• Sonuç bulunamadı

Ortaasyann 1000 Yl Aratrma Kayna Olarak Berlin Turfan Metinleri, Gemii ve Gelecei (ev. Prof. Dr. Mehmet lmez)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ortaasyann 1000 Yl Aratrma Kayna Olarak Berlin Turfan Metinleri, Gemii ve Gelecei (ev. Prof. Dr. Mehmet lmez)"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk DilleriAraştırmaları3 (1993):293-302

Ortaasyanın

1000

Yılı*

Araştırma kaynağıolarakBerlin Turfan Metinleri,

geçmişivegeleceği

Hazırlayan:Hannelore Küchler Yayıntarihi: 26Aralık1992, 1935':20.00 Redaktör: Walter Kirchner

RIAS Berlin

Yazar:

Potsdam caddesinde, Reichpietsch-Ufer ve Kennerplatz

arasında, başkentin

tam

ortasında

yer alan Berlin Devlet Kütüphanesi

(Staatsbi-bliothek zu Berlin) Potsdamer Platz'dan hiç de uzak

değil. Kullanışlı

ve görkemli bu

altmış yıllık binanın

ön cephesi

yılın

her mevsimi

-tam

karşısında

yer alan Philarmonie gibi-

altın

rengiyle dostça

parıldıyor. Işte

"Berlin Devlet Kütüphanesi" böyledir. B u

yıl

Eylül' den beri özel bir bölümü, bu

yüzyılın başında

Ortaasyadaki

Turfan

havzasında

bulunup Berlin' e getirilen yüzlerce

yıllık

metinleri

içeren yeni bir bölümü var. Berlin'

li araştırmacılar bunları, ağzı

örülerek

kapatılmış mağaralardan çıkartmişlar. Araştırıcılar

buralarda,

kumlarla

kaplanmiş. balçıkla örtülmüş

olarak

değişik

sanat eserleri

buldukları

gibi

farklı

dillerde

yazılmış

el

yazmaları

ve (tahta kalip

yöntemiyle)

basılı

eserler de buldular: Sanskrit, Çince,

Tibetçe,

Moğolca,

Orta Farsça, Eski Türkçe. Bunlar Ortaasya'

nın

ortalama

bin

yıllık

bir dönemine, M.Ö.

3-4 yüzyıl

öncesinden Orta

çağa

ka-darki tarihine ait belgelerdir. Bu belgeler geçen zaman içinde

Mani-heist ve Budist

manastırlarda tapınaklarda saklanmiştı.

*

Röportaj metninden bizi haberdar edenDr.I.P. Laut'a ve bu metnikullanmamızaizin verme inceliğini gösteren Dr. Hannelore Küchler'e buradaayrı ayrı teşekkürederiz.

(2)

Dr. Feistel: ProsyaKültür Eserleri Kurumu, Berlin senatosunun aksine, bugüne kadar DAC Bilimler Akademisinebağlıolarak unter den Linden'deki Turfan AraştırmalarıBölümünde bulunan Turfan fragınentlerininidari ve bakım sorumluluğunu üstlendiğini açıkladı.

Yazar:

Dr. Ortwin Feiste

I,

Berlin Devlet Kütüphanesi,

Doğu

Bölümünün

Yazmalar

Şubesinde çalışmakta. Şimdi sorumluluğuna

geçen bu yeni

bölümün hacminin

büyüklüğünü öğrenmek

istiyoruz.

Dr. Feistel: Unter den 4Linden'desaklananların toplamı yaklaşık30-40 bin fragınenttenoluşmaktadır.Bunlarınyineyaklaşık yarısı,15-20 bini şuan bu-rayataşındı.5 x 5 cm'den 30 x 70 cm 'ye kadar farklıboyutlarda, farklı büyüklükteler.

Yazar:

Sizin

korumanız altındaki

papirüsler ve fragment halindeki"

kağıtlar

cam levhalar

arasına yerleştirilmiş

ve

kenarları

siyah bezle

mühürlenmiş

durumda. Eski Türkçe ve Eski Iran dillerine ait

frag-mentlerse uzun

yıllardan

beri unter den Linden' de

çalışıldığı

için

ora-da-

kalmış.

Turjan

çalışmalarının yapıldığı

"Unter

den Linden" e sonra

yine

döneceğiz. Şimdi

bu

konuşmada

Dr. Feistel' den

taşınma işinin

nasılolduğunu

sormak istiyorum.

