KITALARIN KAYMASI KITALARIN KAYMASI
Kıtaların büyük hareketliliği jeolojik zamanlar içerisinde gözlenmiştir. Kıta Kıtaların büyük hareketliliği jeolojik zamanlar içerisinde gözlenmiştir. Kıta kaymasını ilk kez 1908 yılında Amerikalı Jeolog Frank Taylor önermiştir.
kaymasını ilk kez 1908 yılında Amerikalı Jeolog Frank Taylor önermiştir.
Ancak Taylor’un çalışmaları göz ardı edilmiş ve daha sonra da Ancak Taylor’un çalışmaları göz ardı edilmiş ve daha sonra da
unutulmuştur. Daha sonra Alman meteorolog Alfred Wegener kıta unutulmuştur. Daha sonra Alman meteorolog Alfred Wegener kıta kayması ile ilgili bir teori üzerinde çalışmaya başladı. 1912 yılında kayması ile ilgili bir teori üzerinde çalışmaya başladı. 1912 yılında
Wegener kıtasal kayaçların deniz tabanı kayaçlarından daha sert ve hafif Wegener kıtasal kayaçların deniz tabanı kayaçlarından daha sert ve hafif olduğunu ileri süren teorisini geliştirdi. Ayrıca deniz tabanı kayaçlarının olduğunu ileri süren teorisini geliştirdi. Ayrıca deniz tabanı kayaçlarının çok koyu bir katran biçiminde olduğunu ortaya koydu.
çok koyu bir katran biçiminde olduğunu ortaya koydu.
Wegener’e göre güçlü kıtalar, daha güçsüz deniz tabanı kayaçlarının Wegener’e göre güçlü kıtalar, daha güçsüz deniz tabanı kayaçlarının
üzerinde kaymaya muktedirler. Wegener bu görüşlerine ilaveten kıtaların üzerinde kaymaya muktedirler. Wegener bu görüşlerine ilaveten kıtaların bir zamanlar tek bir büyük kara parçasından (Pangaea) oluştuğunu da bir zamanlar tek bir büyük kara parçasından (Pangaea) oluştuğunu da ileri sürmüştür. Zaman içerisinde bu süperkıta ikiye ayrılarak Laurasia ileri sürmüştür. Zaman içerisinde bu süperkıta ikiye ayrılarak Laurasia (kuzey karalar) ve Gondwana (güney karalar)’yı oluşturdu. Wegener (kuzey karalar) ve Gondwana (güney karalar)’yı oluşturdu. Wegener teorisinde tek bir bütün halindeki tüm kıtaların (Pangea), Geç Triyas teorisinde tek bir bütün halindeki tüm kıtaların (Pangea), Geç Triyas
dönemde (yaklaşık 250-200 milyon yıl önce) parçalandığını ve parçaların dönemde (yaklaşık 250-200 milyon yıl önce) parçalandığını ve parçaların birbirlerinden uzaklaştığını öne sürmüştür. Gondwana parçalanarak
birbirlerinden uzaklaştığını öne sürmüştür. Gondwana parçalanarak Güney Amerika, Afrika, Hindistan, Avustralya ve Antartika kıtalarını Güney Amerika, Afrika, Hindistan, Avustralya ve Antartika kıtalarını
oluştururken, Laurasia Kuzey Amerika ve Avrasya olarak ikiye ayrılmıştır.
oluştururken, Laurasia Kuzey Amerika ve Avrasya olarak ikiye ayrılmıştır.
Wegener bu teorisine kanıt olarak Amerika ve Afrika’daki Wegener bu teorisine kanıt olarak Amerika ve Afrika’daki kayaçların benzerliğini gösterdi. Bu dönemdeki birçok kayaçların benzerliğini gösterdi. Bu dönemdeki birçok
araştırmacı bu görüşleri reddetti. Çünkü o dönemde kimse araştırmacı bu görüşleri reddetti. Çünkü o dönemde kimse
kıtaların magma üzerinde kaymasını sağlayan gücü kıtaların magma üzerinde kaymasını sağlayan gücü
açıklayamıyordu.
açıklayamıyordu.
