• Sonuç bulunamadı

DENEY RAPORU YAZIM KILAVUZU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DENEY RAPORU YAZIM KILAVUZU"

Copied!
60
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DENEY RAPORU YAZIM KILAVUZU

Deney raporları A4 kâğıda el yazısı ile tükenmez kalem kullanılarak yazılmalıdır. Deneyde öğrencinin adı soyadının, öğrenci no, grup no, tarih ve deney adının bulunduğu bir kapak sayfası mutlaka olmalıdır. Kapak sayfası olmayan raporlar kabul edilmeyecektir. Deney raporu genel olarak 7 kısımdan oluşur.

1. AMAÇ

Deneyin hangi amaçla yapıldığı ve deneyin yapılışında birden fazla yöntem varsa hangi yöntemin kullanıldığı ifade edilmelidir.

2. DENEYDE KULLANILAN ARAÇ VE GEREÇLER Deneyde kullanılan aletler ve kimyasalların isimleri yazılmalıdır.

3. TEORİ

Bu bölüme yazılanlar konunun temelini teşkil etmeli, konu hakkında gerekli bilgiler araştırılmalı ve gereksiz, tekrar bilgilerden kaçınılmalı sade ve net bir şekilde yazılmalıdır.

Deneyin çevre mühendisliği açısından önemi ve nerelerde kullanıldığı yazılmalıdır. Teori kısmı en az 2 sayfa olmalıdır.

Teori kısmı için kullanılacak olan kaynaklar güvenilir olmalı, internet kaynaklarından olabildiğince kaçınılmalı eğer kullanılacak ise güvenilir internet kaynakları kullanılmalıdır. Kitap, makale, dergi gibi yayınlar tercih edilmelidir.

Teori kısmı yazılırken alınan parçanın hangi kaynaktan geldiği belirtilmelidir.

Örnek:

Uçucu Organik Bileşikler tüm kentsel ve endüstriyel alanlarda atmosferde yer seviyesinde bulunan önemli hava kirleticileridir. Uçucu Organik Bileşikler sınıfına giren yüzlerce bileşik bulunmaktadır. UOB’ler atmosferde gaz halinde bulunur ancak normal sıcaklık ve basınç altında sıvı veya katı halde olabilirler. Bu bileşikler 20ºC’de buhar basıncı 760 tordan (101.3 kPa) küçük ve 1 tordan (0,13 kPa) büyük organik bileşikler olarak tanımlanabilir. UOB’leri temsil eden diğer bileşik grupları hidrokarbonlar (HC’s), reaktif organik gazlar (ROG’s), metan olmayan uçucu organik bileşikler (NMUOB’s)’dir (Hester ve Harrison, 1995).

4. DENEYİN YAPILIŞI

(2)

Deneyin yapılış şekli laboratuarda uygulanan biçimiyle anlatılmalı, direk föyden alınmamalıdır. Laboratuar çalışması esnasında deneyin yapılışı ile ilgili öğrenilen bilgiler ve tartışmalara bu kısımda değinilmelidir. Ayrıca gerekiyorsa literatür taraması yapılabilir.

5. HESAPLAMALAR

Bu bölüme gerekirse deney esnasında yapılan, yapılmasına ihtiyaç duyulan hesaplamalar ve grafikler verilerek açıklamalarda bulunulur. Deney verileri açık bir biçimde verilmeli hesaplamalar bu veriler takibinde yapılmalıdır.

6. DEĞERLENDİRME VE YORUM

Deney raporunun en önemli kısımlarından biri deneyin yorumlandığı kısımdır. Bu kısımda özellikle Çevre ve Orman Bakanlığının yayınlamış olduğu su ile ilgili mevzuatlar esas alınarak deneyde elde edilen verilerin yorumlanması ve çevre mühendisliği bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekmektedir.

7. KAYNAKLAR

Deneyin özellikle teori kısmında başvurulan kaynaklar bir liste halinde raporun son sayfasında verilmelidir. Kaynak gösterilirken, Yazarın soyadını adı, kitabın adı basım yeri ve yılı sırasıyla verilmelidir.

Örnek:

Pluschke, P. Indoor Air Pollution, Springer, 2004, Western Europe.

(3)

1. MİKROBİYOLOJİ LABORATUARI

Tanım: Mikrobiyoloji bilimi, mikroorganizmaları ve onların aktivitelerini kapsar. Diğer bir ifade ile çıplak gözle görülmeyip ancak mikroskopla görülebilen canlıların şekillerini, yapılarını, üremelerini, fizyolojilerini, tanılarını (teşhis) , doğada yayılış şekillerini, birbirleri ve diğer canlılarla olan ilişkilerini, insanlara yararlı ve zararlı yönlerini, onların çevrelerinde yaptığı fiziksel ve kimyasal değişiklikleri inceleyen bir bilimdir.

Anlam ve Önemi: Çevre mikrobiyolojisi laboratuarının amacı, genel mikrobiyoloji laboratuar konularına değinerek, her sınıf mikroorganizmaları tanımak, çevre mühendisliği ile ilgili mikrobiyolojik incelemelerin nasıl yürütüleceğinin öğretilmesini sağlamaktır. Bu genel amaç çerçevesinde su, pissu arıtımında rol oynayan mikroorganizma türleri ve faaliyetlerini tanımlamak, içme suyu olarak kullanılacak suların bakteriyolojik analiz ve kontrollerini sağlamak, özellikle Çevre Mikrobiyolojisinin temel parametresi olan, toplam ve fekal deneylerinin nasıl yapıldığının gösterilmesi, çevre mühendisliğinde özel öneme sahiptir.

Mikrobiyoloji Laboratuarında Çalışma Düzeni

Çevre Mikrobiyolojisi laboratuar çalışmaları aşağıdaki sıraları takip ederek yürütülür.

a) Kullanılan Alet ve Cihazların Kontrolü

Laboratuar çalışmalarına başlamadan önce, kullanılan alet ve cihazların elektrik aksamı, ısı ayarı v.b. özellikleri kontrol edilir. Özellikle inkübatör sıcaklık ayarının uygun olup olmadığı sabah ve akşam olmak üzere en az iki defa kontrol edilmelidir.

b) Kullanılan Cam Eşyanın Temizlenmesi ve Sterilizasyonu

Laboratuarda kullanılan bütün cam malzemeler uygun deterjan ve sıcak suyla iyice yıkanır ve durulanır. Tekrar sıcak suyla durulama işleminden sonra distile sudan geçirilir. Temizlenen cam malzemeler 70° C de pastör fırınında (etüv) kurutulur. Kullanım özelliklerine göre hazırlanan cam malzemeler kuru sıcak hava ile sterilize edilir. Otoklavda sterilize edilirler.

d) Sterilizasyon İşlemlerinin Kontrolü

Tüpte hazırlanan sıvı besi yerlerinin % 10' u, plaklara dökülen besi yerlerinin bir kısmı ve membran filtreler besi yerleri ile beraber 24 saat 35°C’ de inkübasyona tabi tutularak sterilizasyon kontrolü yapılır.

(4)

e) Deneysel Çalışmalar

Ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra deney çalışmalarına geçilir. Deney sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, aseptik koşullarda çalışmaların yürütülmesidir.

f) Deney Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Deney sonuçları, deney prosedürüne göre değerlendirilerek rapor yazılır.

MİKROBİYOLOJİ LABORATUARINDA ÇALIŞMA KURALLARI

Mikrobiyoloji laboratuarında gözle görülemeyen canlılar ile çalışılmaktadır. Bundan dolayı diğer bilimlerdekinden farklı bir laboratuar tekniği vardır. Laboratuarda çalışan kimseler, yapılacak işten çabuk sonuç almak ve kendilerini çeşitli tehlikelerden korumak için aşağıda bildirilen kurallara uymak zorundadır.

1. Laboratuara tozlu ve çamurlu ayakkabı ile girilmemeli, mümkünse ayakkabılar temizlenmelidir.

2. Palto, pardösü, ceket, şapka gibi giyim eşyası çanta ve kitaplar laboratuar çalışması yapılan masaların üzerine bırakılmaz, bu iş için ayrılan yere konur, çalışma masası üzerine oturulmaz ve uzanılmaz.

3. Laboratuarın çalışma metotları aynen ve tam olarak uygulanır.

4. Mutlaka beyaz ve temiz bir laboratuar önlüğü giyerek çalışılmalıdır.

5. Size önce yapılacak denemelerle ilgili olarak gerekli bilgiler verilecektir. Takip edilecek işlemler ve hakkında ve ilgili diğer konularda sorunuz varsa, mutlaka sorunuz ve deneyim amacını iyice kavrayınız.

6. Laboratuarda yiyecek yenmez, su içilmez, sakız çiğnenmez, sigara içilmez, yüksek sesle konuşulmaz, sert, lüzumsuz hareketler yapılmaz.

7. Çalışma masasının üzeri, çalışmaya başlamadan önce ve çalışma bittikten sonra dezenfektan bir madde ile silinmelidir. (%0.5 formon, %0.5 lizol vs.)

8. Parmaklar, eller, kağıt kalem ve diğer eşya yüze ve bilhassa ağza sürülmez. Bu laboratuarda kullandığınız kalem, etiket vs. gibi şeyler kesinlikle ağza sürülmez.

9. Çalışırken temizliğe ve intizama önem verilmelidir. Çalışma masası, mikroskop ve diğer aletler daima temiz olmalıdır. Ortada fazla lüzumsuz eşya bırakılmamalıdır.

(5)

10. Numune ve kültür yapılan kapların üzerine muhakkak tarih, saat, protokol numarası ve numunelerin alındığı yer yazılır.

11. Mikropların ekiminde kullanılan iğne ve öze kullanılmadan evvel ve kullandıktan sonra mutlaka iyice yakılmalıdır. Yakma şekli daha sonra gösterilecektir.

12. Kullanılan pipet baget, lam, lamel, gibi cam eşya masanın üzerine bırakılmaz. İçine dezenfektan çözelti (lizol) konmuş kaba atılır.

13. Gömlek ceplerine sıvı veya katı kültür ihtiva eden tüp veya petri kutusu konulmamalıdır.

14. İçinde besiyeri, kültür veya muayene maddesi bulunan tüpler masanın üzerine bırakılmaz. Bir süpora, tel sepetlere veya kutunun içine yerleştirilir.

