• Sonuç bulunamadı

ONCE KUSATMA SONRA TEMIZLIK

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ONCE KUSATMA SONRA TEMIZLIK"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)FETO bahanesiyle Atatürkçü hakimlere engel Yeni atanacak bin hakim adayı için kura çekimi, tartışmalar yüzünden ertelendi. FETÖ bahanesiyle mesleğe kabul edilmek istenmeyen adayların büyük çoğunluğunun Atatürkçü oldukları belirlendi. HAKİM atamalarında, AKP’nin kendi onayından geçmeyen isimlerin atamasını engellediği belirtildi. Atamalardaki usulsüzlüğün HSK içinde de huzursuzluk yarattığı, bazı üyelerin uygulamaya itiraz ettikleri öğrenildi. Duruma tepki. gösteren bazı hakim adaylarının itiraz dilekçesi vereceği ifade edildi. Öte yandan bazı hakim ve savcıları resen emekliliğe sevk etmek için de bir çalışma yapıldığı, ancak gelecek tepkiden çekinildiği öğrenildi. 11’de www.aydinlik.com.tr. VATAN EMEK NAMUS KURULUŞ: 1921. 11 MART 2018, PAZAR. 1.5 TL. Sayfa. 10. Batı Asyalı kadınlar buluştu CUMHURİYETKadınlarıDerneği,ABDemperyalizmi ve İsrail siyonizmine karşı Batı Asya’nınkadınlarınıAnkara’dabirarayagetirdi. Programda konuşan Türkiye, İran,. Filistin,KKTCtemsilcileri,bölgekadınlarını emperyalizmekarşıbirleştirmekararıaldı. Kadınlar, “Mehmetçik Afrin’de Batı Asya birliğiniörüyor”dedi.10’da. Büyük buluşma için geri sayım başladı TÜRKİYE Gençlik Birliği ve Dünya Antiemperyalist Gençlik Birliği, 18-23 Mart tarihleri arasında İstanbul ve Ankara’da Uluslararası Antiemperyalist Gençlik Buluşması düzenliyor. 18 Mart’ta görkemli bir açılış şöleniyle başlayacak olan etkinliğin çalışmaları ise tüm üniversitelerde hız kazandı.. ONCE KUSATMA SONRA TEMIZLIK. KAMPUSLERDE afişler asıldı, duyurular yapıldı. Dünyanın dört bir yanından gelecek olan antiemperyalist gençlik örgütleri, Türk gençliğiyle buluşarak teröre karşı birlik mesajları verecek. Buluşmada gençliğin sorunları da masaya yakırılacak, çö- Sayfa zümler aranacak.. 10. Oktay Yldrm. Kurtoğlu’nun timi “GEREKİRSE bizidevurun!Yeterki, etrafımızdakilerinhepsiimhaolsun” diyeanonsyapanErdalKurtoğlu’nun ruhubugünAfrindağlarındadolanıyor. Aynıbirliktetimkomutanıydık.Erdal Üsteğmen’ingörevyaptığıbirliktebu kahramancadavranışısıradanlaştıran bir ruh vardı. Birlik komutanından erine kadar... O birliğin komutanı, daha dün 15 Temmuz ihanetinde Özel Kuvvetler nizamiyesini vuruşa vuruşaalanlardanbiriydi,şimdi general.ObirliğindiğermensuplarıbugünAfrindağlarında mızrağınensivriucunakomuta ediyorlar.. Zeytin Dalı Harekatı’nda Afrin kent merkezine dayanan TSK, meskun mahal operasyonlarına hazırlanıyor. Plana göre, Afrin önce kuşatılacak sonra sivillere zarar verilmeden temizlenecek Görüş mesafesinde. ÜRKSilahlıKuvvetleritarafından başlatılan Zeytin Dalı Harekatı kapsamındaterördenarındırılanAf OKTAY YILDIRIM’IN YAZISI 2’DE rin’inköylerinegerçeksahipleridönmeye başladı. Yıllarca evlerinden uzaktakalanveharekatileterörden arındırılanköylerinedönmeninmutluluğunuyaşayanSuriyeliler,Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teşekkür etti.                            . Hayat T. SINIR bölgemizi teröristlerden tamamen arındıran TSK’nın Afrin şehir merkezine olan mesafesi de giderek daralıyor. Birliklerin kuzeydoğuda Afrin kent girişine olan uzaklığı 3 kilometreye kadar indi. Afrin’in merkezi rahatlıkla görülürken, PKK/PYD’nin tüm ikmal yolları kesilmeye devam ediyor. Aydınlık’ın sahadaki kaynaklardan edindiği bilgilere göre güneybatı ve kuzeydoğudan ilerleyen güçlerimiz hatları birleştirerek kuşatmayı tamamlayacak.. normale dönüyor. Erdal Kurtolu. Çavuşoğlu ABD’yi galagulaya alıyor. ERDOĞAN terörörgütlerineveABD’ye ültimatomverirkenMevlütÇavuşoğlu “ABDilemutabıkkaldık”diyor.Suriye kasabasıMünbiç’iasliülkelerTürkiye ve ABD birlikte idare edeceklermiş! Afrinkonusundatammutabakatvarmış.Fırat’ındoğusuiçindeTillerson çözümehazırmış.BenÇavuşoğlu’nun ABD ile mutabık olduğunu sanmıyorum. ABD’yi galagulaya alıyor. O kadar çok kandırdılarkionlarıartıkbiraz dabizkandırıyoruz.. PKK sivilleri rehin aldı AFRİN merkezine yapılacak harekatın önündeki hassas konulardan biri, merkezdeki sivil nüfus. PKK/PYD’nin, ilçedeki sivillerin tahliyesine izin vermediği bildiriliyor. Düzenlenecek meskun mahal operasyonlarında PKK/PYD, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmayı planlıyor. TSK ise kuşatmayı tamamladıktan sonra oluşturacağı insani koridor aracılığıyla sivilleri tahliye etmeye çalışacak. Öte yandan cepheden edinilen bilgiye göre, Sayfa Mehmetçiğin morali ve azmi oldukça yüksek..  MEHMET YUVA’NIN YAZISI 14’TE. 9. 9 PKK/PYD’li İlham Ahmed: Türkiye ve Suriye birlikte çalışıyor. Efsane geri döner mi? 3. KARTAL’I TALISCA UÇURDU: 1-0. Kararsız oyları milli aday kazanır Erken seçim tartışmalarıyla beraber kamuoyu araştırmalarının sayısı da arttı. Anketlerde sonuçlar farklı çıksa da, tek ortak yön kararsız seçmenlerin yüksekliği. Oran tahminlerden çok fazla. SPOR’DA. TRABZONSPOR dizimizinsonbölümünü eskiyöneticilereayırdık.Trabzonspor’un bugünküdurumanedengeldiğini,hatalarını, yaptığı yanlışları ve eski konumunagelebilmesiiçinnelerinyapılmasıgerektiğinieskibaşkanlardanÖzkanSümerveMuharremUsta’nınyönetimindebirdönemyöneticilikyapan SuatŞen’esorduk.. Sayfa. TSB’den Venezuela’yla sanat dayanışması 13. KULİSLERDE her partinin oy konusunda büyük sıkıntılar yaşadığı konuşuluyor. Erdoğan’a destek yeniden AKP’ye desteğin üstüne çıkmış görünse de Erdoğan’ın oyu. yüzde 50’ye ulaşmış değil. Araştırmalara göre kararsız oylar yüzde 30’a yakın. Geçmişte AKP’ye oy verdiğini, ama bugün kararsız. olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 10 civarında. Erdoğan’ın karşısına, kamuoyu desteği ve milli hassasiyetleri yüksek bir aday çıkarsa kartlar yeniden karılacak.  İSMET ÖZÇELİK’İN YAZISI 10’DA. sayfa. 6 sayfa. EKONOMİDE, alınan tüm önlemlere rağmenistenilensonuçalınamadı.Piyasalardadurgunluksürerken,tüketicilereyönelikkredifaizlerindeyaşanan yükselmenindeyavaşlamayıtetiklediği belirtildi.2018’insıkıntılıbiryılolacağına dikkatçekenekonomiuzmanları,“EkonomiAllah’aemanetgidiyor.İktisatçılar durumamüdahaleetmeli”dedi. 5’te. 7. 8. ABD kararına karşı ek vergi konulmalı EGE Demir-Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Halil Şahin, ABDyönetimininçelikithalatınayüzde 25ekgümrükvergigetirilmesikararının Türk demir çelik sektörünü olumsuz etkileyeceğini söyledi. Şahin, “Hükümetimizinekvergilerkoyarakveyaanti dampinguygulayarakdemir-çeliksektörünükorumasınıistiyoruz”dedi.  UFUK AKKAYA’nın haberi 3’te. 11. 13. 13. RAFET BALLI AKP ve CHP’nin 28 Şubat ittifakı ENGİN ÜNSAL Siyasi istikrarsızlığın sonuçları. ŞULE PERİNÇEK Kadınlar kazanacak Türkiye kazanacak. BİRGÜL AYMAN GÜLER ‘Batı değerleri’ artık gizlenmeye yetmez. CEM GÜRDENİZ İlk havacımız Bahriyeli Yüzbaşı Fethi. HAYATİ ASILYAZICI Çarpıcı bir oyun: Kürklü Venüs ONUR CAYMAZ Köle miyim sana ben! ISSN 2146-2356. sayfa Sayfa.  8’de. ABD ve Türkiye arasındaki sorunların ele alındığı heyetler arası çalışma toplantılarının ilki yapıldı. Diplomatik kaynaklar, toplantının ‘pozitif geçtiği’ bilgisini paylaştı. İki ülke arasında herhangi bir konuda mutabakat olup olmadığı ise açıklanmadı. 9’da. sayfa. DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “PKK’ya yönelik Irak’la birlikte ortak operasyon yapacağız” açıklamasından sonra ilk hamle geldi. Terör örgütü PKK/PYD’nin Afrin’e göndermek istediği çok sayıda silah ve mühimmat Musul’un doğusunda ele geçirildi. Araçta yakalanan silahlardan bazılarının Irak güvenlik güçlerinin dahi elinde olmadığı belirlendi. 9’da. ‘Ekonomik krize müdahale edilmeli’. sayfa. PKK’ya yardımı Irak engelledi. DÜN 3 Eylül 2015 günü Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na elden verdiğim mektubu aynen yayımlamıştık. Bugün de Kemal Kılıçdaroğlu’nun “fay hatlarını derinleştirme” kaygısı taşıyan yazılı yanıtını aynen yayımlıyoruz.. 3. İlk toplantı olumlu geçti. sayfa. Kılıçdaroğlu’nun mektubu. sayfa. D. oğu PERİNÇEK.

