• Sonuç bulunamadı

KATI ATIKLARIN DÜZENLĐ DEPOLANMASI VE SIZINTI SULARININ SIZDIRMAZLIĞININ SAĞLANMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "KATI ATIKLARIN DÜZENLĐ DEPOLANMASI VE SIZINTI SULARININ SIZDIRMAZLIĞININ SAĞLANMASI"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Zemin Mekaniği ve Temel Mühendisliği Onbirinci Ulusal Kongresi 7-8 Eylül 2006, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon

KATI ATIKLARIN DÜZENLĐ DEPOLANMASI VE SIZINTI SULARININ SIZDIRMAZLIĞININ SAĞLANMASI

SANITARY LANDFILLS AND PREVENTIVE MEASURES OF SOLID WASTE LEACHATE INFILTRATION IN SOILS

EGEMEN ARAS1, GÖKHAN DEMĐR2, MEHMET BERKÜN3

ABSTRACT

One of the most important sources causing soil pollution are landfilled municipal and industrial wastes. In order to prevent the landfilled materials originated soil pollution and resulting unstability problems, preventive measures should be taken, considering the geotechnical and geological characteristics of the landfill area.

The basic principle in waste storage structure is to prevent chemical materials that are strained from wastes into the soil. It is necessary to cover the base of the solid waste storage area with an impervious material to prevent the penetration of leachate into the soil. Traditionally clay is used as cover material. With the advances in polymer technology, application of impervious screens in recent years made of synthetic materials has become a standart application.

In this study, landfilling methods of solid wastes were investigated and advantages of sanitary landfills were emphasized. Preventive measures of solid waste leachate infiltration in soils and application of related geotextile materials were discussed.

ÖZET

Günümüzde zemin kirliliğine yol açan en önemli kaynaklar evsel ve endüstriyel atıklardır.

Bu tip atıkların zeminleri kirletmesine engel olunması için günümüzde düzenli depolama yapıları inşa edilmektedir. Bu tip tesislerin projelendirilmesinde yapılacak ilk etüd uygun yer seçimi ile ilgilidir.

Atık depolama yapılarında temel prensip atıklardan süzülen kimyasal maddelerin zemine geçmesinin engellenmesidir. Buna göre katı atık sahalarının tabanının geçirimsiz bir malzeme ile kaplanması gerekir. Geleneksel olarak geçirimsizlik amacı ile kullanılan malzeme kildir. Đlk yapılan depo sahalarında taban kille kaplanırken son yıllarda polimer teknolojisinin gelişmesiyle sentetik malzemelerle yapılan geçirimsizlik perdeleri de artık

1 Arş.Gör. , Karadeniz Teknik Üniversitesi,Đnşaat Müh. Böl.61080 Trabzon, egemen@ktu.edu.tr

2 Arş.Gör. , Karadeniz Teknik Üniversitesi,Đnşaat Müh. Böl.61080 Trabzon, gokhand@ktu.edu.tr

3

(2)

standart bir uygulama olmuştur. Bu çerçevede deponi sahalarının jeolojik ve geoteknik özelliklerinin değerlendirilmesi önem taşımaktadır.

Bu çalışmada, katı atıkların imha yöntemleri incelenerek düzenli depolama sahalarının avantajlarına değinilmiştir. Düzenli depolama sahalarında meydana gelecek sızmalara karşı alınan önlemler ve kullanılan geotekstil malzemeler hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

Anahtar Sözcükler: Katı atık, Düzenli depolama, Sızma, Geotekstil ürün, Geomembran

1. GĐRĐŞ

Katı atıklar, insan ve hayvanların faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan kullanımı elverişsiz maddelerden oluşan, genellikle katı durumda bulunan maddelerdir. Katı atıklar, yaşamın gereği olarak kullanıldıktan veya tüketildikten sonra yok edilmesi veya toplumun yeniden yararlanabilmesi için toplanarak yaşam ortamından uzaklaştırılması gereken malzemelerdir. Katı atık sahalarından rüzgar ve hayvanların etkisiyle bir kısım materyaller çeşitli mesafelere taşınmakta ve böylece çevresel kirliliğin alanı genişlemektedir.

