• Sonuç bulunamadı

Akne Vulgarisli Olgularda Kullanılan Çeşitli Tedavi Yöntemlerinin Karşılaştırılmasın

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Akne Vulgarisli Olgularda Kullanılan Çeşitli Tedavi Yöntemlerinin Karşılaştırılmasın"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Akne Vulgarisli Olgularda Kullanılan Çeşitli Tedavi Yöntemlerinin Karşılaştırılmasın

COMPARISON OF DIFFERENT MODALITIES IN THE TREATMENT OF ACNE VULGARIS

Vahide B A Y S A L * , Mehmet Y I L D I R I M * * , Handan A L A N * *

* Y r d . D o ç . D r . , S ü l e y m a n D e m i r c i Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji A D ,

* * D r . , S ü l e y m a n Demirci Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji A D , İSPARTA

Özet •

Bu çalışmada. hafıf-orta. orta-cUldi aknesi olan toplam 14(1 olguda, topikal ve sistemik olarak kullanılan değişik ilaçlar karşılaştırıldı.

Hafıf-orta şiddette aknesi olan 20 olguda %5 benzoilper­

oksit krem, 20 olguda azelaik asit krem, 20 olguda salisilik asitli losyon kullanıldı. Benzoil peroksit krem ile tedavinin 4.

haftasında, salisilik asitli losyon ve azelaik asit kreme göre da­

ha iyi .sonuç alındı. Tedavi sonunda, her üç tedavi arasında is­

tatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05).

Orta-ciddi aknesi olan 20 olgu sadece tetrasikliıı, 30 ol­

gu tetrasikliıı * %I klindaıııisııı fosfat losyon. 30 olgu tetrasik­

lin + %1 ıııetruıüdıızol krem ile tedavi edildi. Tedavinin 4. haf­

tasında tüm olgularda belirgin düzelme gözlendi. Tedavi so­

nunda tetrasikliıı + %1 klindamisin fosfat losyon kullanan ol­

gularda daha belirgin bir düzelme saptandı (p<0.05).

• Summary

In this study, a total of 140 patients with mild-moderate to moderate-severe acne were enrolled in order to compare the effects of several different drugs applied in topical and sys­

temic treatments. Twenty patients with mild-moderate acne were treated with 5% benzoyl peroxide cream, 20 of them with azelaic acid cream and another 20 with lotion of salicylic acid.

The effect of benzoyl peroxide cream compared to the azelaic acid cream or to the lotion of salicylic acid was better at 4 weeks. However, there was no statistically significant dif­

ference among the three groups at 12 weeks(p>0.05).

Twenty patients with moderate-severe acne were treated with tetracycline only, 30 were treated with tetracycline + 1%

clindamycin phosphate lotion and 30 with tetracycline + 1%

metranidazol cream. All cases improved significantly at 4 weeks of treatment. Improvement in the tetracycline + clin­

damycin phosphate group was significantly greater than in the tetracycline group or tetracvcline + metranidazol group at 12 weeks (p<0.05).

Key Words: A c n e Vulgaris, Treatment Anahtar Kelimeler: A k n e Vulgaris, Tedavi

T K l i n Dermatoloji 1998, 8:1-6 T K l i n J Dermatol 1998,8:1-6

Pilosebase ünitiıı kronik, inflamatuar hastalığı olan akne vulgaris, en sık görülen deri hastalık-

G e l i ş Tarihi: 24.10.1996

Yazışma Adresi: Dr.Vahide B A Y S A L

S ü l e y m a n Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji A D , İSPARTA

Çalışma 1-5 Ekim 1996 tarihleri arasında Antalya 'da düzen­

lenen XVI. Ulusal Dermatoloji Kongresi ilde poster olarak sunulmuştur.

larmdan birisidir. Özellikle adolesan çağdaki birey­

lerin %80'inin akne vulgaristen etkilendiği bilin­

mektedir. Akne vulgaris azalan oranlarda 3. ve 4.

dekatlarda da görülebilir (1-3).

Akne vulgarism patogenezi tam olarak bilin­

memekle birlikte, hastalığın multifaktöriyel olduğu bilinmektedir. Akne vulgarisin gelişiminde rol oy­

nayan en önemli faktörler; sebum üretimindeki artış, duktal hiperkornifikasyon, mikroorganiz­

malar (Propionibacterium acnes, Staphylococcus epidermidis, Pitrosporum ovale) ve inflamasyondur (3-6).