(2) 2. 11 MART 2018, PAZAR. oktayyildirim@aydinlikgazete.com. ATIR. Oktay YILDIRIM. Karikatürler: Tuncay Batbeki. Üniforma. KURTOĞLU Varoluş Tiyatrosu. TRABZON Beşikdüzü’nde halkın nefes aldığı bir parka verilmişti adı. Ve onun şehadetinden yıllar sonra yolunu şaşırmış bir belediye başkanı satmaya kalkmıştı park arazisini... Geçen yıl haber olmuştu. İtiraz etmiş vicdanlı vatandaş, mahkemeden dönmüş. O belediye başkanı bilmez, ama ruhu Afrin dağlarında dolanır Erdal Kurtoğlu’nun... Telsizden uçaklara, “gerekirse bizi de vurun! Yeter ki, etrafımızdakilerin hepsi imha olsun” diye anons yapan bir tim komutanı olur, destanlar yazar... Bir Karadenizliydi. Tipik... Hızlı konuşur, hızlı düşünür, hızlı hareket eder ve hızlı sinirlenirdi. Atletti, Harp Okulu’nda kros ve yarı maraton koşmuştu. Bu özelliği ona arazide büyük bir avantaj sağlardı. Çok hızlı hareketlerle kayadan kayaya atladığı için “martı” derdi devre arkadaşları. Elinden düşürmediği bastonuyla bütünleşmiş gibiydi. Şaşırtıcı bir hafızası vardı, haritaları ezberlerdi. Çayla yaşardı adeta, sabah akşam, çay... Pahalı zevkleri, büyük özlemleri yoktu, yaşadığı hayattan mutluydu. Hepimiz gibi özel tabanca kılıflarına, teçhizata bile heves etmez, Harbiyeden verilen ne ise onu taşırdı. Ona başka bir isim ver deseler, cesaret derdim. Timinin en önünde giden bir Kurtoğluydu o... Kaç sabahın ayazını bekledik birlikte, kaç gece pusularda susuştuk, nefes tuttuk, kaç hedef tarif ettik birbirimize, kaç yumurtayı kırdık konserve kavurmanın üzerine... Kaç matra. BİR grup genç... Kimi öğrenci, kimi muhasebeci, kimi mühendis. Kayseri gibi yerde bir tiyatro topluluğu kurmuşlar. Oyunları var, sahneleri yok. Afiş bastırmaya paraları bile... Ama kararlılar, oynayacaklar. Parayı bulmak için de oyun oynuyorlar: “Doğaçlama” diyorlar. Senaryo yok, her şey seyirciyle iç içe ve o anda gelişiyor. Seyirci belirliyor oyunun gidişatını, ya da oyuncuların karakterlerini. Bazen seyirci ile diyalog bir anda başka bir oyuna dönüşüyor. Seyirciyi de yaratıcılığa zorluyorlar “ne yapsın” diye sorarak. Bir sahneleri olmadığı için, geçici olarak anlaşma yaptıkları kafeteryalarda sergiliyorlar performanslarını. Gözlerine baktım, aşkla yapıyorlar işlerini. Para kazanmak değil dertleri, bu çok belli. Ama faturalarını da ödemek zorundalar. Bu gençler Dünya Kadınlar Günü’nde hapishanedeki kadınlar için gösteri yapmaya gidiyorlar da... Ah ne yazık! Dedim “bu kadar zengini var Kayseri’nin, yok mu bir sponsor Üstemen size?” Erdal Küçük çocukKurtolu ların yandığı tarikat yurtlarına verirler de çuvalla paraları; birkaç afiş bastıramaz, bu gençleri destekleyemez olmuş koca koca zenginlere yazıklar olsun. Yönetmen Murat Karslı ve arkadaşları inatla sürdürmeye devam ediyorlar gösterilerini ve gösterilerinin ardından selam göndermeye Afrin dağlarındaki, Mehmetçiğe... Var olun çocuklar, var olun her biriniz!. Oktay Yldrm. Üstemen Erdal Kurtolu. suyu bölüştük, kahkahalarımız ve küfürlerimiz kaç kez karıştı birbirine, ot bitmez patikalarında Cudi’nin... Silah arkadaşımdı, aynı birlikte tim komutanıydık, o “Kobra-2” ben “Kobra-6.” Karargâh koridoruna değmemiş ayaklarımızı, rahat yüzü görmemiş sırtımızı tanırdı kayalar. Üzerimize düşen çiğ damlası da sabah ayazı da hürmet ederdi pes etmeyen, of demeyen inadımıza. Her durumda gülmeyi başarırdık. Geçen gün bir gazetede basılmış fotoğrafımız, Abdullah Ağar söyledi. Sabahladığımız bir pusunun sonundaki sabah ayazını, bir bardak çay ile yumuşatıp, güneş yükselmeden uyuyabileceğimiz birkaç saatte dinlenmeye çekilmeden hemen önce... Tan yeri ağarırken... 1994 Irak harekâtında Oktay Yldrm birliğin ileri emniyeti için tuttuğu tepeye sızan terörist grupla o kadar iç içe geçmişti ki, obüs bataryasına kendi bulunduğu noktaya atış yapmalarını söylemişti. Sızmaya karşı timinin en önünde vuruşurken şehit düştü. En önde olmak çok yakışırdı ona, başka yerde görmedim hiç... Çünkü... Erdal Üsteğmen’in görev yaptığı birlikte bu kahramanca davranışı sıradanlaştıran bir ruh vardı. Birlik komutanından, erine kadar... O birliğin komutanı, daha dün 15 Temmuz ihanetinde Özel Kuvvetler nizamiyesini vuruşa vuruşa alan-. lardan biriydi, şimdi general. O birliğin diğer mensupları bugün Afrin dağlarında mızrağın en sivri ucuna komuta ediyorlar. Hiç unutmam, birlik komutanımız bir operasyonda en önde, yanında dört Mehmetçik. Sıcak temasın ilk noktası... Bizler, 100-150 m daha gerideyiz, manevra yapıyoruz. Neyse... Daha önce benim timimde olan ve “en güvendiğin adamı ver” dediği için onun habercisi olarak görevlendirdiğimiz Onbaşı Murat Solak onun yanında şehit düşen dört Mehmetçikten biri. Murat’ın aziz naaşını Orhangazi’deki ailesine teslim etmek, aldığım en zor görevdi. Yıllar sonra, üzerimize Ergenekon çorapları örülmeden hemen öncesiydi, birlik komutanımla tekrar karşılaşınca sordum: “Komutanım, Murat son nefesinde bir şey dedi mi?” Öğrendim ki, “Gebertin şunları komutanım” demiş. Dün o dağlarda gezen bir kurtoğluydu Erdal Üsteğmen, ama yalnız değildi başka kurtlarla dolaşıyordu. Erdal Üsteğmen ile o fotoğrafı çektirdiğimiz günlerde tanıştığım bir Kıbrıs gazisi, Hava İndirme Tugayı (şimdiki 1. Komd. Tug) paraşütçülerini Kıbrıs semalarında gösteren bir gazete kupürünü vermişti bana. Ben aynı birliğin ondan sonraki savaşçı kuşağından biriydim çünkü. O yıla ait, solmuş fotoğrafın üzerine de şöyle yazmıştı: “Hep zirvelerde dolaşmış bir milletin ahvadını tarihsizler bilmezler de, cihan onları çok iyi tanımaktadır. Bugün döl yatağında gelişip gerinen ruh, dün nal sesi, at kişnemesi ve yiğit naralarıyla dört bir yanı velveleye veren ruhtur.” Bugün Afrin dağlarında Erdal Üsteğmen’in ruhuyla üzerine bombardıman isteyen kahramanlar geziyorsa... Endişelenmesin kimse, bu dirilen o ruhtur. Her savaş kendi savaşçısını yaratıyor. Erdallar, Muratlar doğuyor yeniden.. “ÇOK askerler görüyorum, fakat çok savaşçılar görmek isterdim. Üniformaların içindekiler de üniforma olmasaydı” der Nietzsche. Bir üniforma general ya da amiral olabilir, ama savaşçı olamaz ve bir savaşçı genellikle general ya da amiral olamadan emekli edilir. Bu ordu Soner Polat gibi, Cem Gürdeniz gibi, Cem Çakmak gibi savaşçı ruhlu amiraller de gördü ama ne yazık, savaşan adamın ne ruhunu ne dilini anlamayanları da... Türk askerlik geleneği, bir Osmanlı’nın son döneminde bir de özellikle NATO sürecinden sonra savaşçı olmayan generaller gördü. Üniformaların yükseldiği dönemlerde devlet çöküyordu hep... Ve savaşçılar sessizce yükseltiyorlardı devleti, kopan bacakları, kolları ya da tabutları üzerinde... Bir üniformadan bu savaşçı tavrını anlamasını beklemek yanlış olur. Dedelerine sığınıp aşağılamaya çalışır, nişanları, parlak düğmeleri ya da dedelerinden kalma madalyalarla övünür. Savaşçı yarasıyla bile övünmez. Üniformalar yırtılır, buruşur, ütüsü bozulur. Savaşçının kolalanmaya ihtiyacı yoktur. Üniformalar çıkarılır, ama savaşçının tenidir üniforması... Savaşçı üniformaya aldırmaz, ama üniforma içindeki üniforma için her şeydir o süslü elbise... Üniforma çıkınca... Savaş hakkında ağlak feryatlar atmasına bakmayın, daima en son o gelmiştir savaş alanına, çünkü tek derdi üniformasını biraz daha rütbe, nişan veya madalya ile süslemek için ölülerin başında fotoğraflar çektirip kahramanlık pozları vermektir. Savaş sürerken o, ya emekli olmuş ya da bir kenara saklanıp feryat etmiştir. Bu sırada savaşçı kenara çekilmiş, sessizce yarasını sarıyordur bir sonraki muharebe için... Demem o ki, ekranları ya da sosyal medya sayfalarını