15. Pipetle tehlikeli sıvı çekerken pamuğa kadar çekilmemeli, arada 6-7 cm" lik bir güven boşluğu bırakılmalıdır.

16. Eller infeksiyöz madde ile temasa getirilmez. Temasa gelirse, hemen antiseptik madde ile (lizol) sonra bol miktarda sabun ve su ile yıkanır.

17. Eğer kültürler (tüp veya petriler) kırılıp dökülecek olursa hemen haber veriniz. Ayrıca dökülen yeri dezenfektan madde ile iyice siliniz. (Dezenfektan maddeyi laboratuar sorumlusundan isteyiniz.)

18. El veya yüz mikroplu aletle kaza ile yaralanır ya da göze infekte madde sıçrarsa derhal antiseptik madde sürülür veya damlatılır. Antiseptik maddenin bulunması gecikecekse bol su ile yıkanır. Sonra antiseptik kullanılır. Mikrobun cinsine göre diğer tedbirlerde alınır.

19. Kullanılmadığı zamanlarda ocaklar söndürülür. Mikroskop lambası söndürülür ve mikroskobun fişi çekilir. Diğer aletler çalıştırılmaz.

20. Çalışma bitince mikroskop ve kirletilen malzemeler temizlenir ve yerine kaldırılır. Her laboratuarın başlangıç ve bitiminde masalarınızın üstünü dezenfektan sıvı ile ıslatılmış bezle silip, mutlaka temizleyiniz. Elektrikleri kapatınız.

21. Her laboratuar çıkışında ellerinizi iyice sabunlamanızı, lüzumlu ise antiseptik sıvı ile yıkamanızı tavsiye ederiz.

22. Öze veya iğneleri kullanmadan önce iyice sterilize etmeli ( yakmalı) soğuduktan sonra kullanmalı ve tekrar yaktıktan sonra yerine koymalıdır.

(6)

23. Pipetlerin steril olması veya ağza gelen kısmında pamuk bulunması gereklidir.

Pamuksuz olanlar, kağıt sargısından ucu dışarı çıkanlar ve kağıt sargısı açık olan pipetler kullanılmazlar.

24. Sterilizesinden şüphe edilen bir malzeme kullanılmamalıdır.

25. Mikroskop, pH metre, terazi, su banyosu, santrifüj v.s. gibi lüzumlu ve hergün kullanılabilecek malzeme çok dikkatlice kullanılmalı, kullanımdan önce ve sonra temizlenmeli ve yerine konmalıdır.

26. İnkübatör, buzdolabı ve dipfrize konacak tüp, petri kutusu, v.s. malzemenin üzeri okunacak şekilde yazılmalı veya etiketlenmelidir. Silinmiş olanlar çıkarılmalıdır.

Sizlere deneye başlamadan önce yapılacak çalışmalar hakkında gerekli bilgiler verilecektir.

Yapılan işlemler ve diğer konularda sorularınız varsa ilgililere sorunuz. Deneyin amacını iyice kavrayınız. Özellikle bu laboratuarda yapılacak işlemleri tam anlamadan ve gerekli talimatı almadan deneye başlamayınız. Her laboratuar sonunda bir evvelki laboratuarda yapılan çalışmalar ile ilgili rapor verilecektir. Rapor çizgisiz dosya kağıdına aşağıdaki şekilde hazırlanacaktır.

(7)

2. MİKROORGANİZMALARIN KONTROLÜNÜN ÖNEMİ VE STERİLİZASYON Bir ülkenin insanlarının sağlık durumunu, büyük ölçüde o ülkenin mikrobial topluluklarının etkili bir şekilde kontrol edebilmeleri ile tayin edilir. Bu kontrolün gerekli işlemleri çok spesifik olabileceği gibi çok genelde olabilir.

Günlük işlemler örneğin, suyun saflaştırılması, sütün pastörizasyonu, besinlerin korunması v.b. işlemler mikrobial toplulukların kontrolünü gerektirir. Halk sağlığı açısından düşünürsek önemli olan sadece ürünü korumak değil, toplumun sağlığının da korunmasıdır. Aynı zamanda ekonomik olarak da, bazı mikroorganizmalar zararlı olduklarından kontrol altına alınmaları gerekir.

Mikrobiyal Kontrolün Önemi

Bir mikroorganizmanın teşhisi ancak saf kültür halinde üretilmesi ile mümkündür. Bu da, besiyeri ve diğer malzemeler ile aseptik koşullarda çalışmak, diğer mikroorganizmaların karışmasını önlemekle olur. Steril bir ortam veya malzeme hiçbir canlı varlık ihtiva etmez. Bu amaçla sterilizasyon işlemi: mikrobiyoloji laboratuar tekniğinin temel taşlarından birisidir.

Uygun bir sterilizasyon yapmadan mikrobiyolojik çalışmalar yapılamaz.

Mikroorganizma kontrolünü gerektiren temel sebepler şöyle özetlenebilir.

1. Enfeksiyon hastalıklarının bulaşmasını önlemek.

2. İstenmeyen mikroorganizmaların çoğalmasını ve çevreye yayılmasını önlemek.

3. Mikroorganizmaların saf kültürlerini elde etmek.

4. Mikroorganizmalarca materyallerin çürüme ve bozulmalarım engellemek.

Sterilizasyon

Canlı organizmaların tümünün kendine has bir yaşama şekli vardır, doğadaki en küçük canlılar grubunu oluşturan mikroorganizmalar, hayatlarını sürdürebilmeleri için bazı canlıların yok olmalarına sebep olurlar. Bundan dolayı sterilizasyon mikroorganizmaların vejetatif ve spor şekillerinin öldürülmesi olayıdır. Diğer bir ifadeyle, mikrobial yaşamın tüm formlarının yok edilmesidir.

Dezenfeksiyon ise bir ortamdaki patojen mikroorganizmaları öldürmek için yapılan işleme denir. Dezenfeksiyon esnasında diğer zararsız mikroorganizmalarda ölebilir.

Fakat bu işlemin gayesi, hastalık yapıcı mikroorganizmaların zararsız hale getirilmesidir.

Dezenfeksiyon için kullanılan maddelere "dezenfektan madde" adı verilir.

(8)

Mikroorganizmaları öldürebilen veya üremelerini durdurabilen maddelere "antiseptik" denir.

Bakteriosid, mikrobiyosid, bakteriosidal, mikrobiyosidal, antibakterial, antimikrobial terimlerinin hepsi aşağı yukarı aynı anlamı taşıyıp, mikrop öldürücü anlamına gelmektedir.

Bakteriostatik, mikrobistatik terimleri ise mikroorganizmaların üremelerini durdurucu etki anlamında kullanılmaktadır. Bundan başka fungusid, virüsid, sporosid terimleri de sırası ile funguslar, virüslar ve sporlar üzerine öldürücü etkiye sahip anlamına gelmektedirler.

Mikroorganizmaların çeşitli etkenlere karşı dirençlerine "rezistans", hassasiyetlerine de

"dispozisyon” denir.

Sterilizasyon Çeşitleri

Mikroorganizmaların kontrol altına alınmasının çeşitli şekilleri vardır. Bu yöntemler; sterilize edilecek malzemenin farklılıklarından, kullanılan fiziksel etkenlerden ve kimyasal maddelerden kaynaklanmaktadır. Ayrıca kontrol altına alınacak mikroorganizma türlerinin sayısı, cinsi ve bulunduğu ortamlar bu çeşitliliği arttırmaktadır.

Sterilize edilen eşyanın mikroplar ile tekrar kirlenmemesi için, dış ortamla ilgisinin kesilmesi gerekir. Steril eşya açık kalırsa, havadan gelen tozların üzerindeki bakterilerle tekrar kontamine olur.

Tüp, balon gibi cam eşyaların ağzı sterilize, işleminden önce pamuklanır. Bu işlemde kullanılan pamuk uzun elyaftan ve tozlu olmamalıdır.Bunun için yağı alınmış pamuk kullanılır.

Pipetlerin ağız kısmı pamuklanır ve birer birer ya da birkaçı bir arada kağıtlara sarılarak sterilize edilebilir. Genellikle pipetler, cam ya da madenden yapılmış silindir şeklindeki kutulara konur ve kutuların ağzı pamuk veya madeni bir kapakla kapatılarak sterilize edilir.

Sterilizasyon işlemi, genel olarak fiziksel ve kimyasal olmak üzere iki yolla yapılır.

Fiziksel Yöntemler

Fiziksel yöntemlerle yapılan sterilizasyon işlemini genelde üç grup altında toplamak mümkündür. Bunlar:

1. Isı ile

2. İyonize eden ışınlarla,

3. Mekanik olarak yapılan sterilizasyon.

(9)

1. Isı ile Sterilizasyon

Yapılması kolay ve ucuz olduğundan ve iyi sonuç verdiğinden sterilizasyonda en çok ısı kullanılır. Yalnız sterilize edilecek malzemenin ısıya dayanıklı olması lazımdır. Bu husus daima göz önünde bulundurulmalıdır.

Sterilizasyon işleminde ısı, kuru ve nemli olmak üzere iki şekilde kullanılır.

A- Kuru Isı İle Sterilizasyon

a. Kızıl dereceye kadar ısıtma ve yakma: Daha çok aleve tutulduğunda bozulmayan iğne, öze ve benzeri madeni aletlerin, steril edilmesinde kullanılır. Öze ve iğneler saplarından kalem gibi aleve 45° C açıyla, ya alevin dip kısmının ortasına tutularak, ya da alevin üzerinde biraz uzak konumda tutarak Önce üzerindeki organik maddelerin yavaşça yanarak karbonlaşması sağlanır. Daha sonra alevin ısının en yoğun olduğu uç kısmının ortasına daldırılarak, kızıl dereceye gelinceye kadar ısıtılır. Bu tür aletler soğuduktan sonra kullanılır.

Öze ve iğne aniden alevin içerisine daldırılacak olursa, üzerlerindeki organik maddeler yüksek ısının etkisiyle genişleyerek patlarlar ve çevreye sıçrarlar. Bu sıçrayan materyal içersindeki mikroorganizmalar canlı kalabilirler. Bu da çevrenin mikroorganizmalarla kontaminasyonuna neden olur.

b. Alevden Geçirme: Balon, eden v.b. ile metal gereçlerin dış yüzeyleri alevden geçirilerek steril edilebilir. Ayrıca steril tüplerin ağızları, her açış ve kapatış sırasında alevden geçirilerek sterilizesinin bozulması önlenir.

