• Sonuç bulunamadı

“ORMAN” SAYILACAK VE SAYILMAYACAK YERLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“ORMAN” SAYILACAK VE SAYILMAYACAK YERLER"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

“ORMAN” SAYILACAK VE SAYILMAYACAK YERLERİN BELİRLENMESİ DAHA DA KOLAYLAŞTIRILIYOR !

AKP’nin ormanlarla da ilgili “Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, önümüzdeki günlerde TBMM’de görüşülecek. Tasarı, öngörüldüğü gibi yasalaştırıldığında;

i)orman sınırlarının konu uzmanı olmayan kişilerce belirlenmesi olanaklı kılınmış;

ii)ormanlarımızın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesinin “A” ve “B” (2B) bendleri uygulanarak daraltılması çok daha kolaylaştırılmış olacaktır.

Türkiye’de, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1 ve 2. maddelerine göre“orman” sayılabilecek ve sayılmayabilecek yerlerin sınırlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar, kısacası “orman kadastrosu” çalışmaları henüz

sonuçlandırılmamıştır. Bu durum, başta “orman” sayılan alanların korunması olmak üzere ormancılık çalışmalarının gerektiğince yapılabilmesini büyük ölçüde güçleştirmektedir. Öte yandan, “orman” sayılabilecek ve sayılmayabilecek yerlerin sınırlarının belirlenmesi, yalnızca mülkiyet durumları temel alınarak yapılan çalışmalar değildir. Bu

çalışmalar sırasında herhangi bir yerin ekolojik yönden “orman ekosistemi” özelliklerine sahip olup olmadığının belirlenmesi de yaşamsal önemde, öncelikle ve ağırlıkla yerine getirilmesi gereken bir aşamadır. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1. maddesi, bu çalışmalar sırasında temel alınacak hukuksal çerçeveyi oluşturmaktadır. Ancak,

ülkemizde “orman kadastrosu” çalışmalarının aynı önemde bir başka boyutu daha vardır: 6831 sayılı Orman

Kanunu’nun 2. maddesinin Anayasanın 169. maddesinde yer verilen yaptırımlardan hareketle düzenlenen “A” ve “B” bendleri uyarınca, daha öne “orman” sayılan yerlerden iken artık orman sayılmaması ile ilgili iş ve işlemler de “orman kadastrosu” çalışmaları kapsamında yapılmaktadır. “Orman Kadastrosu” çalışmalarının kimler tarafından nasıl yapılacağı ise 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 7-12. maddeleriyle düzenlenmiştir. 7. maddeye göre,

<<…ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fennî hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.>> Maddede, ayrıca, söz konusu çalışmaları yapacak “orman kadastro komisyonlarının” üye bileşimine de açıklık

getirilmiştir: Buna göre, ülkemizde, “orman” sayılacak ve sayılmayacak yerlerin ve sınırlarının belirlenmesine yönelik iş ve işlemleri yapacak olan “orman kadastro komisyonları”;

<<Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca atanacak bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin başkanlığında, bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi veya bunların bulunmaması halinde orman teknikeri, bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi veya bunların bulunmaması halinde ziraat teknisyeni, mahalli ziraat odalarınca bildirilecek bir temsilci ile beldelerde belediye encümenince, köylerde köy muhtarlığınca bildirilecek bir temsilci olmak üzere bir başkan ve dört üyeden…>>

oluşturulmaktad ır.

Ancak, orman ve ormancılık bilgisine sahip olmayanların da “orman kadastrosu” yapabilmeleri sağlanmıştır ! 1987 yılında yeniden düzenlenen 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 4. maddesiyle, “genel kadastro” çalışmalarını yürüten “kadastro ekiplerinin” de “orman” kadastrosu” çalışmaları yapabilmeleri olanak kılınmıştır. Maddeye göre, <<Kadastro çalışma alanı sınırında orman bulunduğu takdirde; durum çalışmaya başlamadan iki ay önce Orman Genel Müdürlüğüne bildirilir. … İki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir… Kadastro ekiplerince bu şekilde tespit ve ilan edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır.>>

Ne var ki, 3402 sayılı yasanın 3. maddesine göre, söz konusu çalışmaları yapacak olan “kadastro ekipleri”, “…en az iki kadastro teknisyeni, mahalle veya köy muhtarı ile üç bilirkişiden…” oluştu-rulmaktadır. Bu üyelerin, ormancılık

(2)

bilimiyle uzaktan yakından hiçbir bilgisi yoktur. Daha açık bir söyleyişle, anılan düzenlemeyle, orman ve ormancılık bilgisine sahip olmayanların da “orman kadastrosu” yapabilmeleri sağlanmıştır !

Göstermelik bir düzenleme…

Söz konusu madde, 2005 yılında çıkarılan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nda köklü değişiklikler yapan 5304 sayılı yasayla yeniden düzenlenmiştir: Orman ve ormancılık bilgisine sahip olmayanların da “orman kadastrosu” yapabilmesi gibi akıl dışı bir durumu “düzeltme” görüntülü bu göstermelik düzenlemeyle;

