• Sonuç bulunamadı

Orijinal Başlık:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Orijinal Başlık:"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Orijinal Başlık: Uterine leiomyomata and fecundability in the Right from the Start study Human Reproduction, Vol.27, No.10 pp. 2991–2997, 2012

Gayle Johnson1, Richard F. MacLehose1,2,*, Donna D. Baird3, Shannon K. Laughlin-Tommaso4, and Katherine E. Hartmann5,6 Enstitü:

1Division of Biostatistics, University of Minnesota, 420 Delaware St SE, Box 303, Minneapolis, MN 55455, USA 2Division of Epidemiology and

Community Health, University of Minnesota, Minneapolis, MN, USA 3Epidemiology Branch, National Institute of Environmental Health

Sciences, National Institutes of Health, Research Triangle Park, NC, USA 4Center for Uterine Fibroids, Mayo Clinic, Rochester, MN, USA

5Institute for Medicine and Public Health, Vanderbilt University, Nashville, TN, USA 6Obstetrics and Gynecology, Vanderbilt University

Medical Center, Nashville, TN, USA

TÜRKÇE BAŞLIK: UTERİN LEİOMYOM VE FEKUNDABİLİTE RIGHT FROM THE START ÇALIŞMASI

Özgeçmiş: Önceki çalışmalar, uterin leiomyom’un çıkartılmasının gebe kalmayı iyileştirdiği

yönünde idi. Bu önceki çalışmaların çoğu infertilite kliniklerinde yapılmış idi. Biz leiomyom özellikleri ile gebelik süresini (gebe kalma), genel populasyondaki kadınlar arasında araştırdık.

Metodlar: Çalışma kohortunu, yeni hamile kalan kadınlardan oluşturduk. Katılımcılar

retrospektif olarak gebe kaldıkları süreyi bildirdiler. Leiomyom özellikleri, ilk trimester ultrasonografisi ile belirlenmiştir. Uterin leiomyom’un gebelik süresine olan etkilerini

‘discrete time hazard’ modeli kullanarak tahmin ettik.

Sonuçlar: Bu populasyondaki 3000 kadından, %11 (324)’inin bir veya daha fazla leiomyomu vardı, leiomyom varlığı, tipi, lokalizasyonu, segmenti veya büyüklüğü ile gebelik süresi (gebe kalma) arasında bir ilişki bulamadık.

(2)

Sonuç: Bu sonuçlar leiomyomanın bu kohorttaki kadınlarda, gebe kalma süresine çok az

etkisinin olduğunu göstermiştir. Çalışma infertilite tedavisi gören kadınları hariç tutmuştur bundan dolayı bu ilişki etki hafife alınmış (küçümsenmiş) olabilir.

Anahtar kelimeler: leiomyom,gebelik,epidemiyoloji

Giriş

Uterin leiomyomlar veya fibroidler, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) kadınlar arasında önemli bir sağlık sorunudur. Kadınların %70-80nde gelişir ve yaklaşık %20nde semptomatiktir (Baird et al., 2003). 35 yaşla uterin leiomyomlar, siyah kadınlarda %60 ve beyaz kadınlarda %40 görüntüleme teknikleri ile tespit edilir: yaşla birlikte prevalansı artar(Baird et al., 2003). Right çalışmasından Start çalışmasına (RFTS) göstermiştir ki, gebeliğin ilk timesterindeki ultrasonografi ile saptanan, uterin leiomyom prevelansı siyah kadınlar arasında %18 ve beyaz kadınlar arasında % 8 dir, bu prevelansın düşük olması gebe kadınların yaşının düşük olmasına bağlıdır (ortalmam yaş:28.7 yıl: Laughlin et al., 2009).

Önceki çalışmalar leiomyom’un infertilite, düşük fekundabilite, düşükler, erken doğum ve ablasyo plasenta ile ilişkili olabileceğini işaret etmiştir (Muram et al., 1980; Farhiet al., 1995;

Benson et al., 2001; Sheiner et al., 2004; Shokeir, 2005. Klatsky et al., 2008). Bu olumsuz etkiler, leiomyoma’yı, ABD ‘de çocuk sahibi olma yasındaki kadınlar arasında önemli bir hale getirmiştir.