Dr. Feistel:Çok basit, ilk önce birtaşıma şirketiyle fragınentleripaketledik, sonrataşımakiçinsandıklara yerleştirdik,tabii bunlarşarap sandığı adını ver-diğimizküçükşeylerdi,çünkü bunlar çok sayıda şişeyi sağlamolarak sakla-yabilrnek için oldukçadayanıklı şeyler.Daha sonra bunlarsıradanmobilya taşımayöntemiyle unter den Linden'den buraya getirildi.

Peki

şimdi

bunlar nerede?

Devlet Kütüphanesinin eskiyeraltı garajında,sonyıllardaorada bir depoinşa

edilmişti,oradaki bir odada. Devlet Kütüphanesinindiğerbütündepolarıgibi bu deposu da havalandırmalı, buna göre yazmalar için gerekli olan hava-landırma şartlarımümkünolduğu kadarıyla sağlanmıştır.

(3)

ORTAASYA'NIN 1000 YILI 295

Yazar: O halde 15 bin fragment. Bunlar kaçsandığın içinde, saydınız mı? Örneğin "Sandık Nr. 133" diye bir sayı okuyorum.

Dr.Feistel:Farklı farklıdiziler var, henüz 200olmadı.

Yazar: Kağıtlara sarılmış olarak ...

Dr.F.:Büyüklüğünegöre. Tabii insan 15 binparçayıteker teker paketleye-mez. (Kağıtsesi)örneğinburada Çinceler, yazmaların, tahtabaskılarınbir bölümüyer almakta.

Yazar: Bir numaralama söz konusu mu?

Dr. F.: Çincelerde numaralama söz konusudeğiL. örneğin Toharcalarda da. Durumabağlıolarak,farklı farklı... Sankritmalzemeşuanaltıcildi çoktan yayımlanmış durumda olan katalog çalışması çerçevesinde daha yeni

yapılıyor, epey birkısmıda benzerşekilde hazırlanmakta. Görüldüğüüzere oldukçafarklıbirişaretlernesistemi söz konusu. Görüyorsunuz, hem birbirini izleyennumaralar, hem debulunduğuyeregöreverilmişnumaralartaşıyorlar.

Hatta kimisi de sadece bulunduğu yerin numarasını taşıyor, ancak bu

tanımlayıcı değil,çünkübunlar sadecekayıt amacıyla verilmiş; bu fragmentler hangikülliyatın parçası,neredenkopmuşlar,idariaçıdan işinbu yönü tama-mençözülmüş değil,bu da bize oldukça büyükbir görevyüklüyor.

Yazar: Bu doğrultuda 1899 güzünde Roma' da yapılan Uluslararası

Doğubilimciler Kongresine gelen St. Petersburg' lu iki bilim adamı Berlin' de kalmışlar. Onlar, Berlin Halk Sanatları Müzesinin Islam Bölümü yöneticisi ile, Hinı-Tibet Budizmi, sanatı ve mitolojisinin ünlü bir ustasıyla, Albert Grünwedel ile karştlaşmişlardi. Grünwedel 1899' da henüz 43 yaşındaydı. Belge olarak kendisinekonuşmalardan

notlaralmıştı:

"Akademisyen Profesör Dr. Radloff ve Profesör Dr. Salemann, Roma'daki kongreye sunmakamacıyla getirdikleri Turfan'danbulu-nan malzeme örneklerini,mağararesimlerini dün Berlin'e(ayrıca yazmalarıvebaskı denemelerini) getirdiler, Prnsya hükümetinin

(4)

desteğiyle ve Akademininişbirliğiylebüyük biraraştırmagezisinin düzenlenip düzenlenemeyeceğini,bütün bu yapılacak çalışmalar doğrultusundagereken bilimseldesteğin yapılıp yapılamayacağını sordular."

Yazar: Dilciler, dintarihçileri, arkeologlar ve sanat tarihçileri.doğubilimciler

Roma' da bir araya gelmişlerdi. Katılanlar, araştırmaları iki açıdan

dinlemişlerdi. Açık olan, İngilizlerin de Turfan'da, Ortaasya'da kayda

değer şeyler bulmuş olmalarıydı. Avrupalı araştırmacılar, sömürge-ciliğin de verdiği kolaylıkla, bu yabancı halkların sanat ve kültür varlıklarını toplamak için oralaragidebtlmişlerdi. Roma' daki bu uz-manlartoplantısı yararlı olmuştu. 1899'daki Doğubilimciler Kongresi-nin üyelerinden biri şöyle yazıyor:

