• Sonuç bulunamadı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 15 Aralık 2016 Perşembe

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 15 Aralık 2016 Perşembe"

Copied!
34
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Anabilim Dalı

Neonatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu

15 Aralık 2016 Perşembe

Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Fatih Kılıçbay

(2)

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Anabilim Dalı

Neonatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu

15 Aralık 2016

Uzm. Dr. Fatih Kılıçbay

(3)

26 yaşındaki anneden G1PY1 C/S ile miadında doğan erkek bebek PN 20. günde kan şekeri düşüklüğünün sebat etmesi üzerine hastanemize sevk edildi.

Bebek Sağlam

(4)

Öyküsü:

Prenatal:

26 yaşında annesi sağlıklı

Preeklampsi- eklampsi, GDM , enfeksiyon öyküsü yok

Annenin alkol, sigara, ilaç kullanım öyküsü yok

(5)

Natal:

39 haftalık olarak C/S ile 4770 gr Apgar 8/9 ile doğan erkek bebek özel merkezde inleme ve

takipne olması nedeni ile YDYBÜ

yatırılmış.Hipoglisemisi ve hipokalsemisi ortaya çıkan hasta ileri tetkik ve tadavi amacı ile

ünitemize yaşamının 20. gününde sevk edildi.

Postnatal:

K vit (+)

Göz bakımı (+)

Hepatit B aşısı (+)

(6)

Soygeçmiş:

Anne: 26yaşında , öğretmen , sağlıklı

Baba: 40 yaşında, astsubay, sağlıklı

Anne baba arasında akrabalık yok

1.çocuk hastamız

(7)

Fizik muayene:

Ateş: 36.7 C (deri)

Nabız: 168 / dk

SS: 64/ dk

SPO2: % 96

Baş çevresi: 34,5 cm(50p)

Boy: 58 cm (>97p)

Kilo: 4770 gr (>97 p)

(8)

Genel durum :iyi, makrozomik

Cilt : doğal, döküntü yok ,

Baş-boyun :Makroglossi mevcut, kafa yapısı simetrik ,

boyunda kitle yok, ön fontanel 2x 2 cm normal bombe, arka fontanel kapalı

KBB : Doğal

Gözler : Doğal

Solunum sistemi:

SS : 64 /dk ,

Oskültasyonda solunum sesleri kaba

KVS : S1 (+) S2 (+) doğal S3 yok , AFN +/+

GİS : Doğal, karın gevşek ve yumuşak, KC kot altında 2 cm.

GÜS: Haricen erkek anomali yok ,

NM : Yenidoğan refleksleri canlı,

Ekstremiteler: kas kitlesi ve tonus doğal , deformite yok

(9)

Olgumuzdaki patolojik bulgular

Uzamış hipoglisemi

Makrozomi

Büyük dil (makroglossi)

Göbek fıtığı

Ağırlık ve boy persantili >97 p

Ön tanı?

Hangi tetkikleri isteyelim?

(10)

Vakamızdaki patolojik bulgular

Uzamış hipoglisemi

Makrozomi

Makroglossi

Umblikal herni

Ağırlık ve boy persantilinin >97p

Beckwith- Wiedemann sendromu’na uymakta.

(11)

Abdominal USG:Visseromegali lehine

hepatomegali (8.5 cm) ve böbrek boyutları normalden büyük (sağ 7.4x3,2 cm, sol 7.6 x3.3 cm) izlendi.

Serum α-fetoprotein düzeyi 4270 ng/ml (0-9) saptandı.

Beckwith-Wiedemann sendromu düşünüldü.

Genetik taramasında BWS da görülen İmprinting merkezi 1 (IC1)’de metilasyonda artış saptandı.

(12)

Beckwith-Wiedemann sendromu

İlk olarak Alman bilim adamı Wiedeman tarafından 1969 yılında tanımlannan BWS neonatal hipoglisemi ve makroglosi,

makrosomi, visseromegali, farklı kulak

anomalileri, omfalosel ile karakterize nadir görülen bir sendromdur.

Kız ve erkek cinste görülme sıklığı benzerdir.

