• Sonuç bulunamadı

DENİZ BİYOLOJİSİ DENİZ BİYOLOJİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DENİZ BİYOLOJİSİ DENİZ BİYOLOJİSİ"

Copied!
43
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DENİZ BİYOLOJİSİ DENİZ BİYOLOJİSİ

Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi

Biyoloji Bölümü Biyoloji Bölümü

Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

(2)

DENİZLERDEKİ EKOLOJİK FAKTÖRLER DENİZLERDEKİ EKOLOJİK FAKTÖRLER

VE ORGANİZMALARA ETKİLERİ VE ORGANİZMALARA ETKİLERİ

Klimatik Abiyotik Fak. Klimatik Abiyotik Fak.

Radyasyon Radyasyon Sıcaklık Sıcaklık Işık Işık Nemlilik Nemlilik

Diğer Klimatik Faktörler Diğer Klimatik Faktörler

Klimatik Olmayan Abiyotik Fak. Klimatik Olmayan Abiyotik Fak.

Su Su

Salinite (Tuzluluk) Salinite (Tuzluluk)

Ca, Mg. Tuzlan ve suların sertliği Ca, Mg. Tuzlan ve suların sertliği O2, CO2, C ve Suların alkalinitesi O2, CO2, C ve Suların alkalinitesi Kükürt, H

Kükürt, H

22

S S pH pH

Azot Azot

Fosfor, Silisyum Fosfor, Silisyum Oligo elementler Oligo elementler

Canlıların yaşamında önemli derecede etkili olan bu faktörler BİYOTİK ve ABİYOTİK olmak üzere 2 bölümde incelenir.

ABİYOTİK FAKTÖRLER

BİYOTİK FAKTÖRLER

Besin ve Beslenme

Intraspesifik İlişkiler (Aynı türün bireyleri arasında) İnterspesifik İlişkiler (Farklı türlerin bireyleri arasında)

Edafik Faktörler Edafik Faktörler Toprak

Toprak

Yangın

Yangın

Substratum

Substratum

Pollusyon

Pollusyon

Bulanıklılık

Bulanıklılık

(3)

ABİYOTİK FAKTÖRLER ABİYOTİK FAKTÖRLER

I- IŞIK I- IŞIK

Işık denizlerdeki primer verimlilik ile denizel Işık denizlerdeki primer verimlilik ile denizel

organizmaların vertikal ve horizontal organizmaların vertikal ve horizontal yöndeki dağılışını direkt veya indirekt yöndeki dağılışını direkt veya indirekt şekilde etkileyen önemli bir faktördür.

şekilde etkileyen önemli bir faktördür.

Denizlerin yüzeyine erişen ve suya giren Denizlerin yüzeyine erişen ve suya giren ışınlar başlıca iki faktöre bağlı olarak ışınlar başlıca iki faktöre bağlı olarak yayılış gösterir. Bunlardan birincisi deniz yayılış gösterir. Bunlardan birincisi deniz suyunun optik özelliği, diğeri ise ışığın suyunun optik özelliği, diğeri ise ışığın suya geçişi ve bu ortamda yayılma suya geçişi ve bu ortamda yayılma özelliğidir.

özelliğidir.

(4)

1) IŞIĞIN ORGANİZMALARA ETKİLERİ 1) IŞIĞIN ORGANİZMALARA ETKİLERİ

Denizel organizmalar ışığa olan toleranslarına göre 4 grupta incelenir.

Denizel organizmalar ışığa olan toleranslarına göre 4 grupta incelenir.

Eurifotik formlar: Eurifotik formlar: Işık değişikliklerine karşı toleranslı olan Işık değişikliklerine karşı toleranslı olan organizmalardır.

organizmalardır.

Fotofil formlar: Fotofil formlar: Yaşantıları için fazla ışığa gereksinme gösteren Yaşantıları için fazla ışığa gereksinme gösteren organizmalardır.

organizmalardır.

Siafil formlar: Az ışıklı ortamlarda, başka bir değişle iri boylu alglerin Siafil formlar: Az ışıklı ortamlarda, başka bir değişle iri boylu alglerin gölgesinde yaşayan organizmalardır.

gölgesinde yaşayan organizmalardır.

Afotik formlar: Afotik formlar: Işıksız ortamlarda, yani derin deniz diplerinde Işıksız ortamlarda, yani derin deniz diplerinde yaşantılarını sürdüren organizmalardır.

yaşantılarını sürdüren organizmalardır.

(5)

Fener Balığı (Afotik Form) Derin Deniz Mürekkep Balığı (Afotik Form)

Sargassum Frogfish (Siafil Form) Baraküda (Fotofil Form)

(6)

Işığın organizmalar üzerindeki etkileri:

Işığın organizmalar üzerindeki etkileri:

A) YAPISAL ETKİ:

A) YAPISAL ETKİ:

Bentik alglerin büyüklüğü ve morfolojik özellikleri ışık faktörüne bağlı Bentik alglerin büyüklüğü ve morfolojik özellikleri ışık faktörüne bağlı olarak değişmektedir. Örn:

olarak değişmektedir. Örn: Skelestonema costatum' Skelestonema costatum' un un ışık şiddetine ışık şiddetine bağlı olarak büyüdüğü yine

bağlı olarak büyüdüğü yine Chaetoceros didymus’ Chaetoceros didymus’ un un mavi ışıkta mavi ışıkta kırmızı ışıktan daha iyi geliştiği saptanmıştır. Işığın alglerin iç ve dış kırmızı ışıktan daha iyi geliştiği saptanmıştır. Işığın alglerin iç ve dış yapısında da etkin olduğu bulunmuştur.

yapısında da etkin olduğu bulunmuştur.