."Bubuluşlarve araştırmalar bize şaşırtıcı şeyler öğretti, örneğin

Doğu Türkistan'ın1000yılöncesinedeğinverimli bir-kültürmerke-zi olduğunu; komşu kültürlerin, Çin, Hint, Yunan-Batı Asya kültürlerinin birbirlerini etkilemesiyle ortaya çıkmış çok çeşitli olağanüstübir güzellik ~.. Rus araştırmalarının en önemlibuluşu. önceki yıla (1898) dayanıyor, 160'tan az olmayan sanat eseri, -kimisi Hint anlayışınagöre inşa edilmiş yer üstündeki binalarda-mağaralarda, kimisi yeraltı manastırlarında, tapınaklarında. Bu tapınakların çoğuoldukçadeğerlidini vediridışıduvar resimleriyle süslenmiş."

Yazar: St. Petersburg' lu akademisyenler geriye döndükten sonra tekrar Berlin'

e

Halk Sanatları Müzesi' ne başvurdular. B u Rus

araştırmagezisi için Prusya'nın yapacağı destek onlar için çok uy-gundu. Ancak bu bir idealden. dilekten öteye geçmedt. Tam iki yıl sonra, 1902 Aralığında, Albert Grünwedel kendi bu yoldan Turjan' a seyahat etti. Bu ilk (ve özel) araştırma gezisini 1914 yılına değin -Albert von Le Coq ile birlikte- üç gezi daha izledi. Sonuncusu 1914 Şubatında sona erdi. Oradan getirilen resimlerve diğer sanat ürünleri

Halk Sanat/arı Müzesinde sergilendi, o zamandan beri de bu müzeye, savaş sonrasının Hint Sanatları Müzesine ait. Peki

(5)

fragmen-ORTAASYA'NIN 1000YILI

tleri, bunlar kime ait?

297

Dr. Feistel: Bu konu henüzaçık değil,biraz da ikiyebölünmüşbütünlerin birbiriyleuyuşmasına bağlı; şu an için bu konu açık değil, dahaaçıklığa kavuşturulmasıgerekiyor.

Yazar: Dr. Feistel bu yılın güz sonunu kastetmişti ancak o günden bugüne durum henüz değişmedt. Sözü edilen ana bölümler Branden-burg eyaleti, Berlin ve Berlin-BrandenBranden-burg Bilimler. Akademisi' nde. Dr. Feistel: Turfarı'a yapılan araştırma gezisini yönlendirenPrnsya devle-tine ait malzeme 1914'deilgilibakanlığın talimatı gereği çalışılmasıiçin Prus-ya BilimlerAkademisine tevdi edildi;çalışmalara bağlı olarak birkısmı he-. men hemenbakanlıklabenzerbakış açısınasahip bulunan Prusya Kraliyet Kütüphanesine de getirildi.Fazlasıgelmedi,çalışmalar için Akademidekaldı.

Yazar: Berlin-Nikolassee. .Leopald adlı bina; Burada yaşıyor Profesör Annemarie von Gabain. Kendisi yüzyılımızla tam aynı yaşta. 91

yaşında. Sinolog, Türkolog, Sanattarihçisi. Ziyaret için odasına gir-diğimde, sırtını kapıya dönmüş vaziyette pencere kenarında oturuyor-du. Uzun bilim yaşamı boyunca Turfan'dan buraya getirilen belgeler ve sanat eserlerini ele almış birisi. Anlattığı kadarıyla kendisi bir subay kızı imiş. Anne-babası onun yabancı dil öğrenimine karşı çıkmamakla birlikte bir an önce ona bir meslek kazandıracakbir şeyler yapmasını istemişler. B u nedenle de 20' li yılların başında daha bir öğrenci iken Berlin Üniversitesindeki profesörüne başvurmuş ve öğrenimiyle ilgilibirkonusunda yardımcı olup

ola-mayacağını sormuş.

Prof. von Gabain:

"Aaa" dedi. "Buyüzyılın başındaOrtaasyadan Berlin'e getirtilenyazmalar o zamandan beriarşivdebekliyor, olmazsaonlarla ilgile-nin, bunlardan birkaçıda Eski Türkçe. Görüyor musunuz,iştebiriş buldu-nuz.Şimdi doğru rektörlüğegidin ve sadeceTürk dillerinideğilÇinceyi de

bildiğinizi, dolayısıylabuişiçin uygunkişininsizolduğunuzu,bu kadroda

çalışabileceğinizibelirtin."İşteondan sonra titreye titreye, oldukça yüksek mevkisi olanmüşavirLüder'inyanınagittim. Hemenher dumansavuruştan

(6)

önce aymylaşöylebenim bu yazmalar için uygunkişi olabileceğimisöyledi, şöylebir güldü vekonuşmayadevam etti, "daha sonra bunukonuşmalıyız". Ancak daha sonra benimlekonuşmadı, 14günsonra onunla unter den Lin-den'dekarşılanm,benimlekonuşmayacağımsöyledi, ben de onuselamladım.

