• Sonuç bulunamadı

YENİ BİR YÜKSEKÖĞRETİM YASASINA DOĞRU BAŞLIKLI METNE İLİŞKİN KİŞİSEL GÖRÜŞ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YENİ BİR YÜKSEKÖĞRETİM YASASINA DOĞRU BAŞLIKLI METNE İLİŞKİN KİŞİSEL GÖRÜŞ"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prof. Dr. Mustafa Acaroğlu (Selçuk Üniversitesi Konya)

YENİ BİR YÜKSEKÖĞRETİM YASASINA DOĞRU”

BAŞLIKLI METNE İLİŞKİN KİŞİSEL GÖRÜŞ

Yükseköğretime yönelik talep küresel olarak artmakta, bütün dünyada yükseköğretim alanı genişlemektedir. Türkiye yükseköğretim alanı da gerek küresel eğilimlere ve gerekse 21.

Yüzyıl Türkiye'sinin ihtiyaçlarına uygun olarak büyümektedir.

Türkiye Yükseköğretimi erişim sorununun önemli ölçüde azalmaya başladığı, her ilimizde en az bir üniversite açıldığı, İstanbul, Ankara ve İzmir'in yanı sıra bazı büyük Anadolu kentlerimizde de sayıları üçü, dördü bulan üniversite sayılarına ulaşıldığı ve kontenjanların genişlediği bir dönemi yaşamaktadır.

Gelişmiş, müreffeh ve küresel dünyada rekabet edebilen bir Türkiye için söz konusu büyüme eğiliminin sağlıklı bir biçimde sürdürülmesi elzemdir. Bununla birlikte mevcut yükseköğretim sistemimiz, bu büyüme sürecinin sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi ve kaliteli bir yükseköğretim alanı inşa edilebilmesi noktasında bir yeniden yapılandırma ihtiyacı ile karşı karşıyadır. Söz konusu yeniden yapılandırma sürecinde, üniversitelerimizin çeşitliliğine, evrensel kalite standartları içerisinde gelişebilmesine, kurumsal özerklik ve hesap verebilirliğine, rekabet imkânlarının geliştirilmesine ve finansal esneklik içerisinde faaliyet gösterebilmelerine imkân tanıyacak bir sistem hedeflenmektedir.

Yükseköğretim sistemimizin yeniden yapılandırma süreci, bölgesel ve küresel bir güç olma iddiası taşıyan ülkemizin rekabet üstünlüğünün geliştirilmesi, yaşam kalitesinin arttırılması, sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşılabilmesi ve demokratik bir siyasal kültürün geliştirilmesi için de bir araç olarak görülmektedir.

Üniversitelerimizi çatışma, kısıtlama ve yasakların değil, bilimsel ve akademik özgürlüğün teminat altına alındığı, farklı bilim anlayışlarının bir arada var olduğu, farklı değerler dizisi, yaklaşım ve tezlerin birbirileriyle etkileşerek bilim, öğretim ve toplumsal hizmet faaliyetlerinde bulunulduğu mekânlar olarak tescil etmenin yolu da yeniden yapılandırma sürecinden geçmektedir.

Dünyada yükseköğretim alanında yoğun bir kitleselleşme ve kalite rekabetinin yaşanacağı bir zaman dilimi olacağı dikkate alındığında yükseköğretim kurumlarımızın kurumsal olarak daha özerk, rekabete daha açık, daha esnek ve daha güçlü bir biçimde örgütlenebilmesinin önü açılmalıdır.

Yükseköğretim kurumlarımızın dünyadaki saygınlıklarının artması, bir yandan bölgesinin zenginliklerinden beslenen diğer yandan dünyayla daha çok bütünleşen bir yapıya kavuşabilmelerine, daha çok ve nitelikli uluslararası öğrenci ve araştırmacı

(2)

çekebilmelerine, uluslararası araştırma ve yenilik kapasitesi geliştirebilmelerine ve rekabette daha avantajlı konumlar elde edebilmelerine bağlıdır.

Yeniden yapılandırma sürecinin başlıca adımı, yeni bir yükseköğretim yasasıdır. Bu amaçla Ülkemizde yükseköğretimin yeniden yapılandırılması gündemi, YÖK’ün Şubat 2011‟de web sitesinden yaptığı duyuru ile resmiyet kazanmıştır. İlgili duyuruda, yeniden yapılandırma çalışmalarına yol gösterecek 5 temel prensip açıklanmıştır.

