Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na ‘seyyar gruplar’dan ve Prof. Dr. Beyza Ü;stün’den yanıt geldi: Eroğlu'nun 'seyyar gruplar' diye adlandırdığı çevre örgütleri, “Doğaya sermayenin saldırısı var. Biz ona karşı mücadele ediyoruz” derken Prof. Dr. Beyza Ü;stün, “Bütün Anadolu halkı doğaya dönük saldırılara karşı mücadele ediyor. Ben de bu halkın bir parçası olarak mücadeleye katkı vermeye çalışıyorum” dedi.
Bakan Eroğlu’nun, “Hem savcılığa, hem YÖK’e hem üniversiteye başvuracağız” diyerek işaret ettiği Prof. Dr. Beyza Ü;stün kendisinin şahıslarla işi olmadığını belirterek bakana yanıt vermek istemediğini belirtti. Prof. Ü;stün,
Anadolu’da doğaya yönelik saldırılara karşı halkların zaten mücadele ederek bakana yanıt verdiğini ifade ederek, Bakan Eroğlu’nun açıklamalarını saldırılara karşı mücadele edenlerin gücünü sınamaya dönük bir hamle olarak değerlendirdi.
Doğa çıkarlara Heba Ediliyor
Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz ise Bakan Eroğlu’nun, doğayı ve yaşam alanlarını koruma mücadelesi vermekten başka hiçbir amaçları olmayanlara karşı asılsız iddialarda bulunduğunu belirtti. Yılmaz, bu iddiaların arkasında Eroğlu’nun Bakanlığı tarafından nehirlerin mülkiyet haklarının 49 seneliğine, çoğu yabancı şirketlerden oluşan, özel sektöre devredilmesinden çevrecilerin itirazlarını uzaklaştırmak olduğunu söyledi.
Evimiz Yerküreyi Korumak İçin Seyyahız
Ekoloji Kolektifi Derneği’nden Fevzi Özlüer ise derelere talip şirketlerin yöre halkının kurduğu şirketler olmadığına dikkat çekerek, şirketlerin dünyanın her yerinden sökün edip geldiklerini söyledi.
Özlüer, “Pek tabi ki görmediğimiz, gitmediğimiz o dereler de dünyanın ortak değeridir, o nedenle dünya evinde yaşamak isteyen herkes buraları savunma hakkına sahiptir, bunun için de seyyar olmak gerekir, onlar çantacılarla uğraşsınlar, şirket şirket gezip derelerin su kullanım hakkını satan çantacılarla, seyyahlar dünyayı evi gibi korur.” diye konuştu.
Hükümet Antidemokratik
Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, hükümetin HES'lerde olduğu kadar kömürlü ve nükleer santral yapımı konusunda da sivil toplum kuruluşlarının ve halkın sesini dinlememeyi sürdürerek anti-demokratik bir davranış sergilediğini belirtti. Özemsi, “Hükümet sivil toplum kuruluşlarının enerji bağımsızlığımızı sağlayacak, üstelik orta vadede vatandaşa daha ucuz enerji sunacak rüzgara, güneşe ve enerji verimliliği çağrısına da yanıt vermiyor” dedi.
Ne Olmuştu ?
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Cumhuriyet gazetesinin Ankara bürosunu ziyareti sırasında şu ifadeleri kullanmıştı: “Dışarıdan bazı gruplar var, sürekli seyyar gruplar. Bunlar tamamen bu enerji şirketleri tarafından yönlendirilmiş olan gruplar. Bunlar, biz tespit ettik bir grup halinde gidiyorlar, propaganda yapıyorlar. Hatta bir tanesinin ismini de ben aldım, üniversiteden bir öğretim üyesi yalan yanlış şeyler söylemiş. Hiç bilimle bağdaşmayan, son derece cahilane şeyler söylemiş. Efendim suyunuz zehirlenecek, suyunuzu sattılar demiş. Onunla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. İlk defa savcılığa gideceğiz. Hem savcılığa, hem YÖK’e hem üniversiteye
başvuracağız. Böyle bilim adamı olmaz hiç kusura bakmasın” birgün