O beniselamladı, ancakağzındaki sigarasıyla. İşte, işler başladı,benim var oluşumunharika sebebi böylebaşladı.

Yazar: "Harika", diyor Profesör von Gabain, ilgisini çeken konuyla

meşgulolma imkanı bulabilmesindendolayı. Yabancı kültürleri derin-lemesine nasıl ôğrendiğinebu bir örnek; Turfan'dan Berlin Halk Sa-natlan Müzesinegetirilmiş olan ve üç Uygur'hanını gösteren duvar resmine bakıyoruz. Uygurlar,ortaçağların başına kadar bir süre

Or-taasyaya

eğemen olmuş bir Türk halkı.

Yüzhatlarınagöredoğu Asyalıüç han birhalının üzerindeilerliyor-lar. Uzun,bacaklarınakadar inen,kırmızıvefarklı desenlerdeelbi-selergiymişler.ve aynca uzun, koyu çizmelerivar. Elleri vekolları kuşaklannınüst tarafında, silahlarının vediğer metalik şeylerin üstünde, elbiselerinin uzunkollarıyine elbiselerinin içinesokulmuş. Bu üç handan her biri dikkati çekecekşekilde tutulan.birer uzun çiçekdalı taşıyor.

Yazar: Annemarie von Gabain'in 1973'teki bir yayınında bu konuy-la ilgili bir açıklama var:

"Buradauzun bir çiçekdalıvar ... tutan eliolmaksızınçizilenbu tasvir oldukçasık,bir ressama aitolduğusöylenemez.Durağanlık açısından imkansız olan builişkininmutlaka biranlamı olmalı.Tun-huang'da bulunan 971yılındankalma bir resmin bize bu konudayardımları ola-cağına inanıyoruz. (Bu), bir (Budist),saygılarım sunan grup (tasvir edilmiş)var, ölen anne-babalar ve bir çok aile ferdi. Baba elindesapsız bir çiçek tutuyor, benzerşekilde anne de, ancaksaklanmışbir elde. Hayattaolmasıgerekendiğerlerinde,ölüolmalarıbeklenmeyenlerde, . çiçekyok. Tahminimize göre bu, çiçeksapıylatasviredilmişölülerden

birinin kadir bilirtorunlarıncaisteklerini, yenidendoğum dualarını

(7)

ORTAASYA'NIN 1000

vnr

gerekir. Ama ölü birisinin resmi çizilmiş,resme göre,göğüslerinebu çiçekdalı iliştirilmiş olmalıydı."

299

Yazar: Açık olan yukarda tanımlanan üçlü Uygur hanlarının kesinli-kle Budizme yakın oldukları. Doğu Türkistana yapılan araştırma ge-zilerinden önce hiç bir zaman bu Türk halkı, Uygurlar gündeme gel-memişti. Ortaçağın sonundan beri bu bölge gelenekselolarak

müslümandır.

Prof. von Gabain:

Ayrıcavon Le Coq ve Grünwedel adlı beyleri de

tanımıştırn,bu tabiiki harika bir şeydi.Onlardan birşeylerdinlemek, von Le Coq 'u ziyaregittiğimdebir çokyazıdanve dilden söz etmesindendolayı on-dan çok etkileniyordum.

Peki Turfan'a yapılan araştırma gezilerinden hiç söz etti mi?

Elbette, orada neler olduğunu,sarp kayalıklardabir araya yığılmışBudist tapınakları,Maniheist ve dahi Nestııri .tapınaklannı, rehberlerle oralara tırmanışlarınıye kumlardançıkardıklarını,vekumiçindebuldukları elyazma-larım...Sandıklarakoyup~erlin'egöndermişler.

Peki bunlar kaç sandıktan oluşuyormuş?

Belki 10. Bunlar Turfan'daağaç talaşıylapaketlenmişler,Yani her bir yazma aslında şu büyüklükte imiş, hepsi de tahrip olmuş; abartmasız, şu küçüklükteki parçaları banda veya benzeri bir şeyledaha sonra birbirine yapıştırdık./İşteböylebaşladı,ikiyılsonra dayayımlanmaya başlandı. Siz çok iş olacağı için kataloglama işinde hiç çalışmadıniz

...

