• Sonuç bulunamadı

MESS AB Bülteni Temmuz 2008

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "MESS AB Bülteni Temmuz 2008"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MESS AB Bülteni Temmuz 2008

TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ

MÜZAKERELERDE İKİ YENİ BAŞLIK AÇILDI

Türkiye-AB arasındaki üyelik müzakereleri çerçevesinde, 17 Haziran 2008 tarihinde dışişleri bakanları düzeyinde Lüksemburg’da gerçekleştirilen Hükümetlerarası Konferans ile Şirketler Hukuku ve Fikri Mülkiyet Hukuku başlıkları müzakerelere açıldı. Açılış kriterlerinin gerekleri yerine getirilerek açılan ilk iki başlık olma özelliği taşıyan Şirketler Hukuku ve Fikri Mülkiyet Hukuku başlıklarının görüşülmeye başlamasıyla, 8 başlıkta üyelik görüşmelerine geçilmiş oldu. Öte yandan, Hükümetlerarası Konferans çerçevesinde Avrupa Birliği’ne aday olan Hırvatistan ile İşçilerin Serbest Dolaşımı ve Sosyal Politika ve İstihdam fasıllarında müzakerelerin başlamasıyla toplam açılan fasıl sayısı 20’ye yükseldi.

Hükümetlerarası Konferans sonrasında gerçekleştirilen basın toplantısında, Dışişleri Bakanı ve Baş Müzakereci Ali Babacan, açılan 2 fasıl kapsamında gerçekleştirilen reformların Türkiye’de yatırım ikliminin iyileştirilmesine katkı sağlayacağını ifade etti. Babacan, Türkiye’nin mevcut durumda 5–6 başlık daha açmaya hazır olduğunu, açılış kriteri gerektiren diğer başlıklarda da teknik çalışmaların devam ettiğini belirtti. Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu Genel Müdürü Michael Leigh ise Türkiye’nin açılış kriterlerini yerine getirmesi halinde önümüzdeki aylarda, Çevre ve Vergilendirme fasıllarını da içeren 7 yeni faslın açılmasının mümkün olduğunu bildirdi.

Kaynak için Tıklayınız

http://www.eu2008.si/en/News_and_Documents/Press_Releases/June/0617GAERC_TUR_priloga.html

AB POLİTİKALARI

İRLANDA’DAN LİZBON ANLAŞMASI’NA RET

Avrupa Birliği Anayasası’nın Fransa ve Hollanda’daki referandumlar sonucunda reddedilmesinden sonra Birliğin işleyişini etkinleştirmek amacıyla Aralık 2007 tarihinde yeni bir alternatif olarak hazırlanan Lizbon Antlaşması, İrlanda’da gerçekleştirilen referandumda beklenilen desteği alamadı. Katılım oranının %53,1’de kaldığı referandumda halk yüzde 53,4 oranında ‘hayır’ oyu kullandı.

Antlaşma’nın, dolayısı ile Avrupa Birliği’nin geleceğiyle ilgili soru işaretleri oluşmasına sebep olan referandumun ardından 20 Haziran tarihinde gerçekleştirilen Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’nde Lizbon Antlaşması’nın onay sürecinin, bu sürecin henüz tamamlanmadığı yedi ülkede devam etmesine karar verildi. İrlanda’nın ‘hayır’ kararına ilişkin olarak nasıl bir çözüm getirilmesi gerektiği ve izlenecek stratejilerin belirlenmesi ise 15 Ekim 2008 tarihinde Fransa Dönem Başkanlığı’nda toplanacak Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’ne bırakıldı. Bu süreç içerisinde İrlanda hükümetinin üzerinde bir baskı yaratılmaması ve acele bir çözüm aranmamasına karar verilirken, Hükümet durumun geniş bir analizini yapmaya davet edildi.