3 Mart 2011 tarihli YÖK yazısıyla, üniversitelerden konu hakkında görüş bildirmeleri istenmiş ve tüm rektörler 23 Mart’ta İstanbul’da yapılacak toplantıya davet edilmiştir.

Mart 2011'de kamuoyuna ilan edilen "Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılmasına Dair Açıklama"da belirtilen temel amaçlar ve ilkeler olmuştur: (bkz. https://basin.yok.gov.tr/

?page=duyurular&v= read&i=248).

1. Çeşitlilik

2. Kurumsal özerklik ve hesap verebilirlik 3. Performans değerlendirmesi ve rekabet 4. Mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı 5. Kalite güvencesi

Ancak yeniden yapılandırma kavramında özellikle öğretim elemanlarının yetiştirilmesi ve bunun sağlanması için kaliteli ve nitelikli doktora ve lisansüstü programların açılmasıdır.

Aynı zamanda doktora ve lisansüstü programlarının kriterlerinin yeniden gözden geçirilmesine gereksinim vardır. Lisansüstü programların bütçelerinin olması, yurt içi ve yurt dışı ortak programları açılması ve/veya burs sağlanması önemlidir.

Özellikle üniversite yönetimlerinin tek-tip ve merkezî politikalar ekseninde yapılandırılması yerine, farklı özelliklerdeki üniversitelerin farklı yönetim modelleri eşliğinde faaliyette bulunabilmeleri öngörülmektedir. Bunun yanında yükseköğretim kurumlarımızın özellikle bölgesel dinamikleri ve ihtiyaçları da gözeterek farklı alanlara odaklanabilmelerini, gerekli yetkinliklere sahip üniversite ve/veya yükseköğretim birimlerimizin araştırma işlevlerini öne çıkarabilmelerini mümkün kılan bir yapı tasarlanmaktadır. Yine bu çerçevede çeşitlendirilmiş eğitim tekniklerine imkân tanıyan bir yapı kurulmakta, yüz yüze eğitimi önemsemekle birlikte çeşitlendirilmiş uzaktan eğitim model ve örgütlenmelerine de imkân tanıyan bir öğretim ortamı oluşturulmaktadır.

Üniversitelerimize çeşitliliğin getirilmesi son derece önemlidir. Araştırma üniversiteleri, Eğitim öğretim üniversiteleri, vakıf ve özel üniversitelerin amaç, kapsam ve tanımlarının çok net olarak yapılmasına gerek vardır. Ancak her üniversitenin lisansüstü ve doktora programları olmalıdır. Üniversiteler ihtiyaç duydukları araştırmacıları kendi araştırma geliştirme politikaları çerçevesinde yetiştirebilmelidir. Bu nedenle OYP sistemi kaldırılmalıdır.

(3)

Yine farklı üniversitelerin oluşması denklik sorununu da beraberinde getirecektir. Bu konunun göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Atama ve yükseltme kriteleri ile ilgili standart bir yönetmelik hazırlanmalı ve her üniversite bu yönetmeliği minimum standart kabul ederek kendi atama ve yükseltme ölçütlerini belirleyebilmelidir.

Üniversiteler, en önemli kaynağı İNSAN olan, bir toplumun geleceğini yetiştiren, bilgi üreten, yeni teknolojiler geliştirilmesine doğrudan katkıda bulunan ve bilimsel birikimlerini toplumun sorunlarına çözüm getirmek için kullanan en temel öğretim, araştırma ve bilgi kurumlardır. Günümüzde bilgiye ulaşma ve paylaşma noktasında sınırların kalktığı bir dönemde üniversitelerin paydaşlarına (öğretim elemanları ve özellikle ÖĞRENCİLER) yabancı dil eğitimi vermeleri de son derece önem arz etmektedir.

Eğitim öğretimde birlikteliğinin sağlanması noktasında tüm üniversitelerde Dil TÜRKÇE olmalıdır.

Öğrencinin tercihine göre seçeceği yabancı dil ise (her dönem haftada en az 6 saat olmak kaydı ile) zorunlu hale getirilmelidir.

Eğitim öğretim dili bir üniversiteyi seçmede tercih nedeni olmaktan çıkarılmalıdır.