Wegener’in görüşleri 1960’larda başlayan Wegener’in görüşleri 1960’larda başlayan levha tektoniği levha tektoniği ve deniz tabanı hareketliliği kavramlarının gelişimiyle
ve deniz tabanı hareketliliği kavramlarının gelişimiyle
desteklendi. Modern teoriye göre Amerika, Avrupa ve Afrika desteklendi. Modern teoriye göre Amerika, Avrupa ve Afrika
190 milyon yıl öncesine kadar bir arada idi. Sonraki 190 milyon yıl öncesine kadar bir arada idi. Sonraki
zamanlarda tektonik levha hareketleri bugünkü mevcut zamanlarda tektonik levha hareketleri bugünkü mevcut pozisyonlarını almaya başladı. Bazı jeofizikçiler kıtalarda pozisyonlarını almaya başladı. Bazı jeofizikçiler kıtalarda
gözlemlenen bu değişimlerin kıtalararasındaki dev yanardağ gözlemlenen bu değişimlerin kıtalararasındaki dev yanardağ
yarıklarından kaynaklandığını, buralardan açığa çıkan lavların yarıklarından kaynaklandığını, buralardan açığa çıkan lavların
kıtaları birbirlerinden uzaklaştırdığını savunmaktadırlar.
kıtaları birbirlerinden uzaklaştırdığını savunmaktadırlar.
Kıtaların kayması ile ilgili görüşleri destekleyecek bulgulardan Kıtaların kayması ile ilgili görüşleri destekleyecek bulgulardan bazıları aşağıda verilmektedir:
bazıları aşağıda verilmektedir:
Alman coğrafyacı Alexander von Humboldt’a göre, bir zamanlar Alman coğrafyacı Alexander von Humboldt’a göre, bir zamanlar Güney Amerika ve Afrika bir arada olmalıydı. Humboldt, Güney Güney Amerika ve Afrika bir arada olmalıydı. Humboldt, Güney Amerika, Afrika ve dünyanın diğer karalarında yapmış olduğu Amerika, Afrika ve dünyanın diğer karalarında yapmış olduğu araştırmalarında bitki ve hayvan örnekleri toplamış, coğrafya ve araştırmalarında bitki ve hayvan örnekleri toplamış, coğrafya ve jeolojik araştırmalar yapmıştı. Bu araştırmaları sonucunda Güney jeolojik araştırmalar yapmıştı. Bu araştırmaları sonucunda Güney Amerika ve Afrika kıtaları arasındaki benzerlikleri gözlemlemiş ve Amerika ve Afrika kıtaları arasındaki benzerlikleri gözlemlemiş ve kıyı şeridi olarak iki kıta arasındaki uyuma dikkat çekmiştir.
kıyı şeridi olarak iki kıta arasındaki uyuma dikkat çekmiştir.
Ayrıca, Arjantin Buenos Aires yakınlarındaki sıradağlar ile Güney Ayrıca, Arjantin Buenos Aires yakınlarındaki sıradağlar ile Güney Afrika’daki sıradağların da büyük benzerlikler gösterdiğini
Afrika’daki sıradağların da büyük benzerlikler gösterdiğini
vurgulamıştır. Brezilya’da kıyıya doğru uzanan dağ sıralarına benzer vurgulamıştır. Brezilya’da kıyıya doğru uzanan dağ sıralarına benzer sıradağların Afrika Gana’daki kıyı kesiminde de gözlendiği
sıradağların Afrika Gana’daki kıyı kesiminde de gözlendiği
anlaşılmıştır. Günümüzde birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta anlaşılmıştır. Günümüzde birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta bulunan bu iki kıtada gözlenen dağ sıralarının benzer kayaçlardan bulunan bu iki kıtada gözlenen dağ sıralarının benzer kayaçlardan form aldığı ve benzer yaşlarda olduğu belirlenmiştir. Humboldt form aldığı ve benzer yaşlarda olduğu belirlenmiştir. Humboldt Kuzey Amerika ve Avrupa arasında da birbirlerine çok benzeyen Kuzey Amerika ve Avrupa arasında da birbirlerine çok benzeyen sıradağların varlığını saptamıştır.
sıradağların varlığını saptamıştır.
Humboldt ve diğer doğa araştırmacıları yaptıkları araştırmalarda Humboldt ve diğer doğa araştırmacıları yaptıkları araştırmalarda Atlantik Okyanusu’nun iki yakasındaki kıtalarda bulunan bitki ve Atlantik Okyanusu’nun iki yakasındaki kıtalarda bulunan bitki ve hayvan fosilleri arasındaki benzerliğe de vurgu yapmışlardır.
hayvan fosilleri arasındaki benzerliğe de vurgu yapmışlardır.
Güney Amerika’nın doğusu ile Afrika’nın batısında bulunan fosil Güney Amerika’nın doğusu ile Afrika’nın batısında bulunan fosil türlerindeki bazı benzerlikler dikkat çekicidir. Diğer kara
türlerindeki bazı benzerlikler dikkat çekicidir. Diğer kara
parçaları arasında yapılan gözlemlerde de benzer sonuçlara parçaları arasında yapılan gözlemlerde de benzer sonuçlara ulaşıldı. Örneğin Hindistan ile Avusturalya karalarında bulunan ulaşıldı. Örneğin Hindistan ile Avusturalya karalarında bulunan bitki ve hayvan fosilleri arasında da önemli benzerlikler
bitki ve hayvan fosilleri arasında da önemli benzerlikler gözlenmiştir.
gözlenmiştir.
