• Sonuç bulunamadı

2001 sonrası Türk bankacılık sektörü’nün yeniden yapılandırılması ve dayanıklılığının değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2001 sonrası Türk bankacılık sektörü’nün yeniden yapılandırılması ve dayanıklılığının değerlendirilmesi"

Copied!
118
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)T.C. SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ. 2001 SONRASI TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN YENĐDEN YAPILANDIRILMASI VE DAYANIKLILIĞININ DEĞERLENDĐRĐLMESĐ. YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Mehmet Zekai ÖZAL. Enstitü Anabilim Dalı : Đktisat Enstitü Bilim Dalı : Đktisat. Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Selim ĐNANÇLI. MAYIS 2010.

(2) T.C. SAKARYA ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ. 2001 SONRASI TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN YENĐDEN YAPILANDIRILMASI VE DAYANIKLILIĞININ DEĞERLENDĐRĐLMESĐ. YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Mehmet Zekai ÖZAL. Enstitü Anabilim Dalı : Đktisat Enstitü Bilim Dalı : Đktisat. Bu tez 05/ 05/ 2010 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Oybirliği ile kabul edilmiştir.. Doç. Dr. Fuat SEKMEN. ___________ Jüri Başkanı. Yrd. Doç. Dr. Selim ĐNANÇLI. _________ Jüri Üyesi. Yrd. Doç. Dr. Mehmet SARAÇ. _________ Jüri Üyesi. Kabul. Kabul. Kabul. Red. Red. Red. Düzeltme. Düzeltme. Düzeltme.

(3) BEYAN. Bu tezin yazılmasında. bilimsel. eserlerinden yararlanılması. durumunda. ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının bilimsel. normlara. uygun. olarak. atıfta. bulunulduğunu, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim.. Mehmet Zekai ÖZAL 05 / 05 / 2010.

(4) ĐÇĐNDEKĐLER. KISALTMALAR………………………………….…………………..…………... v. TABLOLAR LĐSTESĐ…..............……......................…..........…...……………….. vi. GRAFĐKLER LĐSTESĐ ………………………………………………………….... vii. ÖZET………………………………………………….…………………….……... viii. SUMMARY………………………………………………………..…………...……. ix. GĐRĐŞ.....................................................................................…………………….... 1. BÖLÜM 1: BANKACILIK SEKTÖRÜ, TANIMI, KAPSAMI, BASEL KRĐTERLERĐ KAPSAMINDA YENĐDEN YAPILANDIRILMASI VE DAYANIKLILIĞININ ĐNCELENMESĐ ………….……………… 3 1.1. Bankacılığın Tanımı ve Önemi……......................................……….….……… 3 1.2. Dünyada Bankacılığın Doğuşu ve Gelişimi………….…..............…………….. 4 1.3. Türkiye’de Bankacılığın Gelişimi………............................……...……………. 9 1.3.1. Cumhuriyet’ten Önce Türk Bankacılığı...................………………….. 9 1.3.2. Cumhuriyet Döneminde Türk Bankacılığı..............…………..………. 13 1.3.2.1. 1923-1944 Dönemi.......................................………………… 13 1.3.2.2. 1944-1980 Dönemi....................................…………………… 16 1.3.2.3. 1980-1990 Dönemi ....................................……………….... 19. 1.3.2.4. 1990-2000’li Yıllarda Türk Bankacılığı..........…………….. 21. 1.3.2.5. 2001 Ekonomik Krizi Sonrası Türk Bankacılığı..............…. 22. 1.3.2.6. 2008 Ekonomik Krizi Sonrası Türk Bankacılığı………….. 24. 1.4. Bankaların Fonksiyonları ve Đktisadi Đşlevleri…………………………….. 25. 1.5. Türk Bankacılık Sektöründe Yer Alan Banka Türleri………………………. 25. 1.6. Basel Kriterleri , Sermaye Yeterlilik Uzlaşısı ve Etkin Bankacılık Denetimi.. 25 1.6.1. Basel Uzlaşısının Kapsamı ve Basel I ..…………...………….…...…. 27. 1.6.2. Basel II Uzlaşısı ve Kapsamı ………………………..…………....…. 29. 1.6.2.1. Birinci Yapısal Blok: Asgari Sermaye Gereği……………... 32. 1.6.2.2. Đkinci Yapısal Blok : Denetim Otorotesinin Đncelemesi……. 32. 1.6.2.3. Üçüncü Yapısal Blok: Piyasa Disiplini……………………. 33. i.

(5) 1.6.3. Türk Bankacılık Sektöründe Basel Uygulamaları………………….….. 33 1.6.4. Bankacılık Sektöründe Basel II Uygulamalarının Muhtemel Etkileri … 34. BÖLÜM 2: 2001 SONRASI TÜRKĐYE’DE BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN GELĐŞĐMĐ VE YENĐDEN YAPILANDIRMA SÜRECĐ ………… 37 2.1. 2000 ve 2001 Finansal Krizleri Öncesi Genel Görünüm ve Düzenlemeler.... 37 2.2. 2000 ve 2001 Finansal Krizlerinin Oluşumu…………………….…………. 38 2.3. 2001 Sonrası Türk Bankacılık Sektörü Düzenlemeleri .........................….. 39. 2.3.1. Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı……………… 39 2.3.1.1. Kamu Bankalarının Yeniden Yapılandırılması………….... 40. 2.3.1.2. TMSF’ye Devredilen Bankaların Çözümlenmesi………..... 40 2.3.1.3. Özel Bankaların Sağlıklı Bir Yapıya Kavuşturulması……… 41 2.3.1.4. Denetim ve Düzenleyici Çerçevenin Đyileştirilmesi………… 41 2.3.2. Bankacılık Sektörünün Yeni Finansal Yapısı ve Đstikrar…………… 42 2.3.2.1. Esnek ve Etkin Düzenlemeler ……………….………….… 42 2.3.2.2. Denetim Çerçevesinin Güçlendirilmesi …………………… 43 2.3.2.3. Finansal Piyasaların Alt Yapısının Güçlendirilmesi ………. 44. 2.3.2.4. Đdari Kapasitenin Artırılması ……………………………… 45 2.3.2.5. Küresel Ekonomik Krize Karşı Alınan Önlemler …………. 45 2.4. Türk Bankacılık Sektörü Yapısal Gelişmeler……………………………..… 46 2.4.1. Banka Sayısının Gelişimi ...........................…...……...................... 46 2.4.2. Bankacılık Sisteminde Şube Sayısının Gelişimi ……...……............. 47 2.4.3. Bankacılık Sisteminde Personel Sayısının Gelişimi ………………... 48 2.4.4. Bankaların Operasyonel Göstergelerindeki Değişim……………..… 49 2.4.5. Bankacılık Sektörü Temel Bilanço Göstergelerindeki Değişim……. 51 2.4.6. Bankacılık Sektörü Finansal Sağlamlık Göstergelerindeki Değişim.. 53 2.4.7. Sektör Büyüklükleri ..............................…………………...……… 54 2.4.8. Toplam Aktife Göre Yoğunlaşma.............……..……...…………… 55 2.5. Türk Bankacılık Sisteminin Denetimi .........………………...….................. 56. 2.5.1. Bankacılıkta Denetim.....................................…….………….……… 56 2.5.2. 3182 Sayılı Bankalar Kanunu Uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Sistemi ………………………………………………..…. 57. ii.

(6) 2.5.3. 4389 Sayılı Bankalar Kanunu Uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Sistemi…………………….…………………….………. 57 2.5.4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu...........………………. 58 2.5.4.1. BDDK ve Bankalar…………………………………….……. 59 2.5.4.2. BDDK ve Katılım Bankaları (ÖFK)………………...……… 60 2.5.5. 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu ve Yeni Finansal Yapıya Đlişkin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Sistemi……..…….…….. 61 2.6. Mali Sistemde Mevduat Sigorta Sistemi ..........................…….…………….. 61 2.6.1. Mevduat Sigorta Sisteminin Tanımı.........................………………... 61. 2.6.2. Mevduat Sigorta Sisteminin Varoluş Nedenleri ve Sonuçları…….… 62 2.6.2.1. Mali Piyasalarda ve Bankacılık Sektöründe Güven Unsuru… 63 2.6.2.2. Bankacılık Sektöründe Risk Dağılımı........…………………. 63. 2.6.3. Mevduat Sigortası Çeşitleri............................…...………………….. 64. 2.6.4. Türk Bankacılık Sektöründe Mevduat Sigorta Sisteminin Gelişimi…. 64 2.6.4.1. Fon’un Kuruluşu..........................….….…....……………….. 67. 2.6.4.2. Fon’un Kaynakları................…....…..….....………………… 67 2.6.4.3. TMSF’nin Esasları..........................………....………………. 67 2.6.4.4. TMSF’nim Yönetimi............................…..…………………. 68. BÖLÜM 3: TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN BASEL KRĐTERLERĐNE GÖRE DAYANIKLILIĞININ YAPISAL OLARAK DEĞERLENDĐRĐLMESĐ …………………………………………… 69 3.1. Türk Bankacılık Sektörünün Basel Kriterlerini Uygulayan AB Ülkeleri ile Karşılaştırılması……………………………………………………………… 69 3.1.1. Banka ve Şube Sayılarının Karşılaştırılması…………………………. 69. 3.1.2. Aktif Yapısının Karşılaştırılması………………………………….... 71. 3.1.3. Temel Bilanço Göstergelerinin Karşılaştırılması ………………..…... 73. 3.1.3.1. Krediler……………………………………………………. 73. 3.1.3.2. Mevduat……………………………………………………. 74 3.1.4. Küresel Dalgalanmaların Ülkelerin Risk ve Karlılık Göstergelerine Yansımaları ………………………………………………………….... 76 3.1.5. Bankacılık Sektöründe Kaldıraç Oranının Karşılaştırılması………….. iii. 78.

