• Sonuç bulunamadı

DERS 3. Taşınmaz Değerlemesinde arsa-arazi değerleme ölçütlerinin irdelenmesi, Kamulaştırma mevzuatında değerleme unsurları ve bilirkişilik işlevleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DERS 3. Taşınmaz Değerlemesinde arsa-arazi değerleme ölçütlerinin irdelenmesi, Kamulaştırma mevzuatında değerleme unsurları ve bilirkişilik işlevleri"

Copied!
27
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DERS 3. Taşınmaz Değerlemesinde arsa-arazi değerleme ölçütlerinin

irdelenmesi, Kamulaştırma mevzuatında değerleme unsurları ve bilirkişilik

işlevleri

(2)

Değerlendirme Kriterleri

Gerçek anlamda, herhangi bir taşınmaza ait kesin değerin tespit edilmesi mümkün değildir. Çünkü, her taşınmaz konumu ve kullanımı itibari ile birçok değişik özellik göstermekte olup bu özellikler kişiden kişiye nitelik ve nicelik bakımından kolayca değişebilmektedir. Dolayısıyla, taşınmazların sahip olduğu bu tür özellikler objektif ve subjektif değerler olarak tanımlandığından, pratikte kesin bir değer elde etmek

oldukça güçtür.

Ancak, taşınmazların kesin değerleri yerine tahmini değerlerini tespit etmek mümkündür. Bu amaçla seçilecek bazı objektif ve subjektif kriterler ayrı ayrı

değerlendirilir. Birim alan veya hacimde yapılacak bu değerlendirmeler daha sonra taşınmazın tamamına yansıtılır. Bu nedenle öncelikle taşınmazların sahip olabileceği değer kriterlerinin sınıflandırılması gerekmektedir.

(3)

A. Taşınmazın kullanım amacı B. Taşınmaz mahallinin özellikleri

Çevresel özellikler Yasal özellikler

Taşınmaz sahiplerinin kişisel özellikleri C. Taşınmazın konumu

Kamu hizmeti veren alanlara ulaşım ve yakınlık Alış-veriş merkezlerine olan mesafe

Rekreasyon alanlarına olan mesafe

Sağlıksız ve zararlı bölgelerden olan uzaklık Gürültü

Tarihi alanlara olan mesafe D. Mevzi özellikleri

Topoğrafik yapı Zemin yapısı

Parselin şekli ve boyutu Cephe kullanımı

Manzara

(4)

A. Taşınmazın kullanım amacı

Öncelikle taşınmazın, arsa ya da arazi olduğu tespit edilir. Daha sonra, konut, ticari, endüstriyel veya tarım amaçlı olarak kullanılabilirliği taşınmazın ekonomik bir göstergesi olduğundan, taşınmaz üzerinde gerçekleştirilmesi amaçlanan

faaliyetin ne ölçüde yerine getirilebileceği irdelenir. Dolayısıyla, bir taşınmazın mevcut kullanım amacı, o taşınmaz için önemli bir özelliktir.

(5)

B. Taşınmaz mahallinin özellikleri

Çevresel özellikler: Taşınmazın bulunduğu mahal, doğal ve yapay faaliyetler açısından değerlendirilir. Doğal faaliyetler olarak, taşınmazın bulunduğu yerin topoğrafyası, kentsel veya kırsal alanda olup olmama durumu, çevrenin bitki örtüsü, biyolojik ve ekolojik

yapısı anlaşılır. Bunun yanında yapay faaliyet olarak taşınmazın bulunduğu çevreye yapılan ve yapılacak yatırım ve hizmetler sonucunda kazandırılmış özellikler anlaşılır.

Bunlar, taşınmaz mahallindeki gelişme potansiyeli, mevcut alt ve üst yapı hizmetleri,

sosyal, eğitim ve kültürel amaçlı donatıların yoğunluğu, bölgedeki yaşam koşulları, ticari ve endüstriyel faaliyetler ve bu türden tesislerin varlığıdır. Bununla birlikte bölgedeki nüfus yoğunluğu, sosyal tabakalaşma, demografik hareketlerde taşınmazın bulunduğu mahallin yeri ayrı ayrı dikkate alınır. Ayrıca söz konusu mahal ile ilişkisi olan diğer komşu bölgeler de benzer nitelikteki çevresel özellikler bakımından irdelenirler.

