduruılmaya başlandığı gündenberi insan
sağlığıina çeışitli zararlar getirmiştir. Elbisenin modaya tabi ola- rak yapılması, vücuda herhangi bir dur.uş ve şekil vermek
ga-
yesi ile oluyor ki, bu da vücutta geçici ya dıa: devamlı çeşitli şe
kil bozuklukları, teneffüs zorluğu, kann organlarının yer de-
ğiştirmesi gibi anzalarm ortaya çıkmasına sebep oluyor. Moda .sebebi ile sağlık yönünden bu mahzurlar ortayıa çıkınca, asn-
mızın başında giyinme hijyeni uzmanlan modacılarla mücade- leye başlamışlardır. Bu konuda modacıların başıarılı olduklari-
nı söylemek ıgerekiyor. Zira, insanlar bilerek-bilmeyerek onla- ra yardımcı olmuşlardır : M odaya uygun giyinmenin doğurduğu
ll}ahzurlar pek çoktur. Bunlar aırasında yüksek yaıkalar, sıkı
çorap bağları, dar çorap ve ayakkabılar, yüksek topuklar, dar iç çamaşırlar, çok dar pantolonlar, korseler zikredilebilir. Bugün bunlardan bazıları devam ediyor, bazıları terk edilmiş; fakat yenilerinin ilave olduğunu ifade etmeliyiz.
ŞAPKALAR
Erkek şapka ve kasketleri, kışın başı soğuktan ve ısıan
ınaktan korumakla ,berabe·r, yazın sıcaklarda bu şapkalarıri. al-
tında daha yüksek bir sıoa.klığın toplanmasıni} sebep olur. Zi- ra, ,şapkalar ekseriya hava .geçirmeyen kumaşlardan yapılır ve
iç a;starları da sıkı dokunmuş bezlerdir. Şapka kenarına konan
90 1 İSLAM'DA KlLIK-KlYAFET VE ÖRTÜNME
deri de şapka içindeki boşluğıup. hava ile irtibatını tamamen ke- ser~ Bu sebepten bazı şapkalara hava deliği konmuştur. Fıakat bu küçük delikler de yeterli olmaz. İşte bu sebeplerle, yazın sı
oaklarda şapkaların altında rutubetli bir sıcaklık hasıl olur, baş derisi ve alı'11da şiddetli terlemeler görülür. Bu sebepten,
sıcaklarda şapka, güneş ışınlarına karşı koruyucu ve altında·ki boşlukta bir hava ce·reyanına imkan verecek şekilde olmalıdır.
K ORSELER
Kıadınlar ince ve derli toplu görünmek için korse kullanırlar.
Sıkı korseler, iç orıganla!'ln çalıışması ve omurga hareketleri ba-
kımından rnahzurlar. arzeder. Hamile kadınlar bilhassa korse
kullanmamalı. Kor se kullanmak· ihtiyacını lıisseden hanımlar
rejim ya da bilhassı;t karın bölgesindeki yağları eritecek jimnas- tik hareketleri yapmalıdırlar.
Korseyi, ancak ameliyat sonu kıarın adaleteri zayıflamış, ağ
rılı hastalıklan olan kimseler ile prof~syonel motosiklet yarışçı
ları ve araba sürücüleri kullanabilirler. ·
KADlNLARDA YÜKSEK TOPUK :: ..
Kadınlar'ın yüksek topuk giymeleri çeşitli deformasyon ve
arızaılara sebep olur. Bunlar arasında belde normal büküklüğün artmasırta bağlı olarak deformasyon, hacaklarda vı:,ıris, ayak ke- miklerinin fırlaması ve düz tabanlık zikredilmeli.
Hanımlar yüksek topuk konusunda ikaz edilmelidir.
KADINLARDA PANTOLON
Erkek kıyMeti olarak kabul edilen pantolon, bugün kadınlar tarafından yayıgın ·olarak kullanilmaya başlandı. Hanımıann bilhıa;ssa dar pantolon giymeleri, başka bir mazeret yoksa teşhir . hastalığını düşündürür. Aslında kıyMetinin altına kışın geniş
bir panto1on glymiş bir hanımın, kendisiın.i soğuğa karşı iyi ko-
rumuş 1labileceğini söyleyebiliriz.
TIBBİ AÇIDAN ÖRTÜNME 1 9t
ERKEKLERDE PANTOLON
Erkeklerde çok dar bir pantolonun kısıdığa se-bep o~lduğu
söylenir. Ancak bunu kia.bul etmeyenler olduğu gibi, bol panto- lon .giymekle erkek tohum hücrelerinde görülen bu değişiklik
lerin ortadan kalktığını iddia edenler varc':x. Dedelerimiz bunu·
bilerek mi şalvar giydiler, bilmiyoruz. Bir gün şalvar moda olur- sa şaşmamalıyız.
ÇORAPLAR
Eski dar çoraplar artık giyilmiyor. Bugün, d!aha çok sente- tik maddelerden _imal edilmiş çoraplar giyiliyor. Ayaklan ter-
leı:neyen kimseler sentetik materyelden yapılırnş çorapları giye- bilirler. Anca-k, ayaklan terleyenler mutlakıa pamuklu çoraplar giymelidir. Tabiatıyle bu kimseler sık sık çörap yıkamak yerine,
ayaklarını sık sık yıkasalar hem temizlik hem de ekonomik y()n- den faide 'Sağlamış olurla.r.