velveleye veren üniformalar biraz sessiz olmalı, savaşçılar savaşıyor.... Vatan savaşında önce KADINLARIMIZ BİLİNÇLENMELİ TANSU BELE HER şeyin paraya endekslendiği ama paranın üretimle değil de talan, soygun ve vurgunla kazanıldığı bir dünyada emperyalizm, insanlığa bir mafya düzeni sunmuş bulunuyor. Siyasal, ahlâksal, dinsel, hukuksal ve bütün toplumsal yaşam düzeninin mafya biçemiyle düzenlendiği bir dünya bu. Bankalar, holdingler bu işlerde kullanılıyor, hisseler, senetler alınıp satılıyor, her şey paraya satılıyor! Kısacası toplumları ne kadar kandırıp kullanıp soyarsan o kadar kazanıyorsun! Siyasetin çeteleştiği böylesi bir düzende din, adalet, etik insanların kirli ellerinde en çok kullanılan, oyuncak edilen araçlar. Demokrasi ve insan hakları ise, göz boyamanın en kandırıcı yolları. Bunların öne sürülüş amaçları sanki insanlığı uyutma ve illüzyon! Bu durumda da en çok yalnızlaşan ve kullanılan iki öge öne çıkıyor: Çocuk ve kadın! Bugün kadın; çalışma/çalıştırılma, aile, din, gelenek. ve yozlaşan ahlâkın sarmallarıyla köleleşmiş durumdadır. Bütün bunlar içinse tek çıkar yol var: Başkaldırmak! Atatürk, kadınımıza boş yere haklarını vermemişti. O geleceği görmüştü. Toplumun kurtuluşu, kadının başkaldırısına bağlıdır. Tıpkı Kurtuluş Savaşımızda yaptığı gibi, kadınımızın bugün de gerekirse canını ortaya koyarak, Atatürk devrimlerine sahip çıkarak vatan savaşındaki erkeğine omuz verip emperyalizme karşı çıkması gerekiyor. Emperyalizme başkaldırı; yaşamı savunmak ve insanlığı kurtarmak için önce ülkesine sahip çıkmak demektir. Çünkü “Yeni bir yaşama biçemi yolunu açmanın karşısında yer almak, kapitalist sistemin neden olacağı gelecek nükleer savaş kıyametinde insanlığın olası yokoluşu demektir!” (Leo Huberman; Sosyalizmin Alfabesi, Sayı: 91.) Bugün için bu, artık bir ütopya değildir, bir zorunluluktur. Amerikan toplum düzeninin sömürgen ve “maço” karakterine karşı ilk başkaldırı, zencilere. özgürlüğünü verdiği için öldürülen Lincoln’den sonra kendi kadınlarından gelmişti. ABD’li kadınlar 1800’lü yıllarda köleci düzene başkaldırıp canlarını bile verdiler. Yine de Amerika’da düzen kadınlardan yana değişmedi, tersine kapitalist sistem daha da azıtarak tüm dünyaya yöneldi. Dünyayı silahlandırdığı gibi kendi toplumunu da silahlandıran sistem, kadın erkek demeden herkesi birbirine saldırtmakla meşgul. Bunu anlamak için Amerikan filmlerine şöyle bir göz atmak bile yeter. Çocuk filmleri de dahil, tüm filmlerde kan gövdeyi götürüyor. Hepsi yepyeni öldürme teknikleriyle dopdolu. Bugün ülkemiz başta olmak üzere, Kurtuluş Savaşımızda erkeklerimizi destekleyen kadınlarımıza ve dünya kadınlarına bu yolda çok iş düşüyor. Erkeklerin para karşılığı susturulduğu günümüzde, kadınlar varolduklarını göstermeli. Haydi kadınlar, vatanınız ve geleceğiniz için yeniden iş başına! Susmak, boyun eğmek ve öldürülerek yokedilmek yok, toprağınızda insanca yaşamak var!. DÜZELTME:SayınNaciBeştepe’nin10Mart2018tarihliyazısı,biriletişimkopukluğunedeniylekendiisteğidışındayayımlanmıştır. CMYK.

(3) 3. 11 MART 2018, PAZAR. ÖNE ÇIKANLAR HAZIRLAYAN: SILA KEMAHLI. halklailiskiler@aydinlikgazete.com. ‘İthal demir-çeliğe ek vergi konulmalı’ ABD yönetiminin alüminyum ve çelik ithalatına yüzde 25 ek gümrük vergi getirilmesi kararının Türkiye’de sektörü olumsuz etkileyeceğini söyleyen Ege Demir-Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Halil Şahin, Hükümet’ten sektörü koruyucu önlemler almasını istedi UFUK AKKAYA / İZMİR EGE Demir-Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Halil Şahin, ABD yönetiminin çelik ithalatına yüzde 25 ek gümrük vergi getirilmesi kararını Aydınlık’a değerlendirdi. Kararın Türk demir çelik sektörünü olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Şahin şöyle konuştu: “Türkiye’nin yanı sıra Kanada, Meksika, Avrupa Birliği ülkeleri de ciddi etkilenecektir. Dolayısıyla bu ülkelerde başka iş kollarında Amerika’ya karşı ithalatta ek vergilerle karşı önlem alacaklardır. Ancak şu anda Türkiye’nin ABD’ye yapacağı ciddi bir hamle yok. Bizim ithal ettiğimiz ürünleri almama gibi bir lüksümüz yok.”. YÜZDE 30 OLAN VERGİ SIFIRLANDI İzmir Demir Çelik Sanayi Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Halil Şahin, Türkiye ABD’nin kararından sonra atması gereken adımları şöyle anlattı: “Ülkeler son zamanlarda kendi sanayisini korumak için gerekli tedbirleri alıyorlar. Ek vergiler koyabiliyorlar, anti damping uygulayabiliyorlar. Türkiye’de bu konuyu incelediğimizde 2017’nin başında demir çelik sektöründe ithalatta yüzde 30 olan vergiyi yüzde 10’a çektik. 2018’in başında da yüzde 10’u da sıfırladık. Türk demir-çelik sektörünün Rusya, Ukrayna, İran, Çin, Moldova gibi ülkelerle rekabet etme şansı yok. Entegre tesisler ve ark ocaklarımız ham madde olarak ithalata bağlı. Türk demir çelik sektörünün yüzde 70’i hurdaya dayalı ark ocaklarının üretimidir. Yüzde 30’a yakınını da entegre tesisleri yani Ereğli Demir Çelik, Karabük Demir Çelik ve İskenderun Demir Çelik yapmaktadır. Entegre tesislerde de ana hammadde kömür ve cevher. İkisi de yeterli miktarda ve kaliteli olarak Türkiye’de yok. Yüzde 90’ı ithal ediliyor. Enerji tamamen ithal denebilir.”. KORUMACI ÖNLEMLER İHTİYACI “Ark ocaklı tesislere baktığımızda ana girdimizin birincisi enerji ikincisi hurda. Bizim sektörümüz dışa bağımlı. Ama bir Rusya’yı incelediğimizde kömürü var, cevheri var, enerjisi var, ucuz. işçiliği var. Dolayısıyla rejim için önemli olan istihdam ve üretimin olması maliyet diye bir mevhum ne Rusya’da ne Çin’de ne de Ukrayna’da çok önemli bir faktör değil. Hem istihdam yaratalım, hem üretim olsun, hem ihracat olsun. Bu ülkelerin ana prensibi bu. Hangi fiyattan olursa olsun üretmek ve satmak onlar için önemli. Zaten bu girdilerden dolayı bizden maliyetleri çok aşağıda. Dolayısıyla, bizim komşumuz konumunda olan Rusya, İran ve Ukrayna’nın nakliyede de büyük rakamlar oynamamakta. Hükümetimizin ek vergiler koyarak. veya anti damping uygulayarak bu 5 ülkeye kaşı demir-çelik sektörünü korumasını istiyoruz.”. ABD’DE MALİYETLER ARTACAK Şahin, Çin’deki demir çelik fiyatının yüksek olması nedeniyle 2018 yılında Türk demir-çelik sektöründe Trump’ın kararına rağmen olumsuzluk yaşanmayacağını belirtti. Şahin, gümrük vergisi ile ABD’deki çelik fiyatlarının yüzde 20’ye kadar artacağını bunu da maliyetlere yansıyacağını söyledi.. Çöp aracı kütüphane olacak. Çoban uyuyunca sürü ehre indi ADANA’da polis, kırsal alanda otlarken çoban uyuduğu için şehir merkezine kadar gelen küçükbaş hayvanları sahibine teslim etti. Çukurova ilçesi Huzurevleri Mahallesi’nde çok sayıda küçükbaş hayvanın başıboş olduğu ihbarı üzerine bölgeye polis ekibi gönderildi. Mahallede araştırma yapan devriye ekipleri, keçi ve koyunlardan oluşan sürüyü buldu. Polisin durumu bildirmesi üzerine hayvanların bulunduğu yere gelen zabıta ekipleri, sürüyü boş bir araziye götürdü. Polis ekipleri yaptık-. ları araştırmada hayvanların bir restoranın işletmecisine ait olduğunu, sürünün şehir merkezi dışında otladığı sırada çobanın uyuması üzerine kent merkezine geldiğini belirledi. Gerekli işlemlerin ardından hayvanlar sahibine verildi.. ANKARA’da temizlik işçileri, çöpten çıkardıkları kitaplarla kütüphane kurmalarının ardından, bir çöp kamyonunu gezici kütüphaneye dönüştürerek, kitaplarla okurları buluşturmaya hazırlanıyor. Ankara’nın Çankaya Belediyesi’nde görevli temizlik işçileri, çöp konteynerlerinin yanına bırakılan kitapları özenle biriktirip, dezenfekte etmelerinin ardından oluşturdukları kütüphaneyle yetinmedi. Bağışlarla birlikte 5 bin 300 kitaplık bir kütüphane oluşturan işçiler, şimdi de gezici kütüphaneyle okurlara ulaşmaya hazırlanıyor. İşçiler, restore edilmiş bir çöp kamyonunu gezici kütüphane haline getirerek, dünya klasikleri, Türk edebiyatı, siyaset, kişisel gelişim gibi 17 farklı kategoride bin 500 kitapla yollara çıkacak. Özellikle köylere ve ilçe kütüphanelerine ulaşmayı hedefleyen işçiler, kendilerine yapılacak bağışlarla birlikte, kitapları okumak isteyen herkese iletecek olmanın heyecanını yaşıyor. Yaklaşık bir ay sonra hazır hale gelecek gezici kütüphane, Çankaya Belediyesi’nin gerçekleştireceği açılış ve etkinliklerde de hazır bulunarak okurların kitapla buluşmasını kolaylaştıracak. İşçilerin hedefleri arasında, kitapsız köy okullarında kütüphane oluşturmak da yer alıyor.  