Sterilizasyon amacı ile pipet uçlarının alevden geçirilmesi uçlarının kırılmasına neden olacağından, doğru bir yöntem değildir.

c. Kuru Sıcak Hava Fırını (Pasteur Fırını): Kuru sıcak hava ile sterilizasyonda özel yapılmış fırınlar kullanılır. Cam, balon, petri kutusu, pipet ve cam şişeler gibi cam eşyanın sterilizasyonu için en uygun yöntemdir. Bu yolla sterilizasyon 180 °C' de 1 saat veya 160°C' de 2-2.5 saat fırını çalıştırmak suretiyle yapılır.

B- Nemli Isı İle Sterilizasyon

Bu yöntemle kuru ısı ile steril edilemeyen, malzemeler steril edilmektedir.

(10)

1. Sıcak Su İle Sterilizasyon

a. Kaynatma :100 °C'de 5-10 dakika kaynatmakla bakterilerin vejetatif şekilleri ve bazı bakterilerin spor şekilleri ölürler. Tam güvenli bir yöntem olmamakla birlikte, çok önemli olmayan işlemlerde yeterli sterilizasyon sağlayabilmektedir. Genellikle cam eşya, pens, makas v.b. gereçlerin kaynatılarak sterilize edilmesinde uygulanır.

b. Tindalizasyon: Yüksek sıcaklık derecelerinde bozulan maddeler için kullanılan bir metoddur. Bu metodla, birkaç gün arka arkaya 56-100°C sıcaklıkla ısıtmakla sterilizasyon işlemi yapılır. Isıtma süresi günde bir saat olmak üzere en az üç gündür. Bazı sporlu bakteriler için sekiz gündür. Çok az kirli çözeltiler için iyi sonuç verir. Benmari denilen aletlerde yapılır.

2. Buharlı Isı İle Sterilizasyon

iyi bir sterilizasyon için, su buharı sıcak havadan daha elverişlidir. Çünkü buharın öldürücü etkisi daha fazladır ve eşyayı daha çabuk ısıtır. Ayrıca su buharını pamuk , yün , kumaş, kağıt ve diğer kirli maddelere nüfusu daha kolaydır.

a. Basınçlı b. Basınçsız

c. Akım halindeki buharla sterilizasyon

a. Basınçlı buharla sterilizasyon: Bu yöntem, özellikle besiyerleri ve çözeltiler için çok uygundur. Ortam yeteri kadar buharlı olduğundan, ısınma esnasında sterilize edilecek sıvılardan buharlaşma ile su kaybı da olmaz. Buharla sterilizasyon için en çok kullanılan alet otoklavdır. Otoklavla sterilizasyon işlemi için 120 0C'de 1 atmosfer basınç altında, 15-45 dakika yeterlidir.

b. Basınçsız buhar ile sterilizasyon: 100° C ısıda buharla doymuş bir ortamda, basınç olmaksızın 30' dakika tutularak yapılan sterilizasyondur. Bu amaç için Koch kazanı veya basınçsız çalışan otoklav kullanılır.

c. Akım halindeki buharla sterilizasyon: Bu işleme Ultra High Temperature ( UHT ) sterilizasyonu adı verilir. Özellikle süt sterilizasyonunda kullanılır. Süt, buhar ile 135-150°C’

ye kadar ısıtılmış levhalara 1-4 saniye süreyle püskürtülür. Daha sonra vakum bulunan soğutma tanklarına püskürtülerek hızla 22° C ye kadar soğutulur.

(11)

Pastörizasyon:

Süt, krema, meyve suları gibi maddelerdeki bütün mikroorganizmaları tahrip etmeyip sadece patojen mikroorganizmaları öldüren, en çok gıda endüstrisinde kullanılan bir yöntemdir.

Değişik şekillerde uygulanır. Düşük ısıda uzun süre (60-65° C de 30 dakika) veya yüksek ısıda kısa süre (72ºC' de 30-40" sn.) tutulduktan sonra en kısa zamanda ısının 10°C' ye düşürülmesiyle gerçekleştirilir. Ancak, bu ısılara dayanıklı birçok mikroorganizmalar (termofıller) ve sporlar vardır. Bundan dolayı özel işlemler uygulanmamış pastörize sütlerin buzdolabında tutulması ve 48 saat içinde tüketilmesi gerekir. Aksi halde patojen olmayan mikroorganizmalar sütte çoğalarak bozulmasına neden olurlar. Ayrıca bazı mikroorganizmaların buzdolabı koşullarında da üreyebildiği unutulmamalıdır.

II. İyonize Eden Işılarla Sterilizasyon

Suyun ve mikrobiyolojide kullanılan bazı maddelerin sterilizasyonu için, iyonize eden ışınların etkisinden faydalanılır. Genellikle iyonize eden ışınlarla sterilizasyon işlemi mikropların haricinde ortama da etkilidir. Dolayısıyla kullanılışı da sınırlıdır, iyonize eden ışınlar iki gruba ayrılır:

a. Elektromanyetik ışınlar b. Partiküler ışınlar

c. Ultrasonik vibrasyonlar (titreşimler) a. Elektromanyetik ışınlar

1. Ultraviole ışınları 2. X ışınları

3. Gamma ışınlan b. Partiküler ışınlar 1. Beta (katod ) ışınları

III. Mekanik Olarak Yapılan Sterilizasyon

Yüksek ısıya dayanıksız çeşitli sıvıları steril etmek amacıyla kullanılır. Bu yöntem sıvı bir ortamda bulunan mikroorganizmaların çeşitli fılitrelerden geçirilerek tutulması ve süzüntüye geçmesinin engellenmesi esasına dayanır. Süzme işleminde kullanılan aletlere fılitre veya süzgeç denir. Bu filtreler, filtrenin cinsine göre sınıflandırılabilir. Bunlar;

(12)

1. Diatom toprağı filtreler 2. Porselen filtreler

3. Astbest süzgeçli filtreler 4. Cam tozu filtreler 5. Kollodyum zarh filtreler KİMYASAL YÖNTEMLER

Çeşitli kimyasal maddeler kullanılarak gerçekleştirilir. Daha çok patojen mikroorganizmaların kontrol altına alınması için yapılan bir işlemdir.

(13)

3. ÇEVRE MİKROBİYOLOJİSİ LABORATUARINDA KULLANILAN CİHAZLAR VE MALZEMELER

Bu kısımda mikrobiyoloji laboratuarı çalışmalarında kullanılan çeşitli cam malzeme, alet ve cihazların özellikleri kısaca anlatılacaktır

I. OPTİK ALETLER

Büyüteç: Büyütme güçleri düşük ( 5-15 defa) olan bir sap takılmış veya takılmamış olan merceklerdir. Bakteri kolonilerinin incelenmesinde kullanılır. Genellikle gözden 20-25 cm uzakta tutularak ve objeye yakınlaştırıp uzaklaştırmak suretiyle uygun pozisyonda inceleme yapılır.

Mikroskoplar: Çevre Mühendisliği mikrobiyolojisinin kapsamı içinde mikroorganizmaların çoğu çok küçük olduklarından çıplak gözle görülemezler. Görülebilmeleri için çok fazla büyütülmeleri gerekir. Bu büyütmeyi bize sağlayan mikroskop, mikrobiyolojik çalışmalarda en çok kullanılan, vazgeçilmez bir alettir. Genel anlamda mikroskop, küçük cisimleri büyüterek görünümlerini sağlayan merceklerden yapılmış bir alet olarak tarif edilebilir.

Sözcük olarak latince; MICROS (Küçük) ve SKOPEIN (Müşahade etme) kelimelerinin birleştirilmelerinden meydana gelmiştir.

- Işık Mikroskobu

Bunlarda büyütme optik mercekler sistemiyle elde edilir. Başlıca çeşitleri şunlardır:

1. Aydınlık Saha Mikroskobu (Işık Mikroskobu) 2. Karanlık Saha Mikroskobu

3. Floresans Mikroskobu 4. Faz Kontrast Mikroskobu 5. Ultraviyole Mikroskobu

- Elektron Mikroskobu

İsminden de anlaşılacağı üzere, büyütme ışık dalgaları yerine elektromanyetik alanlar bulunmaktadır. Virüslerin incelenmesinde kullanılır. Bununla birlikte bakterilerin, mantarların, protozoaların ince yapılarının ve organellerinin incelenmesinde de kullanılır.

Bizim üzerinde duracağımız, daha çok çalışmalarımızda kullanacağımız "ışık mikroskobu"

dur.

(14)

Işık Mikroskobu: Görünür ışığı kullanarak yaklaşık 40 – 3000 defa büyütebilen kompleks bir mercekler sistemidir. Rutin olarak mikrobiyoloji laboratuarlarında, mikroorganizmaların incelenmesinde ve öğrenci uygulamalarında kullanılır. Özel bir ışıklandırma sistemine ihtiyaç göstermeyen yani güneş ışığı veya elektrik lambası ışığı ile çalışan mikroskoplardır.

Çalışırken başarılı sonuç elde edebilmek için mikroskop ve ışık mümkün olan en iyi koşullarda kullanılmalıdır. Bundan dolayı mikroskop kullanılması ve bakımı için yeterli bilgiye sahip olmak önemlidir. Işık mikroskobu başlıca üç kısımdan oluşmaktadır:

- Optik kısım - Aydınlatma kısmı - Mekanik kısımı

Şekil 1. Işık mikroskobunun şematik görünümü

1. Optik kısım: Mikroskobun preparatta bulunan cisimleri uygun bir şekilde aydınlatan ve cisimden büyütülmüş bir görüntü veren kısımdır. Objektif ve oküler' den oluşur. Bunlar birer mercek sisteminden yapılmış olup, mikroskobun en kıymetli parçalarıdır.

a) Objektifler: Çeşitli büyüme kapasitelerine sahip olan objektifler birçok mercekten meydana gelmiş olup, kapalı bir madeni sistem içinde bulunurlar. Objektifler büyütme amaçlarına göre 4 veya 5 adet olabilirler. Optik kısmın yerleştirilmiş ve orta ekseni etrafında dönebilen bir tablaya (revolver) büyütme güçlerinin artış sırasına göre vidalanmışlardır.