BWS’nin %85’i sporadik iken %15’i kalıtsaldır

(13)

BWS’lu bebeklerin %30-50’sinde hipoglisemiye rastlanabilmekle birlikte bunların büyük bir kısmı belirtisiz olup geri kalanı genellikle hayatın ilk üç gününde düzelmektedir

Hipogliseminin altta yatan nedeni pek

bilinmemekte, ancak bulgular yenidoğanlarda en sık hipoglisemi nedeni olan hiperinsülineminin önemli bir faktör olduğunu göstermektedir

(14)

Yapılan başka bir çalışmada da dirençli

hipoglisemisi olan bir BWS olgusunda pankreas beta hücrelerinde ATP hassas potasyum

kanallarında defekt bildirilmiştir

Bu hastalarda hipoglisemiye ek olarak nadiren hipotroidizm, hiperlipidemi, hiperkolesterolemi ve polisitemi görülebilmektedir.

(15)

BWS’ lu olguların % 5-10’ unda adrenokortikal

sendrom ve Wilms tümörü bildirilmiştir. Nadiren, adrenal karsinoid tümör, embriyonal

rabdomiyosarkom, hepatoblastom, nöroblastom ve diğer embriyonal kaynaklı tümörler sık.

Olguların %3'ünde 11 .kromozomun kısa kolunda, (llpl5'de) paternal kaynaklı duplikasyonlar veya matemal kaynaklı dengeli translokasyonlar

gözlenirken, %20 oranında paternal uniparental disomi saptanmaktadır.

Hastaların % 5 inde ise imprinting merkezi 1 (IC1)’de maternal kromozom üzerinde

metilasyon saptanmaktadır.

(16)

Doğumda α-feto protein (AFP) seviyesi 48000 ng/ml olarak ölçülen değer 8 ay içinde

kendiliğinden 10 ng/ml kadar düşer.

Yenidoğan döneminden sonraki AFP yüksekliği hipotroidi, hepatobilier hastalıklarda, ataxia telenjiektazi ve tümörlerde aşırı protein

üretimine bağlı olarak görülebilmektedir.

AFP hepatoblastom, diğer hepatik tümörlerde;

yolk sac ve germinal hücre kaynaklı tümörlerde yükselmektedir. Bu yüzden AFP taraması BWS

‘lu hastalarda oluşabilecek gizli hepatik

tümörleri saptamada iyi bir tarama testidir.

(17)

BWS’lu olguların tedavisinde destekleyici multidisipliner yaklaşımlar önerilmektedir.

Konuşma terapileri,

Beslenme zorluklarında geniş büyük yumuşak damak,

M akroglossiye sekonder gelişen üst hava yolu obstrüksiyonunun önlenmesi için düzeltme

operasyonları,

Omfaloselin stabilizasyonu ve

enfeksiyonlardan korunması sayılabilir

(18)

Yenidoğanda hipoglisemiye yaklaşım

Litaratürde 2800 calışma olmasına rağmen halen net bir tanımı yok

Çok düşük değer nedir?

Hangi düşük değer çok düşüktür?

Beyin fonksiyonlarında geri dönüşümsüz değişikliklere neden olan hipoglisemi değerinin sınırı veya süresi nedir?

Sıklık 1-5/1000 canlı doğumda görülmektedir.

(19)

Hipoglisemi sınırı 47 mg/dl olarak alınmıştır.

(20)
(21)

Fetal glukoz metabolizması

Anneden

10 mg/dk daha düşük 54 mg/dl

Fetus gebelik süresince

Doğum esnasında

Anneye verilen sıvı

Hızlı düşüş 20-30 mg/dl

Doğumdan 1 saat sonra

45 mg/dl Doğumdan 4-5 saat sonra

>60 mg/dl

Doğumdan 48 saat sonra

(22)

Hipoglisemi nedenleri

Geçici Asemptomatik hipoglisemi

Uzamış hipoglisemi

(23)

Geçici Asemptomatik Hipoglisemi

Geçici kan şekeri düşüklüğü %10-38 arasında görülmektedir.

(24)

Geçici neonatal hipogliseminin yararı var mı?

Kan şekerinin düşmesi postnatal yaşamda hayatın sürdürülebilmesi için fizyolojik

süreçlerin uyarılmasını sağlar

Kan şekerinin düşmesi iştahı uyarır ve hızla beslenme siklusunu uyarır.