Katı atık depolarında oluşan problemlerin en önemlilerinden birisi dolguda oluşan yanıcı ve zehirli gazlardır. Açığa çıkan gazların yaklaşık %60’ı metan, %40’ı karbondioksit, hidrojen sülfür ve su buharıdır. Dolgu içerisinden tahliye edilmeyen gazlar sıkışır ve patlamalara yol açar. %5-15 arasında hava ile karışan metan gazı, çevrede patlamalara ve yangınlara neden olur. Ayrıca gazların toksik yüzdesinin fazla olması çevredeki canlıların sağlıklı yaşamlarını da tehlikeye sokar. Dolguda meydana gelen kimyasal ve biyolojik reaksiyonlar sonucu sızıntı suları ortaya çıkar. Bu suların miktarı, dolguya karışan yağmur ve kar suları ile artar ve zeminin derinliklerine sızarak yer altı suyunu kirletebilir. Aynı zamanda kaymaya karşı direnç azalır. Bu yüzden, dolgunun ortalama birim hacim ağırlığı ve kayma mukavemeti parametrelerinin tahmini veya tespiti son derece güç olmaktadır.

Katı atık stabilite problemlerinin diğer stabilite problemlerine göre en önemli farkı parametrelerin zamana bağlı olarak değişmesidir. Yüzeyde oturmalarla başlayan stabilite bozulması kitle halinde kaymalarla sonuçlanır.

2. KATI ATIK YÖNETĐMĐ

2.1 Katı Atıkların Sınıflandırılması

Katı atıkları üç ana başlıkta toplamak mümkündür:

1. Evsel katı atıklar 2. Endüstriyel katı atıklar

a) Evsel nitelikli katı atıklar

b) Evsel nitelikte olmayan katı atıklar c) Zararlı ve tehlikeli katı atıklar 3. Arıtma çamuru

Zehirli atıkları; toksik atıklar, kimyasal atıklar, petrol atıkları, metal sanayi atıkları gibi tehlikeli atıklar ve hastane atıkları, radyoaktif atıklar, piller gibi özel atıklar diye sınıflandırabiliriz (Yıldız ve Mollamahmutoğlu, 1995).

(3)

2.2. Atıkların Depolanması ve Đmhası

Katı atıkların çevreyi mümkün olduğu kadar kirletmeden imha edilmesi için değişik teknolojiler geliştirilmiştir. Bu yöntemler içinde en yaygın olarak kullanılanlar yakma kompostlaştırma ve düzenli depolama olarak sayılabilir. Bunlardan da sadece düzenli depolama nihai bir çöp uzaklaştırma yöntemidir. Çünkü yakma ve kompostlaştırma gibi teknikler geriye nihai olarak bertaraf edilmesi gereken kalıntılar bırakır.

Birçok büyük şehirlerimiz de dahil olmak üzere, pek çok yerleşim merkezimizde katı atıklar, açık alanlara gelişigüzel bir şekilde dökülüp kendi hallerine bırakılmaktadır. Bazı kentlerimizde ise denize atılmaktadır. Bu tür uygulamalar estetik kirlenmenin daha ötesinde sakıncalar taşır. Rastgele dökülen çöpler hastalık yapıcı ve taşıyıcı canlılar için çok elverişli bir üreme ortamıdır. Ayrıca uygun kriterler göz önünde bulundurularak seçilmemiş sahalara yığılan çöplerden kontrolsüz bir şekilde yayılan tozlar, sızıntı suları ve gazları çevreyi tehlikeli şekilde kirletir (Tchobanoglous, 1977)

Kompostlama işlemi; genel olarak katı atığın içindeki organik atıkların bozunması işlemidir. Kompostlaştırma işlemi daha bilimsel bir şekilde aerobik biokimyasal bir reaksiyon olarak tariflenebilir. Katı ve sıvı atıklar içindeki organik maddeler çeşitli mikroorganizmalar ile, daha basit bileşiklere, özellikle CO2 ve H2O’ya dönüştürülürler (Corbitt, 1990).

Yakma, çöpleri stabil bir hale getiren ve hacimlerini %70-80 azaltan bir yöntemdir. Bu yöntem neticesinde çevreye zarar vermemek için hava kirlenmesine karşı özel tedbirler almaktan başka, meydana gelen küller uzaklaştırılırken içlerinde bulunması, muhtemel olan toksik maddelerin olumsuz etkileri için de önlem alınmalıdır.