Üzerlerine de büyütme oranlarını bildiren, 10x , 40x , 90x veya 100x gibi rakamlar ile her objektifin nümerik açıklığını ( N.A ) ifade eden 0.30 , 0.75 , 1.00 ve 1.25 sayılar bulunur.

(15)

Objektiflerin büyütmeleri arttıkça alt uçlarındaki merceğin göründüğü açıklık çapı da küçülür.

Mikrobiyolojik amaçlar için kullanılan mikroskoplarda iki türlü objektif vardır.

- Kuru objektifler - İmmersiyon objektifler

Kuru objektifler: Bu objektiflerin odak uzaklığı kısadır ve odaktan biraz aşağıda olan cisimden gerçek, ters ve büyütülmüş bir görüntü verir. Objektifler, mikroskop tüpünün altına yerleştirilmiş ve orta eksen etrafında dönebilen bir tabla (revolver) deliklerine vidalanarak ve Kuru objektifler nispeten daha az büyüktürler. Üzerlerine de büyütme oranlarını bildiren, 10x, 40x, 90x veya 100x gibi rakamlar ile her objektifin nümerik açıklığını (N.A.) ifade eden 0.30, 0.75, 1.00 ve 1.25 gibi sayılar bulunur. Objektiflerin büyütme dereceleri arttıkça alt uçlarındaki merceklerin göründüğü açıklık çapı da küçülür.

Kuru objektifler büyütme güçlerine göre küçük ve orta büyütmeli olmak üzere iki çeşittir.

- Küçük Büyütmeli (kuru) Objektif ( 10x ): Gözetleme pozisyonuna getirilir ve preparatın üzerine indirilir. Kaba ayar düğmesi ile objektifler yükseltilerek görüntü odaklanır ve ince ayar düğmesi ile de netleştirilir. Diyaframla ışık şiddeti kontrol edilir.

- Orta Büyütmeli (kuru) Objektif (40x): Küçük büyütmeli objektiften revolverin döndürülmesi ile mikroskoptaki görüntü orta büyütmeli objektifle odaklanır.Eğer görüntü tam olarak görünmüyorsa , kaba ayar ile objektifler biraz aşağıya indirilerek görüntü ayarlanır.

Yani objektif, lam ile arada küçük bir aralık kalıncaya kadar yavaşça indirilir. Objektif lama dokundurulmaz. Okülerden bakıp net bir görüntü elde edilinceye kadar objektif yavaşça yukarıya doğru kaldırılır, ince ayar ile görüntüyü netleştirme işlemi tamamlanır. Görüntüde netleşme olmadığı takdirde yükseltme işleminin hızlı yapılmasından dolayı ilk bakıştaki işlemler tekrarlanır. Hiç bir zaman okülerden bakarken objektifi aşağıya doğru indirerek görüntüyü netleştirmeye çalışılmamalıdır.

İmmersiyon Objektifi (90x ve 100x): Bunlar daha büyük büyütme elde etmek için yapılmışlardır. Ancak bu tip objektiflerde kullanılan merceklerin odak noktalan ve yan çapları çok küçük olacağından, immersiyon objektiflerle çalışırken iyi bir inceleme yapmak, resolusyonu arttırmak için, preparat ile objektif arasına sedir yağı (immersiyon yağı) konur.

Sedir yağının kırılma (refraksiyon) indeksi (1.535) , lamınki ile yakın değerde olduğundan, kondansörden gelerek lamdan geçen ışınlar kırılmadan sedir yağından düz olarak geçerek içeri girerler.

(16)

Eğer sedir yağı kullanılmazsa, obje ile objektif arasında hava bulunacağından bunun kırma indeksi 1.00 olduğundan lamdan geçen ışık, objektife girmeden tekrar yanlara doğru kırılacak ve objektife az ışık girecektir. Buda iyi ve net bir görüntü sağlamaz. Sedir yağı kullanınca çok daha aydınlık bir saha elde edilir.

İmmersiyon objektifi kullanırken görüntüyü netleştirme işlemi orta büyütmeli objektiflerin aynısıdır. Yalnız burada resolusyonu arttırmak için preparat ile objektif arasına immersiyon temas edinceye kadar dikkatlice indirilir. Immersiyon objektiflerinin çalışma aralığı son derece küçük olduğundan ilk başlarda görüntünün netleştirilmesinde güçlük çekilebilir.

Objektif lama değdirilmeden biraz daha indirilir. Okülerden bakılarak, ince ayar ile objektifi yükselterek görüntü netleştirilir. Yağ filmini bozduğu veya görüntü bulunmaksızın objektif lamın üzerinde 2-3 mm' den fazla yükseldiği takdirde yukarıdaki ilk işlemler tekrarlanır.

Görüntü yeri belirlenip netleştirildiğinde, optimum ışıklandırma için diyafram aralığı ayarlanır.

Objektifin amaçları

1. Objenin herhangi bir yerinden gelen ışınları birleştirmek.

2. Bu ışınlan odak noktasında toplamak.

3. Odak noktasında oluşan imajı büyütmektir.

b)Oküler: Optik kısmın gözle bakılan ve tüpün üst kısmına konulan parçasını oluşturur.

Okülerde de büyütmesine göre numaralar (7x, 10x) bulunur.

Okülerin görevi: objektif tarafından oluşturulan obje imajını büyütmek ve objektifin bazı hatalarını düzeltmektir. Oküler genellikle 2 ve bazen 3 mercekten oluşur.

Bazı mikroskoplarda tek oküler bulunur. Buna monoküler, çift oküler varsa, buna da binoküler mikroskop denir. Binoküler sistemde başlığın sağa sola dönmesi ve eğik olması nedeniyle de, monoküler sisteme oranla, daha rahat ve kolay bir bakış sağlar.

Büyütme: Mikroskobun büyütmesi, objektifler üzerindeki numaralar ( 10x, 40x, vb. )ile oküler üzerindeki sayıların ( 7x, 10x...) çarpımına eşittir: Örneğin: Objektifi 100x ve oküler 10x ise objenin büyümesi 100 x 10= 1000' dir.

Nümerikal apertür ( N.A.) : Bir mikroskobun numerikal apertürü (aralığı), bunun resolusyon kuvvetinin bir ölçüsünü ifade eder. Bu açıklık ne kadar fazla olursa resolusyon kuvveti de o kadar fazla olur. Nümerikal aralığı büyük olan objektifler sedir yağı ile kullanılan immersiyon objektifleridirler.

(17)

Resolusyon: Bu terim, birbirine çok yakın olan iki cismin bir mercek tarafından ayırt edebilme yeteneğini ifade eder. Resolusyon aynı zamanda, ışığın dalga uzunluğu ve N.A. ile 2. Aydınlatma Kısmı

Lam üzerine konan objeyi aydınlatmak için ışık kaynağı, bu ışığı obje üzerine doğru yansıtan veya yönlendiren ayna ve ışığı üzerinde toplayan kondansörden oluşur.

a) Işık Kaynağı: Mikroskoplarda objeyi aydınlatmak için genellikle elektrikle çalışan, mikroskobun dışında veya içine monte edilen ışık kaynakları kullanılmaktadır. Işık kaynağının bulunmadığı durumlarda güneş ışığından da yararlanılır. Detaylı inceleme ve hassas bir çalışma için elektrik ışığı iyi sonuç verir. Preparatı aydınlatmak ve iyi bir ışık ayarı yapmak için kondansör kullanılır.

b) Ayna: Mikroskop üzerine monte edilmiş, bir yüzü konkav (içbükey) ve diğer yüzü düz olan aynalar, ışık kaynağından gelen ışınları kondansöre ve dolayısıyla obje üzerine yansıtırlar. Konkav yüz daha fazla ışık topladığı için immersiyon objektifıyle çalışmalarda kullanılır. Bazı mikroskoplarda ışık kaynağı tam kondansörün altına monte edildiği için ayna bulunmayabilir. Bazılarında ayna mikroskobun içine monte edilmiştir.

c) Filtre: Kondansörün altında bulunan özel ve halka şeklindeki yere ışık kaynağından gelen ışınları süzen mavi, yeşil, mat filtreler konarak iyi görüntü sağlanmaya çalışılır.

d) Diyafram: Lambadan gelen ışığı gereğine göre az veya fazla oranda kondansöre girmesini sağlamak için kondansörün altında diyafram bulunur, immersiyon çalışmalarında diyafram tam açılarak içeri fazla ışık girmesi ve objenin aydınlatılması sağlanır. Buna karşılık hareket muayenelerinde ise diyafram gereği kadar kapatılarak iyi bir kontrast (görüntü) sağlanır.

e) Kondansör: Bir mikroskopta kondansörün esas görevi, ışığı obje üzerinde toplamak ve yeterince aydınlatmaktır. Genellikle 2 mercekten oluşan kondansörler bir düğme (kramayer) ile aşağı yukarı iner çıkarlar ve ışığın iyi bir fokus (odak) olmasını sağlarlar.

3. Mekanik Kısım

Bu kısım; gövdeyi oluşturan , dayanıklı metalden yapılmış olup , tüp , kol, hareket vidaları, tabla ve ayak dan meydana gelir. Aydınlatma ve optik kısmında taşıyıcısıdır.

Kol: Optik kısımların bağlandığı ve mikroskobun tutularak taşınmasında kullanılan kısmıdır.

(18)

Hareket vidaları: Bunlar, mercek sistemini veya tablayı aşağı, yukarı hareket ettirerek, preparatın objektife yaklaşmasını veya uzaklaşmasını sağlayan büyük ve küçük vidalardan oluşmuştur. Makro vida olarak adlandırılan büyük vida kaba ayarı yapmaya , mikrovida olarak adlandırılan küçük vida ise netlik ayarı yapmaya yarar.Genellikle iç içe iki vida halinde monte edilmiş olup , dıştaki büyük olan vida makro vida, içteki küçük olan vida ise mikro vidadır.