Deniz hayvanlarından da bentik olarak yaşayan koloni formların Deniz hayvanlarından da bentik olarak yaşayan koloni formların şeklindeki ve büyüklüğünde ışığın rolü olduğu gözlenmiştir.

şeklindeki ve büyüklüğünde ışığın rolü olduğu gözlenmiştir.

(7)

B)FONKSİYONEL ETKİSİ:

B)FONKSİYONEL ETKİSİ: Işığın bitki ve hayvanların yaşam Işığın bitki ve hayvanların yaşam fonksiyonları üzerinde de etkileri vardır. Işık faktörüne bağlı olarak alglerin fonksiyonları üzerinde de etkileri vardır. Işık faktörüne bağlı olarak alglerin metabolizmasında önemli değişiklikler olduğu bilinmektedir. Fotosentetik metabolizmasında önemli değişiklikler olduğu bilinmektedir. Fotosentetik pigmentlerin miktarı ışık şiddetine ve kalitesine bağlı olarak değişir. Buda pigmentlerin miktarı ışık şiddetine ve kalitesine bağlı olarak değişir. Buda fotosentezi etkiler. Alglerin üreme ve gelişmelerinde de ışık şiddet etkilidir.

fotosentezi etkiler. Alglerin üreme ve gelişmelerinde de ışık şiddet etkilidir.

Hayvanların metobolizması üzerinde de ışığın etkili olduğu Hayvanların metobolizması üzerinde de ışığın etkili olduğu

saptanmıştır. Bu etki hayvanın gelişme evrelerine bağlı olarak değişiklikler saptanmıştır. Bu etki hayvanın gelişme evrelerine bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. Hayvanların solunumlarında da ışık etkili olmaktadır. Bu göstermektedir. Hayvanların solunumlarında da ışık etkili olmaktadır. Bu olay özellikle derin denizlerde yaşayan formlarda önemli olmaktadır.

olay özellikle derin denizlerde yaşayan formlarda önemli olmaktadır.

(8)

C) DAĞILIŞA ETKİ:

C) DAĞILIŞA ETKİ: Planktonik ve bentik alglerin vertikal ve horizontal Planktonik ve bentik alglerin vertikal ve horizontal yöndeki dağılışları ışığın kontrolünde gelişir. Özellikle alglerin dikey

yöndeki dağılışları ışığın kontrolünde gelişir. Özellikle alglerin dikey dağılımı ışıkla ilgilidir.

dağılımı ışıkla ilgilidir.

Planktonik ve bentik hayvanların vertikal ve horizontal dağılışında Planktonik ve bentik hayvanların vertikal ve horizontal dağılışında da ışığın rolü bulunmaktadır.

da ışığın rolü bulunmaktadır.

Zooplankton türleri üzerinde yapılan incelemelerde bunların gece Zooplankton türleri üzerinde yapılan incelemelerde bunların gece ve gündüz periyotlarına göre vertikal olarak göç ettikleri saptanmıştır.

ve gündüz periyotlarına göre vertikal olarak göç ettikleri saptanmıştır.

Işığın balıkların veritkal dağılışlarında indirekt ve direkt olmak üzere iki tip Işığın balıkların veritkal dağılışlarında indirekt ve direkt olmak üzere iki tip etkisi vardır. Endirekt etki özellikle planktonik formlarla geçinen balıklarda etkisi vardır. Endirekt etki özellikle planktonik formlarla geçinen balıklarda izlenir.

izlenir.

(9)
(10)

II-

II- SICAKLIK SICAKLIK

1) DENİZ SUYU

1) DENİZ SUYU SICAKLIĞI SICAKLIĞI

Okyanus sularının sıcaklığı bunların ısınma ve soğumasını aynı anda karşıt yönde etkileyen Okyanus sularının sıcaklığı bunların ısınma ve soğumasını aynı anda karşıt yönde etkileyen

faktörlerin etkisindedir.

faktörlerin etkisindedir.

Okyanus sularının ısınmasında etkili olan faktörler:

Okyanus sularının ısınmasında etkili olan faktörler:

► Güneş ışınlarının absorbsiyonu Güneş ışınlarının absorbsiyonu

► Su altındaki oseonik kabuk ısısının sulara iletilmesi Su altındaki oseonik kabuk ısısının sulara iletilmesi

► Deniz altı volkanik faaliyetlerin etkisi Deniz altı volkanik faaliyetlerin etkisi

► Kinetik enerjinin ısıya dönüşmesi Kinetik enerjinin ısıya dönüşmesi

Okyanus sularının soğumasında etkili olan faktörler Okyanus sularının soğumasında etkili olan faktörler

► Atmosferin daha soğuk zamanlarında denizlerin bir ısı kaynağı gibi davranışı Atmosferin daha soğuk zamanlarında denizlerin bir ısı kaynağı gibi davranışı

► Yüzey sularındaki buharlaşma Yüzey sularındaki buharlaşma

(11)

2) YÜZEY SUYU SICAKLIĞI 2) YÜZEY SUYU SICAKLIĞI

A) GÜNLÜK VE YILLIK DEĞİŞİMLERİ A) GÜNLÜK VE YILLIK DEĞİŞİMLERİ

Yüzey suyu sıcaklığının günlük değişimleri güneş ışınlarının şiddetine, süresine Yüzey suyu sıcaklığının günlük değişimleri güneş ışınlarının şiddetine, süresine ve suların karışım durumuna bağlıdır. Günlük değişimler sığ sahil sularında ve suların karışım durumuna bağlıdır. Günlük değişimler sığ sahil sularında daha yüksektir. Günlük değişimlerin okyanuslardaki fiziksel kimyasal ve daha yüksektir. Günlük değişimlerin okyanuslardaki fiziksel kimyasal ve biyolojik olaylar üzerinde etkili olmadığı saptanmıştır.

biyolojik olaylar üzerinde etkili olmadığı saptanmıştır.

