• Sonuç bulunamadı

4- Neonatal Sepsisli Olguların Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi = The Retrospective Analysis of Neonatal Sepsis Cases

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "4- Neonatal Sepsisli Olguların Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi = The Retrospective Analysis of Neonatal Sepsis Cases"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Neonatal Sepsisli Olguların Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi

The Retrospective Analysis of Neonatal Sepsis Cases

Mustafa Orhan BULUT

*

, İpek KAPLAN BULUT*, Derya BÜYÜKKAYHAN**, Dilara İÇAĞASIOĞLU***, Asım

GÜLTEKİN***, Hayri Bozkurt TOKSOY***, Murat ÇETİNKAYA*****, Fatoş TANZER***, Ömer CEVİT****,

Semra KARA*.

* Uzm. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas.

** Yrd. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas.

*** Prof. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas.

**** Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas.

***** Arş.Gör. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas.

ÖZET

Yenidoğan sepsisi terimi, hayatın ilk 28 gününde ortaya çıkan bakteriyemi ile birlikte görülen sistemik bulguları anlat-mak için kullanılır. Yenidoğan döneminde görülen bakteriyel sepsis gelişen tıbbi imkanlara rağmen hala hayatı tehdit eden en önemli hastalıklardan birisidir. Çalışmamızda Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Servisinde 2003 ve 2004 yıllarında neonatal sepsis tanısı alan 117 bebek retrospektif olarak incelendi. Olguların %60.7’si (n=71) erken neonatal sepsis, %39.3 (n=46) ise geç neonatal sepsisti. Olguların %66.7’sinde (n=78) kan kültüründe üreme varken %33.3’ünde (n=39) üreme yoktu. Kan kültüründe üreyen ilk üç mikroorga-nizma sıklık sırasına göre; Klebsiella oxytaca (%30.8), Staphylococcus epidermidis (%23.1), Klebsiella pneumoniae (%17.9) idi. En sık etken erken neonatal sepsiste Klebsiella oxytaca (%37.8) iken geç neonatal sepsiste ise Staphylococcus epidermidis (%30.3) idi. Olguların %58.9’unda (n=69) trombositopeni, %79.5’inde (n= 93) C-Reaktif Protein pozitifli-ği, %7.7’sinde (n= 9) lökopeni ve %15.4’ünde (n=18) lökositoz vardı. Takip sırasında 117 olgunun %9.4’ü (n=11) exitus olmuştu.

Anahtar Kelimeler: Neonatal sepsis, CRP, Kan

kültü-rü.

SUMMARY

The term ‘neonatal sepsis’ is used to determine bacteriemia and related systemic symptoms which occur during the first 28 day of the life. Despite of advances in medicine, neonatal sepsis is still one of the most important causes of neonatal mortality. In this study, the records of 117 neonates diagnosed with sepsis at Cumhuriyet University, Faculty of Medicine, during the years of 2003 and 2004 were evaluated retrospectively. Of 66.7% (n=78) patients had a positive blood culture, while of 33.3% (n=39) patients had a negative blood culture. The first three agents in positive blood cultures were Klebsiella oxytaca (30.8%), Staphylococcus epidermidis (23.1%), Klebsiella pneumoniae (17.9%). Of 60.7% patients was early neonatal sepsis and of 39.3% late neonatal sepsis. The agents in early neonatal sepsis was mostly Klebsiella oxytaca (37.8%) and it was Staphylococcus epidermidis (30.3%) in the late neonatal sepsis. Of 58.9% (n=69) was with trombositopenia, 79.5% (n=93) with C-Reactive Protein, 7.7% with leucopenia and 15.4% with leucocytosis. The mortality rate was 9.4% (n=11).

Key words : Neonatal sepsis, CRP, Blood culture.

C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 27 (2): 63 – 68, 2005 GİRİŞ

Neonatal sepsis tanı ve tedavisindeki bütün ge-lişmelere rağmen hala yenidoğan dönemindeki mortalite ve morbiditenin en önemli nedenlerinden birisidir (1-3). Antibiyotiklerin kullanılmadığı yıllarda neonatal sepsisin mortalitesi %90’ı aşarken, antibiyotiklerin kullanılmasıyla

(2)

birlikte bu oran %10-50’ye kadar inmiştir. Ancak neonatal sepsisin insidansı ve mortalitesi son on yılda azalmamış, hatta yeni geliştirilen yaşam destek teknikle-riyle prematürelerin ve diğer riskli bebeklerin yaşama olasılıklarının artması ile geçmiş yıllara göre daha sık görülmesine yol açmıştır (2,4).