Tabla: Preparatın yerleştirildiği, ortası delik olan kısımdır. Işık kaynağından gelen ışık, bu delikten ve preparattan geçerek objektife ulaşır. Tabla üzerinde preparatın tutunmasını ve hareket ettirilmesini sağlayan şaryo adı verilen sürgü sistemi bulunmaktadır. Şaryonun vidaları ile preparat yukarı - aşağı, sağa - sola hareket ettirilebilir.

Ayak: Mikroskobun üzerine oturduğu ve onun dik durmasını sağlayan en alttaki taban kısmıdır.

Mikroskobun Temizliği Ve Özel Önlemler

Oküler ve objektif merceğini temizlemek için mercek kağıdı kullanılır.

■ Mikroskop kullanılmaya başlamadan önce, mercekler mercek kağıdı ile silinir, ilk önce mercekleri çizebilecek büyük partikülleri temizlemek için mercek üzeri kağıt ile yumuşak bir şekilde süpürülür. Bundan sonra mercek yüzeyinde kalmış herhangi bir yağ kalıntısı varsa bu temizlenir. Her kullanımı mütakip mercekler aynı şekilde temizlenir. Immersiyon objektifi üzerinde kurumuş immersiyon yağını veya mikroskop tablası üzerindeki herhangi bir döküntüyü temizlemek için %30 ksilen (ksilol) - %70 alkol çözeltisi veya benzen kullanılır.

Ksilen objektifin merceklerini tutan yapıları erittiğinden çok az miktarda kullanılmalıdır.

■ İnceleme bittikten sonra preparat antiseptikli çözelti içine atılır yada sonra incelemek istenirse bir petri kutusu içinde saklanır.

■ İmmersiyon yağı (sedir yağı) ile çalışırken mikroskobu eğmeyiniz. Aksi halde yağ aşağıdaki mekanik sistemlere akarak hareketi zorlaştırır.

Mikroskobu Kırmaktan Kaçınmak İçin

■ Hiç bir zaman mikroskoba zor kullanmayın. Eğer herhangi bir şey doğru çalışmıyorsa kendi kendinize yerine yerleştirmeye çalışmayınız. Hemen laboratuar sorumlusunu çağrınız.

■ Objektiflerin hiçbir zaman lama dokunmasına izin vermeyiniz.

■ Asla kaba ayar düğmesiyle görüntüyü netleştirmeye çalışmayınız.

(19)

■ Farklı mikroskopların oküler veya objektiflerini hiç bir zaman değiştirmeyiniz.

■ Kesinlikle objektiflerin yerlerini değiştirmeyiniz.

II. STERİLİZASYON ALETLERİ

1. Otoklav: Doymuş basınçlı su buharı ile 100° C 'nin üstünde çalışan bir sterilizasyon aletidir. Genellikle yüksek ısıya dayanıklı maddelerin sterilizasyonunda kullanılır. Örneğin:

çözeltiler, besiyerleri ,boş şişe , pipet, petri gibi cam malzemeler ile pamuk ve bez eşyaların sterilizasyonu otoklavla yapılır.

Otoklav; ceket ve kazan olmak üzere iki kısımdan oluşur. Ceket' de; basınç ve ısı manometresi, su doldurma vanası, su seviye göstergesi ile buhar boşaltma vanası bulunur.

Kazan ise genellikle silindir şeklinde ve paslanmaz çelikten yapılmıştır. Kapağı buhar sızdırmayacak şekilde vidalarla gövdeye bağlanır. Kazanda, ızgaraların altında su konacak bir haznesi vardır. Gövdenin alt kısmında su boşaltma vanası ve elektrikle çalışan ısıtıcı bir sisteme sahiptir. Ayrıca aleti patlamadan koruyabilen bir emniyet sübabı vardır. Otoklavın içindeki hava önemlidir. Hava bulunması istenmez. Dolayısıyla hava bulunmasının çeşitli sakıncaları vardır. Bu sakıncalar;

1. Hava ile karışık su buharının sıcaklığı düşüktür.

2. Hava, buharın küçük alanlara girmesine engel olur.

3. Hava buhardan daha ağır olduğundan, otoklavın alt kısmında toplanarak daha soğuk bir tabakanın oluşmasına sebep olur. Bu kısımdaki eşya istenen sıcaklığa kadar ısınmaz. Örneğin üst kısımda sıcaklık 115°C iken, alt kısımda 80° C olur. Musluğu açık tutularak alet ısıtılmaya çalışılır. Otoklavdaki su ısınınca buhar çıkmaya başlar. Suyun kaynamasına paralel olarak çıkan buhar miktarı da artar. Bir müddet buhar, hava ile karışık olarak musluktan çıkar.

Otoklavdan hava tamamen çıktığında buhar musluğu kapatılır. Otoklav içinde oluşan buhar çıkacak yer bulamadığından aletin içinde basınç meydana gelir. Manometre ibresi yükselir, ibre 1 atmosfer (atm.) basıncı gösterdiği zaman otoklavın içindeki sıcaklık 120°C' dir. Bu basınç ve sıcaklığa ulaştıktan sonra 20-45' dakika beklemek suretiyle istenen sterilizasyon işlemi tamamlanır. Isıtıcı kapatılarak aletin soğuması beklenir. Basınç sıfıra düştüğü zaman, hemen buhar musluğu yavaşça açılır. Buhar çıkışı durduğunda otoklavın iç basıncı ile dış basıncı eşit olur ve hemen kapak açılır. Basınç yüksek iken buhar musluğu açılırsa, basınç süratle düşer ve otoklav içindeki sterilize edilmek istenen sıvılar kaynamaya başlar. Sonuçta sıvılar bulunduğu kaplardan taşarlar. Aynı şekilde basınç O'da iken otoklavın buhar musluğu açılmazsa, soğumakta olan otoklavdaki su buharı süratle yoğunlaşır.

(20)

Bunun sonucu otoklav iç basıncı dış atmosfer basıncından daha aşağıya düşer. Bu esnada fazla miktarda yoğunlaşan su buharı otoklavdaki eşyayı ıslatır.

2. Pastör fırını: Kuru hava sterilizatörü veya pastör fırını denilen alet, kuru havanın ısıtılması ile çalıştırılır. Pipet, tüp, petri kutusu, porselen süzgeçler, milipor süzme takımı gibi her türlü cam ve madeni malzemelerin sterilizasyonu için kullanılır. Sterilize edilecek malzeme temizlenmiş ve kurutulmuş olarak fırına yerleştirilir. Pastör fırınına malzemeler yaş olarak konulmaz ve alet soğumadan ( kızgınken ) kapağı açılmaz. Her iki durumda da aletin içindeki cam malzemenin çatlama tehlikesi vardır.

3. Benmari ( Su banyosu ): Değişik büyüklüklerde, çift cidarlı, metalden yapılmış, dikdörtgen veya yuvarlak üzerinde termometresi ve termostatı bulunan, elektrik ile çalışan cihazdır. Tindalizasyon ile sterilizasyon ve çeşitli amaçlar için kullanılır.

4. Filtreler: Çeşitli sıvı maddelerin süzülerek steril edilmesinde filtrelerden çok faydalanılır.

Çeşitli filtreler vardır. Bunlar; Diatoma toprağı, Porselen, Asbest süzgeçli, Cam tozu ve Selülloz membran ( milipor) filtrelerdir.

5. Ultraviyole lambası: Oda havasının yüzeylerin sterilizasyonunda kullanılan, ultraviole ışını lamba sistemidir. Hazırlanmalarında ve gerekse çeşitli testlerin yapılmalarında değişik büyüklüklerde tüpler kullanılır. Bunlar ısıya dayanıklı camdan yapılmıştır. Laboratuarda tüpler daima temizlenmiş, ağızları pamukla kapatılmış ve steril edilmiş olarak korunur.

İhtiyaç duyuldukça steril olarak kullanılır.

III. CAM MALZEMELER

Vidalı kapaklı tüp: Isıya dayanıklı plastikten yapılmış vidalı kapağı bulunur. Besiyeri hazırlamasında kullanılan tüplerdir.

Eküviyonlu tüp: Genellikle inceleme örneği alınmasında kullanılan, içerisinde tek bir eküviyon bulunan tüplerdir.

Satrifüj tüpü: Dibi yuvarlak veya koni biçiminde, yüksek dönme hızına dayanıklı olan, laboratuarda santrifüj için kullanılan tüplerdir. Ortalama 15 ml. hacmindedirler.

Durheim tüpü: Çok küçük ve özel tüplerdir. Karbonhidratlı ortamlarda gaz çıkıp çıkmadığını kontrol etmek için kullanılır.

(21)

Balon: Tabam düz, gövdesi yuvarlak, boyun kısmı uzun, balon şeklinde cam kaplardır. Isıya dayanıklı olup çeşitli hacimlerdedir. Laboratuarda diğer cam malzemeler gibi balonlarda temiz, steril ve ağzı kapalı muhafaza edilir. Çeşitli kültür vasatlarının ve kimyasal bileşiklerin hazırlanmasında ve deneylerin yapılmasında kullanılır.

Erlenmayer: Ağzı dar, alt kısmı geniş ve düz olan koni şeklinde cam kaplardır. Bunlardan da balonlar gibi besiyerleri ve çözeltilerin hazırlanmasında ve saklamasında faydalanılır.

Beherglas: Dipleri düz olup, gövdesi silindir şeklinde dereceli cam malzemedir. Sıvıları ölçmede kullanılır.

Mezür: Çeşitli boylarda ve hacimde, silindir şeklinde, üzeri dereceli kaplardır. Sıvı madde ölçümünde kullanılır. besiyeri konularak mikroorganizmaların üretilmesi, izolasyonu ve antibiogram deneyi yapımında kullanılır.

Pipet: Laboratuarda istenilen miktarda sıvıyı alarak başka bir yere aktarmada ve çeşitli deneylerin yapılmasında kullanılır. Üzerinde hacim taksimatı bulunan özel olarak yapılmış cam borulardır. Boyları 30-40 cm. ve hacimleri 0,1-50 ml' ye kadar değişen çeşitli boyutlarda pipetler vardır.

Pastör pipeti: Mikrobiyoloji laboratuarında az miktardaki sıvıların alınması ve aktarılmasında kullanılır. Uç kısmı ince kılcal boru şeklinde olup, üzerinde derecesi bulunmayan cam pipetlerdir.