(7) 3.2. Türk Bankacılık Sisteminde Karşılaşılaşılan Riskler ve Muhtemel Etkilerinin Değerlendirilmesi……………………………………………………………. 79 3.2.1. Türk Bankacılık Sisteminde Likidite Riski ………............................. 80 3.2.2. Türk Bankacılık Sisteminde Faiz Riski…………................................ 84 3.2.3. Türk Bankacılık Sisteminde Kur Riski…………................................. 85. 3.2.4. Türk Bankacılık Sisteminde Kredi Riski………................................. 86 3.2.5. Türk Bankacılık Sisteminde Piyasa Riski……………..……………. 87. 3.2.6. Türk Bankacılık Sisteminde Sermaye Yetersizliği Riski ……………. 87 3.3. Bankacılık Sektörü Önündeki Güçlü ve Zayıf Yönlerinin Değerlendirilmesi.. 87 3.3.1. Türk Bankacılık Sektörünün Güçlü Yönleri………………………….. 87 3.3.2. Türk Bankacılık Sektörünün Zayıf Yönleri………………………….. 88. 3.4. Türk Bankacılık Sektörünün 2001 Finansal Krizi Sonrası Analizi ve Değerlendirilmesi……………………………………………………………. 89. SONUÇ ..................……………………......................…………….………..…. 94. KAYNAKLAR..................................................................…….........……….… 98 ÖZGEÇMĐŞ…………..……………………..……………………………..….. 106. iv.

(8) KISALTMALAR. AB. : Avrupa Birliği. BDDK. : Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu. DĐE. : Devlet Đstatistik Enstitüsü. GSMH. : Gayri safi milli hasıla. GSYĐH. : Gayri safi yurtiçi hasıla. IMF. : (International Monetary Fund): Uluslararası Para Fonu. KHK. : Kanun Hükmünde Kararname. M.Ö.. : Milattan Önce. MKYF. : Menkul kıymet yatırım fonları. OECD. : (Organization of Economic Corporation And Development): Ekonomik Đşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı. PSBR. : Kamu kesimi boçlanma gereği (Public Sector Borrowings Requirement). PB. : Parasal Birlik (Avrupa Birliği). ROA. : Aktif Getiri Oranı. SYR. : Sermaye Yeterlilik Rasyosu. TBB. : Türkiye Bankalar Birliği. TCMB. : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası. TGA. : Tahsili Gecikmiş Alacaklar. TL. : Türk Lirası. TMSF. : Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu. TÜFE. : Tüketici Fiyatları Endeksi. VDMK. : Varlığa dayalı menkul kıymetler. V.Y.. : Veri Yok. YP. : Yabancı para. v.

(9) TABLOLAR LĐSTESĐ. Tablo 1:. Cumhuriyetten Öncesi Kurulan Yabancı Bankaların Kuruluş Tarihleri, Adları, Sermayeleri ve Tasfiye Tarihleri........................... Tablo 2:. 11. Bu Dönemde Kurulan Diğer Milli Bankaların Kuruluş Tarihleri ve Đsimleri................................................................................................ 12. Tablo 3:. Basel II Risk hesaplama Seçenekleri................................................. 34. Tablo 4:. Faaliyetteki Banka Sayısı................................................................ 46. Tablo 5:. Bankacılık Sisteminde Şube Sayısı………………………………... 47. Tablo 6:. Bankacılık Sisteminde Toplam Çalışan Saysısı…………………... 48. Tablo 7:. Bankacılık Sisteminde Çalışanlar………………………………….. 49. Tablo 8:. Operasyonel Göstergeler.................................................................. 50. Tablo 9:. Bankacılık Sektörü Temel Bilanço Göstergeleri………………….... 52. Tablo 10:. Bankacılık Sektörü Finansal Sağlamlık Göstergeleri……………..... 54. Tablo 11:. Finansal Aracılık Göstergeleri (GSYĐH’ya oranı, %)…………….... 55. Tablo 12:. Toplam Aktife Göre Yoğunlaşma Oranları……………………….... 56. Tablo 13:. Türkiye ve AB Ülkelerinde Kredi Kuruluşu Sayısı………………... 69. Tablo 14:. Türkiye ve AB Ülkelerinde Banka Şube Sayısı……………………. 71. Tablo 15:. Aktif Büyüklüğünde AB-Türkiye Karşılaştırması (milyar €)……... 72. Tablo 16:. Toplam Krediler AB-Türkiye Karşılaştırması (milyar €)………….. 73. Tablo 17:. Toplam Mevduat AB-Türkiye Karşılaştırması (milyar €)…………. 75. Tablo 18:. Küresel Dalgalanmaların Ülkelerin Risk ve Karlılık Göstergelerine Yansıması............................................................................................ 76. Tablo 19:. Seçilmiş Ülkeler Đtibarıyla Özkaynak Getiri Oranları (ROE) .…….. 77. Tablo 20:. Toplam Aktifler / Toplam Özkaynaklar ………….. .………………. 78. vi.

(10) GRAFĐKLER LĐSTESĐ. Grafik 1 :. Toplam Banka Sayısının Gelişimi 1990-2009.................................. Grafik 2 :. Toplam Şube Sayısı (1995-2009) ...................................................... 48. Grafik 3 :. Bankacılık Sektörü Toplam Çalışan Sayısı (1995-2008)……..…...... 49. Grafik 4 :. Toplam Banka Kartı ve Kredi Kartı Sayısı ( 2002-2009/9 ) ..………. 50. Grafik 5 :. Bankacılık Sektörü Toplam Aktif Yoğunlaşması …………………... 51. Grafik 6 :. Toplam Aktiflerin Gelişimi ………………………………………… 90. Grafik 7 :. Bankacılık Sektörü Aktif Yapısı (Aralık 2009) ……………………. 90. Grafik 8 :. Türk Bankacılık Sektörü Sermaye Yeterliliği Gelişimi (1998-2009). 91. Grafik 9 :. Toplam Aktiflerin Gelişimi (1998-2009) …………………………. 91. Grafik 10 :. Net Faiz Geliri / Toplam Aktifler (2000-2009) ……………………. 92. Grafik 11 :. Faiz Dışı Gelirlerin Faiz Dışı Giderlere Oranı (2003-2009) ………. 92. Grafik 12 :. Krediler ve Menkul Değerler Portföyü Gelişimi (1998-2009) ……. 93. vii. 47.

(11) SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tez Özeti. Tezin Başlığı: 2001 Sonrası Türk Bankacılık Sektörünün Yeniden Yapılandırılması ve Dayanıklılığının Değerlendirilmesi Tezin Yazarı: Mehmet Zekai Özal. Danışman: Yrd. Doç. Dr. Selim ĐNANÇLI. Kabul Tarihi: 05.05.2010. Sayfa Sayısı: IX (ön kısım) + 106 (tez). Anabilimdalı: Đktisat. Bilimdalı: Đktisat. 1980 sonrası Türk bankacılık sektöründe önemli dalgalanmalar yaşanmıştır. Sektörün iç içe olduğu özkaynak, mevduat ve kredilerin yetersizliği, az sayıda büyük-çok sayıda küçük bankanın varlığı, kamu bankalarının hakimiyeti ve yüksek görev zararları, para ikamesi ve açık pozisyon artışı, denetim eksikliği ve devlet kaynaklı sorunlar bu dalgalanmalarda önemli rol oynamıştır. Şubat 2001 krizi sonrası uygulamaya konan “Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” bir anlamda bu sektörü kurtarma programına dönüşmüştür. Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı çerçevesinde kamu bankalarının zararları karşılığı kaynak aktarılmış, önemli yasal ve kurumsal değişiklikler yapılmıştır. Sektörü daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmak için; sektör içi garanti fonu oluşturarak tasarruf mevduatına tanınan devlet güvencesini kademeli olarak kaldırmak, bankalar arası birleşmeleri teşvik ederek optimal ölçeğe ulaşmalarını sağlamak ve sektör içi rekabeti artırmak, devletin piyasa şartlarını işlemez hale getiren özellikle kamu bankalarına yönelik müdahalelerine ve bankalardan olan yüksek iç borçlanmasına son verilerek, etkin bir risk yönetimi ve denetim mekanizması kurulmuştur. Bu çalışmada, 2001 Sonrası Türk Bankacılık Sektörü Düzenlemeleri ve Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı sonrasında yapılan düzenlemeler ve iyileştirilmesine yönelik uygulamalarının etkileri, 2008 yılı sonunda derinleşen küresel finansal krizin Türk Bankacılık Sektörüne etkileri araştırılmış, Bankacılık Sektörünün dayanıklılığı, güçlü ve zayıf yönleri incelenmiş ve bankacılık sektörünün finansal oranları ve verileri analiz edilmiştir.. Anahtar kelimeler: Bankacılık, Yeniden Yapılandırma, Dayanıklılık. viii.