Üniversiteler içinde barındırdıkları insanlara kültürel değerler çerçevesinde özgür ve özerk seçimler yapabilme, konularında üst seviyede bilgi birikimine sahip olma ve bunun için çalışabilme ortamları sağlayabilmelidir.

Üniversitelerin kurumsal olan ve henüz kurumsallığını tamamlayamamış olarak ayrılmaları uygundur. Ancak bu sınıflamada ölçütler net olarak vurgulanmalıdır. Yine üniversitelerin yapılandırılması noktasında dikkate alınması gereken en önemli husus üniversitelerin kar amacı güden kuruluşlar olmadığıdır.

Özellikle üniversitelerin kendi içinde yapılanmasında akademik (SENATO), idari (YÖNETİM KURULU) sistemler muhafaza edilmelidir.

Özellikle neredeyse işlemez noktasına gelen SENATO teşkili yeniden gözden geçirilmelidir.

Senatolarda Fakülte öğretim üyeleri tarafından seçilmiş öğretim üyesi sayısı artırılmalıdır.

Eğitim ve Öğretim faaliyetleri Senatonun görevlerindendir. Bu nedenle 17. sayfanın ikinci paragrafına aktarılmalıdır. Yine atamalarda görev Senatoya devredilmelidir. Senatonun akademik konularla ilgili görevlerinin daha ayrıntılı tanımlanmasına gerek vardır.

Ayrıca idari yapı ile ilgili olarak Yükseköğretim Kurumu ve Maliye Bakanlığının kullandıkları yönetim, denetim yetki ve görevleri Üniversitelere bırakılmalıdır.

Üniversite konseyinin oluşturulmasında Bakanlar Kurulu ve YÖK’ün atama yapması ve seçilmesi özerklik ilkesi ile uyuşmamaktadır. Bu tip yapılanma siyasallaşmanın önünü

(4)

açacaktır. Bu konseyin mütevelli heyetine sahip olan üniversitelerde olduğu gibi bağımsız seçilmesi gerekmektedir.

Yine oluşturulacak konseyin rektörü seçmesi ve ataması üniversiter yapıda çift başlılığa neden olacak ve rektörlük sadece yetkileri ve karar verme sorumluluğu elinden alınmış bir yapı olarak karşımıza çıkacaktır. Konseyde dışarıdan olacak üye sayısı toplam üye sayısının % 25’ini aşmamalıdır.

Rektörlük makamına geçecek kişilerin belirlenmesinde ise temel yöntem geliştirilmelidir. Bu süreçte üniversite içinden olmak kaydı ile ve

1. Adaylar arasında seçim yapılması ve en fazla oyu alan adayın atanması 2. Adaylar arasından doğrudan atama (adaylık şartı olmalıdır)

Rektör dâhil tüm üst yöneticilerin görev sorumluluk ve yetki alanları çerçeve yasa ve ilgili yönetmeliklerle belirlenmelidir. Bu yöntemler günümüzdeki yönteme göre daha az siyaset ve daha fazla kendini anlatabilme olanağı tanıyan seçeneklerdir.

Fakültelerde dekanlık seçimi oluşturulacak olan ve en az Prof. Dr. Unvanına sahip kişilerden seçilmelidir. Vekâleten dekanlık sistemi kaldırılmalıdır.

Yasa taslağında 12. Sayfada yer alan Fakülte Yönetim Kurulları ve Fakülte Kurullarının yetki paylaşımında çelişkiler mevcuttur. Fakülte Kurulu (AKADEMİK- SENATO), Fakülte Yönetim Kurulu ise İDARİ (ÜNİVERSİTE YÖNETİM KURULU) mekanizmadır. Dolayısıyla taslakta Fakülte yönetim kuruluna bırakılan eğitim öğretim konusu Fakülte Kuruluna devredilmelidir.

Fakülte kurulunda öğrenci oyları ile seçilmiş öğrenci temsilcisi mutlaka olmalıdır.

Öğrenci konseyleri lisans ve lisansüstü olarak farklılaşmalıdır.

Fakülte kurullarında unvan sınırlaması yine gözden geçirilmeli öğretim üyesi sıfatını elde etmiş tüm akademisyenler aday olabilmelidir.

Yine bir fakülte veya bölümün açılması veya kapatılmasında karar üniversitelere bırakılmalı ve Fakülte ve/veya bölüm açılmasında temel ölçüt olarak akreditasyon şartı aranmalıdır.

