Türk Dili 85
Havvanur KÖZOĞLU
bu mevsimde hızlı geçer kağnılar yüklerini bir söğüt dalına bırakıp konaklar yol geçmez bir handa serilir yere el dokuması hicret ile gökyüzünde uçuşan kanatlar ve toprak bir daha anlatır o zaman buruklukla kimlerin atlarıyla hızla geçtiklerini buradan üzüm bağlarının sınır taşlarında
bükük kalan boyunlarıyla
ezilen çiçekleri ve buğday başaklarını sonra
*
susuz testiler can suyu arıyor havada tek bir bulut bile yoktur oysa yorgunluk çöker gölge uzadıkça
samyeliyle gelir haber yağmur daha erken gibi toprak, kendi haritasını çizer parçalarla sınırları bellidir kuraklığın içten içe
bükülerek zarif kuşlar darı toplar güze yakın ardından verimli güzergâhlardan uçarlar ve güney yüzü hızlıca kızarıyor taşların
seyretmek için gün batımı bir dakikaya sığmıyor gündüzler ve yol uzun bir kez daha
hızlıca geçiyor kağnılar