Şişeler: Değişik hacimlerde olup, genelde katı ve sıvı maddeleri saklamada kullanılır.

Bazılarının ağızları vidalı kapaklı, bir kısmının da camdan yapılmış özel kapakları vardır.

Işıktan bozulan maddeler için kahverengi şişeler kullanılır.

Damlalıklı şişe: Sıvı maddeleri gereken ortamlara damlatmaya yarayan plastik ya da camdan yapılmış özel oluklu kapaklan bulunan, renkli veya renksiz şişelerdir. Genellikle boya eriyiklerinin konulması için kullanılır.

Şale: İçerisine boya çözeltisi konarak, preparatların dizildiği ve bu preparatların tek tek yerleştirilebilmesi için belli bölmelere ayrılmış, cam, boya kaplarıdır.

Havan: Porselen veya camdan yapılmış kalın ve ağzı geniş kaplardır. İçinde her hangi bir katı madde parçası ezilir.

Numune şişeleri: 100 - 500 ml' lik renkli, cam kapaklı, boraksilikat veya ısıya dayanıklı camdan yapılmış olanlar kullanılır. Kuru sıcak hava ile sterilize edilir. Ayrıca sterlizasyona dayanıklı, uygun hacim ve şekildeki plastik kaplarda kullanılır.

(22)

Desikatör: Maddeleri kuru tutmaya veya kurutmada işe yarayan yuvarlak, kalın ve dayanıklı cam kavonozdur. Mikrobiyoloji laboratuarında musluklu olan ve basınca dayanıklı tipleri vardır. Anaerobik ve mikroaerofilik mikroorganizmaların üretiminde kullanılır.

IV. EKİM MALZEMELERİ

1.Öze: Mikroorganizmaları kültür ortamlarına ekme veya onların lam üzerindeki preparatlarını hazırlamak için, mikrop naklinde kullanılan bir alettir. Paslanmaz metalden yapılmış bir sap kısmı ve bu sap kısmına bağlanmış, ucu halka biçiminde ( 2-4 mm çapında ) kıvrılmış telden ibarettir. Tel kısmı kolay ısınıp soğuyan ve oksitlenmeyen platinden yapılmıştır.

2. İğne: Ucunda halkalı tel yerine düz tel bulun bulunmaktadır. Öze İlikle tek koloniden örnek alınıp, tüpteki besi yerlerine daldırmalı veya yayma ekim yapmak amacıyla kullanılır.

3. Çengel: Ucu L şeklinde kıvrılmış, mantar ekiminde kullanılan bir tür öze.

4. Eküvyon: Vücudun çeşitli bölgelerinden, değişik yerlerden mikroplu örneklerin alınması ve bazı ekimlerin yapılmasında kullanılır. Ucu pamuklu , ince , sağlam , tahtadan yapılmış çubuklardır. Tüpler içinde steril olarak muhafaza edilirler.

V. DİĞER ALET VE MALZEMELER

1. Etüv ( İnkübatör ): Mikroorganizmalar kültür ortamlarına ekildikten sonra çoğalmalarını sağlamak için, belirli bir ısı derecelerinde tutulmaları gerekir. Bu amaç için kullanılan aletlere etüv veya inkübatör denir. İnkübatör sabit sıcaklık her zaman ve her yerinde aynı olmalı veya

± 0,5° C’ lik bir farktan büyük olmamalıdır. İnkübatör istenilen dereceye ayarlanır. Sahip olduğu termostat sayesinde devamlı aynı dereceyi muhafaza eder. Alete eklenmiş olan bir termometre ile ısının kontrolü yapılır.

2. Distile ( Damıtık ) su cihazı: Besi yerleri veya diğer solüsyonlar için çok lüzumlu olan saf suyu elde etmede kullanılan aletlerdir. Madeni veya camdan yapılmış örnekleri vardır, Isı ile buharlaşan su özel soğutucu ile yoğunlaştırılarak tekrar saf su halinde toplanır.

4. Terazi: Uygun ağırlıkla 150 g. yüklemede en azından 0,1 gram hassasiyeti sağlayan teraziler ile l0 gramın altındaki yüklemelerdeki (2 g.'dan daha az) tartım için 0,0l g.

hassasiyete sahip analitik teraziler kullanılır.

5. pH metre: Sıvı besi yerlerinin ve diğer sıvıların pH değerlerini doğrulamak için, en azından 0,1 hassasiyetinde elektrometrik pH metreler kullanılır. Elektrik veya pille çalışan aletlerdir. Değişik modelleri vardır.

(23)

6. Santrifüj: Bir sıvıda bulunan mikroorganizmaları, hücreleri, partikülleri çöktürmede ve sıvıları berraklaştırmada santrifüjlerden yaralanılır. Laboratuarlarda amaca yönelik çeşitli santrifüjler kullanılır. Bunların bazıları orta (normal santrifüj) diğerleri yüksek devirli (ultra santrifüj) olduğu gibi bir kısmı da soğutmalıdır (soğutmalı santrifüj). Çöktürülecek maddenin çapı ne kadar büyük olursa çökme o derece hızlı olur. Örneğin, kan hücreleri 1000, bakteriler 4000 - 5000 ve virüsler 50.000 -100.000 dak. / dev.(=rpm.) de çökebilirler

7. Koloni Sayıcılar

a) Que- bec Tipi Koloni Sayıcısı: Plaklardaki kolonilerin sayımında kullanılır. Karanlık saha modeli tercih edilir. Sayıcı yeterli görünüş ve 1,5 çapında eşdeğer büyütme sağlamalıdır.

b) Binoküler Mikroskop Tipi Koloni Sayıcısı: Membran filtredeki kolonilerin sayımında l0- 15x büyütmeli binoküler mikroskop kullanılır. Kolonilerin üstünde 60-80' 'lik açıda ışık kaynağı olarak gün ışığı flüoresanı temin edilmelidir. Düşük açılı aydınlatma pigment oluşturmayan koloniler için kullanılır.

c) Mekanik Koloni Sayıcı: Mevcut kolonilerin sayımı için kullanılan basit koloni sayıcısıdır.

8. Pipet Kapları: Alüminyum veya paslanmaz çelikten yapılmış, yaklaşık 40cm uzunluğunda 5 – 7,5 cm çapında silindir veya dikdörtgen kutulardır. Ambalaj kâğıdı veya toksik olmayan kâğıtlar da pipetlerin muhafazası için kullanılabilir. Pipet kapları olarak bakır ve bakirli bileşiklerden yapılmış, sülfatlı kağıtlar kullanılmaz.

9. Buzdolabı: Besiyeri, çözelti, numune v.b.’lerini saklamak için, 1-4.4 Cº sıcaklığı sağlayan buzdolabı kullanılır. Uçucu solventler, besin veya buzdolabında bozulacak ortamlar

10. Membran Filtre Ekipmanı: Filtre hunisi ve membran konan yuva, paslanmaz çelik, cam veya otoklava dayanıklı plastikten yapılmış olanı kullanılır. Korozyona sebep olacak ve otoklava dayanıksız olanlar kullanılmaz. Standart laboratuar filtrasyon ekipmanı ve ihtiyaç duyulan işlemler için kullanılır.

11. Arazi inkübatörü: Arazideki çalışmalar için uygun sıcaklığı, akü, pil v.b. enerji kaynağı kullanılarak sağlanabilen inkübatördür.

12. Arazi Milipor Takımı: Arazi çalışmalarına uygun olacak şekilde dizayn edilmiş membran filtre süzme takımıdır.

(24)

4. LABORATUAR KAZALARI VE ÖNLEMLERİ

Laboratuarda çalışanlar birçok kazalarla karşı karşıya gelir ve bazı durumlarda da bunları hayatlarıyla öderler. Bu tehlikeleri minimum sınırlara indirmek, çalışan insanların dikkat, deneyim ve bilgisi ile mümkün olmaktadır.

Mikrobiyoloji laboratuar kazalarının en başında enfeksiyona yakalanmak gelmektedir. Buna engel olabilmek için önceki bölümde bildirilen kurallara dikkatle uymakla mümkündür. Bazı durumlarda ne kadar dikkat edilirse edilsin yine de enfeksiyon alınabilir. Bunun başlıca nedenleri arasında, laboratuarda çalışan personelin ve öğrencilerin aynı titizliği göstermemesi ve bazı önemli noktalara uymamasından ileri gelmektedir. Mikrop insanı ve hatayı genellikle affetmez. Dikkat edilmesi gereken diğer önemli husus da, yanımızda çalışanları korumak ve onların hastalık almalarını önlemektir. Laboratuarda meydana gelebilen önemli bazı kazalar şunlardır;

Virulent kültür yutma: Önce ağız bol su ile yıkanır ve gargara edilir. Sonra 1/2000 bichloride mercur veya sulu hidrojen peroksitle ağız dezenfekte edilir. Lüzumu halinde etkene göre aktif immunizasyon, antibiyotik veya antiserum tatbik edilebilir.

Kesik yaraları: Laboratuarda çalışırken cam, tüp, pipet v.s. kırılması sonucu büyük kesik yaralan oluşabilir.

Yapılacak ilk iş, yaradaki cam veya diğer yabancı cisimleri hemen çıkarmak ve oksijenli su ile temizleyerek tentüre diode sürmektir. Ancak tentüre diodenin yaranın her yerine temas ettiğine dikkat edilir. Yara çok fazla büyük değil ve kanamıyorsa, tentüre diode den sonra üzerine flaster tatbik edilebilir. Orta derecede ve kanayan yaralar oksijenli su ile yıkandıktan sonra tazyikli bandaj konabilir. Kanama çok fazla ise turnike tatbik edilir ve hasta en yakın sağlık kuruluşuna gönderilir.

Yanmalar: Sıcak bir maddenin değmesi sonucu oluşan yanmalarda yara üzerine butesin picrat, veya diğer yanık merhemlerinden sürülerek iyice pansuman edilir. Kabarcıklar oluşmuşsa aseptik koşullarda açılarak içi boşaltılır ve pansuman tatbik edilir.

Kuvvetli asitler, chlorine, bromine v.s. ile yanmada yara yeri Önce su ile bolca yıkanır. Sonra Sodium bicarbonate (%5) veya Ammoniyum hidroksit ( %5) solüsyonu ile pansuman edilir.