(2)

Fransa’nın 1 Temmuz’da başlayan dönem başkanlığının ana gündem maddesi haline gelen Lizbon Antlaşması’na ilişkin krizin, Ekim ayındaki Konsey’de sonuçlanmaması durumunda, Antlaşma’nın önceden hedeflendiği gibi Haziran 2009’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerinden önce hayata geçirilmesi oldukça zor görünüyor.

Öte yandan, İrlanda’nın ret kararının ardından diğer Avrupa Birliği ülkelerinde de konuya ilişkin belirsizlikler oluşmaya başladı. Bu kapsamda, Çek Cumhuriyeti’nde, Senato’nun onay sürecini devam ettirmeden önce Lizbon Antlaşması’nın Çek Anayasası’yla uyumuna ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunması sonucunda onay süreci dondurulmuş durumda. İngiltere’de ise kraliçenin de rızasını alarak kabul edilmiş olan Lizbon Antlaşması, onayın resmiyet kazanması için Antlaşma’nın referanduma sunulması gerektiğine ilişkin Yüksek Mahkeme’ye yapılan bir itirazla ilgili kararı bekliyor.

Kaynak için Tıklayınız

http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/7453560.stm

AB-ABD ZİRVESİ SLOVENYA’DA GERÇEKLEŞTİ

ABD Başkanı George Bush ve Avrupa Birliği adına AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, bir önceki Dönem Başkanı Slovenya’nın Başbakanı Janez Jansa ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, AB-ABD zirvesi çerçevesinde Slovenya’da bir araya geldi.

AB-ABD zirvesinde ortak siyasi alanlarda dayanışma mesajları verilirken, taraflar müşterek değerlere dayanan stratejik ortaklığın güçlendirilmesi için hazır olduklarını belirtti. Zirve sonunda yayınlanan zirve sonuç belgesinde transatlantik ortaklığın ekonomik alanda güçlendirilmesi, küresel sorunlara karşı mücadele ve küresel güvenlik, barış, insan hakları ve demokrasi konuları ele alındı. Zirve sonuç bildirgesinin görüş birliği yansıtan maddeleri nükleer faaliyetlerine son vermemesi halinde İran'a yönelik yaptırımların artırılması, Rusya ile ilişkiler, Kosova’nın geleceği, Balkan ülkelerinin NATO ve AB’ye dahil olmaları gibi dış politik konular olurken tüm AB ülkelerine ABD’ye vizesiz giriş kolaylığı sağlanması ve iklim değişikliği gibi tartışmalı konularda önemli bir gelişme sağlanamadı. Bush, küresel ısınmaya karşı mücadeleye ilişkin yeni bir iklim anlaşmasının Ocak 2009 tarihinde kendi görev dönemi sona ermeden imzalanabileceğini belirtse de Avrupa Birliği bu açıklamaya temkinli yaklaştı.

Zirve çerçevesinde Türkiye’nin AB üyeliğine de değinen ABD Başkanı Bush, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olması gerektiğine inandıklarını ve Türkiye’nin demokrasi ve serbest piyasa yolunda yaptığı reformları ve AB arzusunu gerçekleştirmek için gerçekleştirdiği çalışmaları takdir ettiklerini belirterek, ABD’nin Türkiye’nin AB üyeliğine olan desteğini yineledi.

Kaynak için Tıklayınız

http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/er/101043.pdf

KOMİSYON, KOMŞULUK POLİTİKASI’NIN DOĞU KANADINI GELİŞTİRMEYE ÇAĞRILDI

Polonya ve İsveç’in, Avrupa Komşuluk Politikası’nın doğu kanadını güçlendirmeye ve Akdeniz Birliği Projesi’ne karşı bir denge sağlamaya yönelik hazırladıkları Ukrayna, Moldova, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve Belarus’u kapsayan ortak önerge, Avrupa Birliği Konseyi tarafından memnuniyetle karşılandı.

Konsey üyeleri, Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde Avrupa Birliği ve Birliğin doğu komşuları arasındaki bölgesel ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi gerektiği konusunda anlaşmaya vardı. Doğu

(3)

ve Konsey’e 2009 baharında Doğu Ortaklığı’nın kapsamı ve unsurları konusunda bir önerge sunmaya davet etti.