<<çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi… >>

zorunlu kılınmıştır. Böylece, daha önce ancak özel durumlarda ve iki ay önce bildirilmesi koşuluyla orman kadastrosu çalışmaları da yapabilecek olan kadastro ekiplerinin görev alanları, her durumda orman kadastrosu yapabilecek

biçimde genişletilmiştir. Düzenlemeyle, orman kadastrosunun yapılacağı durumlarda kadastro ekiplerine “en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin” de katılmasının zorunlu kılınması ise kesinlikle göstermelik bir düzenlemedir. çünkü, bu çalışmalar sırasında bir yerin “orman” sayılıp sayılmaması ile ilgili karar alınırken kadastro ekibine katılacak orman mühendisinin niteliği, orman kadastrosu çalışmalarıyla ilgili bilgi ve deneyim birikimi konusunda herhangi bir koşula yer verilmemiştir; kadastro ekibindeki işlevine, yetki ve sorumluluklarına herhangi bir açıklık getirilmemiştir. Daha da önemlisi, kadastro ekiplerinin karar süreçleri üzerindeki olası baskılara karşı bir güvence sağlanmamıştır.

i)Tasarıyla, orman ve ormancılık bilgisine sahip olmayanların “orman kadastrosu” çalışmaları yapabilmesi daha da kolaylaştırılıyor…

Tasarının 2. maddesiyle 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrasına, “Ancak, henüz orman kadastrosu yapılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırları orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınır niteliği kazanır.” yaptırımı eklenmektedir. Bu kapsamda, “orman kadastro komisyonları” tarafından 6831 sayılı Orman Kanunun 2. madde uyarınca yapılagelen çalışmaların da kadastro ekipleri tarafından yapılması olanaklı kılınmaktadır. Bilindiği gibi söz konusu 2. madde kapsamında yaşamsal önemde iki çalışma yapılmaktadır:

Orman sayılan yerlerden;

“Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak

muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler” (“2/A”) ile

“B” bendi uyarınca da “31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları

veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim alanları” (2/B)

“orman” saymama uygulamaları yapılmaktadır. Tasarı öngörüldüğü gibi yasalaştığında, bu uygulamalarla, “orman” sayılacak yerlerin çok daha kolay biçimde daraltılabilmesi olanağı sağlanmış olacaktır.

ii)Hesaplamalardan kaynaklanan yüzölçümü hataları da kadastro ekipleri tarafından “düzeltilebilecektir” ! Yürürlükteki düzenlemede, gerçekte yapılmış orman kadastrosu çalışmaları sonucunda hazırlanan orman

(3)

haritalarındaki hesaplama hatalarını düzeltme işlemleri “orman kadastro komisyonları” tara-fından yapılmaktadır. Bu, gerçekte, orman kadastrosu çalışmalarını, deyiş yerindeyse “yaz-boz tahtasına” dönüştüren bir uygulamadır. Tasarının 3. maddesiyle 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 9. maddesinin yedinci fıkrasına bir ekleme yapılarak bu türden hataların da kadastro ekipleri tarafından düzeltilmesi olanaklı kılınmaktadır. Başka bir söyleyişle, daha önce orman kadastro komisyonları tarafından yapılan çalışmalarla hazırlanıp kesinleşen orman haritaları “hesaplama hatası vardır” gerekçesiyle çok daha kolay ve daha da önemlisi, sınırsızca değiştirilebilecektir

iii)Orman kadastro çalışmaları tarafından yürütülen çalışmalar da kadastro ekipleri tarafından tamamlanabilecektir ! 2005 yılında çıkarılan 5304 sayılı yasayla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na; “Bu Kanuna göre yapı-lacak

çalışmalardan önce 6831 sayılı Orman Kanununa göre başlanan orman kadastrosu, orman kadastro komisyonlarınca sonuçlandırılır.” yaptırımını içeren “Geçici Madde 7” getirilmişti. Tasarı ise, 6831 sayılı Orman Kanunu’na göre başlatılan ve orman kadastro komisyonları tarafından yürütülen orman kadastrosu çalışmalarının bile kadastro ekipleri tarafından sonuçlandırılması öngörmektedir. Tasarı öngörüldüğü gibi yasalaştığında, orman kadastro komisyonları üzerinde baskılar daha da yoğunlaşacak; orman kadastrosu çalışmalarının sonuçlandırılması engellenebilecek, engellenen çalışmalar da kadastro ekipleri tarafından sonuçlandırılabilecektir. Böylece, “orman” sayılan herhangi bir yerin 6831 sayılı Orman Kanunu’nun yukarıda da yer verilen “2A” ve “2B” maddeleriyle “orman” sayılmamasına yönelik iş ve işlemler çok daha “kısa sürede”, ancak, kesinlikle “orman” sayılan yerlerin daraltılmasına yol açabilecek doğrultuda sonuçlandırılabilecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Eski Mısır’dan bu yana boya bitkisi olarak kullanılan aspir bugün daha çok tohumlarından yağ elde etmek amacı ile yetiştirilmektedir... Meyvelerinden boya elde

1983 yılından önce orman vasfını yitiren arazileri kapsayacak düzenlemeden elde edilecek gelirin 25 milyar dolar olacağına ilişkin iddialar, hükümet tarafından revize

Anadolu’da doğaya yönelik saldırılara karşı halkların zaten mücadele ederek bakana yanıt verdiğini ifade ederek, Bakan Ero ğlu’nun açıklamalarını saldırılara

Yoğun çabalar sonucu, yangın söndürme helikopterleriyle alevlerin arasından çıkarılan işçilerden üçü ayakta tedavi edildi, durumları ciddi olan Mehmet Akıncı ile

CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut’un Isparta ve Antalya sınırlarında Köprüçay üzerinde inşa edilecek olan Kasımlar Barajı ve HES Projesine ilişkin, Orman ve Su

fıkrasındaki "Bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen, aksine tarım alanına dönüştürülmesinde yarar olan alanlar ormancılık rejimi dışına

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, bundan böyle üreticilerin kullandığı yeraltı sularından para alacak.2011'de çıkarılan torba yasan ın bazı maddelerine yapılan ilavelerle

“Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen