12
Bilim ve TeknikHızlı yüzen sperm- lerin daha yavaş olanla- ra oranla yumurtayı döl- lemede daha başarılı olduğu
bulundu; ama bu oraya ilk vardıkla- rı için değil! Özgür Brüksel Üniver- sitesi'ndeki bilim adamları 500 insan sperminin yüzme hızlarını ölçtü, da- ha sonra da bunlardan her birini bir yumurtaya enjekte ettiler. En hızlı 125 spermin dölleme başarısı, daha yavaş olanlarla karşılaştırıldığında, hem de ortada bir yarış yokken bi- lim adamlarını şaşırttı. Araştırmacı- lar düşük sperm hızlarının, başarılı döllenmeyi etkileyen başka anor- mallikler, örneğin parçalara ayrılmış DNA yüzünden olabileceğini ileri sürüyor.
Özgür Tek
New Scientist 5 Aralık 1998
Sperm
Yarışlarında Hız
Aşırı şişman insan- ların yarısından fazlasında AD 36 adı verilen bir virüs bulundu.
Henüz pek ta- nınmayan bu or - ganizma piliçlere enjekte edildi- ğinde piliçlerin hızla şişmanladık- ları, birkaç haftada ağırlıklarının %80 a rttığı gözlemlendi.
Bu virüsü almış bir pi- licin kanı sağlam pi-
liçlere enjekte edildiğinde onlar da şişmanlıyorlar. Buluşu yapan Wis- consin Üniversitesi araştırıcılarına göre, şişmanlar bu virüse karşı, yaşa- dıkları bölgeye göre % 19-58 oranın- da değişen antikorlar taşıyorlar. Za- yıf insanlardaysa bu oran %4’ü geç- miyor.
Bundan, şişmanlığın bir virüs enfeksiyonuna bağlı olduğu sonucu çıkarılabilir mi? Şimdilik yalnız ista- tistiksel bir sonuç.
Ek çalışmalar bu virüsün şiş- manlığın nedeni mi, yoksa sonucu mu olduğunu gösterecek.
Science et Vie, Kasım 1998
ABD’de 8 yıldır prostat kanseri- nin tedavisi için kullanılan yöntem- l e rden biri, kanserin içine küçük radyoaktif iyot tanecikleri koymak- tır. Artık Fransa’da da bu yöntem uygulanmaya başlandı. Radyoaktif i- yot tedavisi, ameliyat ve klasik ışın tedavisi kadar olumlu sonuçlar veri- yor. Radyoaktif iyot tedavisi hastayı diğer tedavi yöntemlerine göre çok daha az rahatsız ediyor. Kanserli prostat içine 100 tane kadar iyot 125 taneciği konulup 1 yıl bırakılıyor.
Operasyon ise 48 saat sü- rüyor. Ancak bu te- davi 70 yaşın üs- tünde, hiç tedavi edilmemiş, ve kanda PSA (Pros- tat Spesifik Anti- jen) düzeyi 15 na- nogram/cc’yi geçme- miş olan hastalarda kulla- n ı l a b i l i y o r. Prostat kanserinin tanısında bir yenilik de kanda p27 proteini ölçmek. New York’taki Slo- an Kettering Kanser Merkezi’nin ça- lışmalarına göre, kandaki p27 düze- yi, normal prostatlarda yüksek, selim p rostat tümörlerinde azalmış ve prostat kanserlerinde sıfır. Resimde bir enine kesitte prostat hizasından alınan yeşil renkli doku prostat kan- seridir.
Science Vie, Kasım 1998
Prostat Tedavisinde Yenilikler
Üç ay önce el nakli yapılan hasta, dokunma duyusunu kazanmaya baş- ladı. 1989’da geçirdiği bir kaza sonu- cu sağ elini kaybeden Avustralyalı iş adamı Clint Hallam’a 23 Eylül’de, Fransa’nın Lyon kentindeki Edo- uard Herriot hastanesinde 3,5 saat süren bir ameliyatla el nakli yapıl- mıştı.
Alanlarında uluslararası ün ka- zanmış 6 mikrocerrahi, ortopedi ve transplantasyon cerrahının gerçek- leştirdiği operasyonda önce, verici ve alıcının el kemikleri, daha sonray- sa kan damarları, sinirler, tendonlar, kaslar ve deri birleştirilmişti.
Hallam’ın doktoru profesör Jean- Michel Dubernard, hastasının vücu- dunun, yeni elini çok iyi benimsedi- ğini söylüyor. Hallam algılamaların, parmak uçlarından başladığını, kas- larının henüz yeterince güçlü olma- dığını, ama zamanla güçlenecekleri- ni söylüyor.
Armağan Koçer Sağıroğlu
www.nandotimes.com
Dünyanın İlk El Naklinden Olumlu Sonuç Alındı
Seni Amcama Şikayet Edersem...
Alman ve İspanyol bilim adam- ları kaplumbağaların taksonomik yerlerinin tamamen yanlış olduğu- nu ileri sürüyor. Kaplumbağa gene- tiği üzerinde sürdürdükleri çalışma- lar sonucu, onların dinozor, kuş ve timsahların yakın akrabası olduğu- nu buldular. Standart biyoloji maka- leleri kaplumbağaları, kafatasları- nda çene kaslarının birleştiği yerde delikler olmadığı için ilk sürüngen- lere benzerlikleriyle yaşayan sürün- genlerin en ilkeli olarak sınıflandırı- y o rdu. Ama mitokondrial DNA üzerine yapılan çalışmalar, kaplum- bağalara en yakın yaşayan canlıların kuşlar ve timsahlar olduğunu gös- terdi. Kertenkele, yılan ve memeli- ler bu akrabalıkta biraz uzak kalı- yor. Bilim adamları, kaplumbağala- rın tekparça olan kafataslarının, tıp- kı korunmak için oluşturdukları ka- bukları gibi, evrim geçirdiğini ileri sürüyor.
Özgür Tek
New Scientist 28 Kasım 1998