Vaka serileri, daha önce myomu bulunan infertil kadınların, myomektomi sonrası konsepsiyon olasılıklarının ilerlediğini bildirmişlerdir (Bajekal and Li,2000). Myom’un fekundabilite üzerine olan etkilerini araştıran çalışmaların çoğu ancak fertilite kliniklerinden gelmektedir: bunlarda myomu olan ıle olmayanların gebelik hızlarını karşılaştırma şeklindedir buda birşekilde myomu olan kadınların fertilitesinin azalmış olduğu şeklinde gösterilmiştir

(3)

(Hart et al., 2001; Wang and Check, 2004). Önceki çalışmaların çoğu küçük, özellikle yardım arayan populasyondan seçilmiş kadınlardan ve klinik olarak önemli myomların çıkartılamsının infertilite’yi düzelttiği ve yardımcı üreme teknikleri’ne vermiş olduğu yanıt uzerine yapılmış çalışmalardır.Halbuki avaraj, gebelik planlayan kadınların sonuçlarının ne olduğu soruları devam etmektedir. Bizim bilgimize göre henüz genel pouplasyon temelli, leiomyom ve fekundabilite arasındaki ilişkiyi araştıran bir çalışma yoktur.

Uterin leiomyom’un hangi mekanizma ile fertilite’yi engellediği spekülatiftir. Bazı hipotezlere göre, leiomyom’un uterin kavite’yi bozduğu ve sperm transportunu engellediği (Hunt and Wallach, 1974), utero-tubal bileşkeye zarar verdiği veya kapadığı (Vollenhoven et al., 1990) veya uterus’un hareketini etkilediği söylenir. Diğerleri moleküler fizyolojiye yaslanırlar, leiomyom’un endometrium’da inflamasyon olşturduğu veya düşük kan akımı ile kötü implantasyon alanları oluşturan, kimyasalların meydana geldiğini söylerler (Hunt andWallach, 1974; Donnez and Jadoul, 2002). Bu mekanizmalardan herhangi birisi, sperm transpotunu, embryo implantasyonunu veya plasentasyon kalitesini ve böylece gebelik oluşumunu veya gebelik fark edilmeden erken gebelik kaybına neden olabilir. Eğer leiomyoma fekundabiliteyi azaltıyor veya erken gebelik kaybı riskini arttırıyor ise, uterin leiomyomu olan kadınların olmayanlara göre daha uzun sürede gebe kalmaları beklenir.

Leiomyoma lokalizasyonu, sayısı ve büyüklüğü de fekundabiliteyi etkileyebilir (Klatsky et al., 2008). Biz leiomyom varlığı ve aynı zamanda leiomyom karakteristiğiyle gebe kalma süresi arasındaki ilişkiyi , gebe kalabilen geniş bir kohortta retrospektif verileri analiz ederek araştırdık.

Materyal ve Metodlar

Right from the Start (RFTS) üç eyaletten, dört metroplitandan, kadınların dahil olduğu, bir kohort çalışmasıdır.

Dört akademik kuruluş tarafından onanmıştır.

(4)

Uygun kadınlar: 17 yaşından büyük olanlar, İngilizce veya İspanyolca konuşan, önümüzdeki 18 ay içerisindse çalışma bölgesinden ayrılmayacak olanlar, son adet tarihine göre 13.

Gebelik haftasından önce olanlar, yardımcı üreme teknikleri (YÜT) kullanmayan veya ovulasyon tedavisi almayanlar ve gebeliği term’e kadar devam ettirme niyetinde olanlar.Birden fazla gebeliği olanlar da çalışmaya alınabilmiştir ancak ilk gebeliği analize dahil edilmiştir.

Demografik karakteristikleri, sağlık alışkanlıkları ve medikal ve reproduktif hikayesi ile ilgili sorular hep telefonla tamamlandı. Konuşmada aynı zamanda ilk, ikinci veya üçüncü siklus içinde veya ilk üç siklus haricinde ne kadar siklus, ay veya yıl içinde gebe kaldıkları soruldu.

Bir kadın çalışma başlangıcından, 6 ay öncesinden gebe kalmaya başlamış ise ilk 3 ayı analize alınmamış ( bu yaklaşık ilk trimester süreci) ve dördüncü ayından itibaren gebe kalma süreci başlatılmış.

İlk gebeliği olan 4683 kadın basal verileri uygun idi. Gebe kalmak istemeyenler ve dogal olarak ne kadar süre içinde gebe kalmaya çalıştıkları bilgisi sağlanamayanlar (n:1176); gebe kalma girişiminde olup olmadığının bilgisini veremeyenler (n:12): gebe kalmasının ne kadar siklus aldığının bilgisini veremeyenler (n:268) veya ultrasonografi verisi olmayanlar (n:319) , analizden hariç tutuldular. Butun dışlamalar sonucunda 3000 kadın analiz için uygun idi.