T Klin J Dermatol I VMS, <¥ 1

(2)

Vahide B A Y S A L ve Ark. A K N I İ V U L C İ A R İ S L İ O L G U L A R D A K U L L A N I L A N Ç E Ş İ T L İ T E D A V İ Y Ö N T E M L E R İ N İ N K A R Ş I L A Ş T I R I L M A S I

Akne vulgaris sıklıkla yüze, daha az olarak omuzlar, sırt ve göğüse yerleşen, açık veya kapalı komedon, papül, püstül, nodul, kist şeklinde görülür. Akne vulgarisin özellikle fizik görünümün daha da önem kazandığı adolesan çağda ve yüzde gelişmesi hastalan oldukça rahatsız etmekte ve moral bozmaktadır. Son yıllarda akne tedavisinde kullanılan topıkal ve sistemik tedavilerin sayısı oldukça artmıştır. A k n e tedavisinde kullanılan ilaçların iyi tanınması ve hastaların ilacın etki süre­

si ve yan etkileri konusunda uyarılmaları tedavide başarı şansını artıracaktır.

Çalışmada polikliniğimize başvuran akneli o l ­ gularda kullanılan topik ve sistemik tedaviler takip edilerek etkinlik ve yan etkiler açısından karşılaştırılmaları amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem

Dermatoloji polikliniğine Nisan 1995-Nisan 1996 tarihleri arasında başvuran ve akne vulgaris tanısı alan 140 olgu çalışma grubumuzu oluştur­

du.Olguların 87'si kadın, 53'ü erkek olup, yaşlan 13 ile 36 yıl arasında değişiyordu. Yaş ortalaması 17.6 yıl olarak bulundu.

Çalışmaya 15 gündür sistemik veya topikal te­

davi kullanmayan ve düzenli kontrole gelebilecek olgular alındı. Ciddi nodülo-kistik lezyonlan olan olgular çalışma dışı bırakıldı. Olguların yaş, cins, meslekleri ve lezyonlarm yerleşim yerleri kaydedil­

di. Olguların lezyonlan Ailen Smith sınıflandır­

masına göre gradc 0 ile grade 8 arasında derece­

lendirildi (7). Grade 0, 2 ve 4'de topikal tedavi yön­

temlerinden herbiri, rastgele oluşturulan gruplara uygulandı. Topikal tedavilerden %20'lik azelaik asit ( A A ) krem günde iki kez, % 5 ' l i k benzoil per­

oksit (BP) krem günde iki kez, salisilik asit ( S A ) ' l i

losyon günde bir kez akşamları kullanıldı. S A ' l i losyon salisilik asit (3 g), rezorsin (3 g), alkol (100 cc) ve eau de rose (200 cc)' dan oluşmaktadır.

Grade 6 ve 8'de rastgele üç grup oluşturuldu.

Birinci grupta tetrasiklin (TS) 1000 mg/gün dozun­

da başlandı ve haftada bir 250 mg azaltılarak, 250 mg/gün ile tedaviye devam edildi. İkinci grupta TS'e günde iki kez kullanılan %1 metranidazol (M) krem ilave edildi. Üçüncü grupta ise T S ' e günde iki kez kullanılan %1 klindamisin fosfat ( K F ) losyon ilave edildi.Olgular 15 gün aralarla kontrol edildil­

er. Değerlendirmeler 4. 8. ve 12. haftalarda yapıldı.

Değerlendirme aşağıdaki şekilde yapıldı:

Tam iyileşme: Lezyonlarm % 7 0 - 1 0 0 ' ü düzelmiş.

Belirgin iyileşme: Lezyonlarm % 40-69'u düzelmiş.

H a f i f iyileşme: Lezyonlarm % 1 0 - 3 9 " ı ı düzelmiş.

Düzelme olmaması: Lezyonlarda değişiklik yok.

Çalışmada, tedavilerin etkinliklerinin değer­

lendirilmesinde M a n n Whitney U testi, tedavi so­

nunda, değişik tedavi yöntemlerinin karşılaştırıl­

masında iki yüzde arasındaki farkın önemlilik testi kullanıldı.

Bulgular

Çalışma grubumuzu %62.1'i kadın, %37.9'u erkek toplam 140 olgu oluşturdu. Olguların % 6 8 ' i öğrenci, % 1 3 ' ü memur, %10'u ev hanımı, % 9 ' u serbest meslek sahibi idi.