2.3. Düzenli Depolama

Bu yöntemde, toplanan çöpleri uzaklaştırmak için seçilen saha dikkatli bir şekilde bu amaç için hazırlanmakta ve işletilmektedir. Düzenli depolama için seçilen alanın önce geçirimsizliği sağlanmaktadır. Bu amaç için kil ve gerekirse özel şekilde hazırlanmış membranlar kullanılabilir. Depolama sahasının geçirimsizliği sağlanırken çöplerden kaynaklanacak sızıntı sularını toplayacak drenaj sistemi de yapılmaktadır. Bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra çöplerin bu sahaya dökülmesine başlanmaktadır. Dökülen çöpler her gün iyice sıkıştırıldıktan sonra her taraftan en az 20 cm kalınlığında toprakla örtülmektedir.

Arazi doldukça, çürüme neticesinde oluşacak gazları uzaklaştırmak için gerekli boru tertibatı da yerleştirilmektedir. Arazi tamamen dolduktan sonra 1.0 m toprakla örtülmektedir.

Bu yöntemde, depolama sahasına dökülen çöplerin içinde bulunan organik maddeler anaerobik bozuşma neticesinde CO2, CH4, NH3 ve H2S gazları ile suya dönüşmektedir.

Bunlardan metan (CH4) kalorifik değeri yüksek yanıcı bir gazdır. Bu nedenle söz konusu gazın toplanıp enerji üretimi için kullanılması önerilmektedir. Organik maddelerin haricindeki maddelerden de bir kısmı değişik yöntemlerle imha olmakta veya parçalanmakta ve naylon torbalar gibi inert bazı maddeler bozuşmadan veya parçalanmadan kalmaktadır. Bozuşma neticesinde bu sahalarda zamanla çökmeler oturmalar görülmektedir. Bu nedenle terkedilmiş, dolmuş düzenli depolama sahalarının üstünde bina yapmaktan kaçınılmalıdır. Bunun yerine sözkonusu sahalar çimlendirilip golf,

(4)

futbol sahalarına dönüştürülebileceği gibi rekreasyon alanına da dönüştürülebilir. Düzenli depolamanın avantajları şu şekilde sıralanabilir:

• Uygun arazi bulunduğu takdirde ekonomik yöntemdir

• Ön yatırımı nispeten en az olan yöntemdir

• Nihai imha metodudur. Her türlü çöp için uygulanabilir

• Esnek bir metottur. Katı atık miktarına göre kapasite kolaylıkla arttırılabilir

• Kullanılıp kapatılan araziden rekreasyon amacıyla istifade edilebilir Dezavantajları ise:

• Kalabalık yörelerde, ekonomik taşıma mesafesi içinde uygun yer bulmak güçtür

• Yerleşim yerlerine yakın deponi alanları için, halkın muhalefeti ile karşılaşılabilir

• Tamamlanmış deponi alanlarında göçük ve yerel çökmeler olabileceğinden devamlı bakımı gereklidir.

• Sıvı ve gaz sızıntıları kontrol edilmezse, sakıncalı durumlar ortaya çıkabilir

3. SIZINTI SULARI VE SIZDIRMAZLIK TABAKALARI

Çözülebilen ve askıdaki katı atıklar yağmur sularıyla kolaylıkla yüzey ve yer altı sularına sızarak karışır ve su kaynaklarını kirletip toprağı verimsizleştirir. Sızıntı sularının su kaynaklarını kirletme potansiyeli aşırı eğimli arazilerde, bol yağışlı bölgelerde ve aşırı geçirgen topraklarda büyük ölçüde artar. Bu nedenle depolama alanının zeminindeki sular ile depolanan katı atıklardan sızıp gelen suların etkili bir drenaj sistemiyle uzaklaştırılması ve tabanda geçirimsiz bir tabaka oluşturulması gerekir. Katı atık depolama alanı olarak belirlenen bölgenin tabanında su akımı varsa bu suyun ya akış yönü değiştirilmeli ya da drene edilip arazi tesviyesi ile diğer işlemler yapılmalıdır. Ayrıca katı atıkların depolanması işlemi sırasında sızan suları en aza indirgemek ve zehirli nitelikli atıklar bulunuyorsa bunları geçirimsiz malzemelerle sarıp izole ederek sızıntı suyu getirmesini engellemek gerekir. Atık sahasının kullanımı durdurulduktan sonra üstü, esas olarak sızıntı suyu miktarını kontrol amacı ile örtülür.