Bu bana hep söylenmiştir,"bir katalogyapınız"diye, gerçekten çok vakit ge-rektireceğiiçin ben de her zaman "evet, evet" dedim, amayapmadım. İnsanın her yazmayı yorumlaması gerekiyordu. Eğer elimde yüzlerce küçük bez parçacığı varsa, çok fazla ilerleme kaydedemezdim. Dolayısıyla insanın iş ekonomisiyapmasıgerekiyordu, bukavramı anlıyorsunuzdur,ne nerede or-tayaçıkıyor;gerikalanısonra da yapabilirim vb.

(8)

Bu sizin için daha uygundu. Siz bir

şiyler yayımlamak istemtştiniz. Tam öyle,(anladığım şeyleri aldım, anlamadıklarımıbir tarafabıraktım), son-ra savaşgeldi ve savaş sonrası, sonraşeytankayboldu, sonra dediler, Ber-lin'de Lichterfelde'de oturdum, fazla birşeyyoktu, Akademidekiinsanların paralarıyoktu, artıkbugündenyarınaherhangi birmaaşımyoktu. Kuruku-ruya oturdum. O zamanlar oldukça kötüydü. Biryılsonra Hamburg'tan haber geldi, bana Hamburg'a gelipgelemeyeceğimisordular. "Evet'tdedim ve oraya gittim."Şansım varmış"diyedüşündüm.buTanrınınbir hediyesiydi. Bu kar-maşadansonra, bu kafakargaşasındansonra ne yapabilirsem ne istiyorsam. Sonra Akademiye gittim ve yeni malzemeleralıp yayınladım.

Turfan metinlerini Hamburg' da

yayımlamaya

devam ettiniz mi?

Akademi için, ancakparasızolarak, onlarda hiçBatı parasıyoktu, o zamanlar öyleydi. Akademide herkes beni sevgiyle, kucaklarınabasarak karşıladı. Çünkü insanlar kendilerinin aptalolduklarının düşünüleceği endişesiyle Doğuya gitmiyorlarıd,böylesine darkafalıinsanvardı. Ve ben kendime bana bakmaları gerektiğinisöyledim, ben buradaçalışıyorum,bu yazmalara ih-tiyacımvar.

Siz Hamburg' da

çalıştınız, paranızı

da üniversiteden

aldınız

...

Orada ders verdim, yenikuşakları yetiştirdimve her tatilde de Doğuya, Aka-demiye gittim ve dedim ki, benim yeniden malzemeyeihtiyacımvar, bana ne-redeolduklarımgösterin, ben sizin içinbunları hazırlayacağım,bu birşanstı, yani oradayaşayandostlar elbette ki hepsi oldukçakötüdurumdaydı,onlar için kötüolmuştu.

Yazar: unter den Linden Nr. 8. Eski Devlet Kiuüphanesinin büyük

giriş kapısının

önünde duruyoruz, 1903 ve

1914 arasında inşa

edil-miş. Sağ tarafı

Akademinin "Turfantexte"

çalışmaları

için.

Dr. Sundermann: Benim asıl çalışmakonum tahminen 4700 fragmentten oluşan farklıhanidillerdeki malzemeninyayımlanması...

(9)

ORTAASYA'NIN 1000YILI 301

Yazar:

22 yıldan beri buradaki çalışma ile meşgulolan Dr. Werner Sundermann açıklıyor.

Dr. Sundermann:Yayımlamak şudernek; Dil ve içerik.bakımından sıraya ko-nulmaları,edebi eserlere göre tamir edilmeyeçalışılmalarıveya konu olarak ait.

oldukları metne göre bir araya getirilmeleridir. Içerikle kastedilense dini içeriktir ki,çoğu kaybolmuşbir din olan Maniheizme aittir, tabiiHristiyanlığa ve Budizme ait olan metinler devardır.

Yazar:

Maniheizm, bir kaç yüzyıl boyunca bir Dünya dini olmuştu. Taraftarları Yakın Doğudan Ortaasya'ya kadar uzanıyordu. Maniheis-tlerfarklı farklı halklardandı. Turfan' dan Berlin' e Maniheist içerikli çok sayıdametin getirilmiş, çoğu Eski İran dilleri olmak üzere, Çince, Toharca vb. dillerden.Bu son dildense sadece ve sadece Tur-[an' da bulunan fragmentler sayesinde haberdar oluyoruz. Nasıl

olmuştuda bunca Maniheist metin Turfan'da bir araya gelmişti? Dr. Sundermann: Tarih boyunca Maniheizmin Dünyadiniolarak ortayaçıkışı. sadecebir kez, o da UygurBozkır Kağanlığıncadevlet dini olarak kabul edil-dikleri 761 veya 62, 762yılındasöz konusudur.