AYDINLIK / ANKARA. 100 metrelik yeşil alan imara açıldı İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) şubat ayı meclis toplantısında, Eyüp Çırçır Mahallesi 845 ada 1 parsel üzerinde bulunan alanın planlardaki fonksiyonu değiştirildi. 100 metrekarelik arazi ‘yeşil alan’ fonksiyonundan çıkarılarak ‘Kültürel Tesis Alanına’ alındı. Mülkiyeti İBB’ye ait olan alanda değişiklik, Eyüp Belediyesi’nin talebi ile yapıldı. İlçe belediyesinden gelen değişiklik talebi; sinema, tiyatro, spor alanı, havuz ve otopark içeren ‘Kültür Kompleksi’ne ilişkin çalışmaların yapılması. Rus Türkolog Murad Adji hayata gözlerini yumdu ÜNLÜ Rus Türkolog ve yazar Murad Adji (Murad İskenderoviç Acıyev) 8 Mart Perşembe günü Moskova’daki evinde hayatını kaybetti. 1944 doğumlu, Kumuk Türkleri asıllı Adji, Moskova Devlet Üniversitesi Coğrafya Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. Sovyetler Birliği döneminde Devlet Planlama Teşkilatı’nda görev aldı ve iktisadi coğrafya dersleri verdikten sonra çalışmalarını tamamen Türklerin tarihi üzerine yoğunlaştırdı. “Avrupa, Türkler ve Büyük Bozkır”, “Kıpçak Bozkırının YavşaCM YK. nı”, “Kaybolan Millet”, “Kıpçaklar /Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi” adlı kitapları geniş yankı yaratan Adji, Slavlar ve Türkler arasındaki tarihi ve kültürel ilişkileri popülerleştiren yazar olarak tanınıyor.. KİTABI KAYNAK YAYINLARI TARAFINDAN BASILACAK “Türklerin Saklı Tarihi” adlı çalışması önümüzdeki günlerde Varol Tümer’in çevirisiyle Kaynak Yayınları tarafından ülkemiz okurlarına sunulacak olan Murad Adji’nin cenaze töreni dün (10 Mart) Moskova’da gerçekleşti.. için oldu. Değişiklik, CHP’li meclis üyelerinin muhalefetine karşın AKP’li üyelerin oylarıyla kabul edildi.. MÜDÜRLÜK UYGUN GÖRMEDİ İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı Yeşil Alan ve Tesisleri Yapım Müdürlüğü, meclisten geçen fonksiyon değişikliği eleştirdi. Müdürlük, kararın İstanbul’daki yeşil alanları biraz daha azalttığı görüşünü aktararak, komisyona şu yazıyı gönderdi: “Söz konusu plan tadilat teklifinin dosyasında. yapılan inceleme sonucunda donayı alanı fonksiyon değişikliği teklifi ile yürürlükte olan 1/5000 ölçekli Nazım İmar ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları’ndaki yeşil alan miktarının azaltıldığı görüldüğünden; hazırlanan imar planı tadilatı teklifi komisyonumuzca uygun görülmemiştir.” Müdürlüğün görüşleri dikkate alınmadı. Eyüp Belediyesi ise plana, “Açığa çıkan bodrum katlarda ticaret yapılabilir” ibaresinin eklenmesini istedi.  MUSTAFA K. EROL. Ordumuz vatan savaşındadır, Türk milleti kayıtsız şartsız ordumuzun yanındadır. Zafer ordumuzun olacaktır. Ali Topbaş Türkiye Cumhuriyeti'nin emperyalizme karşı verdiği vatan savaşının başarıya ulaşacağına olan tüm inancımız, tarihimizde elde ettiğimiz zaferlerden geliyor. Türk askerinin ve Türk milletinin vatanın bütünlüğü söz konusu olduğunda savaş meydanında ya da cephe gerisinde olsa da nasıl birleştiğini bugün de görüyoruz. Biliyoruz ki Zeytin Dalı Harekatı'yla devam eden vatan savaşımız, Türk Ordusu'nun milletinden aldığı güçle başarıya ulaşacaktır. Vatan Partisi Sarıyer İlçe Başkanlığı ABD'nin kara gücüm dediği bölücü terör örgütlerine karşı verdiğimiz savaşta Mehmetçiğimizin yanındayız. Nuriye Kadan Vatan savaşında Allah ordumuzu korusun.Bütün dualarımız,yüreğimiz mehmetçikle. Mâlik Yavuz. Sizden gelecek mesajların bu sayfada yayınlanması için İletişim: 0212 251 21 14 , 0541 877 35 07, 0545 206 13 26. Rafet BALLI rafballi@gmail.com. AKP ve CHP’nin 28 Şubat ittifakı. 28. Şubat’ı nasıl bilirsiniz? Cevap, meşrebinize göre değişir elbette. Yani nereden baktığınıza bağlı.  Kimine göre laikliği... Cumhuriyetin kazanımlarını korumaktır. Kimine göre de başörtüsü... Hatta din karşıtlığıdır.  Bugün 28 Şubat’ın mahiyetini tartışmayacağız. Konumuz iki lider: Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu. Ve 28 Şubat. Daha doğrusu: İki liderin 28 Şubat’a bakışları.  Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başlayalım. Durduğu yer herkesin malumu. Çünkü hiç saklamadı. En son 11 gün önce konuştu. 28 Şubat’ın 21. yıldönümünde. Dönemin askeri yetkililerinin yanı sıra.... “Sivil kanat”tan da “hesap sorulması”nı istedi.  Zaten ailecek davanın içindeler. İki kızı: Sümeyye Bayraktar ve Esra Albayrak. “Mağdur” sıfatıyla davaya müdahil oldular.  (Not: 28 Şubat davasında karar günü yaklaştı. Savcı son mütalaasını verdi: 60 ağırlaştırılmış müebbet. Kimler var? İsmail Hakkı Karadayı. Dönemin Genelkurmay Başkanı. Ve komuta kademesi dahil...)  Tayyip Erdoğan böyle. Ya Kemal Kılıçdaroğlu? Cumhuriyetin kurucusu CHP’nin bugünkü lideri? O 28 Şubat’ın neresinde? Kılıçdaroğlu’nun tutumu aslında bilinir. Fakat: Üzerinde durulmaz pek.  Sözü uzatmayalım. Kılıçdaroğlu’nun görüşlerini aktaralım. Laiklik ve 28 Şubat hakkında düşündüklerini.  Kemal Bey, aslında laikliği tehlikede görmedi hiç. Bunu açıklamaktan da çekinmedi. CHP Genel Başkanlığı’na henüz seçilmişti. Bir Almanya seyahatinde şöyle konuştu: “Ben bugün için laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Eğer tehlikede dersek bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem. Din alanında özgürlükleri daha da genişletmek gerektiği de görülüyor...” (Hürriyet, 22 Eylül 2010).  Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla devam edelim. İlginç tespitleri var. 28 Şubat’ın 15. yıldönümünde konuşmuş. Önce bir “mağdur” tayin ediyor: “Recep Tayyip Erdoğan 28 Şubat nedeniyle konuşmuş bugün. Mağdur olduğunu söylemiş. İnandınız mı? 28 Şubat’ta mağdur olan varsa, o da rahmetli Erbakan’dır. Ona karşı yapıldı...” Sonra da Erdoğan’ı eleştiriyor: “28 Şubat, sen başbakan olasın diye yapıldı.” (28.2.2012).  Kemal Bey, 28 Şubat’ın peşini bırakmamış. Tekrar konuşmuş aynı yıl. “Mağdur” listesine kendisini de eklemiş. “28 Şubat döneminde ben bir bürokrattım. SSK Genel Müdürü’ydüm. BÇG, o dönem benimle ilgili raporlar düzenledi” (15.4.2012). (Not: BÇG-Batı Çalışma Gru-. bu. O günlerde Genelkurmay’da kurulan özel birim.)  CHP lideri bir de çağrı yapmış: “Bütün darbecilere hesap sorulsun. Sadece apoletlilere değil, sivil darbecilere de hesap sorulsun.” Destek olma sözün vermiş. Hakkını yemeyelim: Şartı da var. “Bu süreçlerde hukuk ve adalet varsa, yargı işini siyasetin kuşatması olmadan yapabiliyorsa, biz bunun her zaman yanında ve destekçisi oluruz”).  Geldik bir yıl öncesine. 28 Şubat’ın 20. yıldönümüne. Kılıçdaroğu, bir açıklama yayınlamış. Kendisine ait tweetter hesabından: “Postmodern, askeri veya sivil, adına ne derseniz deyin bir ülkenin demokrasi anlayışını yıllarca geriye götüren her türlü darbeye hayır.”  