YÜKSEKÖĞRETİM ALANININ KOORDİNASYONU VE ÜST-YÖNETİMİ

Türkiye yükseköğretiminin yeniden yapılandırma süreci içerisinde en önemli tartışma başlıklarından biri de yükseköğretimin koordinasyonu ve üst-yönetiminin nasıl şekillendirileceği konusudur. Bu bağlamda 'Yükseköğretim Kurulu'nun nasıl örgütleneceği ve işlevlendirileceği konusu gündeme gelmektedir.

(5)

Hâlihazırda yapılan tartışmalarda Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Yükseköğretim Kurulu olarak isimlendirilmekte ve üç organdan müteşekkil bir yapıya kavuşturulmaktadır.

Türkiye yükseköğretim üst-yönetimi bağlamında 'Üniversitelerarası Kurul'un bir akademik danışma kurumu olarak faaliyet gösterecek Rektörler Kurulu'na dönüştürülmesi ve bunun yanında daha geniş bir danışma birimi olarak Yükseköğretim Şurası adıyla yeni bir yapı oluşturulması öngörülmektedir.

Türkiye Yükseköğretim Kurulu

Türkiye Yükseköğretim Kurulu, Genel Kurul, Yürütme Kurulu ve Başkanlık olmak üzere 3 organdan müteşekkil yapısını muhafaza etmektedir. Bu yeni yapıda, Türkiye Yükseköğretim Kurulu'nun bir kurum gibi yapılandırılması, çalışanlarının yükseköğretim uzman yardımcılığı ve yükseköğretim uzmanlığı şeklinde örgütlendiği bir yapı öngörülmektedir.

 Yükseköğretim Genel Kurulu Kurulun en üst karar organıdır ve başkan dâhil kurumların çeşitliliğine göre oluşturulacak alt konseylerce seçilecek 24/25 üyeden oluşur.

 Çeşitlilik, akademik ve bilimsel özgürlük, kurumsal özerklik, şeffaflık, hesap verilebilirlik, rekabet, kaynak kullanımında esneklik ve kaliteyi esas alarak aşağıdaki görevleri ifa etmesi tartışılmaktadır:

 Yükseköğretim kurumlarının kurulması, birleştirilmesi veya kapatılması için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunmak

 Ulusal yeterlilikleri belirlemek, yurtiçinden ve yurtdışından öğrenci kabulü, değişimi, ortak dereceler, dikey ve yatay geçiş için gerekli düzenlemeleri yapmak

Yükseköğretim kurumlarının öğrenci kontenjanlarıyla ilgili ilke, usul ve esasları belirlemek

 Yurtdışından alınan akademik derece ve unvanların denkliğini yapmak ve öğretim elemanlarının yurtiçi ve yurtdışında yetiştirilmesini sağlamak

 Rektörlerin disiplin işlerini yürütmek; erişimde fırsat eşitliğini sağlamak

 Yükseköğretim Şurası düzenlemek

 Merkezi veri tabanı oluşturmak ve performans ölçütlerini belirlemek olmalıdır.

Taslakta yer alan ve burada verilmeyen diğer açıklamaların kapsam dışına alınması daha yerinde olacaktır.

Yükseköğretim Genel Kurulu'nun kompozisyonunun nasıl oluşturulacağı ile ilgili iki alternatif gündeme gelmektedir. Birinci alternatife göre 5 üye Cumhurbaşkanı, 5 üye Bakanlar Kurulu, 5 üye Rektörler Kurulu ve 5 üye TBMM tarafından seçilir. İkinci alternatife göre ise 7 üye Cumhurbaşkanı, 7 üye Bakanlar Kurulu ve 7 üye Rektörler Kurulu tarafından seçilir denmektedir.

(6)

Bu oranların 5 Cumhurbaşkanı, 5 TBMM 14/15 üye ise Rektörler kurulu tarafından seçilir şeklinde olması özerklik ilkesini koruyacaktır.

Yürütme Kurulu'nun Başkan ve 2 başkan vekili dâhil 9 kişiden oluşması öngörülmekte olup yapısı ve görevleri genel kurul üzerindeki tartışmalar etrafında şekillendirilecektir.

Yürütme Kurulu üyelerinin sürekli görev yapmaları öngörülmektedir.

Yükseköğretim üst yönetimi içerisinde Türkiye Yükseköğretim Kurulu gibi icracı bir organ yanında iki danışma organı yer almaktadır. Bunlar Rektörler Kurulu ve Yükseköğretim Şurası'dır.