Bir diğer önemli kanıt yirminci yüzyılın başlarında ortaya Bir diğer önemli kanıt yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır. Erimiş lavlar donduğu zaman dünyanın manyetik çıkmıştır. Erimiş lavlar donduğu zaman dünyanın manyetik alanlarına ait izleri de koruma altına alırlar. Bazalt yerin alanlarına ait izleri de koruma altına alırlar. Bazalt yerin altında donduğu zaman dünyanın manyetik alanlarını da altında donduğu zaman dünyanın manyetik alanlarını da kaydetmektedir. Buna göre Farklı kıtalarda, farklı yaşlardaki kaydetmektedir. Buna göre Farklı kıtalarda, farklı yaşlardaki farklı kayaçlardan Dünya’nın manyetik alanlarının yönü farklı kayaçlardan Dünya’nın manyetik alanlarının yönü ölçülmektedir ve bu durum manyetik kutupların dünyanın her ölçülmektedir ve bu durum manyetik kutupların dünyanın her yerine taşındığını ya da kıtaların hareket ettiğini yerine taşındığını ya da kıtaların hareket ettiğini göstermektedir. Farklı kıtalardan alınan kuzey ve güney göstermektedir. Farklı kıtalardan alınan kuzey ve güney yönleri bir haritanın üzerine işlendiği zaman ortaya çıkan yönleri bir haritanın üzerine işlendiği zaman ortaya çıkan
anlamlı şekil, dünyadaki kıtaların kaydığını ispatlıyordu.
anlamlı şekil, dünyadaki kıtaların kaydığını ispatlıyordu.
Erken kaşifler, harita yapıcılar ve ticaretle uğraşanlar sıklıkla Erken kaşifler, harita yapıcılar ve ticaretle uğraşanlar sıklıkla doğa bilimcilerin gezilerine katılmalarına izin vermişlerdir. Bu doğa bilimcilerin gezilerine katılmalarına izin vermişlerdir. Bu doğa bilimciler iki çarpıcı gözlemde bulunmuşlardır. İlki doğa bilimciler iki çarpıcı gözlemde bulunmuşlardır. İlki benzer bitki ve hayvan kalıntılarının okyanusların binlerce benzer bitki ve hayvan kalıntılarının okyanusların binlerce kilometrelik büyüklüğüyle ayırt ettiği kıtalarda kilometrelik büyüklüğüyle ayırt ettiği kıtalarda
gözlemlenmeleridir.
gözlemlenmeleridir.
Fosil kalıntılarına farklı kıtalarda rastlanılan benzer canlıların yanı sıra, Fosil kalıntılarına farklı kıtalarda rastlanılan benzer canlıların yanı sıra, yaşayan bitki ve hayvan türlerinin farklı kıtalarda birbirlerinden çok farklı yaşayan bitki ve hayvan türlerinin farklı kıtalarda birbirlerinden çok farklı bir şekilde ortaya çıktıkları da gözlemlenmiştir. Doğa bilimciler neredeyse bir şekilde ortaya çıktıkları da gözlemlenmiştir. Doğa bilimciler neredeyse
ziyaret ettikleri her adada yeni bitki ve hayvan türleriyle ziyaret ettikleri her adada yeni bitki ve hayvan türleriyle
karşılaşmışlardır. Uzun yıllar doğa bilimcilerin kafasını meşgul eden bu karşılaşmışlardır. Uzun yıllar doğa bilimcilerin kafasını meşgul eden bu
problemler Levha Tektoniği kuramı ile çözümlendi. Farklı kıtalar bir problemler Levha Tektoniği kuramı ile çözümlendi. Farklı kıtalar bir
zamanlar bitişikken, aynı ya da yakın türdeki bitki ve hayvanlar burada zamanlar bitişikken, aynı ya da yakın türdeki bitki ve hayvanlar burada
yaşıyorlardı. Daha sonra kıtalar ayrılmaya başlayınca türler de ayrıldı ve yaşıyorlardı. Daha sonra kıtalar ayrılmaya başlayınca türler de ayrıldı ve
populasyonlar okyanuslar nedeniyle coğrafik olarak izole hale geldi.
populasyonlar okyanuslar nedeniyle coğrafik olarak izole hale geldi.
Farklı karalardaki yaşam farklı türler şeklinde evrimleşti.
Farklı karalardaki yaşam farklı türler şeklinde evrimleşti.
Birbirinden ayrılmış kıtalardaki her bir türün kökeni takip edilebilir. Birbirinden ayrılmış kıtalardaki her bir türün kökeni takip edilebilir.