Kan şekerinin düşmesi oksidatif yağ metabolizmasını arttırır.

Sorumlu mekanizmadan insülin düzeyinin yüksek oluşu gösterilmiştir.

(25)

Hipoglisemi İçin Risk Faktörleri

Diyabetik anne bebeği

İntrauterin büyüme kısıtlılığı (IUBK)

SGA

Prematürite

LGA

(26)
(27)

Uzamış hipoglisemi

Yaşamın 48 ile 72. saatinden sonra devam eden hipoglisemi olarak veya

Devam eden paranteral glukoz ihtiyacı olarak

tanımlayabiliriz

(28)

Persistan hipoglisemi nedenleri

(29)

Uzamış hipoglisemi ayırıcı tanı tetkikleri

Hipoglisemi esnasında:

plazma insülin/c peptid

Beta-hidroksibütirat

kan gazı

laktat

Serbest yağ asitleri

Büyüme hormonu

kortizol

İkinci basamak tetkik olarak

Amonyak

TFT

Acil karnitin profili

Plazma karnitin

Metabolik tarama

spesifik gen analizi

(30)
(31)

Tedavi

Dektroz tedavisi: 2-5 ml/kg (en az 200 mg/kg), %10

dekstroz 5 dakikada gidecek şekilde bolus yapılarak, 6-8 mg/kg/ dakika glikoz infüzyonu başlanır

Glukagon :Devamlı maksimum dekstroz (10-40

mg/kg/dakika) sıvıya rağmen kan glikozu <50 mg/dl ise yapılır.Bu nedenle damar yolu açılamayan semptomatik hipoglisemilerde uygulanabilir

Glukokotikoid

Diazoksit:10-15 mg/kg/gün, 2-3 doza bölünerek verilir.

Okterotit:Somatostatin analoğudur. Diazoksite yanıtsız olgularda ikinci tercih olarak birlikte kullanılır

Nifedipin:Kalsiyum kanal blokeridir. İnsülin sekresyonunu düzenler. Doz 0,5-2 mg/kg/gün, diğer ilaçlara ilave olarak eklenebilir

Sirolimus:Sirolimus mTOR inhibitörü olarak beta hücre proliferasyonunu inhibe eder. Diazoksit ve oktreotide dirençli olgularda cerrahi öncesinde kullanılabileceği bildirilmektedir

(32)

Asemptomatik bebekte İv bolus glukoz önerilmez

(33)

Olgumuzda ne yaptık?

Olgumuzda belirtisiz uzamış hipoglisemi olması nedeni ile oral besledik.

Klinik bulgularında BWS düşünülen hastaya karın USG ve AFP düzeyi çalıştık.

Oral beslenme sonrasında hipoglisemi

olmayan hasta kontrole çağrılarak taburcu

edildi.

(34)

Gelecekte...

Referanslar

Benzer Belgeler

değerle diril iş ve eyi to ografisi çekil iş. • Beyin tomografisinde patolojik bulgu izlenmeyen hasta ı davra ış ozukluğu metpamid yan etkisi, ateşi dehidratasyon

 Ancak özellikle çocukluk çağında menenjit semptomları, ateş, ense sertliği, baş ağrısı, letarji, huzursuzluk, bulantı, kusma ve fotofobi şeklinde olabilir..

 Hastanın sonda ile çok ağrısı olması nedeniyle 2 gün sonra sondası çıkarıldı.  Bu arada trombosit refrakterliği de olması nedeniyle hastanın trombositleri

subklinik kardit hem dü şük hem de orta ve yüksek riskli topluluklarda majör bulgu olarak kabul.

11 Nefrotik sendromlu vakaların %85-90’ında steroid tedavisine yanıt alınır (steroid sensitif nefrotik sendrom, SSNS) ve bu hastaların uzun dönem prognozları

 Soğuk veya strese yanıt olarak gelişen, el ve ayaklardaki epizodik renk değişikliğine Raynaud fenomeni denir... Raynaud

Gastroenterit Peptik ülser Siklik kusma Psikojenik Adrenal kriz Diyabetik ketoasidoz.. Metabolik hastalık

Serebral Tuz Kaybı Serum Ürik Asit. Fraksiyonel Ürik Asit