Rektörler Kurulu

Rektörler Kurulu devlet, vakıf ve özel üniversitelerin rektörlerinden oluşmaktadır.

Rektörler kendi aralarından Başkan ve 2 Başkan yardımcısı seçmektedir. Rektörler Kurulu'nun görevleri arasında yükseköğretim kurumlan arasında eğitim, öğretim, araştırma, topluma hizmet konuları ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak, iyi uygulama örneklerini paylaşmak, Yükseköğretim Kuruluna üye seçmek, çeşitli kurullara üye seçmek, bilimsel görüş oluşturmak amacıyla komisyonlar kurmak ve bu komisyonlara üye seçmek vardır.

Yükseköğretim Şurası

Yükseköğretimi ilgilendiren bütün alanlarda iç ve dış paydaşlar arasındaki iletişimi ve etkileşimi artırmak için oluşturulmuştur. Kurul başkanı, Yükseköğretim Şurası'nın da başkanıdır. Şura, iki yılda en az bir defa olmak üzere Başkanın çağrısı üzerine toplanır.

Şura, tespit ettiği sorunları ve çözüm önerilerini Kurula bildirir. Şura'nın tavsiye kararları kamuoyuna ilan edilir ve Yükseköğretim Kurulunda değerlendirilir.

Yükseköğretim Şurasının yapısı, yetkisi ve kimler tarafından oluşturulacağı net bir şekilde ortaya konmalıdır. Şura, iki yılda en az bir defa olmak üzere Başkanın çağrısı üzerine toplanır son derecede olumludur.

Üniversitelerin performansını ve rekabet gücünü zayıflatan en önemli faktörlerden biri de personel seçim ve istihdam kararlarını kısıtlayan kurallardır. Üniversitelerin akademik ve idari kadro ihtiyaçlarının ve önceliklerinin belirlemede çok daha fazla özerkliğe ihtiyaçları vardır. Bu kapsamda, kadrolu ve sözleşmeli akademik ve idari pozisyonların oluşturulmasında, maaş göstergelerinin ve torba bütçe içinde personel ödemelerine ayrılacak oranların belirlenmesinde kararın büyük bir bölümünün üniversitelere bırakılması daha doğru olacaktır.

Akademik ve idari çalışanların düşük maaş/ücret düzeyi yurt dışı ve özel üniversiteler ile rekabette en büyük dezavantajdır. Üniversitelerin nitelikli işgücü istihdam

(7)

edebilmesi, akademik ve özellikle idari kadrolarda çalışan personelin özlük haklarının ve maaş/ücretlerinin cazip hale getirilmesi gerekmektedir.

Bu Rapor hazırlanırken YÖK Yasa Taslağı, YÖK web sayfasında yer alan üniversite raporları ve şahsi raporlar baz alınarak ve kaynak alınarak oluşturulmuştur.

Saygılarımla.

Prof. Dr. Mustafa Acaroğlu 14. Kasım.2012.Konya

Referanslar

Benzer Belgeler

Görüşümüze göre, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgiler ile Yönetim Kurulunun Şirket’in finansal durumu hakkında

Fakültemiz Öğrenci İşleri ve Yazı İşleri Birimlerinde; kurumlarla yapılan yazışmalar, öğretim elemanlarının görev sürelerinin takibi, bölümlerden istenen ders

“Serüven Yayınevi”, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı (ÜAK)’nın Kasım 2019 Dönemi Doçentlik Başvuru Şartları’nda belirtilmiş tanıma göre..

[r]

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun kuruluşu, görev ve yetkileri, üyelerinin nitelikleri, seçim usulleri ve görev süreleri kanunla düzenlenir.  Devletçe kamu

Çanakkale Merkez Terzioğlu Yerleşkesi’nde yeni binasında hizmet veren Fakültemizde bir yıllık İngilizce Zorunlu Hazırlık sınıfından sonra öğretim dili

Bu arada bir sürü değişik tipte bisiklet ortaya çıkmıştı: iki ve üç kişilik uzun m odeller (Tandem), üç tekerlekli (Tricycle) ve dört tekerlekli

Uzun dönemde elde edilecek kaza- n›mlar›n k›sa dönemde katlanaca¤›m›z yü- kümlülüklerle k›yaslanamayacak ölçüde büyük olaca¤›n›n alt›n› çizen Pak,