Tablo 1. Kullanılan tedavilerin etkinliklerinin karşılaştırılması

BI> krem A A krem S A ' l losyon TS TS4 M TS f KF losyon

n (%) n (%) n CM.) n (%) ıi ("«) n (%)

Tam iyileşme 5 (25) 5 (25) 4 (20) 6 (30) 6 (20) 13 (43.3)

Belirgin iyileşme 8 (40) 5 (25) 7 (35) 5 (25) 8 (26.7) 10 (33.3)

Hafif iyileşme 5 (25) 6 (30) 6 (30) 3 (15) 6 (20) 4 (13.4)

D ü z e l m e o l m a m a s ı 2 (10) 4 (20) 3 (15) 6 (30) 10 (33.3) 3 (10)

Toplam 20 (100) 20 (100) 20 (100) 20 (100) 30 (100) 30 (100)

2 T Kİ in Dermatoloji I'm. S

(3)

A K N K V U I . ü A R İ S L İ OI.Cİl İ L A K D A K I T . I . A N l l . A N Ç E Ş İ T L İ T E D A V İ V Ö N T E M U - R İ N İ N K A R Ş I L A Ş T I R I L M A S I

Tablo 2. Kullanılan tedavilerin etkinliklerinin istatistiksel olarak karşılaştırılması

Vahide B A Y S A L ve Ark

B P krem A A krem S A ' l i losyon TS T S + M T S + K F losyon

4. halta Anlamlı A n l a m s ı z A n l a m s ı z Anlamlı Anlamlı Anlamlı

(p<0.()5) (p>0.()5) (p>0.()5) (p<0.05) (p<0.05) (p<0.()5)

8. halta Anlamlı Anlamlı Anlamlı Anlamlı Anlamlı Anlamlı

( p « l . ( l ? ) (p<0.05) (p<().()5) (p<0.05) (p<0.05) (p «1.05)

12. balla Anlamlı Anlamlı A n l a m l ı Anlamlı Anlamlı Anlamlı

(p<().()5) (p<0.05) (p<0.05) , (p<0.05) (p<0.05) i (p<0.05)

p>0.05 p>().()5

p<().()5

Akne lczyonları, olguların %81'inde sadece yüzde, % 12'sinde yüz ve omuzlarda, %7'sinde yüz, omuz ve göğüs bölgesinde yerleşmişti.

% 5 ' l i k BP krem kullanan olgularda, tedavinin 2. haftasından itibaren d ü z e l m e g ö z l e n m e y e başladı. Tedavinin 4. haftasında tedavi öncesine göre istatistiksel olarak anlamlı bir düzelme oldu (p<0.05). Tedavi sonunda olguların 5(%25)'inde tam iyileşme, 8(%40)'inde belirgin iyileşme, 5(%25)'inde hafif iyileşme gözlendi. Olguların 2(% 10)'sinde düzelme olmadı (Tablo 1). BP krem kullanan 8(%40) olgu tedavinin ilk günlerinde yüzde kızarıklık, kaşıntı ve yanmadan yakındılar.

Tedavinin ilerleyen günlerinde 3(%15) olguda şikayetler kaybolurken, 5(%25) olguda hafif şek­

ilde devam etti.

% 2 0 ' l i k AA krem kullanan olguların lezyon- larında tedavinin 4. haftasında klinik olarak düzelme izlenmesine rağmen, istatistiksel olarak anlamlı bir d ü z e l m e tespit edilmcdi(p>0.05).

Lczyonlarda 8. haftadan itibaren istatistiksel olarak anlamlı düzelme sağlandı(p<0.05) (Tablo 2).

Tedavi sonunda 5(%25) olguda tam iyileşme, 5(%25) olguda belirgin iyileşme, 6(%30) olguda hafif iyileşme gözlenirken, 4(%20) olguda düzelme gözlenmedi. AA krem kullanan 3(%15) olguda te­

davinin ilk günlerinde yüzde hafif eriteni ve kaşın­

tı gözlendi, bu yan etkiler tedavinin ilerleyen gün­

lerinde kayboldu.

S A ' l i losyon kullanan 20 olguda 4.haftada klinik olarak düzelme saptanmasına rağmen,

düzelme istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Tedavinin 8. haftasından itibaren istatis­

tiksel olarak anlamlı düzelme saptandı(p<0.()5).