Yüzey suyu sıcaklığının yıllık değişimi; güneş ışınlarının mevsimsel değişimine, Yüzey suyu sıcaklığının yıllık değişimi; güneş ışınlarının mevsimsel değişimine, okyanuslar ve atmosfer arasında oluşan ısı alış verişini etkileyen rüzgarlara ve okyanuslar ve atmosfer arasında oluşan ısı alış verişini etkileyen rüzgarlara ve okyanuslardaki mevcut akıntılara bağlıdır.

okyanuslardaki mevcut akıntılara bağlıdır.

(12)

B) SICAKLIĞIN DERİNLİĞE BAĞLI DEĞİŞİMİ B) SICAKLIĞIN DERİNLİĞE BAĞLI DEĞİŞİMİ

Genellikle tüm okyanus ve deniz sularında yüzeyden dibe doğru bir Genellikle tüm okyanus ve deniz sularında yüzeyden dibe doğru bir sıcaklık azalması mevcuttur. Bu değişim kutup bölgesinde çok

sıcaklık azalması mevcuttur. Bu değişim kutup bölgesinde çok düşükken, sıcak bölgelere yaklaştıkça yükseliş gösterir.

düşükken, sıcak bölgelere yaklaştıkça yükseliş gösterir.

Sıcaklığın derinliğe bağlı olarak tabakalanmalar gösterdiği saptanmıştır.

Sıcaklığın derinliğe bağlı olarak tabakalanmalar gösterdiği saptanmıştır.

Bu tabakalar:

Bu tabakalar:

► Yüzeysel Tabaka Yüzeysel Tabaka

► Geçiş Tabakası Geçiş Tabakası

► Derin Su Tabakası olmak üzere üç tanedir. Derin Su Tabakası olmak üzere üç tanedir.

(13)

1) 1) YÜZEYSEL TABAKA: YÜZEYSEL TABAKA: Bu tabakanın kalınlığı 100 m'yi Bu tabakanın kalınlığı 100 m'yi

geçmez. Güneş ışınlarının, rüzgarların oluşturduğu karışımların ve geçmez. Güneş ışınlarının, rüzgarların oluşturduğu karışımların ve atmosferle olan ısı alış-verişinin etkisinde olan bir tabakadır. Kışın atmosferle olan ısı alış-verişinin etkisinde olan bir tabakadır. Kışın sıcaklık bakımından oldukça homojen olan bu tabakada yazın sıcaklık bakımından oldukça homojen olan bu tabakada yazın Mevsimsel Termoklin'e rastlanır.

Mevsimsel Termoklin'e rastlanır.

2)GEÇİŞ TABAKASI:

2)GEÇİŞ TABAKASI: Sıcaklığın bazı zamanlarda aniden 20 Sıcaklığın bazı zamanlarda aniden 20

°C'den daha fazla değiştiği, yani yaklaşık 5 °C'ye kadar indiği

°C'den daha fazla değiştiği, yani yaklaşık 5 °C'ye kadar indiği tabakadır. Bu tabakaya

tabakadır. Bu tabakaya "Devamlı Termoklin" "Devamlı Termoklin" adı verilir. adı verilir.

Ekvator ve çevresinde bu tabaka 100 m derinlikte 15°

Ekvator ve çevresinde bu tabaka 100 m derinlikte 15°

enlemden sonraki enlemlerde 100 200m derinlikler arasında enlemden sonraki enlemlerde 100 200m derinlikler arasında bulunur. 50 ° enlemden sonraki enlemlerde tekrar yüzeye bulunur. 50 ° enlemden sonraki enlemlerde tekrar yüzeye çıkmaktadır. Genel olarak dünya okyanus ve denizlerinde çıkmaktadır. Genel olarak dünya okyanus ve denizlerinde termoklin tabakası bölgelere bağlı olarak 10-200 m derinlikler termoklin tabakası bölgelere bağlı olarak 10-200 m derinlikler arasında bulunur.

arasında bulunur.

3)DERİN SU TABAKASI:

3)DERİN SU TABAKASI: Bu tabakaya Bu tabakaya "deniz stratosferi" "deniz stratosferi" adı adı da verilir. Suları soğuk olan bu tabakada sıcaklık 5-2 °C arasında da verilir. Suları soğuk olan bu tabakada sıcaklık 5-2 °C arasında değişmektedir. Ortalama sıcaklık 3,8 °C olarak bulunmuştur.

değişmektedir. Ortalama sıcaklık 3,8 °C olarak bulunmuştur.