Atık depolama sahalarında sızdırmazlık amacıyla sıkıştırılmış kil tabakaları sıklıkla kullanılır (Şekil 1). Ayrıca atık depolama alanları altında, geomembranları da içeren kaplama ve sızıntı suyu uzaklaştırma sistemleri de kullanılmaktadır (Şekil 2). Sistem seçimi depolanan atık türüne ve kabul edilen kirlenme kriterine bağlıdır. Şekil 3’de geliştirilmiş bir üst örtü sisteminin muhtemel bütün tabakaları gösterilmektedir. Evsel atık sahalarında, biyokimyasal ayrışmanın hızla devamının sağlanması ve ileride oluşacak oturmaların azalması açısından sahanın birkaç yıl basit bir toprak örtüsüyle kapanması, daha sonra şekildeki türden kalıcı bir örtü teşkili de daha uygun bulunmaktadır (Uluatam vd, 1995, Berkün vd, 2005). Şekil 4’de ise katı atık nihai dolum alanı taban geçirimsizliği ve sızıntı suyu toplama sistemi enkesiti görülmektedir. Sızıntı sularının permeabilitesi normal suya göre farklılık gösterir. Şekil 5’te farklı sızıntı sularından ölçülen permeabilite test sonuçlarının bir karşılaştırılması verilmiştir.

4. KATI ATIK SAHALARINDA GEOTEKSTĐL FĐLTRE KULLANIMI

Katı atık depolarında drenaj sisteminin bütünleyici bir parçası olarak geotekstil filtre kullanılması endüstrileşmiş ülkelerde son derece yaygın bir uygulamadır. Depolarda oluşan sızıntı suyu çeşitli kirleticiler ve koloidal danecikler içermektedir. Evsel katı atıklar

(5)

içerisinde yer alan cüruf gibi maddeler, bu sızıntı suyunun içerisine kum ve silt boyutundaki danelerin de karışmasına yol açar. Bu boyuttaki danelerin drenaj için yaygın olarak kullanılan çakılın boşluklarını doldurması ve drenajın tıkanmasına yol açması kaçınılmazdır. Bu yüzden özellikle evsel katı atık deponilerinde atık ile drenaj tabakası arasında bir filtre kullanılması gereği önem kazanmaktadır.

4.1. Filtre Tabakaları

Katı atık depolama alanlarında asıl amaç katı atığı sarmak ve çevreden izole etmektir.

Sarma işlemini gerçekleştirmek için üç ana eleman bulunmaktadır. Bunlar kil kaplama, sızıntı suyu sistemi ve son örtü sistemidir. Katı atık depolama sahalarında sızıntı suyu sistemi katı atığın hemen altında ve kil kaplamanın üstünde yer almaktadır. Sızıntı suyu sisteminin amacı sızıntı suyunu en etkin şekilde toplayarak kil kaplama üzerindeki hidrolik yükü minimum seviyede tutmaktır. Tipik bir sızıntı suyu toplama sistemi şu sistemlerden oluşur (Şekil 6) :

• Filtre tabakası ( kum veya geotekstil)

• Drenaj malzemesi (iri daneli kum, çakıl, geonet veya geokompozit)

• Delikli boru (kum ve çakıl drenaj sistemleri için gereklidir) (Güler vd, 1995b).

Tasarımı iyi bir şekilde yapılmış olan sızıntı suyu sisteminin çok önemli iki işlevi vardır.

Bunlardan biri geçirimsiz tabaka veya tabakalar üzerinde oluşacak hidrolik yükü minimumda tutmaktır ki, bu çevreye verilebilecek hasarı en aza indirir. Đkinci işlev ise atık şevlerinin stabilitesi ile ilgilidir. Atık içinde su seviyesinin yükselmesi atık içindeki efektif gerilmeleri, dolayısıyla kayma mukavemetini düşürecek ve bu da stabilite sorunlarının doğmasına yol açacaktır. Bu sebeplerden dolayı sızıntı suyunun yüksekliğinin 30 cm’den az olması gerektiği belirtilmektedir.