Öte yandan, Konsey, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan Avrupa-Akdeniz ilişkilerinin geleceğine ilişkin bildiriye destek verdi. Akdeniz Bölgesi’nin AB için ekonomik, politik ve sosyal açıdan hayati önem taşıdığını belirten Konsey, 1995 yılından beri Avrupa-Akdeniz ilişkilerinde ikili ve çok taraflı işbirliğinin artırılması için temel aracın Barselona Süreci olduğunu, ‘Barselona Süreci-Akdeniz için Birlik’ girişiminin ise Barselona sürecini yeniden canlandıracağını belirtti. Bu kapsamda, AB, 13 Temmuz 2008 tarihinde gerçekleşecek ‘Akdeniz için Paris Zirvesi’nde yayınlanacak ortak bir açıklama hazırlamak amacıyla tüm Akdenizli ortaklarla gerekli istişareyi yürütecek.

Kaynak için Tıklayınız

http://www.consilium.europa.eu/ueDocs/cms_Data/docs/pressData/en/ec/101346.pdf

AB DEVLETLERİ, BATI BALKANLARIN ÜYELİK TALEBİNİ DESTEKLİYOR

20 Haziran’da gerçekleştirilen Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’nde, Sırbistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Makedonya, Karadağ ve Kosova’yı içeren Batı Balkan ülkelerine Avrupa perspektifi kazandırılması için tam destek sağlama kararı yinelendi. Ancak, nihai hedefin Avrupa Birliği üyeliği olduğunun altı çizilirken, katılıma ilişkin tarih verilmekten kaçınıldı.

Slovenya Dönem Başkanlığı tarafından taahhüt almasına karşın Makedonya, Konsey’den katılım müzakerelerinin bu yıl sonuna kadar başlaması kararını alamadı. Yunanistan’la Makedonya arasındaki isim sorunu, Makedonya’nın siyasi kriterlere uyumuna ilişkin çekinceler ve Lizbon Antlaşması’nın geleceğine ilişkin belirsizlik, Makedonya’nın katılımına ilişkin somut bir öneri çıkmamasında etkili oldu.

Bunun yanı sıra, Avrupa Birliği, Arnavutluk, Karadağ ve Sırbistan’ın ardından Bosna-Hersek ile de istikrar ve ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma, Bosna-Hersek için Avrupa yolunda atılan önemli bir adım olarak görülüyor ve ülkenin bu çerçevede reform sürecini devam ettirmesi isteniyor.

Kaynak için Tıklayınız

http://www.eu2008.si/en/News_and_Documents/Press_Releases/June/0620EC_WBalkan.html

AVRUPA PARLAMENTOSU’NDAN YASA DIŞI GÖÇMENLER İÇİN YASA

Avrupa Parlamentosu, yasa dışı göçmenlere ilişkin hazırlanan ‘Geri Dönüş’ Yönergesi’ni Genel Kurul’da büyük çoğunlukla kabul etti. Avrupa Göç Politikası’nın oluşturulmasına yönelik bir adım olarak kabul edilen Yönerge, Konsey ve Parlamento’nun uzlaşarak kabul ettiği metne dayanıyor.

Schengen alanına dahil olmayan İngiltere, İrlanda ve Danimarka Yönerge kapsamına girmezken, tutuklama süresi, yeniden giriş yasakları ve yasal tedbirlere ilişkin belirlenen kuralların 2010 yılında yürürlüğe girmesi öngörülüyor. Üye ülkelerin kaçak göçmenlere ilişkin daha sert uygulamalarda bulunmasını engelleyen Yönerge, bir üye ülkenin kaçak bir göçmeni yasallaştırmak yerine sınır dışı etmeye karar vermesinden sonra devreye girecek.