Katılımcılar, altıncı gebelik haftası başlangıcı ile birlikte olabildiğince en erken sürede ultrasonografiye alındılar. Ultrasonografi yapanlar, uterin leiomyomu tespit ve ölçüm için bilgilendiridiler. Ultrasonografi yapanlar, katılımcıların uterin leiomyoma hikayesi hakkında konuşmamak üzerine eğitildiler.

Uterin leiomyomlar, Muram kriterlerine göre belirlendi (Muram et al., 1980), ilave olarak maksimum çapı 0.5 cm ve büyük olan kitleler dahil edildi. Bütün leiomyomlar üç dik planda ölçüldü. Total leiomyom hacmi elipsoid formül kullanılarak belirlendi. Aynı zamanda ortalma leiomyom çapı hesaplandı ve büyüklük ölçümü olarak kullanıldı.

(5)

Leiomyomlar ultrasonografideki görüntülerine göre bir uterus şekil üzerine çizildiler ve bunlar lokalizasyon ve pozisyonlarına göre kategorize edildiler.Leiomyomlar tipine göre submukoz, subseröz, intramural ve pedinküle subseröz olarak belirlendi.

İstatistik analiz

Gebe kalma süreci verisi 1 yılın üstünde olanlar sansürlenmiştir çünkü bu noktadan sonra çoğu kadın tedavi görür. Uterin leiomyom’un gebe kalma süresine olan etkisini ‘discrete time hazard’ modeli ile tahmin ettik. İlk analizimiz bir veya daha fazla leiomyom’un gebe kalma süresiyle olan ilişkisini referans kategorisindeki leiomyom olmayan grubu kullanarak araştırmak olmuştur. Odds ratio 1 ın üstünde ise gebe kalma süreci azalmıştır,1 ın altında ise gebe kalma süreci uzamıştır.

Ortalama leiomyom çapını ve total leiomyom hacmini, bir veya daha fazla leiomyomu olan kadınlar arasında çeyreklere ve herbir çeyreğin leiomyom olmayan grubuna etkisini kategorize ederek tahmin ettik. Her analizde leiomyomu olmayan kadınları referans kategorisi olarak kullandık. Maternal yaşı, ırkı, öğrenim durumunu,vücüt kitle indeksini (VKİ) ve iş durumunu, potansiyel karıştırıcı faktör olarak düşündük. Bütün analizler R ve Stata tarafından yapılmıştır.

Sonuçlar

3000 kadından %89’nun leiomyom’u yok, %11’nin bir veya daha fazla leiomyom’u vardı (Tablo 1). İki grup arasında demografik farklılıklar var idi: leiomyomu olan kadınlar daha yaşlı, siyah, daha eğitimli, fazla vücüt kitle indeks (VKİ)’ne sahip ve daha erken yaşta menarj olmuşlar. Bu çalışma için uygun olmayan kadınlar arasındaki leiomyom prevalansı, çalışma için uygun olan kadınların fibroid prevalansından farklı değil idi.

Leiomyoma karakteristiklerini, gebe kalma süreçlerine göre Tablo 2’de karşılaştırdık. En sık görülen leiomyom tipi intramural ve subseröz idi. Bivaraite analizlerinde, subseröz ve

(6)

pedunküle leiomyomu olan kadınların biraz daha fazla 3 aydan uzun sürede gebe kaldıkları tepit edildi. Ortalama leiomyom çapı üst iki çeyrekte bulunan kadınlar, leiomyomu olmayan kadınlara göre, biraz daha fazla 3 aydan uzun sürede gebe kalmışlardır. Leiomyom sayısı ve total leiomyom hacminin kadınların ilk 3 ay içinde yada sonra gebe kalmaları üzerine çok az etkisi vardır.

3000 kadın, 10 122 siklus mevcut idi. Ortalama gebe kalma süreci 2 siklustur ve kadınların

%93’ü ilk 11 siklusta gebe kalmıştır.Leiomyomu olan kadınlar arasında ortalama gebe kalma süreci 3 siklus, leiomyomu olamayan kadınların ortalama gebe kalma süreci 2 siklustur.

