Eski Türklerde Resim
Elde edilen son buluntular Türk resminin ilk
örneklerini Hunlara kadar götürmektedir.
Ulan-Batur
yakınlarında açılmış olan Hun
mezarlarında ilk
örnekler görülmüştür.
Kısman Çin kökenli küçük madeni
eşyaların bulunduğu bu kurganda üstleri ilenmiş halı ve
kumaşlar
bulunmuştur.
Pazırık kurganında ise bir geyiğin
parçalanışını gösteren halı bulunmuştur.
Eski Türklerde Resim
Turfan yöresinde yapılan kazılarda
hayvan resimlerinin yanında insan
figürlerinin de
bulunduğu resimler elde edilmiştir.Bu sanat anlayışında yeni bir adımdı.
Maniheizm’in etkisi ile resim Uygurlarda hızla gelişmiştir.Kitaplar
üstüne resimler
çizilmiştir.Genellikle kırmızı bir fon üstüne çizilen resimlerde
dinsel sahnele,rahipler ve müzisyenler
canlandırılmıştır.
Eski Türklerde Resim
Eski Türklerde Resim
İslamiyet'e geçiş ile birlikte Türk resim sanatı parlaklılığını ve etkililiğini
yitirmiştir.İslamiyet’i n resme getirdiği
yasaklama buna neden olmuştur.
XIII. Yüzyılda
İslamiyeti kabul eden Moğol
Hükümdarı Gazan Han’ın yaptığı ilk işlerden biri,
Uygurlardan kalan resimleri tahrip
etmek olmuştur.
Osmanlı Devleti ve Resim
Türk resim sanatı, İslam öncesi
özelliklerini tümüyle yitirmemekle birlikte içerik yönünden
değişikliğe
uğrayarak Türk- İslam resmine dönüşmüştür.
İnsan ve hayvan figürleri
azalmış,geometrik bezemelere dayanan arabesk şekiller
önem kazanmıştır.
Bu etki özellikle hat sanatının
gelişmesine yol açmıştır.
Osmanlı Devleti ve Resim
Osmanlı Devleti ve Resim
Bunun dışında insan figürleri kişinin
gerçek boyutlarını ve görüşlerini
yansıtmadığı için dine aykırı
görülmeyen
minyatür sanatı da gelişmiştir.
Özellikle Osmanlı
Devleti’nde minyatür başlı başına bir uğraşı haline gelmiştir.
Topluma yönelik olma amacından uzaklaşan resim,her türdeki
kitapları süsleyen bir nitelik kazanmıştır minyatür.
Osmanlı Devleti ve Resim
Bugün pek çok minyatür eseri
bulunmaktadır.Ancak bunları yapan
kişilerin adlarını ve eserlerini yaptıkları yılları yazmamaları kataloglamada
sorunlara neden olmaktadır.
Osmanlı minyatürleri konuları yönünden dört gruba ayrılırlar:
A.Portreler
B.Peyzajlar
C.Dinsel,tarihsel olaylar
D.Bilimsel konuları açıklayanlar.
Osmanlı Devleti ve Resim
Matrkçı Nasuh’un Beyan-i Menazil-i Sefer-i Irakeyn adlı eseri İran seferine katılan nakkaşın gidilen yerler
hakkında yaptığı 128 önemli minyatürden oluşmaktadır.
Osmanlı Devleti ve Resim
Nakkaş Osman’ın Surname adını
taşıyan eseri
Osmanlı günlük
yaşamı hakkında pek çok bilgi edinmemiz sağlamaktadır.
Osmanlı Devleti ve Resim
Osmanlı Devleti ve Resim
Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı Devleti Avrupa’daki sanatsal gelişmeleri takip
etmiştir.1479’da İstanbul’a gelen
Gentile Bellini Fatih Sultan Mehmet’in portresini yapmıştır.
Osmanlı Devleti ve Resim
Bellini’nin ülkesine gönderilmesi ve
yaptığı tabloların satılmasında sonra Osmanlı sarayına yabancı bir ressam ancak 300 yıl sonra girebilmiştir.
Bu dönemde nakkaşlar kendi anlayışlarına
göre padişah tasvirleri yapmışlardır.Bu arada pek çok Avrupalı
Osmanlı sultanlarını görmeselerde
duyduklarında
hareketle sultanların resimlerini
yapmışlardır.
Osmanlı Devleti ve Resim
1704’te geldiği
İstanbul’da 30 yıldan fazla yaşayan Van
Mour Türk tipi ve Türklerin yaşayışı üzerine yaptığı
tablolar ile pek çok batılı sanatçının
Türkiye’ye ilgi
duymasını sağladı.