(6)

Yasal özellikler: Yasal düzenlemeler genellikle taşınmaz kullanımını doğrudan

etkileyebilen önemli unsurlardan biri olarak kabul edilir. Özellikle kentsel alanlarda planlama kapsamına alınan arsa ve araziler imar faaliyetlerinden açık bir şekilde etkilenmektedirler. Plan ile mevcut taşınmazlara yapı nizamı ve kullanım açısından önemli avantaj ve dezavantajlar sağlandığı gibi, kamulaştırma ile de taşınmazın kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmesi söz konusudur. Dolayısıyla, kanun ve

yönetmelikler, taşınmazlara ilişkin mülkiyet haklarını kısıtlama veya genişletme tasarrufuna sahip olup, bu tasarruf ile taşınmazları ekonomik açıdan etkilediğinden değerlendirme işleminde dikkate alınmalıdırlar. Değerlendirme esnasında, taşınmazın içinde bulunduğu bölgeyi doğrudan ilgilendiren yasal düzenlemelerin, özellikle imarla ilgili mevzuatların incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca, Medeni Yasa’dan kaynaklanan tescil gücündeki mutlak hak olan irtifak hakları (örneğin, üst hakkı, geçit hakkı)

mülkiyetin değerini negatif yönde etkileyen ve yapılaşma ile diğer kullanımlara sınırlama getiren haklar da değer hesabına katılmalıdır.

(7)

Taşınmaz sahiplerinin kişisel özellikleri:

Çevresel kriterlerden biride, taşınmaz mahallindeki diğer taşınmaz sahiplerinin kişisel özellikleridir. Bu kişilerin davranış bilimleri, komşuluk ilişkileri, maddi ve manevi güçleri, toplum içerisindeki populariteleri, yasalara karşı davranış biçimleri, sosyal ve ekonomik gelişmelere katkıları gibi özellikler taşınmaz mahalline çekicilik kazandıran diğer

subjektif değerler olarak göz önünde bulundurulur. Özellikle ülkemizde, toplumda belli bir seviyeye gelmiş devlet adamı, sanatçı, işadamı, vb. kişilerin sahip oldukları taşınmaz mahallerinin birim değerlerinde diğerlerine nazaran büyük bir artış olduğu

gözlenmektedir. Bu kişilerin özellikleri bölgeye talebi artırdığından, taşınmazlarda bir değer değişimi söz konusu olmaktadır. Kişisel özellik yanında, taşınmaz mahallinde bulunan kurum ve kuruluşlar ve bunların göstermiş olduğu faaliyetlerde taşınmaz değerini etkileyen subjektif unsurlar olarak kabul edilir. Bu kurum ve kuruluşların bölgeye katkıları veya zararları, bunlara o bölgedeki diğer taşınmaz sahiplerinin bakış açısı araştırılmalıdır. Dolayısıyla, kişisel veya kurumsal özellikler, taşınmazın bulunduğu bölgeye olan talebi olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, değerlendirme işleminde, taşınmaz mahallindeki kişilerin varsa kurum veya kuruluşların özellikleri, çevredeki nüfuzları incelenmeli ve bu özelliklerin taşınmaz üzerindeki etkileri ortaya konmalıdır.

(8)

C. Taşınmazın konumu

Taşınmazın konumu, değeri etkileyen diğer önemli unsurlardan biri olarak kabul edilir.

Özellikle taşınmazın bölgedeki ekonomik tesis ve sosyal donatılara göre konumu ve ulaşım durumu dikkate alınır. Taşınmazın, bu tür donatı veya tesislere yakın veya uzak olması taşınmaz değerini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Uzaklık veya yakınlık durumunun değerlendirilmesinde ulaşım ağı dikkate alınarak, taşınmazdan ilgili tesis veya donatıya ulaşılabilecek en uygun yol hattı dikkate alınmalıdır. Alış-veriş

merkezleri yanında, eğitim, ibadet, toplu taşım merkezlerine, vb diğer kamu hizmeti veren alt ve üst yapı merkezlerine taşınmazdan olan mesafeler, uzunluk veya zaman birimi

cinsinden belirlenir. Bulunan değer pozitif veya negatif bir şekilde taşınmaz değerine etki ettirilir. Bunun için, uzaklık veya yakınlığın, taşınmaz değerine yapacağı etkinin pozitif veya negatif yönde olup olmaması durumuna karar verilmelidir.