Leiomyom varlığı veya leiomyom tipi, lokalizasyonu, segmenti veya sayısının gebe kalma sürecini arttırdığına dair çok az kanıt bulduk (Tablo 3). Avaraj leiomyom çapı veya total leiomyom hacmi ile gebe kalma süreci arasında önemli bir ilişki yok idi. Bütün OR lar 0.6 ve 1.1 arasında idi. Ek analizler, etnik gruplar arasında leiomyom özelliklerinin farklı etkisi açısından çok az kanıt göstermiştir: ancak post hoc analizleri az sayıdaki örneklerde yapılmıştır. İleri analizler, özellikle büyük leiomyomların (ortalama çap>50mm:N:50 kadın) leiomyomu olamayanlara göre önemli bir etkisinin olmadığını göstermiştir (OR:0.8, %95 CI:

0.5-1.3). Sensitivite analizlerine, 12 aydan sonra kadınların sansürlenmediği ve gebe kalıncaya kadar ki tüm süreç alındığında, bizim sonuçlarımızla anlamlı bir fark yok idi.

Tartışma

Önceki çalışmalar leiomyom ve fekundabilite arasında bir ilişki bulsa da (Farhi et al., 1995;

Benson et al., 2001, Sheiner et al., 2004; Shokeir, 2005; Klatsky et al., 2008), biz, herhangi bir leiomyom özelliği ile gebe kalma süreci arasında, herhangi bir medikal tedavi almadan gebe kalabilen kadınların analiz edildiği bu retrospektif çalışmada, önemli bir ilişki bulamadık. Leiomyom varlığı gebe kalma sürecini değiştirmemiştir ve iki veya daha fazla leiomyomu olan kadınlar, leiomyomu olmayan kadınlarla benzer siklusta gebe kalmışlardır.Leiomyom tipi de aynı zamanda gebe kalma sürecini etkilememiştir. Leiomyom

(7)

lokalizsonu gebe kalma sürecini etkilememiştir, uterus segmenti de. Leiomyom hacmi ve leiomyom çapı gebe kalma sürecini önemli ölçüde değiştirmemektedir.

Leiomyomun gebe kalma sürecine etkisi bu çalışmada hafife alınmış olabilir çünkü gebe kalamayan kadınlar veya infertilite tedavisi alanlar hariç tutulmuştur, bunlarında çalışmamızın sonuçlarını genellememize etkileri olabilir. Kadının, gebe kalmasını etkileyecek herhangi bir durumun, gebe kalma sürecini de etkilemesi beklenir.Leiomyomun tedaviye ihtiyaç olacak infertiliteye neden olması olağandışı değildir ama tedavi edilmeden gebe kalanların arasında gebelik sürecini arttırmamıştır. Bu farklılık için potansiyel açıklama, bu kohorttaki kadınların bundan önceki çalışmalardaki kohortaki kadınlarla benzer olmamasıdır.

Bundan önceki çalışmalar, kadın karakterlerinin, çoçuk sahibi olmak istenen yaşlardaki genel populasyondaki kadınlardan farklı olan, spesifik kliniklerde yapılmış, leiomyom ve infertilite arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Bizim kohortumuz infertilite tedavisi almayan, daha genç ve daha çeşitli populasyon bazlı kadınları içermesiyle benzersizdir. Daha önceki çalışmalar genel olarak myomektominin etksini fertilite sorunu olan: belki myomektomiden önce infertilite tedavisi denenmiş veya daha ciddi leiomyomları olan kadınlar arasında karşılaştırmıştır sonuç olarak bu kohortla veya başka kadınlarla genelleştirmek beklenemez.

Ek olarak, bizim çalışmamızda gözlenen median gebe kalma süresinin (iki siklus) diğer çalışmalardaki sonunda gebe kalan kadınlar arasındaki, gebe kalma süresiyle benzer olduğuna işaret ettik (Gnoth et al., 2003;Baird and Wilcox, 1985; Whitworth et al., 2011).

Ayrıca, leiomyoma büyüklüğü ve lokalizasyonu gebeliği takiben belirlenmiştir. Gebeliğe bağlı olarak leiomyom büyüklüğü ve lokalizasyondaki değişiklikler bias oluşturabilir. Bu çalışma tumorlerin klinik semptomlarından yoksundur. Ancak, sonuç olarak görüntüleme altın standarttır (Wegienka et al., 2003, 2004; Myers et al., 2011). Biz, tipik olarak büyük diye kategorize edeceğimiz çok az leiomyom gözlemledik. Sadece 26 kadının, >50mm üzerinde leiomyomu vardı ve sadece 5 kadının birden fazla >50mm leiomyomu var. Fibroid

(8)

özelliklerindeki farklılıklar belki bir parça klinik populasyon ve bizim çalışmamız arasındaki farkı açıklayabilir.