Tedavi sonunda 4 (%20) olguda tam iyileşme, 7(%35) olguda belirgin iyileşme, 6(%30) olguda hafif iyileşme gözlendi. Olguların 3(%15)'ündc düzelme olmadı (Tablo 1). S A ' l i losyon kullanan olgular, yüzde hafif kuruluk dışında yan etki bildirmediler.

AA krem, BP krem ve S A ' l i losyon kullanan olgular 12 haftalık tedavi sonunda karşılaştırıldığında, kullanılan tedaviler arasında is­

tatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı (p>0.05) (Tablo 2). Yan etkiler açısından karşılaştırıldığında, BP krem kullanılan olgularda özellikle tedavinin ilk günlerinde eriteni, yanma, kaşıntı gibi şikayetler daha fazla görüldü. Ancak ol­

guların hiçbirisinde tedavinin kesilmesini gerek­

tirecek şiddette yan etki gözlenmedi.

TS kullanan olgularda 4. haftadan itibaren ista­

tistiksel olarak anlamlı bir d ü z e l m e gözlendi (p<0.05). Tedavi sonunda 6(%30) olguda lam iy­

ileşme, 5(%25) olguda belirgin iyileşme, 3(%15) olguda hafif iyileşme gözlendi. Olguların 6(%30)'sında düzelme gözlenmedi. TS kullanan 2(%10) olgu, tedavinin ilk günlerinde ilaç ahnınun- dan sonra bulantıdan yakındılar. Bulantı TS dozu­

nun azaltılması ile kayboldu.

T S + M krem kullanan olgularda tedavinin 4.

haftasından itibaren istatistiksel olarak anlamlı bir d ü z e l m e saptandı (p<0.05). Tedavi sonunda

T Kliıı .1 lhrmalnl IWH, S .1

(4)

Vahide B A Y S A L ve Ark. A K N K V U L G A R İ S L İ O L G U L A R D A K U L L A N I L A N Ç E Ş İ T L İ T E D A V İ Y Ö N T E M L E R İ N İ N K A R Ş I L A Ş T I R I L M A S I

6(%20) olguda tam iyileşme, 8(%26.7) olguda be­

lirgin iyileşme, 6(%20) olguda hafif iyileşme gö­

zlenirken 1Ü(%33.3) olguda düzelme saptanmadı (Tablo 1). TSt M krem kullanan olguların

10(%33.3)'u mctranidazol krem kullanımı ile yüzde kızarıklık, kaşıntı, yanma ve kuruluktan yakındılar. Bu olguların yarısında (%16.7) şikayetler tedavinin ilerleyen dönemlerinde kay­

bolurken 5 olguda devam etti.

T S + K F losyon kullanan olgularda tedavinin 2.

haftasından itibaren klinik olarak düzelme gözlen­

di. Tedavinin 4. haftasından itibaren istatistiksel olarak da anlamlı bir düzelme oldu (p<0.05) (Tablo 2). Tedavi sonunda I3(%43.3) olguda tam iyileşme, 10(%33.3) olguda belirgin iyileşme, 4(%13.4) ol­

guda hatif iyileşme saptandı. Üç (%10) olgu te­

daviye cevap vermedi (Tablo 1). T S + K F losyon kullanan 1(%3.3) olgu tedavinin başlangıcında bu­

lantıdan yakındı. Bulantı TS dozunun azaltılması ile kayboldu.

T S , T S + M krem, T S + K F losyon kullanan ol­

gular 12 haftalık tedavi sonunda karşılaştırıldığın­

da, T S i K F losyon kullanımının tedavide daha başarılı olduğu saptandı (p<0.05) (Tablo 2). Yan etkiler açısından bakıldığında T S + M krem kullanan olgularda diğer iki gruba göre yüzde yanma, eritem, kuruluk gibi şikayetlerin daha fazla olduğu gözlendi.

Tartışma

Akne vulgaris, birkaç papül ve komedonla seyredebileceği gibi yaygın, derin yerleşimli püstüller, inflaınatuar papüller gibi ciddi klinik bul­

gular ile de seyredebil ir. Akne vulgaris tedavisi lezyonların tipine, yaygınlığına, şiddetine bağlı olarak değişir. Akne vulgaris tedavisinde lopikal ve sistemik tedavi yöntemleri tek başlarına veya kom­

bine olarak kullanılır (8-10). Kullanılan topiklerden birisi BP kremdir. BP, potent bakterisidal bir ilaçtır.