(9)

Özellikle market, pazar yeri, iş yeri, otopark sahası, okul, çocuk bahçesi, terminal, yeşil alan, şehir merkezi vb yerlere olan mesafelerin kısa olması ekonomik ve sosyal açıdan kişilere avantaj sağlar. Dolayısıyla, bu tür yerlere olan uzaklık ile taşınmazın değeri arasında ters bir orantı olduğu kabul edilir. Bununla birlikte, taşınmaza zarar verebilecek nitelikteki, sağlıksız, kirli, gürültülü bölgelerden ve insan hayatını tehdit eden her türlü kamu ve özel mülkiyetteki tesislerden bu taşınmaza olan uzaklık ile taşınmaz değeri arasında doğru bir orantı olduğu kabul edilir. Yani taşınmazın bu tür tesis ve alanlardan uzak olması, konum değerini pozitif yönde etkiler.

Konum bakımından taşınmaz değerini etkileyebilecek unsurlar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilirler.

(10)

Kamu hizmeti veren alanlara ulaşım ve yakınlık : Toplu-taşım durakları, terminal, otopark, sinema, tiyatro, spor alanları, çocuk bahçesi, eğlence yerleri ve kültür merkezlerine, hastane, sağlık ocağı gibi sağlık merkezlerine, valilik veya belediye temel hizmet binalarına olan

uzaklıklar,

Alış-veriş merkezlerine olan mesafe : Bölgedeki açık veya kapalı pazar yeri, market, bakkal, büfe, eczane vb. ticari birimlere olan uzaklıklar,

Eğitim ve ibadet alanlarına olan mesafe : Anaokulu, kreş, ilk ve orta dereceli okullar, üniversite, vakıf, kütüphane, okuma salonları, cami, kilise vb ibadet merkezlerine olan uzaklıklar,

Rekreasyon alanlarına olan mesafe : Gezinti yolları, piknik alanları, sahiller, yeşili yoğun alanlar, park ve bahçelere olan uzaklıklar,

Sağlıksız ve zararlı bölgelerden olan uzaklık : Altyapısı olmayan, az gelişmiş bölgelere, ıslah edilmemiş akarsu alanlarına, çevre sağlığı açısından zararlı olabilecek çöp boşaltım alanlarına, havagazı üretim ve kullanım alanlarına, benzin istasyonlarına, sanayi artıklarının toplandığı alanlara, endüstriyel faaliyet gösteren birimlere, jeolojik sakıncalı alanlara, trafo ve enerji nakil hatlarına, emniyet açısından sakıncalı ve suç işleme oranı yüksek olan bölgelere uzaklıklar,

Gürültü : Yoğun trafiğe sahip havaalanı, karayolları, kavşaklar, demiryolları, eğlence merkezleri gibi gürültü üreten sahalara ve kirli havanın yoğun olduğu bölgelere olan uzaklıklar.

Tarihi alanlara olan mesafe: Özellikle turizm açısından bakıldığında, taşınmazın tarihi yerlere yakın olması o taşınmaza ek bir kullanım hakkı verebilir. Bunun yanında tarihi bölgenin bakım özelliğine göre taşınmazın negatif olarak etkilenebileceği gözardı edilmemelidir.

(11)

D. Mevzi özellikleri

Taşınmazın bulunduğu yer itibari ile sahip olduğu geometrik ve fiziksel yapı ve bunlara bağlı olarak ta kullanım büyüklüğündeki değişkenlikler ekonomik açıdan taşınmaz değerini etkileyebilecek niteliktedirler. Bundan dolayı taşınmaz mevzi özellikleri bakımından da irdelenmelidir.

(12)

Topoğrafik yapı : Taşınmazın eğimi değerlendirme işlemlerinde daima önemli bir faktör olarak dikkate alınmaktadır. Eğim, genellikle tarım arazilerde verimi, arsalarda ise inşaat alanı ve hacmini etkileyen ekonomik bir unsur olduğundan, değerlendirme işleminde dikkate alınır. Uygulamalarda, eğimi az olan arsa ve arazilerin, eğimi fazla olanlara göre daha değerli olduğu kabul edilir. Engebeli yüzeye sahip bir imar parseli ayrıca inşaat masraflarını da artırabilmektedir. Dolayısıyla, eğim ile değer arasında ters bir orantı vardır. Eğim doğrudan topoğrafik yapıyla ilişkili olduğundan, topoğrafyanın geometrik olarak tanımlanması gerekir. Arazi yüzeyinde yapılacak ölçümler ile ortalama eğim hesaplanır ve önceden yapılacak bir eğim sınıflandırması ile topoğrafya’ya karşılık gelecek değer tespit edilir.