Değişik çalışmalar, leiomyom ve fertilite azalması ve düşük gibi olumsuz sonuçlar arasında ilişki kurma eğiliminde olsalar da (Farhi et al., 1995; Ramzy et al., 1998; Bajekal and Li, 2000; Donnezand Jadoul, 2002; Olivera et al., 2004; Promislow et al., 2004, Sheiner et al., 2004; Narayan and Goswamy, 1994; Feinberg et al., 2006; Klatsky et al., 2008), bizim analizlerimiz leiomyom ve gebe kalma süresi arasında ilişki göstermemiştir. Leiomyom özellikleri, lokalizasyon ve tip gibi, fekundabiliteyi azaltmamaktadır ve leiomyom büyüklüğü, sayısı,hacmi veya lokalizasyonu ile gebe kalma süresi arasında doz-yanıt gibi bir ilişki yoktur. Bu retrospektif analiz, leiomyomu olan ve gebe kalmak isteyen genel populasyondaki kadınlar için güvence sağlamıştır.

Yazarların Rolü

G.J analizleri yapmış ve yazıyı yazmıştır. R.M G.J’ye superviser’lık yapmış ve analize asiste etmiştir,yazmıştır ve hipotezi oluşturmuştur.D.B. yazmaya, yorumlamaya ve çalışma dizaynına asiste etmiştir.S.L. yazmaya ve yorumlamaya asiste etmiştir.K.H. çalışmayı dizayn etmiştir,hipotezin oluşumuna, sonuçların yorumlanmasına ve yazılmasına ve revizyonuna asiste etmiştir.

Finansman

Bu çalışma (D.D.B. salary) by the National Institute of Environmental Health Sciences, NIH tarafından desteklenmiştir. The work was conducted as part of the Right from the Start study.

The parent study received support from the American Water Works Association Research Foundation under contract no. 2579; National Institute ofChild Health and Human Development Grants R01 HD043883-04and HD049675: ‘Consequences and Course of Uterine Fibroids inPregnancy’. Recruitment was also supported in part by VanderbiltCTSA grant UL1 RR024975-01 from NCRR/NIH.

(9)

Çıkar çatışması

Hiçkimse deklare etmemiştir.

Kaynaklar

Baird DD, Wilcox AJ. Cigarette smoking associated with delayedconception. JAMA 1985;253:2979–2983.

Baird DD, Dunson DB, Hill MC, Cousins D, Schectman JM. Highcumulative incidence of uterine leiomyoma in black and white women:ultrasound evidence. Am J Obstet Gynecol 2003;188:100–107.

Bajekal N, Li TC. Fibroids, infertility and pregnancy wastage. Hum ReprodUpdate 2000;6:614–620.

Benson CB, Chow JS, Chang-Lee W, Hill JA III, Doubilet PM. Outcomeof pregnancies in women with uterine leiomyomas identifiedby sonography in the first trimester. J Clin Ultrasound 2001;29:261–264.

Donnez J, Jadoul P. What are the implications of myomas on fertility? Aneed for a debate?

Hum Reprod 2002;17:1424–1430.

Farhi J, Ashkenazi J, Feldberg D, Dicker D, Orvieto R, Ben Rafael Z. Effectof uterine leiomyomata on the results of in-vitro fertilization treatment.Hum Reprod 1995;10:2576–

2578.

Feinberg EC, Larsen FW, Catherino WH, Zhang J, Armstrong AY.Comparison of assisted reproductive technology utilization andoutcomes between Caucasian and African American patients in anequal-access-to-care setting. Fertil Steril 2006;85:888–894.

Gnoth C, Godehardt D, Godehardt E, Frank-Herrmann P, Freundl G.Time to pregnancy:

results of the German prospective study andimpact on the management of infertility. Hum Reprod 2003;18:1959–1966.

Hart R, Khalaf Y, Yeong CT, Seed P, Taylor A, Braude P. A prospectivecontrolled study of the effect of intramural uterine fibroids onthe outcome of assisted conception. Hum Reprod 2001;16:2411–2417.

Hunt JE, Wallach EE. Uterine factors in infertility—an overview. Clin ObstetGynecol 1974;17:44–64.

Klatsky PC, Tran ND, Caughey AB, Fujimoto VY. Fibroids andreproductive outcomes: a systematic literature review fromconception to delivery. Am J Obstet Gynecol 2008;198:357–

366.

