• Sonuç bulunamadı

O yıllarda, kaçınılmaz son ölüm demek olan kolera salgınlarının bitmesinin ardından kapanan “Yerel Sağlık Kurulları”nın soruna çözüm için 19

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "O yıllarda, kaçınılmaz son ölüm demek olan kolera salgınlarının bitmesinin ardından kapanan “Yerel Sağlık Kurulları”nın soruna çözüm için 19"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Başkent Ankara, ulaşımdan sağlıklı içme ve kullanma suyuna, ‘çöp’ sorunundan kanalizasyona, hava kirliliğinden kentsel dönüşüm politikalarına kadar yıllardır bir anlamda ‘karanlığa’ teslim edilmiş durumda

18. yüzyılda, sanayi “devrimi”nin ağır sonuçları ile yüzyüze kalan İngiltere’de hızla büyüyen ve kalabalıklaşan kentlerde sağlıklı konutlara, temiz içme ve kullanma suyuna, kanalizasyon sistemi gibi altyapı olanaklarına erişim olmaması verem, kolera, tifo, dizanteri gibi hastalıkları kaçınılmaz kılıyordu. Mikropların tanınmaması, hastalıkların nedeninin anlaşılmaması, halk sağlığının korunması ve iyileştirilmesine yönelik yetersizlikler yüzünden, sağlıksız yaşam koşulları ve erken ölümler “olağan” kabul ediliyordu. 1800’lü yılların başında daha da ağırlaşan ve kötüleşen durum “Büyük kolera salgını” olarak bilinen ve değişik kentlere yayılan salgınlara neden oldu. 1848’de 62 bin Britanyalının öldüğü salgınlarda, hükümetler halk sağlığı ile ilgili konularda sorumluluk almak istememiş, o dönemde insanlığın başa çıkmakta çaresiz kaldığı kolera salgını konusunda çözüm her kentin “kent kurulu”na bırakılmıştı.

1800’lerin İngiltere’sinde yerel “Dudley Sağlık Kurulu”nun (Dudley Board of Health) kolera salgını ile ilgili halka yaptığı bir duyuruya rastlıyoruz: “Kolera (Cholera): Koleradan ölenlerin en geç Pazar gününe kadar St. Thomas ya da Edmund’s Mezarlıklarına gömülmesi gerekiyor. Daha sonra koleradan ölecekler ise Nethertor Kilise Mezarlığına gömülmelidir”.

O yıllarda, kaçınılmaz son ölüm demek olan kolera salgınlarının bitmesinin ardından kapanan “Yerel Sağlık

Kurulları”nın soruna çözüm için 19. yüzyıl “karanlığı”nın izlerini taşıyan “belge”lere rastlamak, bugün çağımızda, en

“basit” ifadesi ile “uzaya giden” insanlık için “gülünç” olabilir ama hiç “şaşırtıcı” olmaz. Şaşırtıcı olan, yaklaşık 200 yıl önce “yerel yönetimlerce” halka sunulan çözümün ya da çözümsüzlüğün, bugün aynı “acizlikle” başka biçimleri ile 21. yy. insanına, bir başkentte dayatılmasıdır.

Bugün başkent Ankara, ulaşımdan sağlıklı içme ve kullanma suyuna, “çöp” sorunundan kanalizasyona, hava

kirliliğinden kentsel dönüşüm politikalarına kadar yıllardır bir anlamda “karanlığa” teslim edilmiş durumda. Kentsel yaşam koşullarının iyileştirilmesi ya da geliştirilmesi bir yana asgari altyapı hizmetlerindeki sorunlara getirilen

“çözümler”, ne yazık ki 19. yüzyıl örneğinden daha az “aciz” ya da daha az “gülünç” değil! Ancak bu durumu

“normalleştirmeye”, “olağanlaştırmaya” çalışan “yönetim” anlayışına bugün sadece “şaşmak” ve yaptıklarını

“gülünç” bulmak yetmez... Hatta artık “gülüp geçilemeyeceği” koca bir gerçek!

Ankara’nın su sorunu

Burada Ankara’nın bir dizi kentsel çevre ve “yönetim” sorununun tümüne değinme şansımız yok. Ama özellikle ODTÜ çevre Mühendisliği bölümü ile ODTÜ Kimya bölümünün Ankara içme suyu analiz sonuçlarını yakın bir zaman önce açıklaması ve yine aynı konuda kamuoyuna yansıyan Ankara Valiliği Sağlık Müdürlüğü’nün analiz sonuçları ne yazık ki, Ankara’nın “su” probleminin iş in içinden çıkılmaz boyutlarıyla bir sorun yumağı haline geldiğini, başka pek

çok yönetsel sorun gibi “su”yumuzun da yönetilemediğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Kuraklık, yetersiz kaynaklar, korunmayan su varlıkları, Gerede havzası ile Kızılırmak suyundan temin arasına sıkışan yanlış kararlar, hatalı yatırımlar, boşa harcanan kamu kaynakları, kayıp kaçakların önlenmesindeki yetersizlikler ve arsenik tartışmaları ile son yıllarda Ankaralıların gündeminden bir türlü çıkmayan “su”yumuz, tüm bunlar yetmezmiş gibi her iki analiz sonucuna göre, ne yazık ki artık bakteriyolojik olarak da çok ciddi riskler taşıyor. İçmek ve

kullanmak için “sağlıklı ve temiz su”ya erişim hakkımızın tamamen elimizden alındığını gösteren bu verilerde yoğunlukla rastlananlar ise, toplam koliform, fekal koliform ve e.coli!