G ü n d e iki kez, 5 gün uygulandığında P.acnes sayısını %95 azalttığı saptanmıştır (11). BP'nın serbest yağ asitlerini azaltarak mikrokomedon o l u ş u m u n u engellediği bildirilmektedir. BP oldukça hızlı etki gösterir (10,12). Çalışmamızda da BP krem kullanan olgularda 4. haftadan itibaren

belirgin düzelme gözlendi, tedavi sonunda %25 ol­

guda tam iyileşme, %40 olguda belirgin iyileşme,

%25 olguda hafif iyileşme saptandı. Svvinjcr ve ark.

%5 BP krem ile 3 aylık tedavi sonunda %59 oranın­

da düzelme saptamışlardır (13). Tunalı ve ark. %5 BP krem ile 3 aylık tedavi sonunda beyaz komc- donlarda %50, siyah komcdonlarda % 4 1 , pa- püllerde %65, püstüllerde %57 oranında azalma bildirmişlerdir (14). Taşpmar ve ark. ise BP ile 8 haftalık tedavi sonunda %31 oranında iyileşme sap­

tamışlardır (15).

A A , 9 karbonlu satürc bir dikarboksilik asittir.

AA etkisini folliküler kanalda bozulmuş olan kera- tinizasyonu düzelterek ve intrafollikiiler P.acnes sayısını azaltarak gösterir. Ayrıca AA nm reaktif oksijen ürünlerini azaltarak antiinflamatuar etki gösterdiği bilinmektedir (16-19). Ç a l ı ş m a m ı z d a AA kullanan %25 olguda tam iyileşme, %25 olgu­

da belirgin iyileşme, %30 olguda hafif iyileşme saptanmıştır. B i r çalışmada ise AA ile olguların

% 6 4 ' ü n d c % 5 0 ' d e ı ı fazla d ü z e l m e olduğu bildirilmiştir (16). AA ile yapılan çeşitli çalışmalar­

da, komedonal aknesi olan olgularda AA ile topikal

%0,05 tretinoin karşılaştırılmış ve her iki tedavi ile benzer sonuçlar alınmıştır (16). AA ile topikal

% 2 ' l i k eritromisinin karşılaştırıldığı bir çalışmada lezyonlarda AA ile %72, topikal eritronıisin ile

%67 oranında i y i sonuç alınmıştır (16).

Papülopüstülcr aknesi olan olgularda AA ile oral TS 5 ay boyunca kullanılmış ve tedavi sonunda, AA ile %82, TS ile %86 oranında düzelme saptan­

mıştır (16).

SA'lı losyon, hafif-orta şiddetli aknelerde kul­

lanılan bir topiktir. Losyon içerisindeki salisilik asit ve rezorsin keratolitik etkilidir. Ayrıca rezorsinin antibakteriyel ve antimikotik özelliği de mevcuttur (10,20). Çalışmamızda S A ' l i losyon kullanan olgu­

ların %20'sinde tam iyileşme, %35'indc belirgin iyileşme, %30'unda hafif iyileşme izlendi.

Oral tedaviler orta-ciddi aknesi olan olgularda veya topikal tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda kullanılmaktadır. Oral tedavilerden en sık kul­

lanılan TS'dir. TS, P.acnes sayısını ve deri yüzeyin­

deki serbest yağ asitlerinin konsantrasyonunu azal­

tarak etki göstermektedir (10). TS kullanımı ile akneli olguların %70'indc, lezyonların %70'inde

4 T Klııt Dcrıııatolo/i 1998, ,Y

(5)

A K N K V U L G A R İ S L İ OLCİIU A R D A K U L L A N I L A N ÇVŞlTl T L D A V İ Y Ö N T E M L E R İ N İ N K A R Ş I L A Ş T I R I L M A S I Vahide B A Y S A L ve Ark.

düzelme olduğu bildirilmiştir (4). TS tedavisi ile 4- 5 haftadan itibaren iyi sonuç alındığı rapor edilmektedir (1). Çalışmamızda da TS tedavisinin 4. haftasından itibaren belirgin düzelme gözlendi.