(12) Sakarya University Institute of Social Sciences. Abstract of Master’s Thesis. Tezin Başlığı: Restructuring of Turkish Banking Sector After 2001 and Evaluation of Its Resistance Author: Mehmet Zekai ÖZAL Date: 05.05.2010 Department: Economy. Supervisor: Assist. Prof. Dr. Selim ĐNANÇLI Nu. of pages: IX (pre text) + 106 (main body) Subfield: Economy. Significant fluctuations have been observed in the Turkish banking sector after the 1980. The insufficiency of networth, deposits and loans, becoming small scale banks a lot and large scale bank less, the dominance of public banks and high level of their duty losses, moneysubstitution and increase in open positions, lack of control and problems related to government have all played big role in these fluctuations. “The transition program of stronger economy for Turkey” which was adopted after February 2001 crisis, has in some way, turned out to be a program of saving the banking sector. Under the Program of Restructuring of Turkish Banking Sector significant legal and institutional changes were made in order to cover the duty losses of public banks and banks. In order to bring a healthier structure the banking sector: State guarantee on saving deposits gradually eliminated by establishing an insurance fund among the banks, bank mergers be encouraged to bring into optimal scales and to increase the competition in the sector, interventionist policies especially towards public banks and high borrowing from banking by government were eliminated, an efficient risk management and control mechanism have been established. This Study aims to review effects of Restructuring Program of the Turkish Banking Sector after the 2001 economic crisis and to evaluate several structural and fundemental changes for banking. Also reflections of the 2008 global economic crisis on Turkish banking sector are discussed. Development in the Banking system which are illustrated with tables and graphics. Evaluations of the Turkish Banking system after the 2001 economic crise and Its resistances, strong and weak sides of the banking system are discussed.. Keywords: Banking, Restructuring, Resistance. ix.

(13) GĐRĐŞ Toplumların ihtiyaçları ve bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerçekleştirdikleri aktiviteler, içerik ve kapsamları itibariyle sürekli bir dönüşüm ve farklılaşma göstermektedir. Dolayısıyla dünyada olduğu gibi Türk Bankacılık sistemi de dönemler itibari ile çeşitli dönüşüm ve değişimler yaşamaktadır. Çalışmanın Konusu: Bankalar mali sistem içerisinde fon arz edenlerle fon talep edenler arasında aracılık eden kurumlardır. Topladıkları fonlar ekonomide çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. Bu çalışma ile 2001 krizi öncesi ve sonrasında bankaların fon toplama ve toplanan fonları ekonominin emrine kredi olarak verme sürecinin ne kadar sağlıklı işlediği, fon toplama ve plasmanı tarafında gelişmeler, operasyonel göstergelerindeki değişim, bilanço ve sağlamlık göstergelerinin ve mali bünyelerinin ne kadar değiştiği, toplam aktif ve pasiflerindeki değişimi, banka, şube ve çalışan sayılarındaki değişimden başlanarak anlatılmıştır. 1998 ve 2001 yılları arasında mali bünyeleri bozulan bankalar denetim altına alınarak Tasarruf Mevduatı Sigortası Fon’una devirleri gerçekleşmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu da bu sürecin ortaya çıkmasıyla kurulmuştur. 2001 Sonrası Türk Bankacılık Sektörü. Düzenlemeleri ve Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma. Programı sonrasında yapılan düzenlemeler, Basel direktifleri ve denetim ile düzenleyici çerçevenin iyileştirilmesine yönelik uygulamalarının etkileri, 2008 yılı sonunda derinleşen küresel finansal krizin Türk Bankacılık Sektörüne etkileri araştırılmış, bankacılık sektörünün önündeki fırsatlar, güçlü ve zayıf yönleri değerlendirilmiştir. Çalışmanın Önemi: Tez araştırması konusu itibariyle Türkiye’de bankacılık sektörünün 2001 finansal kriz sonrası yapılandırılması, Basel direktiflerine uyum, kriz sonrası bankaların dayanıklılığının ve sağlamlığının incelenmesi bakımından büyük öneme sahiptir. Çalışmanın Amacı: Tez çalışmasında Türkiye’de bankacılık sektörünün gelişimi, 2001 finansal krizi sonrası Türk Bankacılık Sektörü düzenlemeleri ve Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı sonrasında yapılan düzenlemeler, Basel kriterlerine uyum. sürecinin. araştırılması. ve. bankacılık. sektörünün. bu. kriterlere. göre. değerlendirilmesi, ekonomik krizlerin etkisinin, özellikle 2008 küresel finansal krizin. 1.

(14) Türk. Bankacılık. Sektörüne. olan. etkilerinin. incelenmesi. ve. dayanıklılığının. değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın Yöntemi: Öncelikli olarak bankacılık sektörüne ilişkin genel bilgiler ve açıklamalar verilmiştir. Türkiye’de bankacılık sektöründe meydana gelen gelişmeler incelenmiş, ekonomik krizlerin Türk bankacılık sistemine olan etkileri araştırılmış, Basel kriterlerine göre sektörün dayanıklılığı değerlendirilmiştir. Çalışmanın Kapsamı: Bu çalışmanın birinci bölümünde bankacılığın tanımı ve tarihçesi ele alınmış, Dünya’da bankacılığın doğuşu ve gelişimi ve Türkiye’de bankacılığın gelişimini Cumhuriyet’ten önce ve sonra Türk bankacılığı alt başlıkları altında incelenmiştir. Bankaların fonksiyonları, Türk bankacılık sektöründe yer alan banka türleri açıklanmıştır. Basel Kriterlerinin doğuşu ve Sermaye Yeterlilik Uzlaşısı ve etkin bankacılık denetimini çerçevesinde bankacılık risk yönetim anlayışı Basel I ve Basel II direktiflerinin 2001 krizi ve sonrasında ki düzenlemelerin Türk bankacılık sistemine etkileri ele alınmıştır. Đkinci bölümde, 2000 ve 2001 finansal krizlerinin oluşumu ve sonrasında alınan önlemler ve 2001 sonrası Türk Bankacılık Sektörüne yönelik düzenlemeler ele alınmış, Türk Bankacılık Sektöründe yaşanan yapısal gelişmeler ve sektörün denetimi ele alınmıştır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu incelenmiş, Mali sistemde mevduat sigorta sistemi hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde ise, Türk Bankacılık Sektörünün Basel kriterlerini uygulayan AB ülkeleri ile karşılaştırılması, 2001 sonrası yaşanan Küresel dalgalanmaların ülkelerin bankacılık risk ve karlılık oranlarına yansımaları ele alınmış, Türk Bankacılık Sektöründe karşılaşılan riskler ve muhtemel etkileri değerlendirilerek güçlü ve zayıf yönleri analiz edilmiştir.. 2.

(15) BÖLÜM 1: BANKACILIK VE BANKACILIĞIN TÜRKĐYE VE DÜNYADAKĐ GELĐŞĐMĐ 1.1. Bankacılığın Tanımı ve Önemi Banka deyiminin, Đtalyanca “Banko” kökeninden geldiği, daha sonra ise bu kelimenin “Banca” olarak değiştirilerek kullanıldığı bilinmektedir. Banco kelimesinin Türkçe karşılığı ise, masa, sıra veya tezgah anlamına gelmektedir (Yüzgün, 1982:9). Đlk bankerler olan Lombardia’lı Yahudiler bankacılık muamelelerini, pazar yerine koydukları birer masa (banko) üzerinde yaparlardı. Böylece bir banker taahhütlerini yerine getirmeyerek iflas ettiği vakit de halk, üzerine hücum ederek masasını (banko’sunu) kırardı (Ulutan, 1957:11). Đlkçağda bazı taş parçalarının; daha sonra altın ve gümüş gibi değerli metallerin; en sonunda da banknot sistemine doğru bir dizi aşamadan geçen para gibi; banka ve bankacılıkta değişik aşamalardan geçerek bugünkü etkin düzeyine ulaşmıştır (Yüzgün, 1982:9). Bankacılık sektörü birçok alt sektöre bölünerek mali piyasanın en önemli kurumsal yapısını oluşturmaktadır. Bankalar gerçek ve tüzel kişilerin belli bir zaman için harcamadıkları paraları toplayarak; bunları kredi ve plasman yoluyla değerlendirmeye çalışan işletmelerdir. Fakat bankaların temel görevlerinin kredi ticareti yapmak olduğu düşüncesine dayanan bu tanımın yanında, bankaların yaptıkları çeşitli işlemlerden dolayı tanımları da vardır. Bazı anglo-sakson yazarlar bankaları çeke tabi mevduat kabul eden bir işletme şeklinde tanımlamaktadır. Bu tanımın, banka parası ile ödemelerin geliştiği ülkeler bakımından doğruluğu kabul edilse dahi, maddi para kullanılmayan. ödeme. sisteminin. bu. derece. gelişmediği. ülke. bankalarını. açıklayamamaktadır. Bir çok Avrupa ülkesinde ve bankacılığın yeni gelişmekte olduğu ülkemizde, bankaların önde gelen görevi, kişisel kasaları birleştirerek, maddi para kullanmadan ödemelerin yapılması değildir. Bu ülke bankalarında önde gelen iş, kredi ticareti yapmaktır. O halde banka, belli zaman içinde gerçek ve tüzel kişilerin harcamadığı paraları kabul ederek, bunları nema getirir şekilde kredi ve plase eden, ödemelerde aracılık, para nakli, senet tahsili, emanet kabulü gibi çeşitli hizmetler gören bir işletme şeklinde tanımlanabilir (Öçal ve Çolak, 1988:11). 3.