Osmanlı Devleti ve Resim
1773’te açılan Mühendishane-i
Bahri-i Hümayun’un öğretim programına resim dersi de
eklenmiştir.III. Selim döneminde ise Alman ressam Melling saray hizmetine alınmıştır.III Selim Fatih’ten sonra portresini yaptıran kişidir.
II. Mahmut döneminde resim sanatının
gelişmesi için 1829’da yurt dışına öğrenciler gönderilmeye
başlamıştır.II.
Mahmut’un Ermeni ressam Rupen Manas tarafından yapılan
portresi resmi
dairelere ve kışlalara asılmıştır.
Osmanlı Devleti ve Resim
Osmanlı Devleti ve Resim
1863’te düzenlenen Sergi-i Osmani’de hat ve minyatür sanatının önemli eserleri
sergilenmiştir.
1876’da Sanayi-i Nefise Mektebi
adıyla bir yüksekokul kurulmuş,Fransız
ressam Guillement okulun müdürlüğüne atanmıştır.
1914’te İnas Sanayi-i Nefise Mektebi
kurulmuştur.
Cumhuriyet Döneminde Resim
TBMM’nce halife seçilen
Abdülmecit’in övgüye değer bir ressam olması ve kendi ailesinin portresini yapması,kızını model olarak kullanması resimle
uğraşmanın günah olduğu savlarının artık pek geçerli olmadığını
göstermiştir.
Cumhuriyet Döneminde Resim
Cumhuriyet
döneminde ilk ve orta öğretim
programları
düzenlenirken resim zorunlu dersler
arasına konulmuştur.
Bu dersi verecek
kişileri yetiştirmek için 1926’da Gazi Eğitim
Enstitüsü’nde bir resim bölümü açılmıştır.
1937 ‘de İstanbul
Dolmabahçe’de seçkin yapıtların sürekli
sergileneceği Resim ve Heykel müzesi
açılmıştır.
Cumhuriyet Döneminde Resim
1932’de açılan
Halkevleri özellikle resmin gelişmesine ağırlık vermiştir.
1939’da İstanbul’da ilk Devlet Resim ve Heykel Sergisi
düzenlenmiştir.
Sergide 10 Türk
ressamının 270 tablo ile 10 heykeli
sergilenmiştir
.
Cumhuriyet Döneminde Resim
Heykel
Çevrede bulunabilen ya da kolaylıkla
işlenen
toprak,ağaç,taş,mad en gibi malzemeyle yapılan ve sanat
tarihinde idol denen tanrı ve tanrıça
figürlerine Eski
Türkler arasında da rastlanmaktaydı.
Yine Uygurlar döneminde
Maniehizmin etkisi ile heykelcilik
gelişmiştir.
İslamiyet’in
kabulünden sonra durum
değişmiş,heykelcilik dine aykırı sayıldığı için dışlanmıştır.
Heykel
İslamiyet’in
kabulünden sonrada Türklerde heykel
yapma geleneği bir süre devam
etmiştir.Mesela 841 yılında ölen Türk
komutanlarından
Afşin’in evinde ağaçtan yapılmış bir insan
heykeli bulunmuştur.
Anadolu
Selçuklularda
özellikle mimaride gerek gerek dış
süsleme olarak insan ve hayvan figürlerini içeren kabartmalar sıklıkla
kullanılmıştır.
Heykel
Kubadabat çinilerinde, sultanı,saray
hizmetlilerini,hatta kadınları gösteren figürlerde kişiler kaftanlı ve bağdaş kurmuş vaziyette yansıtılmıştır.
Heykel
Kullanılan
hayvan figürleri içinde en yaygını aslandır.Konya
Sarayı’nda 20 tane aslan
heykeli
bulunmaktaydı.
Aslanda sonra en çok kullanılan ise
Kartaldır.Selçuklular da bu kartal simgesi çift başlı kartal
haline gelmiştir.
Heykel
Heykel
Özellikle Akkoyunlu ve Karakoyunlu
Devletleri zamanında koç heykeli dikmek yaygın
olmuştur.Mezarlıklar daki koç heykelleri kurbanın yerine
geçen ve onu
hatırlatan bir simge olmuştur.
Heykel
Osmanlı Devleti zamanında dinsel otoritenin etkisinin artması sebebi ile
Selçuklulardan kalan kabartmalar bir
kullanılmamaya başlamıştır.
Eskiden mimari süsleme olarak yapılan hayvan kabartmaları
yerini geometrik ve bitkisel
motiflere
bırakmıştır.
Heykel
Osmanlı Devleti’nde heykelcilik alanında yapılan en önemli teşebbüs 1867’de Paris gezisinden etkilenen
Abdülaziz’in kendi heykelini
yaptırmasıdır.
1883’te açılan Sanayi-i Nefise
Mektebi’nde heykel çalışmaları
yapılmıştır.
1927’de Kurtuluş
Savaşı’nı simgeleyen Zafer Anıtı
yapılmıştır.