(14)

2- SICAKLIĞIN ORGANİZMALARA ETKİSİ 2- SICAKLIĞIN ORGANİZMALARA ETKİSİ

Sıcaklık organizmaların biyolojik aktiviteleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu etki Sıcaklık organizmaların biyolojik aktiviteleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu etki direkt ve endirekt etki şeklindedir. Direkt etki organizmanın fizyolojisi, dolayısıyla direkt ve endirekt etki şeklindedir. Direkt etki organizmanın fizyolojisi, dolayısıyla

metabolizma ve aktiviteleri ile ilgilidir. Endirekt etki ise suların fiziko-kimyasal özelliklerini metabolizma ve aktiviteleri ile ilgilidir. Endirekt etki ise suların fiziko-kimyasal özelliklerini değiştirmekle olur.Organizmaların yaşantıları ile ilgili olarak 3 sıcaklık sınırı mevcuttur.

değiştirmekle olur.Organizmaların yaşantıları ile ilgili olarak 3 sıcaklık sınırı mevcuttur.

► En yüksek sıcaklığa dayanabilme sınırı (Maksimal sınır) En yüksek sıcaklığa dayanabilme sınırı (Maksimal sınır)

► En uygun sıcaklık sınırı (Optimal sınır) En uygun sıcaklık sınırı (Optimal sınır)

► En düşük sıcaklığa dayanabilme sınırı (Minimal sınır) En düşük sıcaklığa dayanabilme sınırı (Minimal sınır)

Organizmalar sıcaklığa olan toleranslarına göre iki grupta incelenir;

Organizmalar sıcaklığa olan toleranslarına göre iki grupta incelenir;

EURİTERM formlar:

EURİTERM formlar: Çok geniş sıcaklık derecelerinde yaşayabilen formlar Çok geniş sıcaklık derecelerinde yaşayabilen formlar STENOTERM formlar:

STENOTERM formlar: Belli sıcaklık derecelerinde yaşayabilen formlar. Belli sıcaklık derecelerinde yaşayabilen formlar.

Bunlarda iki alt bölüme ayrılır.

Bunlarda iki alt bölüme ayrılır.

STENOTERM TERMOFİL:

STENOTERM TERMOFİL: Yüksek sıcaklık derecelerinde yaşayanlar Yüksek sıcaklık derecelerinde yaşayanlar STENOTERM PSİKROFİL:

STENOTERM PSİKROFİL: Düşük sıcaklık derecelerinde yaşayanlar Düşük sıcaklık derecelerinde yaşayanlar

(15)

A- YAPISAL ETKİLER A- YAPISAL ETKİLER

Sıcaklığın bitki ve hayvanların morfolojik ve anatomik yapılarında önemli değişiklikler Sıcaklığın bitki ve hayvanların morfolojik ve anatomik yapılarında önemli değişiklikler oluşturduğu saptanmıştır. Bu konuda algler üzerindeki çalışmalar oldukça sınırlı olduğu oluşturduğu saptanmıştır. Bu konuda algler üzerindeki çalışmalar oldukça sınırlı olduğu halde, soğuk sulardaki türlerin sıcak sularda yaşayan akrabalarından daha iri olduğu halde, soğuk sulardaki türlerin sıcak sularda yaşayan akrabalarından daha iri olduğu saptanmıştır. Hatta aynı bölgede yaşayan alg türünün yaz ve kış formlarının arasında saptanmıştır. Hatta aynı bölgede yaşayan alg türünün yaz ve kış formlarının arasında morfolojik farklar gözlenmiştir. Örn:

morfolojik farklar gözlenmiştir. Örn: Cystoseira sedoides'in Cystoseira sedoides'in yaz ve kış formları arasındaki yaz ve kış formları arasındaki değişiklikler görülmektedir. Yine diyatomelerden

değişiklikler görülmektedir. Yine diyatomelerden Rhizosolenia hebelata'nın yaz Rhizosolenia hebelata'nın yaz ve kış ve kış formlarına rastlanmıştır.

formlarına rastlanmıştır.

Hayvanların boylarında ve morfolojik yapılarında da sıcaklığın etkili olduğu hem Hayvanların boylarında ve morfolojik yapılarında da sıcaklığın etkili olduğu hem laboratuvar deneylerinde, hem de doğada gözlenmiştir. Örn,

laboratuvar deneylerinde, hem de doğada gözlenmiştir. Örn, Cordylophora caspia ve Cordylophora caspia ve Clava mutlicornis

Clava mutlicornis türlerinin düşük sıcaklıkta yaşayan bireylerinin boyları yüksek türlerinin düşük sıcaklıkta yaşayan bireylerinin boyları yüksek sıcaklıktakilerden daha iridir.

sıcaklıktakilerden daha iridir.

Ekvatordan kutuplara veya yüzeyden derine doğru olan sıcaklık azalışına paralel olarak Ekvatordan kutuplara veya yüzeyden derine doğru olan sıcaklık azalışına paralel olarak hayvanlarda izlenen boy artışına

hayvanlarda izlenen boy artışına "GİGANTİZM"; "GİGANTİZM"; buna karşılık sıcaklık artışına paralel buna karşılık sıcaklık artışına paralel olarak izlenen boy küçülmesine "

olarak izlenen boy küçülmesine "NANİZM NANİZM" adı verilir. " adı verilir.

(16)

B- FONSİYONEL ETKİLER B- FONSİYONEL ETKİLER

Alglerde yapılan gözlemlerde sıcaklığın solunum ve fotosentez üzerinde Alglerde yapılan gözlemlerde sıcaklığın solunum ve fotosentez üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Yine alglerin gelişmelerinde de etkilidir.

etkili olduğu saptanmıştır. Yine alglerin gelişmelerinde de etkilidir.