Yazar: 1969'

dan beri

Turjan

Araştırmaları Grubunda Türkbilimci (ve kendisinin de belirttiği gibi Annemarie von Gabain'in bir öğrencisi) olarak çalışan Dr. Peter Zieme anlatıyor. .

Dr. P. Zieme: Devlet dini olarak kabul edilmesi Maniheizmi Turfan bölgesindeki havzalarda doğrudanolmasa da bütün konularda moral bir deste-kle de sırtı güçlü bir duruma getirdi.. Bu Türk hanedanı 840 yılında Kırgızlarcatahrip edildi, tahrip edilme belki kaba bir ifade, ama tam olarak yıkıldı.Uygur hakanlığı yıkılınca halkın çoğuyeni yerleşim bölgelerine, Çin'e, bugünkü Ganzu bölgesine, herşeydenönce Turfanhavzasınayöneldi. Beraberinde bu bölgeninTürkleşmesinide getirdi, daha sonra bütün bir bölge Türkistanadıyla anılıroldu, bugün bu isimDoğuTürkistanadı altında Kaza-kistan, Özbekistan ve Kırgızistangibi Ortaasya cumhuriyetlerini kapsayan BatıTürkistan'ın zıddıolarakkullanılmaktadır.

(10)

Yazar: Turjan

ve çevresinde bulunan Ortaasya metinleri sadece Ber-lin'de bulunmamakta, bir kısmı da Londra,birazı Pekin' de, devamı da Tokyo' da bulunmaktadır. Bunlar dil-tarih ve dinbilimcilerce ortak-laşa olarakfarklı açılardan çalışılarak Ortaçağın Ortaasyası yeniden tanımlanmaya çalışılmaktadır. Berlin' deki metinlerden dolayı Alman araştırmacılarda buna katılabi/mektedir.Unter den Linden'deki

çalışma şimdi Berlin-Brandenburg Akademisi çaerçevesinde

sürdurülmekie. Aynı şekilde Gôttingen' de de Sanskrit-Turfan

frag-mentımeri bir kaç yıldan beri çalışılmakta. "Berlin Devlet Kütüphanesi" nde şu an Dr. Ortwin Feistel' in yönetiminde Turfan fragmentleri toplu birşekilde sisteme (ve de tasnife) konuluyor; son

olarak diyor ki:

Dr.Feistel: Bunlar,başka şeylerleaslakarşı1aştınlamayacak eşsizbelgeler, sonu henüztamamıylagörülemeyen,Ortaasya'nındin tarihi, kültür tarihi,

ta-rihhakkındadaha bu1upçıkartılacak şeylervar.

Referanslar

Benzer Belgeler

generasyon sonra %96.875-%98.4375 oranında ıslah edici ırk genotipine sahip hayvanlar elde edilir.. Bu düzeye ulaşılana kadar

- Sığır, koyun ve keçi türlerinde döller, ergin yaş ağırlığının yaklaşık %50 sine (Yaklaşık 6 aylık) ulaştıklarında yumurta ve sperma üretmeye başlar. - Hayvanlar

6 haftada 150 kg süt içirilerek buzağı, 4 haftada 20 kg sütle kuzu büyütme mümkündür. Bundan sonra yavrulara yapma süt (süt ikame yemi veya kuzu-buzağı

sayı içerisinde de sağılanların oranı buna bağlı olarak da koyun-keçi sütü üretimi ve bunun.. toplam süt üretimi içerisindeki

 Kombine veya etçi ırklardan, genç ve erkek hayvanlar besiye en uygun olanlardır.  Hangi ırktan olursa olsun genç hayvanlar

Tavşanı, Lama, Kıl Keçilerinden elde edilen ince kıllar genel olarak yapağı olarak adlandırılır..  Koyunlardan elde edilene

Emsen (1994) Hayvan Yetiştirme İlkeleri.. Yayınları no:720,

Süt verimi bakımından damızlık seçiminde hayvanların dış yapı özelliklerinden yararlanılabilirse de analarının ve diğer dişi akrabalarının verimlerinden