Neonatal sepsis insidansının 1000 canlı doğumda 1-8 arasında değiştiği bildirilmiştir. Ancak bu rakam intrauterin yaşam niteliği, host faktörleri ve çevresel faktörlerden belirgin olarak etkilenmektedir. Örneğin prematür bebeklerde neonatal sepsis insidansı 40 canlı doğumda bir olarak bildirilmektedir (2). Dünya Sağlık Örgütünün 1996 yılı verilerine göre dünyada yılda 126 milyon bebeğin doğduğu, bunlardan 30 milyonunda yenidoğan döneminde enfeksiyon görüldüğü ve 1,5-2 milyonunun bu nedenle kaybedildiği bildirilmektedir. Diğer bir deyişle günde 4-5 bin çocuk neonatal sepsis nedeniyle kaybedilmektedir (5,6).

Yenidoğan sepsisine yol açan bakteriyolojik et-kenler ülkeden ülkeye ve aynı ülkede zaman içinde değişkenlikler göstermektedir (7). Bu çalışmamızda Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan

Servi-sinde 2003-2004 yılları arasında neonatal sepsis olarak takip edilen olguları retrospektif olarak incelemeyi amaçladık.

MATERYAL METOD

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Servisinde 2003 ve 2004 yıllarında neonatal sepsis ola-rak takip edilen 117 olgu retrospektif olaola-rak incelendi. Hastaların dosyaları incelenerek gebelik haftası, hayatı-nın kaçıncı günü sepsis olduğu, beyaz küre sayısı (BK), trombosit sayısı, C-Reaktif Protein (CRP) ve kan kültür sonuçları incelendi. Kan kültüründe üreme olanlar kültür pozitif, kan kültüründe üreme olmayanlar ise klinik sepsis olarak kaydedildi. Klinik sepsis için Töllner skorlaması (Tablo 1) kullanıldı (2,7). Skorlamada 10’un üzerinde puan alan bebekler çalışma grubuna alındı (7). Hayatının yedinci gün ve sonrasında sepsis olan olgular geç neonatal sepsis, yedinci günden önce sepsis tespit edilenler ise erken neonatal sepsis olarak kabul edildi (1,2).

Tablo 1:Töllner Skorlaması

Puan 0 1 2 3

Deri renginde değişiklik Yok - Orta Belirgin

Periferik dolaşım bozukluğu Yok - Bozuk Belirgin

Hipotoni Yok Orta Belirgin -

Bradikardi Yok Var - -

Apne Yok Var - -

Respiratuvar distres Yok Var - -

Hepatomegali Yok >4cm - -

Gastrointestinal bulgu Yok Var - -

Lökosit sayısı Normal Lökositoz - Lökopeni

Sola kayma Yok - Orta Belirgin

Trombositopeni Yok - Var -

Metabolik asidoz Yok >7.2 <7.2 -

Lökosit sayısı 20000 /mm3 ve üstü değerler

lökositoz, 5000/mm3 ve altındaki değerler ise lökopeni

olarak kabul edildi (8). Trombosit sayısı 100000/mm3’ün

altındaki değerler trombositopeni olarak değerlendirildi (7). CRP değerleri 6 mg/dl ve üzerinde pozitif kabul edildi (9).

Bulgular SPSS for Windows 10.0 programına yük-lendi. Tanımlayıcı istatiklerden frekans ve ortalama ölçütleri kullanıldı.

BULGULAR

Neonatal sepsisli olguların postnatal yaş ortala-maları 7.0±5.7 (1-28) gün, gebelik haftası ortalaması ise 35.4±4.2 (27-41) hafta olup 37 hafta ve altında 67 (%57.3) bebek vardı. Ortalama BK değeri 13569±8080 mm3 olup olguların %15.4’ünde (n=18) lökositoz,

%7.7’sinde (n=9) lökopeni vardı. Ortalama trombosit sayısı 138307±150053 mm3 olup olguların %58.9

(3)

44.03± 47.02 mg/dl olup olguların %79.5’inde (n=93) pozitif idi (Tablo 2).

Tablo 2: Sepsisli olguların ortalama gebelik yaşı, sepsis günü

ile Beyaz Küre, Trombosit ve CRP değerleri Ortalama ± SD Gebelik yaşı 35.4 ± 4.2 Sepsis günü 7.0 ± 5.7 BK (mm3) 13568 ± 8080 Trombosit (mm3) 138307 ± 150053 CRP (g/dl) 44.03 ± 47.02

Sepsisli bebeklerin %60.7’si (n=71) erken neonatal sepsis, %39.3ü (n=46) geç neonatal sepsis idi. Olguların %66.7’sinde (n=78) kan kültüründe üreme varken %33.3’ünde (n=39) üreme yoktu. Kan kültürün-de üreyen mikroorganizmaların sıklık sırasına göre ilk üçü; Klebsiella oxytaca (%30.8), Staphylococcus epidermidis (%23.1), Klebsiella pneumoniae (%17.9) idi. Erken neonatal sepsiste birinci sırada Klebsiella oxytaca ikinci sıklıkta Staphylococcus epidermidis izole edilirken, geç neonatal sepsiste ilk sırada Staphylococcus epidermidis izole edildi (Tablo 3). Takip-leri sırasında 117 olgunun %9.4’ü (n=11) exitus olmuş-tu.

Tablo 3: Kan kültüründe üreyen erken ve geç neonatal sepsis etkenleri

Üreyen mikroorganizmalar ENS GNS Toplam

n % n % n % Klebsiella oxytaca 17 37.8 7 21.2 24 30.8 Staphylococcus epidermidis 8 17.8 10 30.3 18 23.1 Klebsiella pneumoniae 7 15.6 7 21.2 14 17.9 Escherichia coli 2 4.4 4 12.1 6 7.7 Staphylococcus aureus 3 6.7 1 3 4 5.1 Streptococcus species 3 6.7 - - 3 3.8 Enterobacter cloace 1 2.2 1 3.0 2 2.6 Streptococcus salivarus - - 1 3.0 1 1.3 Streptococcus pneumoniea 1 2.2 - - 1 1.3 Bacillus species - - 1 3.0 1 1.3 Enterococcus faecium D - - 1 3.0 1 1.3 Stenotrophomonas maltophilia 1 2.2 - - 1 1.3 Streptococcus agalactica 1 2.2 - - 1 1.3 Pseudomonas species 1 2.2 - - 1 1.3 Toplam 45 33 78 TARTIŞMA

Yenidoğan döneminde enfeksiyonlara karşı direnç düşüktür (8). İntrauterin dönemde steril bir ortamda bulunan fetus amnion membranının yırtılmasıyla birlikte mikroorganizmalarla karşılaşmaya başlar (7). Mortalite ve morbiditesi yüksek olan neonatal sepsiste erken tanı ve tedavi prognozu etkileyen önemli bir kriterdir (2,10). Bununla birlikte yenidoğanda sepsisin erken ve doğru tanısı oldukça zordur. Neonatal sepsis enfeksiyöz ve nonenfeksiyoz birçok hastalıkla karıştırılmaktadır (7).

Kesin tanısı etken mikroorganizmanın kan kültüründe üretilmesi ile konur (1,2,11). Ancak yaygın fatal enfeksi-yon varlığına rağmen hemokültürler negatif olabilmek-tedir (6). Literatürde bildirilen ayrı çalışmalarda postmortem kültür ve otopsilerde sepsis olduğu kanıtla-nan hastaların premortem kan kültürlerindeki üreme oranının %81-82 olduğu saptanmıştır (6,12). Yapılan çalışmalarda tek bir kan kültürüyle tanı koymak ve et-keni üretmek %80 olarak bildirilmesine rağmen bazı çalışmalarda %6 ile %82 gibi çok farklı sonuçlar rapor

(4)

edilmiştir (9,13). Çalışmamızda kan kültüründe üreme oranı %66.7 olup bu oran literatür ile uyumlu idi.

Ülkemizde ise kesin veriler olmamakla birlikte kan kültürü negatif olguların daha yüksek olduğu bildirilmek-tedir (10). Yıldız ve arkadaşlarının (6) İstanbul’da yap-tıkları çalışmada olguların %65.9’unda kan kültüründe üreme tespit edilirken, kliniğimizde 1998 yılında İçağasıoğlu ve arkadaşlarının (14) yaptıkları çalışmada olguların %46.7’sinde kan kültüründe üreme tespit edilmişti. Çalışma grubumuzda hemokültürde üreme oranı İçağasıoğluve ark.’nın yaptıkları çalışmadan yük-sek olup, Yıldız ve ark.’nın çalışması ile benzerdi.