Sıcaklığa bağlı olarak büyüme hızının arttığı kırmızı alglerden

Sıcaklığa bağlı olarak büyüme hızının arttığı kırmızı alglerden Porphyra Porphyra cinsinin türleri üzerindeki incelemelerde gözlenmiştir. Hayvanlarda

cinsinin türleri üzerindeki incelemelerde gözlenmiştir. Hayvanlarda sıcaklık artışı ile ilgili olarak metabolizma hızı değişir. Sıcaklığın sıcaklık artışı ile ilgili olarak metabolizma hızı değişir. Sıcaklığın

artmasıyla türlerin oksijen tüketimi ve gelişme hızları da değişmektedir.

artmasıyla türlerin oksijen tüketimi ve gelişme hızları da değişmektedir.

Sıcaklık canlıların eşeysel olgunluğunda, yumurtlamada, yumurtaların Sıcaklık canlıların eşeysel olgunluğunda, yumurtlamada, yumurtaların açılmasında ve larvaların gelişmesinde de önemli etkilere sahiptir.

açılmasında ve larvaların gelişmesinde de önemli etkilere sahiptir.

(17)

C- DAĞILIŞA ETKİLERİ C- DAĞILIŞA ETKİLERİ

Bentik ve pelajik organizmaların vertikal ve horizontal dağılışında ışıkla Bentik ve pelajik organizmaların vertikal ve horizontal dağılışında ışıkla

beraber sıcaklığında etkisi çok önemlidir. Bu nedenle organizmaların beraber sıcaklığında etkisi çok önemlidir. Bu nedenle organizmaların gerek horizontal ve gerekse vertikal yönde sıcaklığa bağlı belli dağılış gerek horizontal ve gerekse vertikal yönde sıcaklığa bağlı belli dağılış

alanları bulunmaktadır.

alanları bulunmaktadır.

(18)

III- TUZLULUK

Deniz suyunun kimyasal özelliği fiziksel özellikleri kadar önemlidir;

zira inorganik çökelimler ile denizel organizmaların dağılışında baş rolü oynar. Bu kimyasal özelliğin başında; suların tuzluluk derecesi

gelmektedir.

1 kg. deniz suyunda erimiş durumda bulunan katı cisimlerin gram olarak ağırlığına o suyun Tuzluluk Derecesi (Salinite);

1 kg. deniz suyunun içerdiği halojenlerin (Florür hariç) gram olarak kütlesine Klorluluk Derecesi (Klorinite);

20 °C'deki 1 litre deniz suyunun içerdiği halojenlerin gram olarak

kütlesine de Klorosite adı verilir.

(19)

Doğada mevcut su kütleleri tuzluluk derecelerine göre başlıca beş grupta incelenebilirler. Bunlar az tuzludan çok tuzluya doğru sırasıyla;

► Tatlı sular,

► Acı sular,

► Normal deniz suyu (Euhalin sular),

► Tuzlu sular (Hipersalin) ve

► Çok tuzlu sular (Brine sular) dır.

(20)

Sıcaklık gibi tuzlulukta deniz suyunun değişmez Sıcaklık gibi tuzlulukta deniz suyunun değişmez

özelliklerinden birini oluşturur. Deniz suyunun pek çok fiziksel özelliklerinden birini oluşturur. Deniz suyunun pek çok fiziksel özelliği saliniteye bağlı olarak değişimler gösterir.

özelliği saliniteye bağlı olarak değişimler gösterir. Tuzluluğun Tuzluluğun artışına bağlı olarak deniz suyunun yoğunluğu, molekül

artışına bağlı olarak deniz suyunun yoğunluğu, molekül

viskozitesi, elektrik iletkenliği ve osmotik basıncı arttığı halde, viskozitesi, elektrik iletkenliği ve osmotik basıncı arttığı halde, spesifik ısısı, donma noktası sıcaklığı ve ısı iletkenliği azalır

spesifik ısısı, donma noktası sıcaklığı ve ısı iletkenliği azalır . Bu . Bu nedenle salinite bir kimyasal özellik olmasına rağmen

nedenle salinite bir kimyasal özellik olmasına rağmen

okyanuslardaki dağılışı fiziksel oseonografi içinde incelenir.

okyanuslardaki dağılışı fiziksel oseonografi içinde incelenir.

(21)

1) YÜZEY SUYU TUZLULUĞU 1) YÜZEY SUYU TUZLULUĞU

Okyanus ve denizlerin % 035 olarak bilinen yüzey tuzluluğu bu miktarı Okyanus ve denizlerin % 035 olarak bilinen yüzey tuzluluğu bu miktarı

arttıran ve azaltan iki faktörün etkisindedir.

arttıran ve azaltan iki faktörün etkisindedir.

► Suların tuzluluk miktarını arttıran etmenler: Suların tuzluluk miktarını arttıran etmenler:

Buharlaşma, daha tuzlu sularla olan vertikal karışımlar, suların donması Buharlaşma, daha tuzlu sularla olan vertikal karışımlar, suların donması

► Suların tuzluluğunu azaltan etmenler: Suların tuzluluğunu azaltan etmenler:

Yağışlar, daha az tuzlu sularla olan vertikal karışımlar, buzların çözülmesi, Yağışlar, daha az tuzlu sularla olan vertikal karışımlar, buzların çözülmesi,

suların yüzey tabakalarındaki günlük tuzluluk değişimleri ya hiç yoktur suların yüzey tabakalarındaki günlük tuzluluk değişimleri ya hiç yoktur veya çok az miktarlarda olmaktadır. Yine yüzey sularının tuzluluğunun veya çok az miktarlarda olmaktadır. Yine yüzey sularının tuzluluğunun

mevsimsel değişimleri çok düşük olup ortalama % 0,05'i geçmediği mevsimsel değişimleri çok düşük olup ortalama % 0,05'i geçmediği

gözlenmiştir.

gözlenmiştir.