Aynı gün, CHP’nin grup toplatısı var (28.2.2017). Kılıçdaroğlu, köşeli vurgular yapmış konuşmasında. “Bugün 28 Şubat. 28 Şubat’ta bir post modern darbe yaşamıştı Türkiye...” “Bazı kişiler, öğretim üyeleri, öğretmenler, kamu görevlileri... Ya inançları veya siyasal fikirleri dolayısıyla devletin dışına itilmişlerdi. “Herkesin görüşüne.... İnancına... Kimliğine saygımız var...” “Devlet dediğiniz kurum vatandaşına hizmet eder. Elinde sopayla vatandaşını dizayn etmez.”  Bir de “darbe” kıyaslaması yapmış. Yanlış anlaşılmasın. Kemal Bey’in kıyaslaması 15 Temmuz’la değil. Çünkü: “Darbe”li “15 Temmuz”u fazla sevmiyor. Ona göre: Asıl darbe 20 Temmuz 2016’da yapıldı. Kılıçdaroğlu’nun dediği şu: “28 Şubat darbesine ne kadar karşıysak, 20 Temmuz darbesine o kadar karşıyız...” (28.2.2017).  Şimdi bir özetleme yapalım. Bir tarafta Cumhurbaşkanı Erdoğan. Diğer tarafta Ana Muhalefet Lideri Kılıçdaroğlu. Aralarında sert bir kutuplaşma yaşanıyor. Sanılır ki: Hiç ortak yönleri yok. Ama görülüyor ki... Ciddi konularda müşterekleri şaşırtıcı.  İşte Erdoğan’ın da... Kılıçdaroğlu’nun da ortak görüşleri: Bir: Türkiye’de laiklik tehlikede değil. İki: Dini özgürlükler genişletilmeli. (Hakkını teslim edelim. Kemal Bey’in şartı var. Din siyasete alet edilmesin diye.) Üç: 28 Şubat darbedir. Sorumlulardan hesap sorulmalı. Dört: Sadece askerler değil, “sivil kanat” da yargılanmalı. Beş: 28 Şubat beni mağdur etti.  CHP’lilere bir “test” önerisi. 28 Şubat’ta alınan kararlar internette var. 18 maddeyi baştan sona okuyunuz. Kaç maddeye itiraz ediyorsunuz acaba?  AKP’lilere soru: Önce FETÖ’yle mücadele adımlarına bakınız. Ardından 28 Şubat kararlarını gözden geçiriniz. Hangi maddelerle paralellik kurdunuz?  Bir de ortaya soru: İki parti arasındaki böylesine benzerlik... Hayır mı, şer mi? Takdir sizin..

(4) CMYK.

(5) 5. 11 MART 2018, PAZAR. Türkiye’ye doğrudan Çin yatırımları ivme kazandı Türkiye’yegelmeyenparalıturistİspanya’yagitti. HAZIRLAYAN: DENİZ BİLİCİ. 3.8205. 4.6994. dolar. avro. . Jinping’in öncülüğünde ortaya konulan Kuşak ve Yol projesinin tüm resmi değiştirdiğini kaydeden Ermut, “Daha çok Çinli firmayla daha somut projeler konuşmaya başladık. Kuşak ve Yol, Çinli yatırımcıya ulaşmada önümüzü açtı ve Türkiye’ye doğrudan Çin yatırımlarına ivme kazandırdı” ifadesini kullandı.. halklailiskiler@aydinlikgazete.com. TURİZMCİLER hem İspanya’dan gelen turist sayısını artırmak hem de Türkiye yerine bu ülkeyi tercih eden harcama düzeyi yüksek yabancı turistleri geri getirebilmek için kolları sıvadı. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, geçen yıl Türkiye’ye gelmeyen yabancı turistlerin, Akdeniz’deki en büyük turizm rakibimiz İspanya’nın kazanç hanesine yazıldığını söyledi. Bayındır, şöyle konuştu: “İspanya’da otel yatırımları, bölgesel planlamalar çerçevesinde yapılıyor. Yatak kapasitesi çoğunlukla 3 ve 4 yıldızlı otellerden oluşuyor. İspanya’da 289 beş yıldızlı otel faaliyet gösterirken, 2 bin 224 adet 4 yıldızlı, 2. 116.750 . 1082 TL. . cumhuriyet alt›nı. . bin 473 adet 3 yıldızlı otel bulunuyor. Oteller genellikle oda&kahvaltı bazda hizmet verirken, ‘her şey dahil’ sistemi ise yok denilecek oranda. Resort bölgesi otellerde ‘yarım pansiyon’ konaklama uygulamalarına rastlanmakla birlikte özellikle Madrid gibi şehir merkezlerindeki otellerde sadece oda satış yöntemleri uygulanıyor. Bu durum, İspanya’da gastronomi turizminin gelişmiş olması, bireysel seyahat sayısındaki artış ve turist başına harcamanın ülkemize göre çok yüksek olmasının ana sebebi. Sadece Antalya’da bulunan 405 adet 5 yıldızlı otelde 352 bin yatak olduğu göz önüne alındığında bu durum daha iyi anlaşılacaktır.”. 13.53 . BİST - 100. $ 64.19. faiz. b. petrol. ‘EKONOMİK GİDİŞE müdahale edilmeli’ Ekonomide yavaşlama sinyalleri gelirken Prof. Dr. Konukman üniversitelerin devreye girmesi gerektiğini savundu. Hazineci Aykut Erdoğdu da kredi temininin pahalandığı bir döneme girildiğini kaydetti AYDINLIK / ANKARA EKONOMİDE halk nezdinde durgunluk sürerken, alınan tüm önlemlere rağmen istenilen sonucun alınamadığı kaydediliyor. Tüketicilere yönelik kredi faizlerinde yaşanan yükselmenin de yavaşlamayı tetiklediği belirtiliyor. Sanayi sitelerinde ve organize sanayi bölgelerinde esnaf ve sanayiciler elektrik borçlarını bile ödeyemezken bir iki sektör dışında işlerin iyi olmadığı bildiriliyor. Büyük holdingler imalatta ve satışta zincirin kopmasından endişeli. Adının açıklamasını istemeyen bir büyük holdingin üst düzey yöneticisi Aydınlık’a yaptığı açıklamada, “Cirolarımız artmıyor. Karımız azaldı. Bunlar bir süre idare edilebilir. Ama fabrikalarımıza ara mal üreten şirketlerde sıkıntı var. Malımızı pazarlayan şirketler sorunlar yaşıyor. Üretimden tüketiciye bir zincir var. Bu zincirin bir halkası koparsa hep beraber düşeriz. Şimdiye kadar birbirimizi destekleyerek işleri sürdürdük. Ama giderek zorlanıyoruz” dedi.. KREDİ MALİYETLERİ YÜKSELDİ CHP’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Aykut Er-. Aykut Erdodu. doğdu da ekonomideki yavaşlamaya dikkat çekti. Kredi maliyetlerinin yükseldiğini bunun da ekonomiye olumsuz yansımalarının olacağını vurgulayan Erdoğdu, şöyle konuştu: “2018 yılı Şubat ayı ortalamalarına göre, TL üzerinden açılan ticari kredi faizleri yüzde 18’e, konut kredisi faizleri yüzde 15’e yaklaştı. Hane halkının kullandığı ihtiyaç kredilerinin faiz oranları ise yüzde 20’yi aştı. Ticari kredi faizleri de 2018’in ilk iki ayının sonunda yüzde 18’e yaklaştı.”. BANKALAR SINIRLARINI ZORLADI Bankacılık verilerinin 2017’deki iktidar kefaletli kredi genişlemesi politikasının sonunda bankaların mevduatlarına göre kredi kullandırma sınırlarını. İMİB BAŞKAN ADAYI MUSTAFA SELÇUK ÇEVİK:. Mermerimizi marka yapmalıyız MERMERDE en zengin ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkan Adayı Mustafa Selçuk Çevik, maden sektörünü ve geleceğini değerlendirdi. Çevik, Türk madeninin geleceğe emin adımlarla ilerlediğine dikkat çekerek, “Madencilik sektörü ülke ekonomisine değer katıyor. Sektör olarak en büyük eksikliğimizin marka ve mermer lobisi oluşturamamak olduğunu düşünüyorum” dedi. Çevik, “Rakip ülkemiz İtalyanların çok ciddi bir markası var. Amerika’da hemen hemen her evde Türk taşı kullanılıyor ama bir markamız yok. Bizim Türk mermeri vurgusuyla markalaşmamız lazım. Bu markalaşmayı mermer lobisiyle yapabiliriz” diye konuştu. Türk mermerinde bir kalite standardının oluşturulması ge-. rektiğini vurgulayan Çevik, şunları söyledi: “Bizim en çok yönelmemiz gereken konulardan biri de kalite standardını oluşturmak olmalı. Yurtdışındaki alıcıya gönderilen ürünlerin bir standartı olmalı. Fakat bunu oluşturamıyoruz. Bu yüzden Türkiye’deki markalar exper kullanıyorlar. Bunu aslında ihracatçı birlikleri kendi bünyesinde de yapabilir, bir kalite standardı çerçevesinde çalışabilir.” İhracatçı birliklerinin Ankara ile koordineli çalışmasının önemli olduğunu kaydeden Çevik, “Sektörde birliktelik olmadığı için herkes kendi başına bir ilişki kurmaya çalışıyor, bu durum da sektöre katkı sağlamıyor. Bunun için birliklerin hukuki danışmanlarının, maden ve çevre mühendislerinin ve alanında uzman üniversitelerden profesörlerin de olduğu bir ekip kurmaları gerekiyor”. M. Selçuk Çevik. önerisinde bulundu.. ‘TEK FUAR YAPALIM’ Türkiye’de verimli olarak 4 mermer fuarı olduğunu ve maden konferansları düzenlendiğini hatırlatan Çevik, ayrı ayrı fuar yapmak yerine hem zamandan kazanmak hem de maddi kayıpları önlemek için fuarların en büyüğü olan İzmir’de tek bir fuar yapmanın daha doğru ola-. cağı değerlendirmesini yaptı. İzmir’e alternatif fuar yapmanın tamamen sektöre mali zarar getirdiğine dikkat çeken Çevik, “Bizim ürünlerimiz küçük numuneler ile de satılabiliyor, bu yüzden alım heyetleri yapmak daha az maliyetli” diye konuştu. Amerika’da Türkiye bağlantılı veya bağımsız 100’ün üzerinde Türk mermer firması olduğu bilgisini veren Çevik, yeni pazarlarla ilgili şu bilgileri verdi: “Latin Amerika’ya çok yabancıyız. Latin Amerika’da Ekonomi Bakanlığı’nın da uygun gördüğü yerlerde Türk Ticaret Merkezleri kurulabilir. Avustralya’da da çalışmalar yapabiliriz. Türk firmaları yavaş yavaş Avustralya pazarını tanımaya başladı. Ama bizim bu kadar çeşitliliğimiz varken İtalyanlar yine bizim önümüzde.”