(16) Banka kelimesinin kökeni hakkında diğer bir açıklama ise şudur: 12. yüzyılda Venedik kenti piyasaya zorunlu borçlanma tahvilleri çıkarmış ve bu zorunlu borçlanmalara ait işlemleri yürütmek üzere de 1157 yılında “Devlet Borçları Odası” adlı bir kurum meydana getirmiştir. O sıralarda kutsal Roma-Cermen Đmparatorluğu’nun idaresi altında bulunan Kuzey Đtalya’da ve Venedik’te bu tahvillere “kamu borcu senetleri” anlamında Đtalyanca “monti” veya Almanca “banck” sözcüklerinden lügat olarak “banchi” deniyordu. Böylece Almanca “banck” sözcüğünün “banko” şeklinde Đtalyancalaştırıldığı tahmin edilmektedir (Öçal ve Çolak, 1988:11). Bankalar uygarlığın her döneminde geçerli ve etkin kurumlar olmuşlar, bankacılık ise geçirilen her aşamada değişik biçimlerde görevler üstlenmiş, üstlenilen görevlerin ekonomideki etkinliği giderek artmıştır (Yüzgün, 1982:10). 1.2. Dünyada Bankacılığın Doğuşu ve Gelişimi Đlkçağda insanlar ellerindeki malları,kıymetli eşyaları ve paraları güvenli bir şekilde koruyabilmek amacıyla tapınaklara emanet etmekte, buralarda görevli bulunan rahipler de ihtiyaç içindeki kimselere, belli güvence karşılığı bunları ödünç vererek, vadesinde hediye ile geri almaktaydı. Bu nedenle ilk bankalar tapınaklar, ilk bankacılar ise rahipler olduğu söylenmektedir ( Ergin, 1982:1). Bankacılık hizmetleri ticaret kadar eskidir. Tarihçiler bankanın ilk çıkış noktası olarak zamanımızın altı bin yıl öncesini göstermektedir. Sümerlerin Oruk (Ourouk) sitesi etrafında gelişen ilk uygarlıklardan birinde M.Ö. 3500 yılında kurulan mabet, bilinen ilk banka kuruluşudur (Öçal ve Çolak, 1988:12). Mabetlerin rahipleri ilk borç verenlerdi. Mabetlerin harman zamanı ödenmek üzere tohum vb. gibi hammadde ve teçhizat alımı için çiftçilere ilk dönemlerde fiziki (ayni) daha sonraları parasal kredi açtıkları, kazılar sonucu saptanmıştır. Kazılarda çıkan belgeler bir hesaptan diğer hesaba transferlerin, tediye ve teslim emirlerinin, mal belgeleri talimatının varlığını ortaya koymaktadır. Mabetlerin başlıca uğraş konularının ödünç ve mevduat kabulü işlemleri oluşturduğunu ve bu mabetlerde değişim düzeninin çok düzenli biçimde örgütlendiğini açıkça ortaya koymaktadır (Parasız, 2000:107). Hamburabi yasalarında, banka mabetlerde kredi işleminin nasıl yürütüleceği, borcun vadesinde nasıl tahsil olunacağı, borçlunun hangi mallarının ne suretle borcun 4.

(17) tasviyesinde kullanılacağı yazılı idi. Borçlanmada yıllık faiz %33, %20 veya %12’yi geçemezdi. Bu oranlar tahıl, hurma ve madenler için uygulanmaktaydı. Öte yandan karşılaşılan doğal afetler sonucu ürün elde edilemeyen yıllarda faiz tahakkuk ettirilemeyeceği, borcun tahsiline gidilemeyeceği belirtilmiştir. Yapılan ödünce karşılık her türlü taşınır (menkul) mal rehinini, taşınmaz (gayri menkul) mal ve özellikle tarla ipoteğine, saygın kişilerin kefaletine yer verilmiştir (Öçal ve Çolak, 1988:12). Sümerler uzak ülkelerle mal değişimlerinde banknot gibi dolaşan (tedavül eden, çek ya da itibar mektuplarına benzeyen ) bazı belgeler kullanmasını da biliyorlardı. Daha sonraları bankacılık hizmetleri mabetlerin tekelinden çıkmış, ticaretle uğraşan bazı zenginler ise bankacılık hizmetlerinde uzmanlaşmışlardır (Parasız, 2000:108). Asur ve Babil devletlerine ilişkin olarak yapılan kazılarda çıkarılan eserlerin üzerinde borç, alacak, faiz ve rehinle ilgili hükümlere rastlanıldığı gibi Babil Kanunları’nda da aynı konularla ilgili birçok hüküm bulunmaktadır (Ulutan, 1957:16). Eski Mısır, eski Yunan ve Roma’da banka işlemleri ile uğraşan kurumların varolduğu bilinmektedir. Belli başlı Yunan mabetleri, devletten veya vatandaşlardan alınan ve faiz verilmeyen emanetlerden (depo) , dinsel mülkiyetten gelen gelirlerden ve bağışlardan oluşan bir sermayeye sahiptiler (Ul u t an , 1 9 5 7 : 1 7 ). Roma Đmparatorluğu’nun fetihler sonucu değişik toplulukları bünyesine alması ve tedavülde olan paraların çeşitlenmesi argentarii’lerin faaliyetlerinin genişlemesini sağlamış, ticari hayatın gelişmesiyle beraber banka muameleleri ile ilgili hukuki içtihadlar oluşmaya başlamıştır (Kuyucak, 1948:16-17). Roma Đmparatorluğunun istilalar sonucunda 5. yüzyılda yıkılması ile birlikte, Avrupa 11. Yüzyıla kadar bir siyasi kargaşa ortamına girmiştir (Güran, 1997:27). Bu kendi içine kapanış sürecinde, Roma döneminde bir ölçüde gelişmiş bulunan parasal ekonomi, ticari hayatın körelmesiyle birlikte çok dar bir çerçeveye sıkışmış, o güne kadar bankerlik sarraflık işlemleri şeklinde devam eden bankacılık muameleleri kesintiye uğramıştır. Bu dönemin en büyük sermayedarı elinde nakit fonlar biriktiren kilise olmuştur. Bu dini kurum siyasi yöneticilerin ve halkın ihtiyaçları için rehin karşılığı borç vererek kredi kuruluşu olma rolünü üstlenmiştir (Pirene, 1983:98-99).. 5.

(18) Diğer yandan Haçlı seferleri, bir taraftan doğu ticaretini açmak sureti ile mübadelenin artmasına neden olmuş, diğer taraftan da, büyük orduların ve levazımın nakli ve idamesi büyük miktarda para naklini gerektirdiğinden, güven kurumlarının gelişmesini sağlamıştır. Bankacılığın tam bir şekilde gelişmesini kısıtlayan faiz yasağı Hıristiyanların ve Müslümanların bankerlik yapmalarına engel oluyordu. Bu nedenle Yahudiler her iki tarafta bankerlik yapıp, faizle para vermek olanağını buluyorlardı. (Öçal ve Çolak, 1988:12-13). Đleriki dönemlerde Hristiyan’lar arasında faiz yasağından kaçış yollarını bulan Đtalyanlar ve Almanlar rakih olarak ortaya çıktıklarından, Yahudiler yavaş yavaş piyasadan çekilmek zorunda kalmışlardır (Heaton, 1985:180). Modern anlamda bankacılık faaliyetlerinin ilk örnekleri, 11. yüzyılda ticari faaliyetlerin tekrar canlanmaya başlaması ve şehirlerin teşekkül etmesi ile birlikte Đtalyan şehir devletlerinde ortaya çıkmıştır. Canlanmanın başlaması ile birlikte Avrupa’da belirli merkezlerde fuarlar kurulmaya başlamıştır. Bu fuarlar uluslararası nitelikleri ile birer ödeme merkezi haline gelmiş ve kredili mal alım satım işlemlerinin gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Diğer taraftan bugünkü poliçeyi andıran ödeme mektuplarının ticari hayatta kullanılması ile birlikte ödeme konusunda yaşanan zorluklar yavaş yavaş kalkmaya başlamış ve bir güven ortamı sağlanmıştır (Heaton, 1985:167). Ticari hayatın gelişmesiyle birlikte sermaye birikimi yoğun olarak tacirlerin elinde toplanmış ve biriken sermayenin kredi olarak kullandırılması ile bankacılık, tacirler için ikinci meslek olarak ortaya çıkmıştır (Pirene, 1983:104). Bu şekilde her iki koldan yürütülen faaliyetler sonucu büyük paralar kazanan Medici, Fugger, Jacques Couer ve William de la Pole gibi ailelerin ortaya çıkmasıyla, bankacılık işlemleri babadan oğla geçen bir aile mesleği haline gelmiştir. (Ergin, 1982:6) Kambiyocular ve büyük tacirlerin elinde büyük servetlerin birikmeye başlaması siyası iktidarın, aristokrasinin, kent yöneticililerinin ve klisenin dikkatlerini bunlar üzerine yoğunlaşmıştır. Bunların tüketim harcamaları sürekli artış göstermesine rağmen gelirleri aynı oranda artmadığından, belirli gayrimenkullerin veya gelir kalemlerinin rehnedilmesi suretiyle kredi kullanmak çok sık başvurulan bir yöntem olmuştur (Pirene, 1983:104).. 6.

