• Sonuç bulunamadı

Nida Tüfekçi, Türk halk müziğinin ödün vermeyen değerli bir araştırmacısı, usta bir bağlamacısıydı:Türk müziği yılmaz bir savaşçısını yitirdi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nida Tüfekçi, Türk halk müziğinin ödün vermeyen değerli bir araştırmacısı, usta bir bağlamacısıydı:Türk müziği yılmaz bir savaşçısını yitirdi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

22 EYLÜL 1993 ÇARŞAMBA

CUMHURİYET 2

KULTUR

Nida Tüfekçi, Türk halk müziğinin ödün vermeyen değerli bir araştırmacısı, usta bir bağlamacısıydı

T ürk müziğj yılm az bir savaşasım yitirdi

EVİN ÎLYASOĞLU

Nida Tüfekçi’yi kaybettik. Türk müziği, ödün vermeyen, değerli bir araştırmacısını, yılmaz bir savaşçısını kaybetti. Türk halk müziği usta bir bağlamacısını, disiplinli bir öğretmenini kaybet­ ti.

Neriman ve Nida Tüfekçi benim için halk mü­ ziği konusunda sık sık başvurduğum bir ansik­ lopedi kaynağı gibidir. Taa Sansözen araştırma­ larından, radyonun ilk kuruluş çalışmalarından, otantiğe bağlı icranın gerekçelerinden gerçek bi­ rer kaynaktır onlar. Nida Bey'in en dikkatimi çeken özelliği, bir kez anlattığı şeyi yıllar sonra kaç kez anlatırsa anlatsın, hiçbir zaman değişik­ liğe uğratmamasıydı. Bildiğini iyi bilir, yürekli­ likle savunur ve

1 ildiğini

iyi bilir,

yüreklilikle

savunur ve

ödün vermezdi.

Zaman zaman

bu nedenle

eleştiriler aldı.

T")

ödün vermezdi.

t 3

İldiğini

ödün vermeyişi nedeniyle eleşti­ riler aldı, TRT Müzik Dairesi Başkanlığı sırası­ nda halk müzi­ ğinin hafif müzik-

çiler tarafından yozlaştırılmasına gözy ummadığı için suçlandı. Ancak bir de geriye dönüp dü­ şünelim: Herkes müziğimizde yapılan her türlü değişikliği 'mubah' gördü yıllardır. Halk müziği en çok kullanılan, en çok sömürülen müzik dalımız oldu. En son konuşmalanmızdan birin­ de "Kaleden kaleye şahin uçurdum, balam. .Ah ile

vah île ömrü geçirdim" dizeleriyle başlayan tür­ küyü sormuştum. Onun da kendi içinde bir hüz­ nü. nazlı edası vardı, ama artık synthesizerla bir pop müzik niteliği kazandı, şimdi hüzünlü değil bu türkü demiştim. Gerçekten içi yanıyordu halk müziğinin yozlaşmasına. Peki, değişmeye­ cek miydi zamanla otantik türküler. Doğal ki değişecekti. Ancak Nida Tüfekçi gibi birotorite- nin de kaleyi beklemesi, başını alıp gidenlere bir çift söz edecek bir gücün varlığı gerekliydi.

| 'Halk müziği halk

yaşantısmınaynasıdır’

Bir söyleşimizde halk müziğini anlatıyordu:

"Halk müziği halk yaşantısının aynasıdır. Doğal

ve sosyal olayların bütünüdür. Ağıtlar, öğüt, mer­

siye, yiğitieme, koçaklama, kına havası, gelin ha­ vası, çiğdem türküsü, iklim, mevsim tabiat olay­ larının değişiminin türküsü. Halkın yaşadığı her

şeyin aksedişidir. Müzik, edebiyat, oyun bir araya gelir, tek sanat haline dönüşür. Halkımız va özet­

lemiş ya da genişletmiştir olayları. Veciz olarak söylemiştir: ‘Ben ağlarım, doktor ağlar, dert ağ­ lar' gibi. Ben dertliyim, doktor çaresiz. Dert ise halimize bakıp ağlıyor.”