. ‘Girişimcilik bakanlığı kurulsun kapıları silerim’. Guglielmo Olearo. Ayen Zamanpur. TEKSTİLDE dünyanın önemli buluşmalarından biri olan Premiere Vision, İstanbul’daki 8. sezonuna girdi. Premiere Vision İstanbul’da yapılan yeniliklerden biri “Tekstil Liderleriyle Sohbetler” dizisi oldu. Düzenlenen ilk sohbetin konukları Silk & Cashmere CEO’su Ayşen Zamanpur ve Premiere Vision’un Uluslararası Fuarlar Direktörü Guglielmo Olearo oldu. TV Programcısı Hande. Berktan’ın sorularını cevaplandıran Zamanpur, ülkemizde girişimciliğin önünün açılmasının önemine işaret ederek, “Girişimcilik bakanlığı kurulsun da bakan olayım gibi bir derdim yok. Ama o bakanlıkta kapıları silerim, o derece önem veriyorum” dedi. Giyim sektöründe faaliyet gösteren bir marka olarak müşterinin gelecek yıl ne isteyeceğini, nelerden hoşlanacağını, ma-. ğazadaki müzikten kokuya kadar öngörmek zorunda olduklarını anlatan Zamanpur, topladıkları verilerle bunu yaptıklarını, mühendislik ötesi bir iş yaptıklarını anlattı. “Gelecekte kasiyerler kalkacak, satış danışmanlarının yerini yapay zeka alacak” diyen Zamanpur, şunları kayetti: “İnsanlar işsiz kalacak. Endüstri 4.0 geliyor. Perakende buna hazırlanmalı.”  RECEP ERÇİN. Timur Bayndr. . siyelinden yararlanmak Türkiye için çok önemli” dedi. Ermut, “Çin, 2013’te tarihi İpek Yolu’nu tekrar canlandırmayı hedefleyen Kuşak ve Yol inisiyatifini ilan edene kadar bu ülkeden yatırım sahasında somut sonuçlar almakta zorlanıyorduk” dedi. Çin Cumhurbaşkanı Xi. Arda Ermut. BAŞBAKANLIK Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Başkanı Arda Ermut, temaslarda bulunmak üzere gittiği Çin’in başkenti Pekin’de görüştüğü Çinli yatırımcıların Türkiye ilgisi, işbirliği potansiyeli ve gelecek beklentilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çin’in dünyanın en büyük yatırımcı ülkelerinden biri haline geldiğini söyleyen Ermut, “Çin’in bu büyük potan-. Ekonomi tehlike sinyali veriyor Aziz Konukman. zorladıklarını ifade eden Erdoğdu, “2017 Aralık itibarıyla bankaların kullandırdıkları nakdi krediler, 2 trilyon 229 milyar TL’ye ulaştı ve 2016’daki 1 trilyon 841 milyar TL’yi yüzde 21 aştı. Bankaların kredileri, topladıkları mevduatın 26 puan üstüne çıktı. Bankalar bu farkı temin için dış piyasalardan kaynak bulmaya yöneliyorlar” bilgisini verdi. Bankalar yurtdışı piyasalardan borçlanırken ABD tahvil faizi üzerine ülke risk priminin de borçlanma faizine eklendiğini anlatan Erdoğdu, uzun süredir sakin seyreden ABD tahvil faizlerinin Şubat ayında ani bir yükseliş gösterdiğine işaret etti.. 2018 SIKINTILI BİR YIL OLACAK Bankaların dışarıdan aldığı borçların maliyetinin de arttığını vurgulayan Erdoğdu, maliyetin tüketiciye yansımasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Erdoğdu, daha sonra şunları söyledi: “Merkez Bankası verilerine göre, Türkiye’nin 12 ayda çevirmesi gereken dış borç yükü 177 milyar dolar, cari açık için gerekli finansman yükü de en az 40 milyar dolar olacak. En az 217 milyar dolar dış kaynak bulmak gerekecek. Bu para ancak yüksek faizlerle bulunabilir. Bütün bunlar, 2018’in kredi temini ve kredileri döndürme konu-. PROF. Dr. Aziz Konukman, Aydınlık’a yaptığı açıklamada ekonominin tehlike sinyali verdiğini kaydederek şu görüşleri savundu: “Hükümet soruna köklü çözümler bulmak yerine seçim hesabıyla hareket ediyor. Olay kritik bir aşamaya gelmiş bulunuyor. Ekonomi bilmeyenlerin ekonomi ile ilgili açıklamaları, bu kişilerin devlette önemli görevlerde olması krizi daha da derinleştiriyor. Hayal pazarlamaya kalkılırsa etkisi ters olur. Böyle zamanlarda üniversiteler devreye girmeli. Şu anda hocalar ders yükü altında. Bu nedenle çoğunun dış dünya ile bağlantısı kesildi. Bu durum acilen düzeltilmeli ve üniversitelerdeki akademisyenler ekonomik gidişe müdahale etmelidir. Ekonomi Allah’a emanet gidiyor. İktisatçılar el koymalı. sunda sıkıntılı bir yıl olacağına işaret ediyor. Kaynak maliyetlerinin arttığı, kredi temininin pahalılaştığı bir döneme girildi. Bankaların riskten kaçtıkları ve kredi kullandırma şartlarını ağırlaştırarak arzı daralttıkları gözleniyor. ‘Kredi sıkılaştırma’ denilen bu koşullarda, daha önce kredi alabilen firmalar bile kredi almakta zorlanıyor. Kısacası ekonomi yavaşlama sinyalleri veriyor.”. T.C. ANKARA 4. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/1828 Esas DAVALILAR : 1- GÜLŞAH TALUN Plevne Mah. Önsezi Sok No:21 Altındağ / ANKARA 2- KADİR TURUNÇ - VASİSİ - MUSTAFA TURUNÇ Ulubey Mah. 872/2 Sok. No:7 A Altındağ - Ankara Davacı Satı Türkmen tarafından davalılar GülşahTalun, Kadir Turunç vasisi Mustafa Turunç aleyhine mahkememizde açılan velayet davasının yapılan açık yargılamasında; Mahkemenizce davalı Kadir Turunç Vasisi Mustafa Turunç’a dava dilekçesi ile duruşma günü tebliğe çıkartılmış olup, tebligat yapılamamıştır. Dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Durusma Günü: 30/05/2018 günü saat: 11:20’da duruşmada vasi Mustafa Turunç bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 02.03.2018 BASIN: 766153 (www.bik.gov.tr) Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de. T.C. ŞEREFLİKOÇHİSAR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2014/522 Esas Davacı Botaş Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. tarafından davalı Yaşar Kayacı aleyhine açılan Kamulaştırma davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize dava dilekçesi, duruşma zaptı, bilirkişi raporu ve duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinize yapılan tebligatlar iade edilmiştir. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Durusma Günü:19/06/2018 günü saat: 09:40’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz aksi takdirde yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve karşı tarafın sizin muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceğiniz yahut değiştirebileceğiniz, bilirkişi kurulu raporunda; dava konusu Aksaray ili, Sarıyahşi ilçesi, Boğazköy 193 parsel sayılı taşınmazın toplam kamulaştırma bedeli ve daimi irtifak hakkı bedelinin 2750,65 ¨ olarak belirlendiği ilanen tebliğ olunur. 07/03/2018 BASIN: 766404 (www.bik.gov.tr) Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de. T.C. DÜZCE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO : 2016/300 Esas DAVALI : ÖNDER ORMAN ÜRÜNLERİ İNŞAAT NAKLİYECİLİK TURİZM PAZARLAMA İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ Davacı tarafından aleyhinize açılan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Durusma Günü: 22/03/2018 günü saat: 11:40’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde HMK.’nun 147. Maddesi gereğince yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu, Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. BASIN: 767323 (www.bik.gov.tr) Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de.