Kuvvetli alkaliler, NaOH, metalik sodium, potasyum veya diğer maddeler sonu oluşan yanmalarda, yara yeri su ile bolca yıkanır. Yara yerine %5 Borik asit veya Asetik asit sürülür ve pansuman yapılır. Fenol yanıklarında, yara yerine alkol sürülür.

(25)

Sonra pansuman uygulanır. Eğer göze asit kaçmış ise, önce göz bol su ile yıkanır sonra göz

%5 sodium bicarbonatla, alkali kaçmışsa, %5 borik asitle yıkanır.

Mineral asit yutma: Eğer mineral asit yutulmuşsa hemen su ile ve alkali solüsyonla ağız çalkalanır. Milk of magnesia veya Calcine magnesia içilir ve kısa aralıklarla verilmeye devam edilir.

Kostik alkali yutulması: Ağız su ile ve hafif asitle bolca yıkanır, sonra limon suyu, sirke veya

%5 Asetik asit verilir. Ayrıca zeytinyağı, pamuk tohumu yağı veya diğer yağlardan biri içirilir. Kusturulmaya da çalışılabilir.

Fenol ve fenol bileşikleri yutma: Ağız, %30-40 dilue alkolle yıkanır. Hemen hastaya 1 kısım alkol + 1 kısım su karışımı içirilir. Kusturmaya çalışılır veya mide boşaltılır.

Yakıcı gaz koklama: Hasta temiz havaya çıkarılır, yüzü yere doğru yatırılır, başı göğsünden aşağıda olmak üzere tutulur ve akciğerden yakıcı gaz boşaltılır. Eğer ammonyak ciğerlere kaçmışsa Asetik asit, eğer asit kaçmışsa sulandırılmış ammonyak koklatılır. H2S için, %5 Ammonyum hidroksit koklatılır. Ayrıca süt, yumurta akı, zeytinyağı verilir.

(26)

5. SU ORTAMLARINDAN BAKTERİYOLOJİK NUMUNE ALMA YÖNTEMLERİ VE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Çevre mühendisliği açısından bakteriyolojik incelemeye alınacak olan su örnekleri esas olarak iki ayrı grupta ele alınmalıdır.

1. içme suyu veya sportif amaçla kullanılan sular; şebeke, kaynak ve kuyu, deniz ve yüzme havuzu suları

2. Kirlenmiş sular (atık sular); biyolojik arıtıma giriş ve çıkış suları ile kirletilmiş olan nehir, göl, haliç, körfez vb’den alınacak sular.

Numune almadan önce yapılması gerekli çalışmalar;

500 mL’lik renkli, şiliftli cam kapaklı şişeler iyice temizlenip sterilize edilmelidir. Klorlanmış olan numuneler için sterilize öncesi klorun etkisini gidermek amacıyla şişeye birkaç damla kristal sodyum tiyosülfat veya bunun %1’lik çözeltisinden 0.4-0.5 ml konulmalıdır. Bu özellikteki ular alındıktan sonra iyice çalkalanmalıdır.

Numune alırken dikkat edilecek noktalar;

1. Örnek bir musluktan alınacaksa suyun kuvvetlice 5 dakika akması sağlanır. Sonra musluk kapatılarak musluğun ağzı, bir çakmak veya bir telin ucuna sarılmış olan pamuğun alkole batırılarak yakılması ile elde edilen alevle yakılır. Alınan örnek mümkünse hemen laboratuara götürülmelidir. Sıcak havalarda bir buzluk içinde taşınması gereklidir.

2. Nehir, çay, dere gibi bir akarsudan örnek alınacaksa şişe, 0.30 m derinliğe kadar ağzı yukarı gelecek şekilde dik olarak daldırılıp, burada akıntıya ters konumda yatay çevrilerek doldurulur.

3. Kuyudan örnek alınması halinde, şişe temiz bir ip yardımıyla kuyuya indirilerek alınabileceği gibi, tulumba olması durumunda bir süre suyun akıtılmasından sonra buradan da örnek alınabilir.

4. Deniz ve gölden alınacak örnekler özel steril şişelerin takıldığı aletlerle alındığı gibi, iyice temizlenmiş nansen şişeleri ile de alınabilir. Plajlardan ve yüzme havuzlarından alınacak örnekler sabah erkenden ( plaj için 10-20 m. açıktan) alınmalıdır.

(27)

5. Biyolojik arıtma tesislerinin havalandırma havuzuna girişinden, havalandırma havuzuna girişten, havalandırma havuzundan ve çıkıştan ayrı olarak alınabilir veya amaca göre sadece çıkıştan da almak uygun olabilir. Burada dikkat edilecek nokta klorlama yapılmışsa, numune alınan şişenin tiyosülfatlı olmasıdır.

Numune alma sıklığı;

Suyun sağlık yönünden kontrolü için sık sık örnekler alınıp analiz edilmesi gereklidir.

Tüm analizlerde en az 100 mL örnek analize sokulmalıdır. Sudan örnek alma periyou nüfu sayısı dikkate alınarak belirlenebilir.

Nüfus Numune alma periyodu

20 000’den az 1 ay

20 000–50 000 2 hafta 50 000–100000 4 gün 100 000’den büyük 1 gün

Örnekler alındıktan sonra etiketlenir. Etiket aşağıdaki bilgileri içermelidir.

1. Örneğin ismi

2. Analizin yapılmasını isteyen kişi veya kuruluşun adı, ünvanı, adresi 3. Örneğin alındığı tarih

4. Kontrolün yapılmasının nedeni; rutin kontrol veya araştırma amaçlı gibi.

5. Suyun kaynağı; kuyu, nehir, göl, rezervuar, arıtma sistemi vb.

6. Suyun alındığı kısmın adı; ana boru hattı ya da dağıtım borusu gibi 7. Suyun herhangi bir işlem görüp görmediği

8. Kuyu suyu ise kuyu suyunun derinliği, kuyunun açık olup olmadığı 9. Göl veya göletten alınmışsa örneğin alındığı derinlik ve alındığı yer

10. Çevrede kirlilik oluşturacak herhangi bir yerin olup olmadığı, varsa örnek alma noktasına uzaklığı

(28)

6. PREPARAT HAZIRLANMASI

Eğer numune sıvı ise; yuvarlak öze ile 1-2 öze dolusu lam üzerine konur, film halinde yayılır.

Eğer numune katı ise iğne öze ile alınır. Lam üzerine 1 damla fizyolojik tuzlu su (F.T.S.) konur. İğne öze ile alınan numune F.T.S. içinde ezilerek lama paralel olarak film halinde yayılır.

Fizyolojik Tuzlu Suyun Hazırlanışı:

NaCl 8,75 g.

Distile su 1000 cc.

Tuz distile suya karıştırılarak eritilir ve otoklavda sterilize edilir.

Preparatın Kurutulması

Preparat amaca ve usulüne göre hazırlandıktan sonra yapılacak ikinci işlem, bunların kurutulmasıdır. Preparatlar genellikle, havagazı alevinin üstünde ve döndürülerek (dairesel ve yatay) çabuk kurumaları sağlanır. Lam alevin üstünde ve yanmayacak bir yükseklikte pensle veya parmakla tutularak kurutulur. Kurutma işlemi, ayrıca preparatlar oda veya inkübatör (etüv) ısısında bırakılmak suretiyle yapılabilir. Kurutma işlemi sırasında, lam üzerinde bulunan mikroplar hafifçe lama yapışırlar. Ancak su ile yıkandıklarında düşebilirler.

Preparatın Tespiti (Fiksasyon)

Preparatlar kurutulduktan sonra tespit edilir. Hücrelerin ve mikroorganizmaların iç ve dış yapılarının korunmasına ve sabit pozisyonda tutulmasına "Fiksasyon" denir. Fiksasyon işlemi hücre morfolojisini bozabilecek enzimleri inaktive eder ve hücre yapısını güçlendirir. Bu şekilde hücreler boyama ve gözlem esnasında değişmezler. Fiksasyon esnasında mikroorganizmalar genellikle öldürülür ve lama yapışırlar.

Tesbit başlıca iki şekilde yapılır:

1) Fiziksel tesbit: Kurutulan preparat, bir ucundan pensle tutularak alevin içinden 3 defa geçirilerek tespit edilir. Tespit sırasında preparatın yanmamasına dikkat edilir. Yanmış preparatlarda mikroorganizmalar dağılmış, şişmiş ve deforme olmuş bir şekilde görülürler. Isı ile fıksasyonda genellikle mikroorganizmaların morfolojileri korunur fakat hücre içi yapıları korunmaz.

(29)

2) Kimyasal tesbit: Hücre içi yapılar korunmak isteniyorsa, kimyasal fiksasyon kullanılmalıdır. Kimyasal fıksatifier hücreye girer ve hücre bileşenleri (genellikle protein ve lipidler) ile etkileşirler. Bu reaksiyon sonucu hücre bileşenleri aktivitesini kaybeder, çözünemez hale gelir ve hareketini kaybeder. Ethanol, asetik asit, civa klorür ve formaldehit genel olarak kullanılan fiksatifler arasındadır.

(30)

7. MİKROBİYOLOJİDE BOYAMA YÖNTEMLERİ

Mikroorganizmalar renksiz ve şeffaf oldukları için mikroskopla yapılan gözlemde morfolojileri tam olarak belirlenemez. Bunun için mikroorganizmanın çeşitli boyalardan biri ile boyanması gerekir. Boyanmış olan mikroorganizma canlılığını kaybeder ve zeminle arasında oluşan renk ton farklılığı (kontrast) onun morfolojik olarak net görünmesini sağlar.

Boyama işlemi bakterinin o boya grubuna karşı reaksiyonunu belirlemek için de yapılabilir (Gram boya metodu). Ayrıca mikroorganizmanın çeşitli organellerinin (Kapsül, spor, çekirdek, flagella vb.) belirlenmesi için de değişik tip boya ve metotları da kullanılmaktadır.

Boyama mikroorganizma ve boya arasında kimyasal bir reaksiyon sonucu meydana gelir.