4.2. Geotekstil Çeşitleri

Günümüzde katı atık depolama sahalarında geosentetik kullanımı oldukça yaygındır.

Đzolasyon olarak geomembran tabakaları, filtre olarak geotekstil ve drenaj için geonetler yaygın olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de geçirimsizlik için geomembran kullanımı ve kil ile granüler malzeme arasına filtre olarak geotekstil konulması benimsenmiştir. Ancak bir çok uygulamada drenaj tabakası ile katı atık arasına bir filtre teşkil edilmektedir (Şekil 7).

Geosentetik ürünlerin bir çok çeşitleri ve kullanım alanları vardır. Bu ürünleri; örgülü geotekstil, örgüsüz geotekstil, geogrid, tensar, geomembran, geocell, geokompozit enkadrain, enkamat olarak sayabiliriz.

Örgülü geotekstiller; takviye, ayırma ile bölgesel oturma ve çökmelerin çözümü için kullanılırken, atık depolama sahaları ve arıtma tesislerinde daha çok, bu sayılan ürünlerden, örgüsüz geotekstil, geomembran ve enkadrin kullanılır.

Uzama özelliği sayesinde, geotekstil yüksek bölgesel yüklere olduğu gibi, inşaat safhasında oluşabilecek gerilmelere son derece dayanıklıdır. Geotekstiller hassas malzemelerin zarar görmelerini engeller ve oluşabilecek gerilme çatlaklarına karşı yapıyı takviye ederler. Geotekstillerin gözenekli yapısına rağmen, bu gözeneklerin boyutları geotekstilin doğal zemin, kum ve çakıl gibi tabakalar arasında etkin olarak ayırma görevini

(6)

yerine getirebilmesini mümkün kılacak şekilde oluşturulmuştur. Geotekstillerin gözenek yapısı suyun geçişine müsade ederken silt ya da kum gibi ince taneli malzemeleri tutar.

Şekil 1. Atık depolama sahalarında sıkıştırılmış kil sızdırmazlık tabakaları

Şekil 2. Taban kaplama alternatifleri

(7)

Şekil 3. Beş tabakalı kalıcı üst örtü sistemi

Şekil 4. Katı atık dolum alanı taban geçirimsizliği ve sızıntı suyu toplama sistemi enkesiti

(8)

Geotekstillerin özel yapısı filtrenin tıkanmasını önlemektedir. Đğneleme işleminden geçirilen geotekstillerin, suyun geotekstilin kendi hareketini de temin ederek, tamamen drene edilmesini sağlar.

Geomembran, kimyasal maddelere karşı yüksek direnç gösterdiği, çekme mukavemeti yüksek, geçirgenliği düşük, delinme ve çatlamalara karşı son derece dayanıklı olduğu için sızmalara karşı üstün bir koruma oluşturmaktadır. Ayrıca double-fusion kaynaklama sistemi ile ek yerlerinde kesin sızdırmazlığı sağlanmalıdır. Çöp ve katı atık depolama alanlarında, zehirli atık depolama alanlarında, sanayi atıkları depolama alanlarında, hastane atıkları için depolama alanları sıklıkla kullanılırlar. Depolama alanlarında sızıntıyı önler ve atık suyun daha sonra yeraltı suyuna karışarak kirlenmesine engel olur. Özel olarak oluşturulmuş polimer bileşimi ile en iyi korumayı sağlar. Üstüm kimyasal dayanım, yüksek mukavemet, düşük geçirimlik ve yüksek zımbalama dayanımını bir arada sağlar. Güneş ışığının ve kimyasal atıkları tahrip edici etkilerine karşı en yüksek dayanımı sağlar.

Enkadrain her tür yatay ve düşey drenaj için bir drenaj malzemesidir. Bir veya iki tarafı ısı ile yapıştırılmış özel bir filtre örtüsü ile kaplanmış ve orta kısımda bir drenaj tabakasından oluşan kompozit bir malzemedir. Filtre örtüsü silt ve kil daneciklerinden en az etkilenip tıkanmaya karşı koyacak şekilde geliştirilmiştir. Drenaj tabakası suyun her yöne hareketine olanak verir. Hafiftir ve uygulanması kolaydır. Özellikle çöp havzalarında kullanıma uygundur.