Zemin yapısı : İnşaata elverişlilik açısından taşınmazın zemin yapısı ve mukavemet gücü irdelenir. Genellikle imar parselleri izin söz konusu olan bir özelliktir. İnşaat sahasında yapılacak bir kazı veya dolgu işlemi, zemin durumuna göre ucuz veya pahalı bir yatırım gerektirebilir. Örneğin, taşınmazın zemin yapısının kayalık ve bataklık olması durumunda buraya yapılacak masraf diğer taşınmazlara nazaran çok daha farklı olacaktır. Zemin

durumu ekonomik açıdan taşınmazı etkileyeceğinden, değerlendirmede dikkate alınması gerekli bir özelliktir.

(13)

Parselin şekli ve boyutu : Özellikle üzerinde tesis olmayan boş arsalarda, parselin

geometrik yapısı, ileride yapılacak inşaat bedelini etkileyecek vasıfta olabilir. Parselin kırık köşe sayısı, kenarların girinti veya çıkıntılı, kısa veya uzun olması, parselin dar ve uzun bir yapıda olması ekonomik maliyeti artırdığı gibi kullanımı ve hatta imar koşulları nedeniyle komşu parseller ile hukuksal ilişkiye (tevhit, şuyulandırma, sınır düzeltmesi gibi) girmeye zorlayarak parsel değerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Cephe kullanımı : Özellikle ticari amaçla kullanılacak nitelikteki arsa veya arazilerin yol ile olan cephe genişlikleri büyük önem taşımaktadır. Ulaşım, vitrin büyüklüğü, yükleme ve boşaltım faaliyetlerinin rahat bir şekilde yerine getirilmesi cephe hattının genişliği ile doğru orantılıdır. Ayrıca değerlendirmeye esas olacak arsa veya arazi üzerinde bu türden varsa irtifak hakları da ayrıca dikkate alınmalıdır.

Manzara : Taşınmazın görüş mesafesi ve buna bağlı olarak ta çevreyi gözleyebilme imkanı (nokta-manzara görselliği) ayrıca değerlendirilmesi gerekli önemli bir unsurdur. Bu amaçla taşınmazda seçilecek bir bakış noktası referans alınarak, kot farklarının da dikkate alınması ile bu noktadan etrafı görebilme durumu değerlendirilir.

(14)

ARSA DEĞERLENDİRMESİ (ARSA-ARAZİ AYIRIMI)

Arsa Vasfı

Bir taşınmazın arsa olup olmadığı hususunda, elimizde iki önemli kriter kaynağı

bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, Bakanlar Kurulunun almış olduğu, 28.2.1983 tarih ve 83/6122 Sayılı "Arsa Sayılacak Parsellenmemiş Arazi Hakkında Karar" olup; ikincisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 17.04.1998 tarih ve E. 1996/3, K.1998/1 sayılı

kararıdır.

83/6122 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı:

Arsa Sayılacak Parsellenmemiş Arazi Hakkında Karar’ın yürürlüğe konulması;

Madde 1:

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış yerlerde bulunan,

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunup da imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yerler arasında kalan, Parsellenmemiş arazi ve arazi parçaları arsa sayılır.

(15)

Ancak, bu yerlerdeki arazi ve arazi parçaları zirai faaliyette kullanıldıkları takdirde arsa sayılmaz.

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında olup da konut, turistik veya sınai tesis yapılmak amacıyla, her ne şekilde olursa olsun parsellenen ve tapuya bu yolla şerh verilen arazi ve arazi parçaları

Belediye ve mücavir alan sınırları dışında olup da deniz, nehir, göl ve ulaşım yolları

kenarında veya civarında bulunması veya sınai veya turistik önemi yahut hızlı şehirleşme faaliyetleri dolayısıyla ve İmar ve İskan Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen alanların sınırları içinde, imar planı ile iskan sahası olarak ayrılan yerlerdeki arazı ve arazi parçaları, arsa sayılır.