Akne tedavisinde sık olarak oral TS ile topikal tedaviler kombine olarak kullanılmaktadır. Çalış­

mamızda oral TS ile %1 metranidazol krem kom­

bine olarak kullanıldı. Metranidazol, sıklıkla roza- sea tedavisinde sistemik veya topikal olarak kul­

lanılan bir imidazol türevidir (21). Mctranidazolun anaerobık bakterilere karşı etkili olduğu bilinmekle birlikte, akne tedavisinde nötrofıl kemotaksismi in­

hibe ederek oluşturduğu antiinflamatuar etkinin önemli olduğu bildirilmektedir (22). Sezgin ve ark.

akneli olgularda yaptıkları çalışmada, olguların

% 3 ' ü n d e tam iyileşme, %28'inde belirgin iyileşme,

% 3 4 ' ü n d c hafif iyileşme saptamışlardır (23). Çalış­

mamızda T S + M krem ile %20 olguda tam iyileşme,

%26.7 olguda belirgin iyileşme, %20 olguda hafif iyileşme saptandı.

KF losyon, akne tedavisinde sık olarak kul­

lanılan topikal antibiyotiklerdendir (9,10). KF Fae­

nes sayısını azaltır ve antiinflamatuar etki gösterir.

Çalışmamızda oral TS ile KF losyon kombine olarak kullanıldı ve 4. haftadan itibaren belirgin bir düzclme sağlandı. Bir çalışmada topikal KF ile T S ' i n etkinliği karşılaştırılmış ve iki tedavinin etkinliğinin benzer olduğu tespit edilmiştir (24).

Çalışmamızda T S + K F losyon kombinasyonu ile sadece TS kullanımına göre daha belirgin bir iyi­

leşme gözlendi.

Akne tedavisinde topik ilaçlarla oluşan eriteni, kaşıntı, yanma, kepeklenme gibi yan etkiler, tedavi başarısını etkilcmektedir.Çalışmamızda en sık olarak BP krem ve M krem ile yan etki gözlendi.

Çalışmamızda hiçbir olguda tedavinin kesilmesini gerektirecek şiddette yan etki gözlenmedi.

Sonuç olarak, orta-ciddi akne vulgarisli olgu­

larda T S + K F losyon kullanımı sadece TS veya T S + M krem kullanımına tercih edilebilir. Hafıf-or- ta şiddetteki akne vulgaris tedavisinde ise AA krem, BP krem veya S A ' l i losyon kullanılabilir, an­

cak AA krem veya S A ' l i losyon kullanan olgular etkinin geç başlayabileceği konusunda uyarıl­

malıdır.

KAYNAKLAR

1. Tolman E L . A c n e and acneiform dermatoses. In Moschella S L , H u r l e y H J . eds. Dermatology. T h i r d edition.

Philadelphia, WB Saunders Company. 1992; 1477-92.

2 . A r n o l d HI, O d o m R B , James W D . A n d r e w s Disease o f the Skin. 8th ed. Philadelphia: Saunders Company. 1990: 250.

3. Leyden JJ. N e w understandings of the pathogenesis of acne.

J Am A c a d Dermatol 1995; 32: 515-25.

4. M o t l e y R J , Marks R. The nature of acne. Reu Contemp Pharmacother 1993; 4: 425-32.

5. P a n 7 E J , Griffiths C E M . Bacteria and antimicrobial agents in the treatment of acne. Int J Dermatol 1996; 35:249-5 1.

6. Webster G F . Inflammation in acne vulgaris. J Am A c a d Dermatol 1995; 33: 247-53.

7. A l l e n B S , Smith G J . Various parameters for grading acne vulgaris. A r c h Dermatol 1982; 118: 23-5.

8. Plewig G, K l i g m a n A M . A c n e and rosacea. 2 tli edition Berlin Springer-Verlag B e r l i n Heidelberg. 1993;558.

9. Peksan Y. A k n e vulgaris tedavisi X. P r o f Dr A. Lütfü Tat Sempozyumu Kitabı. Ankara, 1991: 173.

10. Berson D S , Shalita A R . The treatment of acne: The role of combination therapies. J Am A c a d Dermatol 1995; 32: 531 - 41.

11. K l i g m a n A M . A c n e vulgaris: Tricks and treatments. Part II:

The benzoyl peroxide saga. Cutis 1995; 56: 260-1.

12. Wester R C , Patel R, Nacht S, Leyden J, Mclendres J, Maibaeh H. Controlled release of benzoyl peroxide from a porous microsphere polymeric system can reduce topical ir­

ritancy. J Am A c a d Dermatol 1991; 24: 720-6.

B . S w i n j e r L J , Baker M D , Swinjer T A , M i l l s O H . A compara­

tive study of benzoyl peroxide and c l i n d a m y c i n phosphate for treating acne vulgaris. Br J Dermatol 1988; 119:615-22.