(10)

Laughlin SK, Baird DD, Savitz DA, Herring AH, Hartmann KE. Prevalence of uterine leiomyomas in the first trimester of pregnancy: anultrasound-screening study. Obstet Gynecol 2009;13:630–635.

Muram D, Gillieson M, Walters JH. Myomas of the uterus in pregnancy: ultrasonographic follow-up. Am J Obstet Gynecol 1980;138:16–19.

Myers SL, Baird DD, Olshan AF, Herring AH, Schroeder JC, Nylander- French LA, Hartmann KE. Self-report versus ultrasound measurementof uterine fibroid status. J Women’s Health 2012;21:285–293.

Narayan R, Goswamy RK. Treatment of submucous fibroids, and outcome of assisted conception. J Am Assoc Gynecol Laparosc 1994;1:307–311.

Olivera FG, Abdelmassih VG, Diamond MP, Dozortsey D, Melo NR,Abdelmassih R. Impact of subserosal and intramural fibroids that donot distort the endometrial cavity on the outcome of in vitrofertlization-intracytoplasmic sperm injection. Fertil Steril 2004;81:582–587.

Promislow JH, Makarushka CM, Gorman JR, Howards PP, Savitz DA,Hartmann KE.

Recruitment for a community-based study of earlypregnancy: the right from the start study.

Paediatr Perinat Epidemiol2004;18:143–152.

Ramzy AM, Sattar M, Amin Y, Mansour RT, Serour GI, Aboulghar MA. Uterine myomata and outcome of assisted reproduction. Hum Reprod 1998;13:198–202.2996

Sheiner E, Bashiri A, Levy A, Hershkovitz R, Katz M, Mazor M. Obstetric characteristics and perinatal outcome of pregnancies with uterine leiomyomas. J Reprod Med 2004;49:182–186.

Shokeir TA. Hysteroscopic management in submucous fibroids to improve fertility. Arch Gynecol Obstet 2005;273:50–54.

Vollenhoven BJ, Lawrence AS, Healy DL. Uterine fibroids: a clinical review. Br J Obstet Gynaecol 1990;97:285–298.

Wang W, Check JH. Effect of corporal fibroids on outcome following embryo transfer in donor-oocyte recipients. Clin Exp Obstet Gynecol2004;31:263–264.

Wegienka G, Baird DD, Hertz-Picciotto I et al. Self-reported heavy bleeding associated with uterin leiomyomata. Obstet Gynecol 2003;101:431–437.

Wegienka G, Baird DD, Herz-Picciotto I et al. Uterine leiomyomata (fibroids): are bleeding symptoms more likely to be reported after diagnosis? J Clin Epidemiol 2004;57:318–320.

Whitworth KW, Baird DD, Stene LC, Skjaerven R, Longnecker MP. Fecundability among women with type 1 and type 2 diabetes in theNorwegian mother and child cohort study.

Diabetologia 2011;54:516–522.

(11)

Tablo 1 Leiomyom varlığına göre kohort özellikleri.

Uterin Leiomyom

yok (n : 2,676),No. (%) Var (n :324),No. (%)

Maternal yaş (yıl)a

<25 439 (16) 18 (6)

25–29 982 (37) 79 (24)

30–34 924 (35) 136 (42)

≥35 331 (12) 91 (28)

Kayıp 0 (0) 0 (0)

Irk/etnisitea

Beyaz, non-Hispanic 1980 (74) 190 (59)

Siyah, non-Hispanic 382 (14) 93 (29)

Hispanic 194 (7) 20 (6)

Diğerleri 118 (4) 20 (6)

(12)

Kayıp 2 (0) 1 (0)

Öğrenim durumua

Lise ve daha az 422 (16) 31 (10)

üniversite 403 (15) 44 (14)

Üniversite tamamlamış 1851 (69) 249 (77)

Kayıp 0 (0) 0 (0)

Medeni durumu

Evli 2494 (93) 304 (94)

Diğer 182 (7) 20 (6)

Kayıp 0 (0) 0 (0)

Gelira

<$40 000/yıl 682 (25) 62 (19)

$40 000–$80 000/yıl 996 (37) 127 (40)

>$80 000/yıl 933 (35) 130 (41)

Kayıp 65 (2) 5 (2)

Sigara

İçmiyor 2010 (75) 256 (79)

<10 sigara/gün 395 (15) 41 (13)