Ayrılmanın zamanı uzunsa türler arasındaki farklılıklar da çok olacaktır.
Ayrılmanın zamanı uzunsa türler arasındaki farklılıklar da çok olacaktır.
Örneğin, Avustralya’da bulunan doğal (yerli) memelilerin tümü keselidir.
Örneğin, Avustralya’da bulunan doğal (yerli) memelilerin tümü keselidir.
Plasentalı memeliler doğal olarak gözlemlenmezler. Bugün adada Plasentalı memeliler doğal olarak gözlemlenmezler. Bugün adada
yaşayan plasentalı memelilerin tümü daha sonradan buraya getirilen yaşayan plasentalı memelilerin tümü daha sonradan buraya getirilen
türlerdir. Buna göre Avustralya ana kıtadan ayrıldığı zaman henüz türlerdir. Buna göre Avustralya ana kıtadan ayrıldığı zaman henüz
plasentalı memeliler evrimleşmemişti.
plasentalı memeliler evrimleşmemişti.
Dünya’daki yaşamın çeşitlenmesi kıtaların parçalanması ve Dünya’daki yaşamın çeşitlenmesi kıtaların parçalanması ve uzaklaşmasıyla mı mümkün oldu? Bu sorunun cevabı 1970 uzaklaşmasıyla mı mümkün oldu? Bu sorunun cevabı 1970
yılında Amerikalı jeolog James Valentine ve Eldridge Moores yılında Amerikalı jeolog James Valentine ve Eldridge Moores
tarafından verildi. Onlara göre yaşamın çeşitliliği kıtaların tarafından verildi. Onlara göre yaşamın çeşitliliği kıtaların
parçalanması ve birbirlerinden uzaklaştığı dönemlerde parçalanması ve birbirlerinden uzaklaştığı dönemlerde artmış, kıtalar bir araya geldiği dönemlerde azalmıştır.
artmış, kıtalar bir araya geldiği dönemlerde azalmıştır.
1970’den beri yapılan çalışmalar levha hareketlerinin 1970’den beri yapılan çalışmalar levha hareketlerinin
evrimdeki itici güçlerden biri olarak evrimin anlaşılmasına evrimdeki itici güçlerden biri olarak evrimin anlaşılmasına
katkı sağladığını ortaya koymuştur. Örneğin Permiyen katkı sağladığını ortaya koymuştur. Örneğin Permiyen
dönem boyunca (286 milyon yıl önce) Pangaea civarındaki dönem boyunca (286 milyon yıl önce) Pangaea civarındaki
sığ denizlerde yaşayan hayvan türlerinin çeşitliliği sığ denizlerde yaşayan hayvan türlerinin çeşitliliği
azalmıştır. Buna karşın, Mezozoik dönemin ortalarında (144 azalmıştır. Buna karşın, Mezozoik dönemin ortalarında (144
milyon yıl önce) karşı kıyılarda yaşayan türler göreceli milyon yıl önce) karşı kıyılarda yaşayan türler göreceli olarak artış göstermiştir. En büyük mesafe farklılığında olarak artış göstermiştir. En büyük mesafe farklılığında
benzer ailelerin sayısı en aza inmiştir. Güney Atlantik’teki benzer ailelerin sayısı en aza inmiştir. Güney Atlantik’teki
farklılıklar, Kuzey Atlantik’tekinden çok daha hızlı farklılıklar, Kuzey Atlantik’tekinden çok daha hızlı
gelişmiştir. Çünkü Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki kara gelişmiştir. Çünkü Avrupa ve Kuzey Amerika arasındaki kara
köprüsü Senozoik döneme (66 milyon yıl önce) kadar köprüsü Senozoik döneme (66 milyon yıl önce) kadar
devam etmişti.
devam etmişti.
Benzer bir şekilde Kuzey ve Güney Amerika’nın Panama kanalıyla bağlantısı koptu. Güney Amerika’da var olan pek çok keseli ve çok az
yırtıcı türünün yaşadığı alanlara, bağlantı kurulduktan sonra birçok büyük otçul tür göç etti. Bu türler yeni çevreye çok iyi adapte oldular ve yerel faunadan daha başarılı bir şekilde yiyecek için rekabet ettiler. İri
yırtıcıların da göçleriyle birlikte Güney Amerika karsal memelilerinin en az dört takımının soyu tükendi. Sadece birkaç tür (armadillo ve opossum vb) kuzeye göç ettiler. Kuzey türlerinden çoğunun güneye göçleri
sonrasında (lama ve tapir vb) kuzeyde soyları tükenmiş ve günümüzde sadece güneyde bulunmaktadırlar.