Yenidoğan sepsisine sebep olan mikroorganizma-lar ülkeden ülkeye ve aynı ülkede zaman içinde farklı sıralamalar göstermektedir (7). Çalışmamızda kan kültü-ründe en sık üreyen mikroorganizmalar; Klebsiella oxytaca (%30.8), Staphylococcus epidermidis (%23.1), Klebsiella pneumoniae (%17.9) olarak sıralandı. Benzer şekilde Üstündağ ve ark.’nın (15) çalışmasında da en sık etken gram negatif (Klebsiella) olarak bildirilmiştir. Yapılan başka bir neonatal sepsis çalışmasında bizim çalışmamızdan farklı olarak kan kültüründe üreyen bak-teriler sırasıyla; Staphylococcus epidermidis %29.0, Staphylococcus haemolyticum %19.4, Klebsiella pneumoniae %19.4, Staphylococcus aureus %16.13, Escherichia coli %12.9, Pseudomonas aureoginosa %3.2 olarak bildirilmiştir. Kliniğimizde daha önceki yıl-larda yapılan üç çalışmada Staphylococcus epidermidis ilk sırada yer alırken bir çalışma da ise Escherichia coli ilk sırada yer almış olup, zaman içinde servisimizde sepsis etkenlerinin sıklık sıralamasının farklılık gösterdi-ği saptanmıştır (14,16-18).

Neonatal sepsis erken ve geç olmak üzere başlıca iki şekilde sınıflandırılır (1, 2). Sepsisli bebeklerin %60.7’si (n=71) erken neonatal sepsis, %39.3ü (n=46) geç neonatal sepsis idi. Aygün ve ark.’nın (19) çalışma-sında erken neonatal sepsis %70, geç neonatal sepsis %30 olarak rapor edilmiştir. Servisimizde 1999 yılında yapılan çalışmada erken neonatal sepsis oranı %36.6 iken geç neonatal sepsis oranı %63.4 olarak bulunmuş-tur (9). Geç neonatal sepsis oranında bu çalışmaya kıyasla geçmiş yıllara göre düşüş olmakla birlikte böl-gemizde geç neonatal sepsis oranının fazla olması he-nüz birinci basamak sağlık hizmetleri ve postnatal bakı-mın yeterli düzeyde olmadığını düşündürmektedir.

Literatürde batı ülkelerinde erken neonatal sepsiste grub B streptococcus halen daha önemini ko-rumaktayken ülkemiz gibi gelişmemiş ve gelişmekte

olan ülkelerde gram negatif bakterilerin sıklığı daha fazladır (7). Berger ve ark.’nın (20) Zürih’te, Bont ve ark.’nın (13) Hollanda’da yaptıkları çalışmalarda erken neonatal sepsiste en sık etken grub B streptococcus olarak bildirilmiştir. Çalışmamızda erken neonatal sepsis grubunda en sık etken mikroorganizma Klebsiella oxytaca (%37.8) olup, literatür ile uyumlu idi. Benzer şekilde Hindistan’dan bir çalışmada da en sık gram negatif (Pseudomonas) etken bildirilmiştir (21). Berger ve ark.’nın çalışmasında geç neonatal sepsiste ise en sık etken olarak Staphylococcus epidermidis olarak rapor edilmiştir (20). Çalışmamızda geç neonatal sepsiste en sık etken olan mikroorganizma Staphylococcus epidermidis olarak bulunmuş olup, literatür ile uyumlu idi.

Yenidoğan sepsisinin tanısında beyaz kürenin önemi ve kullanımı 1970’li yılların sonlarına dayanmak-tadır (15). Yapılan çalışmalarda neonatal sepsis başlan-gıcında hastaların ancak 2/3’ünde anormal beyaz küre sayıları gözlenmiş, bazı serilerde ise bu oranın %80-90’a çıktığı görülmüştür (15,22). Yapılan bir çalışmada sepsisli olguların %34’ünde lökositoz veya lökopeni bildirilmiştir (6). Çalışma grubumuzda lökopeni %7.7 vakada, lökositoz ise %15.4 vakada saptanmış olup, bu oran literatürdeki oranlardan daha düşüktür. Benzer şekilde kliniğimizde yapılan başka bir çalışmada da lökopeni %16.7, lökositoz ise %6.7 oranları ile literatür-deki değerlerden düşük bulunmuştur (9).