Yönerge, yasa dışı göçmenlerin kendi rızalarıyla 7 ila 30 gün içinde ülkelerine, geçiş ülkesine ya da istedikleri başka bir ülkeye dönmelerini teşvik ederken, gönüllü bir geri dönüş olmaması durumunda, kaçak göçmenlere uygulanacak asgari yaptırımları belirliyor. Bu çerçevede, gönüllü geri dönüşün olmadığı durumlarda Yönerge, göçmenlerin 6 aydan 18 aya kadar gözaltı merkezlerinde tutulmalarına olanak veriyor. Aynı zamanda, gönüllü geri dönüş süresini aştıktan sonra sınır dışı edilen göçmenlerin, 5 yıl süreyle Avrupa Birliği’ne girmeleri de yasaklanabilecek.

(4)

Çeşitli insan hakları örgütleri, Uluslararası AF örgütü ve sol partilerin eleştirilerine maruz kalan Yönerge, Venezüella, Ekvator ve Bolivya liderleri tarafından da insan hakları ihlali olarak değerlendirilerek sert tepkiyle karşılandı.

Kaynak için Tıklayınız

http://www.europarl.europa.eu/news/expert/infopress_page/018-31787-168-06-25-902- 20080616IPR31785-16-06-2008-2008-true/default_en.htm

ÇEVRE

ALMANYA VE FRANSA, ARABALARDAN KAYNAKLANAN KARBONDİOKSİT SALINIMININ AZALTILMASI KONUSUNDA ANLAŞTI

Fransa-Almanya Bakanlar Konseyi çerçevesinde 9 Haziran’da bir araya gelen Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy, Avrupa Birliği’nde arabalardan kaynaklanan karbondioksit salınımının azaltılması konusunda anlaşmaya vardı. Yayınlanan ortak bildiride, liderler Avrupa Komisyonu tarafından Şubat 2007 tarihinde önerilen ve Avrupa Birliği’nde üretilen arabaların karbondioksit salınımlarının kilometre başına ortalama 120 grama düşürülmesini hedefleyen teklife desteklerini duyurdu. İki ülke, yeni üretilecek araçların karbondioksit salınımlarının azaltılmasına yönelik belirlenen ortak kararı benimserken, bunun Avrupa Birliği’nde karbondioksit salınımını 2020 yılı itibariyle %20 oranında azaltma hedefi doğrultusunda önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Bu çerçevede, araba salınımlarına ilişkin Avrupa Birliği yönetmeliğinin bir an önce kabul edilmesi isteniyor.

Fransa ve Almanya, bu kapsamda 2020 yılına kadar sürecek uzun dönemli bir hedefin, araba endüstrisinin yeni teknolojiye yönelik gerekli yatırımları yapması açısından uygun olduğunu düşünüyor.

Kaynak için Tıklayınız

http://euobserver.com/9/26300

SU KALİTESİNE İLİŞKİN YÖNERGE MEMNUNİYETLE KARŞILANDI

Avrupa Komisyonu Çevre’den Sorumlu Komisyon Üyesi Stavros Dimas, Avrupa Birliği Konseyi ve Parlamentosu’nun uzlaşmaya vardığı su kalitesine ilişkin Yönerge’yi memnuniyetle karşıladı.

Su ile ilgili çevresel kalite standartlarına ilişkin olan Yönerge, AB Su Koruma Politikası’nın temel taşı olan Su Çerçeve Yönergesi’ni desteklemeye yönelik olarak oluşturuldu.

Bu çerçevede, Su Çerçeve Yönergesi uyarınca tüm AB üye ülkelerinin 2015 yılına kadar su kalitelerini iyileştirmeleri amaçlanırken; söz konusu Çerçeve Yönerge, sulardaki kimyasal kirliliği önleme ve denetim altına almaya yönelik yeni bir sistem oluşturmaktadır.

Uzlaşmaya varılan yeni Yönerge ile ise, bahis konusu sistem yüzey sularına uygulanacak; 33 maddeye ilişkin liste için uyumlaştırılmış kalite standartları oluşturulacaktır.