(22)
(23)

TUZLULUK DERECESİNİN DERİNLİĞE BAĞLI DEĞİŞİMLERİ TUZLULUK DERECESİNİN DERİNLİĞE BAĞLI DEĞİŞİMLERİ

Tuzluluğun derinliğe bağlı değişimleri sıcaklığa göre daha Tuzluluğun derinliğe bağlı değişimleri sıcaklığa göre daha

karmaşık ve daha düzensizdir. Tuzluluk yönünden de derinliğe bağlı 3 karmaşık ve daha düzensizdir. Tuzluluk yönünden de derinliğe bağlı 3 tabaka ayırt edilir. Bunlar:

tabaka ayırt edilir. Bunlar:

1. YÜZEYSEL TABAKA: 30-40 m yi bulur. Su hareketlerinin 1. YÜZEYSEL TABAKA: 30-40 m yi bulur. Su hareketlerinin etkisinde olan bir tabakadır.

etkisinde olan bir tabakadır.

2. HALOKLİN TABAKA: Yüzeysel tabakanın altında tuzluluk 2. HALOKLİN TABAKA: Yüzeysel tabakanın altında tuzluluk değişimlerinin önemli olduğu haloklin tabakası yer alır.

değişimlerinin önemli olduğu haloklin tabakası yer alır.

3. DERİN SU TABAKASI: Salinite değişimlerinin çok düşük 3. DERİN SU TABAKASI: Salinite değişimlerinin çok düşük düzeyde olduğu bir tabakadır. Bu tabakaların kalınlığı bölgesel olarak düzeyde olduğu bir tabakadır. Bu tabakaların kalınlığı bölgesel olarak değişebilir.

değişebilir.

(24)
(25)

TUZLULUĞUN ORGANİZMALARA ETKİSİ

Suların tuzluluğu, inorganik yığışımlarda ve denizel organizmaların dağılışında rol oynar. Yine ortamdaki çözünmüş gazların absorbsiyon ve doygunluk katsayılarını, ortamın yoğunluğunu ve viskositesini

değiştirmekle de organizmalar üzerinde etken olur.

Organizmaların tuzluluk derecelerine olan toleransları türlere göre değişir. Buna göre organizmalar:

EURİHALİN FORMLAR

STENOHALİN FORMLAR olmak üzere ikiye ayrılır.

(26)

EURİHALİN FORMLAR: Geniş tuzluluk derecelerinde yaşayabilen formlardır. Eurihalin formlar, lagünlerde nehir ağızlarında med-cezir zonunda ve bentozda bulunur. Yurdumuzda yaşayan balıklardan özellikle Pisi, Kefal ve Yılan balığı Eurihalin formdur.

STENOHALİN FORMLAR: Belli tuzluluk derecelerinde yaşayabilen formlardır.

Ortamın tuzluluk derecesine bağlı olarak organizmaların boylarında, morfolojik ve anatomik yapılarında önemli değişiklikler olmaktadır.

Farklı tuzluluk dereceleri hayvanların morfolojik yapılarında, deri

türevlerinde kalkerleşme oranında, pigmentasyonda, vücut şekli ve

üyeleri üzerinde değişimlere sebep olmaktadır

(27)

T-S DİYAGRAMI, SU TİPİ VE KÜTLESİ

Okyanuslardaki mevcut su kütlelerinin saptanması ve

sınıflandırılması sıcaklık (temperature) ve tuzluluk (salinite) özelliklerine dayanılarak çıkartılabilir. Bu da Temperatür, Salinite veya T-S diyagramı adını verdiğimiz grafiklerden yararlanılarak gerçekleştirilir.

1. T-S DİAGRAMLARI

T-S diagramlarının bir çok tipi mevcut olup bunlardan en yaygın olanı apsise salinite, ordinata temparetür veya apsise temperatür-salinite ordinata derinlik yazılarak elde edilen grafiklerdir. Bu grafiklerden

yararlanarak çeşitli bölgelerdeki benzer sular saptanabilmektedir.

(28)
(29)

2. SU TİPLERİ VE SU KÜTLELERİ

Tuzluluk ve sıcaklık yönünden tekdüze özellikte olan, önemli

miktarlardaki sular, Su Tiplerini oluştururlar. Su tipi T-S diyagramı üzerinde bir noktadan ibarettir. Okyanuslar devamlı olarak değişen farklı su tiplerinden

oluşmuşlardır. Herhangi bir bölgede oluşan bu su tipi belli bir zaman için varlığını sürdürebilir ve bir süre sonra da diğer bir su tipiyle karışır. İki veya daha fazla su tipinin karışımı sonucunda Su Kütleleri oluşur.

T-S'nin ORGANİZMALAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Tuzluluk ve sıcaklığın tek başına bulundukları zaman ki etkileri ile, beraber bulundukları zamanki etkileri çok farklı bulunmuştur. Çeşitli sıcaklık dereceleri tuzluluğun organizmalar üzerindeki etkisini değiştirebileceği gibi, değişik tuzluluk dereceleri de organizmalar üzerinde sıcaklığın etkisini

değiştirmektedir.