(19) Alınan kredilere belirli gelirlerin karşılık gösterilmesi, bankacılık müesseselerinin oluşmasını sağlamıştır. Bu bankaların ilk örneklerine Đtalyan şehir devletleri olan Venedik ve Cenova’da rastlanılmaktaydı (Tarlan, 1986:20). Bu arada özellikle Đspanyolların Güney Amerika’dan getirdikleri altınlarla çok çeşitli sikkeler basması, Avrupa’daki paraların çeşitliliği ve ayarlarının bozuk olması (tağşiş edilmiş olmaları), paraların birbirlerine göre değerlerinin saptanmasında büyük güçlükler yaratıyordu. O sıra da ticaretin en yoğun olduğu kentler Amsterdam ve Hamburg’du ve paralar bu merkezlere geliyordu. Bu para karmaşasına çare olarak 1609’da Amsterdam Bankası kuruldu (Ulutan, 1957:44). Banka sabit nitelik ve değerde hesap parası olarak banka florinini yarattı. Aynı şekilde sabit banka parası uygulaması yapan diğer bir banka ise, 1619 yılında kurulan Hamburg Bankası’dır. Bu banka 1875 yılında Alman Merkez Bankası (Reichbank) ile birleşinceye kadar faaliyetlerini sürdürmüştür (Kuyucak, 1948:26). Aynı dönemlerde (1637) Venedik’te Venedik Bankası kurulmuş ve bu banka çek ve banknot kullanımına yol açan “contadi banka sistemini” geliştirmiştir. 1640’ta Đngiltere’de Kral II. Charles, tüccarların Londra kulesinde saklanan altın külçelerine el koyması tüccarların devlete olan güvenini sarstı ve tüccarlar bundan böyle altınlarını adlarına “goldsmith” denilen tüccarlara vermeye bunun karşılığında bir şehadetname almaya başladılar. Bir süre sonra goldsmithler kasalarındaki altınların atıl durduğunu görerek bunlara dayalı olarak borç isteyenlere “goldsmith notes” denilen kendi senetlerini vermeye başladılar. Đşte bu senetlerin zamanla piyasada alışverişlerde dolaşır olması ilk banknot sistemini oluşturmuştur (Kuyucak, 1948:27-28). O dönemde Fransa ile yapılan savaş nedeniyle Đngiltere’nin para sıkıntısı içine düşmesi, bir devlet bankası kurulması ve bu banka aracılığıyla piyasada paranın dolaşması fikrini doğurdu. Bunun üzerine 1694 yılında. Bank of England kurulmuştur (Kuyucak,. 1948:27-28). Bank of England’ın kurulmasından sonra Avrupa’nın diğer ülkelerinde de emisyon bankalarının faaliyete geçtiği görülmüştür. Bu anlamda ilk emisyon bankası 1695 yılında Đskoçya’da kurulmuştur (Ulutan, 1957:54).. 7.

(20) Benzer şekilde John Law adlı Fransa’da yaşayan bir Đskoçyalı Fransız Emisyon Bankası’nın kurulmasına olanak vermiştir (Parasız, 2000:108). Avrupa’nın değişik ülkelerinde emisyon bankalarının yanında kurumsal nitelikte özel bankaların da kurularak faaliyetlerini genişlettikleri görülmektedir. Kurulan özel bankaların uğraş alanları faaliyette bulundukları ülkelerin iktisadi yapılarına göre değişik şekiller almıştır. Özellikle Đngiltere’de Bank of England’ın ilerleyen dönemlerde ticari bankacılık faaliyetlerinden kendini çekerek merkez bankası konumuna ulaşması sonucu, diğer bankaların önü açılmış ve ticaret, sanayi ve tarım gibi belli alanlarda uzmanlaşan banka tipleri ortaya çıkmıştır (Ergin, 1982:13-17). Almanya’da Đngiltere’nin aksine bankalar arasında tam bir uzmanlaşma olmamış, bütün bankalar her türlü bankacılık işlemi ile uğraşmışlardır. Bankacılık alanında diğer iki ülkeye göre geride kalan Fransa’da ise karma bir sistem oluşmuş, ticaret bankacılığı faaliyeti ile uğraşan bankalar, aynı zamanda sanayi sektörüne uzun vadeli krediler açmışlardır (Ergin, 1982:25). Avrupa ekonomisinde yaşanan ekonomik krizler sonucu yeterli kanuni düzenlemelerden yoksun olan bankacılık piyasası bu ekonomik konjonktürden büyük ölçüde etkilenmiş ve birçok banka maceralı şekilde iflas etmiştir. Bankacılık piyasasında ekonomik krizlerle gelen iflas olayları devletleri banka sistemini kontrol altına alma yolunda düzenleme yapmaya iterken, kağıt para ihtiyacı yetkisini tek bir bankaya verme yolundaki görüşler ağır basmaya başlamıştır. Yeni oluşumlar sonucu banka ve bankerlerin kağıt para ihracına sınırlamalar getirilirken, kağıt para ihraç yetkisi bulunan bankaların ellerlindeki altın mevcutları kadar kağıt para ihraç edebileceği şeklinde esaslar benimsenerek, uygulamaya geçilmiştir. Bu uygulamalar daha sonraki dönemlerde yaşanan iktisadi krizlerin bankalar üzerindeki tahrip edici etkilerinin azaltılmasında etkili olmuştur (Heaton, 1985:203-204). Đkinci Dünya Savaşı’ndan önce bankalar ekonominin finansman kaynaklarının ancak küçük bir kısmından faydalanabiliyorlardı. Likiditelerinin mümkün olduğu kadar gerçek değerini muhafaza edebilmek için ancak kısa vadeli kredilere razı oluyorlardı ve yatırımların finansmanına direkt iştirakleri uygulamada ihmal edilen bir haldeydi. Ancak iyi bir garanti aldıkları zaman verdikleri borcu alabileceklerini ümit ederlerdi.. 8.

(21) Bugün banka mevduatlarının toplamının yarısı ekonominin finansmanına ayrılmıştır ve kaynakların en az beşte biri özellikle yatırımlara ayrılmıştır. Diğer taraftan bankaların çoğu garantisiz ferdi kredi açmaktadır. Faaliyetleri sıkı bir biçimde düzenlenmiştir ve kontrol edilmektedir. Merkez Bankasına daima reeskont için başvurmak zorundadırlar (Öçal ve Çolak, 1988:14 ). 1.3. Türkiye’de Bankacılığın Gelişimi Türkiye’de bankacılığın gelişimi diğer batı kaynaklı kurumların gelişimi gibi çok yavaş olmuştur. 19. Yüzyılın ikinci yarısı, Tanzimat dönemine gelinceye kadar banka ya da banka benzeri bir kurum Osmanlı Đmparatorluğunda yoktur. Ancak ülkenin büyük kent merkezlerinde para değiştirmeyi meslek edinmiş sarraflar faaliyet göstermişlerdir (Öçal ve Çolak, 1988:77). 1.3.1. Cumhuriyet’ten Önce Türk Bankacılığı Banka kurumunun gelişmemiş olması Türklerin özellikle askerlik ve yöneticilik gibi işlerle uğraşmaları, ticaret, sarraflık, faizcilik gibi meslekleri Türk ve Müslüman olmayan. kimselere. bırakmalarının. önemi. büyüktür.. Ülkemizde. bankacılığın. gelişmemesinin asıl önemli nedeni, Osmanlı Ekonomisi’nin Batı Avrupa’da gerçekleştirilen sanayi devrimine ayak uyduramaması ve yakın zamanlara kadar esnaf ve zanaatkarlara dayanan kapalı ekonomik düzen içinde kalmasıdır (Parasız, 2000:109). Osmanlı devletinin iktisadi olarak sürekli kötüye gitmesi, devleti finansman açıklarını karşılamak amacıyla sarraflardan borç almaya yöneltmiştir. Osmanlı hazinesinin para bakımından sıkıntıya düşmesi nispetinde nüfus ve itibar kazanan sarraflar genel olarak;. 1- Hazineye ve saraya ödünç para vermek, 2- Muhtelif cins paraları birbiriyle değiştirmek, 3- Senet alım satımı yapmak, 4- Başka şahıslara ait paraları işletmek, 5- Vergilerin iltizamını almak, 6- Devlet adamlarına ve paşalara ait malların gelir bakımından yönetimini yapmak, gibi işlerle uğraşırlardı. 9.

(22) 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devletinin Batı Avrupa ülkeleri ile olan ticaretinde büyük gelişmeler oldu. Sonuçta para ekonomisi Đstanbul’da para piyasasını oluşturabilecek düzeye erişti (Ulutan, 1957:137-138). 1839 yılında Tanzimat’ın ilanı ile birlikte artan gider nedeni ile para arzında büyük bir daralma ortaya çıktı. Bu durumu önlemek için 1840 yılında “Kaimei Muteberei Nakdiye” adı altında ilk Osmanlı banknotu çıkarıldı. Kaimelerin çok geçmeden değerlerinin düşmesi, devleti, kambiyo kurlarının devamlı dengesini sağlamak amacıyla tedbir almaya yöneltti. Đki Galata Sarrafı ile bir anlaşma yapıldı. Devlet bu sarraflara yılda üç milyon kuruş tazminat vermeyi, buna karşılık da Fransa ve Đngiltere üzerine (1 Đngiliz lirası 110 kuruş üzerinden) poliçe çekmeyi yükümlendi (Öçal ve Çolak, 1988:77). Ülkemizde bankacılık 1847 yılında başlamıştır. Gerçek anlamıyla ilk banka, Hükümetin de yardımıyla J. Alleon ve Thedor Baltazzi adlı iki Galata bankeri tarafından 1847 de Đstanbul Bankası (Banque de Constantinople) adıyla kurulmuştur. Đstanbul Bankası 1852 yılına kadar faaliyetini sürdürmüştür (Parasız, 2000:109). Kısa bir süre faaliyet gösteren ve faaliyet alanı sınırlı olan Đstanbul Bankası bir tarafa bırakılacak olursa Osmanlı Đmparatorluğu’nda bankacılığın 1856 yılında kurulan Osmanlı Bankası ile başladığı yaygın olarak kabul edilen bir görüştür. Osmanlı Devleti’nde modern anlamdaki ilk ticaret ve mevduat bankası, yabancı sermaye tarafından (Đngiliz) 1856’da kurulan Osmanlı Bankası’dır. Söz konusu banka, ülkemizde kurulan ilk emisyon bankasıdır (Parasız, 2000:109). Osmanlı Bankası’nı. Đmparatorlukta. faaliyet göstermiş diğer yabancı bankalardan. ayıran en önemli özellik, bankaya 1863 Anlaşması ile para basma ayrıcalığının tanınmış olmasıdır. Kaimelerin değerinde meydana gelen düşüşler ve bu para üzerinde yapılan spekülasyonlar, 1860’lı yılların başında hükümeti kaimeleri piyasadan çekmek için önlemler almaya yöneltmiştir. 1863 yılında Osmanlı Bankası ile hem kaimelerin piyasadan çekilmesi hem de döviz kurlarında istikrarın sağlanması ve devletin kısa vadeli kredi ihtiyacının karşılanması amacıyla bir anlaşma yapılmıştır. Banka’ya yine aynı dönemde batı Avrupa ülkelerinde kurulmasına başlanan merkez bankalarının. 10.