Trombosit sayısının düşmesi yenidoğan sepsisinde geç ortaya çıkan nonspesfik bir bulgudur (6,7,22). Trombositopeni ortalama 1 hafta sürer. Bakte-rinin gram pozitif veya negatif olması ile trombositopeni gelişimi arasında ilişki kurulamamıştır. Trombositopeninin nedeni, bakteri veya bakteriyel ürün-lerin trombosit ve damar endotelini etkileyerek agregasyon ve adezyonu arttırması, ayrıca immun me-kanizmalar yoluyla olan trombosit yıkımıdır. Trombosit sayısı yenidoğan sepsisinde erken tanıda güvenilir değil-dir (7). Berger ve ark. (20) yaptıkları çalışmada neonatal sepsiste trombositopeninin sensitivitesini %65, spesifisitesini %57 olarak bulmuşlar ve %45.5 oranında trombositopeni tespit etmişlerdir. Bazı çalışmalarda da sepsis olduğu belirtilen yenidoğanlarda trombositopeni oranı %10-60 olarak saptanmıştır (15). Bizim çalışma-mızda tanı sırasında trombositopeni oranı %46.9 olup, bu oran literatür ile uyumlu idi.

Streptococcus pneumoniea’nın C polisakkaridi ile birleştiğinde çöken bir globulin olan CRP’nin yükselmesi

(5)

infeksiyon olayının başlamasından 10-12 saat sonra olmaktadır. Travma, cerrahi müdahale, perinatal asfiksi, mekonyum aspirasyon sendromu, yanıklar gibi birçok durumda yalancı pozitiflik olabilmektedir (1,7). Sepsis tanısı için CRP’nin pozitif tahmin değeri düşük olduğu için tanıda tek başına kullanımı sınırlıdır. Diğer testlerle kombine kullanılması önerilmektedir (7,10). Yapılan bir çalışmada CRP’nin hayatın ilk 3 gününden sonrası için neonatal sepsiste sensitivitesi %75, spesifisitesi %86 olarak bulunmuştur (20). Forest ve ark. (23) çalışmala-rıyla sepsis tanısında CRP’nin seri ölçümlerinin yararlı ve antibioterapinin kesilmesinde yol gösterici olduğu sonu-cuna varmışlardır. Berger ve ark. yaptıkları çalışmada tanı anında ilk incelemede CRP pozitifliğini %78, Yıldız ve ark. da %85.1 olarak rapor etmişlerdir (6,20). Bizim çalışmamızda da tanı sırasında %79.5 hastada CRP pozitifliği mevcut olup, yapılan çalışmalar ile uyumlu idi.

Neonatal sepsiste mortalite oranları %5-20 ara-sında değişmektedir (19). Bizim de sepsisli olgularımızın %9.4’ü (n=11) exitus olmuştu.

Sonuç olarak; etkenler ülkeden ülkeye ve zaman içinde değişiklik gösterse de neonatal sepsis halen bü-tün dünyada yenidoğan döneminin önemli bir mortalite ve morbidite nedeni olmaya devam etmektedir.

KAYNAKLAR

1. Dear P. Infection in the newborn. In: Rennie M.J,

Roberton NRC, editors: Textbook of Neonatology. Churc-hill Living; 1999. p: 1109-39.

2. Yurdakök M. Neonatal sepsiste antibiyotik tedavisi. Özalp

İ, Yurdakök M, Coşkun T, editör: Pediatride Gelişmeler. 1.Baskı Sinem Ofset, Ankara;1999. p: 270-89.

3. Bhutta AZ. Neonatal infections. Current Opinion in

Pediatrics 1997; 9 (2): 133-40.

4. Yurdakök M. Neonatal Sepsis-Patogenez. XI. Ulusal

Neonatoloji Kongresi Kongre Özet Kitabı Samsun 2001;141-50.

5. Yurdakök M. Neonatal sepsis. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları

Dergisi 2002; 45 (1): 85-99.

6. Yıldız C. Neonatal Sepsis Erken Tanısında Prokalsitoninin

yeri ve önemi. SSK Bakırköy Doğumevi Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Hastanesi Pediatri Kliniği Uzmanlık Tezi İstanbul , 2001.

7. Ovalı F. Bakteriyel Enfeksiyonlar. Dağoğlu T, editör:

Neonatoloji. Nobel Tıp Kitabevleri İstanbul; 2000. p: 657-73.

8. Çoban A. Yenidoğan enfeksiyonları. Neyzi O, Ertuğrul T,

editör: Pediatri Nobel Tıp Kitabevleri.3. Baskı İstanbul; 2002. p: 431-44.

9. Sütçü İ. Neonatal Sepsisin erken tanısında interleukin–6

ve C-reaktif protein’in kullanımı. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uz-manlık Tezi Sivas, 1999.