Bunun yanı sıra, nehir havzası yönetimi ve alınacak önlemlere ilişkin büyük bir önem teşkil eden Yönerge ile Üye Devletler 2009 yılı Aralık ayına kadar çalışmalarını tamamlamakla yükümlüdürler. Söz konusu yeni Yönerge, hâlihazırda 5 farklı Yönerge’yi ilga ederken, Avrupa Su Bilgilendirme Sistemi içinde yer alan suya ilişkin raporlama işlemlerini basitleştirmektedir.

Kaynak için Tıklayınız

http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/958&format=HTML&aged=0&langua ge=EN&guiLanguage=en

(5)

SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM

AVRUPA KOMİSYONU ÇALIŞMA SÜRELERİ VE GEÇİCİ SÜRELİ ÇALIŞMAYA İLİŞKİN UZLAŞMAYI MEMNUNİYETLE KARŞILADI

10 Haziran 2008 tarihinde, Lüksemburg’da gerçekleştirilen İstihdam ve Sosyal İşler Konseyi’nde, Üye Devletler çalışma süreleri ve geçici süreli çalışmaya ilişkin yönergeler üzerinde uzlaşmaya vardı.

Konuya ilişkin olarak, Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlardan Sorumlu Komisyon Üyesi Vladimir Spidla, söz konusu uzlaşmanın Avrupalı işçiler için büyük bir adım olduğunu ve sosyal diyaloğu güçlendirmesi açısından önemli olduğunu belirtirken, işbu uzlaşmanın Avrupa Parlamentosu’nda da kabul edilmesini umut ettiğini ifade etti.

Çalışma sürelerine ilişkin Yönerge kapsamında; işçilerin aktif durumda göreve hazır oldukları zamanlar çalışma süreleri kapsamına dâhil edilirken; işçinin kendi isteği ile daha fazla çalışmak istememesi durumunda, yalnızca haftada 48 saat çalışması gerekiyor.

Geçici süreli çalışmaya ilişkin Yönerge ile birlikte ise, geçici süreli çalışan işçiler ile daimi çalışan işçilere ilişkin çalışma koşullarının eşit olması; söz konusu işçilerin daimi olan istihdam olanakları ile ilgili olarak bilgilendirilmesi ve bu işçilerin toplu olarak kullanılan hizmetlere (kantin, servis vb.) ulaşabilirliğinin sağlanması amaçlanıyor.

Kaynak için Tıklayınız

http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/912&format=HTML&aged=0&langua ge=EN&guiLanguage=en

ARCELORMITTAL İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN KÜRESEL BİR ANLAŞMA İMZALADI

Dünya’nın en büyük çelik şirketlerinden Arcelormittal, küresel ölçekteki sendikalar arasında bulunan Avrupa Metal İşçileri Federasyonu, Çelik İşçileri Sendikası ve Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu, 3 Haziran 2008 tarihinde, Lüksemburg’da, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin küresel düzeyde bir anlaşma imzaladı. Söz konusu anlaşma ile şirket genelinde sağlık ve emniyet standartlarının güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Anlaşma çerçevesinde; sendikaların sağlık ve emniyete ilişkin standartların geliştirilmesinde oynadıkları önemli rolün altını çizilirken; dünyadaki sınıf performansının gerçekleştirilmesine yönelik olarak şirketlerin çalıştığı alanlarda asgari standartların çerçevesi çizilmekte ve küresel düzeyde ortak bir sağlık ve güvenlik komitesi kurulmasına yönelik mutabakat sağlanmaktadır.

Kaynak için Tıklayınız

http://osha.europa.eu/en/news/int-arcelormittal-unions-sign-groundbreaking-global-agreement-on- occupational-health-and-safety

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME

AVRUPA KOMİSYONU NANOTEKNOLOJİ KULLANIMI İÇİN KAMU DİYALOĞU BAŞLATIYOR

17 Haziran 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu, doğa, çevre ve sağlık koşullarının da dikkate alınmasını öngörerek, nanoteknolojinin kullanımına yönelik olarak Üye Devletler ve diğer ilgili taraflarla istişarede bulunma kararı aldı.