(23) yetkilerinin tanınmasının, bankanın bu işleri gerçekleştirmesine yardımcı olacağı düşüncesi, para basma ayrıcalığının verilmesinin en önemli nedenidir. Kaime ihracının başarısızlıkla sonuçlanmış olması Osmanlı Bankası’nın çıkardığı kağıt paranın halk tarafından benimsenmesini engellemiştir. Bu nedenle Osmanlı Bankası ekonominin likidite ve kredi hacminin belirlenmesinde etkin rol oynayamamıştır (Akgüç, 1989:115).. Tablo 1 : Cumhuriyet Öncesi Kurulan Yabancı Bankaların Kuruluş Tarihleri, Adları, Sermayeleri ve Tasfiye Tarihleri. Kuruluş. Bankanın Adı. Sermayesi. Tarihi. Tasfiye Tarihi. 1864. Şirketi Umumiye Osmaniye Bankası. 2 Milyon Sterlin. 1893. 1866. Şirketi Maliyei Osmaniye Bankası. 1 Milyon Sterlin. 1868. 1869. Đtibarı Umumii Osmani Şirketi. 50 Milyon Frank. 1899. 1870. Avusturya-Osmanlı Bankası. 2.5 Milyon Sterlin. 1873. 1870. Avusturya-Türk Bankası. 2 Milyon Sterlin. 1873. 1872. Đkinci Đstanbul Bankası. 1 Milyon Sterlin. 1894. 1872. Kambiyo ve Esham Şirketi Osmaniyesi 600 Bin Sterlin. 1899. 1891. Midilli Bankası. 264.000 Lira. 1903. 1888. Selanik Bankası. 2 Milyon Frank. 1999. 1910. Türkiye Ticaret ve Sanayi Bankası. 550.000 Lira. 1914. 1910. Osmanlı Ticaret Bankası. 100.000 Lira. 1914. Kaynak:Yüzgün, (1982:14).. Devletin devamlı olarak dışarıya borçlanması nedeniyle dış borçların ödenemeyecek bir duruma gelmesi sonucunda, 1881 yılında Duyunu Umumiye Đdaresi kuruldu. Söz konusu kuruluş bir kısım vergilerin tarh, tahakkuk ve sarfını üzerine alıyordu. Duyunu Umumiye Đdaresinin kuruluşu memleketimizde yabancı sermayeli birçok banka kurulmasını da teşvik etmiştir (Zarakolu, 1993:119-120). Osmanlı Devleti’nde kurulmuş olan ilk ulusal sermayeli banka ise; “Memleket Sandıkları”dır. Đlk tarımsal kredi sandığı özelliği taşıyan kurum, 1861 yılında Mithat Paşa tarafından kurulmuştur.. 11.

(24) 1868 yılında yine Mithat Paşa tarafından tasarruf toplama amacıyla “Emniyet Sandığı” kurulmuş olup, bir süre sonra her iki banka da, 1888 yılında yine Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası ile birleştirilmiştir. 1916 yılında yasayla kurulmuş bir kamu kurumu niteliği kazanan Ziraat Bankası, Osmanlı Devletinden Cumhuriyet dönemine geçen ve günümüze kadar gelen en köklü ulusal kuruluşlardan biridir (Yüzgün, 1982:11; Akgüç, 1989). Osmanlı Đmparatorluğu devrinde kurulan milli banka sayısı pek azdır. Đtibari Milli Bankası, Adapazarı Bankası ve birkaç mahalli banka istisna edilirse geriye sadece Ziraat Bankası ile Emniyet Sandığı kalmaktadır (Yüzgün, 1982:14). 1888 de Mithat Paşa, Niş Valisiyken eski Yugoslavya’nın Pirot kasabasında ilk zirai kredi sandığı olan Memleket Sandıkları’nı kurmuştur (Parasız, 2000:109). Mithat Paşa, halkın elindeki dağınık ve az miktardaki paraları bir araya getirerek ihtiyaç sahiplerinin istifadesine sunmak ve tasarruf alışkanlığını da aşılamak gayesiyle, 1868 yılında Đstanbul Emniyet Sandığı’nı kurmuştur. Halen de faaliyet halinde olan Emniyet Sandığı sermayesiz olarak kurulmuş olup, 1907 yılından beri de Ziraat Bankasına bağlanmış bulunmaktadır. Tablo 2: Bu Dönemde Kurulan Diğer Milli Bankaların Kuruluş Tarihleri ve Đsimleri Kuruluş Tarihi. Bankanın Adı. 1913. Türk Ticaret Bankası. 1914. Milli Aydın Bankası. 1914. Milli Karaman Bankası. 1914. Emlaki GayriMenkule ve Đkrazat Bankası. 1916. Akşehir Bankası. 1917. Manisa Bağcılar Bankası. 1917. Đtibari Milli Bankası. 1917. Konya Ahali Bankası. 1917. Đktisadi Milli Bankası. 1919. Eskişehir Çiftçiler Banksı. 1919. Adapazarı Emniyet Bankası. 1920. Konya Türk Ticaret Bankası. 1922. Bor Zürra ve Tüccar Bankası. Kaynak: Yüzgün, (1982:15).. 12.

(25) Bunlar haricinde şer’i ye mahkemelerinin yönetimi altında bulunan Eytam Sandıklarının da, bir kredi müessesesi olarak kabul edildikleri görülmektedir. Cumhuriyetin ilanından sonra bu sandıkların yerini Türkiye Emlak ve Eytam Bankası almıştır (Yüzgün, 1982:15). Siyasal iktidarın izlediği ulusal ekonomi politikası ulusal bankaların kuruluşuna elverişli bir ortam yaratmasına karşın, bu dönemde yerli sermaye ile kurulan bankalarının büyük bir bölümü uzun ömürlü olamamış, güçlü yabancı bankaların kredi piyasasına egemen olmalarına karşı koyamayarak, onlarla rekabet edemeyerek faaliyetlerine son vermek zorunda kalmışlardır. Đstiklal savaşı ve Cumhuriyet’in ilanı ile biten bu dönem, bir tecrübe dönemi olmuştur. Bu dönemde milli bankacılığın önemi ve devlet teşvikinin zorunlu olduğu anlaşılmıştır (TBB, 1998a:9). 1.3.2. Cumhuriyet Döneminde Türk Bankacılığı Cumhuriyet döneminden önce dünya ölçüsünde gerçek bir bankacılık faaliyetinden bahsetmek mümkün değildir. Ancak Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar geçen zaman içinde çok önemli adımlar atılmış, özellikle devlet sermayesi veya devlet sermayesinin iştirakiyle birçok banka kurulmuştur. Đlk olarak 1888 yılında kurulan Ziraat Bankası esaslı bir şekilde ele alınmış ve Cumhuriyetin ilanından 3 yıl sonra 1926 yılında anonim şirket haline getirilmiştir. 1937 yılında modern bankacılık prensiplerine göre yeniden düzenlenen Ziraat Bankası, bu tarihten günümüze kadar T.C. Ziraat Bankası adı altında devam etmektedir (Yüzgün,1982:15-16). 1.3.2.1. 1923-1944 Dönemi Cumhuriyet döneminde, ulusal sanayi ve bankacılığın geliştirilmesi çabaları ön plana çıkmıştır. Bu amaçla toplanan Đzmir Đktisat Kongresi’nde önemli kararlar alınmıştır. Bu kararlar sonrasında ilk kurulan banka, Türkiye Đş Bankası (1924) olmuştur. Cumhuriyet dönemindeki ilk büyük özel sektör bankası olan Türkiye Đş Bankası, ülkenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla, gerek sanayi gerek ticaret sektörlerine kredi vermek ve gerekse sanayi ve ticari girişimlerde bulunmak görevlerini üstlenmiştir (Artun, 1983:42). Đktisat Kongresi’ne katılan sanayicilerin önerileri arasında bir sanayi bankasının kurulması da yer almıştır. Bu öneri doğrultusunda 1925 yılında Türkiye Sanayi ve 13.