4.3. Geotekstil Filtre Tasarımı

Filtre tasarımında geçirimlilik ve daneciklerin tutulması daha önemli olabilmektedir. Katı atık depolama sahalarında geçirimliliğe önem verilmeli, böylece tıkanma mümkün olduğunca engellenmelidir. Drenaj tabakası olarak, Türkiye’deki genel eğilimden yola çıkarak geniş dağılımlı çakıl alınabilir. Sınır şartları olarak, filtre üzerine gelecek yük ve akım şartları incelenir. Filtre üzerine gelecek olan yük sabit olmayıp, zaman içerisinde katı atığın depolanması ile artacaktır. Göz önüne alınması gereken bir nokta, artan yük ile birlikte geotekstil ve atık kütlesinin drenaj malzemesine doğru itildiğidir. Katı atığın da sıkışması atığın geçirimliliğini azaltacaktır.

Geotekstil filtrelerde uzun vadeli tıkanma sorununun yaşanmaması için filtrenin çok sayıda açıklığının olması tercih edilmektedir. Bu bakımdan tıkanma riskini en aza indirmek için;

tutulma kriterinin sağlayan en büyük açıklıklı geotekstilin seçilmesi ve porozite değerini

%30’dan az olmamak üzere mümkün olan en büyük poroziteye sahip geotekstilin seçilmesi gerekir.

Geotekstil filtrenin tasarımı ile ilgili son aşama ilgili geotekstilin seçimidir. Yukarıda özetlenen şartlar üreticinin imal etmiş olduğu geotekstil ile karşılaştırılır ve en uygun alternatif seçilir.

5. SONUÇLAR

Gelişigüzel atılan katı atıklar çevreyi ve insan sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir.

Katı atıkların bertarafı için yakma, kompostlama ve düzenli depolama en çok kullanılan yöntemdir. Düzenli depolama yöresel imkanlarla yapılabilen en ekonomik bertaraf yöntemidir. Her durumda yakma ve kompostlamadan arta kalan atıklarında gömülmesi gerekmektedir.

(9)

Şekil 5. Bir geotekstil filtrede farklı sızıntı sularının permeabiliteleri (Koerner, 1995)

Şekil 6. Sızıntı suyu toplama sistemi

Atık depolama sahalarında atık yükseklikleri 100 m’ye kadar varabilmektedir. Genelde atık yaygın bir alana yayıldığı ve şevli olarak tertip edildiği için bir taşıma gücü problemi olmamaktadır. Ancak doğaldır ki, gerek şevlerin gerekse atık maddelerin içinden geçen kritik kayma daireleri mevcut olabilmektedir. Bu yüzden şev stabilitesi dikkatle incelenmelidir. Özellikle geçirimsizlik amacı ile yerleştirilen kil tabakaları stabilite açısından kritik bölgeler oluşturmaktadır (Güler, 1995a).

Depolama sahalarında sızıntı suyunun yer altı suyuna karışmasını önlemek, çevre sağlığını korumak ve suyun hızlı şekilde zeminden süzülmesini sağlayarak zemin stabilitesinin sağlanması için geotekstil kullanımı uygundur. Geotekstiller çok iyi filtrasyon özelliklerine sahiptirler. Bu bakımdan atık ile drenaj malzemesi arasına bir geotekstil filtre konulması özellikle çöp içinde kömür cüruf bulunan ülkemizde son derece yararlı olacaktır.

Geotekstil filtre kullanılmasında karşılaşılabilecek bir sorun, bu filtrenin bir müddet sonra

(10)

biyolojik faliyet sonucu tıkanmasıdır. Ancak bu tıkanma su veya içine öldürücü kimyasallar katılmış su kullanılarak geri yıkama işlemi ile giderilebilir. Bilindiği gibi deponi sahaları drenaj sistemleri de bu işleme imkan verecek şekilde teçhiz edilmektedir.

