• Sonuç bulunamadı

"Kitle imha silahlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Kitle imha silahlar"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"Kitle imha silahları"nı gerekçe göstererek Irak'ı işgal eden, ancak söz konusu silahları her nedense(!) bulamayan ABD, Irak halkına yeni bir "kitle imha silahı" armağan etti. İşgalin ardından sağlık sistemi ve altyapısı tamamen çöken Irak, bir zamanlar tarihe karıştığı kabul edilen koleraya teslim oldu.

İşgalin ardından altyapısı ve sağlık sistemi tamamen çöken Irak'ta her gün 100'e yakın yeni kolera vakası kaydediliyor. Ülke genelindeki kolera hastası sayısı 10 binlerle ifade edilirken, işbirlikçi Irak hükümeti salgının boyutunu inkar ederek "önlem" anlıyor.

İşgalden önce Ortadoğu'nun en iyi sağlık sistemine sahip olan Irak'ta altyapı ve hastaneler savaşın gazabına uğrarken, Kuzey Irak'ta başlayan salgın ülkenin dört bir yanına yayılıyor.

İşgal nedeniyle yetkin doktorların önemli bir bölümünün ülkeyi terk ettiği Irak'ta, hastaneler elektrik ve su kesintileri nedeniyle hizmet veremiyor. İşgal sırasında tahrip edilen altyapının onarımı için Washington'un tahsis ettiği paralar, hiçbir iş yapmayan ABD şirketlerince cebe atıldığı için, Irak halkı lağım suyu içmek zorunda kalıyor. Sağlık sistemi ve altyapının iflası, işgal nedeniyle milyonlarca kişinin göç etmesiyle birleşince Irak'ta tarihe karışmış olan koleranın yeniden nüksedip hızla ülke geneline yayılması için ideal koşulları yarattı.

Irak Sağlık Bakanlığı'nın kolerayla mücadele çalışmasını yöneten Doktor Emir el Üzeyir, salgının başladığı 23

Ağustostan beri en az 12 kişinin kolera nedeniyle yaşamını yitirdiğini ve geçen Pazar günü itibarıyla Irak genelindeki kolera hastası sayısının 2 bin 839'a ulaştığını söylese de, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verileri ülkedeki kolera hastası sayısının on binlerle ifade edildiğini ortaya koyuyor.

İlk vakalar kuzey Irak'ta

Irak'taki kolera vakaları Ağustos sonunda DSÖ'nün dikkatini çektiğinde, salgın henüz yalnızca iki bölgede,

Süleymaniye ve Kerkük'te görülüyordu. Kuzey Irak'taki yetersiz hastaneler kolera salgınıyla baş edemezken, işbirlikçi Irak hükümetinin salgına karşı aldığı ilk "önlem" koleranın yayıldığını inkar etmek oldu. DSÖ'nün bölgede 7 bini aşkın kolera vakası kaydedildiği yönündeki raporlarını yalanlayan kukla hükümet, salgının güneye yayılması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını savundu.

Ancak Ağustos sonundan itibaren güney bölgelerinde havanın soğumaya başlaması, 15 ila 35 derece sıcaklıkta yaşayabilen kolera mikroplarının hızla güneye doğru yayılmasının önünü açtı.

Tedavi edemiyorsan inkar et...

Kukla Başbakan Nuri el Maliki'nin "kolerayla mücadele için" tahsis ettiği 50 milyon dolar kolera mikroplarını pek alakadar etmedi ve salgın önce Eylül başında Bölgesel Kürt Yönetimi'nin merkezi Erbil'e, ardından da daha güneydeki yerleşimlere yayıldı. Eylül ortasına gelindiğindeyse korkulan oldu: Milyonlarca kişin yaşadığı, sağlık sisteminin ve altyapının işgale kurban gittiği başkent Bağdat'ta ilk kolera vakaları gözlemlendi. Kukla hükümetin Sağlık