(30)
(31)

IV- BASINÇ, YOĞUNLUK VE VİSKOZİTE

1. BASINÇ

Sıcaklık ve tuzlulukla birlikte deniz suyunun fiziksel ve hatta bazı kimyasal özelliklerini etkileyen diğer bir faktörde basınçtır. Bütün sıvıların içinde sıvı moleküllerinin ağırlığı nedeniyle bir kuvvet oluşur. Birim yüzeyi dik olarak etkileyen bu kuvvete "Hidrostatik Basınç" denir. Basınç çeşitli birimlerle ifade edilirse de (bari din/cm2), bar (106 bar), milibar,

Osinografi'de tor (1 atm = 760 tor), desibar) en pratik birim desibar olup 1 m derinlikteki deniz suyunun cm2 'ye yaptığı basınç demektir.

Denizlerde derinliğe bağlı olarak hidrostatik basınç artmakta ve bu artış

her m.'de yaklaşık 1 desibara eşit olmaktadır. Buna göre okyanuslardaki

hidrostatik basınç 0-11.000 desibar arasında değişmektedir.

(32)

BASINCIN ORGANİZMALARA ETKİSİ

Basınç horizontal yönde oldukça homojen bir dağılış gösterdiği için

yüzey formları için önemli bir etken değildir. Ancak basınç derinliğe bağlı olarak düzenli bir artış gösterdiğinden, derin deniz formları ve vertikal yönde yer değiştiren formlar için etkili bir faktördür. Türlerin basınç değişimlerine karşı toleransları farklıdır. Bazı türler basınç

değişimlerinden etkilenmezler ve rahatlıkla uyum gösterirler. Böyle

türlere EURİBAT FORMLAR adı verilir. Orta derinlikte yaşayan türlerin çoğu bu gruba dahildir. Bazı türler ise belli basınçlarda yasanlarını

sürdürürler. Bu türlere de STENOBAT FORMLAR adı verilir.

Sahil formları ile derin deniz formları bu gruba girerler. Bunlarda kendi

içlerinde; POLİSTENOBAT FORMLAR ve OLİGOSTENOBAT FORMLAR

olmak üzere ikiye ayrılırlar.

(33)

POLİSTENOBAT FORMLAR: Sadece yüksek basınçta yaşayan organizmalardır. Derin deniz diplerinde yaşayan organizmalardır.

OLİGOSTENOBAT FORMLAR: Sahilde yaşayan organizmalar.

Organizmalar alıştıkları basıncın altında ve üstünde yaşamaya zorlandıklarında boylarında morfolojilerinde ve anatomik yapılarında değişiklikler olduğu saptanmıştır. Bitki ve hayvanların üreme ve

gelişiminde de basıncın etkili olduğu gözlenmiştir. Her organizmanın

üreme hücrelerinin gelişebilmesi için basınca gereksinim duydukları ve

bunların açılma süresinin basınçla değiştiği saptanmıştır.

(34)

2. YOĞUNLUK

Bir cismin kütlesinin birim hacmine oranına YOĞUNLUK denir.

Deniz suyunun yoğunluğu sıcaklık, tuzluluk ve basıncın etkisine bağlı olarak değişen fiziksel bir özelliktir. Su yoğunluğunun değeri, tuzluluk ve basınç değerinin artışına paralel olarak arttığı halde, sıcaklık artışına

paralel olarak azalır. Bu üç faktörün etkisinde kalarak okyanus ve deniz sularının yoğunluğu yöresel ve derinliğe bağlı olarak değişmektedir.

Yüzey sularının yoğunluğu kutup bölgeleri ve salinite

değişimlerinin yüksek olduğu bazı kıyı bölgeleri dışında sıcaklığın

etkisindedir.

(35)

YOĞUNLUĞUN DERİNLİĞE BAĞLI DEĞİŞİMLERİ

Okyanus ve deniz sularının yoğunluğu derinliğe bağlı olarak artış gösterir. Bu artış düzenli değildir. Önce yavaştır, belli bir derinlikten

sonra ani olarak yükselir. Bu tabakaya PİKNOKLİN TABAKASI denir.

Bu tabaka 1000 m'ye varan kalınlığı ile okyanus hacminin yaklaşık %

20'sini oluşturur. Piknoklin tabakasının üzerinde YÜZEY TABAKASI

yer alır. Yüzey tabakası yaklaşık 100 m kalınlığındadır ve okyanus

hacminin % 2'lik bölümünü oluşturur. Piknoklin tabakasının altında

DERİN SU TABAKASI yer alır. Bu tabakada yoğunluk artışı oldukça

ağır gelişir.

(36)
(37)

YOĞUNLUĞUN ORGANİZMALARA ETKİSİ

Su yoğunluğu bu ortamda yaşayan organizmalar üzerinde direkt ve indirekt olmak üzere iki şekilde etki gösterir.

İndirekt etki yoğunluk farkından ileri gelen akıntıların etkisi ile kendini

gösterir. Akıntılar hem planktonik organizmaların, hem de suda çözünmüş ya da asılı halde bulunan maddelerin yerini değiştirerek organizmalar

üzerinde etkili olur. Yoğunluğun direkt etkisi ise özellikle suda asılı halde duran (Plankton) veya yüzmeye zorunlu olan (Nekton) pelajik formlar üzerindedir. Bu yüzden denizel organizmaların hücre protoplazmasının

yoğunluğu deniz suyununkinden daha düşüktür. Bu şekilde bu canlılar suda daha kolay yüzerler. Bazı türlerde yüzmeyi kolaylaştıracak bazı yöntemler geliştirmişlerdir. Örneğin: Bazı organizmalar hücre arası boşluklarında yağ damlacıkları içerir, bazı organizmalarda gaz dolu tüpçükler bulunur.