Boyalar genellikle iyonlardan bir tanesinin renkli olduğu tuzlardır. Tuz negatif ve pozitif yüklü iyonlardan oluşur. Renk pozitif iyon üzerinde ise bazik; negatif iyon üzerinde ise asidik olarak adlandırılır. Hücre kendisini çevreleyen ortamın nötr pH’ a sahip olduğu genellikle negatif yüklüdür. Böylece bazik boya ile boyanan hücre, negatif ve pozitif yüklü iyonların birleşmesi sonucu boyanır. Metilen mavisi, safranin ve kristal violet bazik boyalara örnek olarak verilebilir.

Asit boyaları ise negatif yüklü hücreyi boyayamayacakları için, hücre etrafında deposit oluştururlar. Bu tür boyamaya negatif veya direk olmayan boyama denir. Bu tür boyama genelde bakteriyolojide kullanılmaz. Fakat bu tür boyama ile mikroorganizmanın şekli ve büyüklüğü daha net olarak görülür. Kapsüllerin görünmesi için negatif boyama yapılır.

Bakteri çini mürekkebi veya nigrosin ile giremediklerinden dolayı, bakteriler mavimsi renkte boyanan zemine kıyasla daha açık renkte teşhis edilirler.

Mikrobiyolojide kullanılan boyama yöntemlerini başlıca iki gruba ayırmak mümkündür.

1) Basit boyamalar: Bu tarz boyamada, preparatlardaki mikroorganizmalar hakkında kısa süre içinde bilgi edinmek için tek boya solüsyonu kullanılır. Boya preparata bir defa uygulanır ve bakteriler boyaların karakterine göre boyanır. Bu amaçla karbol fuksin, kristal violet ve metilen mavisi gibi bazik boya solüsyonlarından biri seçilir.

2) Bileşik boyamalar: Birden fazla boya ile yapılan boyama yöntemidir. Bunlar;

a) Diferansiyel boyamalar: Mikroorganizmaları birbirinden ayırmada kullanılır. (Gram boyama)

(31)

b) Strüktürel boyamalar: Bakterilerin iç ve dış yapılan hakkında bilgi edinmek için kullanılan bileşik boyama yöntemleridir. (Spor, kapsül, flagella, çekirdek, lipid v.s.)

(32)

8. BASİT BOYAMA METODU Deneyin Amacı:

Bakterilerin morfolojileri hakkında bilgi sahibi olmanın yanında bazı bakterilerin boyanma reaksiyonlarını belirlemek.

Bazı basit boyama yöntemleri:

1. Karbol Fuchsinle Boyama : Usulüne göre hazırlanmış, kurutulmuş ve fiske edilmiş preparatlar üzerine, karbol fuchsin solusyonu filtre kağıdından süzülerek konur ve 5 – 10 saniye boyama için bırakıldıktan sonra, boya dökülür ve hafif akan su ile yıkanır. Kurutma kağıdı ile veya havada kurutulduktan sonra, üzerine sedir yağı konarak immersiyon objektifi ile bakılır. Mikroorganizmalar kırmızı renkte görünür.

2 . Krital Viyolet ile Boyama : Hazırlanan preparat üzerine kristal viyolet solusyonundan konarak 20 – 30 saniye kadar bekletilir. Sürenin sonunda boya dökülür, preparat su ile yıkanır, kurutulur ve immersiyon objektifi ile muayene edilir. Mikroorganizmalar mor renkte görülürler.

3. Metilen Mavisi ile Boyama : Bu amaçla Löffler metilen mavisi solusyonu kullanılır.

Preparat üzerine boya solusyonu konarak 5 – 8 dakika bekletilir. Boya dökülür, yıkanır, kurutulur ve immersiyon objektifi ile muayene edilir. Mikroplar mavi renkte görülürler.

4. Negatif Boyama : Bu tür boyama yönteminde mikroorganizmalar değil, saha boyanır.

Karanlık olan sahada mikroplar renksiz ve parlak olarak görünürler. Bu amaç için, nigrosin ve çin mürekkebi kullanılır. Lam üzerine bir damla boya ve sonra bir damla kültür konarak yayılır ve ince bir froti hazırlanır. Kuruduktan sonra muayene edilir. Bu yöntemden kapsülleri görmek için yararlanılır.

5. Spor Boyama : Safranin ile 30 saniye boyanır. Boya dökülür, saf su ile yıkanır. Kurutma kağıdı ile kurulanır. Sırasıyla olmak üzere tüm objektiflerle incelenir. İmmersiyon yağı ile immersiyon objektifinde sporlar yeşil, bakteriler kırmızıdır.

6. Mantar Boyama : Katı mantar kültüründen iğne ile numune alınır, kurutulur, tespit edilir.

Laktofenol mavisi ile 3 dakika boyanır. Dökülür, saf su ile yıkanır. Kurutulur ve immersiyon objektifinde mantarlar mor olarak gözlenir.

Deneyde kullanılan alet ve malzemeler:

- Mikroskop

- Lam, öze, boyalar, immersiyon yağı, beher, kurutma kağıdı Metilen Mavisinin Hazırlanışı: Bkz. EK 2

(33)

Deneyin Yapılışı:

- Kültür ortam sıvı ise: Sterilize edilmiş olan öze ile alınan kültür temiz bir lamın orta kısmına konarak yayılır.

- Kültür ortamı katı ise: Hazırlanan peptonlu (% 0.1) veya fizyolojik tuzlu sudan (% 0.085) temiz lam üzerine pipetle (1 ml'lik) bir damla damlatılır. Katı vasattan sterilize edilmiş iğne öze ile alınan kültür bu suda özelendirilir (Homojenize edilir).

Basit Boyama:

- Lam üzerine alınan numunenin havada kuruması sağlanır.

- Alevden geçirilerek (3 defa) fiziksel tesbit edilir,

- Eğer basit boyama yapılacaksa, kültürün yayıldığı alanı örtecek şekilde boyalardan biri (Metilen mavisi veya safranin vb) lam üzerine dökülür 2 dakika beklenir.

- Boya kaba dökülerek, lam az miktarda akan musluk suyu ile yıkanarak kurutma kağıdı ile kurulanır.

- Bir damla immersiyon yağı damlatılarak, mikroskopla incelemeye alınır (100 x).

(34)

9. GRAM BOYA METODU Genel Bilgi:

Birkaç modifikasyonu olmakla beraber Gram boyama yönteminde temel ilke Olarak, tesbit edilmiş preparatın üzerine kristal viyole boyası ve gram iyot eriyiği (lugol) uygulandıktan sonra %95’lik etil alkol ile renksizleştirme işlemi yapılır ve sonra zıt bir boya eriyiği ile (sulu fuksin veya safranın gibi) uygulanarak yöntem tamamlanır. Bakterilerin büyük bir çoğunluğu bu boyama ile gram (+) veya gram (-) olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Gram boyama yönteminde önce uygulanan kristal viyole ve mordan olarak kullanılan iyot eriyiğinin uygulanmasından sonra preparattaki boyanabilir tüm bakteriler boyayı alırlar. Mordanlar boyaların nüfuz kabiliyetini artırır ve daha iyi boyanmalarını sağlarlar.

Alkol ile yapılan renksizleştirme işleminde gram (+) bakterilere aldıkları boyayı bırakmazlar.

Gram (-)’ler ise boyayı bırakarak renksizleşirler. Bunlarda son uygulanan zıt boya (sulu fuksin vs.) ile boyanırlar. Bu suretle gram (+) bakteriler mor, gram (-)’ler zıt boya renginde (sulu fuksin ile pembe-kırmızı) boyalı olarak görünürler. Bazı bakteriler gram (+) oldukları halde eskiyen kültürlerinde gram (-) varyantlar oluştururlar. Bazıları ise gram (+) oldukları halde alkolün biraz fazlaca uygulanması ile boyalarını bırakabilirler. Bunlara gram değişken bakteriler denir.

Gram (+) mekanizması olayının bakterilerin hücre çeperi yapısına bağlı olduğu bilinmektedir. Gram (+) bakterilerin hücre duvarları gram (-)’ den farklıdır. Bunlardaki peptidoglikan katmanı daha kalındır. Bu şekilde tüm hücre çeperinin %50'si peptidoglikandan ibarettir. Ayrıca çoğunda gram (-)'lerde bulunmayan teikoik asit bulunur. Gram (-)’lerin hücre duvarında ise farklı olarak bir lipopolissakkarit katmanı vardır. Bunlarda peptidoglikan yapı incedir. Her iki grup bakteride kristal moru ve lugolun hücre duvarını geçerek hücrenin içine girdikleri, gram (+)’larda bu boyaların hücre çeperi ile zor ayrılabilen bileşikler yaptığı bilinmektedir.

Kristal Viyoletin Hazırlanması :

Kristal viyolet 1g.

Asit – Fenik kristali (fenol kristali) 2 g.

Etil alkol (% 96) 10 mL.

Distile su 100 mL.

Kristal viyolet ve fenol kristali porselen havanda ezilir ve etil alkol yavaşça eklenir.

Referanslar

Benzer Belgeler

ÇİZELGE-3'dc görüldüğü gibi öğrencilerin tercihleri Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesinde yoğunlaşmaktadır.. Buna göre şu

Necdet Seventekin/ Doç. Perrin Akçakoca Kumbasar, Doç. Pınar Çelik, Prof. Tülay Gülümser, Doç. Aslı Demir, Doç. Ahmet Çay, Doç. Nida Oğlakcıoğlu, Yrd. Deniz Duran, Yrd.

* Designed for environmental factors such as humidity and saline environments with its entire cast resin housing.. * Offers better protection against corrosion with its cast

İn vitro genotoksisite : Test Tipi: Bakteriyel ters mutasyon tahlili (AMES) Metod: OECD Test Talimatı 471.

Uygulama Şekli: Solunması halinde Metod: OECD Test Talimatı 474 Sonuç:

Truffle, madlen, ruby rb1, pralin çeşitleri, çikolatalı lokumlar, pastalar ve daha neler neler.... Handmade, artisan chocolates and sweet treats await chocolate aficionados at

Memleketimiz de asgari ticret ,kaideleri yukanda belirttigimiz gibi, dUne nazaran oldukga daha geni9 bir sahaYI kapsaml9 ve enflasyonist durum goz onUnde tutularak

Dış ortamda bulunan havadan aldığı enerjiyi, ısıtma, soğutma ve kullanım amaçlı sıcak su elde etmek için aldığı ısı enerjisini iç ortama aktaran Isı Pompası