Kil tabakalarının dezavantajlarını bertaraf etmek üzere tamamen geçirimsiz olan geomembranların kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Geomembranlar tipik kil geçirimsizlik tabakalarında olduğu gibi hem atık deposunun taban kaplamasında hem de üst kaplamasında kullanılmaktadır. Geomembranların bir avantajı da kullanıldıkları amaca göre özelliklerinin değiştirilmesi ve böylece amaca tam uygun bir kaplama oluşturulabilmesidir.

Şekil 7. Geomembranların kullanılmasına yönelik örnek uygulamalar

KAYNAKLAR

Berkun, M., Aras, E., Nemlioğlu, S., 2005. Disposal of Solid Waste in Istanbul and Along the Black Sea Coast of Turkey, Waste Management, Elsevier, 25-8, 847-855.

Corbitt, R.A. 1990. "Standart Handbook of Environmental Engineering" McGraw-Hill, Inc., New York.

Güler, E. 1995a. “Çevre Geotekniği” Türkiye Đnşaat Mühendisliği XIII. Teknik Kongre ve Sergisi Bildiriler Kitabı, 707-726, Ankara.

Güler, E., Avcı, C.B. ve Sargın, Đ. 1995b. “Evsel Katı Atık Sahalarında Geotekstil Filtre Tasarımı” Türkiye Đnşaat Mühendisliği XIII. Teknik Kongre ve Sergisi Bildiriler Kitabı, 671-686, Ankara.

Koerner, R.M ve Koerner, G.R., 1995. Leachate Clogging Assessment of Geotextile and Soil Landfill Filters, EPA Report, EPA/600/SR95/141.

Tchobanoglous G., Theisen H. and Eliassen R. 1977. "Solid Wastes: Engineering, Principles and Management Issues" McGraw-Hill, New York,.

Uluatam, S.S., Özkan, M.Y. ve Wasti, Y. 1995. “Düzenli Katı Atık Depolanması ve Eski Alanların Düzenlenmesi ile Đlgili Bir Đnceleme” Türkiye Đnşaat Mühendisliği XIII.

Teknik Kongre ve Sergisi Bildiriler Kitabı, 611-624, Ankara.

Yıldız, M. ve Mollamahmutoğlu, M., 1995. “Konya Đli Düzensiz Katı Atık Sahasının Geoteknik Mühendisliği Vizyonunda Değerlendirilmesi” Türkiye Đnşaat Mühendisliği XIII. Teknik Kongre ve Sergisi Bildiriler Kitabı, 625-635, Ankara.

URL-1 http//:www.imtek.com.tr URL-2 http//:www.polyfelt.com URL-3 http//:www.troser.com.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Ortodoks Yahudilik mezhebine bağlı dindar Yahudiler, daha önce maddeler halinde sıraladığımız On Emir’e uyma konusunda aşırı derecede titizlik gösterirler.. Tanrının

• Meme içi enfeksiyona neden olan mikroorganizmalar meme dokusunun değişik bölgelerinde veya inekte sistemik.. enfeksiyonlara

Günümüzde çağdaş kültür politikası bağlamında devletin tüm farklılıkları ile kültürel mirasını koruması ve özellikle diğer nesillere aktarması için önemli bir

Gelen hastanın şikâyetleri doğrultusunda ön- cellikle detaylı bir değerlendirme yapılır. Hastanın beklentisi ile ihtiyaçlar ve olası seçenekler belirlenir. Onay

Korunmak için üretilmeye çalışılan aşıların da bir yararı olmu- yor; çünkü bu virüs de tıpkı HIV gi- bi çok hızlı değişiyor.. Bütün bu benzerliklere karşın

Bu sahadaki terimler arasında geçen karşılaştırmalar ve tariflerden anlaşılacağı üzere iki veya daha fazla yabancı terimlerin kendisine has manalarını ihlal etmeksizin bir

Doğrusu milletim bu Kuran'ı terk etmişti' der"16 ayetini açıklarken şunları söyler: "Bu ayet, Allah'ın kitabına inanmayıp ondan yüz çeviren, her zaman ve her

Karar modelinin uygulanması sonucu edinilen ana bulgularda, iş dünyası ve teknik perspektife göre Orta Doğu ülkeleri bulut bilişime geçişe hazırdır, fakat bölgedeki