(26) Maadin Bankası kurulmuştur. Bu banka ülkemizde kurulan ilk kalkınma bankasıdır. Bankanın kurulması ile özel sanayi işletmelerine orta ve uzun vadeli kredi verilmesi ve mali, ekonomik ve teknik konularda bilgi yardımı sağlanması amaçlanmıştır. 1927 yılında konut kredisi vermek amacıyla Emlak ve Eytam Bankası kurulmuştur. Banka, 1946 yılında Emlak ve Kredi Bankası’na dönüştürülmüştür (TBB, 1998a:8). Cumhuriyetin kuruluşu izleyen ilk 10 sene içerisinde banka sayısı 20’si milli 15’i yabancı olmak üzere 35’den, 47’si milli 10’u yabancı olmak üzere 57’ye yükselmiştir. Banka şube sayısı ise 392’ye çıkmıştır. Bu dönemde özellikle mevduat toplama yönünden Milli Banka karakterindeki kuruluşlar önemli başarılar elde etmişlerdir. Đlk 10 senelik dönemde (1924-1933) mevduat yaklaşık 9 kat, krediler de 5 kat artmıştır. Özkaynaklardaki artış ise 4 kat olmuştur (Ertuğrul ve Zaim, 1996:15). Cumhuriyetin kuruluşu dönemimdeki yıllarda para ve banka konusundaki en önemli gelişme, 30.06.1930 tarih ve 1715 sayılı yasayla T.C. Merkez Bankası’nın kuruluşudur. 1930 yılında kurulan TC. Merkez Bankası’dır. Banka, anonim şirket statüsünde kurulmuş olup, 1931 yılında çalışmaya başlamıştır (Keyder, 1991:41). Böylece ilk defa ulusal bir emisyon bankası kurularak, daha önce Osmanlı Bankası tarafından yerine getirilen para basma işlevi T.C. Merkez Bankası’na devredilmiştir. 1715 sayılı Yasayla T.C. Merkez Bankası’nın görevleri;. 1) Para piyasasının çalışmasını ve paranın tedavülünü sağlamak, 2) Đskonto oranlarını belirlemek, 3) Hazine işlemlerini yapmak, 4) Hükümetle birlikte Türk Lirasının istikrarıyla ilgili tüm önlemleri almak, olarak belirlenmiştir. 1931 ve 1938 yıllarında yapılan yasa değişiklikleri ile Merkez Bankası’na, Hazine bonolarını ve kamu iktisadi teşebbüslerinin Hazine kefaletini haiz bonolarını iskonto etme ve karşılığında avans verme yetkisi tanınmıştır (TKA, 1997:3). 1929 yılına gelindiğinde Türkiye tarım üretiminin egemen olduğu bir ülke görünümündedir. 1920’li yıllarda izlenen özel kesimin özendirilmesi ile sanayileşme stratejisi, sermaye birikiminin yetersizliği nedeniyle önemli bir sonuç vermemiştir. Bu 14.

(27) durum, ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için devletin sınai yatırımların yapılmasında daha aktif bir rol oynaması gerektiği konusundaki görüşlerin tartışmaya açılmasına neden olmuştur. Bu dönemde başlayan Dünya Ekonomik Krizi’nin, dış ticaret açıklarına yol açması ve tarım ürünleri fiyatlarındaki düşüşün çiftçilerin gelirlerinde meydana getirdiği önemli azalış, sanayileşme için yeni yöntemler bulunması çalışmalarını hızlandırmıştır. 1930’lu yılların başlarında, bu iç ve dış etkilerin sonucu olarak, 1920’li yıllarda izlenen özel kesimin özendirilmesi ile sanayileşme stratejisi bir tarafa bırakılarak, kamu iktisadi girişimleri aracılığı ile sınai yatırımlarda bulunarak sanayileşme stratejisi benimsenmiştir. Đktisadi devletçilik olarak adlandırılan bu sanayileşme stratejisinin temelinde ülkenin o dönemde içinde bulunduğu koşullar nedeniyle, büyük sermaye gerektiren ve ileri derecede teknik bilgiye ihtiyaç gösteren yatırımların gerçekleştirilmesinde, devletin özel kesime göre daha fazla olanaklara sahip olduğu görüşü bulunmaktadır. Bu strateji oluşturulurken, yine o yıllarda Sovyet Birliği ve Almanya’da uygulanmakta olan devletçilik deneyimlerinden yararlanılmıştır. Devlet tarafından kurulmasına karar verilen sanayi işletmeleri ile ilgili yatırım planları Birinci ve Đkinci Sanayi Planları’nda belirtilmiştir. Đktisadi devletçilik stratejisi, bankacılık sistemimizi de önemli ölçüde etkilemiştir. Bu dönemde, Sümerbank (1933), Belediyeler Bankası (1933), Etibank (1935), Denizbank (1937) ve Halk Bankası ve Halk Sandıkları (1938), sanayi planlarında yer alan işletmelerin kurulması, işletilmesi ve finansman ihtiyaçlarının sağlanması amacıyla, devlet tarafından özel amaçlı banka statüsüyle kurulmuştur. Dünya Ekonomik krizi sonucu tarım sektöründe gelirlerin düşmesi ve ticari faaliyetlerin azalması, 1930’lu yılların başlarında, tek şubeli yerel bankaların büyük bir bölümünün kapanmasına neden olmuştur. Zonguldak Yatırım Bankası ve Kayseri Milli Đktisat Bankası hariç yeni banka kurulmamıştır. Daha sonraki dönemlerde ülkemizin önemli özel sektör bankalarından birisi haline gelecek olan Türk Ticaret Bankası, 1930 yılında, Adapazarı Đslam Ticaret Bankası’nın yerine, Hazine’nin iştiraki ile kurulmuştur. Đş Bankası da bu dönemde önemli bir gelişme göstermiştir. 1933-1944 döneminde sanayileşme için gerekli olan ancak getirisi görece olarak düşük olduğu için özel sektör tarafından yapılmayan yatırımların devlet tarafından gerçekleştirilmesi, bu yatırımların finansmanlarının bütçe olanakları zorlanarak ve bazı. 15.

(28) zorunlu tasarruf imkanlarına başvurularak karşılanmasıyla mümkün olabilmiştir. 1936 yılında kabul edilen 2999 sayılı Bankalar Kanunu ile banka mevduatlarının yüzde 15’i oranında Devlet iç Borçlanma Senetleri’nden veya aynı derecede (yaklaşık yüzde 6-7 oranında) faiz getiren diğer menkul kıymetlerden munzam karşılık ayırma zorunluluğu getirilmiş, bu uygulamanın bir amacı da kamu yatırımları için düşük maliyetli finansman kaynağı sağlamak olmuştur. Bu dönemde, hem devlet işletmelerinin finansman ihtiyacında hem de 2. Dünya savaşı nedeniyle savunma harcamalarında meydana gelen artışlara bağlı olarak, hükümetin bankacılık sektöründen kredi talepleri artmış, uzun vadeli iç borçlanmaya gidilmiş ve Merkez Bankası reeskontundan yararlanılmıştır. 1938 yılında, Đngiltere’den kredi olarak alınan 10 milyon sterlin değerindeki altın 1940 yılında karşılık gösterilerek , Merkez Bankası’ndan avans alınmıştır. Ayrıca 1942 yılında munzam karşılık oranı yüzde 20’ye yükseltilerek, bu karşılıkların tamamının Devlet iç borçlanma seviyesine yatırılması zorunluluğu getirilmiştir (TBB, 1998a:5-6). 1933-1944 yıllarını kapsayan 10 yıllık ara dönemde 16’sı yerel, 1’i devlet bankası (Denizbank), 1’ide yabancı banka (Merkezi Bükreş’te de bulunan Benque Chrisoveloni) olmak üzere 18 banka faaliyetine son vermiştir. Böylece 1933 yılı sonunda ülkede faaliyette bulunan banka sayısı Merkez Bankası ile birlikte 47’si ulusal, 10’u yabancı olmak üzere 57 iken, 1943 yılında (yeni bankalar kurulmasına rağmen) 42’ye inmiştir. Yine 1933 yılı sonunda 486 olan banka şube sayısı, 1943 yılında 404’e düşürülmüştür. 1.3.2.2. 1944-1980 Dönemi 1.3.2.2.1 Büyük Özel Bankaların Kurulduğu 1944-1961 Dönemi Bu dönemin en önemli özelliği sanayileşme stratejisi olarak iktisadi devletçiliğin yerini özel sektörün desteklenmesi ile ekonomik kalkınmanın hızlandırılması politikasının olmasıdır. Bu politika değişikliğinin başlıca nedeni savaş yıllarında yaşanan yüksek enflasyon ve spekülasyon ortamında tarım ve ticaret sektörlerinde varlıklı bir özel kesimin ortaya çıkmış olması ve 1950 yılında iktidara iktisadi liberalizm ilkesini benimsemiş Demokrat Parti’nin geçmesidir. Bu dönemde özel sermaye birikimi, özellikle 1950’den sonra tarımda makineleşmenin artması ve hızla genişleyen ekim alanları ile art arda iyi ekim yıllarının yaşanmasının etkisiyle, önemli ölçüde artmıştır. Özel kesimin güçlenmesi ve sanayileşme politikasında meydana gelen değişiklik, 16.