10. Oygür N. Neonatal sepsiste tanı. XI. Ulusal Neonatoloji Kongresi Kongre Kitabı Samsun 2001;151-60.

11. Stoll J. B. Infections of the neonatal infant. In: Behrman RE, Kliegman RM, Jenson BH, editörs: Nelson Textbook of

Pediatrics 17th ed. Saunders, Philadelphia; 2004. 623-40.

12. Squire E, Favara B, Todd J. Diagnosis of neonatal bacterial infection: Hematologic and pathologic findings in fatal and non-fatal cases. Pediatrics 1979; 64: 60. 13. Bont ESJM, Martens A, Raan VJ, Samson G. Fetter WPF,

Okken A et al. Tumor Necrosis Factör–alfa, interleukin– 1ß, Interleukin–6 plasma levels in neonatal sepsis. Pediatric Research 1993; 33 (4) : 380-3.

14. Icagasıoglu D, Caksen H, Sütcü I, Cevit O. Serum C-reaktive protein and interleukin6 levels in neonatal sepsis. Acta Medica 2002; 45 (3): 111-13.

15. Üstündağ G. Yeni doğan sepsisinde leptin, interlökin-6, interlökin-8,tümör nekrozis faktör-alfanın rolü. Gazi Üni-versitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabi-lim Dalı Uzmanlık Tezi Ankara, 2000.

16. Tanzer F, Yazar N, Hakgüdener Y, Kafalı G. Intravenous ımmunglobulin for sepsis prevention in preterm infants. Turkish J Pediatr 1997; 341-5.

17. Gökalp AS, Oğuz A. Neonatal sepsis in Turkey: the comparison between penisilin plus aminoglycoside and ampisilin plus third-generation cephalosporin chemo therapies. J Trop Pediatr 1990; 36 (4): 200.

18. Kafalı G, Tanzer F. Neonatal sepsis: How to diagnose earlier?. J Neonatol 1998; 5 (1-2): 39-46.

19. Aygün C, Oran O, Portakal O. Yenidoğanlarda prokalsitonin düzeyleri ve sepsis tanısındaki yeri. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2003; 46 (2): 83-9.

20. Berger C, Uehlinger J, Ghelfi D, Blau N, Fanconi S. Comparison of C-reaktive protein and white blood cell count whith differential in neonates at risk for septicaemia. Eur J Pediatr 1995; 154: 138-44.

21. Betty C, İnderpreet S. Early onset neonatal sepsis. İndian J Pediatr 2005; 72 (1): 23-6.

(6)

22. Benuck I, David RJ. Sensitivity of published neutrophil indexes in identifying newborn infants with sepsis. J Pedi-atr 1983; 103 (6): 961-3.

23. Forest JC, Lariviere F, Boke P, Masson M, Nadeou L. C-reactive protein as biomedical indicator of bacterial infection in neonates. Clin Biochem 1986; 19 (3):192-4.

Yazışma Adresi :

Mustafa Orhan BULUT,

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi,

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sivas. Tel: 0.346.2191300 / 2582.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu raporda, daha önce yenidoğan dönemi invazif pnömokokal hastalıklarında gösterilmemiş bir serotip olan 7F’ye bağlı gelişen bir erken neonatal sepsis olgusu sunul-

Single nucleotide polymorphisms (SNPs) of TLR2 and TLR4 were investigated in peripheral blood of both term newborns with sepsis before treatment and healthy age- and

Bu olgunun; neona- tal sepsisin etkeni olarak nadir görülen ve şimdiye kadar Türkiye’de bildirilen ilk Listeria monocytogenes serotip 4b neonatal sepsis olgusu olması

gibi diğer sepsis marker ile kombinasyonun erken başlan- gıçlı neonatal sepsis tanısında daha yüksek duyarlılığa ve negatif prediktif değere sahip olduğu

Epidemiological studies related to neonatal sepsis since the early 1980s have shown a decrease in early-onset neonatal sepsis cases, especially with Group B Streptococ- cus

Bu çalışmadaki amacımız 1 Mayıs 2014 ve 31 Nisan 2015 tarihleri arasında Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde takip ve tedavisi yapılan sepsis tanılı

Conclusion: The present study highlighted that contact with severe infections such as sepsis in the neonatal period can be a cause of decreased sensitivity to environmental

Bu vaka raporunda, yenidoğan döneminde Staphylococcus aureus sepsisine ikincil olarak prepatellar bursit gelişen bir yenidoğan olgusu sunulmuştur..