(16)

1996/3 E, 1998/1 Sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu Kararı:

“ÖZET: Belediyelerce, yapılıp usulünce onaylanarak yürürlüğe konulan nazım imar planı kapsamındaki taşınmazlar, kamulaştırma hukuku yönünden arsa sayılabilir ise de,

nitelendirmede; nazım imar planının ait olduğu idari birim (büyükşehir, il, ilçe, köy)

belediye ve mücavir alan sınırları içindeki yerleşim ve nüfus yoğunluğu, ulaşım ve altyapı hizmetleri ve yerleşim merkezine olan mesafe ile taşınmazın plandaki konumu ve kullanım biçimi gibi unsurlar da göz önünde bulundurulabilir (Y.İBGK, E. 1996/3, K.1998/1,

T.17.04.1998)”.

Bu karara göre bir yerin arsa olarak kabul edilebilmesi için değerlendirme günü itibariyle:

1. Belediye imar planı içinde olması,

2. Olmadığı takdirde belediye veya mücavir alanı içinde bulunması, 3. Ayrıca belediye hizmetlerinden yararlanması,

4. Etrafının meskun olması gerekir

(17)

Özet; Kamulaştırılan taşınmaz mal tapuda tarla olarak kayıtlı olsa bile, yukarıda sayılan koşulları sağladığı takdirde arsa sayılabilir (Y.18.HO, E.1995/9944, K.1995/10792,

T.26.10.1995.).

Özet; Kamulaştırılan taşınmazın arsa sayılabilmesi için, belediye imar planı sınırları içinde bulunması ana kuraldır. Belediye veya mücavir alan sınırları içinde bulunan taşınmazların, bazı belediye hizmetlerinden yararlanması, etrafının meskun olması, arsa sayılmasını gerektirmez. Taşınmazın imar planı kapsamında olması, arsa sayılması için yeterli olmayıp ayrıca belediye hizmetlerinden olan yol, ulaşım aydınlatma, çöp toplama, su kanalizasyon vs. gibi alt yapı hizmetlerinden yararlanması gerekir (Y.5.HD, E.1995/2286, K.1995/3353, T.17.02.1995; Y.5.HD, E.1998/13780, K.1999/2159, T.25.02.1999.).

(18)

KAMULAŞTIRMA

Kamulaştırma ile ilgili yasal dayanak öncelikle TC. Anayasasının 46. Maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre:

MADDE 46. – (Değişik: 3.10.2001-4709/18 md.) Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu

yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.

Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir.

(19)

KAMULAŞTIRMANIN KOŞULLARI

Kamulaştırılacak taşınmaz özel mülkiyette olmalıdır.

Kamulaştırma kamu yararı kararı ile yapılmalıdır.

Kamulaştırma kararı yetkili organlarca verilmelidir.

Kamulaştırmayı yapan idare yetkili ve görevli olmalıdır

Kamulaştırma bedeli, taksit öngörülmeyen durumlarda peşin ödenmelidir.

Kamulaştırılan taşınmaz kamulaştırma amacına uygun kullanılmalıdır.

(20)

Kamulaştırma; Ülkemizdeki kamulaştırma faaliyetleri 4.11.1983 tarih ve 2942 sayılı (Değişik 24.04.2001 tarih 4650 sayılı)Kamulaştırma Kanunu'na göre düzenlenmektedir. Buna göre yapılan kamulaştırma işlemlerinde, kamulaştırmaya esas olan taşınmazın değerlendirilmesi yine aynı yasasın 11. maddesinde belirtilen Kıymet Takdiri Esaslarına göre yapılmaktadır.

Taşınmazın değerlendirilmesinde dikkate alınacak hususlar şunlardır;

Cins ve nevi, yüzölçümü,

kıymeti etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurların ve her unsurun ayrı ayrı değeri, Varsa vergi beyanı,

kamulaştırma tarihinde resmi makamlarca yapılmış kıymet takdiri,

Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir,

Arsalarda, kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri,

Yapılarda, kamulaştırma tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesapları ve yıpranma payı, bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler.

(21)

Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı

belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit eder.

Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet

teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr dikkate alınmaz.