Balıklarda yüzme keseleri vardır.

(38)

3. VİSKOZİTE

Viskozite : Bir sıvı içindeki moleküllerin, çekim ve sürtünme kuvvetleri nedeniyle akma eğilimine karşı gösterdiği iç dirence

"Viskozite" denir. Gerçek sıvılar ve gazlar akışları sırasında içte ve dışta olmak üzere iki sürtünme kuvvetiyle karşılaşmaktadırlar. Dış sürtünme sıvı ile akışını sınırlayan yüzey arasında oluştuğu halde, iç sürtünme sıvının kendi molekülleri arasında oluşmaktadır. İşte bir sıvının kendi molekülleri arasında oluşan sürtünmeye Viskozite veya Moleküler Viskozite denir.

Sıcaklık arttıkça viskozite azalır. Suyun viskozitesinin yüksek olması akmayı sınırlar. 0 °C'de viskozite 1 iken, 2,5 C 'de hemen hemen yarıya iner.

Viskozitede suda erimiş minerallerin az da olsa etkisi vardır. Deniz

suyunun viskozitesi tatlı suya göre biraz daha fazladır.

(39)

Denizlerde moleküler viskoziteden başka bir de

Girdaplı (Turbilloner) Viskozite vardır. Her iki olay da

denizlerdeki fiziksel, kimyasal ve biyolojik olayları etkileyebilen

sonuçlar yaratır. Viskozite katsayısı sıcaklık ve basınç artışına

paralel olarak net bir şekilde azaldığı halde, tuzluluk artışına

paralel olarak az da olsa artmaktadır.

(40)

V- OKYANUS BUZLARI VE DAĞILIŞLARI

Soğuk bölgelerin okyanus ve denizlerinde görülen buzlar; denizel, karasal, göl ve nehir kökenli olabilir. Denizel buzlarla diğer kaynaklardan gelen buzlar arasındaki başlıca fark deniz suyunun tuzlu oluşudur. Denizel kökenli buzların oluşumu bir çok faktörün etkisinde olmakla birlikte

tuzluluk ve derinlik bu faktörlerin başında gelir.

Yüzey sularının düzensiz hareketleri sonucu birbirine sürtünen

plaklar yuvarlaklaşır ve çapları değişen diskleri oluşturur. Bunlara DİSK

BUZ adı verilir. Sahil ve körfezlerdeki sığ sularda, yüzey sularının donması

sonucu oluşan katı buz tabakalarına SABİT BUZ denir. Sahil zonunda ve

dış sahilde oluşan buzlar çeşitli etkilerle kırılarak oluşum bölgelerinden

uzaklara taşınırlar. Bu taşıma sırasında farklı şekil ve boylardaki buzlar

birleşebilir veya tekrar kırılabilir.

(41)

Bu etkiler sonucu BUZ KÜTLELERİ oluşur. Buzullardan kopmuş ve denizde yüzer durumda çok çeşitli şekillerde buzlara rastlanmaktadır. Bunların en önemlisi buz dağı adı verilen iri yapılı buzlardır. Buz dağlarının şekli çok değişken olup, Arktik ve Antarktik buz dağlarının şekli daima birbirinden farklıdır.

Diğer Fiziksel Özellikler

► Deniz suyunun optik özellikleri

► Deniz suyunun akustik özellikleri

► Termik genleşme

► Deniz suyunun sıkışabilirliği

► Deniz suyunun donma noktası

► Deniz suyunun spesifik ısısı

(42)
(43)

Teşekkürler…

Referanslar

Benzer Belgeler

Kemal, Ziya Paşa, Abdülhak Hamid, Necip Âsım, Şair Nigâr Hanım, Halit Ziya, Tevfik Fikret, Ahmet Hikmet, Tunalı Hilmi, Süleyman Na- zif, Cenap Şahabettin, Ziya Gökalp,

Hoca Ali Rıza gibi kendi tekniğini geliştirmiş ışık ve gölgeyi çok önemseyerek, verimli çalışmalar

Ekip şimdi çok daha zehirli yılan türlerine karşı aynı yöntemin daha ileri bir uygulamasını denemeye ha- zırlanıyor.. Tasarladıkları zehir genle- rini,

Denizel ortam ekolojik yönden BENTİK BÖLGE BENTİK BÖLGE ve ve PELAJİK BÖLGE PELAJİK BÖLGE olmak üzere iki bölüme olmak üzere iki bölüme

Zamana bağlı değişimdeki bireysel farklılıkları yordayan bir değişkenin modele eklendiği koşullu ÖGM için yapılan analizler sonucunda elde edilen uyum

This study examined the association between pressure pain sensitivity and various single nucleotide polymorphisms (SNPs) of human μ -, κ -, and δ -opioid receptor (i.e. OPRM1,

Sonuç olarak, C02 ile 15 mmHg basmçta oluşturulan pnömoperitonun l/2 saallen daha fazla devam etmesi ile karaciğerde hi­.. poperfüzyon lehine hislopatolojik

 Başlangıcı, bitişi ve fonksiyonu ortak olan beyin sapı ve daha yüksek merkezleri birbirine bağlayan sinir liflerinin bir demeti olan traktuslar, farklı duysal ve motor