ODTÜ Kimya bölümü tarafından 23 Temmuz 2008 tarihinde Ankara’nın 24 semtinden alınan örneklerden 19’unda toplam koliforma, 2’sinde ise fekal koliforma rastlandı. Toplam koliforma rastlanan 19 semtten 6’sında (Gazi Osman Paşa, Kızılay, K. Esat, Etlik, Mamak, Keçiören) “yoğun üreme” gözlendiği, toplam koliformun “sayılamayacak kadar çok olduğundan ölçülemediği” raporda açıkça ifade edildi.

Yine Ankara Valiliği Sağlık Müdürlüğü Gıda ve Çevre Kontrol Şube Müdürlüğü, su numunelerinin farklı noktalarda

“yapılan analizler sonucunda bakteriyolojik ve kimyasal yönden ilgili yönetmeliğe uygun olmadığı”nı rapor etti, koliform ve e.coli ile ilgili korkunç rakamlar belirledi.

(2)

Büyük sağlık sorunları

İçme ve kullanma suyunda “toplam koliform, fekal koliform ve e.coli”ye bu yoğunlukta rastlamanın ne demek olduğunun ve sonuçlarının ne olacağının cevabı ise malumunuzdur. En basit ifadesi ile total ve fekal koliform, e.coli varlığı, hayvan ve insan dışkısıyla kirlenme anlamına gelir. Böylesi bir kirlenme, gerekli önlemler alınmadığı takdirde büyük çevre ve sağlığı sorunlarına, büyük salgın tehlikelerine yol açabilecektir.

Kentlilere arsenikli suyu günlerce sessizce içiren ve 21 gün sonra utanmadan, sıkılmadan açıklayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankaralıları şimdi de “sağlıksız ve kirli” suya mahkum ediyor,

ölümlerden ölüm beğenmemizi istiyor. Bize düşen görev ise, “Bu ‘yaşamsal’ sorunu artık görmek. Yerel seçimler çok yaklaştı. Bu gidişata artık dur demek gerek. Bizi daha pek çok konuda ‘ortaçağ’ karanlığına mahkum edenleri bu seçimlerde ‘aklamamak’, ‘haklamak’ gerek. Gökçek’e hangi ‘çağ’da yaşadığımızı bir kez daha hatırlatmak gerek”.

Kalın harflerle yazıyorum bunları ki, duyanlar duymayanlara anlatsın, bilenler bilmeyenlere... Unutanlar hatırlasın!

Bilip de kulağının üstüne yatanlar, görüp de görmezlikten gelenler çok geç olmadan silkinip uyansın!

Ankaralılar için bugün, 2000’li yıllarda ‘Karşıyaka Mezarlığı’nın güney cephesi mi, kuzey cephesi mi, yoksa Cebeci mi?’ seçeneklerinden başka bir yaşam “yol”u mutlaka olmalı, bunu hayata geçirecek bir “sol” seçeneği yaratmanın da şimdi tam zamanı!

BURÇAK KARAMAN UYSAL Kaynaklar

- Güler, ç. “Çevre Mühendisliği ve Halk Sağlığı”, Yazıt Y. 24-2008, Ankara - Güler, ç. ‘Çevre Kronolojisi’-1, Yazıt Y., 2008, Ankara

- Güler, ç. ‘İçmesuyundaki Kirletici Etkenler ve Halk Sağlığı’, çevre ve Mühendis, 28-2007, Ankara - ODTÜ çevre Mühendisliği Bölümü, Ankara İçmesuyu Hakkında K.D.-2, Eylül 2008, Ankara - Sağlık Bakanlığı Ankara İl Halk Sağlığı Laboratuar Md. Analiz Sonuçları, Temmuz 2008, Ankara - Vaizoğlu S., Sevencan F., Temel F. ‘Sağlıkta Büyük Uyanış Edwin Chadwick’, Yazıt Y., 2008, Ankara - The Turkish baths and the story of cleanliness, hygiene and sanitary reform in Victorian London, http://sas.planetthesims.gamespy.com/CulturalHF/TheTurkishBaths/

Radikal İki – 19 Ekim 2008

Referanslar

Benzer Belgeler

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, (2002) “Genişletilmiş Bağışıklama Programı Genelgesi”. Ankara: Hıfzıssıhha Mektebi Müdürlüğü...

BAT/BEP Örnek İyi Uygulamalar Avrupa Birliği Demir-Çelik Sektörü AB demir-çelik sektörü temiz üretim ve BAT/BEP uygulama projeleri. • STEPWISE

Yukarıda yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden, kısmen veya tamamen özel mülkiyete geçmiş olan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve koruma

Uluslararası işbirliği programları kapsamında lisans ve yüksek lisans öğrencileri ile akademik personel anlaşmalı üniversitelerin eğitim ve araştırma değişim programlarına

Araştırma üniversitesi geleneği ile Bölümümüzde çelikler, demir-dışı metaller, döküm, metal şekillendirme, ısıl işlem, yüzey işlemleri, kaynaklı imalat,

Ziraat Fakültesi (Biyosistem Mühendisliği, Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme Bölümü). İlgili web

Mehmet Barış TABAKCIOĞLU (Bölüm Başkan Yrd.).. takvimi, jüri üyelerinin belirlenmesi, ilan edilmesi vb.),.. - Bahar dönemi sonunda periyodik olarak yapılan proje

• Niğde Bölgesinde Yüksek Ağır Metal İçeriklerine Sahip Kayalar ve Çevre İle Etkileşimleri, Niğde Üniversitesi Araştırma Projesi, FEB 2012/17, Proje Yürütücüsü,