AY AKKABILAR
Ayakkabılar sadece harici tesirler, tazyik ve çarpmalara
karşı ayağı koruyan bir vasıta değil, •aynı zamanda ayağı bir protez gibi saran bir cihazdır. Ayakkabı, ayağın statik ve miha- nikiyetine uygun olmalı. Yalnız dar ayakkabılar değil; geniş
· ayakkabılıar da ayaklarda şekil bozukluklarına sebep olurlar.
Bu, bilhassa çocukluk ve geınçlik yaşlarında çok önemlidir. Bol
ayakkabılar düz t'ahanlığa, ayak çarpıklığır.ı.a; daır aya,kkabılar
da lparmaklarm dumura uğramasma, tırnaık batmasına, nasır
lara sebep olurlar. O halde ayakkabı sıkı ya da çabuk deforme olan cinsten olmamalı; sivri burunlu da olmamalı, parmaklar
ayakkabı içinde hafif oynatılabilmeli.
Ökçeler yüksek olmamalı. Yüksek ökçeler ile havsala ek- seni yer değiştirmesine ba:ğlı bir duruış ve gayr-i tabii bir yürü-
yüş ortaya. çıkar. Hafif ökçe, ayağın tekerlek hareke-tini kolay-
laştırır ve çıplak ayak ve ökçesiz ayakkalb~lara. nazaran yürüyü-
şe daha. fazla eia~tikiyet verir. '
Her şahsa ayakkabı ancak doğru ~ImmıŞ ölçülere . göre ha-
zırlanmış kalıplar ile olabilir. Halbuki zamanımızcia bu iş fab- rikasyon şeklinde yapılmaktadır. Prıatikte ayakkabı büyüklük-
leri, ayaktaki bazı hatlara göre hazırlanır. Halbuki ayak, muh~
telif düzlemlere göre simetrik olmayan bir organdır. Bu s~beple ayakkabı fabrikasyonunda yalmz uzunluk değil, bolluk da göz önüne alınmalıdır.
ız· 1 İSLAM'DA KllJK-KIY AFET VE ÖRTÜNME
Ayakkabı, bağlı olmalıdır. Zira, bilhassa sıcakta ·ve çok yürüciükten sonra ayaklar şişer.
Bu
halde ayakk•abı kordonu, is"tenilen şekilde gevşek bağlana;bilir. Ayakkabı taban~ için en uy~
gun madde, tabaklanmış sığır köselesidir. Köselenin hararet
nıa.kli az, soğukve rutubete karşı koruyucu tesiri yüksektir. Las- tik pençe ve lastik ayakkabılar rutubete karşı iyi koruyucu ol- makla beraber, ayaktan hararet ve rutubet kaybına mani olur.
Kösele ve deriden imal edilmiş ayakktabılar da yazın ayak cildinden hararet ve rutubet çıkmasını önlerler. Yani, hava de-
ğişimi pek olmaz. Ayaklarda ter ifrazı artar. Bu yüzden yaz ay-
lanndıa delikli ayakkabılar ya da sandaletler giyilmelidir.
Evde terlik giyilehilir; fakat, daha iyisi çıplak 'aya,kla dola-
şılmalı, böylece ayak adaJeleri çalışır v~· düz tabanlık önlenmiş
olur.
SONUÇ
Mevsim ister ·sııcak, ister soğuk olsun; biz de ister erkek, is- ter kadın olalım mutlaka giyinmek gerektiği kabul edilmelidir.
Zira etbise, yazın sıcağ,ı, kışın soğuğu için, bir de ahlaki gerek- çeler sebebiyle var olmuştur.
Elbise, insanı sıcak havalarda serin, soğuklarda sıcak tut- maya yarar. Bu da giyilen kuma.şların özelliklerine, elbise ile
· cildimiz arasındaki hava tabakasının inceliğine kalınlığına ve hararetine bağlıdır. Bu düşünce ile, ya;zın sıcaklarda seyre)t. dıo
kunmUJş, :güneş iışığını tyans:ı.taıcaık,aıçık renkli kumaışlaırdaJ.ıı y~ı1ıl ~ mış (bol elb~eiler lgiıyilmelıi; talksiillıe ;kışın sık dıokunmuş, ı güneş ışı
'ğınıımaıss :e<fuçek koyu renkli ikullll8lşl~rd'am. :ynpıJmış ıe..,biseler'
ile
bu :elbisel~r arıa~ındla!ld lh~v;Rı taıb~kaısı IV'e lhaıvaı h'a;re·ketleırlni
~;zaJ:taıcaik şek~ldıe ~ııkı giyilmelidir. ·
O halde, yazın da, kışın da elbise giyilmelidir; fakat, mo- dacılar elbiseyi yukarıdaki. gayesinden uzaklaştırrriışlar; elbise- nin sağlık ve ahlaki yönünü tamamen ihmal ederek; karşı
cinsleri birbirine bilhassa hanımları erkeklere cazip hale getir- me vasıtası haline sokmuşlardır. Böylece elbise sıhhi ve ahlaki fonksiyonunu tamamen yitirmiş bulunuyor. Bu hale göre, biz elbisenin _hijyen uzmanı, sanaıt tarihçisi, din bilgini ve. modacı~
dan kurulu !üir heyet tarafından gö.zden )geçirilmesi ve yeniden·
şekil verilmesi gereğine ina.nworuz.