≥10 sigara/gün 263 (10) 27 (8)

Kayıp 8 (0) 0 (0)

Kafein tüketimi (mg/gün)

0 851 (32) 106 (33)

1–150 535 (20) 57 (18)

151–300 388 (15) 50 (15)

>300 902 (34) 111 (34)

Kayıp 0 (0) 0 (0)

VKI (kg/m2)a

Normalden zayıf (,19.8) 245 (9) 11 (3)

(13)

Normal (19.8–26) 1563 (58) 161 (50)

Normalden fazla (.26–29) 345 (13) 63 (19)

Obes (.29) 506 (19) 87 (27)

Kayıp 17 (1) 2 (0)

Menarş yaşı (yıl)a

≤11 509 (19) 71 (22)

12–13 1452 (54) 195 (60)

≥14 690 (26) 53 (16)

Kayıp 25 (1) 5 (2)

İş durumu

Çalışmıyor 776 (29) 77 (24)

Çalışyor 1899 (71) 247 (76)

Kayıp 1 (0) 0 (0)

Fiziksel aktivitea

Hayır 958 (36) 126 (39)

Evet 1718 (64) 197 (61)

Kayıp 0 1 (0)

Parite

0 1289 (48) 162 (50)

1 963 (36) 108 (33)

≥2 395 (15) 50 (15)

Kayıp 29 (1) 4 (1)

a α:0.05’ te anlamlı derecede farklı.

Tablo 2 Leiomyom tanımlaması ve ortalama gebe kalma süresinden önce ve sonra gebe kalan kadınlar arasındaki leiomyom özellikleri.

(14)

Gebelik içinde

1–3 ay (n : 1966), No. (%) >3 ay (n :1034), No. (%) Total (n:3000), No.(%)

Leiomyom varlığıa

Yok 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

Var 193 (10) 131 (13) 324 (11)

Leiomyom tipib

Leiomyom yok 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

herhangi subseröz a,c 82 (4) 64 (6) 146 (5)

herhangi submuköz 38 (2) 23 (2) 61 (2)

herhangi intramural 87 (4) 53 (5) 140 (5)

herhangi pedunküle a,c 6 (0) 13 (1) 19 (1)

diğer 3 (0) 1 (0) 4 (0)

Leiomyom lokalizasyonub

Leiomyom yok 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

herhangi ön 112 (6) 75 (7) 187 (6)

herhangi arka a,c 109 (6) 80 (8) 189 (6)

herhangi ikisi (ön. + arka) 9 (0) 10 (1) 19 (1)

Leiomyom segmentib

Leiomyom yok 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

herhangi cervix 28 (1) 23 (2) 51 (2)

herhangi corpus 117 (6) 67 (6) 184 (6)

herhangi fundus 84 (4) 57 (6) 141 (5)

Leiomyom sayısı

0 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

1 138 (7) 95 (9) 233 (8)

≥2 55 (3) 36 (3) 91 (3)

Total leiomyom hacmi cm3

Leiomyom yok 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

(15)

İlk çeyrek [0.03, 0.92] 53 (3) 27 (3) 80 (3)

İkinci çeyrek [0.92, 4.72] 46 (2) 35 (3) 81 (3)

Üçüncü çeyrek [4.72, 18.23] 48 (2) 32 (3) 80 (3)

Dördüncü çeyrek [18.23, 987.2] 44 (2) 36 (3) 80 (3)

Kayıp 2 (0) 1 (0) 3 (0)

Ortalama leiomyom çapı (mm)a,d

leiomyom yok 1773 (90) 903 (87) 2676 (89)

ilk çeyrek [3.65, 11.25] 55 (3) 26 (3) 81 (3)

ikinci çeyrek [11.25, 19.50] 47 (2) 33 (3) 80 (3)

üçüncü çeyrek [19.50, 29.33] 42 (2) 37 (4) 79 (3)

Dördüncü çeyrek [29.33, 123.70] 47 (2) 34 (3) 81 (3)

Kayıp 2 (0) 1 (0) 3 (0)

a α:0.05’ te anlamlı derecede farklı.

b Bu kolondaki total, fibroidi olan toplam kadın sayısına eşit değildir çünkü bazı kadınların multipl fibroidi vardı.

c Bu kategoridekilerin arasında ilk 3 ay içinde gebe kalanların, leiomyomu olamayanlara oranı farkı.

d Köşebent içindeki değerler hacim ve çap için çeyrek sınırlarıdır.