(6)

Avrupa Komisyonu, nanoteknolojiyi de kapsam içine alan ve hâlihazırda yürürlükte olan REACH Yönetmeliği’nin, pazara yeni giren ürünlere doğru uygulanması; çevre, sağlık ve doğa koşullarının dikkate alınarak, nanoteknoloji hakkında bilgi ve bilincin arttırılması ve benzeri hususlara yönelik olarak Üye Ülkeler ve ilgili taraflarla açık bir diyalog başlatacak.

Bunun yanı sıra Avrupa Komisyonu, nanomateryallerin güvenliliğinin sağlanmasına ilişkin nomenklatür standartların ve test metotlarının küresel seviyede karşılaştırılabilir olması açısından uluslararası işbirliğinin de gerekli olduğunun altını çiziyor.

Öte yandan, Sanayi ve İşletme Politikasından sorumlu Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, AB sanayisinin nanoteknolojiden kaynaklanan faydalardan yeteri kadar yararlanabilmesinin sağlanması için güvenli ve istikrarlı bir düzenleyici çerçevenin oluşturulması gerektiğini belirtti.

Nanoteknoloji kullanımı, kamu sağlığı, bilgi ve iletişim teknolojileri, imalat sanayi, çevre korunması, enerji, nakliyat, güvenlik ile uzay ve benzeri alanlarda yenilik sağlamasının yanı sıra, özelleştirilmiş tıbbi ürünler ve sağlık yöntemlerinde de yeni bir dönemi başlatacak.

Kaynak için Tıklayınız

http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/947&format=HTML&aged=0&langua ge=EN&guiLanguage=en

AVRUPA YENİLİKÇİLİK VE TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ BUDAPEŞTE’DE KURULACAK

Araştırmadan sorumlu Üye Devlet bakanları, Avrupa Yenilikçilik ve Teknoloji Enstitüsü (EIT-European Institute of Innovation and Technolgy) merkez binasının Budapeşte’de yer almasına karar verdi.

AB Dönem Başkanı Slovenya’nın talebi üzerine, 18 Haziran 2008 tarihinde gerçekleştirilen Hükümetlerarası Konferans’ta, 2003 yılında AB liderleri tarafından alınan karar da dikkate alınarak, söz konusu enstitünün ev sahipliği için daha önce herhangi bir AB ajansına ya da ofisine ev sahipliği yapmamış ülkeler arasından bir seçim yapıldı. Enstitü’nün Wroclaw şehrinde kurulmasını isteyen ve Budapeşte’yi veto eden Polonya, hâlihazırda FRONTEX adı ile bilinen AB Sınır Güvenlik Ajansı’na ev sahipliği yaptığı gerekçesiyle uygun bulunmadı.

Avrupa Komisyonu’nun, EIT İdare Kurulu’nda yer almasını istediği aday listesini sunmasına karşın, resmi atamanın Temmuz ayında gerçekleştirilmesi bekleniyor.

Bunun yanı sıra, EIT’nin kurulmasına yönelik Yönetmelik uyarınca, İdari Kurul oluşturulduktan sonra, 2009 yılının sonuna kadar, 18 ay içerisinde, iki ya da üç Bilgi ve Yenilikçilik Grubu’nun (KIC- Knowledge and Innovation Communities) faaliyete geçmesi öngörülüyor. Üniversite, şirket ve araştırma enstitülerini bir araya getirecek olan KIC’lerin görevinin ise iklim değişikliği, yenilebilir enerji, bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında yenilikçilik ve eğitim faaliyetlerinin oluşturulmasına yönelik olarak ortaklık kurulmasının sağlanması olduğu belirtiliyor.