Bakanlığıysa, çok başarılı bir yöntem olduğunu düşünmüş olmalı ki, çareyi yine inkarda buldu. Sağlık Bakanlığı sözcüsüne göre, Bağdat'ta kolera vakasına rastlanmadığı gibi, hastaneler de salgının önlenmesi için tamamen hazırdı! Koleranın yayılmasına paralel olarak, Irak hükümetinin inkar kampanyası da devam etti. 22 Eylül'de DSÖ'nün verileri kuzey Irak'ta 16 bini aşkın kolera hastasının bulunduğunu gösterirken, Irak hükümetine göre bu sayı yalnızca 1.500'dü. Bölgesel Kürt Yönetimi yetkililerine göreyse DSÖ salgını "siyasallaştırarak" bölge ekonominse zarar vermekteydi ve salgının sona ermesi an meselesiydi!

Dohuk'tan Basra'ya, Bağdat'tan El Anbar'a...

Eğer Irak Sağlık Bakanlığı ve Bölgesel Kürt Yönetimi yetkililerinin bu açıklamaları yaptıkları gün Diyala'dan ve ülkenin en güneyindeki Basra'dan ilk kolera vakalarının haberi gelmeseydi, belki de açıklamaları daha inandırıcı olabilirdi.

Kukla Irak hükümeti bunun üzerine kolerayla "mücadeleyi" yoğunlaştırdı. 24 Eylül'deki meclis oturumunda kolera vakalarına dair resmi rakam 1.500'den 900'e düşürüldü!

(2)

Eğer iki gün sonra başkent Bağdat'ta 40 yaşındaki bir kadın koleradan ölmeseydi, salgının başkente yayıldığı bilgisi resmi kayıtlara hiç girmeyebilirdi bile... Kukla hükümet yetkilileri inandırıcılığın sınırlarını fazlasıyla zorladıklarını fark etmiş olacaklar ki, kolera vakalarına dair resmi rakam iki gün içinde 900'den 2 bin 277'e yükseldi.

Eylül sonuna gelindiğindeyse ülkenin batısındaki El Anbar vilayetinden 5 yaşındaki bir çocuğun kolera nedeniyle öldüğü haberi geldi. Son olarak önceki gün hastalığın kuzey Irak'taki Dohuk vilayetine de yayıldığı bildirildi. sol/03.10.2007

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu hedef kitleler yayın hayatı süre- sinde yayımcı, editör ve yayın kurulundan gelen öneriler, bazen de ekonomik ve bilim alanındaki önemli değişikliklerle az çok

‘ İçmesuyundaki Kirletici Etkenler ve Halk Sağlığı’, çevre ve Mühendis, 28-2007, Ankara - ODTÜ çevre Mühendisliği Bölümü, Ankara İçmesuyu Hakkında K.D.-2, Eylül

- Tüplerde antijen-antikor kompleksi aracılığı ile tüketilmemiş kompleman kalmış ise kalan aktif kompleman miktarı ile ilişkili olarak indikatör hücrelerin tamamında veya

Bu tablo daha çok çocuklarda görülür....

 1998 yılında ikili ticaret hacmi, Irak’ın “BM Petrol Karşılığı Gıda ve İlaç Programı” çerçevesinde Türkiye’den yaptığı alımları diğer ülkelere

Bu çalışmada, 1895 yılında Tarsus‟ta ortaya çıkan ve burada yıkıcı tahribatlar yaptıktan sonra, civar vilâyetlere de sirayet eden kolera salgını ele

Osmanlı’yı yenen Rus Çarlığı’nda zaferin ‘hediyesi’ kolera olur… Kolera yayılırken sınıfsal bir tercihte bulunmamış, dükleri, düşesleri, generalleri…

1907 yılında, Kasım’da ve Ocak ve Mart 1908 arasında, Mekke ve Medine’de 25.000’den fazla ölüme sebep olan Hicaz’daki ciddi salgının Rusya’daki