(29) etkisini bankacılık sektörü üzerinde de göstermiştir, bu dönem, özel bankacılığın geliştiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde büyük bir çoğunluğu özel banka, olmak üzere 25 yeni banka kurulmuştur. Yapı ve Kredi Bankası (1955), Garanti Bankası (1946), Akbank (1948), Pamukbank (1955) bu dönemde kurulmuştur (TBB, 1998a). Özel bankaların yanı sıra Türkiye Vakıflar Bankası, Türkiye Öğretmenler Bankası ve daha önce kurulup sonra kapatılan Denizcilik Bankası da bu dönemde faaliyete geçmiştir. Đlk kez banka dışı mali aracı olarak Türkiye Sınai Kalkınma Bankası da bu dönemde kurulmuştur (Parasız, 2000:110). Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın amaçları arasında, özel sanayi teşebbüslerinin kuruluşunu finanse etmek, kurulu olanların donanım ve modernleşmesine yardımcı olmak ve yabancı sermayenin ülkemizde kurulan sanayiye katılmasını kolaylaştırmak yer alır. Tahvil çıkarma ve istikraz yapma yetkisi de bulunan Banka’nın kaynaklarının önemli bir kısmını uluslararası kuruluşlardan sağlanan uzun vadeli krediler oluşturmaktadır. Bu dönemde, faiz oranları ve bankacılık işlemlerinden alınacak komisyon oranlarının hükümetçe belirlenmesi ve dövize dayalı işlem yapma yetkisinin sadece Merkez Bankası’nda bulunmasının da etkisiyle, şube bankacılığına ve mevduat toplama dayalı bir rekabet önem kazanmıştır. Şube bankacılığının yaygınlaşması, yerel bankaların tasfiyesi sürecini hızlandırmıştır (TBB, 1998a:7). 1960 yılında T.C. Merkez Bankası dahil banka sayısı 60’a, şube sayısı 1699’a ulaşmıştır (Parasız, 2000:111). 1958 yılında bankacılık mesleğinin gelişmesi, bankalar arasında dayanışmanın sağlanması ve haksız rekabetin önlenmesi amacıyla Türkiye Bankalar Birliği kurulmuştur. Tüzel kişi statüsünde olan Türkiye Bankalar Birliği’nin kuruluşu ile ilgili kararlar 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nda yer almıştır (TBB, 1998a:8). Bu dönemde bankacılık sektöründeki gelişmeler sayısal verilerle belirlendiğinde; 1948 yılında Türk Banka sisteminde bankaların ödenmiş sermayeleri 36.5 milyon TL iken 1961 yılında 2.8 milyar TL’ye, toplam mevduatları 97.3 milyon TL’den 8 milyar 541 milyon TL’ye, toplam kredileri ise 1 milyar 187 milyon TL’den 9 milyar 362 milyon TL’ye ulaştığı görülmektedir. Banka sermayesi ile sanayi ve ticaret sermayesi. 17.

(30) arasındaki bütünleşmenin önemli göstergelerinden biri olan bankaların iştirakleri de, 1948 yılında 434 milyon TL iken 1961 yılı sonunda 1.8 milyar TL’ye yükselmiştir.. 1.3.2.2.2. Bankacılık Sektöründe Kamu Müdahalelerinin Arttığı 1961-1980 Dönemi 1950’lerin sonunda ekonominin içine girdiği durgunluk ve 1958 istikrar programına rağmen ekonomik dengelerin kurulamaması, 1950’li yıllarda uygulanan liberal ekonomi politikasının terk edilerek devletin ekonomik alanda müdahalesinin arttığı karma ekonomi uygulamasına geçilmesine neden olmuştur. 1961-1980 döneminde, kamu iktisadi girişimleri ve özel sektör aracılığıyla, ilki 1963 yılında uygulanmaya başlanan kalkınma planlarında yer alan yatırımlar gerçekleştirilerek, ithal edilen sanayi mallarının ülke içinde üretiminin sağlanmasını amaçlayan bir sanayileşme politikası izlenmiştir. Đthal ikameci stratejinin izlenmesi sırasında Türkiye ekonomisi, geliştirilmesine çalışılan sektörlerin korunması amacıyla, dışa kapalı bir ekonomi olarak yönetilmiş, faiz oranları ve döviz kurları gibi temel fiyatlar hükümet tarafından dünya piyasalarından bağımsız olarak belirlenmiştir. Planlarda kalkınmada öncelikli olarak belirtilen sanayi, bayındırlık, enerji, ulaştırma, madencilik ve dışsatım sektörlerinin fon ihtiyaçlarının düşük maliyetle karşılanabilmesi için negatif reel kredi faiz politikası ve yine bu sektörlerin ithal girdi maliyetlerinin düşük tutulabilmesi için Türk Lirasının aşırı değerlendiği bir döviz kuru politikası uygulanmıştır. Planlı dönemde bankacılık sektörü önemli ölçüde devlet kontrolü ve etkisi altında kalmıştır. Mevduat ve banka kredilerine uygulanacak faiz oranları, banka komisyon oranları ve kredi limitleri, izlenen ithal ikamesi politikası doğrultusunda belirlenmiş, bankaların temel işlevi kalkınma planlarında yer alan yatırımların finansmanlarının sağlanması olarak tanımlanmıştır. Planlı dönemde 5’i kalkınma ve 2’si ticaret olmak üzere toplam 7 yeni banka kurulmuştur. Bu dönemde kurulan kalkınma bankaları, T.C. Turizm Bankası (1962 ), Sınai Yatırım ve Kredi Bankası (1963 ), Devlet Yatırım Bankası ( 1964 ), Türkiye. 18.

(31) Maden Bankası ( 1968 ), Devlet Sanayi ve Đşçi Yatırım Bankası ( 1976 ), bu dönemde kurulan ticaret bankaları ise Amerikan-Türk Dış Ticaret Bankası ( 1964 ) ve Arap-Türk Bankası ( 1977 )’dır. Bu dönemin bankacılık açısından en önemli özelliklerinden birisi, özel ticaret bankalarının büyük bölümünün holding bankası haline gelmesi olmuştur. Bir sanayi ve ticaret sermayesi grubunun bir bankanın sermayesinin önemli bir bölümünün sahibi olması anlamına gelen ve dünyada da yaygın olan holding bankacılığı, o dönemde özel sektör yatırımlarını hızlandıracağı düşüncesiyle devlet tarafından teşvik edilmiştir (TBB, 1998a:8-9). Merkez bankası işlemlerini düzenleyen 1211 sayılı yeni kanun 26 Ocak 1970 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme ile Merkez Bankası, modern merkez bankalarının en önemli faaliyetlerinden biri olan “açık piyasa işlemleri” yapma yetkisine kavuşmuştur. Para ve kredi politikasının uygulanmasında Banka’ya yeni görevler verilmiş, bankaların denetimi konusunda yeni yetkiler tanınmıştır. Ancak belirtilen bu yetkiler, Banka’nın bir emisyon bankası olarak temel işlevlerini etkin bir biçimde sürdürmesinde güçlüklerle karşılaşılmasına yol açmıştır. Yeni düzenlemede, orta vadeli reeskont kredisi, sermaye yapısı ve idare meclisinin oluşumu ile ilgili hükümler, serbest piyasa ekonomisi ve bu yapıya uygun bankacılık düzeninin gerektirdiği merkez bankası konumuna uymamaktadır. Yeni düzenleme ile Merkez Bankasına. kendi. asli. fonksiyonları. dışında. kalkınma. bankasının. işlevleride. yüklenmiştir. Yeni düzenleme ile 5 yıla kadar vadeli reeskont ve avans işlemleri uygulaması getirilmiştir. Buna bağlı olarak orta vadeli sınai reeskont kredisi, zirai reeskont kredisi, yarım kalmış yatırımların finansmanı gibi programlar yürürlüğe konulmuştur (Ertuğrul ve Zaim, 1996:41-42). 1.3.2.3. 1980-1990 Dönemi Bankacılık sektörü 1980 yılında uygulanmaya konulan yapısal uyum programının öncesine kadar, yerli ve yabancı bankaların piyasaya girişine kapalı, dış muameleleri sınırlı, rekabet ortamının olmadığı, faiz oranlarının para otoritelerince belirlendiği, ithal ikamesine yönelik sanayinin finansmanını üstlenmiş, şube açma ve mevduat toplama yarışı içerisinde kendi statik yapısını değiştirememiş bir durum sergilenmektedir.. 19.

Referanslar

Benzer Belgeler

İnterlaminar yaklaşım tipik olarak L5-S1 sevi- yesi için yapılmaktadır (19,22). Bu çalışmanın amacı perkütanöz endoskopik yolla yapılan lomber disk hernili olguların

Therefore, in order to be able to perform their informing and motivating function which is communication, along with the elaborate and expedient use of the

Daha açık bir deyişle ülkede çok partili siyasal yaşama geçilmesi ve özellikle de DP’nin kurulmasından sonra, DP’nin CHP’ye karşı yürüttüğü muhalefet, CHP

My research question in this study was “How does the number of mesenchymal rat stem cells exposed 25 µM of cisplatin change in different resveratrol concentrations (10µM, 100µM,

Gauss eğriliği ile ilgili yukarıda izah edilen temel durum- lar (düzenli veya değişken pozitif, negatif ve sıfır eğrilik) her ne kadar bütün olasılıkları tanımlasalar

Üniversitemizin Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenle- nen, Ali Ural’ın konuşmacı olarak katıldığı “Bir Medeniyet Prototipi Olarak Robinson

open spaces Technical values Variety of building methods with a variety of materials The organic expression of architectural elements Architectural expression of structural

İl jandarma komutanları ve il emniyet müdürleri ise genel olarak iç güvenlik yönetiminde halka hesap verebilirliğin tam anlamıyla sağlanmasının