(6) 6. 11 MART 2018, PAZAR. PAZAR KÖŞESİ. Engin ÜNSAL. İŞ GÜVENLİĞİ. B. ir ülkede iktidarın iç ve dış siyasetinde tutarlı olması çok önemlidir. Siyasal yönetim anlayışında ve uygulamasında tutarsızlık, değişgenlik ve demokrasi anlayışından sapmalar o ülkeyi yönetenleri hem seçmenler karşısında hem de uluslararası arenada çok zor durumda bırakır ve itibar, saygınlık kaybına uğratır. Bir ülkenin iç ve dış siyasetindeki tutarsızlığa siyasal istikrar yokluğu adı verilmektedir. Siyaseten düzenli olan ve siyasetinde sapmalar sergilemeyen ülkeler iç ve dış barışın güzelliğini yaşar. Bunda başarılı olamazsa güven kaybına uğrar ve yerkürenin yalnız ülkelerinden biri olur.. calismahayati@aydinlikgazete.com. SORUN YANITLAYALIM. İşyerinde taciz haklı fesih sebebi. enginunsal35@gmail.com. Siyasi istikrarsızlığın sonuçları. enay K. ÖZDOĞAN.  İşyerinde taciz ile karşılaştığımızda ne yapmamız gerekiyor? Sevgili okurumuz Hülya Hanım “cinsel taciz işyerlerinde oldukça sık karşılaştığımız durumlardan biridir. Ve çoğunlukla kadın işçiler maruz kaldıkları cinsel tacizi işten atılma korkusu veya utanma gibi sebeplerle dillendiremezler.. Kendi başımıza gelen veya şahit olduğumuz tacize sessiz kalmak tacizlerin sürmesine sebep olur. Tacize maruz kalmış iseniz bunu işvereninizle paylaşınız. Eğer işvereniniz konuyla ilgili önlem almamış ise size haklı fesih hakkı doğmuş olur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri uya-. rınca işyerinde taciz işten çıkarılma sebebidir. İş sözleşmenizi feshedebilir, taciz yapan kişi hakkında cezai şikayet yoluna gidebilir ve tazminat talep edebilirsiniz. Yine TCK’nın 105. maddesine göre; “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki. yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur” demektedir. Taciz altında çalışma yapmak iş kazalarını da artırmaktadır. Çalışma ortamındaki huzursuzluk yapılan işe dikkatsizlik, dalgınlık, stres ve depresyon olarak dönebilir. Bu durumlar da kazaya sebebiyet verebilir. HAZIRLAYAN: DENİZ BİLİCİ halklailiskiler@aydinlikgazete.com. SİYASİ SAPMALAR EKONOMİYİ BOZAR Ülkelerin ekonomik yapıları ve göstergeleri siyasal istikrar ile doğrudan orantılıdır. Ekonomi başarılı olabilmek için tutarlı ve düzenli siyasete muhtaçtır. Siyasal çalkantılar, hükümet bunalımları, hükümetin tutarsız kararları ekonomiyi olumsuz olarak etkiler. Sermaye sahipleri siyasal geleceği belirsiz bir ekonomik yapıya yatırım yapmak istemez. Siyasetin geleceğini göremeyen ve siyasi iktidarların devamlılığına inanamayan sermaye, yatırım yapmaktan vazgeçip fabrikalarını bir başka ülkeye bile taşımayı düşünerek siyasi istikrarsızlığın ekonomiyi bir dar boğaza sokmasının çok önemli ve olumsuz sosyo-ekonomik sorunları beraberinde getirmesi kaçınılmazdı.. SİYASETİMİZ BİR KISIR DÖNGÜDE 2002’de iktidar olan AKP kadrolarının devlet yönetme deneyimleri yoktu. Partinin önde gelen isimlerinin çoğunluğu belediye yönetmenin dışında kamusal bir sorumluluk almamıştı. Kurmak istedikleri din esasına dayalı bir devletti ve bunun da Osmanlı örneğinde olduğu gibi tek adama dayalı bir yönetim anlayışını gündeme getirmesi kaçınılmazdı. Nitekim öyle oldu. Demokratik laik bir Cumhuriyette bu sonucu elde etmek elbette kolay değildi ama amaçlarına engel olabilecek kurumların içeriğini ve işlevini değiştirmekte son derece başarılı oldular ve ülkenin hızla demokrasiden uzaklaşmasını sağladılar. Ülke fakirleşti, kamuya ait tüm işletmeler satıldı, devlet 650 milyar dolara yakın bir borç altına sokuldu ve ülke “biat edenler” ülkesine dönüştürüldü. Laik demokratik düzen yerine din eksenli bir yönetim anlayışı egemen kılındı; bunu sağlamak için de insan hakları ve demokratik kurumlar askıya alındı. İnsan hakları konusunda çok duyarlı olan Batı ülkelerinin Türkiye ile aralarına mesafe koymaları gecikmedi ve ardından yabancı sermaye bu ülkeye gelmez oldu.. TÜSİAD YAKINIYOR İŞÇİ BEDEL ÖDÜYOR Demokratik düzenin ve ekonominin ucunda ışık görülmeyen bir tünele sokulmasına en önemli tepki Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yöneticilerinden geldi. Parlâmenter düzeni askıya alan OHAL uygulamasına derhal son verilmesini ve demokrasiye işlerlik kazandırılmasını istedi. Birçok işyerinin kapandığını, iflasların yaşandığını ve siyasal istikrarsızlık nedeni ile yabancı sermayenin gelmediğini vurguladı. İstikrarsızlıktan dolayı doların önlenemez artışı ile dolarla kredi kullanmış işverenlerin nefes alamaz duruma geldiğinin altının çizildiği günlerde geleceğin belirsizliği fevkalâde umut kırıcı olmaktadır. Sadece işverenler değil işçiler de siyasal istikrasızlık nedeni ile zor günler yaşamaktadır. Her şeyden önce işyerlerinin hızla kapanması işsizler ordusuna yeni eklemeler yapmaktadır. İşyeri kapanmaları, işyerlerinde çalışanların sayısının azaltılması, yeni yatırımların yapılmaması gibi nedenlerle işsizlik 2017’de yüzde 12’ye yükselmiş. İŞKUR’a iş aramak için başvuranların dışındakilerle beraber ülkemizde işsiz sayısı 6 milyon gibi ürkütücü bir düzeye ulaşmıştır. Ekonomin yaşadığı bu karmaşa içinde toplu iş sözleşmeleri düzeninde çok ciddi sıkıntıların yaşanması kaçınılmazdır. İşverenler toplusözleşme masalarında sendikaların istedikleri ücret zammı oranlarına asla yanaşmayacak ve grevler kaçınılmaz olacaktır ama işçi sevdalısı olmayan hükümet bu grevleri ertelemek için ekonomide yaşanan sıkıntıyı ulusal güvenlik nedeni sayarak grevleri ertelemek için rahatlıkla kullanabilecektir. AKP yarattığı bunca siyasal ve ekonomik sıkıntı içinde bu yıl veya gelecek yıl seçime giderse kaybedeceğini çok iyi bilmektedir. Bunu önlemek için siyasilerin bir dış tehlike yaratmak ve dikkatleri oraya çevirmek sık başvurdukları bir oyundur. Sınıflar arasında derin gelir farklılıkları yaratan, demokrasiyi bir adamın ihtirasına kurban eden bir hükümetin ‘Afrin kahramanı’ yaratarak seçimlere girmesi ve iktidarda kalmaya çalışması anlaşılabilir bir gelişmedir.. İşçi servisi devrildi: 1 ÖLÜ, 10 YARALI ANTALYA’nın İbradı ilçesinde, Antalya-Konya karayolundaki tünel yapımında çalışan işçileri taşıyan midibüsün devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Kaza, Akseki-İbradı yolunun 10’uncu kilometresindeki Çamlı Yokuş mevkiinde meydana geldi. Antalya-Konya karayolunda İbradı ilçesi Eynif Ovası mevkiindeki tünelin yapımında çalışan 16 işçi, Manavgat ilçesinden şantiyeye gitmek için Mehmet Tüylü’nün kullandığı midibüsle yola çıktı. Midibüs, ölüm virajı olarak bilinen Çamlı Yokuş mevkiine geldiğinde, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu virajı alamayarak kontrolden