Yöresel tavırların değiştiği, ücra dağ köylerin­ de bile artık arabesk etkisine rastlandığı söyleni­ yor dediğimde şiddetle karşı çıkmıştı bana Nida

Bey: “Öyle şey yok. Bunu rahatlıkla söyleyebili­ rim. Her türlü müzik bu ulusun insanlarına şu veya bu araçla aktarılabiliyor. Yani bombardı­ man ediliyor. Ama bugüne dek halktan arabesk türkü çıktığım duymadım. Ancak şehirlerde olu­ yor bu. Çünkü musikinin ticareti başladı. Sanatın ticareti olunca müşteriye göre malzemeler ilet­ mek gerekiyor. Ama halk kendi üslubunu, kendi musiki tarzını bırakmıyor. Hatta kendi konuşma tarzını dahi kolaylıkla bırakamıyor. Üniversite mezunu dahi olsa yöresinin ağzına doğru kayıyor, ben de bazen kayıyorum. Onun için yıllardan beri folklorun kuvvetli bir tarafı var. Asırlar boyu asli unsurları kaybetmeden yaşayabiliyor. Babadan oğuia, ustadan çırağa, kuşaktan kuşağa, kulak­ tan kulağa gelir ve kolay kolay değişmez.”

Nida Tüfekçi'nin bu savı toplumun geçirdiği evrim ile folklorun statik duracağı anlamına gel­ miyordu: “ Halk müziği statik olsa zaten kaybo­ lurdu. Daima dinamikti. Bir mahalli sanatçıya aynı parçayı ayrı zamanlarda okutsam motomot, birbirinin aynı çıkmaz. Bu

fSrkiilıği

imtina dö­ künce görürüz. Yaşantının aksediş şekline göre değişikliğe uğramıştır.” Mesela uçağın bize geliş tarihini haber veren türküde: “Gökte uçar,

tey-yare, selam verdi o yare.” Zamanla tayyare lafı unutulmuş, uçak kelimesi çıkmış, halk buna

göre de yazmış: “Gökyüzünde uçan posta uçağı,

dedim, götürmedi” gibi.

| Arşivcilik ve araştırmacılığın

olmayışından yakınırdı

da her zaman açık fikirli olduğunu belirtmişti:

“ İlim adamları da sanatçılar da halkın içinden çıkıyor. Başka bir yerden getirtilmiyorlar. Onları okutup eğitip halk kendi kaynağını geliştiriyor. Bütün dünya tarihinde folklor malzemesi halkın istifadesine sunulmuştur. Folkloru aynen alıp üs­ tünde işlemek yerine, onun ritm ve ifade özelliğin­ den esinlenen özgün, veni bir şevler çıkarmalıdır. Bugüne kadar yapılanlarda şöyle bir tehlike doğ­ du: Halk, kendi türküsünü biliyor, benim türküye hem benziyor, hem benzemiyor, ama benimki de­ ğil diyor. Bu sefer kendine yakın başka seslerin başka üslupların ardından gidiyor. Mutlaka öz­ gün ve büyük eserler yazacak bestekârlarımız ye­ tişecektir” ve burada söyleşiye Neriman Tüfekçi şunları ekliyor: “Sibelius, Çaykovski, Bartok, kendi halk müziklerinden çok güzel esinlenmişler. Motomot değil, kendi dehalarıyla katkıda bulun­ muşlar.”

| Neriman-Nida Tüfekçi’ye ait

I özgün bir CD tasarısı

En son fury ada 'Devlet Sanatçısı' unvanını almıştı. Ancak son ameliyatında Devlet Sanatçılığı ile bir ayrıcalık olabilir mi diye araştırmışlar, hiçbir ayrıcalık tanınmayacağını öğrenmişlerdi.

Nida Tüfekçi'nin en büyük yakınması günü­ müzde arşivcilik, araştırmacılık olmayışı idi.

“ Eskiden Darülelhan arşivinde ilk kayıtlar duru­ yordu. Teybe alınıp notaya döküldü, kitaba dö­ nüştü. Daha sonra Ankara Devlet Konsen atuvarı ile 1937-1953 arasında Sansözen ve Halil Bedi Yönetken’in yurt sathında ulaşılabilecek her yere gittikleri bir proje düzenlendi. Bir de Rıza Yetiş­ ken adlı teknisyen vardı. Üç kişi on binin üstünde halk ezgisi derleyip kayıt yaptılar. Sonra bir ara TRT, derleme denemesi yaptı. Ama halk müziği­ nin dinamiğini sürekli izlemek gerek. Bütün folk­ lor malzemesinin bir müzede saklanması, halkın

Şimdilerde T ürk sanat müziği üstüne compact disclerin sayısı artmakta. Çoksesli Türk müziği­ nin compact diskleri de çeşitli projeler altında yola çıkıyor. Ancak henüz elimizde Türk halk müziğinin otantiğe bağlı yorumundan hiçbir ör­ nek yok compact disc olarak. Bu konulara des­ tek veren bir banka müdürüyle çok yeni konuş­ muştuk. Hemen Neriman-Nida Tüfekçi’ye ait

özgün bir CD yapılması üstüne karar çıkarta­ caktı. Ne yazık ki gecikmişiz. Nida Tüfekçi en son furyada ‘Devlet Sanatçısf- unvanını almıştı. Neden Neriman Hanım’a da veril­ mediğine bir türlü akıl erdirememiş- ti. Son ameliyatı­ nda Devlet Sa­ natçılığı ile bir ayrıcalık olabilir mi diye araştırmı­

şlar. hiçbir ayrıcalık tanınmayacağını öğrenmiş­ lerdi. Türk halk müziğine onca yıllık hizmetiyle müzik tarihimizin sayfalarında nice devlet sa­ natçımızdan daha önemli bir yer tutacak Nida

T

i

iirk halk

müziğine onca

yıllık hizmetiyle

müzik tarihimizin

sayfalarında

nice devlet

sanatçımızdan

daha önemli bir

yer tutacak Nida

Tüfekçi.

Tüfekçi.

, istifadesine sunulması lazım.” IhsrfcflN__

Nida Bey, halk müziğinden esinlenme, yarar­ lanma, yeni bestelere temel oluşturma konusun­

P O R T R E

N İD A TÜ FEK Ç İ

1929'du Yozgat’ta doğmuş, Türk luılk m üzi­ ği araştırmacısı, bağlama sanatçısı ve İstanbul

Teknik Üniversitesi Devlet Türk M üziği Kon- servatuvan’rıda öğretim üyesi idi. Ankara M a­ liye O kulunu bitirmiş, 1953'te A nkara Radyo­ su 'pun ' Yurttan Sesler T o p lu liA u jm J ş t^ k ^ k TSJSVfâan sonra İstanbul Rçıdyo&%tiıti$ıWÎffîT ziği toplulukları kurmuş, yönetmiş. 1991 ıfe Devlet Sanatçısı olmuştu.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastaların yatış için ön ödeme sırasında zorlukla karşılaşıp karşılaşmama durumlarına göre bakıldığında, ön ödeme sırasında zorlukla

önceki en önemli bölümünü oluşturur. Anadolu Selçuklu devletinin zayıflamasıyla Anadolu’da bir çok beylik devleti ortaya çıkmıştır. Anadolu Selçuklularıyla Osmanlılar

Aşağıda yazımı yanlış olan kelimelerin doğrusunu imla (yazım) kılavu- zundan bakarak yazınız.. Aşağıda yazımı yanlış olan kelimeleri

Bu çalışmada, Arap dilinden en az etkilenen lehçelerden olan Kırgız Türkçesinde anlam kaymasına uğradığını tespit ettiğimiz Arapça kökenli 205 kelime

Örneğin, çocuğu olmayan kadınlar için kırk aileden kumaş toplanıp elbise dikil- mesi, kırk bir kadından mum toplanıp eritilerek kısır kadının başına dökülmesi

Cenazesi 13 Ocak 1982 çarşamba günü saat: 12.00'- de Akademl'de yapılacak törenden sonra Fındıklı Ca­ miinde kılınacak öğlen namazını müteakip Heybellada

Fotoperiyodun bağışıklık üzerindeki etkilerinin in- celendiği laboratuvar çalışmalarında kısa günler- deki immun fonksiyonun uzun günlerdekine göre daha etkili

Bizim çalıĢmamızda da bipolar hastaların birinci derece yakınları ile sağlıklı kontroller arasında Gözlerden Zihin Okuma, Ġmayı Anlama ve PKF Testi