(22)

Değer Tespitine yarayacak emsal verilerin Toplanması

Bölgede kamulaştırma yapan ilgili kurum ve kuruluşlardan kamulaştırma değerleri Vergi dairelerinden vergi değerleri

Belediyelerden emlak beyan değerleri Tapu idaresinden alım-satım değerleri

Kadastro müdürlüğünden varsa yürütülen çalışmalarla ilgili kadastro harcına esas değerler

Sanayi ve ticaret odaları ile ziraat odaları ve ilgili diğer meslek kuruluşlarından alım- satım bilgileri

Emlak işi yapan bürolardan alım-satım değerleri

(23)

KAMULAŞTIRMADA DEĞER TESPİT İŞLEMLERİNDE BİLİRKİŞİLİK

2942 Sayılı Kamulaştırma kanunu’nun 2001 yılında 4650 ssayılı kanun ile yeniden düzenlenmesi ile kamulaştırma davalarında değer tespit işlemlerinde görev alacak bilirkişi kurulunu düzenlemiştir. Buna göre:

Bilirkişiler

Madde 15 – (Değişik: 24/4/2001 - 4650/8 md.)

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı ihtisas odalarının her biri tarafından, üyelerinin oturdukları yeri göz önünde bulundurarak her il için onbeş ila yirmibeş, ayrıca il merkezleri için il, ilçeler için ilçe idare kurullarınca bu bölgelerde oturan ve mühendis veya mimar olan taşınmaz mal sahipleri arasından on beş bilirkişi her yıl Ocak ayının ilk haftasında seçilerek isim ve adreslerini bildiren listeler valiliklere verilir. Bilirkişi olarak görev yapacakların nitelikleri ve çalışma esasları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve

İskan Bakanlığının birlikte hazırlayacakları bir yönetmelikle belirlenir.

(24)

Düzenlenen kamulaştırma kanunundan 5 yıl sonra 24 Kasım 2006 tarihinde Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin

Yönetmelik resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe kondu. İlgili yönetmeliğin beşinci maddesinde bilirkişi olarak görev yapacakları tanımlamaktadır. Bu maddeye göre;

Bilirkişilerde aranacak nitelikler MADDE 5 – (1) Bilirkişilerin;

a) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması,

b) Medenî haklarını kullanma ehliyetine sahip olması,

c) Bilirkişilik yapacağı alanda en az üç yıldır fiilen meslekî faaliyetini icra ediyor olması,

ç) Kamu haklarından mahrum bulunmaması ve meslekten geçici veya sürekli olarak men cezası almamış olması,

g) İlgili ihtisas odasınca düzenlenen bilirkişi meslek içi eğitim kursunu başarı ile tamamlayarak bilirkişi yetki belgesi almış olması veya denkliği kabul edilen belgeye sahip olması

gerekir.

(2) Bilirkişiler, bu özellikleri taşıyan mühendis, mimar ve şehir plâncıları arasından seçilir.

(3) İdare kurulları listelerinde yer alacak bilirkişiler dışındakilerin Birliğe bağlı ilgili ihtisas odalarına üye olmaları zorunludur.

(25)
(26)
(27)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Yerleşme Alanı Dışı (iskan dışı) Alan: Her ölçekteki imar planı sınırı, yerleşik alan sınırı, belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan köy

Bu itibar ile beledi- yelerimizin faaliyetlerinin iki a n a çevresini gösteren bu t a - birlerin birer izahını yapmayı çok faydalı bulduk; çünkü, imar

Söz konusu planlama alanı ve çevresi Teknik ve Sosyal Altyapı durumu açısından incelendiğinde; 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı genelinde bölgenin

• Yörede arazinin serbest olarak tarım ve tarım dışı amaçlar için alınıp satılabilmesi veya alım-satım olanaklarının çok sınırlı olması,. • Arazi sahibinin

Komisyonumuzca söz konusu imar plan değişikliği dosyasının (1/1000 Ölçekli imar plan değişikliği, plan açıklama raporu, plan notlan) incelenmesi neticesinde;

Đşletme birleşmelerinin bir parçası olarak elde edilen maddi olmayan duran varlıklar, hem KOBĐ TFRS hem de TMS için elde edilme tarihindeki gerçeğe uygun değeri

Anılan Tarife uyarınca, bir işyerinde yürütülen ve esas işin fer’i ve mütemmimi mahiyetinde olan bütün işlerin sigorta primlerinin, esas işin tabi tutulduğu

Tahvil çıkarıldığında işletme tahvili satın alan yatırımcılara önceden belirlenen dönemlerde sabit bir ödeme (kupon ödemesi) ve vade sonunda bir defada ödenmek