Kaynak için Tıklayınız

http://www.euractiv.com/en/innovation/eu-innovation-institute-start-operations-budapest/article- 173467

MALİ HİZMETLER

AVRUPA KOMİSYONU ŞİRKET DENETÇİLERİNİN SORUMLULUKLARININ

SINIRLANDIRILMASINI TAVSİYE EDİYOR

(7)

Tavsiye Kararı yayımladı. Söz konusu sınırlandırmaya yönelik olarak, gerekli önlemlerin alınması Üye Devletlerin inisiyatifine bırakılıyor.

Üye Devletler, Tavsiye Kararı’nda belirlenmiş olan söz konusu amaca ulaşmaya yönelik olarak, hukuki yükümlülüğü sınırlayan bir mali üst sınır veya bu üst sınırı belirleyecek bir formül geliştirilmesi; söz konusu yükümlülüğün şirket ve denetçi arasında paylaştırılarak, denetçinin ortaya çıkan zarardaki sorumluluğundan fazla yükümlülük üstlenmesinin önüne geçilmesi veya denetçi ile şirket arasında bir sözleşme imzalanması öngörülüyor.

Bu çerçevede Almanya, Avusturya ve Belçika, denetim şirketlerinin yükümlülüklerine bir üst sınır getirirken, İngiltere sözleşmeye dayalı anlaşmaları seçiyor. Söz konusu Tavsiye Kararı’nın bağlayıcı bir özelliği bulunmamasına rağmen, Üye Devletlerin belirledikleri önlemleri iki yıl içinde Komisyon’a bildirmeleri gerekiyor.

Bunun yanı sıra, Avrupa Komisyonu, söz konusu Tavsiye Karar ile sektördeki rekabeti artırmayı hedefliyor. Hâlihazırda, Avrupa denetim piyasasının yüzde 85’i dört büyük şirketin - KPMG, Ernst&Young, Price Waterhouse Cooperse ve Deloitte Touche Tohmatsu - elinde bulunurken, bu Karar ile pazarda yer alan orta ölçekli şirketlerin önündeki engellerin kaldırılması ve rekabet güçlerinin artırılması amaçlıyor.

Öte yandan, yükümlülüğün sınırlandırılması hususu, denetim şirketlerinin kendi hataları sonucu ortaya çıkmış olan zararları kapsamıyor.

Kaynak için Tıklayınız

http://europa.eu/rapid/pressReleasesAction.do?reference=IP/08/897&format=HTML&aged=0

&language=EN&guiLanguage=fr

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu gündem, siyasi reformlarda yoğunlaştırılmış bir diyalog ve işbirliği, vize, hareketlilik ve göç, enerji, terörizmle mücadele, Türkiye’nin “Vatandaşlar için

Vergilendirme alanında, özellikle tütün vergilendirmesine ilişkin bazı ayrımcı uygulamaların kaldırılmasına yönelik olarak, mevzuat uyumunda sınırlı ilerleme

1–2 Eylül tarihlerinde Fransa’nın La Rochelle kentinde buluşan AB Ulaştırma Bakanları deniz otoyolları, “Eurovignette” yönergesi ve şehir içi taşımacılığa

bulgularına göre, sosyal öykülerin OSB olan bireylere sosyal beceri öğretiminde ve bu bireylerin problem davranışlarının azaltılmasında etkili olduğunu ifade

Basitleştirme kapsamında vize için istenen belgelerin en aza indirilmesi; vize için tüm konsolosluklarda tek tip belge doldurulması; vize başvurusunun ardından işlem süresinin

Fondan 150 milyon ormanların iyileştirilmesi için Euro Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, 145 milyon Euro ülkenin demiryolları ağının geliştirilmesi için TCDD’ye ve

Bununla birlikte, AB istihdam kılavuz ilkelerine ilişkin Avrupa Parlamentosu tarafından önümüzdeki Mayıs ayında yayınlanması beklenen raporun, Komisyon ve

7 Mayıs 2008 tarihinde, Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik’ten Sorumlu Komisyon Üyesi Jacquet Barrot, Sırbistan vatandaşlarının AB