çıktı, bariyerlere çarptı ve devrildi. Kazada, yola savrulan işçilerden Zekeriya Parlakşahan yaşamını yitirdi. Sürücü Mehmet Tüylü ile İsa Akgün, Senar Hırdal, Yasin Eren, İbrahim Gök, Emrah Sen, Uğur Demirçelik, Yaşar Yıldırım, Ahmet Mehti Fıratoğlu ve Emrah isimli işçiler yaralandı.. Nalan Ünal. Atatürkçü Düşünce Derneği ile Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubeleri özelleştirmeye karşı imza masası açtı. Özelleştirme politikalarının birlik ve beraberliği zedelediğini belirten CKD Şube Başkanı Nalan Ünal, Afrin harekatına işaret ederek, ‘İçeride birlik ve beraberlik olursa dışarıda kazanabiliriz’ dedi EMEK SERVİSİ ŞEKER fabrikalarını özelleştirme girişimine karşı bir imza kampanyası da Muğla’nın Fethiye ilçesinde başlatıldı. Şeker-İş Sendikası’nın başlattığı imza kampanyasında bugüne kadar 1.6 milyon imza toplanmıştı. Fethiye’deki kampanyayı ise Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ile Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin (CKD) Fethiye Şubeleri başlattı. Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi önüne 5 Mart’ta kurulan imza masası bugün sona erecek. Toplanan imzalar ise Şeker-İş Sendikası’na ulaştırılacak. İmza masası, insanların yoğun geçtiği bir güzergahta olmasa da kısa sürede 5 bine yakın imzanın toplandığı öğrenildi.. ÜÇ AMAÇ Konuyla ilgili Aydınlık’a konuşan CKD Fethiye Şubesi Başkanı Dr. Nalan Ünal, kampanya ile üç şeyi amaçladıklarını belirterek şunları söyledi: “Birincisi,. mza kampanyasna CHP, MHP, Vatan Partisi ve Saadet Partisi destek verdi.. CUMHURİYET KADINLARI FABRİKALARA SAHİP ÇIKTI 24 Ocak 1980 kararlarıyla liberal ekonomi yoluna sokulan ülkemizin ulusal değerlerinin satılmasına karşı çıkmak. İkincisi de nişasta bazlı şekerin sağlığa olan ciddi zararlarını anlatmaya çalışıyoruz. Üçüncüsü yine 24 Ocak kararlarıyla çökertilen tarımcılığın, hayvancılığın ve üretimin önünün kesilmemesi gerektiğini anlatıyoruz.”. birlik ve beraberliği zedelediğini belirterek, “İçeride birlik ve beraberlik olursa dışarıda kazanabilirsiniz” dedi. Dr. Ünal, şöyle devam etti: “Bu bir partinin veya çıkarı olan bir grubun savaşı değil. Türkiye’nin savaşı... Hepimiz altında kalırız. O yüzden birlik ve beraberlik çok önemli.”. ‘ÖZELLEŞTİRME GİRİŞİMİ OPERASYONA TERS’ Dr. Ünal, şeker fabrikalarını özelleştirme girişiminin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’nin Afrin bölgesindeki terör unsurlarına yönelik başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’na karşı olduğuna dikkat çekti. Operasyonu; ülke bütünlüğünü koruyan, Amerika’nın Ortadoğu’daki koridoruna karşı çıkan doğru bir harekat olarak değerlendiren Dr. Ünal, ancak eğitimde laiklik karşıtı düzenlemelerin, özelleştirme politikalarının, halka yönelik baskıların iç cephede. VATAN Partisi Fethiye İlçe Başması, yabancı güçlere belli menkanı Selçuk Selvi de başta şeker faatler uğruna peşkeş çekilfabrikaları olmak üzere bütün mesi tamamen yanlıştır” difabrikaların Türkiye’nin üretim yen Selvi, sözlerini şöyle ve geleceği için önemli olsürdürdü: “Şeker fabrikaduğuna işaret ederek “Fablarının kapatılmasına, panrika açmadan, üretim yapcar üreticilerinin mağdur Selçuk madan halkın geleceği ve ülke edilmesine, onlarla beraber Selvi ekonomisi planlanamaz, Türkiye baktıkları aileleri, çevreleri, yabağımsızlığına kavuşamaz” dedi. şadıkları köyün, ekonomik an“Bugünün konusu olan şeker fab- lamda sıkıntıya düşürülüp siyaseten rikaları nezdinde tüm fabrikaların satıl- de kıskaca alınmasına karşıyız.”. T.C. BURSA 15. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2016/11099 ESAS Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 07/03/2018 Not:İhalaye nakit teminat ile katılacak olanların %20 teminat tutarını ¨ cinsinden Müdürlüğümüzün TR 0800 0150 0158 0072 9841 3076 Iban numaralı hesabına yatırmaları ve dekontunu ibraz etmeleri gerekmektedir. Dekont ibraz etmeyenler ihaleye kabul edilmeyecek, satış mahallinde nakit teminat alınmayacaktır. 1.İhale Tarihi 2.İhale Tarihi İhale Yeri. : 03/04/2018 günü, saat 15:00 - 15:05 arası. : 20/04/2018 günü, saat 15:00 - 15:05 arası. : İzmir Yolu 26. Km. Konaklı Köyü Girişi Nilüfer BURSA. No Takdir Edilen Değeri ¨. Adedi. KDV. Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri). 1. 240.000,00. 2. %18. 2 Adet Ondüla marka markasız ve seri no’suz ondüla makinesi. 2. 380.000,00. 1. %18. 1 Adet Markasız ve seri no’suz tutkal yapma ünitesi. 3. 75.000,00. 1. %18. 1 Adet Aydın marka 2012 model kağıt rulo kesim makinesi. 4. 120.000,00. 1. %18. 1 Adet Yiğitler Jukes 2100-J210101139 rulo kağıt kesme makinesi. 5. 90.000,00. 1. %18. 1 Adet Yeşil renk markasız seri no’suz rulo kağıt kesme makinesi. 6. 45.000,00. 1. %18. 1 Adet Gri renk markasız seri no’suz rulo kağıt kesme makinesi. 1.İhale Tarihi 2.İhale Tarihi İhale Yeri No Takdir Edilen Değeri ¨ 7. 40.000,00. : 03/04/2018 günü, saat 15:20 - 15:25 arası. : 20/04/2018 günü, saat 15:20 - 15:25 arası. : İzmir Yolu 26. Km. Konaklı Köyü Girişi Nilüfer BURSA Adedi. KDV. 10000 kg.. %18. Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) 10000 Kilogram Rulo halinde kağıt. (İİK m.114/1, 114/3) * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. BASIN: 766402 (www.bik.gov.tr) Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de. ‘Fabrika açmadan EKONOMİK BAĞIMSIZLIK sağlanamaz’. ‘Ekonomimizin kalelerini emperyalizme bırakmayacağız’. ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD), şeker fabrikalarının özelleştirilmesi girişimlerine karşı İstanbul Şişli’de bir basın açıklaması yaptı. Şişli ADD Başkanı Ramazan Erbey, “Türkiye bu girişime karşı çiftçisiyle, işçisiyle, sendikasıyla, kamyon şoförüyle, tüketicisiyle, siyasi partileriyle demokratik kitle örgütleriyle ayaktadır ve direnmeye kararlıdır” dedi. Erbey, şunları kaydetti: “Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin arkasında emperyalist tekellerin 20 yıla varan ‘kararlı’ ve hain mücadelesi var. Şimdi özelleştirilmek istenen fabrikalar, konuta, AVM’lere dönüştürülecek, üretim merkezlerinin yerini tüketim tapınakları alacak. Ülkede yıkıma uğrayan şeker sektörünün yerini GDO’lu tatlandırıcılar alacak, Türk halkı doğacak hastalıklarla ilaç tekellerinin insafına terk edilecektir. Türk halkı buna izin vermeyecek, Cumhuriyetin bu ilk ekonomik kalelerini emperyalizmin insafına terk etmeyecek.”.

Referanslar

Benzer Belgeler

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

artırma- nın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan

artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı