HUKUK BAŞLANGICI
HAKLARIN KORUNMASI
Hakların korunması
Hakların korunmasında esas olan, devletin korumasıdır.
Ancak istisnaen hak sahibinin kendi hakkını bizzat koruması gerekebilir.
Hukuk düzeninin çizdiği sınırlar içerisinde hak sahibi kendi hakkını bazı şartlar altında koruyabilir.
Bu istisna dışında, kişilerin kendi haklarını koruması veya kendilerine ait olması gereken hakları elde etmesi yasaktır. Bu yasağa «ihkak-ı hak
yasağı» denilir.
Hak sahibinin kendi hakkını koruması; haklı savunma (meşru müdafaa), zorunluluk hâli (zaruret hâli) ve kendi hakkını korumak için kuvvet
kullanma durumlarından ibarettir.
Hakkın hak sahibi tarafından korunması
Haklı Savunma (Meşru Müdafaa)
TBK m. 64/1 ve TCK m. 25/1’de düzenlenmiştir. TCK m. 25/1: «Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.»
Haklı savunmanın şartları:
Şahıs varlığı veya malvarlığına bir saldırı olmalı
Saldırı başlamış veya başlaması kuvvetle muhtemel olmalı
Saldırı hukuka aykırı olmalı ve insan tarafından gerçekleştirilmiş olmalı
Haklı savunma saldırgana karşı yapılmalı ve saldırı ile savunma arasında orantı olmalı
Hakkın hak sahibi tarafından korunması
Zorunluluk Hâli (Zaruret Hâli)
TBK m. 64/II ve TCK m. 25/II’de düzenlenmiştir. TCK m. 25/II: «Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle
korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya
başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.»
Zorunluluk hâlinin şartları:
Şahıs varlığı veya malvarlığına yönelik ve derhal meydana gelecek bir tehlike olmalı
Üçüncü kişiye zarar vermek kaçınılmaz olmalı
Engellenmek istenen tehlike ile üçüncü kişiye verilen zarar arasında orantı olmalı
Hakkın hak sahibi tarafından korunması
Kendi Hakkını Korumak İçin Kuvvet Kullanma
TBK m. 64/III: «Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve
koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını
önleyecek başka bir yol da yoksa, verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.»
Kendi hakkını korumak için kuvvet kullanmanın şartları:
Bir hakkı korunması amacı olmalı
Devletin zamanında müdahalesi mümkün olmamalı
Hakkın korunması için başka yol bulunmamalı
Kuvvet kullanma orantılı olmalı
Hakkın devlet eliyle korunması
Talep Hakkı
Kişinin, hakkını korumak veya elde etmek için borçlusuna veya saldırıda bulunan kişilere karşı kullandığı yetkidir.
Hem mutlak haklar hem de nispi haklar için kullanılabilir.
Talep hakkını kullanıp kullanmamakta kişi serbesttir.
Kişinin talep hakkını ilgili kişiye ulaştırması gerekir.
Hakkın devlet eliyle korunması
Dava Hakkı
Talep hakkı kullanılmasına rağmen borçlu borcunu yerine getirmediği takdirde artık devletin yetkili organlarına başvurulması gerekir.
Devletin yetkili yargı organlarına başvurma hakkına dava hakkı denir.
Bu hakkı kullanarak devletin mahkemelerinde dava açan kişiye «davacı»,
davacının ileri sürdüğü talebe «iddia» ve aleyhinde dava açılan kişiye «davalı»
denir.
Hakkın devlet eliyle korunması
Dava Hakkı (devam)
Dava çeşitleri
Anayasa yargısı
İdari yargı
Uyuşmazlık yargısı
Adli yargı
Ceza usulü davaları ve hukuk usulü davaları olmak üzere ikiye ayrılır.
Başka bir ayrıma göre «çekişmeli yargı» ve «çekişmesiz yargı» olmak üzere ikiye ayrılır.
Hakkın devlet eliyle korunması
Dava Hakkı (devam)
Dava çeşitleri (devam)
Davalar, içerdikleri talep bakımından «eda davaları», «yenilik doğuran davalar» ve
«tespit davaları» olmak üzere üçe ayrılırlar.
Eda davaları: Bir iş yapma, bir şey verme veya bir şey vermemeye mahkum etme talepli davalardır.
Tespit davaları: Bir hukuki ilişkinin var olup olmadığına ilişkin davalardır.
Yenilik doğuran (inşaî) davalar: Yeni bir hukuki durum oluşturma veya var olan bir hukuki durumu değiştirme ya da ortadan kaldırma talepli davalardır.
Hakkın devlet eliyle korunması
Dava Hakkı (devam)
Davada görev ve yetki kuralları
Davanın hangi yerde ve hangi tür mahkemede açılacağı sorununu, davada görev ve yetki kuralları çözüme kavuşturur.
Davaya hangi tür mahkemenin bakacağı sorunu görev kurallarıyla, yer bakımından hangi
mahkemede açılacağı sorunu yetki kurallarıyla çözüme kavuşturulur.
Hakkın devlet eliyle korunması
Dava Hakkı (devam)
Davaya karşı savunma yolları
Davalı, savunma hakkını kullanarak aleyhinde açılan davadaki iddiaları çürütmeye çalışır.
Davalı bu hakkını kullanmayarak açılan davayı tamamen veya kısmen kabul edebilir.
Davalı, bir hakkın hiç doğmadığını veya sona erdiğini ileri sürebilir. Buna «itiraz» denir.
Davalı, hakkın var olmasına rağmen belli bir sebeple talebi yerine getirmekten kaçınabilir.
Bu hakka «def’i» denir.
Hakkın devlet eliyle korunması
Dava Hakkı (devam)
Davada ispat
Davada ispat, bir olay veya olgunun varlığı veya yokluğu konusunda hâkimi kanaat sahibi yapmaya yönelik faaliyettir.
TMK m. 6: «Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.»
Normal durumun aksini, bunu iddia eden taraf ispat etmelidir.
Herkesçe bilinen olayların ispatına gerek yoktur. Bir taraf bunun aksini iddia ederse bunu ispat etmekle yükümlüdür.
Eğer ispat yükü özel bir kanunla bir tarafa verilmişse, ispat yükü bu özel kanuna göre belirlenir.
Kanunda bazı durumlar için karineler öngörülmüştür. Öngörülen karineler kesin karine değilse bu durumda karinenin aksini iddia eden taraf bunu ispatla yükümlüdür.