14. Tunah Ş, M e r t o ğ l u F, S a r ı c a o ğ l u H ve ark. A k n e vulgaris tedavisinde %1 klindamisin fosfat, %20 azelaik asit, %5 benzoyl peroksid, %0.05 retinoik asit.(Çift kör, karşılaştır­

malı çalışma). Lepra M e c . 1995; 26: 24-40.

15. Taşpınar A, G ü r g c y E, Gül Ü. A k n e vulgariste topik te­

davinin değeri. X I I . Ulusal Dermatoloji Kongresi Kitabı 1988; 75-84.

l ö . F y r a n d O. C l i n i c a l use of azelaic acid in acne. 10th Regional Conference on Dermatology, Suppl to M e d i c a l Progress June 1993; 15-8.

17.Nguyen Q H , B u i T P B S . A z e l a i c acid: Pharmacokinetic and pharmacodynamic properties and its therapeutic role in hy- perpigmcntary disorders and acne. Int J Dermatol 1995; 34:

75-84.

T Klin J Dermatol 1998. 8 5

(6)

A K N E V U L G A R İ S L İ O L G U L A R D A K U L L A N I L A N Ç E Ş İ T L İ T E D A V İ Y Ö N T E M L E R İ N İ N K A R Ş I L A Ş T I R I L M A S I Vahide B A Y S A L ve Ark

I S . G o l l n i c k M. A new tharepeutic agent: azelaie acid in aenc treatment. J Dermatol Treat 1990; l(suppll 3): S 23-8.

19. A p a y d ı n R, A i p a n O. A z e l a i k asid. Deri Hast Frengi Arş 1995; 29(2): 79-83.

20. A y d e m i r E H . Dermatolojide Yerel Tedavi İn: Tüziin Y, Kotogyan A, A y d e m i r E H , Baransü O. eds Dermatoloji. 2.

baskı. İstanbul, Nobel T ı p Kitabevleri 1994; 721-34.

21. Nielsen P G . Topical metronidazole gel use in acne vulgaris, lnt J Dermatol 1991; 30: 662-6.

22.Tong D, Peters W, Barnetson R C . Evaluation of 0.75% me- tranidazol gel in acne a double-blind study. C l i n E x p Dermatol 1994; 19: 221-3.

23.Sezgin P , G ürer M A , Ö n d e r M , titer N , Baysal V . A k n e v u l ­ garis te topik mctranidazol. X I V . U l u s a l Dermatoloji Kongresi Kitabı I. 1992: 619-22.

24.Katsambas A , Towarky A A , Stratigos J . Topical c l i n ­ damycin phosphate compared w i t h oral tetracycline in the treatment of acne vulgaris. Br J Dermatol 1986; I l b : 378- 91.

6 T Klin Dermalolojı I99.H, ,V

Referanslar

Benzer Belgeler

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye Ertuğrul Hasbi Aydemir İstanbul, Türkiye Telefon: +90 212 414 31 22 E-posta:

Akut ve tekrarlayan doz toksisite çalışmaları ile genotoksisite, mutajenite ve karsinojenite çalışmalarından elde edilen klinik öncesi verilerde, amaçlanan terapötik

- Topikal retinoidlerin sistemik tedaviler ile etkinliğini karşılaştıran çalışmalar bulunmamakla birlikte enflamatuvar akne lezyonlarında sistemik tedavilerin

Dermatolojideki akne deneyimimize bakt›¤›m›zda, fliddetli aknesi olan hastalarda tedavi karar› daha kolay al›nabilir- ken, hafif-orta fliddette aknede seçilecek

Viewing egzersizleri, 2 dk süreyle, ayakta 3 Sabit eksende geniş amplitüdlü ,hızlı horizontal ve vertikal servikal rotasyon, ya da geniş amplitüdlü hızlı horizontal

For this reason, it is important for women’s health to identify the sleep disorders and related risk factors of women in the menopause period and to cure properly (10).. It

Bu çalışma, son zamanlarda fertil kistlerde canlılık oranını saptamak amacıyla yaygın olarak kullanılan Trypan blue, Eosin ve Methylene blue boyama yöntemleri ile

Pelvik taban kas egzersizi yapan grubun kontrol grubuna kıyasla yapılan bir çalışmada, pelvik organ prolapsusu olan 70 kişi randomize olarak hipopresif egzersiz (HE)