Tablo 3 Gebe kalma süresi ile leiomyom varlığı, tipi, lokalizasyonu, segmenti, sayısı, hacmi arasındaki ilişki.

(16)

ham OR (95% CI) düzeltilmiş OR (95% CI)a

Leiomyom

yok 1.0 1.0

var 0.9 (0.8, 1.0) 1.0 (0.8–1.1)

Leiomyom tipi

Leiomyom yok 1.0 1.0

herhangi subseröz 0.8 (0.7–1.0) 0.9 (0.7–1.1)

herhangi submuköz 1.0 (0.7–1.4) 1.1 (0.8–1.4)

herhangi intramural 0.9 (0.7–1.1) 1.0 (0.8–1.2)

herhangi pedunküle 0.7 (0.4–1.2) 0.8 (0.4–1.3)

Leiomyom lokalizasyonu

Leiomyom yok 1.0 1.0

herhangi ön 0.9 (0.7–1.0) 0.9 (0.8–1.1)

herhangi arka 0.9 (0.8–1.1) 1.0 (0.8–1.2)

herhangi ikisi (ön + arka.) 0.6 (0.4–1.1) 0.7 (0.4–1.2)

Leiomyom segment

Leiomyom yok 1.0 1.0

herhangi cervix 0.8 (0.6–1.1) 0.8 (0.6–1.2)

herhangi corpus 1.0 (0.8–1.2) 1.0 (0.9–1.3)

herhangi fundus 0.9 (0.7–1.1) 1.0 (0.8–1.2)

Leiomyom sayısı

0 1.0 1.0

1 0.9 (0.8–1.1) 1.0 (0.8–1.1)

≥2 0.9 (0.7–1.2) 1.0 (0.7–1.3)

Total leiomyom hacmi (cc)

Leiomyom yok 1.0 1.0

İlk çeyrek [0.03, 0.92] 1.0 (0.8–1.3) 1.1 (0.8–1.4)

(17)

İkici çeyrek [0.92, 4.72] 0.8 (0.6–1.1) 0.9 (0.7–1.2)

Üçüncü çeyrek [4.72, 18.23] 0,9 (0.7–1.2) 0.9 (0.7–1.2)

Dördüncü çeyrek [18.23, 987.2] 0.9 (0.7–1.1) 0.9 (0.7–1.3)

Ortalama leiomyom çapı (mm)

Leiomyom yok 1.0 1.0

İlk çeyrek [3.65, 11.25] 1.0 (0.8–1.4) 1.1 (0.9–1.5)

İkinci çeyrek [11.25, 19.50] 0.8 (0.6–1.1) 0.9 (0.7–1.2)

Üçüncü çeyrek [19.50, 29.33] 0.9 (0.7–1.1) 0.9 (0.7–1.2)

Dördüncü çeyrek [29.33, 123.70] 0.9 (0.7–1.2) 0.9 (0.7–1.2)

OR, odds ratio.

A bütün modeller maternal yaşa, ırk/etnisiteye,öğrenime,iş durumuna,sigara durumuna ve vücüt kitle indeksine göre düzeltilmiştir.

.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yılmaz’ı bir kenara çe­ kip yarı şaka yarı ciddi, bu hızla oynamaya devam eder­ se seyircinin onu görüp tanı­ masına pek imkan olmayaca­ ğını söyledim..

metaplasia of ovarian stroma, smooth muscle fibers near attachments to ovarian ligaments, theca externa and cortical stroma, stroma of endometriosis which apparently contains

Sunulan çalışma; aşım için vulvalarına uygulanmış olan Caslick vulvaplasti operasyon yeri açılmış olan kısrakların vulva dudaklarının açık olmasından dolayı

This rare case report indicates the ne- cessity of considering hydatid disease in the differential diagnosis of pelvic cysts, especially in endemic regions.. Keywords:

inverse image of nano open sets

Bu üslfıp, araplar- ca a~ışılagelmiş mezkfır ifade şekilleri dışına çıkmaz, ancak cevamiu'l-keliriı, ifade inceliği, dil fesalıatİ ve laf

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü‟nün, 2008 yılında, “Türkiye‟de Kadına Yönelik Aile Ġçi ġiddet AraĢtırması” nın bulgularına bakıldığında, eĢi veya eski eĢi

bebeğin ağzını iyice açmasını sağlamak için meme ucunu bebeğin dudaklarına sürerek arama refleksini harekete geçirmeli,.  Bebek ağzını açınca sadece meme ucunu